PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : YARDIMLAR TEK ELDEN


Sivaslilar.Net
08.06.2007, 00:06
Fakir ve yardıma muhtaç durumdaki insanların giyecek, ev eşyaları ve diğer ihtiyaçlarını karşıladıklarını Sosyal Market, Gıda Bankası'nın devreye girmesi tam işlevliğini yapamazken, Gıda Bankası ile Sosyal Marketin aynı işi yapması nedeniyle de yardımların koordeli bir şekilde yapılması konusunda da sıkıntılar ortaya çıkıyordu.

Geçtiğimiz aylarda gerçekleştirilen sosyal hizmetler toplantısında bir açıklama yapan Vali Veysel Dalmaz, Sosyal Market ile Gıda Bankası'nın aynı alanda çalıştığını, bu iki kurumun bir çatı altında toplanması amacıyla çalışma yapacaklarını söylemişti.

Gıda Bankası'nın devreyi girmesi ile birlikte Sosyal Market'e vatandaşların ilgisinin azaldığı görülürken, daha önce Sosyal Market'e vatandaşlar tarafından bağışlanan malzemelerin koyulabilmesi amacıyla yer bulunamazken, şimdi ise Sosyal Market'e vatandaşların ilgisi çok az.

Önümüzdeki günlerde Valilik ve Belediye'nin yapacağı protokol ile Gıda Bankası ve Sosyal Market faaliyetleri koordinasyonlu bir şekilde yürütecek olurken, böylece ihtiyaç sahibi ailelere yapılacak olan yardımlar da tek elden yapılmış olacak.

Sevgi evlerinin bu yıl yapılması ile birlikte Sosyal Market'in yer aldığı Yetiştirme Yurdu binasının yeri de boşaltılarak burası Belediye'ye devredilecek olurken, Sosyal Markette buradan Gıda Bankası'nın olduğu bölgeye taşınacak.

Ertugrul
08.06.2007, 01:46
Sosyal amaçlı çalışmalarda en önemli sorun koordinasyon eksikliği oluyor.İhtiyaca
ve kişiye göre yardım anlayışının sahip olduğu her iki kurumunda koordineli
çalışması çok önemlidir.

abircan
08.06.2007, 16:38
AKP iktidarının ekonomi açısından özetini Özelleştirme İdaresi Başkan Yardımcısı Osman Demirci yaptı.


AKP iktidarının ekonomi açısından özetini Özelleştirme İdaresi Başkan Yardımcısı Osman Demirci yaptı. Şöyle diyor Demirci:

"2004-2005 yıllarında özelleştirmede dünya ikincisiydik. Son dört yılın ortalamasına göre, dünya birin cisiyiz. Bizden önceki 20 yılda toplam 8 milyar dolarlık özelleştirme yapılmış. Biz 18 milyar dolarlık yaptık. Hedefimiz ulaşımda, köprüde, enerjide özelleştirme yapmak."

AKP'nin son 4.5 yılda sattıkları arasında telefondan gübre fabrikasına, bankadan limana kadar ne ararsan var.

Peki, bunların karşılığında Türkiye ne kazanmış?

Daha çok istihdam mı? Rakamlar gösteriyor ki, hayır.

Daha çok yatırım mı? Göstermelik açılışlar gösteriyor ki, hayır.

Daha az borçlanma mı? İstatistikler gösteriyor ki, hayır.

Bu durumda sormak gerekir:

Bu özelleştirmeler niçin yapıldı?

Bize göre yanıt şu:

Çokuluslu şirketler ve onların gelişmiş ülkeler destekli örgütleri istediği için.

AKP hükümeti, yıllarca elde ne varsa satıp, onların gelirini yabancı sermayenin Türkiye'ye girişi diye yutturdu, yutturmaya devam ediyor.

***

Millete ait satabildiği her şeyi satan, satamadıkları için de söz veren AKP, seçimlere şu söylemle giriyor:

Biz milletin gerçek temsilcisiyiz; öteki partiler, devletin...

Her şeyden önce böyle bir ayrıma girmek, milletle devleti karşı karşıya getirmek, aklı başında bir siyasetçinin girişeceği iş değil. Ama, AKP'lilere yakışıyor!

AKP'nin devlet-millet dengesine bakışının denklemi şu:

Devlete ait ne varsa haraç-mezat yabancılara ve yabancılarla işbirliği yapan yerlilere satıyor, millete de ekmek-kömür gibi günlük gereksinimlerini karşılayacak erzak dağıtıyor.

Sattıkları kimin? Devletin, özünde milletin...

Millete verdiği erzağın bedelini kimden çıkarıyor? Yine milletten...

Zira, dağıttıklarının bedelini cebinden değil, yine devletin kesesinden karşılıyor. Örneğin, dağıtılmakta olan kömürün bedelini, Hazine 2008 bütçesinden ödeyecek. Gelecek hükümete de borç takıyorlar!

Herkes devletin kesesinden yesin-içsin, seçimim var benim!

***

Eğer AKP'nin elde ne varsa satıp savma ve Dünya Bankası verilerine göre özelleştirme şampiyonu olma politikası doğru ise ABD'ninki yanlış.

ABD, özellikle Çin'in yükselişine karşı kendine göre değişik önlemler alıyor. Önceki ay, Çin'den gelecek mallara yeni vergiler koydu. Yine aynı dönemde, ABD ölçülerine göre çok da büyük olmayan bir petrol şirketinin satışı gerçekleşti. İki büyük alıcı çıktı; biri Çinli, öteki Amerikalı. Çinli 2 milyar dolar daha yüksek verdi, söz kesti. Ancak Amerikan kamuoyu öylesine sert tepki gösterdi ki, şirket 2 milyar dolar eksiğine ABD'de kaldı!

Tayyip 'in, Unakıtan 'ın mantığına göre, Amerikalılar enayi. Hiç Çin'den gelen para kaçırılır mı! Demek ki, yerine göre ABD bile "Al paran senin olsun, şirketimi vermem" diyebiliyor!

AKP'nin bu politikayı büyük başarı gibi yutturmaya girişmesine karşı, iktidara aday partileri usul usul harekete geçmeye çağırıyoruz.

Seçmen, meydanları dolduran milyonlar, AKP döneminde hukuk dışılığı açıkça belli olan satışların iptalini istiyor. Tercihini, bu yönde inandırıcı söz verecek partilerden yana kullanacak.

Bunun için öncelikle AKP'nin maskesinin indirilmesi gerekiyor:

Yabancılara kulluk edip milyar dolarlık varlıklarımızı dağıt; milleti açlığa mahkûm edip karnını doyuracak kadar ekmek dağıt!

Bu politika yükseklik mi?

Alçaklık mı?
Mustafa Balbay

efe1058
08.06.2007, 18:30
AKP iktidarının ekonomi açısından özetini Özelleştirme İdaresi Başkan Yardımcısı Osman Demirci yaptı.


AKP iktidarının ekonomi açısından özetini Özelleştirme İdaresi Başkan Yardımcısı Osman Demirci yaptı. Şöyle diyor Demirci:

"2004-2005 yıllarında özelleştirmede dünya ikincisiydik. Son dört yılın ortalamasına göre, dünya birin cisiyiz. Bizden önceki 20 yılda toplam 8 milyar dolarlık özelleştirme yapılmış. Biz 18 milyar dolarlık yaptık. Hedefimiz ulaşımda, köprüde, enerjide özelleştirme yapmak."

AKP'nin son 4.5 yılda sattıkları arasında telefondan gübre fabrikasına, bankadan limana kadar ne ararsan var.

Peki, bunların karşılığında Türkiye ne kazanmış?

Daha çok istihdam mı? Rakamlar gösteriyor ki, hayır.

Daha çok yatırım mı? Göstermelik açılışlar gösteriyor ki, hayır.

Daha az borçlanma mı? İstatistikler gösteriyor ki, hayır.

Bu durumda sormak gerekir:

Bu özelleştirmeler niçin yapıldı?

Bize göre yanıt şu:

Çokuluslu şirketler ve onların gelişmiş ülkeler destekli örgütleri istediği için.

AKP hükümeti, yıllarca elde ne varsa satıp, onların gelirini yabancı sermayenin Türkiye'ye girişi diye yutturdu, yutturmaya devam ediyor.

***

Millete ait satabildiği her şeyi satan, satamadıkları için de söz veren AKP, seçimlere şu söylemle giriyor:

Biz milletin gerçek temsilcisiyiz; öteki partiler, devletin...

Her şeyden önce böyle bir ayrıma girmek, milletle devleti karşı karşıya getirmek, aklı başında bir siyasetçinin girişeceği iş değil. Ama, AKP'lilere yakışıyor!

AKP'nin devlet-millet dengesine bakışının denklemi şu:

Devlete ait ne varsa haraç-mezat yabancılara ve yabancılarla işbirliği yapan yerlilere satıyor, millete de ekmek-kömür gibi günlük gereksinimlerini karşılayacak erzak dağıtıyor.

Sattıkları kimin? Devletin, özünde milletin...

Millete verdiği erzağın bedelini kimden çıkarıyor? Yine milletten...

Zira, dağıttıklarının bedelini cebinden değil, yine devletin kesesinden karşılıyor. Örneğin, dağıtılmakta olan kömürün bedelini, Hazine 2008 bütçesinden ödeyecek. Gelecek hükümete de borç takıyorlar!

Herkes devletin kesesinden yesin-içsin, seçimim var benim!

***

Eğer AKP'nin elde ne varsa satıp savma ve Dünya Bankası verilerine göre özelleştirme şampiyonu olma politikası doğru ise ABD'ninki yanlış.

ABD, özellikle Çin'in yükselişine karşı kendine göre değişik önlemler alıyor. Önceki ay, Çin'den gelecek mallara yeni vergiler koydu. Yine aynı dönemde, ABD ölçülerine göre çok da büyük olmayan bir petrol şirketinin satışı gerçekleşti. İki büyük alıcı çıktı; biri Çinli, öteki Amerikalı. Çinli 2 milyar dolar daha yüksek verdi, söz kesti. Ancak Amerikan kamuoyu öylesine sert tepki gösterdi ki, şirket 2 milyar dolar eksiğine ABD'de kaldı!

Tayyip 'in, Unakıtan 'ın mantığına göre, Amerikalılar enayi. Hiç Çin'den gelen para kaçırılır mı! Demek ki, yerine göre ABD bile "Al paran senin olsun, şirketimi vermem" diyebiliyor!

AKP'nin bu politikayı büyük başarı gibi yutturmaya girişmesine karşı, iktidara aday partileri usul usul harekete geçmeye çağırıyoruz.

Seçmen, meydanları dolduran milyonlar, AKP döneminde hukuk dışılığı açıkça belli olan satışların iptalini istiyor. Tercihini, bu yönde inandırıcı söz verecek partilerden yana kullanacak.

Bunun için öncelikle AKP'nin maskesinin indirilmesi gerekiyor:

Yabancılara kulluk edip milyar dolarlık varlıklarımızı dağıt; milleti açlığa mahkûm edip karnını doyuracak kadar ekmek dağıt!

Bu politika yükseklik mi?

Alçaklık mı?
Mustafa Balbay

Sosyal Market ve Gıda Bankasının birleştirilerek beraber hizmet etmesi ile
alakalı bir konuya mesaj yazdığınızı unutmuşsunuz.Yada gözünüz AKP den
başkasını görmüyor.Rakip partiniz herhalde,maşallah seçim havasına girmişsiniz
de sizi meydanlarda ve 23 temmuzda sandıkta görmek isteriz.Sakın beni de
AKP li diye suçlamayın...
Küçük birde hatırlatma yapayım alıntı yaptığınız gazate ve yazar yalan
haberleri ile ünlüdür.''Genç Subaylar Rahatsız'' size bir şeyler hatırlattı mı?
Seçimlerde aday iseniz veya partinize bir kaç tavsiyede bulunayım.milletin
değerleri ile barışın beyfendi,demokrasiyi araç olarak görüyor diye
yüklendikleriniz gibi demokrasiyi arada rafa kaldırmaktan vazgeçin,hukuku
oyuncak etmekten cayın artık,statükoyu bırakın kendinize,milletinize,tarihini ze
inanın ve samimi olun !
Siz düzelirseniz o eleştirdikleriniz de ya düzelecek yada millet tarafından
desteklemeyecek vel hasılı kelam devletçiliği bırakın millete dönün çünkü
devlette,dinde,dinsizlikte,ide olojide insanların mutluluğuna hizmet etmek için
vardır.Güçlü ve bağımsız devlet olabilmenin tek şartı millet olabilme bilince
sahip olmak ve köşelerde çöreklenmiş olanların en azından milletin değerlerine
saygı duymayı öğrenmeleri ile olur.

Not: Üyelerden özür diliyorum konu ile hiç alakası olmayan kelamlar ettim
kusura bakmayın ama ne yapalım bu devlette bu millette bizim,biz
milletiz,egemenlik bizim olmalı ve/veya bize yakın olmalı...