PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Beşir Ayvazoğlu


leblebi82
04.12.2007, 09:32
Aslen Sivas-Zara doğumludur. Küçük yaşlarda ailesiyle Sivas'a yerleşmiştir. Bu sıralarda ahmet Turan Alkan ile dostluk kurmuştur.

1975'te Bursa Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümünü bitirdi. Çeşitli liselerde Türkçe ve edebiyat öğretmenliği yaptı. TRT’de uzman olarak çalıştı. Askerlik görevini tamamladıktan sonra, lise yıllarında mahallî gazetelerde amatör olarak yürüttüğü gazetecilik mesleğine döndü.

1985-1991 yılları arasında Tercüman gazetesinin “Kültür-Sanat” sayfasını yönetti. Türkiye Gazetesinde Kültür-Sanat yönetmenliği ve köşe yazarlığı yaptı. Yeni Ufuk gazetesinin genel yönetmeni oldu. Şehir Tiyatroları Repertuar kurulu üyeliğine seçildi.

Aşk Estetiği adlı incelemesiyle dikkati çeken Ayvazoğlu, şiir, deneme, biyografi, inceleme, röportaj, oyun dallarında eserler verdi.

Ahmet Turan Alkan ile olan dostluğu çocukluk yıllarına uzanır. O'nu ilk bir tekkede gördüğünü "Defterimde Kırk Suret" adlı eserinde anlatır. Birlikte Çerkez'in kahvesinde oturmuşlukları vardır. Çerkes'in Kahvede Bir Kış Gecesi adlı şiiri ile bu mekanı harikulade şekilde anlatmıştır. A.Turan Alkan da bu mekânı "Altıncı Şehir" adlı kitabında insanı Sivas yollarına düşürecek bir yazıyla selamlamıştır.

Halen çeşitli televizyon programları ile bazı gazete ve dergilerde makaleler yazmaktadır.

kasparix
31.05.2008, 12:10
sayın leblebi büyüğümüze sivas va sivaslılara manevi katkılarınızdan dolayı teşekkürü borç bilirim ...zaman gazetesindeki yazılarını takip ediyorum netten beşir ayvazoğlu iskender pala ve en baba hemserimiz ahmet turan alkanı tanıtımın için bir kez daha teşekkürler...edebi yönüyle besir ayvazoğlunu güncel olayları kendine has ve hoş uslübuyla yorumlayıp bizlere sunan hemserimiz olduğu içinde bi derece daha mutlu olduğumuz bu ve daha nice yazarlarımızada gönülden teşekkür ederiz..

seva
16.11.2008, 01:35
9.türkiye de kültürel muhafahazakarlıgin üc atlisindan biridir. (digerleri a.t.alkan ve i. pala). bir zamanlar mensubu olduklari ideolojik durus sebebiyle cogu insan, bir dönem her üc sahsa da tedirginlikle yaklasmakta, hatta onlari görmemeyi tercih etmekteydi. fakat üc üstad da genclik dönemlerinde kapıldıkları ideolojik kısır döngüden uzaklasarak, gerçekten kültürel hayata büyük hizmetlerde bulundular. beşir ayvazoglu türk edebi geleneğine duyulan ilginin son dönemlerde artmasinda cok etkili oldu. yazdigi kitaplarla yol gösterdi. geleneğin direniş ayaklarindan biri oldu. hayatimizı biraz daha estetik hale getirdi. türk edebiyatinın önemli isimleri hakkında biyografiler yazarak dünyamızı zenginleştirdi. kendisine mütesekkir ve minnettar oldugumu belirtmek isterim.

leblebi82
17.11.2008, 21:40
sayın leblebi büyüğümüze sivas va sivaslılara manevi katkılarınızdan dolayı teşekkürü borç bilirim ...zaman gazetesindeki yazılarını takip ediyorum netten beşir ayvazoğlu iskender pala ve en baba hemserimiz ahmet turan alkanı tanıtımın için bir kez daha teşekkürler...

Asıl ben teşekkür ederim.
Sayın Beşir Ayvazoğlu'nun yukarıda bahsettiğim şiirini ekliyorum şimdi de ;

çerkes'in Kahvede Bir kış Gecesi



Uzatıp saçaklardan sivri dişlerini
zehir zemberek bir zemheri
ipini koparmış itler gibi
saldırır açık kalmış kapılardan
patır patır dökülür donuk yıldızlar
ay gök sofrasında bir tabak buz

Ortada nar gibi kızarmış ördek soba
çerkes emmi'den evvela
sıcacık bir 'buyrunuz'
çaylar mı? tavşan kanı, şâhâne
çerkes'in bir kahvesi var
altı kaval üstü şeşâne

Ha tepede sallanan kırk mumluk ampul
ha duvarda isli bir gaz lambası
farkedilmez sedirin yağlıkara muşambası
masanın bacakları çarpıksa ne gam
varsın endam aynaları
çevirsin suratları cin çarpmışa
çerkes emmi çıkarıp gümüş tabakayı
kalın bir cigara sarsın yeter

tütün değil tütün altın mübarek
cigara cigara değil yaprak sarması
ve okkalı bir fincan orta kahve
yahut tavşan kanı çay ooh keyf kekâ
koy o parayı cebine be hey divâne
çerkesin bir kahvesi var
altı kaval üstü şeşâne

Ah o kırmızı kuşaklı bardaklar
kuşaklarda 'hoşgeldiniz'
ocakta sıra sıra çaydanlıklar
kimi çin işidir kimi capon
çerkes zevk sahibi patron
dilli mi dilli
dizi dizi nargileler
marpuçları allı yeşilli
ve yukarda gülümseyen adnan menderes
'kahpe felek sana nettim neyledim'
ulan recep yenir miydi bu nane
çerkes'in bir kahvesi var
altı kaval üstü şeşâne

Yatsıyı kıldı mı damlarlar birer birer
ince kar kuşanmış eski adamlar
evvela buzlu selamlar
çözülür aynalarda 'aleykümselam'
halhatır sorulur hoşbeş edilir
derken lakırdılar dumanaltı
aşık hulusi'yi gördü ya aşık helâli
bir acayiptir hâli
haydi helâli dokun sazın tellerine
gidelim yâr illerine
suspus olmuş helâli
gözleri duvardaki levhada
'ah minel aşkı ve hâlâtihî'

Ve pattadak düşer iri yarı bir nükte
geçer hulusi'nin eline helâlinin yuları
sinsi sinsi güler bir hin oğlu hin
kahkahalar yükselirken, köşesinde
keyif tazeleyen müslüm efendinin
arada kaynar nargile fokurtuları

gitgide koyulaşır muhabbet
çerkesin üstüste çaylarıyla
ve sonra mapusane gediklisi
üç beş adam doğramış
kasabın oğlu bıçakkesmez hulusi
aşık hulusi
ayaklarında yumurta topuk kundura
kalın kara bıyıklarını bura bura
bir köroğlu tutturur tane tane
çerkesin bir kahvesi var
altı kaval üstü şeşâne

Hulusi, canın çıksın e mi
sen köroğlu kırat dedin
bitti tepemizde bu kör beygir
aklına turp sıktığı şaban ağa
dilinde çoktan eskittiğ yeni küfürler
yüklenir kapıya körkütük sarhoş
ört kapıyı lan godoş
burası meyhane mi
rakı şarap ne gezer burası kıraathane
çerkesin bir kahvesi var
altı kaval üstü şeşâne

Açar bayramlık ağzını şaban ağa
sessizlik yalın kılıç dolaşır
aynalar ayna değil iri birer kulak
müslüm efendi ya sabır çeker
kaşgöz oynatır çerkes emmi
acans geldi sami
çek radyonon kulağını

Bir köşede sami elinde kör kerpeten
hababam tepeler kelle şekerleri
nerde o eski tiryakiler
kıtlama çay içen mi kalmış tek tük
gönül ahbab ister kahve bahane
çerkesin bir kahvesi var
altı kaval üstü şeşâne

Uzatıp saçaklardan sivri dişlerini
zehir zemberek bir zemheri
ipini koparmış itler gibi
saldırır açık kalmış kapılardan

'Kaknus'
Beşir Ayvazoğlu