PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : ULAŞ [MAĞRA] GÜRPINAR KÖYÜ


kasparix
30.04.2008, 23:33
TÜM SİVASLILARA ÖNCELİLKLE SELAM OLSUN ...KÖYÜMÜZ TECERİN YUKARI TEPELERİNDE YAĞDONDURANLA KOMSU KÖYDÜR....KAHRAMAN ANADOLU İNSANI GİBİ KÖYÜMÜZ İNSANLARIININDA GÖNLÜ HERKESE AÇIKDIR ...GEDİN UĞRAYIN Bİ AYRANLARINI İÇİN ...KALIN SELAMETLE...

dark_yamtar58
30.04.2008, 23:36
TÜM SİVASLILARA ÖNCELİLKLE SELAM OLSUN ...KÖYÜMÜZ TECERİN YUKARI TEPELERİNDE YAĞDONDURANLA KOMSU KÖYDÜR....KAHRAMAN ANADOLU İNSANI GİBİ KÖYÜMÜZ İNSANLARIININDA GÖNLÜ HERKESE AÇIKDIR ...GEDİN UĞRAYIN Bİ AYRANLARINI İÇİN ...KALIN SELAMETLE...

Gönlümüzden geçenleri söyledin hemşerim.Bizlerde bütün Sivasın köylerini yaylalarını Dağlarını gezmeye can atıyoruz.İnşallah birgün sizin köyede uğrarız.

Abdurrahman 58
30.04.2008, 23:36
tüm gürpınar'lılara selamlar saygılar.

seva
20.09.2008, 16:07
Köyümüzün kökeni gürcistana dayanmaktadır.kurtuluş savaşına Kars ve Gürcistan dolaylarından birçok insan katılmış ve köyümüze yerleşmişler .eski adı, köydeki bir mağaradan dolayı "MAĞARA" olarak bilimektedir. bu mağara köyümüz için çok önemlidir tarihi eser olarak adlandırılır.ayrıca köyümüzde 1800 yıllık bir yol bulunmaktadır.osmanlı döneminden kalmaktadır.köyümüzün eski adı köyümüzün en yaşlı kişisinin isteğiyle Gürpınar olarak değiştirilmiştir.

Köyün gelenek ve görenekleri; hoşgörü, saygı, sevgi ve muhabbet çerçevesindedir. Geline kapıdan girerken tabak kırdırırlar. Başına şeker dökerler. Tatlı yedirirler. Kaynanalar ve gelinler çok iyi anlaşırlar.

kayaturan58
24.02.2009, 18:42
GÜRPINAR

Özlemim sanadır, hayalim düşüm
Burnumda tütüyor, madımak aşın
Olsa da bir dürüm, yapsam lavaşın
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Davar gelir, koyunları sağarlar
Kuzuları, ayrı dama koyarlar
En vururlar, ayrı renge boyarlar
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Baharla birlikte, yağan yağmurda
Ayakkabım çıkar idi, çamurda
Mantar da toplardım, çayırda kırda
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Sabah kahvaltıda, bal kuymak yersin
Çayır biter, ekinlere girersin
Başakları yakıp, firik edersin
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Aşık çok oynadım, harman yerinde
Kozalar doluydu, iki cebimde
Ağustos da, kar yerdim deresinde
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Yaz gelince, koyunları kırkarlar
Yünlerini, derelerde yıkarlar
Tokacını, sele verir sakarlar
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Bahçelerde çoktu, erik ağacı
Olmadan yedin mi, başlardı sancı
Kenger sakızının, ilk tadı acı
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Kavak ağacından, düdük yapardım
Top peşinde, akşamaça koşardım
Çelik çomak, çalma topu oynardım
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Kapının önünde, dibek taşına
Tokmak vurmak için, sıra başına
Yarma yapılırdı, ayran aşına
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Su değirmeninde, un öğütmeyi
Dedem gilin, yün kilimden tepmeyi
Loğ taşını, dam üstünde çekmeyi
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Hasret kaldım baharına yazına
Sulak, Sincan, Gölyeri’ne, düzüne
İmkan olsa dönmez miyim özüne
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Kayaturan kara, kışı da olsa
Samanı tezeği, var ise bolsa
Günlerce de yollar, kapalı kalsa
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

(22.02.2009 Saat: 10.33)


Aşık: hayvanın ayağındaki oynak kemik
Firik: yeşil başakları kavrulması
Koza: Ceviz gibi içi boş
Tepme: Büyük yün çuval
Loğ Taşı: Silindir biçiminde taş
Kenger: Sakız türü
Sulak,Sincan, Göl yeri: Yer, mevki

memiş çiftçi
27.02.2009, 15:50
slm tüm sivas lılara:)

kayaturan58
11.03.2009, 20:11
Özlemim sanadır, hayalim düşüm
Burnumda tütüyor, madımak aşın
Olsa da bir dürüm, yapsam lavaşın
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Davar gelir, koyunları sağarlar
Kuzuları, ayrı dama koyarlar
En vururlar, ayrı renge boyarlar
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Baharla birlikte, yağan yağmurda
Ayakkabım çıkar idi, çamurda
Mantar da toplardım, çayırda kırda
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Sabah kahvaltıda, bal kuymak yersin
Çayır biter, ekinlere girersin
Başakları yakıp, firik edersin
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Aşık çok oynadım, harman yerinde
Kozalar doluydu, iki cebimde
Ağustos da, kar yerdim deresinde
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Yaz gelince, koyunları kırkarlar
Yünlerini, derelerde yıkarlar
Tokacını, sele verir sakarlar
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Bahçelerde çoktu, erik ağacı
Olmadan yedin mi, başlardı sancı
Kenger sakızının, ilk tadı acı
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Kavak ağacından, düdük yapardım
Top peşinde, akşamaça koşardım
Çelik çomak, çalma topu oynardım
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Kapının önünde, dibek taşına
Tokmak vurmak için, sıra başına
Yarma yapılırdı, ayran aşına
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Su değirmeninde, un öğütmeyi
Dedem gilin, yün kilimden tepmeyi
Loğ taşını, dam üstünde çekmeyi
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Hasret kaldım baharına yazına
Sulak, Sincan, Gölyeri’ne, düzüne
İmkan olsa dönmez miyim özüne
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Kayaturan kara, kışı da olsa
Samanı tezeği, var ise bolsa
Günlerce de yollar, kapalı kalsa
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

(22.02.2009 Saat: 10.33)


Aşık: hayvanın ayağındaki oynak kemik
Firik: yeşil başakları kavrulması
Koza: Ceviz gibi içi boş
Tepme: Büyük yün çuval
Loğ Taşı: Silindir biçiminde taş
Kenger: Sakız türü
Sulak,Sincan, Göl yeri: Yer, mevki

kayaturan58
19.01.2010, 13:42
Gürpınar Köyü çocukluğumun geçtiği yer, baba yurdu demek.

SİVAS-ULAŞ- GÜRPINAR KÖYÜ

TARİHİ :

1.Dünya Savası sırasında Osmanlı ordusu KAFKASYA Cephesinde savaşırken , Ermeniler Doğu Anadolu da savunmasız halka saldırdılar. Katliamlara karıştılar çoluk çocuk kadın genç yaşlı ayrımı yapmadan akla gelmeyecek işkencelere maruz kaldılar bir çok vatandaşımız katledildi. Bunların liderleri 24 NİSAN 1915’de İstanbul’da tutuklandı. Mayıs 1915 de devlet Sevk ve İsyan kanunu “Tehcir” kanununu çıkararak Ermenilerden boşaltılan bir çok yer gibi bu köye de; Kars,Ağrı,Erzurum, Malatya ve Kahraman Maraş tarafından yerlerinden ve yurtlarından edilen ermeni mezalimini yaşamış vatandaşları yerleştirildi.Bu nedenle çevre de buraya macir köyü de denirdi.

Sivas İli Ulaş İlçesine bağlı olan Gürpınar Köyü bilinen ilk ismi Mağara olup, köy eskiden Kangal İlçesine bağlıyken Ulaş’ın ilçe statüsüne kavuşmasıyla bir çok çevre köyle birlikte Ulaş’a bağlanmıştır. Köyde bulunan ve tarihi bir değeri olan maalesef bugün bakımsız kendi haline terk edilen tüm bir kayadan oyma geniş bir mağara vardır, ismini de ondan almaktadır. 1964 yılında köyün adı İnkonak olarak değiştirilmişse de köy halkı ve çevre tarafından pek benimsenmemiş resmi işler haricinde eski ismiyle anılmıştır.

1974’de köydeki bir çok ev köyün ortasından tren geçecek diye istimlak edilerek köyün ortasına köprüler inşa edildi etrafı dağlarla çevrili olan köyün ortasına da bir dağ D.D.Y. bir dağ oturtturdu ve 5 367 metre uzunluğunda ki Türkiye’nin en büyük dünyanın da bilinen ikinci uzun demir yolu adı Deliktaş Tüneli olan girişi bu köyün arazileri içerisinde başlamakta.Sivas-Kangal- Malatya yolunu kısaltacak, ulaşımı hızlandıracak olan bu yol ne yazık ki bu köyün Gürpınar’ın değil de tünelin altından geçtiği Deliktaş Köyünün adını almaktadır tünel biteli yıllar olmasına nazaran yıl 2010 daha trenin geçtiği görülmedi.

1989’da Halis Tecer’in muhtarlığı döneminde suyu ve çeşmelerinin de bol olduğundan ( çevre köylere nazaran) adının “GÜRPINAR “ olarak değiştirilmesi uygun görülmüştür.
Köyün son iki dönemdir köy muhtarlığını Celal SEZER yapmaktadır.

Köyde KÖYDES projesi kapsamında kanalizasyon ve içme suyu sorunu yoktur.

Köy 100 haneden otuza düşmüş olup köyde kışın gençlerden az sayıda kişiye rastlarsınız geneli yaşlı erkeklerden, kadın ve çocuklardan ibarettir.

En son yapılan 2007 nüfus sayımında köyün nüfusu 357 olarak tespit edilmiştir.

ULAŞIM :

Köy Sivas- Malatya yoluna 1,5 km içeride Ulaş İlçesine 18 km Sivas’a 55 km. mesafede olup ulaşım her zaman mümkün olup bölgede karasal iklim hakimdir.

EKONOMİ :

Köy halkı geçimini tarım ve hayvancılıkla yapmakta olup gençleri işsizlik nedeniyle yıllarca gurbette çöplerde hurdacılık yaparak geçimini sağlamış şuanda bu mesleği profesyonel olarak hem hijyenik hem de teknolojik olarak “Geri dönüşüm atık toplama merkezi” adı altında yapanlar mevcuttur.


EĞİTİM :

Okuma oranı 1990’dan sonra hızla armış olup yurdun çeşitli yerlerinde değişik mesleklerde görev alanlar olmakla birlikte istenilen düzeye erişememiştir.

Bu gün başka illerde kurulan bir çok Sivas Kültür ve Yardımlaşma Derneklerinden birisi olan İzmir Sivaslılar Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Sayın Hamdi YILDIZ’da bu köyde İlkokulu okumuş, eğitimci ve idareci bir kişidir.

Şair Şevki KAYATURAN İzmir Sivaslılar Derneği Başkanı Sayın Hamdi YILDIZ’ı anlatırken de ;


Yiğidin harman yerinden
Ulaş, Mağara köyünden
Gelir, Yıldız’lar soyundan
Özü sözü, birdir gardaş.

Dursun oğlu Hamdi derler
Tanıyana sor överler
Selamıyla iş görürler
Bizim or’dan, bildim gardaş.

O toprağa aşık yürek
Fazla söze dost ne gerek
Dernekler de orta direk
Çöker ise, yandık gardaş.

Köye, kasabaya uyar
Eşi dostu sever sayar
Bir seslense, Şevki duyar
Abi bilir, sever gardaş.

Elde düdük o sahada
Hakem ya farklı havada
Yurdu gezdi bu davada
Doğu batı, gördü gardaş.

Ağartsa da durur saçım
Neriman der başım tacım
Her zaman ona muhtacım
Şükür eder, bilir gardaş.

Bilir zamansız açılmaz
Üç tane gül vaz geçilmez
Oğlan kız diye seçilmez
Hepsin yerin, bilir gardaş.

Vardır bacısı gardaşı
Yanındadır hep sırdaşı
Çok çekse de can yoldaşı
Takdir eder, sever gardaş.

Sivas’da yılları geçti
Gün geldi İzmir’e uçtu
Ahir zaman yer mi seçti
Bura son mu, dersin gardaş

Kayaturan, Gürpınar’ı
Kışın çok kürüdü karı
Şu gurbetin ahu zarı
Öldürecek, beni gardaş.

(20.02.2009 Saat:09.58)


Not : Şaire ait şiirleri Internet’e ismini “Şevki KAYATURAN” yazarak bulabilir bu şiirin tamamını aşağıdaki linkten de okuyabilirsiniz.
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]

AŞIK VE ŞAİRLERİ :

Bunlar köyün kültür elçileri; köyün bilinen 2 aşık 1’de şairi vardır en eski aşığı merhum Mevlüt SAVCI’dır söylediği birkaç türkü bugün yaşı kırk beşin üzerinde olanlar tarafından bilinir. Azrail’e yazdığı Bacanak ve Kumlu Mahalle gibi türküleri halen söylenir.

Aşıklardan bir diğeri Harun ARAT olup, oda bu köyde ilkokulu okumuş, halen Ankara’da bir kamu kuruluşunda çalışıp orada ikamet etmekte kendisinin çıkarmış olduğu “İçimdeki Ses” isimli birde kitabı vardır.
Aşık köyünü anlatırken bir şiirinde;

Geleceksen Gürpınar’ın zamanı
Yaylalar yeşerdi sular çağlıyor
Geleceksen Gürpınar’ın zamanı
Senin hasretinden yollar ağlıyor
Geleceksen Gürpınar’ın zamanı

Hele bir gelki gör Kumluk suyunu
Değiştirmiş kız karbasan huyunu
Garışmış guzusu hem de koyunu
Geleceksen Gürpınar’ın zamanı

Kar çiçeği İğdeli’yi bürümüş
Hep boşu boşuna ömrüm çürümüş
Çarpılık’tan kar suları yürümüş
Geleceksen Gürpınar’ın zamanı

Hiç eksik olur mu Sulağ’ın yeli
Ne kadar tatlıdır nevruzu gülü
Sanki dile gelmiş sazımın teli
Geleceksen Gürpınar’ın zamanı

Âşık Harun gezmeyinen doymadım
Gelip başın bu dizime koymadın
Demiroluk suyn içtim doymadım
Geleceksen Gürpınar’ın zamanı

Deyerek köyüne özlemini dile getirmiştir..


Şair Şevki KAYATURAN’ ise İlkokulu bu köyde okumuş Orta okulu Sivas, Liseyi Sakarya’da bitirmiş Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi Mezunu halen İzmir Beydağ İlçesinde bir kamu kuruluşunda idareci olarak görev yapmaktadır.Bir çok kültürel derneklerinde üyesi olan aynı zamanda Sivas Yazarlar ve Şairler Derneği SİYŞAD’a da üye olan şairin “Hayat Pınarımdan Damlalar” isimli kitabı Bilge Karınca Yayınlarından çıkmış olup bir kitabı mevcut olup, şairin 700’ü aşkın şiirinden bir kaçı ülke genelinde yapılan yarışmalarda dereceye girmiş, yazılı ve görsel basında yer almıştır.
Şair bir dörtlüğünde;

Sinop’tan Mersin’e güzergah kuran
Edirne’den Ardahan’a uzanan
Yetmez! Misakı Milli’nin içinde olan
Tam ortada, tam ortada Sivas’tır.

Meşhurdur köpeği, sürüsü, yozu
Ancak iki aydır, sıcağı yazı
Yakan güneş değil, rüzgardır bizi
Fırtınayla, savrulan yer Sivas’tır.

KAYATURAN toprağında taşında
Sivas, Ulaş, Gürpınar’ın başında
Gündüz hayalimde gece düşümde
Görmek için özlenen yer Sivas’tır.

Not :Şiirin tamamını bu linkte bulabilirsiniz.
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]

Sivas Valiliğinin katkılarıyla Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Hocalarından Sayın Doğan Kaya’nın hazırlamış olduğu beş ciltlik “Sivas Aşıklar ve Şairler Antolojisi” üçüncü ciltte yer almıştır.

Köy kurulduğu günden bu tarafa yetiştirdiği insanlar tamamı vatanına milletine sevdalık derecesinde bağlı anane ve kültürlerini yaşatmaya çalışan insanlardır.



___ GÜRPINAR ___

Özlemim sanadır, hayalim düşüm
Burnumda tütüyor, madımak aşın
Olsa da bir dürüm, yapsam lavaşın
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Davar gelir, koyunları sağarlar
Kuzuları, ayrı dama koyarlar
En vururlar, ayrı renge boyarlar
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Baharla birlikte, yağan yağmurda
Ayakkabım çıkar idi, çamurda
Mantar da toplardım, çayırda kırda
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Sabah kahvaltıda, bal kuymak yersin
Çayır biter, ekinlere girersin
Başakları yakıp, firik edersin
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Aşık çok oynadım, harman yerinde
Kozalar doluydu, iki cebimde
Ağustos da, kar yerdim deresinde
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Yaz gelince, koyunları kırkarlar
Yünlerini, derelerde yıkarlar
Tokacını, sele verir sakarlar
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Bahçelerde çoktu, erik ağacı
Olmadan yedin mi, başlardı sancı
Kenger sakızının, ilk tadı acı
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Kavak ağacından, düdük yapardım
Top peşinde, akşamaça koşardım
Çelik çomak, çalma topu oynardım
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Kapının önünde, dibek taşına
Tokmak vurmak için, sıra başına
Yarma yapılırdı, ayran aşına
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Su değirmeninde, un öğütmeyi
Dedem gilin, yün kilimden tepmeyi
Loğ taşını, dam üstünde çekmeyi
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Hasret kaldım baharına yazına
Sulak, Sincan, Gölyeri’ne, düzüne
İmkan olsa dönmez miyim özüne
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Kayaturan kara, kışı da olsa
Samanı tezeği, var ise bolsa
Günlerce de yollar, kapalı kalsa
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

(22.02.2009 Saat: 10.33)


Aşık: hayvanın ayağındaki oynak kemik
Firik: yeşil başakları kavrulması
Koza: Ceviz gibi içi boş
Tepme: Büyük yün çuval
Loğ Taşı: Silindir biçiminde taş
Kenger: Sakız türü
Sulak,Sincan, Göl yeri: Yer, mevki

Şair bir şiirinde de köyünün şuan ki halini şöyle anlatır.

___ SEN MİSİN BENİM KÖYÜM ___

Çocukluğum geçtiği, yerler gözüm önünde
Dolaştım baştan başa, şaşırttı beni köyüm
Yıkılmış viran olmuş, evim saray gönlümde
Yollarında koştuğum, sen misin benim köyüm...

Irmak gibi akardı, köyümüzdeki dere
Otuz sene önceki, bıraktığım köy nere
Nerde bağlar bahçeler, dökülürlerdi yere
Ağaç bile kalmamış, sen misin benim köyüm...

Karamık da yok olmuş, nerde alıç ağacı
Üç beş kişi kalmışlar, hepsinin beyaz saçı
İşsizlik büyük bela, durduramamış göçü
Boşalmış viran olmuş, sen misin benim köyüm...

Dili olsa sorardı, işte budur suçunuz
Zengin olan buralı, ne yaptınız kaçınız
Giden geri gelmedi, kalana da göçünüz
Diyerek boşaltılan, sen misin benim köyüm.

İki okul yetmezdi, olsa lisesi derdik
Ezan okunduğunda, camisine giderdik
Namazı ede edip, orda sohbet ederdik
Üç beş kişi ya var-yok, sen misin benim köyüm.

Geçmişe sünger çektin, önce adın değişti
Kangal’a bağlı iken, Ulaş’a çabuk geçti
Demiryolu yok amma, köyü ortadan biçti
Tüneli var rayı yok, sen misin benim köyüm.

Sanki gidene inat, bahar gelmiş yeşermiş
Hani nerde ağalar, hani kimler beyimiş
Gürpınar dedikleri, yüz hanelik köyümüş
Şimdi otuza düşen, sen misin benim köyüm.

Kayaturan; kurbanım, toprağına taşına
Rastlamadım dünyada, şu Sivas’ın eşine
Gelsin bir hafta köye, gitsin sonra işine
Düşlerimi süsleyen, sen misin benim köyüm.

(22.05.2009 Saat: 10.55)

[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]


Not : Buralara yazılan yazıları günümüz koşullarında her yerden bir tuşla herkesin görüp okuya bildiği yerler bu nedenle doğru olmayan kulaktan dolma yalan yanlış bilgilerle buraya yazı LÜTFEN asmayalım.

Saygılarımla.

Şevki KAYATURAN
Şair

Salim58
19.01.2010, 14:09
bizim köye çok yakın çok gitmişimdir.

tüm Gürpınarlılara sonsuz selamlar..

kayaturan58
30.01.2010, 09:44
SÖYLE GÜRPINAR'DAN SEN KİMLERDENSİN ?

Yolum düştü gurbet elde bir yere,
Kazma kürek, çalışırlar gel hele,
Dedim ki gardaşım memleket nere?
Dedi Ulaş, Gürpınar bilir misin…

Bilmem mi gardaşım oradan mısın?
Hangi sülaleden, sen kimlerdensin?
Hele yaklaş, adın nedir, sen kimsin?
Söyle Gürpınar’dan, sen kimlerdensin…

Kayaturan olsan, özüm bilirim,
Bir ses versen gece duysam gelirim,
Doğduğum topraklar orda ölürüm,
Söyle Gürpınar’dan, sen kimlerdensin…

Selam versen, Hakk’tan bilir alırım,
Şimşek’leri Şevket’leri tanırım,
Kulmaç’lardan sorsan belki bilirim,
Söyle Gürpınar’dan, sen kimlerdensin…

Tecerler’in, bir çoğunu tanırım,
İrfan’ıyı dedeyi, komşu bilirim,
Kara kişi aynı kökten gelirim,
Söyle Gürpınar’dan, sen kimlerdensin…

Yoksa Polatlar’dan, Karataş’tan mı?
Mirze’lerden, Karayılan’lardan mı?
Paşa gilden, Sülümer soyundan mı?
Söyle Gürpınar’dan, sen kimlerdensin…

Demiröz mü soyun, Emrah’gilden mi?
Çeşmenin altından, Tamer’lerden mi?
Karşıda yamaçta, Zafer’lerden mi?
Söyle Gürpınar’dan, sen kimlerdensin…

Kepenek soyundan, Haco’gilden mi?
Soyadı Deliktaş, Resul’gilden mi?
Sarıkaya yoksa, Şahbaz’gilden mi?
Söyle Gürpınar’dan, sen kimlerdensin…

Nurettin Karakoç, İsa’gilden mi?
Savcı mı… Cıbıllar, Veli’lerden mi?
Yıldırım’lardan mı… Tahar’gilden mi?
Söyle Gürpınar’dan sen kimlerdensin…

Arat’lara benzer bir çala huyun,
Tahar’lardan mısın Irmak mı boyun,
Memmet Şirin, Motge Yıldız mı..soyun,
Söyle Gürpınar’dan sen kimlerdensin…

İbrahim’gilden mi… Sezer’lerden mi?
Külte’lerden yoksa, Ziya’gilden mi?
Sükan’lardan Hamza, Sefil’lerden mi?
Söyle Gürpınar’dan sen kimlerdensin…

Çoban Mustafa Özer’lerden mi?
Garip oğlu yoksa Yılmaz’lardan mı?
Keklik’lerden misin…Aydın’lardan mı?
Söyle Gürpınar’dan sen kimlerdensin…

Kayaturan soyum dedem Ahmet’i
Oğlu Mahmut, Hümmet, Ali, Mehmet’i
Özlüyorum köyümdeki milleti
Söyle Gürpınar’dan sen kimlerdensin…

(12.02.2009 Saat: 22.40)

kayaturan58
27.07.2010, 12:30
Gürpınar Köyü çocukluğumun geçtiği yer, baba yurdu demek.

SiVAS-ULAŞ- GÜRPINAR KÖYÜ

TARİHİ:

1.Dünya Savası sırasında Osmanlı ordusu KAFKASYA Cephesinde savaşırken, Ermeniler Doğu Anadolu da savunmasız halka saldırdılar. Katliamlara karıştılar çoluk çocuk kadın genç yaşlı ayrımı yapmadan akla gelmeyecek işkencelere maruz kaldılar bir çok vatandaşımız katledildi. Bunların liderleri 24 NİSAN 1915’de İstanbul’da tutuklandı. Mayıs 1915 de devlet Sevk ve İsyan kanunu “Tehcir” kanununu çıkararak Ermenilerden boşaltılan bir çok yer gibi bu köye de; Kars,Ağrı,Erzurum, Malatya ve Kahraman Maraş tarafından yerlerinden ve yurtlarından edilen ermeni mezalimini yaşamış vatandaşları yerleştirildi.Bu nedenle çevre de buraya macir köyü de denirdi.

Sivas İli Ulaş İlçesine bağlı olan Gürpınar Köyü bilinen ilk ismi Mağara olup, köy eskiden Kangal İlçesine bağlıyken Ulaş’ın ilçe statüsüne kavuşmasıyla bir çok çevre köyle birlikte Ulaş’a bağlanmıştır. Köyde bulunan ve tarihi bir değeri olan maalesef bugün bakımsız kendi haline terk edilen tüm bir kayadan oyma geniş bir mağara vardır, ismini de ondan almaktadır. 1964 yılında köyün adı İnkonak olarak değiştirilmişse de köy halkı ve çevre tarafından pek benimsenmemiş resmi işler haricinde eski ismiyle anılmıştır.

1974’de köydeki bir çok ev köyün ortasından tren geçecek diye istimlak edilerek köyün ortasına köprüler inşa edildi etrafı dağlarla çevrili olan köyün ortasına da bir dağ D.D.Y. bir dağ oturtturdu ve 5 367 metre uzunluğunda ki Türkiye’nin en büyük dünyanın da bilinen ikinci uzun demir yolu adı Deliktaş Tüneli olan girişi bu köyün arazileri içerisinde başlamakta.Sivas-Kangal- Malatya yolunu kısaltacak, ulaşımı hızlandıracak olan bu yol ne yazık ki bu köyün Gürpınar’ın değil de tünelin altından geçtiği Deliktaş Köyünün adını almaktadır tünel biteli yıllar olmasına nazaran yıl 2010 daha trenin geçtiği görülmedi.

1989’da Halis Tecer’in muhtarlığı döneminde suyu ve çeşmelerinin de bol olduğundan (çevre köylere nazaran) adının “GÜRPINAR “ olarak değiştirilmesi uygun görülmüştür.
Köyün son iki dönemdir köy muhtarlığını Celal SEZER yapmaktadır.

Köyde KÖYDES projesi kapsamında kanalizasyon ve içme suyu sorunu yoktur.

Köy 100 haneden otuza düşmüş olup köyde kışın gençlerden az sayıda kişiye rastlarsınız geneli yaşlı erkeklerden, kadın ve çocuklardan ibarettir.

En son yapılan 2007 nüfus sayımında köyün nüfusu 357 olarak tespit edilmiştir.

ULAŞIM:

Köy Sivas- Malatya yoluna 1,5 km içeride Ulaş İlçesine 18 km Sivas’a 55 km. mesafede olup ulaşım her zaman mümkün olup bölgede karasal iklim hakimdir.

EKONOMİ:

Köy halkı geçimini tarım ve hayvancılıkla yapmakta olup gençleri işsizlik nedeniyle yıllarca gurbette çöplerde hurdacılık yaparak geçimini sağlamış şuanda bu mesleği profesyonel olarak hem hijyenik hem de teknolojik olarak “Geri dönüşüm atık toplama merkezi” adı altında yapanlar mevcuttur.


EĞİTİM:

Okuma oranı 1990’dan sonra hızla armış olup yurdun çeşitli yerlerinde değişik mesleklerde görev alanlar olmakla birlikte istenilen düzeye erişememiştir.

Bu gün başka illerde kurulan bir çok Sivas Kültür ve Yardımlaşma Derneklerinden birisi olan İzmir Sivaslılar Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Sayın Hamdi YILDIZ’da bu köyde İlkokulu okumuş, eğitimci ve idareci bir kişidir.

Şair Şevki KAYATURAN İzmir Sivaslılar Derneği Başkanı Sayın Hamdi YILDIZ’ı anlatırken de;

Yiğidin harman yerinden
Ulaş, Mağara köyünden
Gelir, Yıldız’lar soyundan
Özü sözü, birdir gardaş.

O toprağa aşık yürek
Fazla söze dost ne gerek
Dernekler de orta direk
Çöker ise, yandık gardaş.

Kayaturan, Gürpınar’ı
Kışın çok kürüdü karı
Şu gurbetin ahu zarı
Öldürecek, beni gardaş.

Not: Şaire ait şiirleri Internet’e ismini “Şevki KAYATURAN” yazarak bulabilir bu şiirin tamamını aşağıdaki linkten de okuyabilirsiniz.
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez] sair=59185

AŞIK VE ŞAİRLERİ:

Bunlar köyün kültür elçileri; köyün bilinen 2 aşık 1’de şairi vardır en eski aşığı merhum Mevlüt SAVCI’dır söylediği birkaç türkü bugün yaşı kırk beşin üzerinde olanlar tarafından bilinir. Azrail’e yazdığı Bacanak ve Kumlu Mahalle gibi türküleri halen söylenir.

Aşıklardan bir diğeri Harun ARAT olup, oda bu köyde ilkokulu okumuş, halen Ankara’da bir kamu kuruluşunda çalışıp orada ikamet etmekte kendisinin çıkarmış olduğu “İçimdeki Ses” isimli birde kitabı vardır.
Aşık köyünü anlatırken bir şiirinde;

Geleceksen Gürpınar’ın zamanı
Yaylalar yeşerdi sular çağlıyor
Geleceksen Gürpınar’ın zamanı
Senin hasretinden yollar ağlıyor
Geleceksen Gürpınar’ın zamanı

Hele bir gelki gör Kumluk suyunu
Değiştirmiş kız karbasan huyunu
Garışmış guzusu hem de koyunu
Geleceksen Gürpınar’ın zamanı

Kar çiçeği İğdeli’yi bürümüş
Hep boşu boşuna ömrüm çürümüş
Çarpılık’tan kar suları yürümüş
Geleceksen Gürpınar’ın zamanı

Hiç eksik olur mu Sulağ’ın yeli
Ne kadar tatlıdır nevruzu gülü
Sanki dile gelmiş sazımın teli
Geleceksen Gürpınar’ın zamanı

Âşık Harun gezmeyinen doymadım
Gelip başın bu dizime koymadın
Demiroluk suyn içtim doymadım
Geleceksen Gürpınar’ın zamanı

Deyerek köyüne özlemini dile getirmiştir..


Şair Şevki KAYATURAN’ ise İlkokulu bu köyde okumuş Orta okulu Sivas, Liseyi Sakarya’da bitirmiş Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi Mezunu halen İzmir Beydağ İlçesinde bir kamu kuruluşunda idareci olarak görev yapmaktadır.Bir çok kültürel derneklerinde üyesi olan aynı zamanda Sivas Yazarlar ve Şairler Derneği SİYŞAD’a da üye olan şairin “Hayat Pınarımdan Damlalar” isimli kitabı Bilge Karınca Yayınlarından çıkmış olup bir kitabı mevcut olup, şairin 700’ü aşkın şiirinden bir kaçı ülke genelinde yapılan yarışmalarda dereceye girmiş, yazılı ve görsel basında yer almıştır.
Şair bir dörtlüğünde;

Sinop’tan Mersin’e güzergah kuran
Edirne’den Ardahan’a uzanan
Yetmez! Misakı Milli’nin içinde olan
Tam ortada, tam ortada Sivas’tır.

Meşhurdur köpeği, sürüsü, yozu
Ancak iki aydır, sıcağı yazı
Yakan güneş değil, rüzgardır bizi
Fırtınayla, savrulan yer Sivas’tır.

KAYATURAN toprağında taşında
Sivas, Ulaş, Gürpınar’ın başında
Gündüz hayalimde gece düşümde
Görmek için özlenen yer Sivas’tır.

Not:Şiirin tamamını bu linkte bulabilirsiniz.
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez] sair=59185

Sivas Valiliğinin katkılarıyla Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Hocalarından Sayın Doğan Kaya’nın hazırlamış olduğu beş ciltlik “Sivas Aşıklar ve Şairler Antolojisi” üçüncü ciltte yer almıştır.

Köy kurulduğu günden bu tarafa yetiştirdiği insanlar tamamı vatanına milletine sevdalık derecesinde bağlı anane ve kültürlerini yaşatmaya çalışan insanlardır.



___ GÜRPINAR ___

Özlemim sanadır, hayalim düşüm
Burnumda tütüyor, madımak aşın
Olsa da bir dürüm, yapsam lavaşın
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Davar gelir, koyunları sağarlar
Kuzuları, ayrı dama koyarlar
En vururlar, ayrı renge boyarlar
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Baharla birlikte, yağan yağmurda
Ayakkabım çıkar idi, çamurda
Mantar da toplardım, çayırda kırda
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Sabah kahvaltıda, bal kuymak yersin
Çayır biter, ekinlere girersin
Başakları yakıp, firik edersin
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Aşık çok oynadım, harman yerinde
Kozalar doluydu, iki cebimde
Ağustos da, kar yerdim deresinde
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Yaz gelince, koyunları kırkarlar
Yünlerini, derelerde yıkarlar
Tokacını, sele verir sakarlar
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Bahçelerde çoktu, erik ağacı
Olmadan yedin mi, başlardı sancı
Kenger sakızının, ilk tadı acı
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Kavak ağacından, düdük yapardım
Top peşinde, akşamaça koşardım
Çelik çomak, çalma topu oynardım
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Kapının önünde, dibek taşına
Tokmak vurmak için, sıra başına
Yarma yapılırdı, ayran aşına
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Su değirmeninde, un öğütmeyi
Dedem gilin, yün kilimden tepmeyi
Loğ taşını, dam üstünde çekmeyi
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Hasret kaldım baharına yazına
Sulak, Sincan, Gölyeri’ne, düzüne
İmkan olsa dönmez miyim özüne
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

Kayaturan kara, kışı da olsa
Samanı tezeği, var ise bolsa
Günlerce de yollar, kapalı kalsa
Hasretim ben sana, hasret Gürpınar.

(22.02.2009 Saat: 10.33)


Aşık: hayvanın ayağındaki oynak kemik
Firik: yeşil başakları kavrulması
Koza: Ceviz gibi içi boş
Tepme: Büyük yün çuval
Loğ Taşı: Silindir biçiminde taş
Kenger: Sakız türü
Sulak,Sincan, Göl yeri: Yer, mevki

Şair bir şiirinde de köyünün şuan ki halini şöyle anlatır.

___ SEN MİSİN BENİM KÖYÜM ___

Çocukluğum geçtiği, yerler gözüm önünde
Dolaştım baştan başa, şaşırttı beni köyüm
Yıkılmış viran olmuş, evim saray gönlümde
Yollarında koştuğum, sen misin benim köyüm...

Irmak gibi akardı, köyümüzdeki dere
Otuz sene önceki, bıraktığım köy nere
Nerde bağlar bahçeler, dökülürlerdi yere
Ağaç bile kalmamış, sen misin benim köyüm...

Karamık da yok olmuş, nerde alıç ağacı
Üç beş kişi kalmışlar, hepsinin beyaz saçı
İşsizlik büyük bela, durduramamış göçü
Boşalmış viran olmuş, sen misin benim köyüm...

Dili olsa sorardı, işte budur suçunuz
Zengin olan buralı, ne yaptınız kaçınız
Giden geri gelmedi, kalana da göçünüz
Diyerek boşaltılan, sen misin benim köyüm.

İki okul yetmezdi, olsa lisesi derdik
Ezan okunduğunda, camisine giderdik
Namazı ede edip, orda sohbet ederdik
Üç beş kişi ya var-yok, sen misin benim köyüm.

Geçmişe sünger çektin, önce adın değişti
Kangal’a bağlı iken, Ulaş’a çabuk geçti
Demiryolu yok amma, köyü ortadan biçti
Tüneli var rayı yok, sen misin benim köyüm.

Sanki gidene inat, bahar gelmiş yeşermiş
Hani nerde ağalar, hani kimler beyimiş
Gürpınar dedikleri, yüz hanelik köyümüş
Şimdi otuza düşen, sen misin benim köyüm.

Kayaturan; kurbanım, toprağına taşına
Rastlamadım dünyada, şu Sivas’ın eşine
Gelsin bir hafta köye, gitsin sonra işine
Düşlerimi süsleyen, sen misin benim köyüm.

(22.05.2009 Saat: 10.55)

Şair kendinide şu mısralarla tanıtmaktadır.

TÜRKİYE'DE SİVAS DENEN İLDENİM

Rıza, Ahmet oğlu Mahmut’tan olma,
Şevki KAYATURAN Saide’den doğma,
Gürpınar’dır köyüm soğuk suyuna,
Yazın zemzem gibi, gelen yerdenim.

Vilayetim Sivas İlçem Ulaş’tır,
Kızları bacıdır, erkek gardaştır,
Dostluk çok önemli, yaren sırdaştır,
Yiğido’nun bol olduğu yerdenim.

Kar çok yağar soğuk geçer kışları,
Ruhsati babayı,pir sultanları,
Aşık Veysel kalp gözüyle orayı,
Görüp anlattığı özel yerdenim.

Yaylasının karı, yazın eksilmez,
O olunca sürüsüne kurt girmez,
Yok dünyada bir emsali bulunmaz,
Kangalların dolaştığı yerdenim.

Bir çok medeniyet konmuş göçmemiş,
Gelen benimsemiş hiç vazgeçmemiş,
Çok eser bırakmış sönük geçmemiş,
Beylik olmuş,başkent olmuş yerdenim.

Dört Eylülde Kongresi yapıldı,
Alınan kararla düşman atıldı,
Cemiyetler bir arada tutuldu,
Bu vatanın çizildiği yerdenim.

Atatürk kararı orda alacak,
Cumhuriyet ilelebet kalacak,
Düşmana bu toprak mezar olacak,
Kıvılcımın yakıldığı yerdenim.

KAYATURAN, her kes adın ezberler,
Plakası “elli sekiz” bil derler,
Oralı olana Yiğido derler,
Türkiye’de SİVAS denen ildenim.

(13.03.2007)

Şair köyünde yaşayanaileleride soyadlarıyla tanıtıyor.

SEN KİMLERDENSİN

Yolum düştü gurbet elde bir yere,
Kazma kürek, çalışırlar gel hele,
Dedim ki gardaşım memleket nere?
Dedi Ulaş, Gürpınar bilir misin…

Bilmem mi gardaşım oradan mısın?
Hangi sülaleden, sen kimlerdensin?
Hele yaklaş, adın nedir, sen kimsin?
Söyle Gürpınar’dan, sen kimlerdensin…

Kayaturan olsan, özüm bilirim,
Bir ses versen gece duysam gelirim,
Doğduğum topraklar orda ölürüm,
Söyle Gürpınar’dan, sen kimlerdensin…

Selam versen, Hakk’tan bilir alırım,
Şimşek’leri Şevket’leri tanırım,
Kulmaç’lardan sorsan belki bilirim,
Söyle Gürpınar’dan, sen kimlerdensin…

Tecerler’in, bir çoğunu tanırım,
İrfan’ıyı dedeyi, komşu bilirim,
Kara kişi aynı kökten gelirim,
Söyle Gürpınar’dan, sen kimlerdensin…

Yoksa Polatlar’dan, Karataş’tan mı?
Mirze’lerden, Karayılan’lardan mı?
Paşa gilden, Sülümer soyundan mı?
Söyle Gürpınar’dan, sen kimlerdensin…

Demiröz mü soyun, Emrah’gilden mi?
Çeşmenin altından, Tamer’lerden mi?
Karşıda yamaçta, Zafer’lerden mi?
Söyle Gürpınar’dan, sen kimlerdensin…

Kepenek soyundan, Haco’gilden mi?
Soyadı Deliktaş, Resul’gilden mi?
Sarıkaya yoksa, Şahbaz’gilden mi?
Söyle Gürpınar’dan, sen kimlerdensin…

Nurettin Karakoç, İsa’gilden mi?
Savcı mı… Cıbıllar, Veli’lerden mi?
Yıldırım’lardan mı… Tahar’gilden mi?
Söyle Gürpınar’dan sen kimlerdensin…

Arat’lara benzer bir çala huyun,
Tahar’lardan mısın Irmak mı boyun,
Memmet Şirin, Motge Yıldız mı..soyun,
Söyle Gürpınar’dan sen kimlerdensin…

İbrahim’gilden mi… Sezer’lerden mi?
Külte’lerden yoksa, Ziya’gilden mi?
Sükan’lardan Hamza, Sefil’lerden mi?
Söyle Gürpınar’dan sen kimlerdensin…

Çoban Mustafa Özer’lerden mi?
Garip oğlu yoksa Yılmaz’lardan mı?
Keklik’lerden misin…Aydın’lardan mı?
Söyle Gürpınar’dan sen kimlerdensin…

Kayaturan soyum, dedem Ahmet’i
Oğlu Mahmut, Hümmet, Ali, Mehmet’i
Özlüyorum köyümdeki milleti
Söyle Gürpınar’dan sen kimlerdensin…

(12.02.2009 Saat: 22.40)

[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez] sair=59185


Not: Buralara yazılan yazıları günümüz koşullarında her yerden bir tuşla herkesin görüp okuya bildiği yerler bu nedenle doğru olmayan kulaktan dolma yalan yanlış bilgilerle buraya yazı LÜTFEN asmayalım.

Saygılarımla.

Şevki KAYATURAN
Şair (19.01.2010 14:29)

kayaturan58
12.04.2011, 19:36
BENİM KÖYÜM GÜRPINAR.

Taş üstünde taşı kalmayan oldu
Baba yurdu benim köyüm Gürpınar.
Yalnızlık kadermiş senide buldu
Bu gördüğün benim köyüm Gürpınar.

Kaçar gibi boşalmışlar burayı
Gurbette aramış rızkı parayı
Bekliyormuş yeni yetme sırayı
Bu gördüğün benim köyüm Gürpınar.

Kimi sitem etmiş göçmüş buradan
Kimini yanına almış yaradan
Demir yolu, ulaşım var karadan
Bu gördüğün benim köyüm Gürpınar.

Sahili, denizi gören gelmemiş
Baba yurdu diye geri dönmemiş
Sulağı, göl yeri, düzü bilmemiş
Bu gördüğün benim köyüm Gürpınar.

Merasında koyun kuzu otlayan
Kalmamış madımak, yemlik toplayan
Sevdandan sarhoşum Allah’a ayan
Bu gördüğün benim köyüm Gürpınar.

Azrail’e tezden kapı çaldırmış
Kabristanı hep tanıdık doldurmuş
Kimini tomurcuk gülken soldurmuş
Bu gördüğün benim köyüm Gürpınar.

Kayaturan, anlatamam özlemim
Payım aldım iyi değil gözlemim
Toprağında yatar babamla emmim
Bu gördüğün benim köyüm Gürpınar.

(12,042011 Saat 11.20 )
Şevki KAYATURAN

OSMAN ECE
12.04.2011, 20:19
yüreğine sağlık şair gardaş kutlarım güzel şiirler arasıra ozanlar sayfamızada buyur gel

AĞAOĞULLARI
13.04.2011, 01:18
Mağara (inkonak )köyü Bizim arazi sınır komşumuzdur. Bu köyde eskıden çok değerli ,hatır gönül bilir saygıdeğer insanlar vardı. Şahbazlar,Culfalar, Tahirler,Ali kahyalar.gibi muhterem saygılı kişilerdi. Mağara köyü Yağdonduran geçidi, Deliktaş köyü,Azizağa çiftliği, Başçayır köyü, Tecer Ömerağa çiftliği ile çok yakın komşudur. Bizim ile arazi komsusudur. Yıllar öncesinde Mağara köyü ile arazi anlaşmazliğimız vardı kapandı. Cana yakın misafir perver sevecen insanlardır.

Sivas Malatya Demiryolları güzerhahında bulunan Karagöl rampası ve bu yolun kısaltılması düşünülerek tecerden sonra Ömerağa ve Mağara arazisi istimlak edilerek Köprü, menfez ve yollar yapılarak Delikta ın alt kısmında tünel varyantı başladı. Tünelin başlama tarihini 1966 diye hatırlıyorum yanılmış olabilirim. Bahattin gören isminde bir şirket almıştı ihaleyi .Tünel yapıldı,bizim arazimiz yok fiatına istimlak edildi yol faaliyete geçmedi.

Eski Tren yolu Taşlıdere, Bastankaya,Ulaş,Tecer, Bozarmut,Eskıkarasar,Karagöl, Armağan ve Malatya güzergahı devam ediyor. Dolaysıyla Deliktaş Tünel varyantı bir ölü yatırım oldu. Sahip çıkanda yok bu yol güzergahında çalışan bir çok yolcu trenleride iptal edildi. Sinyalizasyon sistemıne geçildi. Tahminime günde iki tren geçiyor yük Trenleri hariç. Bu yol güzergahında benim fidanlığım var. Tren yolu arazimizin içinden geçer.

MAĞARA KÖYÜNÜN TARİHİ: Deliktaş hariç Ermeni tehcirinden önce. Mağara Kangal ve köyleri ,Ulaş, Mancılık, Kantarız, bölgelerini içine alan bölge Ermeni kesiminin yoğun olduğu yerlerdi. Ulaş ve bölgesinde Surp Asdvadzadzın kilisesi ile bir okul bulunuyordu burada 2,000 e yakın Ermeni yaşıyordu. Mancılık ve bölgesinde 2,000 civarında Ermeni yaşıyordu .Burada Surp Toros Manastırı vardı köyde bir okul birde yetimhane vardı.

Surp Asdvadzadzın Kilisesi ile bir okulun bulunduğu Mağara (İnkonak) köyü ve Kangalın çevresi Ermenilerin yaşadığı bölge idi. 1914-15 Yıllarına gelindiğinde Ermenilerin başkaldırısında Devlet Tehcir olayına baş vurdu. (yer değiştirme) dir. Ermenilerden boşalan köylerin bir çoğuna doğudaki ermeni baskısından ve Osmanlı rus savaşından yerini yurdunu terk eden Anadolu içlerine geldiler .Bunlardan Sivas bölgesine gelenleri de Ermenilerden boşalan köylere yerleştirildı. Bu Köylerden biride Mağara dır yerleşik düzene geçen bu topluluklara Muhacır de denilmektedir. O yıllarda Medrese mezunu olan Deliktaş derbend Ağalarından Dedem Mehmet bölge halkının yerleştirilmesinde görev almış başarılı işler yapmış . Mağara köyü ile çok yakın komşuyuz ve arazimiz karışıktır sınır komşumuz dur. Bunu detaya girmeden kısa ve bilgi amaçlı yazdım .Sitede Mağara köyünü gündeme getiren kişiye Teşekkür ederim hoşca kalın.

_DuMaN_58
13.04.2011, 07:50
Mağara köyü imamı benim eniştem olur :) Haliyle epey gittim gezdim. mağara-deliktaş-yaylacık güzergahını iyi bilir sayılırım. Mağaradan deliktaşa geçen eski bir yol var. ve yeni yola göre oldukça kısa. fakat haliyle zor bir yol. tehlikeli bir yol. ki o yolda ölen vatandaşlarımız da var. düşünüyorum da ordan koca koca kamyonlar, otobüsler nasıl geçer miş? Tünel en son gittiğimde yapım aşamasında öylece duruyordu. sahipsiz, kimsecikler yok, şimdiki halini bilmiyorum tabi ben 2 yıl önce gitmiştim en son.

Salim58
13.04.2011, 08:10
Mağara köyü imamı benim eniştem olur :) Haliyle epey gittim gezdim. mağara-deliktaş-yaylacık güzergahını iyi bilir sayılırım. Mağaradan deliktaşa geçen eski bir yol var. ve yeni yola göre oldukça kısa. fakat haliyle zor bir yol. tehlikeli bir yol. ki o yolda ölen vatandaşlarımız da var. düşünüyorum da ordan koca koca kamyonlar, otobüsler nasıl geçer miş? Tünel en son gittiğimde yapım aşamasında öylece duruyordu. sahipsiz, kimsecikler yok, şimdiki halini bilmiyorum tabi ben 2 yıl önce gitmiştim en son.

[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez] ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez])
( Delikkaya )

Bu yoldan geçtin galiba.:)

_DuMaN_58
13.04.2011, 09:02
he delikkayanın önünden geçiliyor :) orda böyle su birikmiş görseniz çok muhteşem

NECMEDDİN ÖZBEK
13.04.2011, 11:11
he delikkayanın önünden geçiliyor :) orda böyle su birikmiş görseniz çok muhteşem

duman o su birikindisinde balık varmı balık

_DuMaN_58
13.04.2011, 15:00
yok abi :) zaten bir kaç metre kare alan. bozarmutta ki barajda bol balık var ama tavsiye ederim :) deliktaşa fln 5-10 km uzaklıkta heralde. çok gittim balık için oraya ama balıklar küçük küçük :)

NECMEDDİN ÖZBEK
13.04.2011, 18:02
yok abi :) zaten bir kaç metre kare alan. bozarmutta ki barajda bol balık var ama tavsiye ederim :) deliktaşa fln 5-10 km uzaklıkta heralde. çok gittim balık için oraya ama balıklar küçük küçük :)


ben trofe balıkçısıyım öyle her balığı tutman uluslar arası ölçümlere uygun olacak

_DuMaN_58
13.04.2011, 20:22
:D o zaman senin serpincik gölünü fln gitmen lazım yada kötüköye :)

NECMEDDİN ÖZBEK
13.04.2011, 23:05
:D o zaman senin serpincik gölünü fln gitmen lazım yada kötüköye :)

sevgili duman serpincik göleti ve kızıl ırmağın tam ortasında oturuyorum serpinciğe 500 kızılırmaga bin metre uzaktayım kötü köyede 10 gün evvel gittik standarların çok üstünde üç tane aynalı sazan aldık havalar ısnısın artık gölet gölet baraj baraj gezeriz
araki bulasın tabi ALLAH izin verirse

_DuMaN_58
14.04.2011, 08:43
:) maşallah. biz kötü köyde 1m uzunlukta en az 1-2 sazan yakalamıştık. kızılırmaktada yayın çok yakaladık onlarda 1m ve 1m nin altında boyları :)

kayaturan58
24.07.2011, 19:19
ORİJİNAL YİĞİDO
HEM DE HASIYIM.

Usta kalemlerin elinden çıkmış
Benlik deryasını biz diye yıkmış
Her gönülde aynı ateşi yakmış
Şiirlerde Sivas sevdalısıyım
Orijinal Yiğido hem de hasıyım.

Tecer Irmağı’yla coşup taşarım
Kızılırmak gibi dağlar aşarım
Kızıl Dağı yıkar bu ahu zarım
Irmaklarla Sivas sevdalısıyım
Orijinal Yiğido hem de hasıyım.

Güdük Minareden, Ulu Camiye
Geldim müzesini gezip görmeye
Konaklarda, Taşhan’da çay içmeye
Tarihiyle Sivas sevdalısıyım
Orijinal Yiğido hem de hasıyım.

Şeyh Şemsettin, Abdulvahap Gazi’de
Duaların kabul görür Rabbimde
Şefaatçi ol Muhammed Emin’de
İbadetle Sivas sevdalısıyım
Orijinal Yiğido hem de hasıyım.

Âşık Veysel, Pir Sultan’ın sözleri
Yolarında var Ruhsati izleri
Toprak suyu şair yaptı bizleri
Özleriyle Sivas sevdalısıyım
Orijinal Yiğido hem de hasıyım.

Cumhuriyet Sultan Şehir Sivas’ı
On yedi ilçeyle illerin hası
İki bin on altı köyle mezrası
Toprağıyla Sivas sevdalısıyım
Orijinal Yiğido hem de hasıyım.

Yüzölçümü ile ikinci ildir
Gardaş derken onu tanıtan dildir
Türkiye cennettir oda bir güldür
Dilleriyle Sivas sevdalısıyım
Orijinal Yiğido hem de hasıyım.

Buram buram tarih kokar tamamı
Kurşunluyla birde meydan hamamı
Gören diyor tüm güzellik sanamı
Kurnasıyla Sivas sevdalısıyım
Orijinal Yiğido hem de hasıyım.

Kete lavaş yufka pide katmeri
Tarhana çorbası köfte hangeli
Sivas Kebabının farklıdır yeri
Yemeklerde Sivas sevdalısıyım
Orijinal Yiğido hem de hasıyım.

Yaylaları serin olur yazları
Türkü söyler çalar âşık sazları
Edepli erdemli güzel kızları
Yüreğinde Sivas sevdalısıyım
Orijinal Yiğido hem de hasıyım.

Yaban kazı ördekleri göllerde
Kangal dersen dünya tanır dillerde
Keklik bıldırcının alı bizlerde
Dağlarına Sivas Sevdalısıyım
Orijinal Yiğido hem de hasıyım.

Kayaturan Tekke’deki sırayı
Elli sekiz parsel, aynı paftayı
Gönül cennet diye bilir orayı
Ölümüne Sivas Sevdalısıyım
Orijinal Yiğido hem de hasıyım.

21.07.2011 Saat 15.58
Şevki KAYATURAN

kayaturan58
24.07.2011, 19:21
ORİJİNAL YİĞİDO
HEM DE HASIYIM.

Usta kalemlerin elinden çıkmış
Benlik deryasını biz diye yıkmış
Her gönülde aynı ateşi yakmış
Şiirlerde Sivas sevdalısıyım
Orijinal Yiğido hem de hasıyım.

Tecer Irmağı’yla coşup taşarım
Kızılırmak gibi dağlar aşarım
Kızıl Dağı yıkar bu ahu zarım
Irmaklarla Sivas sevdalısıyım
Orijinal Yiğido hem de hasıyım.

Güdük Minareden, Ulu Camiye
Geldim müzesini gezip görmeye
Konaklarda, Taşhan’da çay içmeye
Tarihiyle Sivas sevdalısıyım
Orijinal Yiğido hem de hasıyım.

Şeyh Şemsettin, Abdulvahap Gazi’de
Duaların kabul görür Rabbimde
Şefaatçi ol Muhammed Emin’de
İbadetle Sivas sevdalısıyım
Orijinal Yiğido hem de hasıyım.

Âşık Veysel, Pir Sultan’ın sözleri
Yolarında var Ruhsati izleri
Toprak suyu şair yaptı bizleri
Özleriyle Sivas sevdalısıyım
Orijinal Yiğido hem de hasıyım.

Cumhuriyet Sultan Şehir Sivas’ı
On yedi ilçeyle illerin hası
İki bin on altı köyle mezrası
Toprağıyla Sivas sevdalısıyım
Orijinal Yiğido hem de hasıyım.

Yüzölçümü ile ikinci ildir
Gardaş derken onu tanıtan dildir
Türkiye cennettir oda bir güldür
Dilleriyle Sivas sevdalısıyım
Orijinal Yiğido hem de hasıyım.

Buram buram tarih kokar tamamı
Kurşunluyla birde meydan hamamı
Gören diyor tüm güzellik sanamı
Kurnasıyla Sivas sevdalısıyım
Orijinal Yiğido hem de hasıyım.

Kete lavaş yufka pide katmeri
Tarhana çorbası köfte hangeli
Sivas Kebabının farklıdır yeri
Yemeklerde Sivas sevdalısıyım
Orijinal Yiğido hem de hasıyım.

Yaylaları serin olur yazları
Türkü söyler çalar âşık sazları
Edepli erdemli güzel kızları
Yüreğinde Sivas sevdalısıyım
Orijinal Yiğido hem de hasıyım.

Yaban kazı ördekleri göllerde
Kangal dersen dünya tanır dillerde
Keklik bıldırcının alı bizlerde
Dağlarına Sivas Sevdalısıyım
Orijinal Yiğido hem de hasıyım.

Kayaturan Tekke’deki sırayı
Elli sekiz parsel, aynı paftayı
Gönül cennet diye bilir orayı
Ölümüne Sivas Sevdalısıyım
Orijinal Yiğido hem de hasıyım.

21.07.2011 Saat 15.58
Şevki KAYATURAN

kayaturan58
24.07.2011, 19:38
ORİJİNAL YİĞİDO
HEM DE HASIYIM.

Usta kalemlerin elinden çıkmış
Benlik deryasını biz diye yıkmış
Her gönülde aynı ateşi yakmış
Şiirlerde Sivas sevdalısıyım
Orijinal Yiğido hem de hasıyım.

Tecer Irmağı’yla coşup taşarım
Kızılırmak gibi dağlar aşarım
Kızıl Dağı yıkar bu ahu zarım
Irmaklarla Sivas sevdalısıyım
Orijinal Yiğido hem de hasıyım.

Güdük Minareden, Ulu Camiye
Geldim müzesini gezip görmeye
Konaklarda, Taşhan’da çay içmeye
Tarihiyle Sivas sevdalısıyım
Orijinal Yiğido hem de hasıyım.

Şeyh Şemsettin, Abdulvahap Gazi’de
Duaların kabul görür Rabbimde
Şefaatçi ol Muhammed Emin’de
İbadetle Sivas sevdalısıyım
Orijinal Yiğido hem de hasıyım.

Âşık Veysel, Pir Sultan’ın sözleri
Yolarında var Ruhsati izleri
Toprak suyu şair yaptı bizleri
Özleriyle Sivas sevdalısıyım
Orijinal Yiğido hem de hasıyım.

Cumhuriyet Sultan Şehir Sivas’ı
On yedi ilçeyle illerin hası
İki bin on altı köyle mezrası
Toprağıyla Sivas sevdalısıyım
Orijinal Yiğido hem de hasıyım.

Yüzölçümü ile ikinci ildir
Gardaş derken onu tanıtan dildir
Türkiye cennettir oda bir güldür
Dilleriyle Sivas sevdalısıyım
Orijinal Yiğido hem de hasıyım.

Buram buram tarih kokar tamamı
Kurşunluyla birde meydan hamamı
Gören diyor tüm güzellik sanamı
Kurnasıyla Sivas sevdalısıyım
Orijinal Yiğido hem de hasıyım.

Kete lavaş yufka pide katmeri
Tarhana çorbası köfte hangeli
Sivas Kebabının farklıdır yeri
Yemeklerde Sivas sevdalısıyım
Orijinal Yiğido hem de hasıyım.

Yaylaları serin olur yazları
Türkü söyler çalar âşık sazları
Edepli erdemli güzel kızları
Yüreğinde Sivas sevdalısıyım
Orijinal Yiğido hem de hasıyım.

Yaban kazı ördekleri göllerde
Kangal dersen dünya tanır dillerde
Keklik bıldırcının alı bizlerde
Dağlarına Sivas Sevdalısıyım
Orijinal Yiğido hem de hasıyım.

Kayaturan Tekke’deki sırayı
Elli sekiz parsel, aynı paftayı
Gönül cennet diye bilir orayı
Ölümüne Sivas Sevdalısıyım
Orijinal Yiğido hem de hasıyım.

21.07.2011 Saat 15.58
Şevki KAYATURAN

kayaturan58
08.11.2011, 13:13
SİVAS’TA KIŞ

Kış olur bembeyaz örtüsün örter
Kart postal gibisin bilirim Sivas
Hasretlik çekenler gözyaşı döker
Özlemin gurbette öldürür SİVAS.

Lapa lapa kar yağınca kışları
Ağaçların eğik durur başları
Keklik, sığırcığı, serçe kuşları
Kar üstünde farklı görünür SİVAS.

Üşüşürdük soba yakar başına
Kaşığı sallardık ayran aşına
Sabahları dürüm yap lavaşına
Yüreğimin yağı erirdi SİVAS.

Göçmen kuşu gibi yılda bir kere
Ancak gidiyorum doğduğum yere
Kurumuş diyorlar köyümde dere
Hayalimde düşte sen varsın SİVAS.

Kar üstünde kayar iken kızaklar
Çıplak gözle yakın gelir uzaklar
Düşmek için çok olsa da tuzaklar
Her türlü engelin düz gelir SİVAS.

Sultan şehir sana bütün sözlerim
Gurbet elde seni her gün özlerim
Görür mü bir daha bilmem gözlerim
Bu özlem bu hasret öldürür SİVAS.

Kayaturan, karı kürümek güzel
Çizmeleri giyip yürümek güzel
Baharla güneşle erimek güzel
Her halinle seni özlerim SİVAS.
( 04.11.2011 Saat : 14.38 )
Şevki KAYATURAN

Üşüşmek : Her yandan çokça bir araya gelmek, toplanmak, birlik olmak demek.

kayaturan58
08.11.2011, 13:15
SİVAS’TA İLKBAHAR

Toprak ana bahar ile canlanır
Kar suları akar bilirim SİVAS
Çiğdem çiçek açar Nevruz kutların
Yeşile bürünür her yanın SİVAS.

Koyun kuzu karşılıklı meleşir
Dağlarında göçmen kuşlar eğleşir
Gurbet elden dönen olur yerleşir
İlkbaharla hayat bulursun SİVAS.

Ağaçları çiçeklere bürünür
Yavaş yavaş yaylalara yürünür
Senin için bilirsin ki ölünür
Hayallerde düşte sen varsın SİVAS.

Bu cennet vatanda vatanım benim
Toprağın çoktur yatanım benim
Sivas diye kalbi atanım benim
Ben senin sevdandan ölürüm SİVAS.

Verseler dünyayı değişmem taşın
Kızları bacımdır erkek gardaşım
Senden seçtim ömür boyu yoldaşım
Tekkede mezarım bilinsin SİVAS.

Cumhuriyet kültür şehri bilinir
Tarihinde yiğit diye anılır
Düğünlerde davul zurna çalınır
Halayların başı başısın SİVAS.

Kayaturan seni anlata bilsem
Çifte minaresin bir daha görsem
Kurşunlu’ya gardaş hamama girsem
Sıcağında tenim terlese SİVAS.

( 08.11.2011 Saat 09. 05 )
Şevki KAYATURAN

kayaturan58
25.05.2012, 13:41
GÜRPINAR -2

Nasıl anlatayım Gürpınar seni
Dünyaya gözlerim açtığım yersin
Hasretin gurbette öldürür beni
Dedemin babamın yattığı yersin.

Tozlu yollarında düşüp kalktığım
Saplanıp çamura suya battığım
Okuyup yazarak mezun çıktığım
Hayata adımım attığım yersin.

Dağlarında koyun kuzu otlattım
İneği, danayı sığıra kattım
Kış oldu karları kürüdüm attım
Fırtına tipide kaldığım yersin.

Ekin biçtim harman ettim çift sürdüm
Su değirmeninde çok un öğüttüm
Katığı çırparak çalkama ettim
Deresinde çimip yüzdüğüm yersin.

Dibeğin içinde buğdayı koyup
Yarma yapmak için tokmağı vurup
Süte bal katardım olurdu şurup
Gök ekinden firik yaptığım yersin.

Anamın sabahtan tandır yaktığı
Oturup başına lavaş çektiği
Babamın bahçeye fidan diktiği
Dalından meyvesin döktüğüm yersin.

Sivas’la Kangal’ın tam ortasında
Yazın yağmurunda kışın karında
Camisinde namaz kıldım safında
Ellerim Rahman’a açtığım yersin.

Kayaturan aklım benden alanın
Yüreğimi bakışıyla çalanın
Mecnun edip beni çöle salanın
Sinemde fırtına estiren yersin.

( 23.05.2012 Saat : 20.58 )
Şevki KAYATURAN

kayaturan58
29.05.2012, 08:49
KAYATURAN

Köyün Gürpınar’dır Ulaş’sa kazan
Her yerde doğmuşsun bey KAYATURAN
Her konuya tek tek şiirler yazan
Emeğin olmaya zay KAYATURAN.

İsminiz Şevki’dir soyadın Turan
Dua ediyoruz sizlere her an
Rehberiniz olsun o yüce Kur’an
Dilinde virt ola hay KAYATURAN.

Gelip de gönlümü aldığın için
Şen şakrak yüzüme güldüğün için
İllaki bir insan olduğun için
Seni çok severim hey KAYATURAN.

Karalıyım dedim bir iki satır
Her şeyin üstünde elbette hatır
Kaldığın mekâna selamım götür
Eşit sözlerimi duy KAYATURAN.

Altınay’ım der ki güler yüzünüz
Hakkın nuru ile dola özünüz
Edebe erkâna uygun sözünüz
Ehli muradına doy KAYATURAN.

11.05.2012 Mustafa ALTINAY

Sivas'ın yetiştirdiği güzide şairlerinden Allah dostu sayın Mustafa ALTINAY'ın (Mustafa Abinin) bana atfen yazmış olduğu 12-13 Mayıs 2012 tarihlerinde Sivas'ta düzenlenen İbrahim Geneş Görme Engelliler Şiir ve Müzik Şöleninde elime tutuşturduğu bu şiir ile bana yazılan diğer şair dostların şiirlerini de inşallah çıkaracağım yeni kitabımda yayınlayacağım.

Tekrar teşekkür ediyor selam ve saygılarımı sunuyorum.