PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : AsKeRLiK AnILaRı


!~+4upn| q!y4rI
24.06.2008, 20:11
Durdurulamayan asker
Askerliğimizin ilk günleri ve ilk eğitim çalışmalarını yapıyoruz. Bir arkadaşımız hareketleri yapmakta zorlanıyor. Buna sinirlenen komutanımız arkadaşımıza istikamet veriyor.
- İstikamet sağ, marş marş!
Arkadaşımız sağ tarafına doğru ok gibi fırlıyor. Başlıyor koşmaya. Her geçen saniye mesafe açılıyor.
Komutan; “Dur!” komutu veriyor. Veriyor vermesine de mesafe o kadar açılmış ki duyur duyurabilirsen.
- Askeeer duuur!
Hâlâ koşuya devam.
- Heeeyyy dursanaaa!
Duymasına artık imkân yok. Eğitim sahası neredeyse bitecek.
- Adama bak yahu neredeyse firar edecek. Ooolum duuur!
Komutan toplu halde bulunan askerlere dönerek,
- Hızlı koşan biriniz koşsun şu adamı yakalasın, yoksa bu sabaha kadar koşar.

Babanın oğluna nasihati
Askerliğin vazgeçilmezlerinden biri mıntıka temizliğidir. Herkesin bir sorumluluk bölgesi olur, o kişi bu bölgeyi tertemiz yapar. Bulunduğumuz yerin otoparkının mıntıkası o gün bize kalmıştı. Birkaç arkadaş otları yoluyorduk. Herkeste bir bezginlik var. Sıcak müthiş, otlar gür. Bu şartlar altındayken yoldan geçmekte olan bir adam ve yanında da 8-9 yaşlarında bir erkek çocuğunun arasında geçen konuşmaya şahit oluyoruz.
- Bak oğlum sen de büyüyünce okumazsan bunlar gibi askerde ot yolarsın!
Türkiye’nin değişik üniversitelerinden mezun olmuş kısa dönem askerlik yapan arkadaşlarla o sıcakta, o ruh haliyle, yıkıldığımız andı. Bir hafta etkisi üzerimizden gitmedi.

Poşet
Askerdeyken, kısa dönem askerlere, askerler arasında neden poşet dendiğini öğrendim. Nedeni şuymuş: Kısa dönem ve uzun dönem askerler karışık bir şekilde eğitim alanındalarmış. Yeni yağmur yağdığı için de yerler cılk çamur. Komutan, askerleri gruplara ayırmış ve emir vermiş.
- Eğitim sahası bir tur koşulacak. Sonra yemeğe gidilecek. Yemekte bir kişinin botunun çamurlu olduğunu görürsem yakarım.
İlk gurup koşmuş, tur bitirilmiş, fakat botlar çamur içinde. Hemen temizlemeye koyulmuşlar. Kimi başarmış, kimi başaramamış. Geride henüz koşmaya başlamamış askerler de ne yapacaklarını düşünüyor. Mecburen koşacaklar da çamurlar ne olacak. En sonda koşma sırasını bekleyen kısa dönem askerler kafayı biraz yorup işin içinden çıkmışlar. Ayaklarına poşet bağlayan kısa dönemler botlarına bir gram bile çamur değmeden parkuru tamamlamış. Bunları gören bütün bölük çok gülmüş, fakat tebrik de etmişler. O gün bu gündür kısa dönem askerlere “poşet” derlermiş.

Koşu
Askere gitmeden önce en çok çekindiğim konuların başında koşu meselesi geliyordu. Askere gitmeden önce arkadaşlar öyle bir anlattılardı ki sanki yapılması imkânsız gibi geliyordu.
Bir gün denetleme koşumuz vardı. Ben de koşacak gruba seçildim. 14 dakikada 3000 metre koşulacak. Kendimi biliyorum, koşamam. Askere gelmeden önce deniyordum, 3000 metreyi 18-20 dakikadan kısa sürede koşamıyorum. Düşünün o kadar ciddiye aldım ki hadiseyi, talimler yapıyordum gitmeden.
Her neyse başladım koşmaya, “yol uzun” dedim içimden, yavaş başla sonra açılınca hızlanırsın. Bir baktım grubun en sonundayım. Karizma yerle bir. Ben de bilmiş bir şekilde arkadaşlara “Merak etmeyin ben ayarlıyorum” diye bağırıyorum ama arkadaşlar her geçen dakika arayı açıyorlar.
Baktım olmayacak, biraz bastım gaza. İlk önce arayı kapadım. Millet şaşırdı. Ne oldu çocuk aşka geldi falan diyorlar. Arkadan komutan bağırıyor: “Hadi oğlum, aferin, yetişiyorsun, kim tutar seni be!” Bu gazı da aldıktan sonra başladım açılmaya. Koş koş koş bitmiyor. Neyse ki artık son tur. Kalbim yerinden ha çıktı ha çıkacak. Son düzlüğe geldiğimde bir de baktım varış yerinde miting alanı gibi herkes toplanmış. Millet bağırıyor. “Ha gayret çok az kaldı, dayan vs.” Kendimi Rocky filminin başrol oyuncusu gibi hissettim. Ve en sonunda varış çizgisini geçtim. Hem de 13 dakika 55 saniyede. Önce ben kendime şaştım. Sonra millet bana. Ben de “Ben zaten taaa başından beri ayarladım nefesimi” diyerek artistlik yapmayı da ihmal etmedim.



Kalorifer Kazası
Askerliğim ilerledikçe, daha doğrusu şafak azaldıkça havalar bozmaya başladı. Artık kış gelmişti. Adana’nın kışı pek soğuk olmaz dediler giderken. Biz de iyi madem öyle kışlık bir şey almayalım dedik. İlk hava bozmasında şifayı kaptık tabi ki. Anladık ki kış her yerde kış. Havalar bozunca ilk ihtiyaç duyduğumuz “Adana’da kalorifere ihtiyaç mı olurmuş? Binaya petekler koymuşlar” diye espri yaptığımız kalorifer oldu. Bir baktık ki bazı petekler hava yapmış. Havalarını aldık.
Komutanın odasındaki peteğin vanası arızalı çıktı. Bu vesile ile dolapları çekip peteği tamir edecektik. Dolapları çekince dolapların arkasındaki örümcek ağları vs. ortaya çıktı. Komutan o zaman yeni askere gelmiş bir arkadaşa dönerek:
- Hain İsmail beni örümcek ağları içinde bırakmışsın da haberimiz yokmuş, dedi. Biz hık mık ediyoruz, ama hadise ortada.
Neyse konumuza dönecek olursak, kaloriferleri tamir eden sivil bir memur ağabey vardı. O geldi kalorifer peteğine baktı, arızayı tespit etti. Vananın değişmesi lazım. Ama bir sorun var, kalorifer sıcak ve devir daim yapıyor. Ne yapalım diye düşünürken, memur ağabeyin aklına ilginç (sonradan trajik olduğunu anladığımız) bir fikir geldi. Vanayı sökecek çok çabuk bir el hareketiyle yenisini takacak. Herhalde Süpermen falan zannetti kendini ustamız. Biz de vardır herhalde bir bildiği dedik ve seyrettik yaptıklarını. Önce hafifçe gevşetti vanayı, hafif hafif su sızmaya başladı. Su neredeyse kaynar derecede. Gevşetmeye devam etti veee! “Fışşş!” diye bir ses, ardından da,
- Yandımmm Allaaahhh! diye bir nara.
Usta bir yandan eliyle fışkırmayı engellemeye çalışıyor bir yanda da geliştirdiği projeyi uygulamaya. Buhardan göz gözü görmüyor. Oda yavaş yavaş su doluyor. Ben panik halinde koridorda,
- Kommmtanııımm! Kommmtaaanımmm, diye bağırıyorum.
Diğer asker arkadaşlar da hemen su tahliyesine koştular. Her taraf daha beter buhar oldu. Burnumuzun ucunu görmüyoruz. Bu sırada bölük komutanımız bölüğe girmiş. Manzara ortada. Odaya yaklaşıp:
- Ne oldu burada, diye sorunca asker arkadaşlardan biri o fin hamamını andıran ortamda komutanı fark etmeyip.
- Yahu kör müsün, görmüyor musun kalorifer patlamış işte, al eline bir çek pas da yardım et, demiş.
Neyse ki komutan durumu anlayıp hoşgörü gösterdi. Arkadaşa durumu anlatınca;
- Yapma yahu! Ben de buharlar içinde bir iki yıldızın uçuştuğunu gördüm ama adamın omzunda mı onu anlayamadım, dedi.
Çaresiz tüm binanın kalorifer tesisatında su bitinceye kadar bekledik. Yaklaşık 15 ton su 20 metrekare odadan geçti. Tüm bölük diz boyu su oldu. Bütün gece temizlikle uğraştık. Ama günün en son esprisini bizim bölüğe yeni gelen Serkan yaptı:
- Komutanım, valla sizin odada örümcek mörümcek kalmadı, gönül rahatlığıyla oturabilirsiniz.




-Karargah bölüğünde yazıcıydım ben. Olay Erzurum da geçiyor. Bi akşam üstü Bölük komutanına imzaya çıktım. Nöbet kağıtları, miatlı evraklar, izin kağıtları v.s var. Bölük komutanımızda hakkaten üşütük biriydi.
Odada sadece ikimiz varız, telefonu çaldı..
- Üsteğmen Vahit..bir müddet konuşur ve kapatır. Tekrar telefon..
-Üsteğmen Vahit der ve biraz konuşur..
-Bir kez daha,
-Bi daha, 4-5 sefer konuştuktan sonra,
Kapı vurulur, Tak tak tak..Bizim Vahit alır eline telefonu,
-Üsteğmen Vahit, ses yok, başlar bağırmaya aloooooo.. Ben patlamak üzereyim, Komutanım "kapı" diyebildim. Bizimkindeki yanıta bak,
-Uleyn genelevin telefonunu geçti burası yahu..

ALINTIDIR

seva
24.06.2008, 22:22
askerlerde habamam sınıfı sanki :D

!~+4upn| q!y4rI
24.06.2008, 22:46
Aynen......................... :D:D:D:D:D:D:D:D:D:D

!~+4upn| q!y4rI
24.06.2008, 22:48
AsKerLik AnıLArını AnLAtanLAra Bi KApıLdın mı !! :D:D:D:D:D

SONMEZ
24.06.2008, 23:03
Valaaa uzun zamandır askerlik anılarımı anlatmıyordum.
Onun için nerdeyse dilim şişmişti, şişme ki hemide ne şişme... :D

Bir başlarsam varyaaaa, susturacak olana aşkolsun. ;)
Şu 28 gün askerlik yapanlar (yaptığını zannedenler) yok mu ?
Ballandıra ballandıra anlatmaları yok mu ?
- Efenim, askerliğimin 3. günüüüün...
- Efenim teskereye var 7 güüüün... şafak karanlıııık...
Uyuz oluyorum onlar anlatmaya başlayınca yaaa...!
Uyuz ne kelimeee, nerdeyse gominiz olasım geliyo yaaa. :mad:

Neyse vaktim olunca esgerlik nasıl yapılırmış anlatırım. ;)

Hudut Kartalı
Er Öğretmen M. SÖNMEZ - SİVAS
Ş.Urfa Akçakale Hudut Karakolu
Yağmuralan İlköğretim Okulu Öğretmeni
Emir ve görüşlerinize hazırdır efeeeeem... :)

!~+4upn| q!y4rI
24.06.2008, 23:06
:D:D:D:D:D:D:D:D:D

Emeğine sağLık... aLLah senii :D:D:D:D

kasparix
24.06.2008, 23:09
BENİMDE AKLIMA BİR ASKERLİK ANIM GELDİ ...HENÜZ İLKOKULDAYIZ.....

!~+4upn| q!y4rI
24.06.2008, 23:11
:D:D:D:D:D:D


Komiqsnn.... :D:D:D:D:D:D