PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Engin Ardıç öyle bir yazı yazdı ki!bravo


seva
26.06.2008, 11:54
ENGİN ARDIÇ;IN KÖŞESİNDEKİ BUGÜNKÜ YAZISI


Meğer maça gitmişmiş!

Biz şaka edelim dedik, bazı arkadaşlar kaka etmeye karar vermişler... Haberi verenler, hem Hürriyet'i hem SABAH'ı mahvedecek bir gazete çıkarmak amacıyla bir araya gelen ama "şimdilik Internet'le idare eden" arkadaşlar...
Hani Ardahan'ın bir köyünde her yılın belli günlerinin belli saatlerinde dağa gölge düşüyormuş, düşen gölge Atatürk'e benziyormuş, bu olay şenliklerle kutlanıyormuş ve "Türkiye laiktir, laik kalacak" diye sloganlar atılıyormuş ya...
Biz de dedik ki, Almanya maçında da gölge belirsin, hem maçı kazanalım hem de başbakan korksun, hükümet düşsün, parti kapatmaya da gerek kalmasın...
Meğerse Atatürk bundan önceki Hırvatistan maçında da sahadaymış!
Evet, hem de yedek kulübesinde, Fatih Terim'in "kurmay heyetinin" arasında!
Yedek kulübesinin bir köşesine bir Atatürk posteri koymuşlar, bu "manevi varlık" bir yandan maçı seyretmiş, bir yandan da çocuklara güç vermiş, maçı öyle kazanmışlar.
Maçın 119. dakikasında golü yiyince hemen dönüp ona bakmışlar... Sanırım Atatürk şöyle demiş. "Futbolcular! İlk hedefiniz Hırvat kalesidir, ileri!.."
Bu gazla 122. dakikada golü atmışlar. Atatürk, penaltılar boyunca da onlarla birlikte olmuş, Hırvat oyuncuların elini kolunu bağlamış.
Bunu ciddi ciddi yazdılar, fotoğrafını da koydular, fakat ortaya da bir sorun çıkardılar: Atatürk posterinin "yerde durması" çok tartışma yaratacak, çok eleştiri alacakmış!.. Herhalde bel hizasından yukarıda olması gerekiyor! Abdest almadan da el sürülmeyecek.
"Travma" öyle olmaz böyle olur hemşerim!
Bunun üzerine, kurmay heyetinden pabucun pahalı olduğunu gören birisi, başına dert almamak için, bunun bir poster değil, "dosya kapağı" olduğunu açıkladı. Atatürk'ü o kadar severmiş ki, evinin salonunda beş ayrı yerde Atatürk resmi asılıymış, dosyalarının kapağına da yapıştırırmış, mesele bundan ibaretmiş.
Böylece milli takım yöneticileri "çarpılmaktan" kurtuldular.
Fakat, kulübede herhangi bir afiş, pankart falan filan bulundurmak UEFA kurallarına aykırı.
Dolayısıyla Atatürk bu akşam bizim çocukların yanında olamayacak.
Öyleyse ne halt edeceğiz?
"Allah yardım eder" desek laikliğe aykırı.
Acaba Atatürk'ün söylev ve demeçlerinin cep baskısından küçük birer muska yaptırsak da çocukların boynuna mı assak?
Ama UEFA kurallarına göre maçta "takı" da yasaktır.
Nutuk'un bazı sayfalarını koparıp ıslatsak da suyunu sıkıp maçtan önce çocuklara mı içirsek? Bildiğiniz gibi, yalnız yabancılarla yapılacak futbol karşılaşmalarına değil, belgevşekliğine, saçkırana ve ayak parmakları arasında çıkan mayasıla da iyi gelir.
Fakat UEFA maçtan önce "doping kontrolu" yaparsa yanarız!
Bir kayalığın gölgesi karşı yamaca vurunca şenlik yapan köylüleri bir yana bırakalım, onlar Köy Enstitüleri yeniden açılınca kurtulacaklar.
Fakat bunları yazan arkadaşlar, cumhuriyet çocukları...
Yani, Atatürk'ün bize gösterdiği çağdaş uygarlık düzeyine gelmiş, kendilerine rehber olarak aklı ve bilimi seçmiş insanlar...
Ve de "dinci iktidarla" arslanlar gibi mücadele içindeler...
Daha fazla bir şey söylemek istemiyorum, sonra gene küfürbaz diyeceksiniz

sonbahar5803
27.06.2008, 12:13
Süper yorum,

Bayılıyorum bu adama zaten.

abdussvs
27.06.2008, 12:22
Adam adam adam yazmış kardeşim anlayana bir adet sivrisinek verelim değil mi?...

FatihCan
27.06.2008, 12:32
Çok güzel bir yazı eline yüreğine sağlık engin ardınçın....

Paylaşım için tşklr...

MaViRuMuZ
27.06.2008, 12:34
ENGİN ARDIÇ;IN KÖŞESİNDEKİ BUGÜNKÜ YAZISI



Fakat bunları yazan arkadaşlar, cumhuriyet çocukları...
Yani, Atatürk'ün bize gösterdiği çağdaş uygarlık düzeyine gelmiş, kendilerine rehber olarak aklı ve bilimi seçmiş insanlar...
Ve de "dinci iktidarla" arslanlar gibi mücadele içindeler...
Daha fazla bir şey söylemek istemiyorum, sonra gene küfürbaz diyeceksiniz

iyide sen ne çocuğusun be engin abi onuda yazsaydında bilseydik

zaralı_yiğido
25.09.2008, 20:26
iyide sen ne çocuğusun be engin abi onuda yazsaydında bilseydik

mrb
şimdi bence basit ve yanlış bir yorum yapmışsın
burdaki kasıt "ben cumhuriyet çocuğu değilim" demek değil yazıyı iyi tahlil edersen anlarsın
sayın engin ardıç şunu kastetmek istiyor:
hani kendilerini cumhuriyetçi olarak tanıtıp manevi değerlerle dalga geçen, halkımızın inancını küçümseyen, din alimlerini;gerici,irticacı,üfü rükçü,büyücü olarak lanse eden sözde aydın kesim varya!!!
işte bunlar nasıl oluyorda atatürkün maneviyatına,ruhunun stada gelip takıma destek verdiğine :D inanabiliyor !!!
böyle çifte standart olur mu??
bir yandan halkın manevi duydularını,değerlerini hiçe say, bir yandan da kendi ruh alemine toz kondurma!!!

takımımıza Allah yardım etti desek şeriartçı irticacı gerici oluruz
ama atatürkün ruhu geldi takımla beraber oynadı desek en kral cumhuriyet çocuğu oluruz değil mi!!
e be akıl sahipleri !!!
Allah dilemezse buna peygamber ne etsin kaldı ki atatürk ne etsin...
başka söze gerek yok vesselam...

albina58
25.09.2008, 20:53
iyide sen ne çocuğusun be engin abi onuda yazsaydında bilseydik

Engin Ardıç-Mehmet Barlas-Nazlı Ilıcak gibi zati muhteremler,
Bunlar;Gazete sayfalarında,Televizyondakiler inin versiyonu,
Günümüz şartlarında gerçek olaylara parmak basmak,halkın olan parayı siyasi ikdidarların kendi yandaşlarına peşkeş çekmesi,yolsuzluk veya halkın menfaaitne olacak olaylara yön vermek,gibi ciddi olaylara parmak basması gerekirken,özelliklede TÜRK halkının hassas olduğu konularda yaptıkları iş orta oyunu oynayan cambazlar gibi kıvırmak,milli ve manevileri değerleri ayaklar altına almak hiçte hoş birşey değildir.
_Din kutsaldır,ne olursa olsun,hiçbir suretle ne siyasetede nede benzeri başka bir olaya alet edilmemelidir.
_Atatürk konusu ise benim için yaptıkları veya ettikleri,o zamanı gerektiren konularda tartışılabilir, fikir yürütülebilir.Buda akademik kariyeri olan insanlarca,halka açık platformlarda olur,bu zati şahaneleri gibi zibidilerce olmaz.

Asıl sorunda burda başlıyor,yazıyı iyi anlayacak olursak,zatı şahaneleri amacı,aynı istanbul tarlabaşındaki, dönme travestiler gibi hareketle,''Hem DİN'e vurayım hemde Atatürk'e vurayım,sonuçta ikiside yıpranacak'' mantalitesiyle hareketle,var olan bu milli ve manevi duygularımızı zedeleyip,güvenilirliklerini yıpratmaktan başka birşey yapmıyor.

Bir yazar-düşünür veya fikir adamı,geçmişteki yaşanan olayları iyi irdelemesi,benzeri başka olaylarıda incelemeye alması,günümüz şartlarında yaşanmış veya yaşanması muhtemel olaylara ışık tutacak,arkasından bu olayların yarın halkımızın karşısına fayda yönündemi yoksa zararınamı tezahür edeceği konusunda ahkam kesmesi gerekmektedir.

NOT: Yukarıdaki arkadaşın sorusuna cevap,Mehmet BARLAS ve Engin ARDIÇ,aslen yahudi kökeninde,ülkemizde sebatay gurubun içinde bulunan,Beşiktaş-ortaköy-bestekar ahmet çağan sok.,yanında bulunan çamlık diye tabir edilen sırtlarda ikamet etmektedirler,evleri şato görünümde olup,en düzey elektronik aletler tarafından korunmaktadırlar.

albina58
03.04.2011, 14:36
Yukarıdaki yazı 25.09.2008
Aşğıdaki alıntı,03.04.2011...
Engin Ardıç'tan Olay Yazı: Bu And Faşisttir
Engin Ardıç'tan olay yaratacak yazı! Türk doğru ve çalışkan da Kürt eğri ve tembel mi?

Türk doğru ve çalışkan da Kürt eğri ve tembel mi?

Doğru dürüst bir ülkede, hap kadar çocuklara her sabah yemin ettirilmez, marş söyletilmez. Doğru dürüst bir ülkede "Fransız'ım, doğruyum, çalışkanım" diye böbürlenme olmaz.

Hiçbir Amerikan çocuğuna "varlığım Amerikan varlığına armağan olsun" dedirtmezsiniz, kıyamet kopar. Hiçbir İngiliz çocuğu büyüklerini saymayı, küçüklerini sevmeyi kendine "şiar" edinmemiştir. Kendisine böyle bir şey dayatılmaz. "Her Türk doğru ve çalışkandır"...

"Her Türk doğuştan askerdir"... Bunlar mis gibi faşist sloganlardır.

Bu "and" muhabbeti, Türkiye'nin faşist döneminden kalmış bir ayıptır.

Sayın Nimet Çubukçu'ya "okul formalarını bir çırpıda kaldırıp tarihe geçme fırsatını kaçırdınız hanımefendi" derken, aynı zamanda bu "and" meselesini de kastetmiştik: Bu devrimi yapamadı. Gitti "çalıştay" kurdu, onlar da tay tay tay çektiler.

Kürt politikacılar da kaldırılmasını istediler, Danıştay reddetti.

Danıştay bu işe ne karışıyor?

Bu gibi durumlarda geçerli ve gerçekçi olan "Büyük İskender çözümüdür", vurursun kılıcı, düğümü kesersin, olur biter. Bir emir verirsin, ertesi sabah hiçbir ilkokul öğrencisi varlığının Türk varlığına armağan olması için taahhüt altına girmez!

Bırak ondan sonra beğenmeyen de buyursun gitsin mahkemeye, Cem Uzan gibi...

Çünkü sen "Türk'üm, doğruyum, çalışkanım" dedirtirsen çoluk çocuğa, bir başkası da çıkıp "Ermeni'yim, ezilenim, öldürülenim" diyebilecektir!

Danıştay, gerekçeli kararında, bu andın "Türk ilköğretim sisteminin bir parçası olduğunu" belirtmiş. O parçanın o torna makinesinden çıkarılıp atılması gerekiyor. Parçayı beğenmek zorunda değiliz. Bütünü de hiç beğenmediğimiz gibi.

Bu and, ırkçıdır.

Danıştay istediği kadar "değildir" desin, öyledir.

Bu and, faşisttir.

Çünkü ilkokul çocuklarına her sabah bayrak töreni yaptırıp marş söyleten ve yemin ettiren bir eğitim sistemi, faşist bir eğitim sistemidir.

Çünkü Türkiye eskiden faşist bir ülkeydi, bugün de faşizmden "nihayet kurtulmaya çalışan" bir ülkedir.

Bu and, hap kadar çocuklara "ideoloji aşılamanın", beyin yıkamanın mükemmel bir örneğidir. Demokrat Türkiye'ye yakışmaz.

Gene de büyük bir mesafe katedilmiştir: Bendeniz 10 Kasım 1958 günü okul bahçesinde "güldüğüm" için, evet yalnızca güldüğüm için ihtar cezası almıştım. Öğrenim hayatım maşallah iyi başlıyordu! (Olay, "karşıdevrimci" dedikleri Adnan Menderes devrinde geçiyor, uyumayınız.)

Beden eğitimi dersinde de yıllarca "uygun adım yürüme" öğrettiler bize, spor niyetine! Uyumayınız, sivil ilkokulda.

Gene de atılan adımlar yetersizdir. Reform değil, devrim istiyoruz.

Okul kışla değildir. Askeri okulların disiplin düzenini sivil okullarda kurmaya faşizm denir. Sivil öğrencilere üniforma da giydirilemez. Formalı sivil öğrenci, Avrupa'da on dokuzuncu yüzyılda kalmış bir garabettir.

Otu botu seçim sonrasına bırakıyorsunuz, hadi bakalım bu da yeni ders yılına kalsın.

Ama halledilsin, sonra papaz olmayalım yeni hükümetle...