PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : 50 bini aşkın kişi tek yürek oldu: ‘Madımak Müze olmalı’


abircan
02.07.2008, 16:25
50 bini aşkın kişi tek yürek oldu: ‘Madımak Müze olmalı’


Sivas Şehitlerini Anma ve Katliamı Protesto Yürüyüşü’ne 50 bini aşkın kişi katıldı. Türkiye’nin dört bir yanından ve yurtdışından gelerek, Madımak Oteli önünde toplanan 50 bini aşkın Alevi, aydın, yazar, sanatçı, politikacı ve sivil toplum kuruluşu üyeleri, ‘Madımak Müze olmalıdır‘ talebini bir kez daha yineledi.

2 Temmuz 1993’te Madımak Oteli’nde yakılarak katledilen 35 aydın, yazar ve sanatçı için Sivas’a gelen 50 binin üzerinde insan, Seyrantepe’de biraraya geldi. Protesto yürüyüşüne katılanlar, sloganlar eşliğinde Madımak Oteli’ne kadar yürüdü. Olağanüstü katılımdan dolayı büyük yürüyüş korteji ancak üç saat sonra Madımak Oteli önüne gelebildi.

Bu yıl düzenlenen protesto yürüyüşüne Alevi kurumlarının yanı sıra bir çok siyasi parti, sivil toplum örgütü temsilcisi, aydın, yazar ve sanatçı katıldı. Alevi kurumlarının düzenlediği mitingde sol ve demokrasi güçleri bir araya geldi. Protesto Yürüyüşü’nde Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Genel Başkanı Turgut Öker, Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri Genel Başkanı Fevzi Gümüş, Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Ali Balkız’ın yanı sıra, Madımak Oteli’nde katledilenlerin aileleri ve yakınları, Bağımsız Milletvekili Ufuk Uras, DTP Eşbaşkanı Emine Ayna, DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, KESK üyeleri, DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel, SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, Eğitm-Sen Genel Başkanı Zübeyde Kılıç, Ozan Ceyhun, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, tiyatro sanatçısı Salih Kalyon, CHP Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özpolat, CHP Sivas Milletvekilleri Malik Ejder, Mazlum Çimen ve Eşber Yağmurdereli de hazır bulundu.

Madımak Oteli önünde toplanan 50 binin aşkın insan, inadına ‘Madımak Utanç Müzesi olmalı‘ talebini bir kez daha yineledi. Burada yapılan konuşmalarda, devletin ülke tarihinde bir kara leke gibi duran ve toplum vicadanını sızlatan Madımak katliamıyla yüzleşmesi gerektiği vurgulandı. Konuşmacılar, Madımakların tekrar yaşanmaması için Türkiye’deki demokratik ve sol güçlerin birlikte mücadele etmesi gerektiğini dile getirdi.

Necdet Saraç- YOL TV Genel Yayın Yönetmeni; bugün bu alanda 50 binin üzerinde duyarlı, şehitlerine sahip çıkan, onların unutturulmasına müsaade etmeyen canlarımız burada. Bugün bu alanda Alevi dostları sivil toplum kuruluşları, siyasi parti temsilcileri, sendikalar var. Buda göstermiştir ki Laik ve Demokratik güçlerin birlikteliği Madımaktan geçecek. 2 Temmuz 2008’de alanları dolduran 50 bini aşkın kitle Türkiye’nin laik ve demokratik olmasının yolunun buradan geçtiğini Madımak gerçeğini kabul etmeyen gerici, faşist güçlere gösterdi. Herkese inat bugün Madımak önünde alanları dolduran duyarlı insanlar coşkulu ve barışçıl anma mitingini gerçekleştirmenin onurunu ve gururunu gösterdi. Bizler YOL TV ekranlarında yapmış olduğumuz programlarla Madımağı unutmadık, Unutturmayacağımızı söylediğimizde bizleri bu yarayı kaşımayın unutun diyenlere cevabı bugün 50 bin kişiyle Kebap Lokantası kapatılıp, Madımak Oteli Müze olana kadar mücadeleye devam edeceğimizi haykırarak verdik.

Mehmet Özer-Fotoğraf Sanatçısı; Katliamın üzerinden geçen 15 yıl sonra buraya gelip benimde o gün onlarla birlikte olduğum otelin kapısına dokundum. Bugün buraya ilk defa geldiğimde bu alanları dolduran kalabalığın yerinde duran ve otele atılmak için kullanılan kaldırım taşları aklıma geldi. Bugün hala 15 yıl önce yanan yoldaşlarımın çığlıkları kulaklarımda çınlanmakta. Ama diğer taraftan da binlerce insanın onlara sahip çıkması beni umutlandırdı. Onlara yoldaşlarıma söz veriyorum; onların anılarını yaşatmak için yaşayacağım.

Haydar Aygören-YOL TV İcra Kurulu Başkanı; Duyarlı insanlar bugün burada. Katliamın üzerinden 15 sene geçtiği halde Madımak Oteli hala et lokantası olarak işletilmekte ve kendisine insanım diyen kişiler gelip utanmadan et yemekte. Bu konuda Sivas halkını duyarlı olmaya çağırıyorum. Bizler 50 kişiyle buraya geldik bugün sayımız 50 binin üzerinde. Bir daha bu tür katliamların olmaması için Türkiye halkını duyarlı olmaya çağırıyorum. Burası Utanç Müzesi yapılmalıdır. Devlet Aleviler üzerindeki ön yargıları silmek için çaba göstermek, burayı müze haline getirmek zorundadır. Eğer devlet yapmıyorsa Alevilerin şehitlerine 15 yıldır sahip çıktığı gibi burayı Müze haline getirecek gücü de vardır dedi.

Zeynel Özen- YOL TV İcra Kurulu Üyesi; Bugün Aleviler acılarını haykırışa döndürmüş haykırıyor. Alanlarda toplanan barışçıl ve coşkulu 50 bini aşkın kitle şehitlerine sahip çıkarak bu ülkede bir daha katliam olmaması, Madımağın Müze Olması için haykırıyor. Bugün alanlardaki demokrasi sevdalısı, şehitlerine çıkan kalabalıklar önümüzdeki yılda 100 binlere ulaşacak ve Madımak Müze olana kadar mücadelesine devam edecek.

Fevzi Gümüş-Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri Genel Başkanı; Şehit Aileleri, Aleviler, bu alanı dolduran sivil toplum örgütü temsilcileri, 15 yılında şehitlerimiz anmak için geldiğimiz anma mitingimize hoş geldiniz. 1993 senesinde Pir Sultan Abdal’ı anmak için Sivas’a gelen canlarımız katiller sürüsü tarafından katledildi. Unutmadığımız anlardan birisi de Pir Sultan heykeli yerlerde sürüklendi. Bu sene 2 Temmuz geldiğinde bu alanlara 50 bin kişiyi toplayacağız dedik ve bu sözümüzü yerine getirdik. Seneye 100 bin kişiyle bu alanlarda olacağız. Bizler bugün burada şehitlerimiz anarken AKP’li belediyeler bugün şenlikler düzenliyorlar. Bu zihniyet 15 sene önce bizi yakan zihniyetin devamı bir zihniyettir. Sivas’ı unutmadık unutturmayacagız ve Madımak Müze Olana kadar da mücadelemize devam edeceğiz.

Turgut Öker-Avrupa Alevi Birlikler Konfederasyonu Genel Başkanı; Katliamın 15 yılında şehitlerimizin can verdiği otelin önünde konuşmama başlarken duyarlılık göstererek buralara kadar gelen şehitlerine sahip çıkan sizleri saygıyla selamlıyorum. 15 yıl boyunca 10-15 kişiyle başlayan şehitlerimizi anma etkinliklerimiz, örgütlenerek, birbirimize sahip çıkarak Aleviler, Kızılbaşlar ve dostlarımızla beraber bugün alanlarda 50 binin üzerinde coşkulu ve duyarlı kitleye ulaşmanın mutluluğunu yaşamaktayım. Bu katliamın gerçek suçluları o dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakan Tansu Çiller, Genelkurmay Başkanı, Emniyet Genel Müdürü, Kamu görevlileri insana benzemeyen katiller kadar suçludurlar. Onlar bu katliamın hesabını vermedikleri sürece Sivas’ın hesabı bitmez.

1993 senesinde bu alanda Madımak Otelinin önünde toplanan oteli çepeçevre sarmış yak ulan yak diye bağıran katiller sürüsü oteli yakarken o gün şehitlerimize uzanacak örgütlü bir elimiz olmadığından katliam gerçekleşti. Bu ülkede örgütlü olmadığımızdan dolayı yakıldık. Bu ülkenin gerçek sahipleri Aleviler, Kızılbaşlar eğer o gün örgütlenmiş olsalardı şeriatçı katiller bizleri bu kadar kolay yakamazlardı.

Alevi, Kızılbaşlar dostlarımız sivil toplum kuruluşları, sendikalar devrimciler burada olduğu sürece bu katliamın hesabını soracağız. Bu alanda toplanan Türkiye’de ve Avrupa’da örgütlenmiş Aleviler, demokratik güçleri, sendikaları, devrimcileri, Sivil toplum kuruluşlarını birleştirmişlerdir. Burada olanları yürekten kutluyorum.

Ama seçim geldiği zaman yürekten alkışladığınız Deniz Baykal nerede. Solingen’e kadar giden ama bir gün dahi Sivas’a gelmeyen Deniz Baykal ve bugün bu alanlarda olmayanlar Alevi dostları olamazlar.

Eğer bizler acıda bir araya gelebiliyorsak bu bizlere ders vermeli ülkemizin bu kötü gidişinde de bir araya gelmek sorumluluk almak zorunda olduğumuzun bilincine varmalıyız.

Unutulmasın ki bu ülkeyi 50 yıldır sağ iktidarlar yönetti ve bu ülkeyi bu hale faşistler getirdi.

Bizler güçlerimizi birleştirir asgari müştereklerde buluşabilirsek önümüzdeki dönemde solun iktidara gelmesi gerçekleşir.

Eğer bizler akıllanır demokratik güçlerimizi birleştirir isek Madımak’ı Müze yaparız. Yoksa bizi yakan yobazların temsilcilerinin başta olduğu iktidarlardan bunları beklemek yanlış olur.

Bu duygularla bir kez daha dosta düşmana gösterdik ki Madımak Oteli Müze olana kadar bu alanlarda olacağız. Bir daha Anadolu topraklarında insanlığa karşı katliam yapılmaması için mücadelemizi devam ettireceğiz. Sivas’ı unutun diyenlere inat Sivas’ı unutmayacağız, Unutturulmasına müsaade etmeyeceğiz.

Kebapçı bir günlüğüne kapalı
Madımak Oteli'nin altında bulunan et lokantası ise bir gülüğüne kapatıldı. Lokanta camlarını da gazete kâğıdıyla örttü.

Çığlık maskesi ile katıldı
Düzenlenen anma programına, hazırladığı bir kuklanın üzerine, ‘Çığlık’ filminde kullanılan maskeyi geçiren ve önüne, ‘Acıları balla yedik, yanan nefeslerle, Sivaslılar sizleri özler, susmayan nefeslerle’ yazılı döviz taşıyan 50 yaşındaki Mustafa Çetinoğlu dikkat çekti.

İsimler tek tek anons edildi…
Katliamda hayatını kaybedenlerin isimleri teker teker anons edilirken anmaya katılanlar "yaşıyor" diye bağırdı. Duygulu anların yaşandığı anmada sık sık, "Susma sustukça sıra sana gelecek", "Sivas'ın ışığı sönmeyecek" sloganları attı.

Güvenlik önlemleri hat safhada…
Anma etkinliği sırasında, özel harekat timleri çatılarda güvenlik için konuşlandırılırken, çevre illerden olaylar nedeniyle 240 Çevik Kuvvet polisi takviye getirildi. Jandarma da muhtemel olaylar için hazır bekletildi. Sivas Valisi, Emniyet Müdürü ve Garnizon Komutanı olayları meydana bakan orduevinden izledi.

arikarinkuchi
02.07.2008, 16:28
ev çok yakın madımak otele
gerçekten çok kalabalıktılar
ve çok fazla ses yapıyorlardı

kasparix
02.07.2008, 22:35
İŞLERİ BU DEĞİL Mİ BİR ÇOK SOL GRUP VAR ARALARINDA ANCA SLOGAN ATARALR ÖTEYE GİDEMEZLER ...VAH VAH HALE KULLANILIOLAR BAĞIRTTIRILIOLAR NE ZAMAN ANLIYCAK BNM GARİP MASUM HEM SERİELRİM.. BEN KARDESİM DİYORUM ONLARA AAM ÖYLE Bİ SICAKLIK GÖREMİORUM ANMA TÜRK İSLAM GELENEĞİNDE kURANLA DUA İLE YASİNLE OLUR MEVLÜTLER OKUNUR BUNLAR HERLDE YAKANLAR CAHİL DİNDARLAR OLUNCA O GÜN BUGÜN İSLAMA KÜS YASIOLAR ONDAN AYRI OLAMAYACAK TÜRKLÜĞE DE KÜSMÜŞLER...HERKES SOYUNA ÇEKERMİŞ ZATEN NE DİYEK...GENEDE SADECE ACINIZI PAYLAŞIORUZ..TÜKLÜK KÜRLÜK SUNNİLİK ALEVİLİK BEDENDİR İSLAMİYET RUHDUR ..RUHSUZ BEDEN YANMIŞ CESETTİR...

sinan-58
02.07.2008, 22:36
sivaslıları gaza getirdiler oteli taşlattılar sonra otlel i kimin yaktığı belli değil belki de onlar yaktı içeride kimse yanarak olmedi ya dumandan boğularak yada silah ile ateş edilerek ölduruldu bunun cezasını suçsuz insanlar çekiyor 15 yıldır hapiste olanlar var şimdide madımak müze olsun diyorlar sivaslılar hiç bir şey yapmadı ama bizim üzerimize kaldı onlar herşeyi kendi kendilerine yaptı niye müze olsun diyorlar anlıyamıyorum birde orda olenlere şehit denmesi çok yanlış inş. müze olmaz

sandalli
02.07.2008, 22:45
Madimak neden müze olacak orasini anlamamdim, tahrikci koministler istedi diye mi?

etzel1967
02.07.2008, 23:09
ermenilerin, başkentleri erivanda sözde soykırım anıtları var...kinlerini taze tutmak için yapmışlar o anıtı biz türklere karşı...şimdi madımak müze haline getirildi diyelim, bunun kardeşliğe ve milletimizin birliğine ne gibi bir faydası olacak?..buranın müze haline getirilmesi halinde tıpkı erivandaki sözde soykırım anıtının işlevini yapacağından hiç kuşkunuz olmasın...birileri gelip kinini kusup sivaslılılara sövüp gidecek...yeter artık kaşımayın...sivasın ve sivaslının yakasından düşün...

izmirliyiğido
02.07.2008, 23:12
madem şehit diyosunuz peki bunların arkasından niye dua okumuyosunuz
türküler şarkılar eşliğinde anıyorsunuz sorarım

WåñTêd_øØ7
02.07.2008, 23:15
madem şehit diyosunuz peki bunların arkasından niye dua okumuyosunuz
türküler şarkılar eşliğinde anıyorsunuz sorarım
bizim analarımız sehıtlerımız ıcın o kadar goz yası dokerken anma torenlerını sessız sedasız mezarları basında aglayarak yaparken bunlar madımak maksak olayı medyadan dusurmek olayı buyutmek orayı bılmem muze yaptırmak

titizyiğido
02.07.2008, 23:20
hayr olmamalı...................... .............................. ..................

sivaslibozo
03.07.2008, 00:08
S.A herkese
ben SINAN 58 kardesime katiliyorum.
bencede olmasi bisey kazandirmaz sivasa,aksine daha fazla KIN beslenmesine
yol acar.
TÜM degil ama bazi Alevi kardesler zaten sivasimizi tv lerde
ve baska yayin organlarinda TEXAS mis gibi göstermeye bayiliyorlar.
Tabi bunlari konusurken hic kimse BASBAGLAR diye bir köy varmis demiyor zamaninda....!!!!!!

Not:Sivas olaylarinda hayatda kalmayi basaran,veya söyle söylim mechul bir sekilde olaylardan burnu bile kanamadan cikan ARIF SAG denilen kisinin SILAHI
bugüne kadar halen BALISTIK incelemeye alinamamisdir.

GERCEKCI OLALIM ARTIK.............!

haythuyt
03.07.2008, 08:31
arkadas aradan 15 yıl gıbı bır sure geçmıs olmamıs sımdımı olcak..

gürün_güzeli
03.07.2008, 08:33
Sivasın böyle anılmasından çok rahatslzlık duyuyorum..olmamalı bu tür şeyler artık bitmemli...çok saçma bence....gereksiz...

emremoni
03.07.2008, 09:22
koministler için mi muze olacak hem orada olenler nasi şehit oluyo koministler den şehit mi olur allah(cc) hiç bişeyden sayma sonra şehit ol öyle şey var mı sadece gülüyorum

fertelliyim
03.07.2008, 09:36
Bunlarınki tamamen kışkırtma 50 bin kişi katılmışmış çoğu dışardan gelmiş dışardaki kişinin ne işi var olaylar olduğundada hep dışardan gelmedilermi kendi içlerinde hesaplaşma vardı buluşma mekanı olarakta Madımak'ı seçtiler uzlaşma olmayınca birbirlerine girdiler silahla ölenler oluncada olayı örtbas etmek için oteli ateşe verdiler sonrada kalk Şehit'de ne güzel ya ne zamandan beri karanlık işlerle uğraşanların adı Şehit oldu Aydınmış Sevsinler öyle aydını Aydın görmesek bize aydın diye yutturacaklar Bence Aydın değil Karanlık.

Esengül
03.07.2008, 09:45
MADIMAK MÜZE OLUCAK

İstediğiniz kadar konuşun ;)

Kaptan-58
03.07.2008, 09:46
tabi madımak otel olsun.. bide önüne anıt yapalım ondansonra işte sivaslılar böyle otel yakmıştı buda onun şahiti onun göstergesi bunlar insan değil desinler. 3 - 4 provaköter çıkacak ortalığı savaş alanına çevirecek sonra aaa bura müze olsun.. bırakın Allah aşkına ya ne müzesi.. ayrıca orda ölenlerede şehit denmesi beni rahatsız ediyor.. lütfen "ŞEHİT" kelimesini anlamı iyice bi araştırıp ondan sonra kullanın.. binlerce şehidimizin kemiklerini sızlatmayın....

fertelliyim
03.07.2008, 09:49
MADIMAK MÜZE OLUCAK

İstediğiniz kadar konuşun ;)

Yanında biri varsa seni çimdiklesin Kabus görüyorsun Uyaaaaaaan
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez] ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez])

gürün_güzeli
03.07.2008, 09:50
MADIMAK MÜZE OLUCAK

İstediğiniz kadar konuşun ;)

ÇOK BEKLERSİN ...........................

Kaptan-58
03.07.2008, 09:51
Bunlarınki tamamen kışkırtma 50 bin kişi katılmışmış çoğu dışardan gelmiş dışardaki kişinin ne işi var olaylar olduğundada hep dışardan gelmedilermi kendi içlerinde hesaplaşma vardı buluşma mekanı olarakta Madımak'ı seçtiler uzlaşma olmayınca birbirlerine girdiler silahla ölenler oluncada olayı örtbas etmek için oteli ateşe verdiler sonrada kalk Şehit'de ne güzel ya ne zamandan beri karanlık işlerle uğraşanların adı Şehit oldu Aydınmış Sevsinler öyle aydını Aydın görmesek bize aydın diye yutturacaklar Bence Aydın değil Karanlık.

ABİ SANA KATILIYORUM

BİR ŞAİR BAKIN NE DİYOR..

"AYDIN AYDIN OLAYDI
İŞ O ZAMAN KOLAYDI
HALKTAN KOPUK AYDDINLAR
HELE HİÇ OLMASAYDI. "

haythuyt
03.07.2008, 09:54
MADIMAK MÜZE OLUCAK

İstediğiniz kadar konuşun ;)

senmı yapıcan :D:D:D
OTEL BENIM ARKADAS YAPTIRMIYORUM
cok cooooooook beklersınızzzz

Veli Bircan
03.07.2008, 10:14
MADIMAK MÜZE OLMİYACAK.....OL-MA-MA-LI

ErdalGüler
03.07.2008, 10:18
belki yapılanlar tasvip edilemez ama ne şehidi anlayamadım. Şehit nedir? önce bunu öğrenin bence...

Şehit Allah’ın huzurunda diri olarak hazır bulunup rızıklanacağı ve cennete gireceğine şehadet olunduğu için bu adı almıştır.

Veli Bircan
03.07.2008, 10:29
OY MADIMAK OYLUM OYLUM GELİYOR CİVANDA BOYLUM
CİVAN BOYLUM GELİRSE ŞEN OLUR BENİMDE GÖNLÜM
OY MADIMAK TEKE TÜKE SAKALI
OY MADIMAK KUŞKUŞU YEMLİK

BU DİZELER MADIMAK MÜZE OLSUN DİYENLER İÇİN GELSİN :D :D :D

fertelliyim
03.07.2008, 10:41
Madımak Oylum Oylum

Sivas-Fahri Karaoğlan-Nida Tüfekçi

Madımak Oylum Oylum
Geliyor Civan Da Boylum
Civan Boylum Gelirse
Şen Olur Benim De Gönlüm

Oy Madımak Teke Tüke Sakalı
Oy Madımak Evelik Yemlik
Oy Madımak Guşguşu Yemlik Oy Madımak

Madımak Bişer Oldu
Tencerem Taşar Oldu
Günde Yediğim Şamarlar
Bir İken Beşer Oldu

Oy Madımak Teke Tüke Sakalı
Oy Madımak Evelik Yemlik
Oy Madımak Guşguşu Yemlik Oy Madımak

Madımak Biçim Biçim
Ölüyom Senin De İçin
Madımak Toplar İken
Başımdan Düştü Çitim

Oy Madımak Teke Tüke Sakalı
Oy Madımak Evelik Yemlik
Oy Madımak Guşguşu Yemlik Oy Madımak

Kaptan-58
03.07.2008, 10:48
Şehit kimdir?

İman eden ve salih amel işleyen, Rabbına teslim olan, Allah kendisinden, kendisi de Rabbından razı olan, Allah için, Allah yolunda ölendir şehit. Bu hükmü de Allah (c.c.) verir ve onu mükafatlandırır.

Secde etmeye lüzum hissetmeyen, dinin emirlerinden rahatsız olan, baş örtüsünü içerisine sindiremeyen, müslümanları inancından dolayı hakir görenler, gafletle ölenler asla şehit olamazlar. Onlara A, B, C, E şehitleri dense de Allah ve Rasulü’ne karşı savaş açanların ne kendileri, ne de tabileri şehitlik mertebesine ulaşabilirler.

Allahu Teala şöyle buyuruyor:

“Allah ve Rasulü’ne karşı savaşanların ve yeryüzünde (hak) düzeni bozmaya çalışanların cezası ancak (acımadan) öldürülmeleri.”

Allah’a savaş açanların Allah’tan alacağı yoktur. İçkiyi, kumarı, faizi, zinayı hoş gören ve devamını sağlayanlar Allah’la savaş halindedir.

Kur’an ve sünneti birbirinden ayıranlar şehit değildir

İman bir bütündür. Bölünmeyi kabul etmez. İnanılması gerekenlerin büyük çoğunluğunu kabul etseniz de, bir veya bir kaçına inanmasanız iman etmiş olmazsınız. Kur’an-ı Kerim’de Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

“Allah’ı ve peygamberlerini inkar edenler ve (inanma hususunda) Allah ile Peygamberini birbirinden ayırmak isteyip, bir kısmına iman ederiz ama bir kısmına inanmayız diyenler ve iman ile küfür arasında bir yol tutmak isteyenler yok mu işte gerçekten kafirler bunlardır.” (Nisa, 150-151)

Son zamanlarda “sünnetsiz Kur’an sevdalısı” olanların sayısı artmaktadır. Bu anlayışın dinen hiçbir değeri yoktur ve merduttur. Allahu Teala, Kur’an-ı Kerim’de habibine ve O’nun sünnetine uymamızı şöyle beyan buyuruyor:

“Peygamber (s.a.v.) size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının. Allah’tan korkun. Çünkü Allah’ın azabı çetindir.” (Haşr, 7)

Kur’an-ı Kerim’e, din ve imana, Peygamberlerden herhangi birine Peygamberin bir sünnetine, bir hadisi şerife, bir İslam mabedine Allah korusun sövmek, hakarette bulunmak veya bunlardan birini küçümseyip hiçe saymak küfürdür. Tevbe etmeden, imanı, nikahını tazelemeden bu hal üzere ölenlerin ölüm şekli ne halde olursa olsun şehadet gibi muazzam rütbede nasibi yoktur.

Rasulullah’ın da bulunduğu bir savaşta ashab-ı kiramdan biri için, “Ya Rasulallah, falan da şehit oldu.” buyurduklarında rahmet Peygamberi şöyle dedi:

“Hayır o şehit olmadı. Çünkü “ne güzel savaşıyor” desinler diye savaştı, bundan dolayı şehit olamadı. Şehitlik ihlas ister, iyi niyete muhtaçtır. Amelleri niyetlere göre karşılık bulur.

İmansız kişi şehit olamaz

Uhud harbinde Peygamberimiz’e (s.a.v.) demir zırh ile yüzü örtülü bir kişi geldi de:

“Ya Rasulallah! Hemen harp edeyim de sonra müslüman mı olayım?” diye sordu. Rasulullah (s.a.v.):

“Müslüman ol, sonra harp et.” buyurdu. O da hemen müslüman oldu, sonra vuruştu. Nihayet şehit edildi. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.):

“Az işledi, fakat çok kazandı.” buyurdu. (Buhari, 8/277)

Ebu Hureyre, bu hadiseyi bir bilmece haline sokarak, haydi bana bir kişi bildiriniz ki o, bir kere olsun namaz kılmadan cennete girmiş olsun, diye sorarmış.

Allah (c.c.), iman edenlerin amellerini zayi etmez. Şehadet, Allahu Teala’nın mümin kullarına ilahi mevhibesidir. Bunu belirleyen Allah Teala’dır. Kullar, sadece zanni hükümle, hüsnü zan besleyerek umarız şehit olmuştur diye sadece iyi niyetini açıklar.

İmansız olan kafirler hangi şartlarda olursa olsun onlar asla şehit olamazlar. Zira kafirin bütün amelleri seraba benzer. Beklentileri olmasına binaen umduklarını bulamazlar.

Şehitlik, Muhammed ümmetine tahsis edilmiş üstün bir gaye, büyük bir mertebedir. Peygamberimiz (s.a.v.):

“Kim şehit olmayı içtenlikle dilerse, Allah, onu şehitlerin menziline ulaştırır. Bu kişi, isterse yatağında ölmüş olsun.” buyuruyor. (Müslim)

ErdalGüler
03.07.2008, 10:55
Şehit kimdir?

İman eden ve salih amel işleyen, Rabbına teslim olan, Allah kendisinden, kendisi de Rabbından razı olan, Allah için, Allah yolunda ölendir şehit. Bu hükmü de Allah (c.c.) verir ve onu mükafatlandırır.

Secde etmeye lüzum hissetmeyen, dinin emirlerinden rahatsız olan, baş örtüsünü içerisine sindiremeyen, müslümanları inancından dolayı hakir görenler, gafletle ölenler asla şehit olamazlar. Onlara A, B, C, E şehitleri dense de Allah ve Rasulü’ne karşı savaş açanların ne kendileri, ne de tabileri şehitlik mertebesine ulaşabilirler.

Allahu Teala şöyle buyuruyor:

“Allah ve Rasulü’ne karşı savaşanların ve yeryüzünde (hak) düzeni bozmaya çalışanların cezası ancak (acımadan) öldürülmeleri.”

Allah’a savaş açanların Allah’tan alacağı yoktur. İçkiyi, kumarı, faizi, zinayı hoş gören ve devamını sağlayanlar Allah’la savaş halindedir.

Kur’an ve sünneti birbirinden ayıranlar şehit değildir

İman bir bütündür. Bölünmeyi kabul etmez. İnanılması gerekenlerin büyük çoğunluğunu kabul etseniz de, bir veya bir kaçına inanmasanız iman etmiş olmazsınız. Kur’an-ı Kerim’de Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

“Allah’ı ve peygamberlerini inkar edenler ve (inanma hususunda) Allah ile Peygamberini birbirinden ayırmak isteyip, bir kısmına iman ederiz ama bir kısmına inanmayız diyenler ve iman ile küfür arasında bir yol tutmak isteyenler yok mu işte gerçekten kafirler bunlardır.” (Nisa, 150-151)

Son zamanlarda “sünnetsiz Kur’an sevdalısı” olanların sayısı artmaktadır. Bu anlayışın dinen hiçbir değeri yoktur ve merduttur. Allahu Teala, Kur’an-ı Kerim’de habibine ve O’nun sünnetine uymamızı şöyle beyan buyuruyor:

“Peygamber (s.a.v.) size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının. Allah’tan korkun. Çünkü Allah’ın azabı çetindir.” (Haşr, 7)

Kur’an-ı Kerim’e, din ve imana, Peygamberlerden herhangi birine Peygamberin bir sünnetine, bir hadisi şerife, bir İslam mabedine Allah korusun sövmek, hakarette bulunmak veya bunlardan birini küçümseyip hiçe saymak küfürdür. Tevbe etmeden, imanı, nikahını tazelemeden bu hal üzere ölenlerin ölüm şekli ne halde olursa olsun şehadet gibi muazzam rütbede nasibi yoktur.

Rasulullah’ın da bulunduğu bir savaşta ashab-ı kiramdan biri için, “Ya Rasulallah, falan da şehit oldu.” buyurduklarında rahmet Peygamberi şöyle dedi:

“Hayır o şehit olmadı. Çünkü “ne güzel savaşıyor” desinler diye savaştı, bundan dolayı şehit olamadı. Şehitlik ihlas ister, iyi niyete muhtaçtır. Amelleri niyetlere göre karşılık bulur.

İmansız kişi şehit olamaz

Uhud harbinde Peygamberimiz’e (s.a.v.) demir zırh ile yüzü örtülü bir kişi geldi de:

“Ya Rasulallah! Hemen harp edeyim de sonra müslüman mı olayım?” diye sordu. Rasulullah (s.a.v.):

“Müslüman ol, sonra harp et.” buyurdu. O da hemen müslüman oldu, sonra vuruştu. Nihayet şehit edildi. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.):

“Az işledi, fakat çok kazandı.” buyurdu. (Buhari, 8/277)

Ebu Hureyre, bu hadiseyi bir bilmece haline sokarak, haydi bana bir kişi bildiriniz ki o, bir kere olsun namaz kılmadan cennete girmiş olsun, diye sorarmış.

Allah (c.c.), iman edenlerin amellerini zayi etmez. Şehadet, Allahu Teala’nın mümin kullarına ilahi mevhibesidir. Bunu belirleyen Allah Teala’dır. Kullar, sadece zanni hükümle, hüsnü zan besleyerek umarız şehit olmuştur diye sadece iyi niyetini açıklar.

İmansız olan kafirler hangi şartlarda olursa olsun onlar asla şehit olamazlar. Zira kafirin bütün amelleri seraba benzer. Beklentileri olmasına binaen umduklarını bulamazlar.

Şehitlik, Muhammed ümmetine tahsis edilmiş üstün bir gaye, büyük bir mertebedir. Peygamberimiz (s.a.v.):

“Kim şehit olmayı içtenlikle dilerse, Allah, onu şehitlerin menziline ulaştırır. Bu kişi, isterse yatağında ölmüş olsun.” buyuruyor. (Müslim)

sağol kardeşim, Allah senden razı olsun.

ALLAH, VATAN, BAYRAK DİYEREK ALLAH YOLUNDA ÖLEN ŞEHİTLERİMİZİN RUHU ŞAD OLSUN...

fertelliyim
03.07.2008, 10:56
“Allah’ı ve peygamberlerini inkar edenler ve (inanma hususunda) Allah ile Peygamberini birbirinden ayırmak isteyip, bir kısmına iman ederiz ama bir kısmına inanmayız diyenler ve iman ile küfür arasında bir yol tutmak isteyenler yok mu işte gerçekten kafirler bunlardır.” (Nisa, 150-151)

Son zamanlarda “sünnetsiz Kur’an sevdalısı” olanların sayısı artmaktadır. Bu anlayışın dinen hiçbir değeri yoktur ve merduttur. Allahu Teala, Kur’an-ı Kerim’de habibine ve O’nun sünnetine uymamızı şöyle beyan buyuruyor:

“Peygamber (s.a.v.) size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının. Allah’tan korkun. Çünkü Allah’ın azabı çetindir.” (Haşr, 7)

Kur’an-ı Kerim’e, din ve imana, Peygamberlerden herhangi birine Peygamberin bir sünnetine, bir hadisi şerife, bir İslam mabedine Allah korusun sövmek, hakarette bulunmak veya bunlardan birini küçümseyip hiçe saymak küfürdür. Tevbe etmeden, imanı, nikahını tazelemeden bu hal üzere ölenlerin ölüm şekli ne halde olursa olsun şehadet gibi muazzam rütbede nasibi yoktur.

kasparix
03.07.2008, 11:14
YÜCE HAŞMETLİ PADİŞAH YAVUZ SULTAN SELİMİMİZ ,,,,ULU ÖNDERİMİZ GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRKÜMÜZ KEŞKE DAHA UZUN YASAYAYDILAR...BU SORUNLARIN HEÇBİRİ OLMAZDI...

LaEdri
03.07.2008, 11:19
diğer tarafta da madımak müze olmasın diyen 550 bin kişi var..

fertelliyim
03.07.2008, 11:31
diğer tarafta da madımak müze olmasın diyen 550 bin kişi var..

550 bin kişinin Tamamı eminim Hakiki Sivaslıdır. Diğerleri Müze olmasını isteyen kişiler Dışardan yabancı aileden olmayan kişilerdir

arikarinkuchi
03.07.2008, 11:36
50.000 değil
en fazla 15.000 diye duydum

seva
03.07.2008, 13:43
dediğim gibi Olmasii Onlarin Vİcdanlari İle KarŞi KarŞiya GelİceĞİ Anlamina GeldİĞİnden Ve Vİcdansizliklari GÖzlerİnİn ÖnÜne GeleceĞİnden HİÇ Umudum Yok DooĞrusu Olabİlseydİde Çoktan Olurdu Zaten...

FatihCan
03.07.2008, 13:49
MAdımak müze olmamalı !!

Çünkü müze olması çok tahrik edici bir unsur olur....

Evet 10 bin kişi müze olsun dedi ama bunlar ithal gelen göstericiler.. sadece kendi emmellerrini gerçekleştirmek için günübirlik gelen kişiler...

Sivasın yolunu bilmeyen günü birlik gelen sadece siyasi rant için 2 temmuzda sivasta bulunan siyasetciler istiyor diye madımak müze olamaz....

Eğer madımak müze olursa daha kötü günler bizi bekler... insanları ayrıştırır kutuplaştırır....


MAdımak müze o-la-maz !!!

tayfun5883
03.07.2008, 13:55
madımak müze olabilirde olmayabilirde benim için pek önemli değil ama oteli yakan bu olayları başlatan sahte müslümanların yakalanıp sivasın bu utançtan kurtarılması gerekiyor cafer erçakmak dürzüsü kayıp yok ortada o bulunsa bütün düğüm çözülür ve biz sivaslılarda töhmet altında kalmaktan kurtuluruz

mesocan
03.07.2008, 14:07
MAdımak müze olmamalı !!

Çünkü müze olması çok tahrik edici bir unsur olur....

Evet 10 bin kişi müze olsun dedi ama bunlar ithal gelen göstericiler.. sadece kendi emmellerrini gerçekleştirmek için günübirlik gelen kişiler...

Sivasın yolunu bilmeyen günü birlik gelen sadece siyasi rant için 2 temmuzda sivasta bulunan siyasetciler istiyor diye madımak müze olamaz....

Eğer madımak müze olursa daha kötü günler bizi bekler... insanları ayrıştırır kutuplaştırır....


MAdımak müze o-la-maz !!!

Sadece internet üzerindeki bir sitede (Facebook) ( [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]/group.php?gid=6641848036 ) MADIMAK OTELİ MÜZE OLSUN grubunun üye sayısı 49,578

Hiç bir zaman kesin sayısı net olarak bilinemeyen Türkiye Alevilerinin ortalama nüfusu : 11 Milyon Kişi ( Hemen buna da itiraz edecek olanlar çıkacaktır.. Çeşitli rakamlar söyleniyor.. Hatta Cem Vakfı 25 milyon bile diyor ki bu pek mantıklı bir rakam değil.. 11 Milyon rakamı ise Milli Güvenlik Kurulu'nun talimatıyla 8 yıl önce üç ayrı üniversiteye yaptırılan ve sonuçları hiç açıklanmayan 'Türkiye'deki Etnik Grupların Dağılım Raporu' nun bir sonucudur.. Bu raporda Türkiyedeki tüm etnik ve dini grupların toplam nüfusları ve ülke nüfusuna oranları belirtilmektedir)

Gerçekden kaale bile alınmayacak bazı yorumların arasında seva'nın görüşleri bütün herşeyi açıklıyor...

Bizler yüzyıllardır Sivas'da kapı kapıya yaşayan halklar "tezgah" olduğu düpedüz belli bir oyuna gelmişiz..

Fakat gelinen bu oyundaki ayıbı üstüne çarşaf örterek saklamaya çalışmak yerine karanlığın üzerine hep beraber gidip, bu ayıbın Sivas halkının değil, gerici yobaz ve çağdışı bir zihniyetin olduğunu tüm dünyaya bildirirsek, Sivasımızın bu artık iltihap almaya başlayan yarasını hep birden sararsak birşeyleri gerçekleştirmiş oluruz..

Bu arada kabullenin ya da kabullenmeyin ama Türkiyedeki en yoğun Alevi populasyonu Sivasdandır.. ( [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez] ) ve kimsenin Sivas'a kafasına göre rol biçme hakkı yoktur...

Esengül
03.07.2008, 14:14
Ne kadar hoş ve komik değilmi can yakmak ?

Hangi kitapta yazıyor insan yakmak ?

Ben böyle yazınca nedense hemen siliniyor ama diğer taraftan forumdaki bazı asalak beyinliler sivasta yananlara gülüyor, onların yazdıkları nedense silinmiyor


Enteresan !!!!!

Utanın utanın

Can dır bu, başka hiç birşeye benzemez !!!!!!!!!

kasparix
03.07.2008, 14:29
esengül kardesim sen neden bu kadar kzııon bize yada neen bu kadar takılıon bu olaya vallahi anlıyamıyorum..ya vallahi üzülüorum yani neden diye soruorum hep kendime bir de size sorayım ...

mesocan
03.07.2008, 14:32
ŞİMDİ AYRIMCILIK YAPMAK İSTEMİYORUM ŞU KADAR ALEVİ VAR ŞU KADAR YOK DİYE AMA
SAĞLAM KAYNAKLARA GÖRE SİVAS IN %80 İ SÜNNİ %20 Sİ ALEVİDİR. 6 MİLYON SİVASLININ 1.2 MİLYONU ALEVİ 4.8 MİLYONU SÜNNİDİR. YANİ BU RAKAMLARA GÖRETÜRKİYE DE EN ÇOK SÜNNİ SİVASTADIR. Bİ DE OLAYA BU GÖZLE BAKALIM. .

ben de yukarıdaki arkadaşa cevap olsun diye yazıyorum...

Ayrımcılık yapmak, ötekileştirmek, siz/biz yapmak amacında değilim..

Ama istatistiki ve gerçek verileri de göz ardı etmemek lazım..

Sivas ili Toplam köy sayısı : 1237
Sivas ili Alevi Köyleri Sayısı : 520 (Google da ararsan tek tek isimlerine ulaşabilirsin)

Sayılar önemli değil ama %80 ve %20 diyerek asılsız bir hiçleştirme argümanı kullanmanız yanlış olur...

YUKARDAKİ ARKADAŞA CEVAP OLSUN DİYE YAZDIM. ÖNEMLİ OLAN BERABERLİĞİMİZİ BOZMADAN YAŞAYABİLMEK

İşte bu beraberliği bozmadan yaşamak için aynı kimliği paylaştığın hemşerilerinin istediğine "nahhhh alırsınııızz.. ahan da bunu alırsınız... olmaaaz.. olmamalı...." diye tepki vermemelisiniz..

Birarada yaşam, saygı duymaktır......
Birarada yaşam, diğerinin acısını görmezden gelmek (hatta ve hatta bazı noktalarda bu acıya sevinenler dahi var) değil, acıyı paylaşmaktır..
Acı paylaşılmadan sevinç paylaşılmaz..

İşte bu yüzden bu 520 köyün halkı vatanına buruk, Sivas'a kırgın.... Sivas'dan uzak.....!!!!

Kaptan-58
03.07.2008, 14:35
HERGÜN ONLARCA ŞEHİT VERİYORUZ. FİLİSTİN, AFGANİSTAN, IRAK GİBİ MÜSLÜMAN ÜLKELERDE HERGÜN YÜZLERCE BELKİDE BİNLERCE SENDEN BENDEN FARKI OLMAYAN KİŞİ HAKSIZ YERE CAN VERİYO. CAN YAKMAK KOLAYMI DİYOSUNUZ AMA BUNLARA HİÇ SESİNİZ ÇIKMIYO.. YILLAR ÖNCE OLMUŞ Bİ OLAYA BAĞLI KALIP CAN YAKILDI DİYİP DURUYOSUNUZ. ORDA ÖLENLERİNKİ CANDA HALA HAKSIZ YERE ÖLENLERİNKİ CAN DEĞİL Mİİİ ??? CANA BU KADAR KIYMET VERİYOSANIZ GEÇMİŞİ BIRAKINDA GÜNÜMÜZ İÇİN BİRAZ ÇALIŞIN....

gürün_güzeli
03.07.2008, 14:38
HERGÜN ONLARCA ŞEHİT VERİYORUZ. FİLİSTİN, AFGANİSTAN, IRAK GİBİ MÜSLÜMAN ÜLKELERDE HERGÜN YÜZLERCE BELKİDE BİNLERCE SENDEN BENDEN FARKI OLMAYAN KİŞİ HAKSIZ YERE CAN VERİYO. CAN YAKMAK KOLAYMI DİYOSUNUZ AMA BUNLARA HİÇ SESİNİZ ÇIKMIYO.. YILLAR ÖNCE OLMUŞ Bİ OLAYA BAĞLI KALIP CAN YAKILDI DİYİP DURUYOSUNUZ. ORDA ÖLENLERİNKİ CANDA HALA HAKSIZ YERE ÖLENLERİNKİ CAN DEĞİL Mİİİ ??? CANA BU KADAR KIYMET VERİYOSANIZ GEÇMİŞİ BIRAKINDA GÜNÜMÜZ İÇİN BİRAZ ÇALIŞIN....

daha ne söylenebilir ki bu lafların üstüen .artık SUSUN bence!!!!!!!!!!!!!!!!!

ABDULLAH DUMAN
03.07.2008, 14:40
diğer tarafta da madımak müze olmasın diyen 550 bin kişi var..

AYNEN KATILIRIM .................
.................

sandalli
03.07.2008, 14:41
MADIMAK MÜZE OLUCAK

İstediğiniz kadar konuşun ;)

sen esmeye devam et, madimaktan müze olmaz, olsa olsa madimak yemegi olur

abircan
03.07.2008, 14:46
HERGÜN ONLARCA ŞEHİT VERİYORUZ. FİLİSTİN, AFGANİSTAN, IRAK GİBİ MÜSLÜMAN ÜLKELERDE HERGÜN YÜZLERCE BELKİDE BİNLERCE SENDEN BENDEN FARKI OLMAYAN KİŞİ HAKSIZ YERE CAN VERİYO. CAN YAKMAK KOLAYMI DİYOSUNUZ AMA BUNLARA HİÇ SESİNİZ ÇIKMIYO.. YILLAR ÖNCE OLMUŞ Bİ OLAYA BAĞLI KALIP CAN YAKILDI DİYİP DURUYOSUNUZ. ORDA ÖLENLERİNKİ CANDA HALA HAKSIZ YERE ÖLENLERİNKİ CAN DEĞİL Mİİİ ??? CANA BU KADAR KIYMET VERİYOSANIZ GEÇMİŞİ BIRAKINDA GÜNÜMÜZ İÇİN BİRAZ ÇALIŞIN....

aynı şeyi yazmak sabah içimden geçiyordu, bende aynı şeyi soracaktım niye unutulur dünyada yaşanan zulümler diye

dün bir yazı vardı yeniçağda
dünya yahudi lobisi lideri dün başbakanlıkta yazsana bunu delikanlı vakit diye
şimdi müslümancılık oynayanlarda moda israil yandaşlığında yatıyor, ıraktaki sünni şafi, caferi kimsenin umurunda değil, o onu bombalıyor o onu, amerikanın , yahudinin oyunu sürüp gidiyor her cuma cami kapısında amerikan israil bayrağı yakan sahte müslümanlar şimdi müteahhit oldu kıç yalayıp ihale topluyorlar sadaka babındada nohut kömür dağıtımına aracılık ediyorlar, hani nerda aslan gibi örgütleriniz, hepsi kuyryğu kıstı hükümetin kapısında avanta bekliyor , sizede burada bekçilik düşüyor , biraz daha anlamlı olsun mücadeleniz lütfen

kasparix
03.07.2008, 14:51
mesocan köy sayısı ile nufus sayısı arasında tam bi doğru orantı yokdur...dikkatli oku analiz et öle cvp yazasun...yoksa sayı da önmli değil haklsıın ...

kasparix
03.07.2008, 14:53
siz kendi mücadelenize bakın Allahın davası sahipsiz kalmaz....

abircan
03.07.2008, 15:04
siz kendi mücadelenize bakın Allahın davası sahipsiz kalmaz....

oferin haririnin , el kadının davası ne zaman allah davası oldu

mesocan
03.07.2008, 15:07
ARGUMANLARIMI SIRALIYORUM

1. SİVASIN TOPLAM KÖY SAYISI 1270 CİVARINDADIR. BUNLARDAN 520 Sİ ALEVİ KÖYÜDÜR. DOĞRU SÖYLÜYORSUN. AMA BU 520 KÖYÜN 200 TANESİ 3 - 5 HANEYİ GEÇMEZ. İÇİNDE YAŞAYANLARDA 15 20 BAZILARINDA İSE 5 6 KİŞİDİR, ÇÜNKÜ ALEVİ KÖYLERİ GENELDE DAĞ KÖYLERİDİR VE PEK GELİŞMEMİŞLERDİR. BU YÜZDEN NÜFUS AZDIR.
2. SİVAS TA PARTİLERİN ALDIĞI OY ORANINA BAKARSAN ORTALAMA % 80 SAĞ PARTİLER, % 20 SOL PARTİLER OY ALIYORLAR. BU DURUM SİVASLILARIN YAŞADIĞI BÜYÜKŞEHİRLERDEKİ YERLEŞİM YERLERİNDE DE BÖYLE.
BURADA BİR HİÇLEŞTİRME YOK SAYMA ÖTEKİLEŞTİRME YOKTUR. SAYILAR YALAN SÖYLEMEZ. SEN KENDİN DEDİN 11 MİLYON ALEVİ VAR DİYE. İŞTE BU 11 MİLYONUN 1.2 MİLYONU SİVAS GERİ KALAN 9.8 MİLYON 80 VİLAYETE HADİ 70 OLSUN DAĞILMIŞLARDIR.
BURADA AMACIM AYRIMCILIK DEĞİL BİLİMSEL GERÇEKLERİ, İSTATİSTİKLERİ SİZLE PAYLAŞMAKTI. BAŞKA BİR AMACIM YOKTUR.
BEN HİÇ BİR ZAMAN DEDİĞİNİZ GİBİ NAH NUH KELİMELERİNİ KULLANMADIM. SADECE MİLLETİMİZ GEREKEN CEVABI VERECEKTİR DEDİM. PEK HAKSIZDA SAYILMAM. MİLLETİMİZ CEVABINI SANDIKTA VERİYOR ZATEN. YANLIŞ MI?

1. Alıntı yapıp köy verilerini verdiğiniz mesajınızda 6 milyon sivaslıyı baz alarak bir rakamsallaştırma yapmışsınız.. Ben de size genel Sivaslı oranını verdim..

2. Bugün için durum böyle değildir.. dediğiniz doğrudur.. Sivas şehrinde yaşayan Alevi nüfusu %25 - %30 civarındadır..

Bunu anlamak için de seçim sonuçlarına bakmanıza gerek yok.. Sizi yanıltır.. Seçimlerde sandığa gitmeyenleri dışlamış olursunuz..

3. Geçen mesajlarıma bakarsanız Türkiyede Alevi nüfusunun şehirlere göre dağılımı var.. Oraya bi bakıp fikir alabilirsiniz..

4. İkimizde ne dersek diyelim.. Bardağın görmek isteidğimiz tarafına bakacağız.. Bu konuda net / bilimsel / kesin / istatistik bir bilgi yoktur...

5. Şu anda siyaset konuşmuyoruz, ben siyasi kimliğimi de açıkladığımı sanmıyorum.. Nerden biliyorsunuz benim AKP'li olmadığımı :)

Kaptan-58

HERGÜN ONLARCA ŞEHİT VERİYORUZ. FİLİSTİN, AFGANİSTAN, IRAK GİBİ MÜSLÜMAN ÜLKELERDE HERGÜN YÜZLERCE BELKİDE BİNLERCE SENDEN BENDEN FARKI OLMAYAN KİŞİ HAKSIZ YERE CAN VERİYO. CAN YAKMAK KOLAYMI DİYOSUNUZ AMA BUNLARA HİÇ SESİNİZ ÇIKMIYO.. YILLAR ÖNCE OLMUŞ Bİ OLAYA BAĞLI KALIP CAN YAKILDI DİYİP DURUYOSUNUZ. ORDA ÖLENLERİNKİ CANDA HALA HAKSIZ YERE ÖLENLERİNKİ CAN DEĞİL Mİİİ ??? CANA BU KADAR KIYMET VERİYOSANIZ GEÇMİŞİ BIRAKINDA GÜNÜMÜZ İÇİN BİRAZ ÇALIŞIN....


Bu ülkede MSB Asker alımlarında inanç / siyasi görüş / din / ırk vs bir ayrım yapıyor da benim mi haberim yok..

Bu ülkede Aleviler askere gitmiyor mu? Şehit olmuyor mu? Gazi olmuyor mu? Onların da ailelerinin içine ateş düşmüyor mu? Ya da Samsun'daki bir şehit cenazesi bu ülkedeki bir Alevi vatandaşın ciğerini dağlamıyor mu?

Kaptan-58 kardeşim... Sen bu ülke Alevilerini Kuzey Irak'daki peşmergelerle ya da Güneydoğu'da PKK'ya açıkca yardım / yataklık / yaltaklık yapan hainlerle karıştırıyorsun heralde...

FİLİSTİN, AFGANİSTAN, IRAK GİBİ MÜSLÜMAN ÜLKELERDE HERGÜN YÜZLERCE BELKİDE BİNLERCE SENDEN BENDEN FARKI OLMAYAN KİŞİ HAKSIZ YERE CAN VERİYO.

İşte sadece Müslüman ülkeleri değil, tüm insanlığı düşünmeye başladığın an, Tüm insanlığa yapılan haksızlıklara karşı çıktığın an, Filistinde israil zulmünden ölen masum bir sivile yandığın gibi, İsrailde de tek suçu israilli olmak olan bir sivilin ölümüne de yanabiliyorsan işte o zaman insan-ı kamil olabilirsin..

Bu arada bir çok mesaja alıntı yapıp cevaplar veriyorum.. Sizlerin düşüncesinde ve beyninde hiç bir şeyin değişmeyeceğini biliyorum... Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla misali en azından dışarıdan girip de bu başlıkdaki yazıları okuyacak olanlar zannetmesinki sivasda sadece bu düşünceler var :)

kasparix
03.07.2008, 15:08
kardesim onlar sanki tam 11 milyon içinde kürdisi türkisi dönmesi hepsi var..bnm arkadasım gürci kendini alevilikle kamufle ediodu ortamlarda neden gürcüyüm demio aleviyim diodu haal anlamış değilim heralde yasam tarzları çok uyusuodu ondan mı ne.. o nasıl ayıplık ya ...yalama k mı ayıp ayıp bu gün kandil ne sizz de avucunuzu yalıosunuz heralde ondan kızgınsınız..ee sahip çıkdığınız ama hala kullanılmakdan vazgeçmediğniz parti size iş versin aş versin gerksiz ilelebet payidar kalacak rejim bekçiliği yapacağına...devlet dengelre oynar..şimdi dengeler oluşsun o zman asıl güç asıl iktidar o zaman belli olacak....

LaEdri
03.07.2008, 15:10
sivasın 520 köyü sivasa küs ve dargınmış....
suçu olmadığı halde sivas gibi bir sevda terkedilecekse,varsın o köylerimiz küs olsun...gidenlere üzülürüz ama yanımızda olanların 700 civarı köyün varlığı gidenlerin üzüntüsü bastırır..vesselam

KARAKAYA83
03.07.2008, 15:14
ne müzesi yaaa oldu her ölenin arkasından bi müze yapalım burda şu öldü diye ne alaaa memleket

Kaptan-58
03.07.2008, 15:18
mesocan valla o yazdıklarımdan o anlamları nasıl çıkartın bilmiyorum pekte umursamıyorum. tartışmaya girmicem çünkü... senden başkada o manada anlayan olacağını sanmıyorum...

kasparix
03.07.2008, 15:21
SİZİN ZİHNİYETLE ALLAH SANKİ DÜNYANIN ETRAFINDAYMIŞ ORDA ALLAHI ARAYAN ALLAH SANKİ ATOMUN İÇİNDEYMİŞ ORDA ARAYAN ANCAK ATOMUN CEVRESİNDE DÖNEN ELKTRONLARI DÖNDÜREN GÜCÜ GÖREMEYEN KÖRLERE BENZİO...SİZE O BU ŞU MU ALLAHIN DAVISI DİYEN OLDU ...BELEŞ CUMHURYTÇİ BELEŞ MİLLİYETÇİLERİN YORUMLARINA FAZLA TAKILION ECEVİTİN TABİRİYLE SAĞLI SOLLU OKUDA BARİ BİRAZ GERÇEK YORUMLARA ULAŞ BAŞKALARININ BEYNİYLE DÜŞÜNMEMİŞ OLURSUN ...

kocak58
03.07.2008, 20:52
bence olmalı çünkü bu işn arkası kesilmez yarın ülkücüler ister ondan sonra solcular bi daha baska bi yerde müze ister iş inada biner sakıncalı

zaten gereği yok

sandalli
03.07.2008, 21:50
Üzerinden 15 yil gecmis bir olayi her yil dün olmus gibi tekrarlayan zihniyete ben TAHRIKCI KOMÜNIST ZIHNIYET diyorum, siz ne diyorsunuz?

ero
03.07.2008, 21:59
Üzerinden 15 yil gecmis bir olayi her yil dün olmus gibi tekrarlayan zihniyete ben TAHRIKCI KOMÜNIST ZIHNIYET diyorum, siz ne diyorsunuz?

peki yaptıkları insanlık dışı davranışlardan hala övgü dolu sözlerle bahseden ...... bide utanmAdan ölenlere değilde hapisanede yatanlara üzülen FETTULLAHÇI-SÖZDE MİLLEYETÇİ ÜLKÜCÜLER ve muhAfazakar görünen Yobaz Zihniyete ne demeli.......?

sandalli
03.07.2008, 22:09
peki yaptıkları insanlık dışı davranışlardan hala övgü dolu sözlerle bahseden ...... bide utanmAdan ölenlere değilde hapisanede yatanlara üzülen FETTULLAHÇI-SÖZDE MİLLEYETÇİ ÜLKÜCÜLER ve muhAfazakar görünen Yobaz Zihniyete ne demeli.......?

olay utanc verici, olayi savunmanin hicbir yönü yok ama insanlari düsüncelerinden ve inanclarindan dolayi yobaz diye adlandirsaniz onlarinda size tepki koymasina katlanmaniz lazim, sizin düsüncelerinize hakaret etmeden tartisiyoruz ve hicbir sünni alevilere hakaret etmiyor ama buraya yazan hemen her alevi bizim inanclarimiza saldiriyor, bir insanin ülkücü olmasi neden kötü, komünist olursak cagdas atatürkcü diyorsunuz, müslüman olursak yobaz damgasi vuruyorsunuz, kusura bakmayin ama gercek yobaz kendi düsüncesi disindakilere saygi duymayandir, yani demokrat gecinen komünistlerdir.

dersimli
03.07.2008, 22:16
madımak müze olacak. bir ayna olucak ki bu zihniyeti taşıyanlar bakıp utanacak

sandalli
03.07.2008, 22:21
Madimak in sahibi acikladi, vermiyor adam otelini, lütfen mülkiyet hakkina bari saygi duyun.

blueblue
03.07.2008, 22:25
madımak müze olacak. bir ayna olucak ki bu zihniyeti taşıyanlar bakıp utanacak

Hayal alemindesin hayal,olsun hayallerle yaşamak da iyi birşeydir:)...

dersimli
03.07.2008, 22:34
Hayal alemindesin hayal,olsun hayallerle yaşamak da iyi birşeydir:)...

onurlu mücadelemizi tüm engellere rağmen sürdüreceğiz

kasparix
03.07.2008, 22:38
sizi artık o zihniyet yakmayacak bu şekil tahrik pravokasyona devam ederseniz medeniyetin ışığında yanacaksınız...yada yüreğinizdeki kor sizide yakacak...

moon
03.07.2008, 22:43
onurlu mücadelemizi tüm engellere rağmen sürdüreceğiz

O onurlu mücadele dediğin sakın madımak olaylarından 3 gün sonra yani 5 temmuzda 33 kişiyi köyde imamıyla genciyle,yaşlısıyla,çocuğuyla katliam yapan mücadele olmasın.Vay be onurlu mücadeleye bak...

sandalli
03.07.2008, 22:43
onurlu mücadelemizi tüm engellere rağmen sürdüreceğiz

onurlu mücadeleniz icin bugün ne yaptiniz? Ne kadar zaman ayiriyorsunuz?
yoksa internette mi zaman geciriyorsunuz?

kasparix
03.07.2008, 22:47
her nefesinizde kin ayrılıkçılık fesat gavurca özenti ve yasamalr koksada sizide sivaslı gardsımız kabul ediyor yüreğimizi açıyoruz çünki siizn yaranız bi madımak değil ki siz ta sultan süleymanIN BABASI YAVUZ SULTANA bile küssünüz neden ki biz küs değiliz hepsini katletmedi diye haşmetli padişaha biz küs değiliz GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK E yapmak isteyip de inönün engel olduğu bugün basımıza bela memlekete bir çok şehit verdiğimiz haritadan silinmesi gereken yere...neyse yeter dioruz biz o yobaz yakan zihinlilerin nesli olarak yeter dioruz artık bitirelim yeni sayfaalr aydınlık sayfaalr açalım diyoruz...gericilik yapmayın hep ileri diyelim diyoruz...sucu bucu yook anlayın artık anlayın biz 75 MİLYON LAİK ATATÜRKÇÜ CUMHURİYETİN ALTIN NESLİ GENÇLERİ YURTTAŞLARIYIZ...BU BİR ŞEMSİYEDİR ALTINDA HEPSİ TÜRK KÜRT ALEVİ SUNNİ LAZ CERKEZ HERKES VARDIR...BİR DAHA AYRIŞDIRICI ZİHNİYETE bürünmeYELİM LÜTFEN...

Esengül
04.07.2008, 13:07
Aslında madımak müze değilde AYNA OLMALI

BELKİ BAKTIKÇA UTANIRSINIZ !!!

( Utanacak yüz varsa )

gürün_güzeli
04.07.2008, 13:10
Aslında madımak müze değilde AYNA OLMALI

BELKİ BAKTIKÇA UTANIRSINIZ !!!

( Utanacak yüz varsa )

ya kızım sen ne diyosun yaa.saçmalama istersen...şimdi bisürü şey sölerim de forumdayız dua et sen.....zihniyetin çok yanlış.....evet ayna olmalı geçmişin gerçeğini sizlere göstermeli ki şu kalıplaşmış düşüncenizden fikrinizden kurtulasınız .....şuan elimde olsan seni ohooo:D:D:D bide utanacak yüz varsa diosun utanmadan terbiyesizleşme....adam gibi yap yorumunu yoksa git başka yere diyecek lafımız yok sana..UTANMAZ..

Esengül
04.07.2008, 13:11
ya kızım sen ne diyosun yaa.saçmalama istersen...şimdi bisürü şey sölerim de forumdayız dua et sen.....zihniyetin çok yanlış.....evet ayna olmalı geçmişin gerçeğini sizlere göstermeli ki şu kalıplaşmış düşüncenizden fikrinizden kurtulasınız .....şuan elimde olsan seni ohooo:D:D:D bide utanacak yüz varsa diosun utanmadan terbiyesizleşme....adam gibi yap yorumunu yoksa git başka yere diyecek lafımız yok sana..UTANMAZ..

Önce terbiye ve seviyeyi öğren sonra konuş evladım olurmu ?

Annen olacak yaştayım

FatihCan
04.07.2008, 13:13
Önce terbiye ve seviyeyi öğren sonra konuş evladım olurmu ?

Annen olacak yaştayım

Anne olacak yaşa gelmişsin ama konuşma adabını hala öğrenememişsin

iyiki anne değilsin

gürün_güzeli
04.07.2008, 13:14
Önce terbiye ve seviyeyi öğren sonra konuş evladım olurmu ?

Annen olacak yaştayım

yaşının benim için hiç bir önemi yok emin ol istersen nine de diyebilirim sana ..ama şu madımak olayını hatırlatıp durmasan seviniriz.....sivasın adını kirletmekten başka bir işe yaradığı yok zaten....bizim damarımıza basma yoksa......

Kaptan-58
04.07.2008, 13:16
FatihCan ve gürün_güzeli arkadaşlarım bazen susmak çok şey anlatır.. bırakın susun... onlar yazsın dursun....

gürün_güzeli
04.07.2008, 13:17
FatihCan ve gürün_güzeli arkadaşlarım bazen susmak çok şey anlatır.. bırakın susun... onlar yazsın dursun....

aslında haklısın ..bunlar için konuşmaya bile değmez..NEDE OLSA BİR GÜN BUNLARI DA YAKARIZ BİZ ÖNCEKİLERİ GİBİ DEĞİL Mİ??????????????

_DuMaN_58
04.07.2008, 13:27
Konu Tartışmaların Büyümemesi için tarafımca Kapatılmıştır. Tartışmaya katılan üyeler davranışlarına devam ederlerse ceza alacaklardır.!!

...Kangallı...
01.02.2009, 18:05
Kesinlikle müze olmalı.

sivaslıgenç
01.02.2009, 18:22
Kesinlikle müze olmalı.

Müze olunca ne olacak.Sivasımızın adı lekenecek.Ben bunu Ermenilerin sözde soykırım anıtına benzetiyorum Sivastada böyle bir şeyin bulunması son derece saçma.Birde orda ölenlere şehit denmesi çok tuhaf ney için öldüler ki oradada şehit oluyorlar.Şehit Allah yolunda ölenlere denir.Bunu bilmiyormu bu topiçi açan arkadaş.

Madımak müze Olmamalı.

...Kangallı...
01.02.2009, 18:27
Müze olunca ne olacak.Sivasımızın adı lekenecek.Ben bunu Ermenilerin sözde soykırım anıtına benzetiyorum Sivastada böyle bir şeyin bulunması son derece saçma.Birde orda ölenlere şehit denmesi çok tuhaf ney için öldüler ki oradada şehit oluyorlar.Şehit Allah yolunda ölenlere denir.Bunu bilmiyormu bu topiçi açan arkadaş.

Madımak müze Olmamalı.

Lütfen düşünürmüsünüz sizden rica etsem.

İnsanlar PİR SULTAN ABDAL ' ı anmaya Sivas'a gidiyorlar, ama bir grup yobaz insanlar (tabi onlara insan diyilirse - caniler ) tarafından yakılıyorlar, sizce nedir bunun adı ?

Yada sizce yakılmak nasıl bir duygu ?

besyo_cu
01.02.2009, 19:12
Kaç sene geçti hala aynı cıkar sahipleri Sİvasımızın önunu kesmeye calışıyor artık düşün şu şehrin yakasından kanımızı endiğiniz yeter Sİvas atık sporla Sivas artık kültür ile anılırken bu olayı ısıtıp ısıtıp gün yüze cıkarmak neden. LANET OLSUN bu zihniyete

Müze oldukdan sonra başka birşey cıkacak sonrada başka birşey daha bu olayı Sivassın büyümesini gelişmesini istemeyenler devalı gündeme getirecek sizlerde bu oyuna gelmeyin acın gözünüzü artık.

sivaslıgenç
02.02.2009, 01:08
Lütfen düşünürmüsünüz sizden rica etsem.

İnsanlar PİR SULTAN ABDAL ' ı anmaya Sivas'a gidiyorlar, ama bir grup yobaz insanlar (tabi onlara insan diyilirse - caniler ) tarafından yakılıyorlar, sizce nedir bunun adı ?

Yada sizce yakılmak nasıl bir duygu ?

Ben insan yakmayı tasvir etmiyorum ama ,anma proğramına katılanlardan bazıları(Aziz Nesin gibi) gerçekten halkı provoke etmeye yaraşır tutumlar sergilediler.Sonucuda kötü oldu.Sizde benm sordugum soruları yanıtlarmısınız onlar Şehit mi?Madımak müze olunca Sivasın adını lekelemekten başka ne yararı olacak?

sivaslibozo
04.02.2009, 07:22
ya Sanki müze olunca ölenler geri gelecek veya alevi kardeslerimize bi faydasi olucak.
Tamam yasananlari bende tasvip etmiyorum ama hatayi tek tarafli aramak ya APTALLIK veya Art niyetlilikdir.
Sonuca Sen bu sehirin dine önem veren bi sehir oldugunu bilip, yinede Allahi inkar eden birini yazar olarak cagirirsan ve cuma namazi esnasinda davullar zurnalar caldirirsan kentin göbeginde olaylari bi nevi ateslemis olursun.

Basbaglar da Müze olsun bence OZAMAN.

saygilar

...Kangallı...
04.02.2009, 09:17
Neticede İNSAN YAKAN İNSAN DEĞİLDİR ....

abircan
04.02.2009, 09:51
israilde gazze neyse, türkiyede sivas o dur , anlayan anlar anlamasada diyecek bişey yok
adama baksana yavuz selimi özlüyor alevileri kılıçtan geçirmek için, yaptığı suç, soykırım ve uça teşvik, ama ne diyelim cahillik deyip geçelim, onun kabahati yok asırlardır hep alevileri önlerinde engel gördüler, sanki tüm türk alevileri illaki sünni olmak zorunda , olursa türkiyenin ve sünnilerin tüm dertleri bitecekmiş gibi zannediyorlar aslında habire dert açıyorlar tüm milletin başına farkına varmadan, neyse bu konuyu tekrar tekrar hiç alakasız bir günde buraya taşıyıp tartışmak doğru değil, cahiller cahillikleriyle ilkellikleriyle yaşayıp giderler, ama hala bir yandanda allahın verdiği canı alarak sorunları neyse ondan kurtulacağını sanan çağdışı , yobaz gerici zihniyetle yaşamaya devam etmekte ısrar ediyorlar ve bu insanların tek bir farklılığa tahammülü bile kalmamışsa niye geri kaldıklarını anlamaları için bu farkı anlamaları gerekir, adam dağ başında tavuk sürüsü keser gibi elinde gelse tüm alevileri kesmeyi istiyor bunu murad olarak görüyor ilkel yaratık, vahşi yaratık, çoğuna insan bile demeyeceğim çünkü insan değil

Arif Coşkun
04.02.2009, 10:34
İnsanoğlunun varlığından bu yana çıkan savaşlar, ya din, ya ırk yada milliyetçilik adına çıktığı görülmüştür. Ben daha iyiyim ben daha üstünüm mantığı,
Dünyaya baktığımız da insanoğlunun aynı güneşten faydalandığı aynı gökyüzünü paylaştığı aynı oksijeni soluduğu ve aynı fiziksel yapıya sahip olduğunu hepimiz biliyor ve görüyoruz.
Dünya üzerinde insanlar barışı hoşgörüyü evrensel barışı geliştirme yerine hala aksi tarafa çabalamaktadır. Bu dünya herkese yeter, sevgiyi, barışı, huzuru yakalamakta yine biz insanların elinde.
Arkadaşlar yorumlarınız ortam germeye yönelik olmasın, hepimiz insanız hepimiz bir kalp taşıyoruz, bu kalplerden sevgiyi hoşgörüyü insanlığı asla uzaklaştırmayalım. Yorumlarımız birbirimizi incitecek şekilde olmasın lütfen.
Bu hassasiyeti lütfen gözardı etmemenizi rica ediyorum.






.


.

abircan
04.02.2009, 11:21
Gazze hala FİLİSTİN toprağıdır!..Tartışmayalım diyorsun hala ortamı geriyorsun.Dikkat ettiysen ben her zaman şahsa eleştrimi yaparım.
Madem birilerine yobaz diyebilecek kadar alçak ve cesaretlisin (bu iki kelimeyi bir tek sende gördüm) o yobaz dediğin kişileride yaz buraya.Korkma yakmayız..Gayrı fikir savaşlarımızla yakıyoruz biz ! ! !

senin fikrin yukarıdaki metin ise sana söyleyecek bişeyim yok arkadaşım senin gibileri çok
senin fikir savaşı dediğin şey küfürmü , bravo sana, yazdıklarını birde sen gözden geçir derim yaptığın ayıp, lütfen moderatörden acilen yapılan bu saygısızlığı ortadan kaldırsın yoksa ben gerekeni yasal yollardan yaparım, hakaret etme hakkını sen nereden kimden ve ne adına alıyorsun bırak bana lalo lolo yapma , inanç deyip kendine paye çıkarma , senin inançta benimki ne , seninki fikirde benimki ne beyin salyasımı, çabuk özür dile germe bu mutlu günü

abircan
04.02.2009, 11:28
Ben müze yapılmasına sonuna kadar karşıyım.Ama ne yazıkki günümüz siyasetçileri birlik olmuş alevi toplumunun (bizim yapamadığımız) her isteklerini şartsız şurtsuz oy kapabilmek için yapıyorlar.Yalakalık diz boyu...Yavuz Sultan Selim Padişahımız 8 sene padişahlık yapmış eğer bir 8 sene daha yapsaymış şimdi bunları zaten konuşmuyor olurduk...Her zaman Osmanlıya bela olmuş bir toplum şimdide Türkiye Cumhuriyetine Bela oluyor..



şu anlayışı ortadan kaldırmadan kardeşlik, din , iman müslümanlık demek ayıp değilmi buna ne cevap veririsin sen alperen merkez , ne merkeziyse , kendine şeyh diyenden hocadan, reisten geçilmez oldu ortalık, bırakın bunları be , nadam gibi adam olun harbi olun dik durun , insan olun, sizden başka 7 milyar insan olduğunu unutmayın

...Kangallı...
04.02.2009, 11:38
Adam vurmaz, ADAM YAKMAZ, BEN YOLUMA KURBAN OLAM ( Ali Kızıltuğ )

barikat58
04.02.2009, 12:38
bu konu daha önce açılmış ve millet yeteri kadar birbirine girmiş ve son bikaç gündür herkes bişeyler yazıyor.dilin kemiği yok ama elin kemiği var.bende karşıyım böyle bir halkı ikiye bölecek bir olaya karşıyım.burda dövüşen adamlar müze olunca allah muhafaza hergün orda kavga ederler sonra birand sırıtarak haberleri sunarken sık sık bunları duyarız.
hiç bir tarihi eserine ve gecmişine sahip çıkmayan insan 92 vakaasını tekrar yaşatmak için kolları sıvadı.karanlık güçler yine birilerinin yanmasıyla ısınacak.peki sizin elinize ne gececek

...Kangallı...
04.02.2009, 12:43
bu konu daha önce açılmış ve millet yeteri kadar birbirine girmiş ve son bikaç gündür herkes bişeyler yazıyor.dilin kemiği yok ama elin kemiği var.bende karşıyım böyle bir halkı ikiye bölecek bir olaya karşıyım.burda dövüşen adamlar müze olunca allah muhafaza hergün orda kavga ederler sonra birand sırıtarak haberleri sunarken sık sık bunları duyarız.
hiç bir tarihi eserine ve gecmişine sahip çıkmayan insan 92 vakaasını tekrar yaşatmak için kolları sıvadı.karanlık güçler yine birilerinin yanmasıyla ısınacak.peki sizin elinize ne gececek

Bizler aleviler olarak, kimseyi incitmekten yana değiliz.Bugün sunnileri yakan aleviler olsaydı onlarada nahalet ederdik.Bizler YARADILANI SEVERİZ, YARADANDAN ÖTÜRÜ ilkesini kendisine rehber edinmiş toplumuz.Bizler bir damla kan dökülmesine karşı olan toplumuz, bizler HAK-MUHAMMED-ALİ diyen toplumuz, bizler isterizki hiç bir ananın gözünden bir damla yaş akmasın.



NE MUTLU İNSAN OLABİLENE

barikat58
04.02.2009, 12:46
Bizler aleviler olarak, kimseyi incitmekten yana değiliz.Bugün sunnileri yakan aleviler olsaydı onlarada nahalet ederdik.Bizler YARADILANI SEVERİZ, YARADANDAN ÖTÜRÜ ilkesini kendisine rehber edinmiş toplumuz.Bizler bir damla kan dökülmesine karşı olan toplumuz, bizler HAK-MUHAMMED-ALİ diyen toplumuz, bizler isterizki hiç bir ananın gözünden bir damla yaş akmasın.



NE MUTLU İNSAN OLABİLENE



ee yani ne ilgisi var benim yazdıklarımla.bi sonuc cıkaramadım.ben yukarda yakacaz atacaz kesecez demedimki kopyalayıp biz yakmayız kesmeyiz yaradılanı severiz yaradandan ötürü yazıyosun.bence en iyisi sen daha bu konuya cevap yazma sonra başkalarıda yazmasın kapansın gitsin

...Kangallı...
04.02.2009, 12:48
ee yani ne ilgisi var benim yazdıklarımla.bi sonuc cıkaramadım.ben yukarda yakacaz atacaz kesecez demedimki kopyalayıp biz yakmayız kesmeyiz yaradılanı severiz yaradandan ötürü yazıyosun.bence en iyisi sen daha bu konuya cevap yazma sonra başkalarıda yazmasın kapansın gitsin

Yukarıda yazdıklarımın bir tanesi bile kopya değil ama neyse gören göze aşk olsun ;)

Merkez_Alperen
04.02.2009, 12:49
peki ABİRCAN efendi YOBAZ ve İNSANLIK DIŞI... Hakaretlerini günümüze yorumlamanızın anlamı nedir?..Bu forum açılalı aylar oldu ama yorum sayım ya 2 yada 3..! Ben bu olayların tekrar alevlenmemesi taraftarıyım ama hala yobaz kelimesini araya sıkıştırmanız pekte barışçı bir zihniyete sahip olduğunuzu göstermiyor..
Bu arada hala İSRAİLDEKİ GAZZE saçmalığınızın açıklamasını yapmadınız..?

barikat58
04.02.2009, 12:51
Yukarıda yazdıklarımın bir tanesi bile kopya değil ama neyse gören göze aşk olsun ;)

sen gözünü aç benim mesaji alıntı yapmamışınmı ben onu dedim.

...Kangallı...
04.02.2009, 12:52
peki efendi YOBAZ ve İNSANLIK DIŞI... Hakaretlerini günümüze yorumlamanızın anlamı nedir?..Bu forum açılalı aylar oldu ama yorum sayım ya 2 yada 3..! Ben bu olayların tekrar alevlenmemesi taraftarıyım ama hala yobaz kelimesini araya sıkıştırmanız pekte barışçı bir zihniyete sahip olduğunuzu göstermiyor..
Bu arada hala İSRAİLDEKİ GAZZE saçmalığınızın açıklamasını yapmadınız..?

İsraildeki Gazze Saçmalığınız derken ne demek istediğinizi anlayamadım ? ( Açıklarsanız cevap yazabilirim )

İnsan yakan sizce insan olabilirmi ? İnsan yakan sizce modern olabilirmi ? Hangi kitapta var insan yakmak ? Allah ' ın yarattığı canı Allah ' tan başkası alabilirmi sizce ?

Eğer ben barışçı olmasaydım, bunları değil daha ağır şeyler yazardım merak etmeyin ;)

Herşeye rağmen bizler yinede kardeşlikten yanayız.

kasparix
04.02.2009, 12:56
son söz...madımak müze olamaz..olsa olsa kültür merkezi olur....

barikat58
04.02.2009, 12:57
İsraildeki Gazze Saçmalığınız derken ne demek istediğinizi anlayamadım ? ( Açıklarsanız cevap yazabilirim )

İnsan yakan sizce insan olabilirmi ? İnsan yakan sizce modern olabilirmi ? Hangi kitapta var insan yakmak ? Allah ' ın yarattığı canı Allah ' tan başkası alabilirmi sizce ?

Eğer ben barışçı olmasaydım, bunları değil daha ağır şeyler yazardım merak etmeyin ;)

Herşeye rağmen bizler yinede kardeşlikten yanayız.

sen neden cevap verdinki?adam abircan diye yazmıs sormus.ama senin yaptıgın alıntıda abircan kısmı çıkarılmış.yani benim anladıgım sen biraz farklı olaylara çalışıyosun gibi.ortalıgı katıp burayıda ikiye bölmeyin lütfen sözüm herkese.burda konuşan bir sünni diğer sünnilerin temsilcisi değildir kendi adına konuşur alevilerden aynı kendi adına konuşur sadece.oyüzden biz deyip çemberi büyültmeyin

kasparix
04.02.2009, 13:00
sui misal örnek teşkil etmez hemde...siz madımağı bizlere,,,bizde başbağları sizlere yükleyemeyeceğimiz gibi.....

...Kangallı...
04.02.2009, 13:02
sen neden cevap verdinki?adam abircan diye yazmıs sormus.ama senin yaptıgın alıntıda abircan kısmı çıkarılmış.yani benim anladıgım sen biraz farklı olaylara çalışıyosun gibi.ortalıgı katıp burayıda ikiye bölmeyin lütfen sözüm herkese.burda konuşan bir sünni diğer sünnilerin temsilcisi değildir kendi adına konuşur alevilerden aynı kendi adına konuşur sadece.oyüzden biz deyip çemberi büyültmeyin

Abircan sonradan eklenmiş, ben yazdığımda yoktu, neyse burada tartışsakta, tartışmasakta, önümüzdeki günler neyin ne olacağını gösterecek.


Ayrıca son yorumum, ben kendi adıma yazdım, yazdıklarımında arkasındayım.

Hürmetlerle....

sivaslıgenç
04.02.2009, 13:09
Neyese olay uzayıp gidiyor ama bence Madımagın müze olması çok saçma.Bu benm görüşlüm.

sarissa_58
04.02.2009, 16:33
bencede müze filan yapılmamalıdır...sonrada caddeye isim verelım sonra anıt dikelim :)

...Kangallı...
04.02.2009, 19:40
bencede müze filan yapılmamalıdır...sonrada caddeye isim verelım sonra anıt dikelim :)

Yazmayacaktım ama bu yazınızdan sonra tutamadım kendimi.Komik olan nedir anlamadım !!!!

Evet gerekirse, caddeyede, sokaklarada, adı verilecek kadar değerlidir madımakta ölen canlarımız. Belki senin için değersiz olabilir ama o ölenler İNSANDI İNSAN,bilmem anlatabiliyormuyum !!!!

LaEdri
04.02.2009, 22:28
Bu gidişle orası müze olur gibime geliyor!
Ben olması taraftarı değilim ama istense de istenmese de orası müze olacak gibi..

abircan
04.02.2009, 22:43
Bu gidişle orası müze olur gibime geliyor!
Ben olması taraftarı değilim ama istense de istenmese de orası müze olacak gibi..

olur olur medeni cesaretinizi kaybetmeyin, harbi olun delikanlı gibi mertçe içinizden geçeni söyleyin korkmayın kardeşim, kazım koyuncunun hatrına bari,
bizim nazarımızda orası zaten müze, ister versinler 20 m2 yeri ister vermesinler, bu şehrimizin aklanması için medeni bir özür olarak kalacaktır, nasıl almanayada berlinin göbeğinde soykırım müzesi var, nasıl solingende türklerin can verdiği ev heryıl anma yapılıp müze olarak korunuyorsa , madımakta rhatlıkla müze olur bunda gocunacak bişey yok

not: bu konuyu burada kapatıp 2 temmuza kadar , ruhlar rahatsız olmasın derim, sinirleri germeyelim hala o günü düşündükçe tüylerim diken diken oluyor o yangın ve yanayana dizilmiş 33 tabut gözümün önüne geliyor, ruhsal dengem bozuluyor , birde bilip bilmeden yazan bebeler var canım sıkılıyor

abircan
04.02.2009, 22:46
bencede müze filan yapılmamalıdır...sonrada caddeye isim verelım sonra anıt dikelim :)

gerek yok caddeye isme sağolsun adı sivas belediyesi ama
ne aşık veysl caddesi var ali izzet sokağı, nede halil ince , nede pir sultan abdal caddesi, nede muzaffer sarısözen çıkmazı, malesef orası sivassa bu sivaslılar hangi sivaslı anlamadım ki bu ayıpta sivaslıyım diyen o anlı şanlıı yöneticilierinize yeter

LaEdri
04.02.2009, 22:50
Abircan abi ben kendi medeni cesaretimden hiç şüphem yok..Ben olmasını istemem ama olursa da sonuna kadar saygı duyarım..
Ama malum bir kişinin ölmesi bile ülkeyi karıştırmaya,bir şehrin adını lekelemeye yeterken,tüm Sivaslıların aynı medeni cesareti sergileyebilceğinden emin değilim!

abircan
04.02.2009, 22:57
sivas bağlı bir alevi köyü daha bir ay önce belediyeye gidiyor sayın başkan biz köyümüze cemevi yapacağız diyor , ne yer istiyor ne yurt nde taş tuğla çimento ama bilginiz olsun diyor, köy sandığı ve dernek gereken tüm katıyı yapıyor ama sayın belediye başkanı olmaz da olmaz deyip tutruyor yok ruhsatı yok imarı gak guk ama biliyorki orası belediye sınırları dışında ve köy kanununa bağlı , ama hemşerilerimde aklınca nezaketen bilgi veriyor belki bir katkımız olursa niye esirgediniz demesin diye, ama bırak bu inceleiği tehditle yaptırmam diyor , ama bilmezlerki bu bunlar o köyün alevileri sonradan köye gelen sünni 6 hane ev için köyün eski ermeni kilisesini onarıp kendi cebinden cami yaptırıyor köylü yeni gelen komşuları için , ama bundan haberi bile yok o bilmiş hacı tayfası müslüman belediyemiz , herkese eşit güya hizmet vermesi lazım ama nerde, biz bıktık usandık, görmez gelinme yok saayılmaktan, aşağılanmaktan horlanmaktan, arkamızdan küfür edilmesinden, dedikodu yapılmasndan, gerçek dışı hurafelerle bütün nesillerin kafası yıkanıp önyargılarla bu çağda ile hala karşımıza çıkarılmasından usaaaaaaaaaaaaaaannnnnnnnnnddı kkkkkkkkkkkkkkk

abircan
04.02.2009, 23:05
Abircan abi ben kendi medeni cesaretimden hiç şüphem yok..Ben olmasını istemem ama olursa da sonuna kadar saygı duyarım..
Ama malum bir kişinin ölmesi bile ülkeyi karıştırmaya,bir şehrin adını lekelemeye yeterken,tüm Sivaslıların aynı medeni cesareti sergileyebilceğinden emin değilim!

sivaslılar uzaylı değil o kadar da yabana atma, bizde sivaslıyız bize anlamlı gelen iyi kötü herkesede gelir, o kadar medeni cesaret svasta var merak etme sen

LaEdri
04.02.2009, 23:05
Abi bu bir örnek değil bence!!
Mesela ben iddia ediyorum Sivas'ın en az önem verilen mahallelerinden birisi bizim mahalle..Ve bizim mahalle tamamen Sunni..
Böyle de bir örnek var yani..
Hani bunda bir ayrımcılık aramanın lüzumu yok diye düşünüyorum!!

...Kangallı...
04.02.2009, 23:08
Ölen canlarımızı rahmetle, saygıyla anıyoruz.


NOT : Yöneticilerden ricam konunun kilitlenmesidir.

LaEdri
04.02.2009, 23:09
sivaslılar uzaylı değil o kadar da yabana atma, bizde sivaslıyız bize anlamlı gelen iyi kötü herkesede gelir, o kadar medeni cesaret svasta var merak etme sen

İstisnasız her şehirde kötü,medeniyetsiz,saygısız,pis liğin teki vardır..
Ve o tek pisliğin yapacağı tek bir olay koskoca bir şehirn adının lekelenmesi için kafidir!
Umarım anlatabildim!!

titizyiğido
04.02.2009, 23:18
sivaslılar uzaylı değil o kadar da yabana atma, bizde sivaslıyız bize anlamlı gelen iyi kötü herkesede gelir, o kadar medeni cesaret svasta var merak etme sen

abi medeni cesaretle bunun ne alakası var........o müzenin oraya yapılması demek bişeylerin daima sıcak kalmasını sağlamakla kalmayacak insanlara nefreti ve kini hatırlatacak.........bu arada müzeye karşı olanlara uzaylı demişsin..........o zaman sana göre bu sitenin yarısından fazlası uzaylı............

...Kangallı...
04.02.2009, 23:18
Ölen canlarımızı rahmetle, saygıyla anıyoruz.


NOT : Yöneticilerden ricam konunun kilitlenmesidir.

Hatırlatma !!!










.

abircan
04.02.2009, 23:29
Abi bu bir örnek değil bence!!
Mesela ben iddia ediyorum Sivas'ın en az önem verilen mahallelerinden birisi bizim mahalle..Ve bizim mahalle tamamen Sunni..
Böyle de bir örnek var yani..
Hani bunda bir ayrımcılık aramanın lüzumu yok diye düşünüyorum!!

sence öylemi
ama sivasta 196 camii var iken topu topu 1 cemevi var toplasan 20 köydede cem evi vardır, ama kime sormuyor bu kadar camimizin ruhsatı imarı varmı, yönetmeliklere uygunmu yapıldı diye ama , sen bir cem evine bin dereden bin su getireceksin, sonrada eşitlik kardeşlik , hoşgörü, yok mahalle baskısıda nedir diyeceksin, olmaz öyle çifte standart

LaEdri
04.02.2009, 23:31
Bu konuda tam fikir sahibi değilim..Yani cami ve cemevi sayısında..
Sivas'taki Alevi ve Sunni vatandaşların sayısını da bilmek gerek sıhhatli yorum yapabilmek için!

albina58
05.02.2009, 05:22
Madem bu konular üzerinde tartışma yapıyoruz,en azından bu konularda gizli ibaresi bulunan bilgiler altında fikirlerimizi beyan edelim derim.
Bu doğrultuda,Türkiye'nin,ikinci dünya harbi sırasında ''Yurtta barış,cihan'da barış'' ilkesine sadık kalarak,Tarafsızlığını koruması bu doğrultuda savaşa girmemesi sonucu,yıkılıp harabe olmamış,Türk halkı zarar görmemişti.

Durum böyle olduğunda,ikinci dünya harbi sonrasında,acil olarak Türkiye'nin bu tezgaha(Yani,dış güçlerin denetimindeki,içerden yıkmayı hedefleyen,aslında içeri sızarak,Türkiye'nin ne ölmesi nede süper güç olmamasını sağlayacak ortamı geliştirme projesi) uyumlu hale gelmesi için,NATO ve Birleşmiş Milletler adı altında kurulan örgütlere katılımı sağlanacaktı.Bu karar doğrultusunda,zira ben çoğu kez dediğim şimdi yine altını çizerek belirteceğim,vatan hainliği burda devreye giriyor.Daha sonraki yazılarımda anlatılacaklara ışık olması için,Adnan MENDERES,Turgut ÖZAL bu konuda bedel ödemişler,ne yazıkki Süleyman DEMİREL nasibini alamamıştır.

O dönemler içinde başbakan Adnan Menderes'dir,ABD tarafından menderesin önüne bir takım şartnameler sunulur.Bunlar dış görünüş açısından o gün şartlarında Türkiye'nin lehine olduğu halde uzun vadede Türkiye'nin zararına olacak şartnameler,Devlet yönetmekle tam yetki sahibi olmayan,kısa vadede 5 yıllık ikdidarını korumayı hedefleyen Menderes için çok güzel teklifler idi.
Bu teklifler ,üstü kapalı çapraz tehditleride içermektedir.

-Rusya'nın Türkiye'yi işgal etmek istediği yalanı üstüne kurulmuştur.
-İkinci dünya harbindende örnekler vererek,savunma sanayinin çok güçlü olması
Güçlü devlet kimliği içinde,BM milletler çatısı altına girilmesi

NATO'ya üye olmak,

gibi ana maddeler üzerine inşa edilmiş,herbiri kelime olarak TÜRKİYE'nin lehine ama uzun vadede bunların uygulanışları veya devlet kademesine sunumları vatana ihanete giden uygulamalardır.
Bu doğrultusa,İlk talep Türkiye'nin Silahlı kuvvetlerinin uluslararası deneyiminin olup olmadığını denetlemek üzere test edilmesi gerektiği,altında yatan gerçek ise zaten daha yeni kendine gelmiş Türk Silahlı Kuvvetlerinin zayıflatılması takdiği üzerine kurulan KORE SAVAŞINA gönderilmesi idi.Bu hedef doğrultusunda ordumuz Kore'de görev aldı(Asıl amaç,Türkiye'nin milis savaş takdiğini sınamaktır),Nihayetinde içerde enerjisini kaybetmiş,akademik olarakta güçsüzlüğünden dem vurulurken,uluslarası arenada ise TÜRK ORDUSU yere göge sığdırılmayarak göz boyama takdiği neticesinde,dönemin başbakanı Menderes'ne önüne,NATO sözleşmesi konulur.Burda asıl dikkat çekilmesi gereken konu ise,39. maddenin C bendinde yer alan maddedir.Bu madde doğrultusunda,NATO'ya bağlı olarak,MİT haricinde bir istihbarat birim kurulması,bu birim içine ise,NATO'dan atanmış gözlemcilerinde bulunduğu adamların yanında polis ve askeri kolluk kuvvetlerini içinde barındıran bir birim kurulmasıdır.(Bu birim 1970 lerde derin devlet,günümüzde ise ergenekon adı altında karşımıza çıkacak)
Menderes'in önüne konulan diğer ihanet-i vatan maddeleri ise,içinde >Sivas'tada bulunan savunma sanayimimizin kalbini oluşturan uçak-Kayserideki Tank fabrikalarının kapatılması idi.
Yine aynı dönemler dahilinde,Rusya uzaya ilk aracını göndermiş ama,uzun vadede bölgede var olan İPEK YOLU'nun,bir müddet sonra PETROL YOLU olması veya kurulması için bazı alt yapı çalışmalarının gerçekleştirmek üzere,Moskovada MÜS-BÜRO kurulmuştur.Buda misilleme olarak ise ABD'de ise The-MİNARET adı altında bir birim kurulmuştur,Daha sonraki süreçte komşularımızda seneler boyu sürecek savaşlara neden olacak o ülkeler içindeki muhalif kesimlerin örgütlenip ileriki süreçlerde İkdidara gelmesini sağlanmıştır.Bunlara örnek ise,İran-ABD sıcak temasına karşılık,Irak-RUSYA ilişkileri göze çarpmaktadır.Bunların savaşa girmeleri Rusya'nın dağılma süreci,gibi etkenler sonrasında FBI tarafından Saddamın sağ kolu olarak Tarık AZİZ hristiyan kökenli biri olarak hükümette dışişleri bakanlığına getirilmesi ile beraber tam ABD müttefiki yapılmıştır.Tarık AZİZ'e Washintongda verilen talimatça Irak Kuveyt'e girmiş,savaş suçu işlediği kararı ile BM ve NATO tarafından bu örgüte üye S.ARABİSTAN tarafından BM ve NATO'ya davetiye verilerek Irak'a savaş açılmıştır.Bu örnekler Ortadoğudaki diger tüm devletlerde 1900 lü yılların başında İngiltere tarafından çizilen yeni Ortadoğu Proje Kapsamı dahilinde masa başında Osmanlı İmparatorluğunu parçalamak üzere kurulan plana sadık kalarak devam eden politikadır.O zaman çizilen bu harita ve uygulama bölge halkalarını Osmanlıya karşı kışkırtma,daha sonrasında ise,bölgede uzun vadede birbirlerine düşman etmek üzerine kurulu bir proje idi.Bu proje kapsamında öyle bir sınırlar çizildi ki,bir ülke hanefi mezhebi üzerine inşa edilirken,komşu devlet Şİİ olacaktı(Lübnan-beyrut-suriye-Irak-İran) gibi ülkeleri incelediğimizde durumu daha açık görebiliriz.

Rusya ve ABD tarafından kurulan istihbarat örgütleri,hemen bölgede işbaşı yaparak çalışmalar için kolları sıvadılar,ABD bölgeye girmek için BM ve NATO'dan yararlanıyor,bizim için önem arz eden ise,ABD nin çalışmaları olacaktı.
-NATO'ya bağlı olarak,incirlik üssü kurulması,Amerikan subaylarınında içinde bulunan istihbarat birimi kurulması,bu birim tarafından uzun vadede bölgede güya Türkiye'nin öncülüğü hedefleyen projelerin hayata geçirilmesi adı altında eylem proğramları tertip edilmektir.
Yine BM gözetiminde barış heyetleri Türkiye içinde teşekkül edilir.Bu heyet kapsamında barış gurupları kurulur,bunlar ne hikmetse güneydoğuanadolu ve doğuanadolu bölgesinde bölgelerinde çalışmalara başlarlar.O bölgelerde,halk ile kaynaşma adı altında,gerçekte ise uzun vadede devlet içinde huzuru bozacak büyük aşiretlerin belirlenmesi,bu süreç içinde ise devletin birliği ve bütünlüğünü koruyacakların ise rotasyonunu hedefleyen analiz çalışmasıdır.Yine aynı dönem dahilinde bölgede yapılan propağandada ise,aslında kürt dilinin olduğu,bunun aslı ise,osmanlı imparatorluğu zamanındada yapılan çalışmanın uzantısı kapsamındadır.O dönemde fransa tarafından gönderilen ajanlar Diyarbakır'da konuşlandırılmış,yaptıkları çalışmaları başta fransa-ingiltere ve rusya arşivlerine verilmek üzere rapor halinde sunmuşlardır.Bu raporda,bölgenin kürdisdan olduğu,osmanlının zorla sindirdiği,başkentlerinin AMED olduğu gibi aslında düzmece gerçekte ise empoze olan düşün kurulur.
Barış heyetinin bölgeden ayrılmasından bir yıl kadar sonra,barış heyetinin verdiği rapor doğrultusunda,Nato gözetiminde kurulan İstihbarat'a sunulacak,nihayetinde isr bölgede var olan cumhuriyeti koruyacak ve devlete bağlı aşiretlerin bölgeden tecrit edilerek anadolunun başka vilayetleri özelliklede batıya sürülmesi ile sonuçlanacaktır.
Planın 1950 li yıllardaki hedefi tutturulmuştu.Menderes aslen iyi niyetli,fakat uzun vadede devlet adamı kişiliğinde sahip olmaması ekmeklerine yağ çalarken,(MİT)Milli İstihbarat Teşkilatı çalışma raporları Menderes in önüne geldiğinde durum farklılık arz ediyordu.Ülke uzun vadede yıkılmaya-parçalanmaya gidecek kararlar almış,atılan NATO ve BM antlaşmaları ile eli kolu bağlanmıştı.
Hükümet 1958 li yıllarda Menderes hükümeti durum degerlendirmesi yapar,uzun vadede yeni anlaşmalar yapmak,Nato dan çıkmak, gibi maddeleri gündeme almak ister bu hedef doğrultusunda Fatin Rüştü ZORLU-Hasan Polatkan ve bir takım bakan ile beraber Rusya ile anlaşmalar imzalamak üzere Moskovada temaslarda bulunurlar.Bu durum ABD yi zıvanadan çıkarır,Nato kanalıyla kurulan istihbarat biriminin eline bir takım belgeler tutuşturularak,Genel kurmaya verdirilir.Burda NATO ve BM e atılan imzalarda,vatana ihanaet i belgeleyecek maddeler esas ı oluşturmaktadır.
1960 lı yıllarda,ülke olarak durağan durağan geçerken,eğitsel-akademik ve benzeri dallarda tekrardan toparlanmalar gözükmektedir.İstihbarat birimlerinde ise uzun dönemde eskiden İPEK YOLU-1900 lü yıllarda PETRO YOLU sonrasında ise,EROİN YOLU(Soğuk savaş sermaye yolu olarakta adlandırılabilir.)olacak,bir takım kişilerin elinin altında VADEDİLMİŞ TOPRAKLAR olarak yer alırken,emperyalizmin elinde ise trilyonların kazanılacağı pazar olacaktır bu bölge.

Tam kıvamını bulmuşken,İngiliz MI15,ABD CIA,SSCB KGB,İsrail MOSSAD, gibi İstihbaratların başkenti olan İstanbulda toplanırlar,burda alınan veya ortaya konulan karar ise,Madem bu yol şu veya bu şekilde hayat bulacak bu pastayı istihbaratlar olarak ülkemize kazandıralım savaşına dönecektir.Burda,dönen paralardan devlet istihbarat birimlerine para aktırılması asıl önemli noktadır.Yani,devlet adına-devlet menfaati için bazı çalışmalar için sermaye teminidir.Mesela,ingilterde Türk istihbaratı için çalışırken yakalanan Asil NADİR,Almanya'da ÖGER gibi işadamlarının finasmanı,Rusya parlemontosunda Türkiye lehinde karalar alması için parlementer satın almak veya yakın tarihden örnekler verirsek,Hocalı katliamını durdurmak üzere 300 SAT komondosunun ermenisdanı işgal etmesi,Kosova katliamını durdurmak üzere 400 UÇK komandomuzun gönderilmesi veyada yine kullanılacak kişilerce yapılacak devlet adı geçmeyecek olan Ermenilerin Büyükelçilerimize karşı suikastlarına sessiz kalınamacağı gerçeği ile bir birim oluşturulması ve benzer bir çok eylem bu tür sermaye temini ile elde edilmiş özel birimce başarı ile sonuçlandırılır.O günler zarfında devletler hukukunda veyada İstihbaratlar arası savaşta şartlar bunu gerektirmekte idi.Yine bu dönemler için,MİT'ı uluslararası bir atlatmayıda sağlayarak,NASA'dan temin ettiği,nükleer silah bilgilerini,(Atatürk'ün 1935 li yıllarda kaleme aldığı,ölümünden 20 yıl açılmak üzere vasiyeti olan,1-İslam alemini bir çatı altında toplama faaliyeti kapsamında-Vatikan örneğinde papalık örnek alınacak şekilde İMAM veya benzeri başka bir birim adı adı altında çalışma yapılması bu hedef doğrultusunda üniversitelerde İLAHİYAT FAKÜLTESİ kurulması,2-Yakın gelecekte RUSYA'nın dağılıncağı bunun neticesinde SSCB ye bağlı olan ama sonrasında irili ufaklı 10 kadar Türki cumhuriyetin meydana geleceği,bunları bir çatı altında toplamak ve türk kültürünü aşılamak üzere başta,G.Kurmay içinde bir birim kurularak bu ülkeler için asker eğitilmesi-Pakistan Pervez MÜŞERREF-gibi vasiyetleri olmuştur.)MİT Pakistan'da konuşlandırmıştır.Şuanda bile nükleer silaha sahip tek İSLAM devletidir.

NATO içinde bulunan birimce,oluşturulan birim tarafından,sorunsuz geçen TÜRKİYE'de bir takım gizli tezgahlar ile halk içinde düşmanlık oluşturulması,İktidarların başının ağrıması,karışıklar neticesi ilede tekrardan ülke borçlandırılması takdikleri devreye girer.1970 li yılların başında TÜRKİYE sorunsuz girmişken,bir müddet sonra ECEVİT-ERBAKAN hükümeti kurulmuş,dışardan her ne kadar güvensizlik aşılansada uzun vadede gerçek devlet adamları MİLLİ konularda tam mutabakat halinde çalışmaları sürdürmekte,KIBRIS konusunda,Garantör olarak ordaki melazim karşısında işgal etmek gibi kararlarda cesur karar alıp haraket ve eylemdeki kusursuzluk dışgüçlerin sabrını taşırıyordu.Yine aynı hükümet bir sonraki dönemde PETROL yolunun EROİN yolu olmasının önünü açacak ve BM tarafından bağlı ülkelere imzalatılan,HAŞHAŞ ekiminin üye ülkelerde yasaklanması ve gerekli Haşhaş'ın tek Üretici devlet ABD den alınmasının önünü açacak maddeye karşı gelerek,ESKİŞEHİR'de devlet denetiminde İLAÇ SANAYİMİZDE kullanılmak üzere haşhaş ekimi konusunda radikal bir karar almış ve uygulamaya koymuştu.

Tekrardan kendi yağı ile kavrulmaya iç ve dış siyasette onurlu,Milli menfaatleri doğrultusunda kararlar alınıyor,ülke içi siyasette kalıcı yatırımlar yapma arefesine giriyordu.
İşte burda devreye,Bence Patenti olmayan vatan haini olan SÜLEYMAN DEMİREL girer.ABD devlet başkanlığına mektub yazar ki bu mektup bir kaç yıl evvel,FBI tarafından üzerinde 30 yıl geçen gizli belgeler açılır maddesine uygun olarak dünya kamuoyuna açıklanan mektubunda''Bu hükümet çok öenmli işlere imza atmaktadır,artık bunların önünü alamayız,acil olarak AMBARGO'ya tabii tutmazını istirham ederim'2 diyen mektubu doğrultusunda,ABD ültümantoları doğrultusunda,İRAN-IRAK başta olmak üzere tüm komşu devletlerimiz tarafından Türkiye'ye ambargo uygulanır.sonucunda Demirel'in seçim meydanlarında telaffuz ettiği ''70 cente muhtaç ettiler'' durumu ortaya çıkar.
Diğer taraftan ise,bu duruma desdek olmak üzere o yıllar zarfında ''Derin devlet'' olarak adlandırılan,aslında sözde vatanın milletin iyiliği için empoze edilen derin devlet birimi devreye girer.
Derin devlet birimi,anti-terör olarak resmi adını almışken,bu birimde görevli olanlar 7 kademeden oluşan MİT biriminin hiçbir kademesinde yer almaz.Tamamen tüzel kişiler,yaptığı icraatlerde başarıyı hedefleyen milli duygular empoze edilirken,olası yakalanma durumunda devlet ile hiçbir ilişiğinin ispatlanmayacağı,buna vesile olacak ise,ya bu şahısların bir adi suçtan hüküm giymiş yada istihbarat kasası tarafından finanse edilerek kazandırılması üzerine kuruludur.
Bu birim,eylemlerine 60 lı yıllarda üniversitelerdeki çağdaş eğitim tekniklerinin yakalanması,üniversitelerde yetişen gençliğin ileri süreçteki devlet kademelerinde görev almaları dahilinde o gün ki görev alacak ajanlara empoze edileceği şekil kapsamında yararlı omayacakları bunun için sindirme veya asimile etmek üzere inşa edilir.
O gün için bu birimde görev alanlar,Abdullah Öcalan,Adbullah Çatlı,Muhsin Yazıcıoğlu,Haluk Kırcı,Dündar Kılıç,Kürt İdris, gibi hem yeraltı dünyasından hemde o gün için ögrenci kesimden onlarca kişi kullanılmıştır.Amaç ögrencinlerin içinde sağ-sol çatışmasını körüklemek üzerine olurken,
NATO'ya bağlı teşkkül edilen birimcede halk içinde sağ-sol yanında etnik olarakta alevi-sunni çatışması körüklenmektedir.Bunun en bariz ispatını,karmanmaraş-yozgat gibi olaylardan sonra,emniyet tutanaklarına geçmiş MHP il ve ilçe başkanları yanında,ileri gelen alevi cemaat önderlerinin verdiği beyanlarda yer almaktadır.MHP Kahramanmaraş il teşkilat başkanı beyanı'' Partiye gelen,şık siyah takım elbise giyimli bir şahıs Ankara'dan geldiğini söyledi,bir müddet sonra İlimizdeki alevilerin camileri yakacaklarına dair kendilerinde istihbarat bilgilerinin olduğunu,bunlara karşılık vermek üzere mhp teşkilatınında halkı silahlandırmasını ister.Konuşmalar sırasında niçin türkçesinin biraz bozuk olduğunu sorduğumda,istihbarat görevlisi olarak senelerce yurt dışında kaldığını,ayrıca gösderdiği evraklarda resmi kaşelerinde olması aklına bir şüphe getirmediğini'' beyan eder.Yine o dönemler sonrasında Emniyet kayıtlarına geçmiş Alevi ileri gelenlarin beyanındada''Bize gelen ki Ankara'dan geldiğini söyleyen biri,masa üstüne açtığı resimlerde ilimizdeki hemşerilerimizin Kasalar içinde silahlarla görülen fotograflarda silahlandıklarını,İldeki alevi vatandaşlarını öldüreceklerini,bunlara karşılık vermek için hazırlıklı olmamızı söyleyip ayrıldılar'' beyanı kayıtları geçmiştir.
Ne nezaman nasıl oldu anlatımından ziyade,bu 70 yıllar akabinde,DERİN DEVLET adını alacak gizli yapılanma ki bu yapılanma Dış İstihbarat tarafından hayat bulmakta idi,Darbe kaçınılmaz olmuş bir hal aldığında,daha çok derin devlet kavramıda Darbe yapacakların dikkatinde bulunmakta idi.
Darbe sonucu,bu birimde kullanılanların çoğu,yine aldıkları emir doğrultusunda,genelde yurt dışına kaçarak darbenin altında ezilmekten kurtulurlar.
1980 darbe sonrası bir muammadır,burayı fazla irdeleyemem,zira derin devlet yerini alacak yeni bir örgütlenmenin bölgede devlet adına kurgulanması ne şart olursa olsun bu bölge realitesinde bir zorunluluk teşkil etmekte idi.
Bugün bile Eşref BİTLİS paşadan,Gaffar OKAN emn.amirinin vurulmasına,Ugur MUMCU cinayetine tüm gerçeklerde görünmeyen birde İsmail SELEN paşa vardır ki,bu diğerlerinde apayrı bir pencere açılmasına nedendir.Tüm bunlar ile çırpınırken,SSCB birliği dağılmış,bölgede bir kaos oluşmuş,ABD CIA alt biriminde THE-MİNARET tarafından kurgulanan usame bin ladin afganisdan'da eylemlerini sürdürmekte,SSCB KGB alt birimi MÜS-BÜRO tarafından kurgulanan örgütler başta Çeçenistan faaliyette iken,the-minaret bölgeye el atmış ortalığı karıştırmakta tam yol ilerlemektedir.
1988 yılında ise gizli ibaresi ile,Atatürk'ün 1935 de kaleme aldığı ölümünden 20 yıl sonra açılmasını,1958 de menderes ikdidarında açılan ve idamı ile sonuçlanan,okuduğunda henüz erken olduğu,30 yıl sonra açılması notu ile arşive kaldırılan vasiyet dönemin Cumhurbaşkanı Kenan EVREN,Genelkurmay başkanı Necip TORUMTAY ve Başbakan Turgut ÖZAL gözetiminde tekrar açılır.
Vasiyet doğrultusunda,Menderes benzeri hatalara düşen Özal'da bir ''U'' dönüşü yapılır,o güne kadar yaptığı ülke içi yıkımlarda,alan ile veren arasında,benim memurum işini bilir, gibi Türk Halkının özünü bozacak söylemler yanında tekrardan NATO ve BM temasları,Cunta hükümeti tarafından aldığı borçsuz bir hükümeti borçlandırmaları yanında,
Vasiyet doğrultusunda çalışmalara başlar.
1-İslam alemini bir çatı altında toplamayı hedefleyen İKÖ nün kurulmasına imza atmak yanında,ilerleyen süreçte Prof.dr. Ekmelettin İHSANOĞLU bu örgütün başkanlığını yaparkende göreceğiz.
2-Rusya'dan ayrılan Türki cumhuriyetler gerçeği karşına çıkdığında ÖZAL'ın gerçek devlet adamlığı Cumhurbaşkanı olması ile beraber TÜRK CUMHURİYETLERİNİ bir çatı altında toplamak üzere çalışmalara başlar.
BURDA SİVAS'TA KURGULANAN MADIMAK OLAYLARI YER ALIR
PKK lideri Abdullah Öcalan'ın, 1992 Nevruz'undaki ayaklanma provasının İçişleri Bakanı İsmet Sezgin ve Olağanüstü Hal Bölge Valisi Ünal Erkan'ın amansız yöntemleri sayesinde bastırılması ardından tek taraflı ateşkes ilan etmişti. 15 Mart 1993'de ilan edilen tek taraflı ateşkesin ilk ayı toplumda bir rehavet havası esmesine yol açtı. Dikkatler hemen başka yöne kaydı. Türkiye, geleceğini bağladığı önemli bir proje olarak gördüğü Bakû-Ceyhan petrol boru hattı görüşmelerine yoğunlaştı. 5 Mart 1993'de Ankara'da, Azerebaycan'da işbaşında olan Ebulfez Elçibey yönetiminin Petrol Bakanı Sabit Bagirov ile Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin arasında bir protokol imzalandı.
Aslında Elçibey, protokolün gizli tutulmasını istiyordu. Ancak o sıralarda Cumhurbaşkanı Özal ile siyasi rekabet içinde bulunan Başbakan Demirel, bu başarıyı kamuoyuna duyurdu. Buna göre, Bakû-Ceyhan hattını inşa edecek şirketler Mayıs'ın son haftası Bakû'de kendi aralarında ortaklık anlaşmasını imzalayacaklar, Türk ve Azeri hükümetleri de bunu onaylayacaktı.

Petrol boyutu

Önerilen hat bugünkünden çok farklıydı. Öncelikle, Gürcistan'dan geçmiyordu. Türkiye'nin tercihi, kısa bir mesafe İran topraklarından geçerek, Nahcıvan üzerinden Iğdır-Ağrı civarlarından Türkiye'ye giriş yapması, sonra hemen güneye inerek İdil ilçesi civarında, mevcut Kerkük-Yumurtalık hattıyla birleşmesiydi. Yatırım sermayesini sağlayacak olan Batılı şirketler, buna karşıydı. Öncelikle İran'a yönelik Amerikan ambargosu ortadaydı. Ayrıca hat neden yoksulluk kıskacındaki Ermenistan'dan geçmiyordu? Ancak Ermenilerin Azerbaycan'ın elindeki Dağlık Karabağ bölgesini kontrol amacıyla o dönem iyice tırmanan saldırıları hem Bakû'nün, hem de Ankara'nın bu rotayı kabulünü imkânsız kılıyordu. Ayrıca İngilizler, Türkiye ve Irak arasındaki Kerkük-Yumurtalık hattı anlaşmasını Türklerden daha iyi incelemişler ve Irak'ın onayı olmaksızın hattın ortak işletiminin imkânsız olduğunu saptamışlardı. Türkiye ise, hazır başta Rusya'ya ve İran'a tamamen karşı, yakasında bozkurt rozeti taşıyacak kadar Türkçü Elçibey başta iken anlaşmayı bitirmek istiyordu.

Ankara'da imzalanan protokol bu nedenle bölgesel politikalarında petrol kaynakları birinci derecede rol oynayan ülkeleri, özellikle de Türkiye'nin yeni bir oyuncu olarak sahneye çıkmasını istemeyen Rusya, İran ve Suudi Arabistan'ı rahatsız etti. İran'ın Irak'la ihtilafı ve Suriye ile hem askeri işbirliği, hem petrol anlaşması vardı. Suriye, henüz o dönemde Rusya Federasyonu'nun kendisine karşı Sovyetler'in olduğu gibi kol kanat germeyeceğinden emin değildi.

Talabani ve Barzani

Öcalan'ın, o dönem Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) lideri Celal Talabani'nin önerisine uyarak ilan ettiği tek taraflı ateşkesin getirdiği böyle bir imkân ortaya çıkmıştı. Ankara ile Talabani ve Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani arasında balayı günleri yaşanıyordu. Türkiye'nin kuzey Irak'taki Kürtleri Saddam Hüseyin rejiminin saldırılarından korumak amacıyla oluşturulan Amerikan-İngiliz ağırlıklı hava kontrol gücüne, hava sahasını ve İncirlik üssünü açması, Talabani'yi de Barzani'yi de memnun etmişti. Ceplerinde Özal'ın verdiği Türk diplomatik pasaportlarıyla, kırmızı pasaportlarla dünyaya çıkıyorlardı. Talabani, kendisini ABD-İngiltere çizgisinin temsilcisi olarak tescil ettirme eğilimini gizlemiyordu.

Öcalan'ın tek taraflı ateşkesini Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın vefatından bir gün önce 16 Mayıs'ta, Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) lideri Celal Talabani'nin talebine uyarak uzattığını açıklaması, çoğu çevrede erken bir iyimserliğe yol açmıştı. Bölgede güvenlik sorunu azaldıkça bu dev projenin hayata geçirilmesi de mümkün olacaktı.

Şimdi, o açıklama üzerinden sekiz gün geçmişken, 24 Mayıs'ta sevkıyatları yapılan 33 silahsız er otobüsten indirilip kurşuna diziliyordu. Ortada mantıklı bir neden görünmüyordu. Saldırıyı PKK'nın üst düzey yöneticilerinden, 'Parmaksız Zeki' takma ismiyle tanınan Şemdin Sakık idaresindeki bir militan grubunun yaptığı kısa sürede anlaşıldı. Tuhaf olan, o sırada Suriye ve Suriye'nin kontrolündeki Lübnan'ın Bekaa Vadisinde kalmakta olan Öcalan'ın hemen bu eylemin kendi talimatıyla yapılmadığını açıklaması oldu.

Yunanlılar ve Öcalan

Gerçi Öcalan 20 Mart 1992'de kendisini o zaman henüz kapatılmamış olan Beka vadisindeki kampta ziyaret eden bir grup Yunanlı milletvekili ile buluşmuştu. Bunlar iktidardaki PASOK'a mensup Lefteros Varivakis, Dimitrios Vounatsos, Elizabeth Papazoi ve Kostas Baduvas idi. Bu milletvekilleri yanlarında iki harita da getirmişlerdi. Haritalar Türkiye ve etrafındaki muhtemel petrol boru hattı rotalarını gösteriyordu: Grek harfleriyle yazılı olması Yunan heyetince getirilmiş olduklarına işaret ediyordu. Öcalan, Yunan heyetiyle haritalar önünde fotoğraf çektirdi. Bu resimlerden birinde Öcalan'ın Yunan heyet üyelerine parmağıyla Bakû-Tiflis-Ceyhan boru hattı rotasında bir noktayı işaret ediyor ve gülüyordu. Bir yıl kadar sonra 33 erin öldürüleceği bölge, tam Öcalan'ın gösterdiği bölgeydi. Yine de Öcalan yıllar sonra dahi bu eylemi “Ateşkese indirilen bir darbe” olarak niteledi. Sakık'ın bu eyleminin altında, Bakû-Ceyhan boru hattının inşasını istemeyen, bu projeden rahatsız olan bir ülke, ya da bir çıkar grubunun dolaylı yönlendirmesi olup olmadığı bugüne dek yanıtını bulmamış bir soru değildir.

Aliyev iktidara geldi

Arada bir ilişki olup olmadığı bugüne dek karanlıkta kalmış olsa da boru hattı anlaşması önce 4 Haziran'a ertelendi. 4 Haziran geldiğinde şirketler bir anlaşma yerine bir mutabakat zaptı imzaladı. Ancak bu imza hiçbir zaman hayata geçirilemedi. Çünkü Azerbaycan'da anlaşmayı imzalayacak bir hükümet kalmamıştı. Moskova ve Tahran yanlısı grupların birkaç hafta içinde tırmandırdığı iç çatışmalar sonucu, 16 Haziran gecesi, Elçibey devrildi. Ertesi gün Nahcıvan Meclis Başkanı Haydar Aliyev Bakû'ye gelerek idareyi eline aldı. Ondört yıl Azerbaycan Komünist Partisi Genel Sekreteri olarak ülkeyi yönetmiş olan eski Sovyet gizli servisi KGB yöneticisi ve eski SBKP Politbüro Üyesi Haydar Aliyev için Moskova ve Tahran yanlısı silahlı grupları alt etmek çocuk oyunu sayılırdı; öyle de oldu. Aliyev'in ilk işlerinden biri de, Elçibey'in gizli kapaklı yürüttüğü bütün anlaşma görüşmelerini iptal etmek oldu.

Petrol toplantısı

Aliyev'in resmen Başkan seçildiği eylül ayını takip eden günlerden birinde Türk Dışişleri'nde Bakû-Ceyhan hattının nasıl canlandırılabileceği için bir toplantı yapılıyordu. Son gelişmeler ardından bölgede silahlı saldırılar yeniden korkunç boyutlara tırmanmış ve yayılmıştı. Artık bir hat olacaksa da bunun hemen güneye indirilip Irak hattına bağlanmasının güvenlik açısından ikna edici olmayacağı görülüyordu. Hattı daha kuzeye çekmek, belki Erzurum-Sivas rotasıyla (yolu neredeyse iki katı uzatarak) İskenderun'a indirmek mümkün olabilirdi.
Azerbaycan'daki yönetim değişikliğiyle Azeri petrollerinden petrol devleri kadar büyük bir hisseye sahip olma imkânı kaybolan Türkiye Petrolleri (TPAO) Genel Müdürü Okan Özdemir, Dışişleri Bakanı Hükmet Çetin'in önüne büyük ölçekli bir Türkiye haritası açtı. Harita muhtemel boru hattı rotalarını gösteriyordu. Özdemir, haritayı İngilizlerden yeni almıştı.

İngiliz haritaları

Haritada garip bir durum uzmanların dikkatini çekti. Türkiye'nin üç bölgesi kabaca elipslerle işaretlenmiş ve içleri kurşun kalemle taranmıştı. Bu bölgelerden en geniş olanı, Hakkâri, Şırnak, Siirt, Diyarbakır yörelerini içine alıyordu. İkinci ve daha küçük olanı Kars-Iğdır-Erzurum bölgelerini içine alıyordu. En küçük tarama ise Sivas etrafında görülüyordu

Özdemir de İngilizlere sormuş ve “Terör bölgeleri yanıtını” almıştı. Hikmet Çetin, damarlarındaki kanın adeta çekildiğini hissetti. PKK'nın eylemleri üzerinde spekülasyon hep yapılmıştı ama Sivas farklıydı. Daha bir kaç ay önce, 2 Temmuz 1993'te Sivas'ta Alevi kuruluşlar tarafından düzenlenen Pir Sultan Abdal şenliği basılmış, şenliğe katılan sanatçıların kaldığı Madımak Oteli ateşe verilmişti. 37 kişinin can verdiği olaylar nedeniyle gözler önce Sünni tabana dayalı politika yapan Refah Partisi üyesi belediye başkanı Temel Karamollaoğlu'nun üzerine dönmüş, ancak sonra (ileride milletvekilliği de yapacak olan) Karamollaoğlu'nun olayları yatıştırmaya çalıştığı ve başarısız kaldığı anlaşılmıştı. Perde arkasında daha radikal güçler vardı.
O dönem TSK'da görev yapan terörizm uzmanı Doktor Nihat Ali Özcan, o sıralarda PKK'nın kendi izlemesi gereken stratejiye uymayacak şekilde, güçlerinin önemli bir kesimini aniden kuzeye, Iğdır-Ağrı bölgesine kaydırmaya başladığına dikkat çekiyor. Özcan “İlk anda bunun bir mantığı olmadığı düşünüldü” diyor; “PKK zaten zora düşmeye başlamıştı. Güçlerini 'Botan' diye andıkları Irak sınırında yoğunlaştırmak yerine, bölerek fazla bir tabanları olmayan İran-Ermenistan sınırında eylemlere başlamaları, doğrudan PKK'ya yarar sağlayacak bir şey değildi. Zaten olmadı da. Bunun başka bir amacı olmalıydı. Şimdi olaylar daha kolay anlaşılabiliyor.” Özcan'a göre, o dönem sayıları 1000'i geçen PKK militanı Irak'tan İran dağ yollarını kullanarak 'kuzeye' geçmişlerdi.

Azeri petrollerini dünya pazarlarına Rus, ya da Arap-İran kontrolü olmadan aktaracak petrol boru hattı projesinin hayata geçirilmesi biraz daha bekleyecekti. Gürcistan'dan geçerek Bakû-Tiflis Ceyhan adını alan ve 'kuzey hattını kullanan' anlaşma, 18 Kasım 1999'da, Öcalan'ın yakalanıp hapse mahkûm edilişinden bir kaç ay sonra, İstanbul'da Demirel, Aliyev ve Gürcistan devlet başkanı Eduard Şvardnadze tarafından, ABD Başkanı Bill Clinton'un şahitliğinde imzalanabilecekti.


Bu kadar uzun anlatımı bilmek gerek ki o günler hakkında yorum yapalım.

Bu gerçekleri bilelim ki,şurda kardeş olan halkların nasıl düşman edilmek istendiğini anlayalım.
Ama pek çok şeyle bağı olduğu görülebiliyor. Pek çok şeyi daha iyi anlamak için yönetim boşluğunun olduğu 1993 yazına bakmamız gerekebilir.

albina58
05.02.2009, 16:33
Kaldığımız yerden devam;Tamda bu sıralarda hükümet kurmaktaki iktidarsızlık ve siyasi boşluklara ,6 yıl içinde 8 hükümet kurma çalışmasına gözatalım.

50- I. Çiller Hükümeti (25.06.1993-05.10.1995): Hükümeti kurma görevi, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından İstanbul Milletvekili Tansu Çiller'e verildi. Çiller, DYP ve SHP'den oluşan bir koalisyon hükümeti kurdu. 5 Temmuz 1993'te yapılan güvenoylamasında kullanılan 432 oyun 247'si kabul, 184'ü ret, 1'i çekimser çıktı. DYP-SHP ortaklığı, Erdal İnönü'nün Başbakan Yardımcılığı ile başladı. 9 Eylül 1995 tarihinde yapılan CHP'nin 27. Olağan Kurultayı'nda ise Genel Başkanlığa Deniz Baykal seçildi. Başbakan Tansu Çiller, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile anlaşamayınca 20 Eylül 1995'te istifa etti.

51- II. Çiller Hükümeti (05.10.1995-30.10.1995): Hükümeti kurma görevi, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından İstanbul Milletvekili Tansu Çiller'e verildi. Tansu Çiller, azınlık hükümeti kurdu ancak hükümet güvenoyu alamadı. Güvenoylamasında kullanılan 421 oyun 191'i kabul, 230'u ret yönünde çıktı.

52- III. Çiller Hükümeti (30.10.1995-6.03.1996): Hükümeti kurma görevi, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından İstanbul Milletvekili Tansu Çiller'e verildi. Tansu Çiller, DYP-CHP koalisyon hükümetini kurdu. 5 Kasım 1995'te yapılan güvenoylamasında kullanılan 415 oyun 243'ü kabul, 172'si ret çıktı. Hükümet, 1995 genel seçimleri nedeniyle sona erdi.

53- II. Yılmaz Hükümeti (6.03.1996-28.06.1996): Hükümeti kurma görevi, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından Rize Milletvekili Mesut Yılmaz'a verildi. Yılmaz, DSP'nin dışardan desteğiyle ANAP-DYP azınlık hükümetini kurdu. 550 üyeli TBMM'de, 12 Mart 1996'da yapılan güvenoylamasında, 257 kabul, 207 ret oyu verilirken, DSP'li 80 milletvekili çekimser oy kullandı. Refah Partisi, güvenoylamasının Anayasa’nın 96'ncı maddesine göre geçersiz olduğu iddiasıyla Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Yüksek Mahkeme, 14 Mayıs 1996'da güvenoylaması ile olağanüstü hal ve Çekiç Güç'ün görev süresinin uzatılmasına ilişkin TBMM kararını iptal etti, fakat yeni oylamaya gerek olmadığını bildirdi. Refah Partisi, 27 Mayıs 1996'da Başbakan Mesut Yılmaz hakkında gensoru önergesi verdi. Yılmaz, koalisyon ortağı DYP ile aralarında çıkan anlaşmazlık üzerine, gensorunun görüşülmesini beklemeden 6 Haziran 1996'da istifa etti.

ANAYOL-REFAHYOL-ANASOL-D HÜKÜMETLERİ

53- II. Yılmaz Hükümeti (6.03.1996-28.06.1996): Hükümeti kurma görevi, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından Rize Milletvekili Mesut Yılmaz'a verildi. Yılmaz, DSP'nin dışardan desteğiyle ANAP-DYP azınlık hükümetini kurdu. 550 üyeli TBMM'de, 12 Mart 1996'da yapılan güvenoylamasında, 257 kabul, 207 ret oyu verilirken, DSP'li 80 milletvekili çekimser oy kullandı. Refah Partisi, güvenoylamasının Anayasa’nın 96'ncı maddesine göre geçersiz olduğu iddiasıyla Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Yüksek Mahkeme, 14 Mayıs 1996'da güvenoylaması ile olağanüstü hal ve Çekiç Güç'ün görev süresinin uzatılmasına ilişkin TBMM kararını iptal etti, fakat yeni oylamaya gerek olmadığını bildirdi. Refah Partisi, 27 Mayıs 1996'da Başbakan Mesut Yılmaz hakkında gensoru önergesi verdi. Yılmaz, koalisyon ortağı DYP ile aralarında çıkan anlaşmazlık üzerine, gensorunun görüşülmesini beklemeden 6 Haziran 1996'da istifa etti.

54- Erbakan Hükümeti (28.06.1996-30.06.1997): Mesut Yılmaz'ın istifasının ardından hükümeti kurma görevi, Cumhurbaşkanı Demirel tarafından Konya Milletvekili Necmettin Erbakan'a verildi. Erbakan, RP-DYP koalisyon hükümetini kurdu. 8 Temmuz 1996'da yapılan güvenoylamasında 278 kabul, 265 ret oyu çıktı. 1 milletvekili çekimser oy kullandı. Erbakan, başbakanlığı ortağı Çiller'e devretmek üzere istifa etti, ancak Cumhurbaşkanı, görevi Yılmaz'a verdi.


55- III. Yılmaz Hükümeti (30.06.1997-11.01.1999): Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, 20 Haziran 1997 tarihinde hükümeti kurmakla ANAP Genel Başkanı ve Rize Milletvekili Mesut Yılmaz'ı görevlendirdi. Yılmaz, ANAP-DSP-DTP ile azınlık hükümeti kurdu. Hükümeti CHP de dışarıdan destekledi.
30 Haziran 1997'de Cumhurbaşkanı Demirel tarafından onaylanan hükümet, 8 Temmuz 1997'de TBMM'den güvenoyu aldı. Güvenoylamasında 278 kabul, 265 ret oyu çıktı. 1 milletvekili çekimser oy kullandı. 30 Temmuz 1998 tarihinde TBMM'de yapılan oylamada 11'e karşı 486 kabul oyuyla, genel ve yerel seçimlerin 18 Nisan 1999 Pazar günü yapılması kararı alındı. Başbakan Mesut Yılmaz hakkında verilen gensoru önergesinin, 25 Kasım 1998 tarihinde 314 oyla kabul edilmesi üzerine, hükümet düşürüldü.


56- IV. Ecevit Hükümeti (11.01.1999-28.05.1999): Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, 2 Aralık 1998 tarihinde hükümeti kurmakla DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'i görevlendirdi. Ecevit, hükümeti kuramayınca 21 Aralık 1998 tarihinde görevi iade etti. Cumhurbaşkanı'nca 23 Aralık 1999 tarihinde görevlendirilen Muğla Bağımsız Milletvekili Yalım Erez'in hükümet kurma çalışmaları da sonuç vermeyince, Ecevit, 7 Ocak 1999 tarihinde yeniden hükümeti kurma görevini üstlendi. Ecevit'in kurduğu azınlık hükümeti, 11 Ocak 1999 tarihinde Cumhurbaşkanı tarafından onaylandı. Hükümet, 17 Ocak 1999 tarihinde de TBMM'den güvenoyu aldı. 495 milletvekilinin katıldığı güvenoylamasında 306 kabul, 188 ret çıktı. 1 milletvekili çekimser oy kullandı. Hükümet, 18 Nisan 1999 tarihinde yapılan genel seçimler nedeniyle sona erdi.

57- V. Ecevit Hükümeti (28.05.1999 - 18.11.2002): Genel seçimlerden sonra, DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, Cumhurbaşkanı Demirel tarafından 3 Mayıs 1999 tarihinde hükümeti kurmakla görevlendirildi. Ecevit, DSP-MHP-ANAP koalisyonu hükümetini kurdu. Hükümet, 28 Mayıs 1999 tarihinde Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından onaylandı. Hükümet, 9 Haziran 1999 tarihinde TBMM'den güvenoyu aldı. 536 milletvekilinin katıldığı güvenoylamasında, 354 milletvekili kabul, 182 milletvekili ret oyu kullandı. Ecevit, 3 Kasım 2002 tarihinde yapılan erken genel seçimi Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kazanması sonucu 4 Kasım 2002 tarihinde hükümetin istifasını Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e sundu. V. Ecevit hükümeti, AK Parti Kayseri Milletvekili Gül'ün başbakanlığındaki 58. Hükümet'in kurulmasıyla fiilen sona erdi.

albina58
05.02.2009, 18:11
DIŞARIYA BORÇLANMAMIZ
Türkiye cumhuriyeti devletinden alınan dış borçların yükümlülüğü altına girmekle ilk dış borçlanmasını gerçekleştirmiştir.Bu borçların kesin miktarı,22.04.1933 tarihinde,Paris'te,alacaklı devletler ile yapılan anlatşmayla 65 milyon lira civarında olmuştur.Cumhuriyetin ilk yıllarında osmanlı devleti'nden kalan borçların finansmanı ve ulaştırma ağırlıklı yatırımların finansmanı için dış borçlanmaya gidilmiştir.Dış borçlanma için asıl yoğun dönem 1950 den sonra başlamıştır.Özellikle Türkiye'nin 2.dünya savaşı'ndan sonra batıya yönelmesi,OECD ve NATO'ya üye olması,bu yıllarda OECD'nin Avrupa'nın yeniden imarı için yardıma ihtiyacı olduğuna dairhazırladığı rapor üzerinebaşlatılan MARSHALL yardımlarından,Türkiye'ye 225 milyon dolar düşmüştür.1950 li yıllardan sonra ödemeler dengesinde meydana gelen açıkların büyümesi dış borçlanmayı olumsuz bir duruma düşürmüştür.1957 yılında Türkiye vadesi gelen borçlarını ertelemek ve 350 milyon dolarlık yeni kredi teminine gitmek zorunda kalmıştır.Türkiye'ni dış borçları 1930 ile 1960 arası %410 oranında ciddi bir artış göstermiştir.
Planlı dönemin başlaması ile birlikte yurtiçi tasarruf eksikliğini gidermek amacıylada borçlanmaya gidilmiştir.Bu dönemde alınan kredilerin büyük bir çogunluğukonsorsiyum kredilerinden sağlanmıştır.Alınan bu konsorsiyum kredileri ''Proğram kredileri'',''Proje kredileri'',''Borç ertelemesi'' ve ''Röfinansman Kredileri'' şeklinde gerçekleşmiştir.İlk üç planda dışarıya bağımlılığın azaltılması yönünde adımlar atılmaya çalışılmış,fakat başarıya ulaşılamamıştır.1973-1974 yıllarında yaşanan petrol krizi,1974 yılı için dış borçlarımız 359 milyon dolar olmuştur.Bu dönemde Avrupa para piyasalarından da borçlanılmış,fakat kısa vadeli ve yüksek faizli olmaları nedeniyle,bu piyasalardan borçlanmya son verilmiştir.1970'li yılların sonlarına doğru gelindiğinde üç ayrı dış borç erteleme anlaşması yapılmış ve5.5 milyar dolarlık borç ertelemesine gidilmiştir.Bu dönemde hızla kötüye giden dış dengenin düzeltilmesi amacıyla 1979 yılında16 OECD ülkesi tarafından Türkiye'ye 962 milyon dolarlık yardım taahhüdünde bulunulmuş,1 milyar dolar dış borç ertelemesi de karara bağlanmıştır.

1980-1990 döneminde Türkiye'de dış borçlanmanın gelişimi...
Kamu maliye yönetimi açısından Türkiye 1980 sonrası büyük darboğazlara girmiştir;Uluslararası kurum ve kuruluşlar(Özellikle IMF) başta olmak üzere,dış ekonomik gelişmelerden dhafazla etkilenir duruma gelmiştir.İçsel politikaların yerini dışdan önerilen Girilen her ekonomik kriz sonrasında,IMF yönlendirmeleri ile adına ''İstikrar tedbirleri'' denilen pek çok ekonomik paket proğramlar yürürlüğe konulmuştur.Ancak arzulanan siyasi istikrarın bir türlü sağlanamaması,ülke iç dinamizmine ve kaynaklarına yeterince yer veriememesine;dolayısı ile kolay yoldan günü kurtarmaya dayalı bir politika izlenmesine yol açmış;ne geriye nede ileriye yönelik kalıcı bir''ülke ekonomik ajandası ) oluşturulamaıştır.

Türkiye'nin 1980-1990 arası dışborç tablosu

Yıllar...Dışborç stoku(Milyar dolar $).....Artış(%)....
1980.......15,7........-.....
1981........16,6........5,73
1982........17,6........5,90
1983........18,8.........6,94
1984.......22,6.........20,21
1985.......27,5.........21,68
1986.......34,3.........24,73
1987.......43,1...........25,6 6
1988.......42,7..........-0,95
1989......43,7...........2,34
1990......52,3.........19,75

1990-2000 arasında borçlanmalar
1991.......53,6.........2,40
1992.......58,6.........9,36
1993.......70,5.........20,31
1994.......68,6..........-2,62
1995.......75,7..........10,31
1996.......79,4...........4,80
1997.......84,2...........6,12
1998.......96,4..........14,49
1999.......103,0.........6,86
2000........118,6........15,12
2001.......113,7.........-4,13
2002.......130,2........14,51
2003........145,4.......11,67
2004.........161,7......11,21
2005.........170,6........5,5
2006.........170,6........10,5
2007.........195,6.........8,4

albina58
07.09.2009, 02:11
AYRINTILARIYLA 2008 DIŞ BORCUMUZ
Hazine Müsteşarlığı, 2008 yılı 4. çeyreği itibariyle dış borç rakamlarındaki gelişmeleri açıkladı.
Buna göre, 2007 yılı sonunda 248 milyar 958 milyon dolar olan Türkiye'nin dış borç stoku, yüzde 11,19 artarak, geçen yıl sonunda 276 milyar 834 milyon dolara yükseldi. Bankaların 55,3 milyar dolar ve Merkez Bankası'nın 13,5 milyar dolarlık borçları dikkate alınmazsa, Türkiye'nin dış borcu geçen yıl sonu itibariyle 207 milyar 956 milyon dolar düzeyinde bulunuyor.

Verilere göre, bankacılık kesimi hariç 2007 yılı sonunda 183 milyar 467 milyon dolar olan Türkiye'nin borç stoku, geçen yılın sonunda yüzde 13,34 artarak, 207 milyar 956 milyon dolara çıktı.

Aynı dönemler itibariyle bankacılık sektörünün dış varlıkları, 50 milyar 14 milyon dolardan 57 milyar 189 milyon dolara yükseldi. Dış varlıklar hariç tutulduğunda, Türkiye'nin net dış borç stoku 150 milyar 766 milyon dolar düzeyinde gerçekleşirken, 2007 yılında yüzde 20,6 olan net dış borç stokunun Gayri Safi Yurtiçi Hasılaya (GSYH) oranı, geçen yıl yüzde 20,3 oldu.

Türkiye'nin net dış borç stoku, 2007 yılı sonu itibariyle 133 milyar 452 milyon dolar düzeyindeydi. Buna göre, Türkiye'nin dış borç stoku, geçen yıl yüzde 12,97, 17 milyar 314 milyon dolar arttı.


-VADELERİNE GÖRE DIŞ BORÇLAR


Verilere göre, geçen yıl sonu itibariyle 276,8 milyar dolar olan dış borcun 50 milyar 714 milyon doları kısa vadeli, 226,1 milyar doları uzun vadeli. Yıl sonu itibariyle bu borcun 78 milyar 165 milyon dolarını kamu sektörü, 13,5 milyar dolarını Merkez Bankası, 185,1 milyar dolarını da özel sektör borçları oluşturuyor.

Kamu sektörünün 78,1 milyar dolarlık dış borcunun 74,9 milyar doları, özel sektörün ise 185,1 milyar dolarlık borcunun 139,5 milyar doları uzun vadeli.

Dış borç stoğunun GSYH'ya oranı, 2007 yılı sonunda yüzde 38,4 iken, geçen yıl yüzde 37,3'e geriledi.

Geçcen yıl sonu itibariyle merkezi yönetimin dış borcu, tamamı uzun vadeli olmak üzere 69,7 milyar dolar düzeyinde bulunuyor. Bu miktarın 38,9 milyar doları, uluslararası finansal piyasalarda gerçekleştirilen tahvil ihraçları stokundan oluşuyor.

Merkezi yönetim dışında kalan mahalli idareler, fonlar, kamu bankaları, KİT'ler ve diğer finansal olmayan kamu kuruluşlarının toplam dış borçları, 2008 Aralık sonu itibariyle 8,4 milyar doları tutarında.


-ÖZEL SEKTÖR DIŞ BORÇLARI


Geçen yıl sonu itibariyle 45,6 milyar dolar düzeyinde olan özel sektörün kısa vadeli dış borcunun 21,7 milyar dolarını, bankacılık sektörünün kısa vadeli borçları oluşturuyor. kısa vadeli krediler içinde bankacılık sektörünün borçlarının payı, yüzde 47,6 düzeyinde.

Özel sektörün 2008 yılı sonu itibariyle 139,5 milyar dolar olan orta ve uzun vadeli borçlarının 98,7 milyar dolarını ise finansal olmayan kuruluşların borçları oluşturuyor.

Merkez Bankası'nın geçen yıl sonu itibariyle uzun vadeli dış borçları 11,7 milyar dolar, kısa vadeli dış borçları ise 1,8 milyar dolar düzeyinde bulunuyordu.

Verilere göre, 2008 Eylül–2008 Aralık döneminde dış borç stoku, döviz kuru değişikliklerinden dolayı yaklaşık 5,8 milyar doları tutarında azaldı.


-HAZİNE GARANTİLİ DIŞ BORÇLAR


Hazine garantili dış borç stoku, 2008 yılı sonu itibariyle, 2007 yılı sonuna göre 772 milyon doları artarak 5 milyar 603 milyon dolara yükseldi.

Toplam 5,6 milyar dolarlık hazine garantili dış borcun 2 milyar 580 milyon dolarını kamu, 3 milyar 23 milyon dolarını özel sektör borçları oluşturdu.

Kamu kesiminin hazine garantili borçlarının, 1 milyar 227 milyon doları KİT'lere, 255 milyon doları kamu bankalarına, 924 milyon doları da mahalli idarelere ait.

Hazine garantili özel sektör borçlarının 2 milyar 726 milyon dolarını bankaların dış borçları, 297 milyon dolarını da şirketlerin dış borçları oluşturdu.