PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Nankör Yılan !


fertelliyim
12.07.2008, 13:08
Nankör Yılan




Yazın sıcak günlerinden birisiydi. Köyde canı sıkılan Memiş dayı, gençliğinde koyun güttüğü, kepeneğin içinde sabahladığı, göbekli gıncırağa bindiği soğuk sularından içtiği yaylaları şöyle bir gezmek, hatıralarını yaşamak için sabahın seherinde yollarına düştü.
Kimi yokuş, kimi yeri iniş tozlu topraklı yollardan yürüyerek iki saat sonra yaylaya gelmişti.
Dinlenmek için yolun kenarındaki bir taşın üzerine oturdu.
Cigarasını yakarak derin bir nefes çekti. Hatıraları, daha dün gibi gözünün önünden bir film şeridi gibi geçti. Neydi be o günler.
Bir iç geçirdi. Memiş dayı, obasına geldi.
Su içtiği kuyulara, pınarların oluklarına baktı. Değişik duygularla, yıllarca yaşadığı “dağevinin” duvarlarından geriye kalan taşlarının üzerine oturdu.
Karşılara baktı. Hüzünlendi.
Yavaşça kalktı ilerleyerek yazının karşı tarafındaki Düdene doğru yürüdü.
Düden’in önünde tahtadan bir sandık gördü içinden değişik sesler geliyordu.
Çığlık gibi, inilti gibi. Epey kulak kabarttı. Bu garip sesleri neyin çıkarttığı hakkında karar veremedi. Sandığın kapağını açmaya karar verdi.
Sandığı açınca gördüğü karşında hem korktu hem de irkildi. Çünkü Sanığın içinden kocaman bir yılan çıkmıştı. Daha dışarıya çıkar çıkmaz;
Yılan: Ey insanoğlu ben seni sokacağım. Demez mi? Memiş dayı: Ya yapma etme ben sana ne yaptım ne ettim. Seni kurtardım, sana özgürlüğünü geri verdim.
Yılan: Ben onu bunu bilmem, ne oldum, öldüm ben seni sokacağım. Memiş dayı: Karşıda bir öküz var onun hakemliğine başvuralım.
Bakalım O bu işe ne diyecek. Yılan: Olur. Gidelim.
Memiş dayı ile Yılan, Öküzün yanına varırlar. Olayı Öküze anlatırlar. Öküz: Bu insanoğluna iyilik yaparsın kemlik görürsün.
Yıllarca bunlara hizmet ettim, çiftlerini sürdüm, kağnı ile yüklerini taşıdım, şimdi yaşlandım, işe yaramıyor diye beni buralara attılar, kurtlar kuşlar yesin diye.
Yılan kardeş sen davanda haklısın, sok bu insanoğlunu.
Yılan: Sokayım. Memiş: Hayır itiraz ediyorum.
Bir de başkalarına soralım. O sırada oradan geçmekte olan tilki topluluğa. Selam vererek ; Tilki: Hayırdır. Bir şey mi var burada toplanmışsınız?
Memiş: Ben bu yılanı şu karşıdaki tahta sandıktan kurtardım.
Yılan seni sokacağım deyip tutturdu.
Şu öküze sorduk O’da “ sokabilirsin’ .diye yılana hak verdi. Bu hususta senin görüşün nedir?
Tilki: Karar vermem için olayı mahallinde görmem lazım. Öküz, tilki, yılan ve Memiş dayı olayın geçtiği yere gelirler.
Tilki: Yılan kardeş anlat bakalım olay nasıl oldu. Birde senden dinleyelim.
Yılan: Bu insanoğlu beni şu gördüğün sandığın içinden kurtardı. Bende onu sokmak istedim. Tilki: Sadece anlatma. Olayı tatbiki olarak bize göster.
Yılan, olayın gelişimi anlatmak için sandığın içine girer. Memiş Dayı sandığın kapağını alelacele kapatır. Üstüne çivi çakarak işi garantiye alır.
Yılanın kendisine ve başkalarına zarar vermesini önleyerek oradan uzaklaşır. Nankör yılan, ettiğinin cezasını görür. Memiş ise bu olayı yıllar yılı hiç unutamaz.
*İyilik; karşılık beklenilmeden edilen yardım, Nankörlük ise iyilikbilmezlik, gördüğü iyiliği unutmaktır. *Nan: ekmek demektir, kör de görmeyen NAN-KÖR : ekmek körü demek oluyor.
Yani, yediği ekmeği inkar eden. Ey insanlar ekmek veren eli tırmalayan kedi olmayalım.

gürün_güzeli
12.07.2008, 13:14
insanoğluda bazen nankör olabiliyor...................

Melankolia
12.07.2008, 13:17
Bazen değil Bazılar Hep oluyo doğası olmus artıkk

gürün_güzeli
12.07.2008, 13:20
kız melek aynı düşünüyoruz seninle haa tuttum seni bebişim:D