PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : selden insanları kurtaran adam


UNUTAMA_DIM
09.08.2008, 11:31
Yıllar önce bir adam büyük sel felaketi yaşayan bir memlekette birçok kişiyi selden kurtarmış.



Herkes büyük mutluluk yaşamış ve bu adama karşı hayranlıklarını her defasında dile getirmişler. Cesareti ve yaptığı iyiliklerin ağızdan ağıza dolaşması sonucu zamanla bu kişi “selden adam kurtaran adam” diye anılır olmuş. Çok uzak diyarlardan pek çok kişi “selden adam kurtaran adam”ı görmek ve maceralarını dinlemek için akın etmişler. “Selden adam kurtaran adam” da yaşadıklarını ve kahramanlıklarını herkese anlatır olmuş. Bu hal adamda öyle bir alışkanlık haline gelmiş ki, hayatta en çok zevk aldığı olay selde yaşadıklarını ve nasıl adam kurtardığını anlatmak olmuş.



Zamanı gelmiş, vadesi dolmuş ve meşhur “selden adam kurtaran adam” vefat etmiş. Tabii iyi bir insan olduğu ve insanlara faydalı işler yaptığı için cennete buyur etmişler adamı. Adam büyük bir neşe ile cennete girmiş. Günler güzel güzel geçerken, bir anda adam hayatında bir şeylerin eksik olduğunu fark etmiş. Kendini sorgularken bu eksikliğin “selden adam kurtaran adam” diye ünlendiği hadiseyi kimsenin dinlemeye gelmemesi olduğunu fark etmiş.



Canı sıkkın bir vaziyette dolaşırken “Burası cennet, ne dilersem olur.” diye düşünüp, sorumlulara bir isteği olduğunu bildirmiş. Adam burada kimsenin kendisinin selden nasıl adam kurtardığını sormadığını ve bu maceralarını anlatamadığı için canının çok sıkıldığını söylemiş. İsteğini dinleyen sorumlular, “selden adam kurtaran adam”ın hikayesini anlatabilmesi için cennette bir konferans ayarlayabileceklerini söylemişler. Adam çok sevinmiş ve yeniden dünya günlerindeki gibi kendisine hayran bir kitlenin oluşacağını ve dinleyenlerden bu hikayeyi duyanların da kendisine geleceğini, yeniden eski mutlu günlerine döneceğini düşünmüş.



Gel zaman git zaman adam konferans gününü iple çekerken, vakit gelmiş ve deniz kenarında muhteşem bir platform kurulmuş. Dinleyiciler gelmiş ve yerlerini almışlar.



“Selden adam kurtaran adam” büyük bir heyecan ve gururla kürsüye doğru yönelmiş. Tam konferansına başlayacakken bir sorumlu yanına gelmiş ve heyecandan kalbi fırlayacak gibi atan “selden adam kurtaran adam”ın kulağına şu ifadeleri fısıldamış:



“Efendim, şu en önde oturan uzun beyaz sakallı zatı görüyor musunuz?”



Adam her halinde önemli bir zat olduğunu hissettiği dinleyiciye bakmış ve böyle bir kişinin bile dinlemeye gelmesine sevinerek:



“Evet.” demiş.



Sorumlu:



“O kişi Nuh Peygamberdir efendim, anlatırken biraz dikkatli olursanız iyi olur.” demiş.



***



Demek ki hiç kimse vazgeçilmez değildir ve herkesin anlatacak bir hikayesi vardır; yaptığımız işlerle övünürken dikkatli olmamız gerekir...

İşleri bizden daha iyi yapan birisi daima olabilir.