PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : ***Sığinacak kimimiz var?***


seva
21.08.2008, 16:31
DR. ŞERAFETTİN KALAY
ÖRNEK NESİL
SIĞINACAK KİMİMİZ VAR?...

Hak davayı ilk günden itibaren omuzlayan, fedakârlık gerektiğinde çekinmeyen, dava şuuru ile gülüp, ağlayan insanların hak davada çok mümtaz bir yerleri vardır.
Maddî ya da sosyal konumu ne olursa olsun, onların hizmetlerinin derecesi ölçülmez, yaptıkları unutulmaz, sonra gelenler onlarla bağı asla koparmaz.
* * *
Maddî imkânın olması ve bu imkânların hayra kullanılması, cemiyette iyi bir yer edinilmiş olması ve bu imkânlarla hizmet yapılması elbette gıpta edinilecek bir şeydir.
Bir ferdin cemiyet içindeki mevkii ve durumu ne olursa olsun, Rabbinin huzurunda takvasıyla değer bulacağı da unutulmaması gereken bir hakikattir.
Hak davayı omuzlayan, ondan kopmayan, hiçbir fedakârlıktan sakınmayan, nice boynu bükük, gariban, hatta adı sanı fazlaca anılmayan, kendisini belli etme gibi bir gayretin içinde olmayan nice insanlar varolagelmiştir.
Hak yolun hizmetkârı, çilekeşi, yiğidi, vefakârı nice gönüller yetişmiştir...
Bu gerçeği ve "Abese" suresinin nüzul sebebindeki ilâhî ikazı unutmadan ve gönüllerde uyandırdığı duyguyu yitirmeden Rabbimizin şu buyruğuna birlikte kulak verelim:
"Rabbinin Kitabı'ndan sana vahyedileni oku. Onun kelimelerini değiştirebilecek yoktur. O'ndan başka bir sığınak da bulamazsın. Sabah akşam Rablerine, O'nun rızasını dileyerek dua edenlerle birlikte candan sebat et. Dünya hayatının süsünü isteyerek gözlerini onlardan çevirme. Kalbini bizi anmaktan gafil kıldığımız, kötü arzularına uymuş ve işi gücü aşırılık olan kimseye boyun eğme."(1)
Bu ayet–i kerimeler üzerinde derin derin düşünülmelidir. Tefekkür, ibret ve muhasebeye ufuk açar ümidiyle birkaç ince ve hassas noktaya dikkat çekmek istiyorum:
İlk ayet–i kerimede "Rabbinin kitabından sana Bahsedilenleri tilâvet et, oku!" buyuruluyor ve özellikle "tilâvet et!" kelimesi kullanılıyor. Bu, "Kur'ân'ın aslını tertil üzere tecvide uygun oku!" demektir.
Allah'ın vahyini, vahyedildiği gibi okumak, dilimizde zikir edinmek, hayatta rehber edinmek; onun aydınlattığı yolda yürümek elbette ki her müminin şiarı olmalıdır.
Bu buyruk ve peşinden gelen cümleler, Kur'ân–ı Kerim'in nazil olduğu gibi okunmasını bile bizlere çok görenlerin geçmişteki zulm ve baskıları fayda veremeyince, süslü cümleler ve akıl öğretişlerle; "anlamak ve duygulanmak istiyorum" gibi yeni uzaklaştırma manevralarının yaşandığı şu günlerde daha da bir dokunaklıdır.
Gerçekten anlamak, duygulanmak, hissetmek ve yaşamak isteyen kardeşlerimizden böyle ifâdeler duymuyoruz.
Sonra anlamak, duygulanmak, yaratıcımızın hitabına kulak vermek için vahy lisanını terketmek, Kur'ân'ın aslından kopmak mı gerekiyor? Anlamak için başka türlü gayret mümkün değil mi? Allah'ın indirdiği asıl kelimelerin yok edilmesi, o kelimelerdeki mana derinliğinin kaybedilmesi mi gerekiyor?
Kısaca, bu yolun ucu nereye çıkıyor? Bu yolculuk hangi istasyonda biter?
Âyet–i Kerîmede geçen "sığınma", "sığınılacak yer" demektir. Rabbimiz; "başka bir sığınak, gerçekten seni koruyacak, ebedî huzur ve emniyet duyacağın bir yer bulamazsın," buyuruyor.
Bu sınırlı hayatın günleri bittiğinde sığınacak kimimiz var? Gerçekten kendimizden geçercesine tefekküre dalarak hiç bunu düşünüyor muyuz?

MeLody58
21.08.2008, 17:06
Rabbimizden baska sıgınacak kimsemiz yokki dostumuz yardımcımız çaresizlerin çaresi şükürler olsunki, Rabbimizi tanıyoruz ŞükürLer oLsunki Müslümanız !!!
______________________________ ____________________________

altuntas58
21.08.2008, 17:08
Âyet–i Kerîmede geçen "sığınma", "sığınılacak yer" demektir. Rabbimiz; "başka bir sığınak, gerçekten seni koruyacak, ebedî huzur ve emniyet duyacağın bir yer bulamazsın," buyuruyor


Paylaşımınız için sağolun