Giriş

Orijinalini görmek için tıklayınız : Gurbette Yaşayanlarin Dertleşme Köşesi


dertli58
10.12.2008, 13:10
Arkadaslar Bu kosede Gurbette yasayan tum vatandaslarimiz icin ozel bir kosedir bu kosede gurbette gecen gunlerinizi kendinizi vesayir gibi seyleri yazabilirsiniz oncelikle ben baslayim biraz kendimden bahsediyimm

Ben Sivasin Yildizeli Ilcesinin Kucuk Akoren koyunden. ismim Osman. sene 2005i gosterdiginde ciktik sonu olmayan bir yola dustuk gurbetin yollarina gele gele geldik Fransanin Mulhouse kentine tabi acikca yalan solememek gerekirse ilk gelirken buraya icimdeki umutlarii anlatamam hani insan hic bilmedigi hic gormedigi hic bi bilgisi olmadigi yere ilk nasil gider ayni bende ilk geldigim gun icimde garip birazda guzel duygular vardii tabi bu ilk gunler icin gecerli sonra gunler gectikce o icimdeki guzellik falan hic bise kalmadii buranin yani gevur ellerin nasil oldugunu gunler gectikce anladigimiz icin bizde anladik ama is isten gecti simdi belki cogumuz keske donsek bizim ellere falan diyoz ama bi turlu yapamiyozz bende bilmiyorum neden yapamiyoz ama Allah kimseyi Gurbet eline dusurmesin dusuruyosada Dayanma gucu versin


Ehh birazda olsun derdimi doktumm simdi sira sizde buyurun baslayin bakim hangi ellerden yazan olcakk


[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]

HaZaN
17.12.2008, 09:14
dertli kardeş öncelikle gurbet konusuna değindiğin için çok teşekkür ederim, bende Yıldızeli merkezden Rabia evlenip eş durumu nedeniyle İstanbul'a geldim ekmek parası bir atasözümüz vardır; doğduğun yerde mi, doyduğun yerdemisin diye illaki doyduğumuz yerde yaşamak zorundayız sıla özelemiyle yanıp tutuşuruz ama napalım hayat şartları bizleri ne hale getirdi :((( yinede halimize binlerce şükürler olsun hayat acısıyla tatlısıyla yaşamaya değer.

sibelYILMAZ
17.12.2008, 10:24
Gurbet zordur tabi çekene bende yıllardır ailemle birlikte İstanbulda yaşıyorum hayat mücadesi işte.......

mansur58
24.10.2010, 07:11
Gurbet akşamları

soldu gunesin yuzu yine gun bitiyor gurbette
ve yanlizligim büyüyor icimde
gurbette aksam cok zor
bir sızı baslar silaya dogru inceden ince
gurbet aksamlarinda sohbete dost da yok
yuzler yabanci sesler yabanci
ustunde ucan kuslar yabanci
sehadetleri ilan eden ezanlarda yok
kac aksam daha var kim bilir
bitmez aksami gurbetin
buram buram tüter gözümde,
sevdiklerim birde ugruna öldügümm...

mansur58

OSMAN ECE
24.10.2010, 11:28
bu köşeyi açana çok teşekkür ederim emeğine sağlık şöyle bir dörtlükle süsleyelim

açılmış bizlere burda gurbet köşesi
toplanın gurbetciler gelsin neşesi
sıla hasreti anlamaz beyi paşası
gönlümüze teselli bulalım burda



ben aşık diyari baba eşim aşık sefil sılamızdan yıllardır ayrı muğla bodrumdayız
herkese saygı sevgiler

ece4858
24.10.2010, 11:36
adım avşar almanyanın osnanburk de yaşıyorum tır şöförüyüm
sivaslıyım annem babam muğla bodumda yaşıyor babam aşık diyari
annem aşık sefil herkese iyi sohbetler bu köşeyi açana çok teşekkür ederim

goramaz
24.10.2010, 11:39
Gurbet herkes için zor olsa gerek.

Ama özlem duyulan Sivas olunca daha da bir katmerleşiyor sanırım bu sızı.

Hiç bir yerde güneş Sivas'ımdaki gibi doğmaz, yağmur Sivas'ımdaki gibi yağmaz. Kokusu iliklerininze işler. Bayırlarında her mevsim ayrı bir renk, baharda ışkın kekik, hazanda çobanekmeği..

Caddelerinde yürürken sanki melekler itekler sizi. Uhrevi bir atmosferi vardır.Her bir köşe başında bir manevi aşık karşılar sizi.Evrendeki o ilahi döngüyü hissettirecek kadar kutsaldır Sivas'ım

Ulucamii de nur yüzlü dedeler, meydan camiinde esans tesbih satan garipler, Paşacami minarelerinde oynaşan güvercinler.

Sivasa hergidişimde sanki anamın sıcacık göğsüne başımı yaslar gibi huzur buluyorum. Ben Sivasımı kelimelere sığdıramıyorum ne kendisini ne de özlemini.

Ben de yozgatta yım pek gurbet sayılmaz ama Sivas olmadıktan sonra her yer aynı.

AŞIK SEFİL
24.10.2010, 11:58
adım avşar almanyanın osnanburk de yaşıyorum tır şöförüyüm
sivaslıyım annem babam muğla bodumda yaşıyor babam aşık diyari
annem aşık sefil herkese iyi sohbetler bu köşeyi açana çok teşekkür ederim



zalım gurbet acı zor gelir bana
parçalanmış yürek dayanırmı ana
haberini alırsam oğlum gelirim cana
sizi allaha emanet eyledim oğul

mansur58
24.10.2010, 12:31
Ana yüreği dayanmaz hasrete,
Haber havadisi kesme ha oğul,
Gurbet ellerinde düşme gaflete,
Kimselere fırsat verme ha oğul

Kardelencicegi
24.10.2010, 12:42
Gurbetin sicagi yok hep ayaz
Cekilmez cilesi, saclar karbeyaz
Hayatimiz kar, boran hep güz
Kimse, kimsenin halinden anlamaz.



[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez] ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez])

AŞIK SEFİL
24.10.2010, 12:48
Ana yüreği dayanmaz hasrete,
Haber havadisi kesme ha oğul,
Gurbet ellerinde düşme gaflete,
Kimselere fırsat verme ha oğul

ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM ABİM YÜREĞİNE SAĞLIK SAYGILAR

mansur58
24.10.2010, 13:13
ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM ABİM YÜREĞİNE SAĞLIK SAYGILAR

Sağol bacım benim anacığımda yirmi yıl önce gurbete uğurlamıştı beni. Tez zamanda git de gel oğul gözlerimi yollarda bırakma dayanamam ben bu hasrete diye ama aylar yılları, yıllar yılları kovaladı dönemedik bir türlü.

Kaderde gurbet var ne gelir elden,
Gurbet türküleri dökülür dilden,
Medet umarsın esen yellerden,
Kısmet olur sılaya döneriz bir gün.

AĞAOĞULLARI
24.10.2010, 13:39
Bu köşeyi açana çok teşekkür ederiz . Kısa da olsa bu köşede gurbette yaşayanların duygularına mazhar oluyorum. Bülbülü altın kafese koymuşlar ah vatan vah vatan demiş. Çünkü onun vatanı Bahçeler, bağlar o altın kafeste tutsaktır. Bende Sivas merkezdenim adım Mehmet Ağaoğulları İstanbul da yaşıyorum. Çok ta gurbette sayılmam Sivasla iç içeyim irtibatım kesilmedi. Gurbet o kadar zor ki ne varsa içimde hepsi bana yabancı. Yine mi gurbetten kara haber var .Gibi şiirlere,şarkılara konu olmuş bestelenmiş ,güftelenmiş şarkı olmuş.Gurbet için söylenecek,yazılacak çok sözüm var ama okuyan yok ve yerim de dar.Bir yaz akşamı Kalede Sivas ı seyre dalarak bir bardak çay içmenin keyfini Allah cümlemize nasip etsin .Kalın sağlıcakla .
Ağaoğulları 24/10/2010.

bilal kose
24.10.2010, 13:53
Gurbetin kahrını bilenler bilir
Hasret bir başkadır, gurbet başkadır
Irkçı Avrupaya gelenler bilir
Nefret bir başkadır, gurbet başkadır

OSMAN ECE
24.10.2010, 14:08
Bu köşeyi açana çok teşekkür ederiz . Kısa da olsa bu köşede gurbette yaşayanların duygularına mazhar oluyorum. Bülbülü altın kafese koymuşlar ah vatan vah vatan demiş. Çünkü onun vatanı Bahçeler, bağlar o altın kafeste tutsaktır. Bende Sivas merkezdenim adım Mehmet Ağaoğulları İstanbul da yaşıyorum. Çok ta gurbette sayılmam Sivasla iç içeyim irtibatım kesilmedi. Gurbet o kadar zor ki ne varsa içimde hepsi bana yabancı. Yine mi gurbetten kara haber var .Gibi şiirlere,şarkılara konu olmuş bestelenmiş ,güftelenmiş şarkı olmuş.Gurbet için söylenecek,yazılacak çok sözüm var ama okuyan yok ve yerim de dar.Bir yaz akşamı Kalede Sivas ı seyre dalarak bir bardak çay içmenin keyfini Allah cümlemize nasip etsin .Kalın sağlıcakla .
Ağaoğulları 24/10/2010.




bülbülü altın kafese koysan ne yazar
yaylalarda uçupta gitmesi gerek
durdukça kafeste yarası azar
gül dalına konupta ötmesi gerek

sandalli
24.10.2010, 14:23
bülbülü altın kafese koysan ne yazar
yaylalarda uçupta gitmesi gerek
durdukça kafeste yarası azar
gül dalına konupta ötmesi gerek

Gurbetin elleri mesken tutulmaz,
Acısı içerde söküp atılmaz,
Bir gece huzurlu olup yatılmaz,
Köyümde bacamın tütmesi gerek.

bilal kose
24.10.2010, 14:26
Ölümle gurbetin, farkı sorulur
Gurbetçi ölmeden diri gömülür
Yaşam için gayret eder yorulur
Gayret bir başkadır, gurbet başkadır

mansur58
24.10.2010, 19:34
Bu memeleket hepimize yeterdi,
Dağlarında lale sümbül biterdi,
Bahçesinde şeyda bülbül öterdi
Yeniden aslımıza dönmemiz gerek.

goramaz
24.10.2010, 19:40
babannem her sabah iner sağardı
sığırı salınca güneş doğardı
öğlen oldu mu da yayık yayardı
maziye şöyle bir sinmemiz gerek

mansur58
24.10.2010, 20:01
Dedem seher vakti yatmaz kalkardı,
Ebem durmaz ocağını yakardı,
Tere yağından börekleri yapardı,
Neleri kaybettik bilmemiz gerek.

goramaz
24.10.2010, 20:31
tarlalarda toplardık gargozağını
koştukça yutardık tozu topragı
sokardık kürüne tozlu ayağı
oyunlarda güzelce yenmemiz gerek

Salim58
25.10.2010, 07:48
Açık mapushane gurbet elleri
Onun icin dertli söyler dilleri
Yanık yanık çalar sazın telleri
Bırakta sılama gideyim gurbet.

altuntas58
30.10.2010, 13:33
Bu güzel konuyu acanada ve bu konuya güzel yorumlarıyla katılanlarada çok teşekkür ederim emeğinize sağlık

mansur58
30.10.2010, 14:17
Bir mektup yollamış nazlı yar bana,
Bekletme yolların gel diye yazmış.
İnan buralarda sensiz olmuyor,
Perişan halim gör diye yazmış.

bilal kose
31.10.2010, 13:10
Gurbet

Elime bağlayıp çelik kelepçe
Oturup karşımda ağlama gurbet
Bana karalara bulup gerekçe
Kendine mor’unu sağlama gurbet


Önce ekmek deyip çekip içine
Saçları aklara yeğleme gurbet
Azgını beğ görüp sümbül reçine
Kimsize ümidi yağlama gurbet


Çullu zalimlere verip fidemi
Beni yad'ellerde eyleme gurbet
Sırtımın terinde duyup midemi
Çökük viranemde çağlama gurbet


Halden anlamayan yaban tayını
Vuslatıma araç yollama gurbet
Çakala kaptırıp aslan payını
Kuru dağarcığı sollama gurbet


Kurtlara verip de kuşun tahtını
Sahte adaleti böyle’me gurbet
Zalimlere açıp haşin bahtını
Yılana azığın söyle’me gurbet


Düşürüp Aslanı kalleş ağına
Yârene teselli yollama gurbet
Baykuşa yurt edip gülleş bağını
Garibi çöllerde dallama gurbet


Bırak devam olan oynak âhına
Taze tomurcuğa ağlama gurbet
Al götür kendini acem şahına
Beni sürmelimden eğleme gurbet



Abdurrahim KÜÇÜK

mansur58
31.10.2010, 13:35
Siz hiç kuşlarla dertleştinizmi

Akreple yelkovan arasında süren yarış artık ilgilendirmiyor beni. Çoktandır duvarlarımda takvim de eskitmedim... Zaman, en çok sahip olduğum; ancak, bir o kadar da sahiplenmekten nefret ettiğim tek sermayem. Dünyam, herkesin dünyası kadar geniş de değil. Ben bu küçük odayı bilirim, bu küçük oda da beni. Bir de, benimle birlikte bu garip mahkumiyeti paylaşan muhabbet kuşum...
Siz hiç kuşlarla konuştunuz mu? Ben ürkütmekten korkarak, pencereme konan, küçük serçelerle konuşurum. Uzak yerlere, içimdeki hasreti gönderirim onlarla. Aslında, bilirim uzak yerlere gidecek dermanları olmadığını... Ama; ya giderse diye de, içimdeki hasreti onlara anlatmadan edemem.

Artık serçelerde konmaz oldu pencereme. Şimdileri muhabbet kuşumla dertleşir oldum. Vakitsiz kaybedince eşini, aynı kaderi paylaşır olduk. Öyle mahzun boyun büküşü, öyle içli seslenişi var ki, bilirim beni anladığını. Bir saksı begonyam vardı. Yeşil yaprakları arasında pembe çiçekler açardı. Kuşlara anlatamadıklarımı ona anlatırdım. Bazen, pembe pembe gülümsediği, bazen de, sarı sarı hüzünlendiği olurdu. O da vefasız çıktı. Belki de dayanamadı anlattıklarıma.Bir sabah, küçük saksısında kurumuş buldum. Gerçekten vefasızlık begonyada mıydı, yoksa begonyayı kurutan kaderimde mi?

Sabahın ilk ışıklarından, gecenin koyu karanlığına kadar, karşı evlerin ruhsuz duvarlarını seyrederim. Bir de benim kadar yalnızlık çeken komşu bahçedeki elma ağacını. Bütün dünya aynı noktada donar kalır. Rüzgarlar da esmese, sadece silik bir tablodur seyrettiğim. Renklerin değişmesi için, mevsimlerin merhametine sığınmış olmak ne acı. Ve küçük bir pencereden küçük bir dünyayı yaşamak... Kimi zaman uzak bir yerdeki kalabalıkların anlaşılmaz uğultuları dolar odamın yalnızlığına. Duvarlarımda, eskiden yankılanan küçük kahkahalar ve sevda dolu şarkılar, yerlerini anlamını bilmediğim uğultulara bırakır. Koridorlardan çekilen ayak sesleri, parkeler üzerindeki sıcaklığı bile yanında alıp götürmüştür çoktan. Eşyaların üzerlerine sinen mutlu dokunuşlar, duvarlar arasında büyüyen çatlaklarda kaybolmuştur.

Siz hiç kuşlarla konuştunuz mu? Geceler ağır bir yük gibi omuzlarınıza çöktüğünde, yalnızlığın girdabında boğulmamak için, bir kuşun kanadına yazdınız mı en içli sevda şiirlerini? Kendi gözyaşlarnızı, bir kupaya doldurup, yalnızlığın can çekiştiren acılarına inat, bir hayalin şerefine kadeh kaldırdınız mı? Yıldızların bile göz kırpmaktan çekindiği, ayaz bir gecede, avuçlarınızda geçmiş yıllardan kalma dost bir sıcaklıkta ısındınız mı? Siz hiç yüreğinizde sevda taşıdınız mı?

Yağmurlar ıslatır camlarını penceremin. Bir eski şarkıda can bulur umutlarım. Geçmişin tatlı hatıraları ıslanır geceler boyu. Ben, yağmuru hep pencerenin gerisinden seyrederim. İçimde, kaldırımların ıslaklığında yansıyan ay ışıltıları gülümser. Bir sokak lambasının altında sarhoş narasını dinlemek isterim. Bir sokak kedisiyle dost olmak, bir garibin akşam yemeğinden bir lokma tatmak isterim.Yurtları ellerinden zorla alınmış mülteci çocukların muşamba çadırlarında ay ışığı olmak isterim. Boşlukta kalan ellerim, manasız savaş meydanlarında atılan mermileri yakalasın isterim. Yakalasın da, çocuklar tatmasın yalnızlığı isterim. Siz hiç içinizde umut taşıdınız mı?

Ben çoktan yitirdim zamanı. Geçmiş günlerde kaybettiklerime ağlamıyorum, gelecek günlere de ulaşacak hayallerim yok. Zamansız bir hayatın en ortalık yerindeyim. Gözlerimde şekillere mana verecek ışık, dizlerimde beni taşıyacak güç kalmadı. Bir pencere boyundaki dünyamda, bir muhabbet kuşum var, bir de; içimde hiç eksilmeyen sevdam.

Siz yalnızlığın vampir gibi ruhunuzdaki güzellikleri emmeye başladığında içinizdeki sevdaya sığındınız mı? Siz, hiç kuşlarla konuştunuz mu? Mahzun boyun büküşlerinde, yarınlara uzanan bir umut arayıp, sessiz çığlıklarında yalnızlığınızı boğmaya çalıştınız mı?
Geceler ağır bir yorgan gibi sarar etrafınızı. Sesler çekilir, şekiller silinir. Duvarlara sinmiş eski kahkahalar çınlar sofalarda. Defalarca seyretmek zorunda bırakıldığınız siyah beyaz bir filmi yeniden seyreder gibi geçmişinizi yeniden yaşamaya başlarsınız. Gözyaşlarınız bilmem kaçıncı kez ıslatır yastığınızı. Sıkıca sarıldığınız yorganınız, bir ısırgan otu merhametsizliğinde yakar bedeninizi. Hıçkırıklarınız, yalnızlığınızın koyu karanlığında boğulur. Bir dostun sıcacık elini arayan elleriniz, çaresizlikle dökülür yanlarınıza. Sadece dualarınız kalır dudağınızda.

İçinizde, hep gelecek yarınlara ertelediğiniz umudunuz körelmeye başladığında; varlığınızın, kendinize bile yük olmaya başladığını düşünürsünüz. En zorlu fırtınalarda sığınacak bir limanınız olsun istersiniz. O zaman; içinizde hiç eksilmeyen sevdanız sahiplenir sizi. Siz, hiç sevdanızı kuşlara anlattınız mı?

Gün doğumu saatlerde yeni umutlara açarsınız gözlerinizi.Ya bir postacının hiç alışık olmadığınız vuruşlarıdır beklediğiniz, ya da; eski bir dostun, sokaktan geçerken şöyle ayak üstü uğrama ihtimali. Saatin, zamanı her aşındırdığında, umudunuz, umutsuzca ertelenmeye başlar. Kendi gönlünüzce, sıralamaya başladığınız ihtimallerin arkasına sığınmaya çalışırsınız. Unutulmuş olma ihtimali hiç geçmese de aklınızdan, içinizdeki garip ürperti bedeninizi sarsar. Sararmaya yüz tutmuş mektupların solgun satırlarında mutluluk ararsınız. İkram etme hevesiyle hep elinizin altında bulundurduğunuz sigaranın dumanında huzur ararsınız. O en umutsuz anınızda kafesinde ötmeye başlayan muhabbet kuşu, umudun hiç bitmemesi gerektiğini fısıldar. Onun tatlı şakımalarında yeniden umut yüklenirsiniz. Bütün beklentileriniz, bilinmeyen bir zamana ertelenir. Siz, hiç ertelenmiş umutlarda mutluluk aradınız mı? Siz, hiç kuşlarla konuştunuz mu?

SIZ HIC BAYRAMLARI GURBETTE, GURBETI BAYRAMLARDA YASADINIZMI YAPAYALNIZ?

Ben...

OSMAN ECE
31.10.2010, 14:01
GURBET

sılamın yollarını duman bürümüş
genç ömrüm buralarda çürümüş
yerli yabancı zihniyeti alıp yürümüş
tutacak bir dalım yok gurbet elde

felek bölmüş gurbet düşmüş payıma
düğün olmuş bayram gelmiş neyime
hele kısmet olsada gitsem köyüme
bağrıma batıyor ok gurbet elde

diyariyim yaram döndü çibana
yine iş düştü çarığa kara tabana
yağmurda soğukta yırtık kabana
sarılıp yattığım çok gurbet elde

mansur58
31.10.2010, 14:25
Yatağı sırtlayıp düştük yollara,
Çok rastladık o muhannet kullara,
Düştük buralarda haldan hallara,
Efkarlı bir cigara yak gurbet elde.

dertli58
31.10.2010, 16:31
Oncelikle Tum gurbettte yasayan gurbetcilerimize Fransa Mulhouse dan selamlar

konuyu ilk actigimda biraz sasirmistim acaba gurbette kimse yasamiyormu diye kimse bir yorum veya derdini dile getirip kaleme dokup bir sey yazmamislardi oysaki suan baktigimda iyikide konuyu acmisim diyorumm bende bir gurbetci olarak gurbetin ne demek oldugunu nasil yasandigini bilenlerdenim bazi arkadaslar gurbeti en guzel siirleriyle kimi arkadaslarda dertlerini dokerek anlatmislar gurbette olupta silasini vatanini ozlemeyen herhalde yoktur varsada ona diyecek sozumuz yoktur Rabbim bir gun InsAllah bir gun vatanimiza donmeyi kaybettigimiz degerlerimizin ne oldugunu bilmemizi Rabbim nasip etsin diyorum burdan derdi olan arkadaslarimiza zaten hemen hemen ayni dertler aslinda ufakta olsa bu kosede dertlerimizi dile getirelim ufak bi 4 lukle iyi gunler diliyorum

Gece basar Dertler Artar
dertlerime bin dert katar
gonlumde olmus gatar gatar
cekilmez bir siziymis Gurbet