seva
29.12.2008, 10:18
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]
Şiddet doğuran şiddet
Hamas kısa vadeli stratejisini İsrail ve Filistin'deki seçimler üstüne kurdu.
İsrail'de Şubat ayında erken genel seçim var. Hamas bu seçimi sertlik yanlısı, "Barışa karşılık toprak" politikalarını reddeden Likud'un kazanmasını arzu ediyor. Böylece bir yandan ABD Başkanı Barack Obama'nın bir yandan da Rusya'nın yeni girişimlerle canlandırmaya hazırlandıkları barış sürecini dinamitleyeceğini hesaplıyor.
Filistin'de ise önümüzdeki ay parlamento seçimleri yapılacak. Hamas, Mahmut Abbas liderliğindeki El Fetih'i, yönettiği Batı Şeria'da da devirmeyi hedefliyor. Bunun yolu da Gazze'ye bir kez daha İsrail müdahalesinden ve bir kez daha sivillerin ölümünden geçiyor. Böylece "Gazze halkının katledilmesine seyirci kalmak"la suçlayacağı Mahmut Abbas'ın altını oyması bir hayli kolaylaşacak.
İktidarda son günlerini yaşayan İsrail Başbakanı Ehud Olmert bu tuzağa düşmemek için çok uğraştı. Hatta "El Arabiya" televizyonu aracılığıyla Gazze halkına "Gelin, kan gölünü önlemek için Hamas'ı devirin" çağrıları bile yaptı. Ama Hamas füzelerinin vurduğu kasabalardan yükselen çığlıkları seçim malzemesi yapan Likud ile meydanı ona bırakmamak için sertlik yarışına giren diğer partilerin bilediği halk öfkesine daha fazla direnemedi.
Hamas'ın en azından şimdilik hesaplarını tutturduğunu söyleyebiliriz.
Ne var ki, birileri müdahale etmezse, girilecek olan kısır döngü Ortadoğu'yu yeniden tutuşturabilir. Zira İsrail'in "Daha başındayız" dediği operasyon Gazze Şeridi'nden yeni misilleme saldırılarına neden olacak. Hem de sadece füzelerle değil, intihar eylemleriyle, canlı bombalarla da... Bu misillemeler ise İsrail'in saldırılarının dozunu artıracak. Dozu artan saldırılar da misillemeleri kamçılayacak... Son halkası olmayan bir şiddet zinciri.
Açık hava cezaevine dönmüş Gazze'deki facianın nedenlerini anlatmak için biz 1.5 yıl öncesine, 2007 Haziran'ına uzandık ama aslında Hamas'ın dürüst ve şeffaf yapıldığını tüm gözlemcilerin kabul ettikleri seçim sonucu demokratik yollardan iktidara geldiği 2006 başına kadar gitmek gerekiyor.
Günahın en büyüğü o günlerde işlendi: ABD ve AB olmak üzere dünya Hamas'ın seçim zaferini kabul etmedi, dahası onu "Şer güçleri" arasına koyup tümüyle dışladı.
Oysa Hamas'ın meşruiyeti tanınıp el uzatılsaydı, ne Filistin halkı trajik bir biçimde bölünürdü, ne dünyanın kaderine terkettiği Gazze'de insanlık faciası yaşanırdı, ne de bölge bir kez daha uçurumun eşiğine gelirdi.
İnsanın bazen insanlığından utanası geliyor.
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]
Şiddet doğuran şiddet
Hamas kısa vadeli stratejisini İsrail ve Filistin'deki seçimler üstüne kurdu.
İsrail'de Şubat ayında erken genel seçim var. Hamas bu seçimi sertlik yanlısı, "Barışa karşılık toprak" politikalarını reddeden Likud'un kazanmasını arzu ediyor. Böylece bir yandan ABD Başkanı Barack Obama'nın bir yandan da Rusya'nın yeni girişimlerle canlandırmaya hazırlandıkları barış sürecini dinamitleyeceğini hesaplıyor.
Filistin'de ise önümüzdeki ay parlamento seçimleri yapılacak. Hamas, Mahmut Abbas liderliğindeki El Fetih'i, yönettiği Batı Şeria'da da devirmeyi hedefliyor. Bunun yolu da Gazze'ye bir kez daha İsrail müdahalesinden ve bir kez daha sivillerin ölümünden geçiyor. Böylece "Gazze halkının katledilmesine seyirci kalmak"la suçlayacağı Mahmut Abbas'ın altını oyması bir hayli kolaylaşacak.
İktidarda son günlerini yaşayan İsrail Başbakanı Ehud Olmert bu tuzağa düşmemek için çok uğraştı. Hatta "El Arabiya" televizyonu aracılığıyla Gazze halkına "Gelin, kan gölünü önlemek için Hamas'ı devirin" çağrıları bile yaptı. Ama Hamas füzelerinin vurduğu kasabalardan yükselen çığlıkları seçim malzemesi yapan Likud ile meydanı ona bırakmamak için sertlik yarışına giren diğer partilerin bilediği halk öfkesine daha fazla direnemedi.
Hamas'ın en azından şimdilik hesaplarını tutturduğunu söyleyebiliriz.
Ne var ki, birileri müdahale etmezse, girilecek olan kısır döngü Ortadoğu'yu yeniden tutuşturabilir. Zira İsrail'in "Daha başındayız" dediği operasyon Gazze Şeridi'nden yeni misilleme saldırılarına neden olacak. Hem de sadece füzelerle değil, intihar eylemleriyle, canlı bombalarla da... Bu misillemeler ise İsrail'in saldırılarının dozunu artıracak. Dozu artan saldırılar da misillemeleri kamçılayacak... Son halkası olmayan bir şiddet zinciri.
Açık hava cezaevine dönmüş Gazze'deki facianın nedenlerini anlatmak için biz 1.5 yıl öncesine, 2007 Haziran'ına uzandık ama aslında Hamas'ın dürüst ve şeffaf yapıldığını tüm gözlemcilerin kabul ettikleri seçim sonucu demokratik yollardan iktidara geldiği 2006 başına kadar gitmek gerekiyor.
Günahın en büyüğü o günlerde işlendi: ABD ve AB olmak üzere dünya Hamas'ın seçim zaferini kabul etmedi, dahası onu "Şer güçleri" arasına koyup tümüyle dışladı.
Oysa Hamas'ın meşruiyeti tanınıp el uzatılsaydı, ne Filistin halkı trajik bir biçimde bölünürdü, ne dünyanın kaderine terkettiği Gazze'de insanlık faciası yaşanırdı, ne de bölge bir kez daha uçurumun eşiğine gelirdi.
İnsanın bazen insanlığından utanası geliyor.
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]