PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : geçip giden bir ömür


MeLody58
09.03.2009, 15:41
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez] ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez] .jpg)


Bu gün daha iyi hissediyorum, üstümdeki fanilik gömleğini. Ve dönüp bakıyorum arkama: koca bir çer çöp yığını, söndürülmemiş yangınlar, doymak bilmez uçurumlar, kurumuş kalmış kalmış gül bahçeleri, tayfuna uğramış ekin alanları …

Ey ömrüm! Bunlar mıydı bana armağanın?
Hangi dağın kahrına yaslandım ki ruhum bunca paramparça?
Hangi acıya daldırdım ki kovamı, şakaklarım bembeyaz?
Hangi hazzın alevine tuttum ki, yüreğimi, kalp fanusum simsiyah?
Hangi yasak meyveye kaç kez uzandım ki, ruh hamurum kaskatı? Dünya ah, yaslandıkça kaykılan sinsi güzel.
Doyumsuz hevesler icad eden arsız tilki!
Hep çığ düşmüş bakışlar mı bırakırsın bize ?
Hep fanilik köpüren sular mı akar ırmaklarından?
Hep acılara tanıklık mı edecek meydanların, sokakların?
Dünya, ah sana yaslanan hangi varlık gözlerindeki ışıltıyı yitirmedi?
Kalbi yerinden oynatan hangi güzellik dönüp bakılmayacak denli pörsümedi?
Hangi evrensel aşkın tutkunları muratlarına ermeyi başardıktan sonra toprağın altına yürüyebildi?
Dünyayı kahır ve kudret pençeleriyle titreten hangi hükümdar ölümsüzlük iksiri peşinde ömür tüketti de yeryüzünde ki sayılı nefes alış verişini uzatabildi?
Hangi tutkunun gümrah ırmağı, zamanın kavurucu güneşi altında direndi de kurumadı.

Dünya! Hep bildik akışınla kuşatarak kaderimizi bizi mukadder sınırların dar alanına hapseyledin!
Hayatın hep gerçek yüzünü örterek bizi allı pullu oyuncaklarınla oyaladın, avladın?
Biz yalnızca dünyaya dönük yaşadıkça, hiçbir zaman hayat bize öte yüzünü göstermeyecektir yazık ki!


Yazık ki akıp giden zaman ırmağı, bağrımızdan bir ölümsüzlük ağacı yeşertmeyecek.
Yazık ki hep çilesi çekilmemiş ümitlerle yaşayacağız.
Yazık ki en güzel şiirleri, şarkıları söylemeyi hep yarınlara erteleyeceğiz.
Yazık ki ömrümüzün kurak çölünden hiçbir zaman bir nil bereketi fışkırmayacak.
Yazık ki hiç ulaşılmayacak bir yer altı madeninin hep hüznünü yaşayacağız.
Yazık ki bizi gözeten, kollayan, koruyan, bizden hakkıyla memnun olmayacak.


Ve bir sabah uyanacağız ki bütün aynalarda kış.
Ve bir gün bakacağız ki feri sönmüş gözlerimizin.
Ve bir gün damarlarımızdaki çılgın deveran , yerini ölgün bir titremeye bırakacak.
Artık tabiat sofrasından üstümüze gülücükler saçılamayacak.
Ve gizli bir el yavaşça söndürüverecek kandilini ömrümüzün.

Öyleyse kalkıp dünyanın eğip büküşüne, sömürüp hırpalayışına baş kaldırmalı.
Hayatın ürküten kısalığı içinde ötelere bir pencere açmalı.
Nasıl olsa geçip gidecek bir ömrü, bir çekirdekten; her mevsim meyve veren ağaca çevirmeli.
Yazgımızın bizim yürüyüşümüzle çiçeklenecek kesitini dolu dolu yaşamalı.
Gölgemizin değdiği zaman kesiti bizden kokular, tatlar saçmalı hayata.
Ardımızda minnetle anılacağımız nice çiçek bahçesi bırakmalı.

Çünkü “Dünya, bir ağaç gölgesinde dinlendikten sonra kalkıp yolumuza devam edecek kadar geçici.”
Hiçbir sızlanışa, aman dileyişe karşı kılını kıpırdatmayacak kadar umursamaz ve katı ALINTI

seva
10.03.2009, 01:27
ÖmÜr Sermayesİ Pek Az kiymetli..

MeLody58
24.04.2009, 17:09
ÖMÜR DEDİĞİN NEDİR Kİ


Bütün ömrü tek cümleye sığdırmak,
Ama öznesiz,
Ama yüklemsiz.
Bir kurşunla tek yürekten vurulmak,
Ama kansız,
Ama sancısız;
Ölümden uzak.
Hayat dediğin nedir ki,
Kapansız tuzak…

Bir gün,
Güller donatır bahçelerimizi.
Bir gün gülün dikenleri,
Kanatır ellerimizi.
Özlem yüklü ayrılıklar,
Gelir çalar kapımızı.
Ama suskun,
Ama bize sormayarak…

Bir tebessümsüz dudak büküşüyle,
Geçip gideriz.
Bilemeyiz kimiz, kime benzeriz.
Bu dünyada;
Ziyareti kısa süren misafirleriz.
Bunu bir anlasak,
Kimi kırar,kime küseriz.

Ömür dediğin nedir ki?
Sadece bir basamak.
Sadece bir basamak…

seva
25.04.2009, 13:49
Boşa Geçen Ömrüm.
Acısı çöktü içime düşündüm geçen ömrümü,
Ağlasam da ne çıkar ki; bak geldik yolun sonuna,
İmansız nefsin peşinde heba eyledim ömrümü,
Günah yüküm dağlar gibi, bir hazırlık yok yarına..

Yedim içtim bulduğumu, düşünmedim hiç sonumu,
Topladım dünya malını, hiç yapmadım hesabını,
Sadakayla zekatını, miskin yoksulun hakkını,
Vermedim yetim hakkını, aldandım dünya malına…

Namazım yok ezan bilmem, birkez cemaate gelmem,
Ramazan yok oruç bilmem, hac umre ağzıma almam,
Cuma değil bayram kılmam, Müslüman yüzüne gülmem,
Ağlayanın yaşın silmem, hayrım yok bir tek kuluna..

Günahlarım haddi aştı, yaşım da kırka yanaştı,
Ayağım çukura düştü, bak saçlarım da kırlaştı,
Koskoca gençliğim uçtu, Azrail bize yaklaştı,
Ahıret aklıma düştü, yüz yok hakkın huzuruna..

Hisari düşünme davran, ele geçmez böyle devran,
Henüz kalkmamışken kervan, tevbe kapısında nazlan,
Bırak dünya kılsın seyran, sen hakkın yolunda hızlan,
Yarin olsun sünnet kur’an, ihlas biriktir mizana..
Tuncer Akbaba

Kardelencicegi
26.04.2009, 08:33
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez] ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez])

Bu gün daha iyi hissediyorum, üstümdeki fanilik gömleğini.
Ve dönüp bakıyorum arkama: koca bir çer çöp yığını, söndürülmemiş yangınlar,
doymak bilmez uçurumlar, kurumuş kalmış kalmış gül bahçeleri, tayfuna uğramış ekin alanları …

Ey ömrüm! Bunlar mıydı bana armağanın?
Hangi dağın kahrına yaslandım ki ruhum bunca paramparça?
Hangi acıya daldırdım ki kovamı, şakaklarım bembeyaz?
Hangi hazzın alevine tuttum ki, yüreğimi, kalp fanusum simsiyah?
Hangi yasak meyveye kaç kez uzandım ki, ruh hamurum kaskatı?
Dünya ah, yaslandıkça kaykılan sinsi güzel.
Doyumsuz hevesler icad eden arsız tilki!
Hep çığ düşmüş bakışlar mı bırakırsın bize ?
Hep fanilik köpüren sular mı akar ırmaklarından?
Hep acılara tanıklık mı edecek meydanların, sokakların?
Dünya, ah sana yaslanan hangi varlık gözlerindeki ışıltıyı yitirmedi?
Kalbi yerinden oynatan hangi güzellik dönüp bakılmayacak denli pörsümedi?
Hangi evrensel aşkın tutkunları muratlarına ermeyi başardıktan sonra toprağın altına yürüyebildi?
Dünyayı kahır ve kudret pençeleriyle titreten hangi hükümdar ölümsüzlük iksiri peşinde ömür tüketti de yeryüzünde ki sayılı nefes alış verişini uzatabildi?
Hangi tutkunun gümrah ırmağı, zamanın kavurucu güneşi altında direndi de kurumadı.

Dünya! Hep bildik akışınla kuşatarak kaderimizi bizi mukadder sınırların dar alanına hapseyledin!
Hayatın hep gerçek yüzünü örterek bizi allı pullu oyuncaklarınla oyaladın, avladın?
Biz yalnızca dünyaya dönük yaşadıkça, hiçbir zaman hayat bize öte yüzünü göstermeyecektir yazık ki!


Yazık ki akıp giden zaman ırmağı, bağrımızdan bir ölümsüzlük ağacı yeşertmeyecek.
Yazık ki hep çilesi çekilmemiş ümitlerle yaşayacağız.
Yazık ki en güzel şiirleri, şarkıları söylemeyi hep yarınlara erteleyeceğiz.
Yazık ki ömrümüzün kurak çölünden hiçbir zaman bir nil bereketi fışkırmayacak.
Yazık ki hiç ulaşılmayacak bir yer altı madeninin hep hüznünü yaşayacağız.
Yazık ki bizi gözeten, kollayan, koruyan, bizden hakkıyla memnun olmayacak.


Ve bir sabah uyanacağız ki bütün aynalarda kış.
Ve bir gün bakacağız ki feri sönmüş gözlerimizin.
Ve bir gün damarlarımızdaki çılgın deveran , yerini ölgün bir titremeye bırakacak.
Artık tabiat sofrasından üstümüze gülücükler saçılamayacak.
Ve gizli bir el yavaşça söndürüverecek kandilini ömrümüzün.

Öyleyse kalkıp dünyanın eğip büküşüne, sömürüp hırpalayışına baş kaldırmalı.
Hayatın ürküten kısalığı içinde ötelere bir pencere açmalı.
Nasıl olsa geçip gidecek bir ömrü, bir çekirdekten; her mevsim meyve veren ağaca çevirmeli.
Yazgımızın bizim yürüyüşümüzle çiçeklenecek kesitini dolu dolu yaşamalı.
Gölgemizin değdiği zaman kesiti bizden kokular, tatlar saçmalı hayata.
Ardımızda minnetle anılacağımız nice çiçek bahçesi bırakmalı.

Çünkü “Dünya, bir ağaç gölgesinde dinlendikten sonra kalkıp yolumuza devam edecek kadar geçici.”
Hiçbir sızlanışa, aman dileyişe karşı kılını kıpırdatmayacak kadar umursamaz ve katı.......

[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez] ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez])

ALINTI

MeLody58
26.04.2009, 10:50
::: Ömür dedigin nedir ki,bazen kisa bir yola benzer,bazen de pamuk ipligi kadar da incedir. Degerini bilirsen eger,okyanuslar bile dolduramaz avuç kadar kalbinin hücrelerini.İşte o zaman anlarsin ve farkina varırsin, yasamin kiymetini bilirsin.
Bazen de öyle güzellikler, mutluluklar yakalarsin ki ucundan, hiç kaybetmek istemezsin... Aska, sevgiye ve dostluga dair işte ömür insana o zaman uzun gelir.