PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : YASLILAR ALLAHIN EMANEETİDİR


sevdagülü
25.05.2009, 18:21
İnsanoğlu doğar, büyür, yaşlanır ve ölür. Yaşlanmak ve ölüm kaçınılmazdır. Ömrümüz olduğu sürece yaşlanmak her insanın başına gelecek bir hakikattir.



Uzun bir hayat yaşamak meziyet değildir. Önemli olan, içinde bulunduğumuz zamanı en güzel ve hayırlı bir biçimde değerlendirmek ve salih amel işleyerek İslam’a göre yaşamaktır.



Yaşlılık; kendine özgü fizyolojik ve ruhsal değişimlerin ortaya çıktığı, bilgi ve deneyimlerin sentez edildiği, genç kuşaklara aktarıldığı, yalnızlık ve uyum sorunlarının yaşandığı dünya hayatının son evresidir.



Yaşlılık algılama, bellek ve kısmen bile olsa üretme yeteneklerinin azalmasıyla kendini belli eder.



Yaşlılık, ruhsal yönden çevreye karşı ilgisizlik, içe kapanma, hayattan zevk almama gibi değişimlerle kendini belli eder. Yaşlı insan, bu döneme tecrübe kazanarak gelmiştir. Dünyada bir şekilde görevini yapmış, çocuklarını yetiştirmiş, okutmuş, evlendirmiş, iş sahibi yapmıştır, torunları olmuştur. Hayatının bu son dönemini, çocuklarının yanında torunlarını severek geçirmek, saygı görmek, iltifat edilmek ister. En büyük korkusu bir kenara itilmek, yalnızlığa terk edilmektir. Vücudunun yıpranmış ve bir takım hastalıklara yakalanmış olması, yaşlılık döneminin önemli problemlerindendir.



Hiç şüphe yok ki bugünün gençleri, yarının yaşlılarıdır. Bugün gençliği, sağlığı, gücü, kuvveti yerinde olanların, bu niteliklerini ömür boyu koruyamayacakları açıktır. Bunların zamanla zaafa uğraması kaçınılmazdır. Öyle ise, bizim de bir gün yaşlanacağımızı göz önüne alarak yaşlılara, özellikle anne-babamıza, dedelerimize, ninelerimize saygılı davranmalı ve bu konuda çocuklarımıza ve gençlerimize de örnek olmalıyız.



Yaşlıların en çok muhtaç olduğu şey ilgidir. İlgi ve sevgi onu ayakta tutar. Seven sevdiğine ilgi ve sevgi gösterir. Yaşlı için ilgi ve sevgi su ve gıda gibidir. Sevgi; ilgi, şefkat ve merhametin sonucudur. Yaşlıya ilgi göstermemek onun hayatla olan bağlarını kesmek anlamına gelir. Kendisine değer verildiği, ilgi gösterildiği, önemsendiğini hissettirmek yaşlıyı hayata bağlar, gönlünü mutlu eder. Huzur evine bırakılıp ziyaret edilmeyen, aranıp sorulmayan, ilgi gösterilmeyen yaşlıların üzüntülerini ve gözyaşlarını, çoğumuz televizyon programlarında izlemiştir.



Çocukların anne ve babaları üzerinde hakları olduğu gibi anne babaların da çocukları üzerinde hakları vardır. Anne ve baba haklarına riayet, İslâm dininde hem itikadi hem de ahlâkî sorumluluklar arasında yer almaktadır. Kur’an-ı Kerim’de ve hadis-i şeriflerde Allah’a kulluk ve itaatten hemen sonra anne ve babaya iyi davranmanın gerekliliği vurgulanmıştır. Bir insanın Allah’a şirk koşması, anne ve babasına kötü davranması ve fakirlik endişesiyle çocuklarını öldürmesi, Allah’a karşı yapılabilecek en büyük itaatsizlik ve isyan sayılan fiillerdendir.



Hz. Ebu Bekir’in babası Ebu Kuhâfe, pir-i fâni olduğu halde, henüz Müslüman olmamıştı. Gözlerinin feri kalmamış, yolunu göremiyordu. Oğlu Hz. Ebu Bekir ihtiyar babasının elinden tutarak Peygamber’in huzuruna getirdi. Herkese karşı saygı gösteren büyük Peygamber: "İhtiyarı niçin buralara kadar zahmete koştun? O’nu kendi halinde bıraksaydın, biz onun ayağına giderdik" dedi. Onu önüne oturttu. Elini göğsünün üzerine koyarak ona İslam’ı telkin etti.

Ebu Hüreyre (r.ah.) anlatıyor: "Peygamberimiz (s.a.v.) bir gün:

"Burnu sürtülsün, burnu sürtülsün, burnu sürtülsün" dedi.

"Kimin burnu sürtülsün ey Allah'ın Resulü?" diye sorulunca şu açıklamada bulundu:

"Ebeveyninden her ikisinin veya sadece birinin yaşlılığına ulaştığı halde cennete giremeyenin…" (Müslim)



Bir diğer rivayette ise Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır: “Her hangi bir genç, bir kimseye yaşlı olduğu için ikramda bulunursa, Allah o gence, yaşlılığında kendisine ikramda bulunacak birini nasip eder.” (Tirmizi)



Aşırı yaşlılıktan Allah’a sığınan Hz. Peygamber bir devlet başkanı olarak güçsüzlerin ve yaşlıların bakımını da üstlenmiştir. Bu konudaki hadisi şerif şöyledir:



"Güçsüz ve düşkünleri araştırıp bana getirin, (ihtiyaçlarını karşılayayım). Çünkü siz ancak içinizdeki güçsüzler sayesinde yardım görüyor ve rızıklandırılıyorsunuz." (Tirmizi)



Eğitimin tevarüs yoluyla özellikle modelleme yöntemiyle gerçekleştiği düşünüldüğünde, anne ve babanın ailenin büyüklerine karşı tavırları ile aslında kendi geleceklerini hazırladıklarını söyleyebiliriz

heartache58
25.05.2009, 18:32
faydalı bir paylasım.. emeğine sağlık =)

seva
25.05.2009, 19:08
gercekten bu devırde en hasssa konulardandır.ne esler ne cocuklar ne kardeşler var annelerimize babalarımız dedelerimize ellerini uzatmayan yaslı diye (tovbe hasa) onlardan utanan ihityaclarını karsılaken minnetle yapan...rabbim vicdan merhamet ihsan eylesin inşaALLAH annelerimize babalarımıza hepsine faydalı olanlardan olalım selametle kalınız.

altuntas58
25.05.2009, 19:08
Yaşlıların en çok muhtaç olduğu şey ilgidir. İlgi ve sevgi onu ayakta tutar. Seven sevdiğine ilgi ve sevgi gösterir. Yaşlı için ilgi ve sevgi su ve gıda gibidir. Sevgi; ilgi, şefkat ve merhametin sonucudur. Yaşlıya ilgi göstermemek onun hayatla olan bağlarını kesmek anlamına gelir. Kendisine değer verildiği, ilgi gösterildiği, önemsendiğini hissettirmek yaşlıyı hayata bağlar, gönlünü mutlu eder. Huzur evine bırakılıp ziyaret edilmeyen, aranıp sorulmayan, ilgi gösterilmeyen yaşlıların üzüntülerini ve gözyaşlarını, çoğumuz televizyon programlarında izlemiştir.


Paylaşımınız sağolun