Orijinalini görmek için tıklayınız : Günün fıkrası
altuntas58
28.07.2009, 14:12
Oflu İle Çinli ,......
Çinli'nin biri of'da bir kahvehaneye girer yüksek bir sesle
- İçinizde bana yan bakan delikanlı varmı diye sorar,
Tabi bizim sazan Temel,
- Ben varım diye atlar,
İkisi beraber dışarıya çıkar, aradan beş dakika geçer ve Temel gözü morarmış bir halde kahveden içeri girer, hemen ardından giren Çinli'de kasıla kasıla Temel'i göstererek
- Ona yokohamanın tekmesi tekniğiyle vurdum der,
Ertesi gün çinli yine kahveye gelir, herkese meydan okur, Temel tekrar kalkar, dışarıya çıktıktan beş dakika sonra Temel burnu kırılmış diğer gözü morarmış bir vaziyette içeri girer, arkasından içeri giren Çinli yine Temel'i göstererek
- Bu kez ona ejderin yumruğu tekniğiyle vurdum der
Üçüncü gün Çinli'nin restini yine Temel görür, ikisi beraber dışarı çıkarlar, herkes Temel'i beklerken, Çinli ağzı burnu kırılmış, üstü başı kan revan içinde içeri girer, hemen arkasından kasıla kasıla kahveye giren Temel, eliyle Çinliyi işaret ederek
- Ona Toyota'nın kirikosuyla vurdum
der !.
Temel bogazda tekneyle turist gezdiriyo bigun bi amerikaliyi aliyor basliyolar gezmeye..(sahildeki yer isimleri uydurma..) turist falanca sarayi goruyor 'bu ne kadar zamanda yapilmis diyor'
temelde:
5 yilda diye cevap veriyor...yazik bizde olsa 1 yil..
biraz sonra filan camiyi goruyo 'bu nekadar zamanda yapilmis' diye soruyor..
temelde:
'2 yil diye cevap veriyor.
turist:
yazik be bizde olsa 3 ay da biter diyor.
Temel uyuz oluyo duruma.. biraz sonra bi tarihi yapi daha goruyolar..gene soruyor turist..
temel:
2 ay diyor.
adam gene:
yazik be bizde olsa 1 haftada biter,diyor.
Temel iyice killaniyor.tam o sirada bogaz koprusunun altina geliyor.. adam yukariyi gostererek bu kopru ne kadar zamanda yapildi diyor..
Temel saskin saskin bakislarla kafayi kaldirip..
hangisi ? bumu? bu dun burda yoktu yaaa
Sivaslisandy-58
28.07.2009, 23:00
HAY_HAY
TIYATRODA ÜNLÜ OYUNCU ROLÜ GEREGI USAKLARINA BAGIRIR"-ATIMI GETIRIN!..."O SIRADA MÜNASEBETSIZ BIR SEYIRCI"-ESEK OLSA OLMAZMI?..."DIYE SESLENIR,OYUNCU HIC ISTIFINI BOZMAZ"-HAY_HAY!BUYRUN BEYFENDI!..!!
Maçin bitiminden sonra herkes stadyumdan çikmak için kapiya hucum etti. Umut kolay yolu seçti ve duvardan atladi. Görevli seslendi
- Geldigin yerden çikamaz misin?
cevapladi : - Zaten öyle yapiyorum...
Alıngan Hırsız
Çinde bir üniversitede oldukça ilginç tamamiyle gerçek bir olay ..
Kızın biri bir gün yeni aldığı bisikletiyle okula geliyor ve okulun
bahçesindeki bisiklet parkına henüz kilit almadığı için öylece
bırakıyor..
derslerin bitiminde okul çıkışı bisikletinin yerinde olmadığını
görüyor ve çok sinirleniyor..
Ertesi gün sabah okula geldiğinde bisikletini üzerinde bir notla bir
gün önce bıraktığı yerde buluyor. Üzerindeki notta "Çok özür dilerim
ama bisikletine gerçekten çok ihtiyacım vardı aldıktan 2 saat sonra
geri getirdim ama sanırım çıkışına yetişemedim çok üzgünüm anlayışın
için teşekkürler."
Kız doğruca bir bisikletçiye gidiyor ve 5 tane kilit alarak okula
dönüyor.. bisikleti iyice kilitleyip 5 farklı anahtarla derse giriyor
ve olayı arkadaşlarına anlatıyor..
Ders bitimi okul çıkışında 5 kilit taktığını anlattığı arkadaşlarıyla
beraber bisikletini almaya gittiğinde şok oluyor..
Bisikletin üzerinde 10 kilit ve birde not var.. "Eğer acil ihtiyacım
olduğu halde ben kullanamayacaksam sen hiç kullanamayacaksın...[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]
Lazın eczanesine eli silahlı, yüzü kadın çoraplı iki soyguncu girmiş ve ellerindeki silahi Laza doğrultup:
- Çabuk kasadaki herşeyi ver !
- Özür dilerim, reçetesiz hiçbirşey vermiyoruz demiş
sivaslı fd
29.07.2009, 09:35
Adamın biri ameliyat olacakmış beyn nakli gerekiyormuş. Yalnız doktor, erkek beyni 500milyon, bayan beyni 250 milyon demiş. Tabi bunu duyan erkekler hemen kasılmaya başlamışlar heh heh heh falan... bayanın biri dayanamamış sormuş; "bayan beyni neden 250 milyonda erkek beyni 500 milyon?" doktor cevap vermiş "erkek beyni zor bulunuyorda ondan:D:D:D
Nasreddin Hoca ve karisi konusuyorlardi. Karisi :
- Benim yüzüme bakarken besmele çekiyorsun.
- Ne olmus yani?
- Imam efendi, karisinin yüzüne bakarak yasin okuyormus.
Hoca güldü :
- Ben o kadini görsem, hatim bile indiririm!...:D:D
altuntas58
29.07.2009, 13:41
- ALDATMA! ,......
Uluslararası ölçekte bir kadın araştırması yapan sosyolog, dünyanın çeşitli ülkelerinde kadınlara bir soru sormus.
- Kocanızı başka bir kadınla yakalarsanız ne yaparsınız
Soruya ülkelere göre verilen yanıtlarsa şöyle olmuş:
İsveçli : Neyimi beğenmediğini sorarım.
Rus : Evi terk ederim.
Fransız : Sesimi çıkarmam, sevgilime gider beni teselli etmesini isterim.
İtalyan : Kadını vururum.
İspanyol: Kocamı vururum.
Yunanlı : Her ikisini de vururum.
Türk : Benim kocam yapmaz!
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez] ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez])
Akıllının Biri, Nasreddin Hoca'ya sorar:
- Bir cenaze töreninde tabutun neresinde durmam gerek?
Sağında mı, solunda mı, önünde mi yoksa arkasında mı ?
Hoca gülümser:
- Tabutun içinde olma da neresinde olursan ol.
Sivaslisandy-58
30.07.2009, 01:01
___ING___
ADAMIN BIRI BIR GÜN INGILTERE`YE GITMEYE KARAR VERMIS.
TABI INGILIZCE BILMEDIGINDEN ARKADASINA SORMUS?;YAV BEN INGILTERE`YE GIDINCE ONLARLA NASIL ANLASACAGIM?"
ARKADASIDA;"BAK KONUSTUGUN HER CÜMLENIN SONUNA
`ING`KOY,ONLAR SENIN NE DEMEK ISTEDIGINI ANLARLAR"DEMIS
VE ADAM INGILTERE`YE GITMIS VE SOLUGU BIR CAFE`DE ALMIS.
ARKADASININ TAKTIGINI UYGULAMAYA BASLAMIS.
VE GARSONU CAGIRMIS;"SEN BANA BIR CAY GETIREBILING?
DEMIS VE GARSON SAKIN,SASKIN CAY GETIRMEYE GITMIS.
GARSON CAYI HEMEN GETIRMIS.
ADAM O GAZLA;BAK BEN NE GÜZEL INGILIZCE KONUSUYORING DEGILING? DEMIS.
GARSON LAFI HEMEN YAPISTIRMIS;
"BEN TÜRK OLMAYING, B.... ICERDIN CAYING!...
yiğidoturan
30.07.2009, 01:07
İnternetin Temelcesi
Temel, bilisim sektöründe çalisan bir firmaya is basvurusu yapmis. Firma yetkilileri önce bir bilgi testinden geçmesi gerektigi söylemisler ve ilk soruyu sormuslar : -Internet ne demektir ? Temel düsünmüs, tasinmis ve : - Ise ciremedum temektur...
Bir gün padişah Nasreddin Hoca' ya sormuş.
Hocam ben ölünce cennete mi gideceğim yoksa cehenneme mi, söyle bakayım? demiş.
Hoca padişahtan korkmadan :
-Cehenneme gidersiniz padişahım? demiş.
Padişahın sinirden sakalları titremiş.
Bu durumu gören Hoca :
-Kızmayın padişahım ben aslında size cennete gidersiniz diyecektim fakat sizin cellatlarınızın kılıçlarıyla ölen suçsuz kişilerden cennet dolup taşmış.Bu yüzden cennete sığmazsınız diye cehenneme gidersiniz dedim, demiş
altuntas58
30.07.2009, 12:31
Temel bir gün hastaneye gitmiş hastenenin bir köşesinde bir adam hüngür hüngür ağlıyormuş. Temel sormuş niye ağlıyorsun uşağum diye. Adam:
- Kan tahlili yaptırmaya geldim parmağımı kestiler.
Bu sefer Temel ağlamaya başlamış. Adam sormuş Temel'e "niye ağlıyorsun" diye; Temel cevaplamış:
- Ben de idrar tahlili yaptırmaya geldim daa..
uykum kaçtı
nasrettin hoca uyuyamamış sağa dönmüş sola dönmüş yine uyuyamamış.yataktan kalkıp dışarı çıkmış.dolaşmış dolaşmış.sokağın bekçisiyle karşılaşmı bekçi demişki : -hayrola hocam gecenin bu saatinde dışarıda ne arıyorsun demiş hoca: - uykum kaçtıda onu arıyorum demişş
altuntas58
30.07.2009, 21:50
Parasitcu Temel
Temel Nato da havaci olarak askerligini yapiyormus. Komutan askerlere
parasütle nasil atlanacagini ögretmis.
- "Uçaktan atlayinca birinci ipi çekeceksiniz. Parasüt açilmaz ise ikinci ipi
çekeceksiniz. Yine açilmadi, o zaman Meryem Ana ya dua edeceksiniz."
Temel uçaktan atlar. Birinci ipi çeker parasüt açilmaz, ikinci ipi
çeker yine açilmaz. O sırada yere yavas yavas süzülen komutaninin
yanindan geçerken sorar:
- "Komutanim, komutanim.. O karinin adi neydi ?"
Maçin bitiminden sonra herkes stadyumdan çikmak için kapiya hucum etti. Umut kolay yolu seçti ve duvardan atladi. Görevli seslendi
- Geldigin yerden çikamaz misin?
cevapladi : - Zaten öyle yapiyorum...
ÇİRKİN KIZ58
30.07.2009, 22:45
Ağrılı iki kürt Türk olmaya karar vermiş.:D
Ve her gelene biz Türk olacaz demiş ve o sırada belediye başkanı geçiyormuş başkanım başkanım diye seslenmişler;:D
Başkan; dönmüş ve buyurun demiş. Ya başkanım biz Türk olocaz ama nasıl olucaz bilmiyoruz demişler.:D
Başkan;şaşkın şaşkın ve başından atmak için demişki şu kayanın üstüne çık ve ben Türküm 3 kez tekrarla Türk olursunuz demiş:D:D
Bu iki arkadaş gitmiş kayanın başına kaya biraz yüksek olduğundan, arkadaşı sen eğil ben senin sırtına basam ve çıkam, Türk olam, sonrada sen çıkarsın demişş:D
Uyanık arkadaş çıkmış zor güç Ve bağırmaya başlamış.:D
Ben Türküm ben Türküm ben Türküm demiş sözde Türk olmuşş;:D
Arkadaşı la oğlum in bende olam Türk, hadi deyince Kayanın üstündeki diğerine :D
LAN GİT PİS KÜRT DEMİŞ VE TEKMEYİ BASIP AYAĞIYLA DEVİRMİŞ ARKADAŞINI:D:D
Temel bogazda tekneyle turist gezdiriyo bigun bi amerikaliyi aliyor basliyolar gezmeye..(sahildeki yer isimleri uydurma..) turist falanca sarayi goruyor 'bu ne kadar zamanda yapilmis diyor'
temelde:
5 yilda diye cevap veriyor...yazik bizde olsa 1 yil..
biraz sonra filan camiyi goruyo 'bu nekadar zamanda yapilmis' diye soruyor..
temelde:
'2 yil diye cevap veriyor.
turist:
yazik be bizde olsa 3 ay da biter diyor.
Temel uyuz oluyo duruma.. biraz sonra bi tarihi yapi daha goruyolar..gene soruyor turist..
temel:
2 ay diyor.
adam gene:
yazik be bizde olsa 1 haftada biter,diyor.
Temel iyice killaniyor.tam o sirada bogaz koprusunun altina geliyor.. adam yukariyi gostererek bu kopru ne kadar zamanda yapildi diyor..
Temel saskin saskin bakislarla kafayi kaldirip..
hangisi ? bumu? bu dun burda yoktu yaaa
__________________
altuntas58
31.07.2009, 17:04
İstanbul'da üniversitede okuyan genç kız Ankara'daki babasına telefon etmiş;
- ''Baba, merhaba Ben Lale''.
- ''Ooooo Güzel kızım benim. N'abersin bakalim?''.
- ''Hiç sorma babacığım. Hiç keyfim yok valla''.
- ''Hayırdır? Bi sorun'mu var?''.
Kız ağlamaya başlar babası ise üzüntü ve meraktan kafayı yemektedir;
- ''N'ooldu kızım? anlatsana''.
- ''Murat evi terketti. Boşanmak istiyormuş''.
- ''Ne evi lan? Ne boşanması? Sen
ne zaman evlendin'de bosaniyorsun''.
- ''Hani senin hiç hoşlanmadığın esrarkeş çocuk vardı'ya ben onunla evlendim''.
- ''iyi halt ettin, zilli neyse, artık yapacak bi şey yok. Versin mahkemeye, hemen boşanın''.
- ''Boşanalım ama benden 10 milyar istiyor. Eğer vermezsem, iyi zamanlarımızda çektiği çıplak fotoğraflarımı internetten herkese yollayacakmış''.
- ''Püüh. Rezil... Çıplak fotoğraf çektirdin, öyle mi?''.
- ''Ama babacığım O benim kocamdı. Ne biliyim böyle bir puştluk yapacağını''.
- ''Peki Olan olmuş artık. Yarın havale ederim parayı ögleden sonra Bankaya gidip çekersin sonra da alıp yakarsın o kahrolası fotografları''.
- ''Sağol baba Eeee şey bi'de kürtaj için 2 milyara ihtiyacım var''.
Adam artık iyice fenalaşır. Boğuk bir sesle konuşur;
- ''Kürtaj'mı? Bi'de hamile'mi kaldın o çocuktan sen?''.
- ''Aslında ondan değil... Zenci bi çocuk vardı... Zaten o yüzden ayrılıyoruz'ya''.
Adam bayılmak üzeredir. Nabzı yükselir, tansiyonu düşer, artık inleyerek konuşmaktadır;
- ''Biz seni oraya okumaya yollamıştık. Sen ne haltlar çevirmişsin. Allahım nedir bu başımıza gelenler okulu bitirir bitirmez Ankara'ya dönüyorsun, yoksa kırarım bacaklarını''.
- ''İstersen hemen dönebilirim babacığım. Ben geçen yıl okuldan atıldım çünkü''.
Adam masanın üzerindeki soğuk su dolu sürahiyi başından aşağıya devirir ve ancak bu şekilde konuşmasını sürdürür;
- ''Okuldan'mı atıldın? Hani birlikte avukatlık yapacaktık, zilli? Eh ulan sen hele bi gel buraya ben sana yapacağımı bilirim. Evden dışarıya adım attırmiycam sana ilk isteyenle'de evlendiricem''.
- ''O iş zor be baba biliyorsun, moda oldu, artık evlenmeden önce eşler birbirlerinden sağlık raporu istiyorlar pek iyi bi rapor sunacağımı zannetmiyorum ben''.
- ''Allahım, çıldıracağım bir de cinsel hastalıklar haaa... kesin o zencidendir''.
- ''Çok pis arkadaşları vardı. Bilmem artık hangisinden kapmışımdır''.
Güm diye bir ses duyulur. Adam kısa bir süre için kendinden geçmiştir ancak hemen kendisini toparlayıp tekrar telefonu alır.
- ''Hemen bu akşam dayını yolluyorum oraya seni alıp gelecek. Adresini ver bakim''.
- ''Mahmutpaşa Karakolu'ndayım gelirken kefalet için de biraz para getirsin yanında''.
- ''Karakol'mu? bi'de karakola'mı düştün layyynnn? Ne yaptın?''.
- ''Dün kafam çok bozuktu, çok içmişim. Araba kiralayıp dolaşmaya çıktım. O kafayla Arnavutköy'de kokoreççi dükkanına girdim. Ama neyse'ki kimse ölmedi. Dükkan sahibiyle kiralık araba firmasına biraz para vermek gerekir sanırım''
Adam artık iyice fenalaşmıştır. Hatta fenalaşmak ne kelime adeta kahrolmuştur. Telefonda kısa bir sessizlik olur. Kız tekrar konuşmaya başlar;
- ''Babacığım sakın üzülme bütün bunlar bir şakaydı. Ben sadece sınıfta kaldığımı söylemek için aramıştım''.
Bunun üzerine adam sevinçle ve mutlulukla haykırır;
- ''Canın sağolsun be güzelim, boşveeerrr. Okul'da neymiş? Hiç mühim değil, tatlı canın sağolsun senin
SINAV SORUSU
Biyoloji dersinden yapılacak sınav için sınıftaki herkes acayip çalışmış, notlar fotokopiler havada uçuşmuş. Daha sonra sınavın yapılacağı gün gitmişler bir de bakmışlar, ortada kağıt kalem yok sadece sıra sıra mikroskoplar. Hocada başlarında bekliyorken demiş ki, "Bu mikroskoplarda lam'da bir böceğin bacağı var, sınavınız bacağından böceği tanımak" Tabi hemen itirazlar, ama fayda etmemiş, hoca dediği dedik. Öğrenciler mikroskopların başına geçmiş. Ama bir şey yapamıyorlar. En sonunda biri dayanamamış, kapıyı çarpıp çıkmış. Hoca arkasından seslenmiş :
''Kimsin ulan sen, kapıyı çarpıp çıkıyorsun?" Kapı hafifçe aralanmış ve bir bacak uzanmış :
"Tanısana hadi, tanısana kim olduğumu"
altuntas58
02.08.2009, 14:06
ali ve babası
ALİ BABASINA SORMUŞ:
- BABA BEN NASIL DÜNYAYA GELDİM?
-GECE ANNENLE YATMAYA GİTTİĞİMİZDE YATAĞIN ÇEVRESİNE ŞEKER KOYDUK.SABAH KALKTIĞIMIZDA SEN GELMİŞTİN.BU FİKİR ALİ'NİN İLGİSİNİ ÇEKMİŞ VE DENEMEYE KARAR VERMİŞ.YATARKEN YATAĞININ ÇEVRESİNE ŞEKER KOYMUŞ.SABAH BÜTÜN KARINCA, BÖCEKLER, VS. YATAĞIN ÇEVRESİNDEYMİŞ.
ALİ:
- ULAN DEMİŞ, ŞİMDİ SİZE ELİMİN TERSİYLE BİR KORUM.AMA BABA YÜREĞİ....
ali ve babası
ALİ BABASINA SORMUŞ:
- BABA BEN NASIL DÜNYAYA GELDİM?
-GECE ANNENLE YATMAYA GİTTİĞİMİZDE YATAĞIN ÇEVRESİNE ŞEKER KOYDUK.SABAH KALKTIĞIMIZDA SEN GELMİŞTİN.BU FİKİR ALİ'NİN İLGİSİNİ ÇEKMİŞ VE DENEMEYE KARAR VERMİŞ.YATARKEN YATAĞININ ÇEVRESİNE ŞEKER KOYMUŞ.SABAH BÜTÜN KARINCA, BÖCEKLER, VS. YATAĞIN ÇEVRESİNDEYMİŞ.
ALİ:
- ULAN DEMİŞ, ŞİMDİ SİZE ELİMİN TERSİYLE BİR KORUM.AMA BABA YÜREĞİ....
çok güzel abi ellerine sağlık gülelim birazda demi bazen gerekli :D:D
altuntas58
02.08.2009, 14:35
Karne
Baba, ortaokul üçüncü sınıfa giden oğlunun elinde karneyle salona girdiğini görür. "Allah allah, dönem ne çabuk bitmiş..." diye düşünür ve oğluna seslenir:
-"Getir bakayım şu karneyi!"
-"Al baba..."
Adam karneye bir bakar ki, beden eğitimi ve resim dışındaki tüm dersler zayıf.
-"Bir dediğini iki etmiyoruz, bilgisayar dedin, bilgisayar aldık, ingilizce kursu dedin ingilizce kursuna gönderdik, gitar kursu, müzik aletleri, ne istersen yapıyoruz. Kız arkadaş uğruna harcadığın çiçek parasının haddi hesabı yok. Ne bu notların hali, rezil şey!"
-"Baba... O benim karnem değil ki, senin kitaplarını karıştırıyordum, birinin arasında karnelerinden birini bulmuştum..."
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez] ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez])
GÖKHAN 58
03.08.2009, 12:47
Sabaha gülerek başlayalım...
Oymakbeyi, izci adaylarını karşısına toplamış, onlara izciliğin ilkelerini anlatmaya
çalışıyordu :
-Bakın çocuklar, bir izci, her gün, hiç olmazsa bir
kez birine yardımcı olmalıdır. Hastalara...Yaşlılara...
Muhtaçlara... Her sabah okula geldiğiniz zaman size birgün
önce nasıl bir iyilik yaptığınızı soracağım. Tamam mı?
Ertesi sabah Oymakbeyi çocukları toplayıp sordu :
-Söyleyin bakalım...Dün ne gibi bir iyilik yaptınız?
Bütün çocuklar, hep bir ağızdan :
-Yaşlı bir kadının karşıdan karşıya geçmesine yardım ettik efendim.
Adamcağız şaşırdı :
-Hepiniz mi?
-Evet efendim, hepimiz birden.
-Neden?
Çocuklardan biri cevap verdi :
-Kadın karşıdan karşıya geçmek istemiyordu, ondan efendim!
temel bir gün adamın birine sorar
- abi sen japon mısın??
adam ise:
- hayır kardeşim diyerek gider. ikinci gun gun temel aynı adama yıne sorar:
- abi sen japon mısın??
adam ise:
- hayır kardesım dıyerek temelı gerı çevirir...
3.gün bızım Temel tekrar aynı adama sorar :
- abi sen japon misin? der
adam ise artık bıkmıştır ve laz temelı başından salmak ister ve adam su cevabı verır:
- Evet ne olacak Japonum demiş
bunun üzerine temel adama:
- abi valla hiç benzemiysun demiş
aozdemir
03.08.2009, 13:25
çok güzel fıkralar...................... ........
Gayet şık giyinmiş adam çok pahalı bir restorana gelerek, kendisine mükellef bir ziyafet çekmiş. Hesabın çok kabaracağı çok belirginmiş. Yemeğin sonuna doğru şef garsonu çağırmış; “Çok güzel bir yemekti. Geçen sene de buna benzer bir yemek yemiştim. Ancak param olmadığı için beni döverek bir un çuvalı gibi dışarı atmıştınız.” Şef garson üzgün; “Özür dileriz bayım!..” Adam; “Ah, önemli değil. Sizi bu sene de aynı zahmete sokacağım için ben özür dilerim
altuntas58
04.08.2009, 11:37
-Başka Çimse Yok Mi? ,......
Temel, bir gün tarlasından eve dönmektedir. Karadeniz bölgesinin sarp arazisindeki patikada ilerlerken, birden ayağı kayar ve yüzlerce metre derinlikteki uçuruma yuvarlanır. Can havliyle, uçurumdaki bir ağacın dalına tutunur. Aşağıya bakar, metrelerce derinlikte ve dibinde de sivri kayalar. Belki duyan olur da kurtarmaya gelir diye avazı çıktığı kadar bağırır:
-Çimse yok miiii!
Bir kaç kere daha bağırır. Sonunda, ta yukarılardan, gökten bir ses duyar:
-Ey kulum Temel! Düşüp ölsen ne var ki? Seni cennetime koyarım. Eğer emirlerimi yaptıysan, yasaklarımdan kaçındıysan, kul hakkı yemediysen hiç korkma!
Temel şöyle bi düşünür, emirlerden hemen hiçbirini yapmamış, yasakların neredeyse tamamını yapmış, kul hakkı desen sadece Fadime'nin hakkını ödeyemez. Başını kaldırıp, tekrar bağırır:
-Başka çimse yok miiii!,.
çok güzel ellerinize sağlık arkadaşlar
sizde olmasanız gülmeyi unutacağım valla billa.
Bu gerçek bir olaydir: 23 Nisan da çocuk ögretmenine sorar:
Ögretmenim 23 Nisan çocuklarin bayramidir degil mi? Ögretmen:
Evet diyerek soruyu cevaplar. Çocuk :
Ögretmenim siz söylemistiniz; bayramlarda insanlar dinlenir ve birbirlerini ziyaret ederler degil mi. Ögretmen :
Evet yavrum. Çocuk :
Anlamadigim bir sey var? "NIYE 23 NISAN DA EN ÇOK YORULAN BIZ OLUYORUZ".
altuntas58
05.08.2009, 07:35
YAS 80 ,......
80 yaşındaki Ahmet Bey doktora gider. Doktor sorar:
- Neyiniz var Ahmet Bey?
- Hiç bir şeyim yok, turp gibiyim ve 18 yaşındaki karımdan bir çocuk sahibi olacağım. Doktor bunun üzerine Ahmet Bey'e bir hikaye anlatmaya başlar:
- Avcının biri her gün tüfeğini alarak geyik avına çıkarmış. Bir gün tüfeği yerine dalgınlıkla şemsiyesini almış. Ormanda ilerlerken karşısına kocaman bir geyik çıkmış. Avcı şemsiyesini geyiğe doğrultmuş ve PAAT. Geyik yere yığılmış.
Ahmet Bey hemen atılır:
- Öyle şey mi olur? Başkası vurmuştur. Doktor cevap verir:
- Kesinlikle!..
alinti
anlamaz temel
Bir gün bir çocuk okuldan eve gelmiş annesi:
-ne oldu oğlum neden böyle sinirlisin.demiş
temel:
ya ben bu öğretmenden hiç birşey anlamıyorum daha dün 5+4=9 eder diyiyodu bugünde 6+3=9 eder diyiyo
GÖKHAN 58
05.08.2009, 10:39
TEMEL ASTRONOT OLURSA
3 atranot uzaya gidecek.Bunlardan biri alman biri ingiliz biride bizim temel.Bunlar yıllarca gelmiyecekleri için en önemli ihtiyaclarını sorarlar.Alman bana
sarışın,esmer,kumral hatun der.İngiliz bana bol bol içki der.Bizim temel baaa bol bol cigara der.Neyse istekler temin edilip uzaya fırlatılıyorlar.3 astronot aradan yıllar geçiyor geri dönüyorlar.Tabi aileler merakla bekliyor.Önce alman iniyor dalyan gibi alman olmuş iğne iplik.Sonra ingiliz iniyor adam zil zorna sarhoş.Tabiki sıra temele geliyor.Temel kapıda görünür görünmez bi fırlıyor agzında cigarayla: -"Allahını seven baaa ateş versuuun
Nasreddin Hoca ve karisi konusuyorlardi. Karisi :
- Benim yüzüme bakarken besmele çekiyorsun.
- Ne olmus yani?
- Imam efendi, karisinin yüzüne bakarak yasin okuyormus.
Hoca güldü :
- Ben o kadini görsem, hatim bile indiririm
GÖKHAN 58
06.08.2009, 15:08
Karbüratör
Fadime Temel in yanina gelip sinirli sinirli konusmaya baslamis;
- Araba çalismayi, karpüratörde su var!
- Karpüratörde hiç su olur mu?
- Var, al bak inanmiyorsan.
- Araba nerde ki?
- Havuzun içinde iste.
1 - Temel ve Kraliçe Elizabeth
Temel Istanbul a gelmis, yürüyormus.Bu arada 5 dakikada bir top atislari duyul-
maktaymis. Merak edip sormus. "Hemserim bu top atislari neyin nesi?" diye.
Kraliçe Elizabeth in gelmesi sebebiyle top atisi yapildigi anlatilmis.
Aradan yarim saatgeçmis ve top atislari halen sürmekteymis. Temel yine
sormus bir baskasina "Bu top atislari neden?" diye. Ayni cevabi alinca
söylenmis: "Ulan, yarim saattir bir kariyi vuramadilar, be!"
Temel üniversite sınavına girmiş. Her soruda yazı tura atarak cevapları vermiş. İki saat sonra öğrencilerin çoğu sınav kağıdını verip salonu terk etmiş, Temel hala yazı tura atıyor.
Öğretmen gelip başına dikilmiş:
- Temel hepsini yazı tura atıyorsun, hala bitiremedin mi?
Temel:
- Hocam bir saat önce bitirdim ama cevaplarımı kontrol ediyorum
altuntas58
16.08.2009, 11:19
Temel 0 model BMW cekmis altina ,Dursunun yanina gitmis söyle havali havali
- Dursun nasil buldun arabami,bununla Istanbul -Trabzon arasini 3-4 saatte katederum
Dursun biraz saskin itiraz edecek olmus
- Temel araba güzel hos ama 3-4 saatte imkansiz demis
Temel iddiaci tabii demis "denemesi kolay simdi yola cikliyorum 4 saat sonra beni Trabzondaki Hüsnü amcanin bakkalindan ara bak nasil orda olacagim"
Dursun
- Peki deniyelim demis
Ve 4 saat sonra Trabzonda Hüsnü amcanin dükkani aramis gercektende telefona Temel cikmis biraz havali ,biraz kibirli sekilde
- Buna BMW demisler yavas bile geldim sayilir demis ,bak Istanbula 3 saatte dönecegim.
Telefonu kapatmis yola cikmis
5 gün sonra Istanbula varmis Dursun merak ile telasli sekilde sormus
- Ula Temel nerde kaldun ?
Temel sinirli ve Hayal kirikligi icinde
- Ula Dursun Gevur şu dünyanin parasini aldigi arabaya 5 ileri vites koymusta,geri vites te cimrilik yapmis sadece 1 Geri vites koymus,.
Akıllının Biri, Nasreddin Hoca'ya sorar:
- Bir cenaze töreninde tabutun neresinde durmam gerek?
Sağında mı, solunda mı, önünde mi yoksa arkasında mı ?
Hoca gülümser:
- Tabutun içinde olma da neresinde olursan ol
altuntas58
20.08.2009, 11:32
TABUT ,......
Amerika'da olen bir kadin icin kilisede cenaze toreni duzenlenmisti. Toren sonunda cenaze gorevlileri tabutu tasirken, tabutun on bolumunu yanlislikla kilisedeki sutunlardan birine carptilar. Bu olaydan sonra tabuttan bir inilti sesi duyuldu. Tabut acildi ve oldugu sanilan kadinin yasadigi anlasildi. Bir sure hastanede tedavi edilen kadin iyilesti ve 10 yil daha yasadi. 10 yil sonra oldugunde ise cenaze toreni yine ayni kilisede yapildi. Toren sonrasi gorevliler tabutu tasirken, kilisedeki ayni sutunun onune geldiklerinde, olen kadinin kocasinin, arkalardan sesi duyuldu; "Lutfen sutuna dikkat ediniz......."
altuntas58
21.08.2009, 18:32
SAHTE PARA,......
Marketin birine bir turist gelmis bir seyler almis, sonra türk parasi
çikaramamis dolar uzatmis kasadaki adama.
Adam para sahte mi degil mi diye kuskuya düsmüs. Paranin orasina burasina
bakmis.Evirmis çevirmis anlayamamis sahte olup olmadigini.
Bakmis böyle olmayacak parayi sirada bekleyen Temel'e uzatmis.
'Bir de sen bak hele' demis.
Temel paranin bir altina bir üstüne bakmis sonra masanin üstüne atmis
ve 'bu para sahte' demis.
Herkes sasirmis, nasil anladin bu kadar çabuk demisler.
Temel de: 'Bunun üstünde Atatürk resmi yok' demis.
alinti
altuntas58
22.08.2009, 18:51
ünün Fıkrası -Evlenirken Neredeydin? ,......
Adamın işi varmış, Ankara'ya gidiyormuş, tam uçağa binerken kulağında bir ses :
-Binme, bu uçak düşecek!
Dönmüş, bakmış, kimse yok, ama içine de bir kurt düşmüş, binmemiş.
İkinci uçağı beklerken kara haber ulaşmış :
-Uçak düştü kurtulan olmadı!
Koşmuş Haydarpaşa'ya, bilet almış, tam trene binecek, aynı ses kulağında :
-Binme bu trene, raydan çıkacak!
Dönmüş, bakmış yine kimse yok, trene binmemiş, gelmiş eve, sabah gazeteyi açınca tüyleri ürpermiş :
-Tren Eskişehir'de raydan çıktı şu kadar ölü, şu kadar yaralı...
Allah'a şükretmiş, koşup otobüse bilet almış, tam binerken yine o ses :
-Bu otobüse binme, freni patlayacak!
Dönmüş yine kimse yok! Dayanamamış, bağırmış :
-Sen kimsin yahu?
-Ben senin iyilik meleğinim!
Adam iyice kızmış :
-Ulan evlenirken neredeydin!
Maçin bitiminden sonra herkes stadyumdan çikmak için kapiya hucum etti. Umut kolay yolu seçti ve duvardan atladi. Görevli seslendi
- Geldigin yerden çikamaz misin?
cevapladi : - Zaten öyle yapiyorum.
altuntas58
24.08.2009, 12:09
-Feminist Fadime
Dünya Feministler Kongresinde konuşmacılar görüş belirtmektedir. Amerikalı bir hanım şöyle der: -Ben iyi bir şirketin genel müdürüyüm. Artık alışveriş yapmaktan bıktım. Kocama "bundan sonra alışverişleri sen yap" dedim. Baktım, birinci gün oralı olmadı, ikinci gün oralı olmadı, üçüncü gün yaptı... Alman konuşmacı: -Ben iyi bir şirkette üst düzey yöneticiyim. Bir gün kocama "ben artık bulaşıkla ilgilenmekten bıktım, biraz da sen yıka" dedim. Birinci gün yapmadı, ikinci gün yapmadı, baktım üçüncü gün yapmış... Fadime kürsüye çıkmış: -Ben kendimi bildim bileli temizlikçiyim. Geçen gün Temel'e "ben artık çamaşır yıkamaktan mahvoldum, biraz da sen yıka" dedim. Birinci gün göremedim, ikinci gün göremedim, üçüncü gün gözüm yavaş yavaş görmeye başladı..
Çinde bir üniversitede oldukça ilginç tamamiyle gerçek bir olay ..
Kızın biri bir gün yeni aldığı bisikletiyle okula geliyor ve okulun
bahçesindeki bisiklet parkına henüz kilit almadığı için öylece
bırakıyor..
derslerin bitiminde okul çıkışı bisikletinin yerinde olmadığını
görüyor ve çok sinirleniyor..
Ertesi gün sabah okula geldiğinde bisikletini üzerinde bir notla bir
gün önce bıraktığı yerde buluyor. Üzerindeki notta "Çok özür dilerim
ama bisikletine gerçekten çok ihtiyacım vardı aldıktan 2 saat sonra
geri getirdim ama sanırım çıkışına yetişemedim çok üzgünüm anlayışın
için teşekkürler."
Kız doğruca bir bisikletçiye gidiyor ve 5 tane kilit alarak okula
dönüyor.. bisikleti iyice kilitleyip 5 farklı anahtarla derse giriyor
ve olayı arkadaşlarına anlatıyor..
Ders bitimi okul çıkışında 5 kilit taktığını anlattığı arkadaşlarıyla
beraber bisikletini almaya gittiğinde şok oluyor..
Bisikletin üzerinde 10 kilit ve birde not var.. "Eğer acil ihtiyacım
olduğu halde ben kullanamayacaksam sen hiç kullanamayacaksın
altuntas58
24.08.2009, 13:14
Maç Bileti
Hafta içi Temel le Dursun hafta sonu maça gitmek için anlaşır.
Temel
- Sen biletleri al gel ben sana parasını veririm
der.
Hafta sonu olur Dursun yüzü asık gelir bu arada da Temel ilk kez gideceği bir futbol maçı için heyecanlıdır. Temel Dursunu yüzü asık görünce sorar;
- Noldu Dursun
der.
Dursun
- Bi tane alabildim bu da şansa bilet kalmamış
der. Temel
- Şimdi nolucak
derken
Dursun
- Kura çekicez kim çıkarsa maça o gidecek maçtan dönünce de diğerimize maçı anlatıcak
der.
Kura çekerler ve Temel çıkar. Temel maça gitmiş gelmiştir.
Dursun
- Hadi anlat bakalım maçta noldu
der ve
Temel başlar ;
- Kısacık donları giyiyler kabaği ortaya koyiler tepiniyiler tepiniyiler kabak pazar torbasına girince gol gol diye bağriyiler demiş.....
Çinli'nin biri of'da bir kahvehaneye girer yüksek bir sesle
- İçinizde bana yan bakan delikanlı varmı diye sorar,
Tabi bizim sazan Temel,
- Ben varım diye atlar,
İkisi beraber dışarıya çıkar, aradan beş dakika geçer ve Temel gözü morarmış bir halde kahveden içeri girer, hemen ardından giren Çinli'de kasıla kasıla Temel'i göstererek
- Ona yokohamanın tekmesi tekniğiyle vurdum der,
Ertesi gün çinli yine kahveye gelir, herkese meydan okur, Temel tekrar kalkar, dışarıya çıktıktan beş dakika sonra Temel burnu kırılmış diğer gözü morarmış bir vaziyette içeri girer, arkasından içeri giren Çinli yine Temel'i göstererek
- Bu kez ona ejderin yumruğu tekniğiyle vurdum der
Üçüncü gün Çinli'nin restini yine Temel görür, ikisi beraber dışarı çıkarlar, herkes Temel'i beklerken, Çinli ağzı burnu kırılmış, üstü başı kan revan içinde içeri girer, hemen arkasından kasıla kasıla kahveye giren Temel, eliyle Çinliyi işaret ederek
- Ona Toyota'nın kirikosuyla vurdum der........
AYAKKABI
Temel işe girmek için sözlü sınava giriyor.Çok heyecanlı, bir önceki adaya soruyor :
-Ne sorayiler?
-Ayakkabı.
Temel'in sırası geliyor, bilsin diye kolay soruyorlar :
-Dört ayaklıdır, miyav miyav der.
Temel soruyor :
-Bağcıkli midur?
ali ve babası
ALİ BABASINA SORMUŞ:
- BABA BEN NASIL DÜNYAYA GELDİM?
-GECE ANNENLE YATMAYA GİTTİĞİMİZDE YATAĞIN ÇEVRESİNE ŞEKER KOYDUK.SABAH KALKTIĞIMIZDA SEN GELMİŞTİN.BU FİKİR ALİ'NİN İLGİSİNİ ÇEKMİŞ VE DENEMEYE KARAR VERMİŞ.YATARKEN YATAĞININ ÇEVRESİNE ŞEKER KOYMUŞ.SABAH BÜTÜN KARINCA, BÖCEKLER, VS. YATAĞIN ÇEVRESİNDEYMİŞ.
ALİ:
- ULAN DEMİŞ, ŞİMDİ SİZE ELİMİN TERSİYLE BİR KORUM.AMA BABA YÜREĞİ
altuntas58
26.08.2009, 17:54
Bizim Temel ile Cemal bir gun lüks bir otelin lobisinde harika bir hatun gorurler.
Temel der ki, 'Ula Cemal, gidip bi bakayim, bu kadindan is cikar mi ?'
Temel yaklasir kadina, sorar :
- 'Benimle bi yemek,yemek ister misiniz ?'
- 'Bahse girerim su kapidaki Mercedes sizin degil'
- 'Degildir'
- 'Soyle iyi durumda bir banka hesabiniz da yoktur sanirim'
- 'Yoktur'
- 'Karadeniz kiyilarinda soyle iki katli bir ciftlik eviniz de yoktur heralde'
- 'Yoktur'
- 'Hadi o zaman cek arabani!'
Temel boynu bukuk doner Cemal'in yanina :
- 'Ula Cemal, benim Limuzini sana versem Mersedesini bana verirsin ?'
- 'Veririm Temel'im'
- 'Bi telefon etsem kendi bankamda bana hesap acarlar mi ?'
- 'Acarlar Temel'im'
- 'Tamam o da kolay da, heralde bizim peder ucuncu kati yikmama izin vermez
Temel bogazda tekneyle turist gezdiriyo bigun bi amerikaliyi aliyor basliyolar gezmeye..(sahildeki yer isimleri uydurma..) turist falanca sarayi goruyor 'bu ne kadar zamanda yapilmis diyor'
temelde:
5 yilda diye cevap veriyor...yazik bizde olsa 1 yil..
biraz sonra filan camiyi goruyo 'bu nekadar zamanda yapilmis' diye soruyor..
temelde:
'2 yil diye cevap veriyor.
turist:
yazik be bizde olsa 3 ay da biter diyor.
Temel uyuz oluyo duruma.. biraz sonra bi tarihi yapi daha goruyolar..gene soruyor turist..
temel:
2 ay diyor.
adam gene:
yazik be bizde olsa 1 haftada biter,diyor.
Temel iyice killaniyor.tam o sirada bogaz koprusunun altina geliyor.. adam yukariyi gostererek bu kopru ne kadar zamanda yapildi diyor..
Temel saskin saskin bakislarla kafayi kaldirip..
hangisi ? bumu? bu dun burda yoktu yaaa
altuntas58
28.08.2009, 13:58
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]
Adamın biri ameliyat olacakmış beyn nakli gerekiyormuş. Yalnız doktor, erkek beyni 500milyon, bayan beyni 250 milyon demiş. Tabi bunu duyan erkekler hemen kasılmaya başlamışlar heh heh heh falan... bayanın biri dayanamamış sormuş; "bayan beyni neden 250 milyonda erkek beyni 500 milyon?" doktor cevap vermiş "erkek beyni zor bulunuyorda ondan demiş
altuntas58
29.08.2009, 15:54
Diyarbakırlı ölür, öbür dünyaya gider. Bir hafta geçmeden Laz mezarlıktan çıkar, köyüne döner. Herkes merakla, "Sen nasıl geri döndün?" diye sorar. Laz, "Diğer tarafta pazarlık yaptım. 5 bin dolar istediler. Verip, geldim" der. Bunun üzerine kalabalık, Kayserili ve Diyarbakırlı’yı sorar. Laz cevap verir: "Ben gelirken Kayserili ’3 bin 500 dolar olsun’ diye bastırıyordu. Diyarbakırlı da, ’Devlet versin’ diye!"
altuntas58
30.08.2009, 17:33
GÜLDÜREN KAZA
....Ani bir telefon çalar ve arkadaşın ayağı kırılmış hastaneye kaldırmışlar;hemen arkadaşı ziyarete gittim,yanına vardığımda arkadaş durmadan gülüyor ve babası bu duruma sinirlenip ona bağrıyordu..
Kahka atan arkadaşım bir an durup bana 10 dk. müsade edinde doya doya güleyim der ve biz dışarı çıkarır, 10dk. sonra döneriz.
Arkadaşım anlatmaya başlar...
-Abiciğim sabah okula gitmek için evden çıkmıştım,sonra ayakkabıma küçük bir taş girmiş beni rahatsız ediyordu.Bende ayağımı sallayarak ayakkabımdaki taşın çıkmasını sağlamaya çalışıyordum.Bir müddet taşı hissetmiyor 5-6 adım sonra tekrar taşı hissetmeye başlıyordum.Bende buna bir son vermek için elektrik direğinden tutup ayağımı var gücümle sallamaya başladım, orada bulunan çöpçü..
-Vaayy anaaa adamı elektrik çarpıyor diyerek bana elindeki süpürgeyle vurdu ve ben havada uçarak yere çakıldım...
SINAV SORUSU
Biyoloji dersinden yapılacak sınav için sınıftaki herkes acayip çalışmış, notlar fotokopiler havada uçuşmuş. Daha sonra sınavın yapılacağı gün gitmişler bir de bakmışlar, ortada kağıt kalem yok sadece sıra sıra mikroskoplar. Hocada başlarında bekliyorken demiş ki, "Bu mikroskoplarda lam'da bir böceğin bacağı var, sınavınız bacağından böceği tanımak" Tabi hemen itirazlar, ama fayda etmemiş, hoca dediği dedik. Öğrenciler mikroskopların başına geçmiş. Ama bir şey yapamıyorlar. En sonunda biri dayanamamış, kapıyı çarpıp çıkmış. Hoca arkasından seslenmiş :
''Kimsin ulan sen, kapıyı çarpıp çıkıyorsun?" Kapı hafifçe aralanmış ve bir bacak uzanmış :
"Tanısana hadi, tanısana kim olduğumu
altuntas58
31.08.2009, 17:05
Temel aynalı sigaralığından bir tane sigara çıkarmış o anda gözü aynaya takılmış
- Ula Dursun ha bu aynadaki adam baa tanıdık geliy
demiş.
Dursun aynayı temelden almış şöyle bir bakmış
- Ula salak tabi tanıdık gelir bu benim .....
temel bir gün adamın birine sorar
- abi sen japon mısın??
adam ise:
- hayır kardeşim diyerek gider. ikinci gun gun temel aynı adama yıne sorar:
- abi sen japon mısın??
adam ise:
- hayır kardesım dıyerek temelı gerı çevirir...
3.gün bızım Temel tekrar aynı adama sorar :
- abi sen japon misin? der
adam ise artık bıkmıştır ve laz temelı başından salmak ister ve adam su cevabı verır:
- Evet ne olacak Japonum demiş
bunun üzerine temel adama:
- abi valla hiç benzemiysun demiş
altuntas58
01.09.2009, 17:02
geri getir
Bir pilot paraşütçü dükanına girer ve sorar:
-paraşüt varmı.
-var.
-çok güzel açılır.
-ya açılmassa.
-deneyin birkez.Açılmassa getirin değiştirelim.
geri getir
Bir pilot paraşütçü dükanına girer ve sorar:
-paraşüt varmı.
-var.
-çok güzel açılır.
-ya açılmassa.
-deneyin birkez.Açılmassa getirin değiştirelim.
güzel bi fıkra abi güldürdün bizi açılmassa nasıl değiştirecekki :Dorayı anlayamadım
altuntas58
03.09.2009, 18:41
Hiç
Adam günün yorğunluğu üzerinde, perişan bir vaziyette İETT durağında otobüs beklemektedir. Nihayet uzun bir zaman sonra beklediği güzerğahın aracı gelir ve biletini attıktan sonra arka taraflara doğru ilerlemeye başlar. Bir-iki adım ilerisindeki çift kişilik koltuğun boş olanına doğru ilerler, tam oturacağı sırada engelleyici bir ses tonu onu durdurur;
- ''Buraya oturamazsın! Ben kimim biliyor musun?''.
- ''Kim olduğunuzu bilmeli miyim?''.
- ''Ben Yrd. Doç. falan kişiyim''.
- ''Evet?''
- ''Benim gibi kıdemli birinin yanına oturamazsın!''.
- ''Size bir soru sormak istiyorum, Siz Yrd. Doçentlik ünvanınızdan sonra ne olacaksınız?''.
- ''Doçent''.
- ''Peki sonra''.
- ''Şayet başımıza bir şey gelmezse Profesör''.
- ''Daha sonra''.
- ''Belki zor ama, Ordünaryus Profesör''.
- ''Evet... Peki bu dereceden sonra?''.
- ''Hiiç''...
- ''Ben şimdiden hiçim lütfen müsade edin yanınıza oturayım''...
Nasreddin Hoca ve karisi konusuyorlardi. Karisi :
- Benim yüzüme bakarken besmele çekiyorsun.
- Ne olmus yani?
- Imam efendi, karisinin yüzüne bakarak yasin okuyormus.
Hoca güldü :
- Ben o kadini görsem, hatim bile indiririm
altuntas58
05.09.2009, 16:53
KASIRGA
Aşk gemisinde, Temel ve Amerikalı John şezlonglara oturmuş, batan güneşi seyrediyor ve sohbet ediyorlardı
Temel:
-Böyle bir gezi aklımdan bile geçmezdi. Bir yangın fabrikamı kül
etti. Sigorta paramı ödeyince “Oğlum Temel, bunca yıl eşek gibi çalıştın ,
şimdi tatil zamanı dedim kendi kendime ve geziye çıktım"
-Tesadüfe bak … dedi John
-Benim de çok iyi iş yapan bir restoranım vardı. Bir kasırga,taş üstünde taş bırakmadı. Sigortadan paramı alınca, bu tatile karar verdim …
Uzun bir sessizlik oldu. Güneş ufukta kaybolurken, sessizliği Temel bozdu:
-Kasırgayı nasıl başlattın, Allah aşkına?
ABDULLAH DUMAN
05.09.2009, 20:39
Okuyunca çok gldüm :D
Adamın biri yeni ulaştığı otele kaydını yaptırır. Odasına girdiğinde masada bir bilgisayar görür ve karısına e-mail atmaya karar verir. Fakat yazdığı mesajı farkında olmadan yanlış bir adrese gönderir....
Mail farklı bir yerde farklı bir bayana gider. tam bu sırada kadın, kocasının cenaze töreninden evine yeni dönmüştür ve bilgisayarındaki maili görür, arkadaşlarından geldiğini düşündüğü maili okuyunca olduğu yere yığılıp kalır. Odaya giren annesi, yerde yatan kızını ve ekrandaki mesajı görür.
Kime : Sevgili karıma
Konu : Yeni ulaştım.
Tarh : 16 Mayıs 2004
Benden haber aldığına şaşıracağından eminim. Burada bilgisayar var ve sevdiklerimize e-mail gönderebiliyoruz. Buraya yeni ulaştım ve kaydımı yaptırdım.seninde kayıtların hazır. Her şey yarın senin buraya geleceğini düşünülerek hazırlanmış. Seninle buluşmayı dört gözle bekliyorum. Umarım benim gibi sorunsuz bir yolculuk geçirirsin.
Not : Burası çok sıcak
altuntas58
05.09.2009, 21:57
Süper fıkra emeğine sağlık
altuntas58
09.09.2009, 18:32
avlanmanın son derece yasak olduğu, yakalanınca çok yüklü para
cezalarının kesin uygulandığı milli parkta, göl kenarında, kucağında
kocaman
bir balık ile parkın polis müdürüne yakalanmış..
"Avlanma izniniz var mı?.." diye sormuş, polis müdürü..
"Yok.." demiş adam, "Gerek de yok çünkü bu balığı ben evimde besliyorum.
Her
gün buraya gelip gölde bir müddet yüzdürüyorum, ıslık çalıyorum dönüp
geliyor, alıp eve götürüyorum.."
"Tamamen palavra..!" demiş polis müdürü, "Balıklar bu dediğinizi
yapamaz.."
"İnanın bu gerçek efendim.. İsterseniz göstereyim.."
"Tamam.. Görelim bakalım.."
Adam balığı gölün derin sularına bırakmış, aradan birkaç dakika geçmiş,
polis müdürü adama dönüp "Evet?" demiş
"Evet ne?"
"Ne zaman geri çağıracaksın?"
"Neyi?"
"Balığı.."
"Hangi balığı?.."
ÇİRKİN KIZ58
09.09.2009, 18:43
Erzurumlunun biri ölmüşş..:D
Ve cehenneme gitmişş....:D
Orada zebani bunu odaya atmış ve herkes yanarken bağıp çağırırken Erzuruml'udan ses çıkmıyormuş...:D:D
''Ve zebani ben bir bakayım şu Erzurum'luya demiş
ve kapıyı aralamış ve bakmış:D:D
Bizim Erzurumlu hala titriyormuş:D:D
Dönüp zebaniye kapıyı kapat ceyran yapıyrr :D:D
Daha sırtım yeni kızıyrrr demişş:D:D
Ben Türküm, Türk esir olmaz.
Ben Türküm, Türk Devletsiz olmaz.
Ben Türküm, Türk Bayraksız olmaz.
Ben Türküm, Türk Ezansız olmaz.
Ben Türküm, Türk Hürriyetsiz olmaz...
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]
Kardelencicegi
09.09.2009, 21:07
Üç arkadaş
Üç arkadaş yahudi,hristiyan,müslüman kaldıkları beldede erzak sıkıntısı yaşandığı için başka bir beldede çalışmaya karar verirler.
Yolda yicekleri erzaklarını hazırlayıp develeriyle cıkarlar.
Aradan üç gün gecer erzakları biter.
Yiyecek hiç bişeleri yok.en yakın kasabaya uğrarlar.
Bir evin kapısını tıklarlar.ev sahibi misafirperver bir adam evine alır.
Dertlerini evsahibine anlatırlar''hazret bizim köyümüzde kıtlık var bizde üç arkadaş baska bir yerde calışmaya karar verdik malum yolumuzda uzak yolda gelirken erzağımız kalmadı o yüzden sizin kapınızı tıkladık affedin.
''evsahibi lafımı olur sizler tanrı misafirlerisiniz.
şimdi sizler çok açsınız fakat benim size verceğim hiç yiyeceğim yok yanlız bir parça helvam var oda birinizin karnını ya doyurur ya doyurmaz.
ralrında düşünüp taşınırlar ev sahibi:''
Bu gece uyuklayın en güzel rüyayı kim görürse helvayı ona verecem''der.
Tamam deyip yatarlar.
Sabah olur toplanırlar evsahibi sorar ee anlat bakalım yahudi sen rüyanda ne gördün.
Yahudi:ben rüyamda hz musayı gördüm der ev sahibini etkilemek için rüyasını ballandıra ballandıra anlatır.
Sonra hıristiyana sorar sen ne gördün bakalım
HIıristiyan:bende rüyamda hz isayı gördüm der.
Oda aynı şekilde etkilemeye çalışır.
Sonra müslümana dönerler ee sen ne gördün
Müslüman:Vallahi rüyamda Hz muhammed s.a.v efendimiz teşrif ettiler dediki ''
sen kalkta o helvayı ye dedi''.
sivaslı fd
12.09.2009, 09:39
İki tavuk bir alışveriş merkezinde dolaşıyorlarmış. Yumurta reyonuna gelmişler. Tavuklardan birtanesi 30 kuruşluk normal büyüklükteki yumurtaları göstererek "bak bu yumurtaları ben yumurtladım demiş. Az ilerde 40 kuruşluk daha büyük yumurtalar varmış, öteki hemen atlamış "bak bunlarıda ben yumurtladım" diğeri hemen cevabı yapıştırmış "bende onlardan yumurtlayacaktım ama kocam 10 kuruş için kıçını yırtmaya değmez dedi" demiş :D:D:D
Nasreddin Hoca bir gece telâşla karısını uyandırmış:
- “Aman hanım, çabucak şu gözlüklerimi ver de uykum açılmadan gözüme takıp uyuyayım.”
- “A Efendi” demiş karısı. “Uykuda gözlükleri ne yapacaksın?”
- “Güzel güzel rüyalar görüyordum. Kimi yerlerini seçemedim. Rüyama geri dönebilirsem, gözlüklerimle bir güzel seyredeceğim.”
altuntas58
12.09.2009, 18:13
yapıştım
Bir gün bir bilim adami yilbasi nedeniyle hastaneleri gezip akillanan delileri salmaya karar vermis. Bir sürü hastaneyi gezmis fakat hic akillandigina kanaat getirilen deliye rastlamamis.
En sonunda bir hastaneye gitmis birde bakmis ki bütün deliler zipliyor hemen onlarla ilgilenen doktorlara sormus:
-"Bunlar neden böyle zipliyorlar?"
-"Bunlar kendilerini misir patlagi zannediyorlar." demis
Birde bakmislar ki bir tanesi ziplamadan yatagin üzerinde sabit bir sekilde duruyormus. Hemen ona yaklasarak sormus.
-"Sen neden ziplamiyorsun?"
-"Ben tavaya yapistim..."
ÖNCE KAÇANLAR
Bir akil hastanesinde iki deliyi çikartmak zorundalarmis.
Bir test yapalim demisler.
Iki deliyi teste tabi tutmuslar.
Adamlarin önüne bir kavanoz böcek ile zeytin koymuslar
`` buyrun beyler yiyin``
demisler bir tanesi hemen zeytine saldirmis.
Öbürü hemen önünü kesmis ve demiski
``önce kaçanlari yiyelim sonra duranlari yeriz``
demis....
****************************** *********
ERIYOR ISTE
Deli , kahveye girdiginde soluk solugaydi.
Bos bir masaya oturup ocaga seslendi;
- Bana bir çay !
çay geldi , sekerleri atip karistirdi.
Garsonadan yine seker istedi.
Onlari da atip
karistirdi,yeniden istedi.
Garson;
- Sekiz seker koydun çaya ,dedi saskin saskin,
- Koydum ama , iste görüyürsun, hepsi eriyor.
kumbet_yildizi
15.09.2009, 17:21
''Ucak dusmek uzere ve tum yolculara atlamari soyleyin
Su anda deniz uzerindeyiz be denize cok yakin ucuyorum, atlarlarsa kurtykma sanslari var, ama atlamazlarsa herkes olecek..!!''
tabi boyle bir seyi insanlara yaptirmak cok zor.
Hosteslerden en akillisi dusunmus tasinmis:'' herkese uygun bir dille anlatilirsa ucaktan atlamalari saglanir'' demis ve ilk olarak Amerikali kafilenin yanina gitmis.
'' sayin yolcularimiz, uzerinde bulundugumuz alan Japonlar'in arastirma laboratuariyle kapli. Eger oraya ulasirsaniz tum Japon teknolojisi sirlarini kaparsiniz!''
Butun Amerikalilar kosarak cikisi gitmisler ve atlamislar.
sonra hostes Ingilizler'e yonelmis:'' sayin yolcularimiz, su anda dunyanin en genis ve verimli somurgeleri uzerindeyiz, eger hemen el koyarsaniz sonsuza dek sizin olurlar!''
Butun Ingilizler hevesle atlamislar.
Sira Fransizlar'a gelmis. Hostes:'' bayanlar baylar affedersiniz
rahatsiz ediyorum, fakat rica etsem ucaktan atlarmisiniz? simdiden tesekkur ederim'' demis.
Fransizlar:'' tabii, mersi'' diyip sirayla atlamislar.
Hostes bu kez Almanlar'a yonelmis:'' atlayin asagi cabuk!'' diye bagirmis.
Alman kafileler:'heill!!'' diyerek atlamislar.
Veee sira gelmis Turkler'ee. Hostes yandan yandan gulumseyerek ve koltuga hafif dayanarak soyle demis:'' Siz varya... Buradan hayatta atliyamazsiniz...:D
altuntas58
15.09.2009, 20:19
TEMEL
izafet.Com - Süper Fıkralar... Temel bir binanın önünde durmuş arkadaşlarıda çatıya çıkmış. Temel aşağıdan arkadaşlarına
-Ula sen iki kolunu yana aç aşağı öyle atla
demiş. Birincisi atlamış gümm. İkinciye
-Sen sadece sağ kolunu yana aç öyle atla
demiş. İkinci de atlamış gümmm. Üçüncüye
-Sen iki kolunu yanına yapıştıröyle atla
demiş. O da gümmm. Yoldan geçen bir adamın dikkatini çekmiş sormuş
-Kardeşim siz ne yapıyorsunuz Allah aşkına
demiş. Temel cevap vermiş
-Tetris oynayruz.
yiğidoturan
17.09.2009, 11:53
Temel birgün hapishaneye düşmüş. Kaldığı koğuştaki adamların ilginç bir özelliği varmış. Koğuştaki mahkumlar hergün birbirlerine fıkra anlatıyorlarmış. Bir süre sonra anlatılan fıkralar hep aynı olunca içlerinden biri demiş ki:
"Biz madem hep aynı fıkraları anlatıp duruyoruz, boşu boşuna fıkraları uzun uzadıya anlatmayalım. Hepsine birer numara verelim, birisi anlatıcağı zaman onun numarasını söylesin." demiş ve bu öneri herkes tarafından kabul edilmiş. Birgün
yine fıkra anlatacaklarmış. İçlerinden biri çıkmış "5" demiş herkes kahkahalarla gülmeye başlamış, millet gülmekten yerlere yatmış. Daha sonra bir başkası çıkmış "35" demiş herkes yine kahkahalarla gülmeye başlamış. Daha sonra Temel'e "Bi tane de sen anlat" demişler. Temel de "154" demiş ve demesiyle millet kahkahalara boğulmuş. Koğuştakiler beş dakika boyunca gümüşler artık bir süre sonra gülmekten çatlayacak hale gelmişler. Temel merakla sormuş:
"Ne oldu niye bu kadar çok güldünüz ya? Bundan öncekilere bu kadar gülmemiştiniz."
Koğuştakiler:
"Bu fıkrayı hiç duymamıştık!"
İçecek makinasıTemel, içecek makinalarının birinin karşısına geçmiş, jeton atıp içecek alıyormuş, jeton atıp içecek alıyormuş, jeton atıp içecek alıyormuş… Yanına kendi halinde bir adam gelmis ve sormuş:
"Afedersiniz ama ne yapıyorsunuz?" Temel hemen cevap vermiş:
"Karışma uşağım, hiç bozma şansım yaver gidiyor."
altuntas58
29.09.2009, 13:28
Girtlagin Uzakligi
Cüce Raif Bey, Sair Esref e durumundan yakiniyordu :
- Ne sen sor, ne ben söyleyim... Girtlagima kadar borç içindeyim.
Esref :
- Haline sükret, dedi. Ya ben ne yapayim? Ben senden üç misli uzunum.
Akıllının Biri, Nasreddin Hoca'ya sorar:
- Bir cenaze töreninde tabutun neresinde durmam gerek?
Sağında mı, solunda mı, önünde mi yoksa arkasında mı ?
Hoca gülümser:
- Tabutun içinde olma da neresinde olursan ol
Gazete
Temel bir dağ başında oturuyormuş ve en büyük zevki günlük gazete okumakmış fakat çok da tembel olduğundan ve gazete alabilecegi tek yer, oturduğu dağın eteğindeki bakkal olmasından dolayı bu iş için hep Fadime'yi gönderirmiş.
Fadime bir gün bu durumdan sıkılmış ve pazartesi günü 7 tane o günün gazetesinden almış. Pazartesi günü bir gazete verip diğerlerini saklamış.
Ertesi gün Temel gazete isteyince bir önceki gün aldığı gazetelerden birini ben çıkıyorum deyip işlerini hallettikten sonra çıkarıp vermiş. Bir sonraki gün de aynı şekilde yine Temel gazete istemiş Fadime yine işlerini halledip Temele gazeteyi vermiş. Perşembe günü de yine Temel gazete istemiş Fadime yine vermiş. Akşama doğru Temel Fadimeyi çağırıp:
"Fadime," demiş. "Dünyada ne salak insanlar var; dört gündür aynı adam aynı yerdeki ağaca arabasını çarpıyor."
altuntas58
30.09.2009, 17:38
Temel ile Dursun can sıkıntısından bir kayık kiralarlar. Balık avlamaya çıkarlar... Bir zaman kürek çekerek açılırlar, derken hazırlıklar biter, oltaları denize atarlar... Atar atmaz balıklar da oltaya takılmaya başlar. Temel ile Dursun'un keyifleri yerindedir...
Temel Dursun'a:
- Ula Dursun haburiya bi işaret kuyalum yarun burayi bulmamuz kolay olur...
Derken sahile dönerler, kayıktan inerken Temel Dursun'a gene sorar:
- Ula Dursun işaret koymayi unutmadun değil mi?
Dursun:
- Ula hiç unutur miyum, işaret tamam...
- Nasi işaret koydun?
Dursun:
- Bağa soracağuna kayuğun ucina bak... Çarpi koydum.
Temel sinirlenir:
- Ula o işareti denize yapacağidun kayuğa değil... Ayni kayuğu başkasi kiralarsa gitti baluklar...
altuntas58
01.10.2009, 19:00
altın pisuvar
Temel Amerika'ya çalışmaya gitmiştir. İlk yabancılık günlerinden sonra gece dışarı gezmeye çıkar,
Bir müddet sonra bir bara girer, barda içki içer iki lak lak yapar, tuvaleti gelir ve tuvalete gider.
Tam isini göreceği pisuvara yaklaşır ki, o da ne ?! Pisuvar altından yapılmıştır..
Temel dumur bir şekilde içinden geçirir :
-"Vay be görüyo mu adamların tuvaletleri bile altından" diyerek altın tuvalete işemenin zevkine vararak isini görür ve çıkar..
Neyse ertesi gece ayni bara tekrar gider, tekrar tuvaleti gelir ve tuvalete gider fakat altın pisuvar yoktur..
Bir anlam veremez ama isini görür bara gelir oturur ve barmene dönerek :
-"Ya dun gece tuvalette altın pisuvar vardı bu gece neden yok ?" diye sorar..
Barmen önce Temel'i bir süzer söyle, ardından barın diğer tarafında oturan iri cüsseli adama dönerek:
"Hey Joe, dun gece senin saksafona işeyen adamı buldum"
altuntas58
05.10.2009, 16:03
Doktor akıl hastasına sorar:
-Bir kulağını kesersem ne olur?
-Canım yanar.
-Ya iki kulağını keserse
-O zaman iyi göremem.
-Peki ama niçin? '
-Niçini var mı canım? İki kulağımı da keserseniz gözlüğümü nereye takarım?..
Tartı :)
bir sarışın kucağında bir bebek ile eczaneye girmiş ve:
"Bebeği tartmak istiyorum." deyince eczacı:
"Efendim bebek tartımız bozuk. Onun için anneler bebeklerini kucaklarına alıp büyük tartısına çıkıyorlar. Sonra ben bebeği kucağıma alıp anneyi bir daha tartıyorum. Aradaki farktan da bebeğin ağırlığını buluyoruz." demiş.
Kadının canı sıkılmış bu cevaba ve:
"Hay aksi şeytan!" deyip kapıya doğru yönelince eczacı:
"Ne oldu efendim?" diye sormuş.
Sarışın:
"Ben bu bebeğin annesi değilim ki, teyzesiyim. Gidip bebeğin annesini getireyim bari..."
altuntas58
06.10.2009, 12:31
Piyango
Piyangoda büyük ikramiye çıkan Temel`i üç ay sonra bakkal, kasap ve borçlu olduğu diğer esnaf yolda çevirmişler:
"Temel, sana büyük ikramiye çıktığı halde üç aydır niye borcunu ödemiyorsun?" diye sormuşlar.
Temel:
"Zengin oldu, değişti demesinler diye…"
bu nasıl namaz
Nasreddin Hoca abdest alirken, bir ayagina su yetmemis. Namaz kilarken de bir ayagini yukar kaldirarak namaz kilmis. Bunu gören cami cemaati :
-Hocam bu nasil namaz? diye sormus.
Nasreddin Hoca :
-Bir ayaği abdestsiz namaz, diye cevap vermis
altuntas58
14.10.2009, 12:55
Ekmek varmı
Ördek bara girer ve bağırmaya başlar:
ekmek varmı?
yok
ekmek var mı?
yok
ekmek var mı?
yook.birdaha sorararsan seni duvara çivileyeceğim.
çivi var mı?
yok
ekmek var mı
yiğidoturan
25.10.2009, 10:59
Köylü ve ineği
Adamın biri otomobiliyle şehirler arası yolda gidiyormuş yol kenarında bir köylünün otostop yaptığını görmüş, yanında bir inek olan köylü geçen araçlara durmaları için el ediyormuş. Durumu merak eden adam köylünün yanında durmuş.
"Hayırdır hemşerim, ne tarafa gideceksin?"
"İlerdeki kasabaya kadar beyim."
"İyi ama bu inek ne olacak?"
"O önemli değil beyim, arka tampona bağlarız o gelir."
Bu duruma pek aklı yatmayan adam köylünün durumuna acıyarak onu arabaya almış. İneği ise köylünün dediği gibi arka tampona bağlamışlar. Araba yavaş yavaş ilerlemiş. Adamın hızlanmaya çekindiğini anlayan köylü:
"Sen yürü beyim o gelir." demiş.
Bunun üzerine adam hızlanmaya başlamış. 20,30,40 bakmış inek gerçekten geliyor. Adam şaşırmış, 50, 60, 70 bakmış hala geliyor ve inekte hiçbir yorgunluk belirtisi yok. Artık şaşkınlığı iyice artmış ve sinirlenmeye de başlamış. Öyle ya sonuçta bir inek ne kadar hızlı koşabilir ki.
Derken adam iyice hızlanmış. Gösterge 120 yi gösteriyor. Dikiz aynasından ineğe bir
bakmış ve gülümseyerek köylüye dönüp:
"Senin inek yoruldu herhalde baksana dili dışarda."
"Ne tarafa çıkarmış dilini?"
Buna dikkat etmeyen adam tekrar bakar ve "Sol tarafa" der. Bunun üzerine köylü kendinden emin bir tavırla:
"O yorgunluktan değil, seni sollayacak da sinyal veriyor…"
altuntas58
25.10.2009, 11:16
süper fıkara yiğidoturan emeğine sağlık
altuntas58
25.10.2009, 12:39
Tanımazsın
Temelle fadimenin cocuklari olmus,temel cocugu kucagina almis ve "yarabbim bu ne kadar guzel bi cocuk, su gozlere bak hele burun hokka gibi ne sana ne bana benziyor allah askina soyle fadime kime benzer bu cocuk" der. fadime cevaplar "sen tanimazsin"
Palu’da bayram arifesi, millet alışveriş yapmaktadır. Yani çarşı oldukça kalabalıktır. Bu kalabalıkta eşeğin biri yüküyle birlikte yolun ortasına yıkılır. Bütün çabalara rağmen eşek yerinden kaldırılamaz. Trafik allak bullak olmuştur. Derken iş kaymakama intikal eder.
Kaymakam:
“Ne oldu, bu kalabalık ne, anarşi mi var?”
“Yok kaymakam bey. Bu eşek yere yatmış kalkmıyor.”
Kaymakam olayı dinledikten sonra eşeğin veteriner hekim tarafından öldürülmesini ve belediyenin ilgilenmesini ister. Eşeğin sahibi ise bütün varlığının bu eşek olduğunu ve öldürülmemesini anlatmaya çalışır. Bu arada yaşlı, eli ayağı titreyen biri kalabalığın arasından
yaklaşır. şöyle etrafına bir bakar ve sorar:
“Ne oluyor burada gardaş?”
Bir görevli:
“Amca eşek yatmış kalkmıyor. Sen karışma, kaymakam bey zaten sinirli."
Yaşlı amca kendinden emin bir tavırla:
“Bi dakka canım, ben şimdi onu kaldırmasını bilirim. Geçin bi kenara tecrübesizler.”
Yaşlı amca eğilip eşegin kulağına bir şeyler fısıldar. Eşek ise ani bir refleksle kalkıp kaçar.
Kaymakam şahit oldugu olaya çok şaşırır ve hemen yaşlı adamı çağırıp sorar:
“Amca siz bu eşeğe ne dediniz? Ermiş misiniz ki bu eşek hemen kalkıp kaçtı? Yoksa okuyup üflediniz mi? Ne yaptınız söylesenize.”
Yaşlı amca mütevazi bir tavırla:
“Gaymakam bey, öncelikle ben kendimi tanıtayım. Ben emekli bir nüfus memuruyum. Adım Ali şimşek. Eşeğe dedim ki ülen eşeoğlueşşek, adam gibi gahıp cehennem olisen ol, yohsa vallahide billahide bögünden tezi yoh, seni Palu nüfusuna kaydedecem. Eşek bunu
duyunca hemen gahıp gaçtı.”
altuntas58
31.10.2009, 23:03
Kayserilinin duası [#10807]
Kayserili ve temel bir gün camide dua ederler temel: allahım bana hanlar hamamlar cok para nasip et diye dua etmektedir yan tarafta dua eden kayserili: allahım temele cok para ver diyerek ellerini açarak göz yasları icinde dua etmektedir bu sırada yanlarında duran biri kayseriliye sorar :neden kendin için istemiyorsun arkadasını bu kadar çok mu seviyosun kayserili cevap verir: temelin duası kabul olur allah temele versin ki ben o parayı altından girer üstünden çıkar bir sekilde alırım.
ismail 58
01.11.2009, 01:04
Fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog ve antropologdan oluşan bir heyet bir araştırma için arazide bulunmaktadır.
Birden yağmur bastırır. Hemen yakındaki bir arazi evine sığınırlar.
Ev sahibi bunlara bir şeyler ikram etmek için biraz ayrılır. Hepsinin dikkati soba üzerinde toplanır.
Soba yerden 1 m. kadar yukarda, altındaki dizili taşların üzerindedir.
Sobanın niçin böyle kurulmuş olabileceğine dair bir tartışma başlar.
Kimyacı: -Adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece daha kolay yakmayı amaçlamış.
Fizikçi: -Adam sobayı yükselterek konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş.
Jeolog: -Burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan herhangi bir deprem anında sobanin taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangın olasılığını azaltmayı amaçlamış.
Matematikçi: -Sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, böylece de odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış. Antropolog: - Adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha hafif biçimi olan ateşe saygı nedeniyle sobayı yukarıya kurmuş.
Bu sırada ev sahibi içeri girer ve ona sobanın yukarda olmasının nedenini sorarlar.
Adam cevap verir: - Boru yetmedi!!!!!!
papağanın birisi her gece sahibi uyuyunca telefonla sabaha kadar orayı burayı arayıp sahibine yüklü miktarda fatura ödetirmiş adam düşünür taşınır bir türlü telefon faturasının nede bu kadar yüklü olduğunu bulamazmış bir gün adamcağız yatağına uzanmış gözlerini ve ışığı kapatmış başlamış düşünmeye tam sırada papağan sahibini uyudu sanarak almış telefonu eline başlamış muhabbete sahibi o anda anlamış ve papağana ceza uygulamış kanatlarından duvara çivilemiş bi kaç gün sonra papağan hayal görmeye başlamış hayalinde isayı görmüş çarmıhda gerili bi şekilde ve sormus sen kimsin? isa cevap vermiş ben isa demişki papagan ne zmandan beri bölesin carmagı işaret ederk. oda 1500 yıl demiş papaganda saskın demişki oha lan nereyi aradın
ismail 58
07.11.2009, 01:54
GECE VE GÜNDÜZ.
Bir bilge kisi, çölde öğrencileriyle otururken demiş ki;
- "Gece ile gündüzü nasıl ayırt edersiniz? Tam olarak ne zaman karanlık başlar, ne zaman ortalık aydınlanır?"
Öğrencilerden biri;
- "Uzaktaki sürüye bakarım," demiş, "Koyunu keçiden ayıramadığım zaman akşam olmuş demektir."
Başka bir öğrenci söz almış ve "Hocam" demiş, "İncir ağacını, zeytin ağacından ayırdığım zaman, anlarım ki sabah başlamıştır."
Bilge kişi, uzun süre susmuş. Öğrenciler meraklanmışlar ve "Siz ne düşünüyorsunuz hocam?" diye sormuşlar.
Bilge kişi şöyle demiş;
- "Yürürken karşıma bir kadın çıktığında, güzel mi çirkin mi, siyah mı beyaz mı diye ayırmadan ona "bacım" diyebildiğimde ve yine yürürken önüme çıkan erkeği, zengin mi yoksul mu diye bakmadan, milletine, ırkına, dinine aldırmadan, "kardeşim" sayabildiğimde anlarım ki; sabah olmuştur, AYDINLIK başlamıştır..."
Arif Coşkun
07.11.2009, 16:13
Tayyip ile Obama ilk konuşmalarında birbirlerine hava atarlar.
Obama Tayyip'e
- 'Bizde öyle bir teknoloji var ki, ölüyü
'diriltiriz' der.
Tayyip altta kalmaz ve o da;
- 'Bizdeki teknoloji çok farkli,partimizin bütün elemanlari 100 metreyi,
3 saniyede kosmayi beceriyor' der.
Ama Tayyip'i bir düsünce alir. Danismanlarini
çagirir, ve attigi palavrayi anlatir;
-'Haftaya Obama geliyor, yalanimiz ortaya çikarsa ne yapariz?' diye sorar.
Danismanlardan biri hemen cevap verir:
-'Obama ya ölüyü nasil dirilttigini sordunuz mu?'
-'Hayir sormadik.'
-
'O halde hiç korkmayin Basbakanim, alin Obama yı Anitkabir'e götürün. Atatürk'ü diriltmesini isteyin. Diriltemezse o rezil olur. Yok eger diriltirse,siz zaten 100 metreyi 3 saniyede kosarsiniz!... :)
Tayyip ile Obama ilk konuşmalarında birbirlerine hava atarlar.
Obama Tayyip'e
- 'Bizde öyle bir teknoloji var ki, ölüyü
'diriltiriz' der.
Tayyip altta kalmaz ve o da;
- 'Bizdeki teknoloji çok farkli,partimizin bütün elemanlari 100 metreyi,
3 saniyede kosmayi beceriyor' der.
Ama Tayyip'i bir düsünce alir. Danismanlarini
çagirir, ve attigi palavrayi anlatir;
-'Haftaya Obama geliyor, yalanimiz ortaya çikarsa ne yapariz?' diye sorar.
Danismanlardan biri hemen cevap verir:
-'Obama ya ölüyü nasil dirilttigini sordunuz mu?'
-'Hayir sormadik.'
-
'O halde hiç korkmayin Basbakanim, alin Obama yı Anitkabir'e götürün. Atatürk'ü diriltmesini isteyin. Diriltemezse o rezil olur. Yok eger diriltirse,siz zaten 100 metreyi 3 saniyede kosarsiniz!... :)
akşam akşam güldürdün bizi abi:D Allahda seni güldürsün güzel bi fıkra..
altuntas58
08.11.2009, 12:22
Mektup
Karadenizli bir babanin Almanyada calisan ogluna gonderdigi mektuptan:
"Uy sevgili usagum, Allah'in selami tabiidur.
Mektubumu cok yavas yazayrum, Cunkim bilirumki, okuman zayuftur, cabuk okuyamazsun. Benden sana sual edersen, Allahuma pin sukur iyiyum,yeni pir is buldum. Emrimde 1500'e yakin adam var, hepside sessuz sedasuz, kendi
hallerinde... Ne is puldugumu soraysan soyleyecegum patlama, mezarluk pekcisi oldum...
Gectigimiz hafta puraya iki tefa yagmur yagdu... Piri pazartesinden persembeye oburide persembeden pazara...
Bacin Emine bir usak doguracak, daha erkekmidir kizmidir pelli degil, hacan o yuzden saga dayi mi oldin, teyzemi oldin soyleyemeyrum...
Saga kotu bir havadisim var... Emicen Idris havasuzluktan
boguldioldi... Pilirsin rahmetlinin 9 tane usagu vardi, daha fazla usak olmasin diye bir ilac bulmus, prezervatif midur, nedur, bakmiski ustunde,sikica kafana gecur, diye yazulu, oyle etmis, havasizliktan getmis...
Kotu havadisler piter mu?
Pahriyede askerlik yapan 10 usaguda kaybettuk.Pindikleri denizaltu pozulmus,motoru turmus , inmis asagu, denizaltuyu itekleyup, motorunu calistirmak istemuslar...
Temel emicende tukkan actu, o da 30 a alduguni 25 e verir, surumden kazaniyormus oyle dedu...
Bizim koye findukcularun Temel'i muhtar sectuk, akullu usakta...Gecen gun hepimizu zelzeleye karsi asi etturdu. Temel hem akillidur, hemde durusttur... Gecenlerde bir taksinin soforu koye varmis, muhtari ariyor, meger yolda bir tavuk ezmis sahibini soraymus. Muhtar Temel tavuga pakmis, ha bu pizden deguldur
pizumkoyde yassu tavuk yoktir demis...
Senin kucugun Ergin cok akullu usak cikti. Gecen gun tepeye varmis, elinde bir ip sallayip duriy. Anan uy usagum ne edeysun orada, demis.O da
heva durumuna bakayrum demis. Cektum oni aksam karsuma, anlat bakayum su hava turumu isinu dedum. Anlattu, meger ip sallaninca havanin Ruzgarli
olduguni; ip islanunca da yagmur yagduguni anlaymis. Cokakillu usak vesselam. Sen o yasta boyle akillu
degildun.
Senin gonderdigun resmi alduk, pir yaninda bir Alman herif piryaninda pir Alman karisi var, ortada da sen. Iyiki resmin arkasina ortadaki penum diye yazmissun yaksam tanimayacaktuk.
Yaa iste boyle usagim. Memlecetten saga pol pol havadis..
Yenihavadis olursa yine yazarum. Baki hudaya emanet ol.
Baban
NOT: Mektupa para koyacaktim, ama gec akluma geldi, zarfi kapatmisum."
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]
ismail 58
11.11.2009, 10:39
Tilkiye sormuşlar ;
tavuk severmisin.?
Gülmekten cevap veremiyorum demiş tilki.
gönlüm58
11.11.2009, 16:22
ALİ BABASINA SORMUŞ:
- BABA BEN NASIL DÜNYAYA GELDİM?
-GECE ANNENLE YATMAYA GİTTİĞİMİZDE YATAĞIN ÇEVRESİNE ŞEKER KOYDUK.SABAH KALKTIĞIMIZDA SEN GELMİŞTİN.BU FİKİR ALİ'NİN İLGİSİNİ ÇEKMİŞ VE DENEMEYE KARAR VERMİŞ.YATARKEN YATAĞININ ÇEVRESİNE ŞEKER KOYMUŞ.SABAH BÜTÜN KARINCA, BÖCEKLER, VS. YATAĞIN ÇEVRESİNDEYMİŞ.
ALİ:
- ULAN DEMİŞ, ŞİMDİ SİZE ELİMİN TERSİYLE BİR KORUM.AMA BABA YÜREĞİ....
altuntas58
13.11.2009, 22:25
Amin evlatlarım
Üç Amerikan askeri Iraklı bir amcanın bakkalına girerler alış veriş yaparken
'kahrolsun Amerika'diye ses duyarlar. Etrafa bakınırlar ve sesin bir
papağandan geldiğini görürler.
Bunun uzerine Iraklı bakkal amcaya 'bu papağanı buradan yok et yarın
geldiğimizde görürsek seni mahvederiz'derler.
Askerler gittikten sonra bakkal amca kara kara düşünmeye başlar çünkü
papağan kuşunu çok sevmektedir. Derken aklına cami imamlarının papağanı
gelir. Hemen imamın yanına koşar başından geçenleri anlatır ve 'Hocam eğer
sakıncası yoksa papağanları değişelim'der Hoca kabul eder ve değişim
gerçekleşir. Ertesi gün işgalci Amerikan askerleri gelir, papağanı görürler
ve kızarak :'biz sana bunu yok edeceksin demedikmi? '
Amca bu papağan o değil desede inandıramaz.
Sivri zekalı askerin biri ben şimdi anlarım bunun dünkü papağan olup
olmadığını der ve papağanın tekrarlamasını umarak bağırır:
'Kahrosun Amerika!!
ses çıkmyınca bakkal amca dahil hep birlikte bağırmalarını söyler:
-Kahrolsun Amerika!
(ses yok)
-Kahrolsun Amerika!
(ses yok)
-Kahrolsun Amerika!
papağan dile gelir
-Amin evlatlarım.....)))
günün ilk fıkrası benden olsun :D
Bir gün Cennet’in kapıları şiddetle vurulmuş: -Güm Güm Güm! !
İçeriden seslenmişler: -Kim o?
Dışarıdan gök gürültüsü gibi bir ses: -Biz İstanbul’u fetheden Fatih’in yiğitleriyiz! İçeriden hoş geldiniz diyerek kapılar ardına kadar açılmış ve yiğitleri içeriye buyur etmişler.
Her şey çok güzel gidiyormuş. Ta ki, 40 yıl geçinceye kadar. Bir gün kapılar yine şiddetle çalınmış: -Güm Güm Güm! ! !
İçeriden sormuşlar: -Kim o?
Dışarıdan gök gürültüsü gibi bir ses: -Biz İstanbul’u fetheden Fatih’in yiğitleriyiz!
İçeriden hemen cevaplamışlar: -Hadi len! Onlar 40 yıl önce geldi!
Dışarıdan yine ses gelmiş: -Biz mehter takımıyız ancak geldik! ! !
altuntas58
15.11.2009, 13:32
Çinli Çocuk
Karı koca küçük bir Çinliyi evlat edinirler. Daha sonra da Çince öğrenmeye karar verirler. Çince öğretmeni onlara sorar:
-Çince çok zor bir dildir. Bu yaştan sonra neden öğrenmek istiyorsunuz?
-Evlat edindiğimiz çocuk 1 yaşında. Yakında konuşmaya başlayacak. O zaman ne dediğini nasıl anlayacağ
sevgim 58
15.11.2009, 15:29
Köyün birinde imam bir köylünün kizina asik olmus.Bakmis böyle olmayacak annesine babasina söyleyip kizi istetmis.Ama ne yazik ki kizi vermemisler.
Bunun üzerine imam çok üzülmüs.Bu halde camiye gitmis ve ezan okumadan önce 'TÜM SEVIPTE KAVUSAMAYANLARA GELSIN' demis....
:D:D:D
altuntas58
15.11.2009, 17:00
Canım sevgilim benim
Sauna'ya giden bir grup genc erkek, soguk havuzda dinlenirlerken bir cep telefonu calar. Bir adam telefonu acar. Ortam cok gurultuludur; telefonun obur ucundaki kadin sesini zorlukla duyar.
- Sevgilim. Meltem'le disardayim. Biraz once cok guzel bir kurk gordum. 400 milyon liracik. Senin kredi kartindan alabilir miyim? N'oooolur, alabilir miyiiiiimmmm?
- Tabi canim. Al.
- Ah sevgilimmmm! Cok sekersin. Biseycik daha var ama kizmayacaksin, degil mi?
- Hayir, kizmam...
- Buraya gelmeden once Akmerkez'deydik. De Beers'de bir tane tek tas pirlanta yuzuk gordum. Cok guzeldi sevgilim. Butun arkadaslarimda var. Senin kredili kart hesabindan alabilir miyim? 650 milyon liracik. Gelecek ay ikramiye alacaksin. O zaman odersin. N'ooooluuurrrr. Alabilirmiyim?"
- Peki, al canim.
- Sevgilim benim. Bi tanem. Cok sekersin. Bu aksam sana harika bir gece yasatacagim. Caniiiim, bi sey daha var. Ama kizarsin diye korkuyorum...
- Kizmam, soyle bakiyim.
- Son kazadan sonra arabamdan iyice sogudum. Galeride bi tane Peugeot 206 gordum sevgilim. Cok guzeldiiii... 9 milyara birakacak. Senin adina bankadan bi kredi actirsak diyorum sevgilim. Nuran'in kardesi bankada sube muduru... Kefil-belge-imza falan istemiyor, sen tamam dersen hemen yapicak islemleri. N'ooolurrrr sevgilim, seni cok seviyorum....
- Peki, peki. Tamam. Olur. Al bakalim.
- Tatli sevgilim benim. Canim sevgilim. Seni coook seviyorum. Hadi by, aksama gorusuruz.
Genc adam telefonu kapatir ve arkadaslarina sorar:
- Bu telefon kimindi yahu?...
ismail 58
16.11.2009, 02:59
Günah çıkarma
Adamın biri kilisede günah çıkarma odasına girmiş,
bir bakmış ki bir duvar birbirinden çeşitli içkilerle dolu, diğer duvardaki rafta sıra sıra en kaliteli Küba puroları,
tam o sırada içeriye kilisenin rahibi girmiş.
“Özür dilerim peder” demiş adam,
“Ben günah çıkarmayalı çok uzun bir zaman oldu. Ama görüyorum ki bugünkü günah çıkarma odaları eskisine nazaran çok daha cazip ve davetkâr bir hüviyete bürünmüş.” Rahip öfkelenmiş:
“Çık lan burdan burası benim tarafım!..”
ismail 58
16.11.2009, 03:20
Elmas gerdanlık
KadIn yataktan kalkar kalkmaz “Ay gündüz niyetine” diye kocasına anlatmaya başlamış, “Sen bana harika bir elmas gerdanlık takıyordun şekerim. Sence ne demek bu?” Adam “Bu gece işten döndüğümde anlarsın tatlım.” demiş göz kırparak. O gün kadın kocasının dönüşünü beklerken saatler geçmek bilmemiş. Akşam kocasının eve elinde küçük bir paketle döndüğünü görünce kalbi yerinden fırlayacakmış sanki. Heyecanla yırtarcasına açmış paketi ve içinde bir kitap: “Rüya tabirleri!”
ismail 58
16.11.2009, 03:28
Yeni modeller
Doktor oto tamircisine “Yahu biliyor musun, senin bir saatlik ücretin benim aldığımdan fazla” demiş. “Tabii ki öyle olmalı..” diye cevap vermiş tamirci, “Siz Adem ve Havva’dan beri değişmeyen bir modelle çalışıyorsunuz. Oysa bizler her ay değişen model ve sistemleri öğrenmek durumundayız!..”
gönlüm58
16.11.2009, 08:28
YANLIŞ NUMARA
"Alo efendim"
"Pardon galiba yanlış numarayı çevirdim"
"Dikkat etsene geri zekâlı "
"Geri zekâlı sensin, üstüne birde bit beyinlisin"
"Ne sen kiminle konuştuğunu biliyormusun? ??"
"Hayır"
"Ben İstanbul emniyet müdürüyüm"
>(biraz sessizlikten sonra)
"Sen kiminle konuştuğunu biliyor musun?"
"Hayır"
"Ohhh çok şükür"
altuntas58
16.11.2009, 21:29
Ölü Adam
3 Arkadaş yolda yürürlerken kestirme bir yol bulmuşlar.Bu kestirme yol mezarlıktan geçiyormuş.3 arkadaş mezarlıktan yürürken tak tak sesleri duymuş.
Hayalet olduğunu düşünen bu 3 arkadaş titreye titreye ilerlemeye devam etmiş.Biraz daha yürüdükten sonra ileri de bir taşa elindeki çekiçle vuran yaşlı bir adam görmüşler.Adamın yanına gelip:
- Amca ne yapıyorsun.Korkuttun bizleri.
Adam:
- Adımı yanlış yazmışlar da.
altuntas58
19.11.2009, 21:10
Suçlu mahkum [#413]
Başkan Temel,bir hapishaneyi ziyaret etmiş.Bir tanesi dışında tüm mahkumlar suçsuz olduklarını, haksızlığa uğrayıp hapse düştüklerini anlatıyormuş.O tek mahkum şeytana uyup bir suç işlediğini, cezasını hak ettiğini söyleyince Temel hapishane yöneticilerine dönerek;
- Ha pu atamu serbest bırakun, öteçi masum insanların ahlakını bozmasun!
güzeldi.........TEŞEKKÜRLER
ismail 58
22.11.2009, 04:09
Fatura
Adam diş hekimine telefon edip
“Ne biçim bir fatura göndermişsiniz?” demiş kızarak, “Her zamankinin 3 misli.” Doktor “Biliyorum” diye cevap vermiş
“Ama sen de muayene sırasında öyle bir bağırdın ki iki hastam korkup kaçmış.”
yiğidoturan
26.11.2009, 23:03
Kurt ve Çakal
Bir gün Kurt çakalı yanına çağırmış.
Kurt: Çakal gel bakim buraya, demiş. Çakal gelmiş.
Kurt: Gözlerim kızardı mı?
Çakal: Kızardı.
Kulaklarım diklendi mi?
Çakal: Diklendi.
Kurt: Bacaklarım gerildi mi?
Çakal: Gerildi.
Kurt: Tüylerim diken diken oldu mu?
Çakal: Oldu.
Kurt: Bak şimdi nasıl av atarım! Hızlanarak, paaaat diye bir yabani atı devirmiş.
Kurt: Çakal ye şimdi bunu, demiş. Üç gün sonra çakal, Kurdu yanına
çağırmış.
Çakal: Kurt gel bakim buraya, demiş. Kurt gelmiş.
Çakal: Gözlerim kızardı mı?
Kurt: Yooo, demiş.
Çakal: Kızardı de, kızardı de, demiş.
Kurt: Tamam kızardı, demiş.
Çakal: Kulaklarım diklendi mi?
Kurt: Yooo, demiş.
Çakal: Sen diklendi de.
Kurt: Tamam diklendi, demiş.
Çakal: Bacaklarım gerildi mi?
Kurt: Yooo, demiş.
Çakal: Beni kızdırma, gerildi de.
Kurt: Tamam gerildi, demiş.
Çakal: Tüylerim diken diken oldu mu?
Kurt: Sende tüy yok ki, deyince.
Çakal: Çıldırtma beni, diken diken oldu de.
Kurt: Tamam diken diken oldu, demiş.
Çakal: Bak şimdi nasıl av atarım!
Hızlanarak, tam yabani atı devirecek, yabani at öyle bir tekme atmış,
çakalı elli metre uzağa salmış. Yavaşça Kurt çakalın yanına yaklaşmış.
Kurt: Eee, çakal kardeş. Şimdi gözlerin kızardı, kulakların
diklendi, bacakların gerildi, tüylerin diken diken oldu, demiş!
yiğidoturan
26.11.2009, 23:03
Kurt Köpeği ile devekuşu
Yavru tavşan yuvasından ilk kez ayrılır ve ormanda dolaşmaya başlar.
Karşılaştığı ilk hayvana kendini tanıtır:
"Merhaba kardeş ben TAVŞAN, sen kimsin?"
Karşısındaki hayvan:
"Ben de KATIR der"
Tavşanın kafası karışır:
"Nasıl yani?" der.
Katır:
"Benim annem Eşşek, babam da At; onlar birlikte olmuşlar sonra ben
doğmuşum" der.
Tavşan yoluna devam eder. Karşılaştığı başka bir hayvana kendini tanıtır:
"Merhaba kardeş, ben TAVŞAN, sen kimsin?
Hayvan:
"Ben kurt köpeğiyim" der.
Tavşan yine şaşırır:
"Nasıl yani?" der.
Kurt köpeği:
"Benim annem kopek, babam da kurt; onlar birlikte olmuşlar sonra ben
doğmuşum" der.
Tavşan yoluna devam ederken yavaş yavaş aklından bu bilgileri geçirir
ve işlerin nasıl olduğunu anlamaya başlar. Karşılaştığı başka bir
hayvana kendini tanıtır
"Merhaba kardeş ben TAVŞAN, sen kimsin?"
Hayvan:
"Ben DEVEKUŞU" der.
Tavşan afallar:
"Hade lennn!"
yiğidoturan
26.11.2009, 23:09
Tilki ile Kurt'un 'oruç' kavgası...
'LAN ŞEREFSİZ HANİ ORUÇTUN'
Tilki ormanda gezmektedir. Bir agacin dalinda asili bir geyik budu görür.
Açtir ama şüphelenir.. kontrol etmeye baslar ve görür ki bu bir tuzak.
Geyik budu bir iple bombaya baglidir.
Epeyce uzaga gider ve basini kollarinin üzerine koyarak yatar, biraz
sonra kurt gelir, budu görür ve yatan tilkiyi de tabi...
Tilkiye sorar 'ne yapiyorsun dostum'
Tilki cevap verir 'hiç... yatiyorum'
-Burada bir but var
-Evet var
-Neden yemedin
Tilki sakince cevap verir ;
'BUGÜN ORUCUM'
Kurt kendinden emin ;
'Ben yiyeyim o zaman'
Tilki 'Buyur afiyet olsun' der.
Kurt but `a uzanir uzanmaz bir patlama ortalik toz duman... kurt yarali
hareketsiz 10 metre uzakta perisan halde yatarken tilki sakince budu yemeye baslar.
Bunu gören kurt ;
'LAN ŞEREFSİZ HANİ ORUÇTUN'
Tilki piskin piskin ;
'Biraz önce top patladı duymadin mi ?'
yiğidoturan
27.11.2009, 03:14
Onlar Cenaze İçin
Yaşlı adam ölüm döşeğindeydi... Artık son dakikalarını yaşıyordu... Hasta yatağında yatarken birden mutfaktan gelen kokuyu duydu, en sevdiği çikolatalı kurabiyelerin kokusu... Birden gözleri aralandı, kendini ayağa kalkacak kadar güçlü hissetti... Bu şaşılacak bir şeydi, ölmek üzere olan adamı ayağa kaldırmaya kurabiyelerin kokusu yetmişti... Duvara tutunarak merdivenlere kadar yürüdü... Basamakları ağır ağır inerken sanki mutfağa değil hayata yaklaşıyor gibi heyecanlıydı... Nihayet mutfak kapısına kadar geldi... İşte masanın üzerindeki tepside onlarca çikolatalı kurabiye, tam karşısında duruyordu... Son gücüyle masaya yaklaştı, o kurabiyelerden bir tane ağzına atabilse sanki ömrüne ömür katılacaktı... Bir tane almak için elini uzattı... Ama birden karısı yetişti ve eline vurdu:
-"Çek elini bakayım... Onlar cenaze için..."
yiğidoturan
27.11.2009, 03:17
Oğlum Hasta Tarih..:
Kadının biri rahatsızlığı bulunan oğlunu doktor Temel'e götürmüş :
- Doktor bey oğlum rahatsız.
- Nesi vardur ?
- Bacakları çarpık, kolları tutmuyor, gözleri iyi görmez ve de pek iyi işitmez. Temel bunun üzerine kadına döner :
- Lütfen soyinun , sonra da uzanun der. Kadın şaşkın bir vaziyette,
- Doktor bey hasta olan ben değilim, oğlum hasta.
- Ula anladum da uşağu tüzeltmek, yenisini yapmaktan taha zor.
yiğidoturan
27.11.2009, 03:18
Tava Tarih..:
Temel'e sormuslar; ...
- "Dünyada ne olmak en güzel şeydir?"
- "Tava!" demiş.
-Nedenini sormuşlar?
- Bilgece cevaplamış;
- İçinde sürekli yiyecek bir şeyler var, yani karnın hep tok..
- Altın sürekli sıcak...
- Sapın da devamlı dik ve sürekli bir kadının elinde!.....
yiğidoturan
27.11.2009, 03:20
.:Hediye Tarih..:4/23/2009
Bir kadının bir süreliğine iş seyahati için İngiltereye gitmesi gerekmektedir. Kadının kocası eşini havaalanına kadar götürür. Karısı:
-"Teşekkür ederim kocacığım, senin için İngiltere'den ne getirmemi istersin?" diye sorar. Adam güler ve yanıtlar:
-"Bir Ingiliz kızı istiyorum hayatım... Kadın sessiz bir şekilde kocasından ayrılır ve yola çıkar. 2 hafta sonra adam karısını tekrar hava alanından almaya gider ve sorar:
-"Hayatım gezin nasıldı ?"
-"Teşekkur ederim hayatım çok güzeldi."
-"Peki hediyem nerede?"
-"Ne hediyesi?"
-"Hani bir Ingiliz kız istemiştim ya..."
-"Haa hatırladım, evet elimden geleni yaptım, şimdi biraz beklememiz lazım kız olup olmayacağını görmek icin... !!!!"
yiğidoturan
27.11.2009, 03:22
Erkekte Küpe (FIKRA GİBİ )
Bir Taksinin içerisinde geçen bir konuşma !
- Küpe mi takıyosun sen ? (dikiz aynasından zorlukla görüyor.)
- Ha evet.
- Baban kızmıyor mu ?
- yok kızmıyor.
- Benim oğlan yapıcak bi tarafına sokarım o kupeyi..
- Hmm ben sağda iniyim.
yiğidoturan
27.11.2009, 03:24
Fıkra Gibi Adı..:Printer
Sene 1992, üniversite yılları. Anneannemin haç parasıyla zar zor bir bilgisayar kapatmışız ama printer'a para kalmamış. Akşam vakti printer'i olan bir arkadaşa gidip aleti ödünç aldım, eve dönüp proje çıktısı alacağım.Ankara'da her kış olduğu gibi yerler yine buz. Kayıp düşer de alete bir zarar veririm korkusuyla bir taksiye bindim. Daha iki dakka olmadan polis çevirdi, taksici kenara çekti, sonra arabadan indi, kimliğini gösterdi. Ben kucağımdaki cihazın inmemek için uygun bir bahane olduğu düşüncesiyle elde kimlik arabada bekledim. Polis abi geldi, kapıyı açtı, ve aramızda şöyle bir diyalog geçti:
- O ne len ööle?
- Printer (yanindaki öteki polise dönerek) Ecnebi oğlum bu. Sonra gülümseyerek kapıyı kapattı. Güle güle manasına ikisi birden el salladılar, tekrar yola koyulduk. 500 metre kadar gittikten sonra söför gene kenara çekti, çünkü gülmekten arabayı kullanamıyordu.
yiğidoturan
27.11.2009, 03:26
Fıkra Gibi Adı..:Taksici
Nasıl yağmur nasıl fırtına, adam bir taksiye el kaldırır, taksi durur.. Adam gideceği yeri söyleyince, taksici kızarak "Ohaa orası çok yakın alamam seni" der ve gazlar gider.. Adam çok bozulur ama sonra bir şekilde evine gitmeyi başarır.. Ertesi gün şans eseri bir bakar ki, dün geceki taksici, evinin önündeki taksi durağındadır ve üçüncü sıradadır.. Hemen plan yapar ve ilk taksi söförüne yanaşır:
- Ataköy'e kaça götürürsün ?"
- 5 milyon
- Sana 20 milyon veririm ama bir kere verirsin.
- Hadi be sapık mısın, defol.. Adam bu cevabı alınca ikinci sıradaki taksiye yanaşır
- Ataköye kaça götürürsün ?
- 5 milyon
- Sana 20 milyon veririm ama bana bir kere verirsin
- Vay sapıkkk vayy defol sıra üçüncü taksiciye yani bizim taksiciye gelmistir.. Adam yanaşır:
- Ataköy'e kaça götürürsün ?
- 5 milyon
- Peki sana 20 milyon veririm ama bir sartım var
- Nedir ?
- Giderken diğer taksicilere el sallıyacaksın
- Ayıbettin abi tabii...
yiğidoturan
27.11.2009, 03:27
Fıkra Gibi Adı..:Bot Ne Kadar?
Abimiz deri, yarım bot ve koyu kahverengi ayakkabıyı alıp kasaya yanaşıyor... Kasadaki bayan botları poşete koyarken, sayın Abimiz de soruyor;
- 43 lira değil mi?...
- Kız, "Ne münasebet" der gibi bakıyor ve "Bunlar orijinal deri...İndirimli fiyatı 180 lira..." Abi'mizin bitiş cümleleri, kızcağızın kopuş anına denk geliyor;
-Olur mu hanımefendi, altında 'Size 43' yazıyor...
yiğidoturan
27.11.2009, 03:29
Fıkra Gibi Adı..:Polise Veririm
Ünlü güftekâr ve tamburî Osman Nihat Beyefendi çapkınlığı ile pek meşhurmuş. Ankara'da bulunduğu sıralarda güzel bir günde Kızılay'a doğru yürümekte iken hemen önü sıra da çok güzel endâmlı, alımlı, çalımlı bir bayan yürüyormuş. Osman Nihat Bey kadına biraz yaklaşarak başlamış dil dökmeye:
- Aman Ya Rabbi! Ne güzel endamınız var! Şu belin inceliğine bakın. Ya saçların omuzlara dökülüşü. Kadın omuzunun üzerinden arkasına söyle bir bakıp, kafasını çevirmiş ve de sinirli sinirli yoluna devam etmiş. Fakat Osman Nihat Bey kadının peşini bırakmamış ve dil dökmeye devam etmiş:
- Bacaklarınızın güzelliği, keklik gibi sekisiniz ne de hoş... Sizinle birlikte olmak her halde hayata bedeldir..." Ve daha neler ne dil dökmeler. .. Tam bu sırada Kızılay Meydanı' na yaklaşmışlar. Dört yol ağzına ve polisin olduğu yere geldiklerinde kadın bütün sinirli haliyle Osman Nihat Bey'e dönerek:
-Şimdi polise veririm! Deyince: Osman Nihat, masumane bir tavır takınıp, ses tonunu yumuşatarak
- Aman hanımefendi, ben bir saattir yalvarıyorum. Niye polise?
yiğidoturan
27.11.2009, 03:32
:Sihirli Sandalet
Bir adamla karısı Mısır'da eski bir çarşıda geziyorlarmış. Ayakkabı satılan bir dükkânın önünden geçerlerken satıcı içerden seslenmiş, buyur etmiş, girmişler.
- Satıcı "çok özel büyülü sandaletlerim var beyefendi, sizi sex te çok vahşi ve kuvvetli yapacak sandaletler..." Adam tabi ki erkekliğe leke sürdürmemek için pek önemsememiş ama eski günleri özleyen karısının ısrarlarına dayanamayıp sandaletleri denemeye karar vermiş. Adam sandaletleri giyer giymez gözleri parlamış, kalbi hızlı hızlı atmış, fiziksel değişimler başlamış, nefesi serileşmiş gözleri büyümüş ve etrafına seri bir şekilde bakınmaya başlamış. Karısı bir adım geri kaçmış "Aman allahım dur dur..." derken adam koşmuş, satıcıyı yakaladığı gibi tezgaha yatırmış, pantolonunu parçalayarak çıkarmaya başlamış, bu arada satıcı bir yandan kurtulmaya çalışırken bağırıyormuş,
-"Sandaletleri ters giydin lan!..."
yiğidoturan
27.11.2009, 03:38
Maaşa Zam Tarih..:
Kalabalık bir belediye otobüsünde kadının biri haykırmış:
-Terbiyesiz adam ,yeter artık! –Adam “Aman bayan ne oldu ki?” – “Daha ne olacak geçtin arkama. Taksim den beri ayıptır be!” – Adam “Efendim yanlış anladınız herhalde. Bugün aybaşı. Maaşımı aldım, cebimde o var. O dokunmuş olacak.”
-Kadın “İyi de be Adam , Taksim'den Şişli'ye gelene kadar maaşına zam mı geldi? “
sarıpapatyam
27.11.2009, 08:47
Temel çok para kazanmış. Ailece lüks bir lokantaya gitmişler. En pahalı şarabı seçip ısmarlamış.
- Garson “ Hangi yıl tercih ederdiniz, diye sorunca,
- Temel “ Pi mahzuru yoksa hemen isteyrum
altuntas58
30.11.2009, 18:56
Günün fıkrası
Temel aynalı sigaralığından bir tane sigara çıkarmış o anda gözü aynaya takılmış
- Ula Dursun ha bu aynadaki adam baa tanıdık geliy
demiş.
Dursun aynayı temelden almış şöyle bir bakmış
- Ula salak tabi tanıdık gelir bu benim .....
Emrah kalktı, elinde bir listeyle bakkal Murat a gitti :
- Bakkal amca, dedi, kilosu 525 liradan 7 kilo şeker, 630 liradan 11 kilo pirinç,
280 liradan 9 kilo un kaç lira eder?
- O senin dedigin fiyatlardan satmıyoruz pirinci, unu.
Hem sen okadar ağır
yükü nasıl götüreceksin?
- Sen ağırlıklarına bakma amca, fiyatlarının toplamını söyle.
Bu benim matematik ödevim?
gönlüm58
05.12.2009, 12:52
% 47 ile yönetimi ele geçiren Tayyip, buyurmuş:
"Üzerinde resmim olan pul bastırın, bundan böyle
bütün mektuplarımda bu pullar kullanılacak..."
Bir süre sonra görülmüş ki, pullar zarfa bir türlü yapışmıyor.
Tayyip küplere binmiş ve yetkiliyi çağırıp sormuş:
"Bu pullar niye yapışmıyor, arkalarına zamk sürmediniz mi ?!"
"Sürdük efendim" demiş yetkili ve eklemiş:
"Arkasına zamk sür
"Arkasına zamk sürdük ama herkes pulun ön yüzünü ıslatıyor....."
Kardelencicegi
06.12.2009, 00:46
Temel'le bir adam parkta oturuyormuş.
Temel de sigara içiyormuş. Adam dumandan rahatsız olmuş.
Dönmüş Temel'e ve sormuş.
- Kaç yıldır sigara içiyorsun?
Temel cevap vermiş;
- 30 yıl?
Adam başlamış nasihata:
- Bak 30 yılda sigaraya verdiğin parayı biriktirsen
şu karşıdaki lüks villa ve önünde duran son model araba senin olabilirdi.
Temel dönmüş ve sormuş:
- Sen sigara içiy musun?
Adam cevaplamış:
- Ben hiç sigara içmedim.
Temel tekrar sormuş:
- Peçi şu villa ve lüks araba senin mu?
- Hayır !
Temel eklemiş:
- Fazla konuşma o zaman? onlar penum...........
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez] ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez])
gönlüm58
09.12.2009, 00:48
Temel 20 senedir Almanya'da yaşıyormuş. Bir gün göçmen bürosuna gidip Almanya'dan kesin dönüş yapacağını
söylemişGöçmen bürosundaki Almanlar Temel'i tanıyorlar, seviyorlar. Sormuşlar ; 'Niye donuyorsun ?' diye.
Temel 'homoseksüeller yüzünden' demiş Bürodakiler şaşırmış, 'Seni rahatsız filan ediyorlarsa hemen bir
şikâyette bulun, gereğini yaparız. Buradan bu yüzden ayrılmana değmez demişler'
Temel : 'Beni rahatsız etmiyorlar' demiş. Bürodakiler yine şaşırmış;
-'Peki neden gidiyorsun ?' Temel cevaplamış :
-'Burada 20 yıl önce homoseksüellik yasaktı,
10 yıl önce serbest oldu,
5 yıl öncede evlenmelerine izin verildi Homoseksüellik MECBUR olmadan dönmek istiyorum.
altuntas58
17.12.2009, 18:07
Günün Fıkrası -Salak Erler
Kaçak yapıya göz yumma
İki çavuş iddaya girer; "hangimizin eri daha salak" diye. İlk çavuş erini çağırır ve der ki;
- Oğlum al şu 10 milyonu git bana bir araba al.
Er; "Baaaşüstüne çavuşum!" der ve gider.
İkinci çavuş çağırır erini:
- Oğlum git bak bakayım ben evdemiyim?..
Er; "Baaşüstüne çavuşum!" der ve çıkar.
Bu iki salak er çarşıda karşılaşırlar ve erlerden biri şöyle der:
- Yahu bende bir çavuş var; o kadar salak ki, bana para verdi `git bana araba al` diye. Lan keriz! Bugün pazar arabayı nerden bulayım!?
Diğer er:
- Yahu benimki daha da salak!.. Yok gidip kendisi evde miyiş, değil miymiş diye bakacakmışım! Be ey lavuk; yanında koskaca askeriyenin telefonu var; evi arayıp hele sorsana!!!
Adamin biri kazada kulaklarini
kaybetmis.. Arastirmalari sonucu iyi bir plastik cerrah bulmus , ve girmis ameliyata..
Ameliyat sonrasi bandajlar açildiktan bir süre sonra "Aman Allahim Doktor!
Bana
kadin kulaklari takmissiniz!" diye bagirmaya baslamis..
"Kulak kulaktir!"
demis Doktor..
"Kadini erkegi olmaz!"
"Yaniliyorsunuz!" demis hasta.. "Herseyi
duyuyorum ama
hiçbir sey anlamiyorum!"
altuntas58
18.12.2009, 15:49
Tabut
Temel yolda yürürken iki tabutun arkasında metrelerce uzanan bi kalabalık görür ve merakla tabutlardan birini sırtlayan adama
- Kardeş başınız sağolsun
der.
Adam
- Sağol eşimle kayınvalidem
der. Tabutları göstererek Temel
- Hayırdır nasıl oldu
der.
Adam
- Bizim köpek karıma saldırmış kayınvalidem de yardıma koşmuş fakat köpek ikisinide öldürmüş
der.
Temel çekinerek,
- Pardon beyefendi köpeğinizi ödünç alabilir miyim?
diye sorar.
Adam da
- Geç kuyruğun sonuna millet sırada görmüyor musun
der.
altuntas58
22.12.2009, 14:58
Saatler
Dursun saatlerin geri alınacağını duyunca evdeki tüm saatleri toplayıp saatçi Temel'e gitmiş ve
"Ula Temel, bütün saatler geri alınacakmış, biz de evdeki saatleri senden satın aldığımız için sana getirdik. Bunları geri alacaksın." demiş.
Temel gayet kendinden emin bir tavırla;
"Öyle yağma yok. Ben de duydum ancak, sadece 1 saat geri alınacakmış. Bir tanesini alırım gerisini almam." demiş
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez] n19ymcFA
EyüphanAydın
22.12.2009, 15:02
TEMEL ASTRONOT OLURSA
3 atranot uzaya gidecek.Bunlardan biri alman biri ingiliz biride bizim temel.Bunlar yıllarca gelmiyecekleri için en önemli ihtiyaclarını sorarlar.Alman bana
sarışın,esmer,kumral hatun der.İngiliz bana bol bol içki der.Bizim temel baaa bol bol cigara der.Neyse istekler temin edilip uzaya fırlatılıyorlar.3 astronot aradan yıllar geçiyor geri dönüyorlar.Tabi aileler merakla bekliyor.Önce alman iniyor dalyan gibi alman olmuş iğne iplik.Sonra ingiliz iniyor adam zil zorna sarhoş.Tabiki sıra temele geliyor.Temel kapıda görünür görünmez bi fırlıyor agzında cigarayla: -"Allahını seven baaa ateş versuuun
EyüphanAydın
22.12.2009, 15:05
Bir işadamı, oldukça yoğun ve yorucu geçen bir seneden sonra tatile çıkmaya karar verir. Eşi de kendisi gibi meşgul olduğu için birlikte tatil yapacakları bir dönem ayarlamak zor olur. İspanya kıyılarında bir otel bulur ve bulduğu ilk uçakla oraya gider. Otele yerleşirken bir aylık bir rezervasyon yaptırır. Bir hafta kadar güzelce tatil yaptıktan sonra, bir akşam yemeğinde garson kendisine bir mektup iletir. Mektubu okuyan işadamı, tatilini geçirdiği otelin yöneticisinin yanına gider. "Ne yazık ki tatil sona erdi..." Yönetici şaşırır ve üzülür. "Ama beyefendi, bir aylık rezervasyon yaptırmıştınız, ne oldu böyle aniden?" İşadamı çaresiz bakışlarla cevap verir: "Evet bir ay kalacağım, ama tatil bitti. Karım işinden izin almayı başarmış ve iki gün sonra burada olacakmış..."
altuntas58
24.12.2009, 14:23
bir gün temel bi kadınla evlenip daha sonrada yurt dısına cıkmak zorunda kalır orda en az iki hafta kalacagını söleyerek evden ayrılır bunu fırsat bilen karısı eve sevgilisini alır ve yaklasık hergün beraber olur ama temelin yurt dısında işi erken bittigi için eve erken döner ve eve geldigi zaman karısının eve adam alıdıgını gorurve hemen tabancasını cıkararakl adamı vururve tam kendini vuracakken
karısı dur temelim yapma der
temel iste sen sus kaltak sıra sanada gelecek der
EyüphanAydın
24.12.2009, 14:27
Kapi Açmak
Arizona da demiryolu yapimi sirasinda mühendis, yasli adami ikna etmeye
çalisiyordu :
- Tom Baba, baska çözüm bulamadik. Demiryolunu sizin evden geçirmek
zorundayiz.
Tom Baba öfkelendi :
- Demek evimden! Olur mu öyle sey! Yani trenin her geçisinde gelip kapiyi
açacagim, öyle mi?
EyüphanAydın
24.12.2009, 14:28
2 - Temel ve Sevgilileri
Temel in 3 tane sevgilisi vardir.Biri ögretmen, biri doktor, biri de santralcidir.
Fakat ögretmenle evlenmeye karar verir. Bunu bilen arkadasi sorar "Niye
ögretmen de digerleri degil?" diye. Temel de ona döner:
-Ula der, bilmez misin doktorlar "bugün git yarin gel" der, santralci de "su an
mesgul daha sonra tekrar deneyin" der. Ama ögretmen ne der? Hadi bir daha
tekrarliyalim...
EyüphanAydın
24.12.2009, 14:28
5 - Pilot Temel
Pilot Temel telsize var gücüyle bagiriyordu :
- "Ula, sag motor bozuldu. Düseyrum, düseyrum. Meydey düseyrum. Kule düseyrum."
Kule hemen cevapladi :
- "Mesaj anlasildi. Yerinizi bildirin, yerinizi bildirin."
Temel gayet ciddi :
-"Pilot kabini, öndeki sol koltuk, pilot kabini, öndeki sol koltuk."
EyüphanAydın
25.12.2009, 13:02
Kurusun
Bir gün doktorlar, tımarhanede yaptıkları araştırmada en akıllı deliyi seçeceklermiş. Bir gün delilerden biri bahçede bulunan havuza düşmüş ve boğulmak üzereymiş. Delilerden biri havuza düşen arkadaşını kurtarmaya çalışmış. Bunu gören doktorlar arkadaşını kurtaran deliyi yanlarına çağırmışlar ve "seni en akıllı seçiyoruz" demişler. Doktorlardan biri: "Peki kurtardığın arkadaşını çağır da sana teşekkür etsin" demiş. Deli: "Gelemez ki!" Doktor: "Neden gelemezmiş?" Deli: "Çünkü kuruması için onu astım!"
EyüphanAydın
25.12.2009, 13:03
Ümmed-i Muhammed
Ali Mısır'da okuyan bir öğrenci. Sınavlar bitmiş ve yaz tatiline girecekler.. Babası Ali'ye telefon eder ve sınavların nasıl geçtiğini sorar. Ali de bilmediği halde "çok iyi geçti" der ve bunu üzerine babası onu İstanbul'a işlerinde yardım etmesi için çağırır. Ali gidecektir İstanbul'a ve arkadaşına son olarak şöyle der; "Ahmet sen notlarımı öğrenirsin ve beni ararsın. Eğer telefona babam çıkarsa Muhammed'in Ali'ye selamı var dersin; ben anlarım bir tane zayıfım olduğunu." Ahmet notları öğrenir ve arar. Telefona babası çıkar ve Ahmet şöyle der: - Amcacım Ali'ye söyle ona bütün Ümmed-i Muhammed'in selamı var...
EyüphanAydın
26.12.2009, 17:19
2 kere 2
Bir matematikçi, bir muhasebeci ve bir ekonomist aynı işe baş vururlar.
Görüşmeci matematikçiye sorar:
"İki kere iki kaç eder?"
Matematikçi cevap verir:
"Dört!"
Görüşmeci sorar:
"Kesin dört mü?"
Matematikçi kendinden emin cevaplar:
"Evet, kesin dört!"
Matematikçi çıkar ve ekonomist odaya girer. Bu sefer görüşmeci ayni soruyu ekonomiste yöneltir. Ekonomist yanitlar:
"Ortalama dört eder, yüzde 10 asağıya veya yukari oynayabilir, ama ortalama dört eder!"
Ekonomist de çıkar, muhasebeci odaya girer, aynı soru ona da sorulur. Muhasebeci ayağa kalkar, kapıyı kilitler, panjurları indirir ve görüşmecinin kulağına eğilerek sorar:
"Kaç etsin istersiniz?"
EyüphanAydın
26.12.2009, 17:19
Irgat
bir gün ırgat paşanın yanına giderek derki
-ağam bu gün sizi rüyamda gördüm der.ağa
- hayırdır inşallah der.
ırgat
-bir uçakta giderken,uçak düşüyor.
ağa
-halla halla
ırgat devam eder.
-sen bal çukuruna bende bok çukıruna düşdüm der.
ağa
-ağalığımı heryerde gösteriyorum de
ırgat
-sonrada birbirimizi yalayarak temizledik der:):)))))))):)
EyüphanAydın
26.12.2009, 17:19
lamba
temel yolda gördüğü eski püskü bir lambaya bir tekme sallar.Lamba10,20 metre ileriye gider ve lambanın içinden bir cin çıkar cin:dile benden ne dilersen!temel:özür dilerim
EyüphanAydın
26.12.2009, 17:20
baba yüregi
cocugun biri bir gün babasına sorar baba demıs cocuk nasıl oluyor.
tabı halıyle adam soyluyememıs demıskı gece yatarken yatagın yanına şeker koyuyorsun sabah cocuk oluyor demıs.
cocukta gece sekerlerı koymus yatagının yanına
sabah kalktıgında ne gorsun bir avuc karınca okadar cok olunca cocuk kızmıs.
şimdi demıs bir vurcam ama demıs BABA YÜREGİ işte dayanmıyo :)
EyüphanAydın
26.12.2009, 17:20
HUZUR EVİNDEKİ YAŞLILAR VE AZRAİL
Huzur evinde 3 yaşlı kadın AZRAİL gelirse canımızı alırsa diye düşünmüş
BİRİ:
Buldum bebek takilidi yapalım bebek sanıp gider
demiş diğerleride onaylamış
bir gece AZRAİL gelmiş Gelidiğini anlamışlar biri "MAMMAA" diğeri "ANNEE" öteki "INGAAA" demiş
AZRAİL'de
"HADİ BAKALIM ADDAAAA" Demiş
EyüphanAydın
26.12.2009, 17:20
Acayip Komikkk !!! kopacaksınız!!!
Bir gün 45 yaşlarında bir kadın kalp krizi geçirir gibi olmuş. Tabii acilen hasteneye kaldırılmış. Kadın doktor tarafından sedyeye geçirilince o anki kafayla gözlerini kapattığında azraili görmüş. Hemen telaş etmiş ve azraile "günüm geldi mi?"demiş. Azrail de ona "yok canım rahat ol. Ben senn canını 28 yıl 8 ay 3 gün sonra alacam."demiş. Kadın da bunu duyduktan sonra hemen hastanede estetik flan yaptırmış. Hastaneye girdiğinde buruşuk muşambayken çıktığında manken gibi olmuş yaniii. kadın hastaneden çıktığında bir ambülans kadına çaprmış ve kadın ölmüş. Öteki tarafta kadın hemen azraili bulmuş ve sinirli sinirli "hani benm canımı hemen almayacaktın" demiş. Azrail de şaşkınlı içerisinde "kızzzz ben seni tanıyamadımmm... " demiş.. =)=)=)
EyüphanAydın
26.12.2009, 17:20
Taksici
çocuğun biri çok laf sokuyomus bigün annesi ve çocuk taksi cevirmişler. annesi taksiciye
-bnm oğlum laf sokar ne drse cvp verme demiş
taksicide kabul etmiş çcuk başlamış
-senin annen doktor baban mühendis olsa sen ne iş yapardın? demiş taksiciden ses yok çocuk:
annen şöfr baban pilot olsa ne iş yapardın? demiş taksiciden yine ses yok çocuk böle dvm etmiş ve taksici en sonundqa sinrlenmiş . çocuğa
senin annen *rospu baban *zevnk olsa sen ne iş yapardın? demiş çocukta hemen
--taksici olurdum demiş :D:D:D
EyüphanAydın
26.12.2009, 17:20
Müjde
kadının biri kocası eve gelince şöyle der:
müjde kocacığım yakında evde 3 kişi olacağız.
kocası:
yaşasıın! çocuğumuzmu olucak yoksaa?
kadın:
hayır yarın annem bize taşınıyoor......
EyüphanAydın
26.12.2009, 17:21
300 çikolata
bir gün çocuk adma 299 tane çikolata verirmisiniz?
300 olsa olmazmı demiş o kadar çikolatayı kim yerki?
EyüphanAydın
26.12.2009, 17:21
tatil bitti
Bir işadamı, oldukça yoğun ve yorucu geçen bir seneden sonra tatile çıkmaya karar verir. Eşi de kendisi gibi meşgul olduğu için birlikte tatil yapacakları bir dönem ayarlamak zor olur. İspanya kıyılarında bir otel bulur ve bulduğu ilk uçakla oraya gider. Otele yerleşirken bir aylık bir rezervasyon yaptırır. Bir hafta kadar güzelce tatil yaptıktan sonra, bir akşam yemeğinde garson kendisine bir mektup iletir. Mektubu okuyan işadamı, tatilini geçirdiği otelin yöneticisinin yanına gider. "Ne yazık ki tatil sona erdi..." Yönetici şaşırır ve üzülür. "Ama beyefendi, bir aylık rezervasyon yaptırmıştınız, ne oldu böyle aniden?" İşadamı çaresiz bakışlarla cevap verir: "Evet bir ay kalacağım, ama tatil bitti. Karım işinden izin almayı başarmış ve iki gün sonra burada olacakmış..."
EyüphanAydın
26.12.2009, 17:21
yas
bir bir cocuk bakkalin onun den gecerken bir adam sormus:
-kac yasindasin?
_8yasindayim.
ondan sonra bir hafta ecmis bu safer gene yasini sormus.
-kac yasindasin?
-13yasindayim.
adam:
-nasil olur daha bir hafta once 8 yasindaydin.
-bebekler hozli uzar da cocuklar nasil hizla buyumez?
EyüphanAydın
26.12.2009, 17:21
AYŞE İLE MANAVCI
Ayşe manava gitmiş.Evin ihtiyaçlarını almış.Sonra manaccı:Ayşe kızım bir avuç kiraz alabilirsin. demiş.Ayşe'de almamış köşede beklermiş.Manavcı:Neden almadın kızım.demiş.Ayşede sen ver.Senin avucun daha büyük
EyüphanAydın
26.12.2009, 17:21
gişe
temel bir gün karısı fadimeyle sinama izlemeye gitmişler gişede temel iki pilet lütfen demiş gişedeki kadın leyla ile mecnun için mi demiş? temel hayir fadimeyle penum için demiş
EyüphanAydın
26.12.2009, 17:22
OĞLAN İSTERİM KIZ İSTERİM
birgün adamla kadın çocuk yapmaya karar werirler yaparlarken adam sürekli 'geliorum gidiorum' der tam bunu derken çocuk 'BABA NEREYE GİDİYONUZ BENDE GELİORUM ' der babası çocuğu geri yatırır diğer gün tekrar yaparlarken 'OLAN İSTERİM KIZ İSTERİ OĞLAN İSTERİ KIZ İSTERİM 'derken çocukta gelir 'BENDE BİSİKLET İSTERİM BENDE BİSİKLET İSTERİM'
EyüphanAydın
26.12.2009, 17:22
yumurta
küçük çocuk bakkala sormuş
-neden hep küçük yumurta veriyorsun?
-taşıması kolay olur da ondan
çocuk eksik para verip yumurtalarıalmış.bakkal arkasından seslenmiş:
-ama sen eksik para verdin!
çocuk gülerek yanıtlamış
-sayması kolay olur da ondan
EyüphanAydın
26.12.2009, 17:22
bahar
baharın bi hocası varmış fatih die bahar hocasını çok sewermiş okuldan ewe gelince hep anlatırmış bu böle devam etmiş sonra yine anlatırken kardeşi yeter eee sen napıon hergün fatih hergün fatih çok sewiosan git bul ewlen demiş sonra yeter demiş ki yok yok ewlenme ewlendikten sonra da ewde ne yaparsanız onu anlatırsın demş :d
EyüphanAydın
26.12.2009, 17:22
kamyoncu
adamın birin yapacak bi işi yok ancak az bi parası varmış.
ve karar vermiş.. bi kamyon alıp bi de şoför tutacak .. nakliyecilik yapacak.
.. parası ancak hurdaya yakın bi kamyon almaya yetmiş..
şoförlüğü olmadığı için bi de şoför tutmuş..
neyse.. ilk seferlerine çıkmışlar.. tabii kendisi de şoförle birlikte gidiyo..
- 1.vitesle kalkmış şoför.. derken 2,3. vites..
tekrar yavaşlamış 2 ye cekmiş ..
1,2,3- 2, 1 şoför gerektiğinde vites değiştiriyomuş ki..
vites kolu şoförün elinde kalıvermiş..
adamın tepkisi..
-lov ben biliydim senin beyle bir pok yiyeceğini..
sabah beri durdurmadın ki o kolu yerinde.. bi ileri yitiyseeeenn.. bi geri çekiyseeen..
EyüphanAydın
26.12.2009, 17:22
altı kağıt
Nasrettin hoca işsiz kalınca ayakkabıcılığa başlamış bir sabah ayakkabıları tezgaha kurup altı kağıt altı kağıt demeye başlamış herkes ayakkabılara saldırmış ve herkes altı kağıta almış etesi sabah tezgahı kurmuş sabahtan herkes gelmiş ve paramızı isteriz demişler niye demiş nasrettin hoca eeeeee bunun altı kağıt demişler ebensize demedimmi?? altı kağıt diye sizde hemen aldınız demiş.
EyüphanAydın
26.12.2009, 17:22
ŞAKACI
Bir gün Temel balığa çıkar.Iyi bir avdan sonra bir tekne balık tutar.Birden hava patlar ve çok büyük bir fırtına çıkar.Temel dua etmeye başlar. Allahım beni bu fırtınadan kurtarırsan bütün bu balıkları fakirlere dağıtacağım der içinden. Hava bir zaman sonra düzelir. Temel evine dönmeye başlar. Birtaraftanda balıklara bakar ve içinden bu balıklar fazla, yarısını dağıtsam olur der.Biraz daha sonra balıklara tekrar bakar ve bu balıkların yarısıda çok fazla ben bunların çeyreğini dağıtsam olur der.Biraz daha zaman geçer Temel tekrar balıklara bakar. Tam o sırada hava tekrar bozulur.Temel kafasını gök yüzüne diker ve şöyle der.Haçen sen de şakadan hiç anlamiyusun.
EyüphanAydın
26.12.2009, 17:23
cenaze aracı
bir tane cenaze aracı yoldan geciyomuş aracı süren adam karşı yoldan gelen kıza şiş gelsene demiş oda gelmem demiş ??? niye kız gelimiyon demiş bu araca herkez bine bilmem icin ölüyo demiş..(-_-)???
EyüphanAydın
26.12.2009, 17:23
7 kişilik asansör
temel oğlunun yanına gitmiş. ((10 katlı bina tabi))
çıkmış en üste oğlunun yanına nefes nefes içinde kalmış
oğlu:la baba la niye asansöre binmedin
temel: la asansör yedi kişilikti 6 kişi bekledim bekledimgelmedi bende merdivenlerden geldimm...
EyüphanAydın
26.12.2009, 17:23
otobüs şöfürü
Cocugun Biri Otobüs Yolculuğu Sırasında Şöfürün Hemen Arkasında Kendı Kendıne Annem Ayı Babam AsLan oLSaydı Ben Ne oLurdum Acaba Daha Sonra Tekrar O Sekılde MırıLDanmaya BasLamıs Şöför Dayanamayıp Annen Oruspu Baban Pezevenk oLSaydı Sen Ne oLurdun Cocuk Kızarmıs Bır SekıLDe Cevap Verır:Bende Kesın Otobüs Şöfürü oLurdum Der:)
EyüphanAydın
26.12.2009, 17:23
Kaplumbağalar
kamplumbağaların bir gün suyu bitmiş ne yapacaklarını şaşırmışlar.Sonra aralarında 2 gönüllü seçip bu iki kaplumbağalar yola çıkmışlar.20 yıl geçmiş göle varmışlar.ama kova almadıklarını anlamışlar.birisi demiş ben kova almaya giderim bana söz ver suyu içmeyeceklerine demiş oda söz vermiş.aradan 60 yıl geçmiş gelen giden yok neyse bu suyu içeyimde bari neslimi sürdüreyim demiş.Tam suyu içecekken çalıların arasından bir ses gelmiş.Bak suyu içersen kova almaya gitmem.
EyüphanAydın
26.12.2009, 17:23
kıtlık
birgün şişman bi adam yolda yürürken karşısına cılız bi adam çıkmış adama seni görende ülkede kıtlık var sanar demiş cılızda seni görende kıtlığın sebebini anlar demiş
EyüphanAydın
26.12.2009, 17:23
ortak nokta
Hasan ile Ahmet iki eski arkadaştılar.Liseden sonra biri Ziraatı,diğeri Dişçilik fakültesini kazanmıştı. Uzun yıllar geçtikten sonra tekrar karşılaştılar.Sohbet sırasında aralarında şöyle bir konuşma geçti:
-Dişçi ile çiftçi arasındaki ortak noktayı biliyormusun ?
-Biliyorum,ikiside kök söker
EyüphanAydın
29.12.2009, 14:45
Nasreddin Hoca ya yapılan şakalar tükenip bitmezdi. Akşehir liler bir gün Hoca ya takılır ve sorarlar.
- Hocam senin evliyalar katında ulu bir kişi oldugun söylenir. Aslı var mıdır?
Hocanın böyle bir iddiası elbette yoktur ama bir kere soruldu ya cevaplar :
- Herhalde öyle olmalı.
Bunu duyan bir kisi hemen söylenmeye baslar :
- Böyle kisiler zaman zaman mucizeler göstererek bu özelliklerini herkese kanıtlar. Hocam madem kabullendin, göster bir mucize görelim. Hoca :
- Pekala size şimdi bir numara yapalım, der. Karsisinda duran ulu çınara :
- Ey ulu çınar çabuk yanima gel, der
Tabii ne gelen agaç var ne de giden... Hoca yürümeye baslar ve agacin yanına varır. Aksehir liler ne oldu hocam agacı getiremedin kendin yanina gittin diyerek gülünce Hoca :
- Bizde kibir yoktur. Dag yürümezse Abdal yürür, der.
EyüphanAydın
29.12.2009, 14:45
Adamın bir papağanı varmış.Papağan devamlı televizyon
seyrediyormuş.
-Adamda işten eve,evden işe giden bir kişiymiş.
-Bir gün adam papağanını kafesiyle birlikte balkona bırakmış ve işe gitmiş.
-Bir saat sonra sokaktan polis aracı geçerken papağan bağırmaya
başlamış.
-KAHROLSUN PARALI EĞİTİM KAHROLSUN POLİS V.S.
-Ekip aracı hemen durup sesin geldiği yere ateş etmeye başlamış.
-Ev darmadağın olmuş. Eve gelen adam hayretler içinde bakakalmış.
-Neyse diyerek evi yaptırmış. Ertesi gün aynı olay tekrarlayınca adam evi gözlemeye başlamış.
-Ekip aracı karşıdan görününce başlamış papağan yine slogan atmaya tabi polis te ateş etmeye.
-Durumu gören ev sahibi papağanı alıp tavuk kümesine atmış.
-Papağan kümeste başlamış volta atmaya bunu gören tavuklar gülüyorlarmış.
-Papağanın kafasıda atmış, tavuklara dönüp şöyle demiş.
-Ne gülüyonuz lan ben sizin gibi fahişelikten yatmıyorum.
-Düşünce suçundan yatıyorum...
EyüphanAydın
29.12.2009, 14:46
Bir köye konuşma yapmak üzere bir sosyal demokrat kişi gelir ve konuşmasini yapar ama vakit geç olmustur. Şehir e geri dönemez ve geceyi koyde gecirmek zorunda kalir.kalmak icin kendine yer ararken yanliz yaşayan bir KADIN in evine gelir. Bu gece burda kalabilirmiyim diye sorar ve ekler: Benden korkmaniza gerek yok Çünkü ben sosyal demokrat biriyim der ve o gece orada kalir; ama bu defa KADIN rahat durmaz adama sarkintilik yapar. Adam ben sosyal demokrat biriyim der ve KADIN IN istegini geri cevirir. Sabah olur adam uyanip pencereden disari baktiginda sasirir. Bahcede 9 horoz, 1 tavuk var hemem KADINA sorar: Neden 9 horoz varda 1 tavuk var der. KADIN hemen cevap verir: Şu gördügün 8 horoz sosyal demokrat bu bir horoz normal.
EyüphanAydın
29.12.2009, 14:46
Amerika dan döner dönmez, elindeki kocaman bavulla Meclis kürsüsüne
çıkan
Kemal Derviş;
- Bu bavulun içinde tam 14.3 milyar dolar var, demiş.
Arkasından da sormuş:
- Bu parayı nüfusumuza bölersek, kişi başına kaç dolar düşer?
Milletvekilinin biri, derhal ayağa kalkarak cevap vermiş
- 26 milyon dolar...
- Ama 14.3 milyarı,70 milyona böldüğümüzde 26 milyon çıkmaz ki...
- Ben, 70 milyona bölmedim ki...
- Kaça böldün?
- 550 ye!..
EyüphanAydın
29.12.2009, 14:46
Rus devlet başkanı Brejnev Amerika yı ziyaret ettiğinde Ford un davetlisi olarak Beyaz Sarayda davet edilmişti. Ziyaretin ertesi sabahı Ford Brejnev e geceyi nasıl geçirdiğini sordu: Çok iyi uyudum ve ilginç bir rüya gördüm. Yaa ne gördünüz? Beyaz sarayda komünist bayrağının dalgalandığını gördüm. Brejnev in bu cevabına Ford karşılık vermedi. Bir yıl sonra Ford da Rusya ya ziyarete gitti.Sabah olunca Brejnev ona nasıl uyuduğunu sordu. Ford: İyi uyudum ve ilginç bir rüya gördüm. Ne gördünüz? Kremlin de komünist bayrağı dalgalanıyordu. Brejnev pek memnun olmuştu. Ford devam etti: Ama bayrakta acaip yazılar vardı. Ne yazıyordu ne yazıyordu? Vallahi okuyamadım zira yazılar Çince idi.
EyüphanAydın
29.12.2009, 14:47
Fahrettin Kerim Gökay, İstanbul Belediye Başkanlığı zamanında fırınları geziyormuş. Kendisine, ağzı oldukça bozuk bir fırıncı pasta ikram etmiş. Fahrettin Bey, şöyle bir tadına bakmış ve sormuş,
"Hımmm! Çok güzelmiş, ne kattın buna?"
Fırıncı gülümseyerek yanıtlamış
"Sana koydum efendim!"
Fahrettin Bey, bu söz üzerine pastadan bir lokma daha almış ve devam etmiş:
"Ben de bütün fırıncılara söyleyeyim de, hepsi Sana koysunlar"
EyüphanAydın
29.12.2009, 14:47
Adamın biri yaklaşan seçimlerde milletvekilliğine aday olmak için bir partiye başvurur.partiden gelen yazıda kendisini daha iyi tanıyabilmek için partinin başkanının evine yemeğe geleceği bildirilir.Adam hemen hazırlıklara başlar.evdeki papağanınada tembihlemeyi ihmal etmez,akşama partinin genel başkanı misafirim bizim partiyi biraz öv der. neyse akşam yemeğe oturulur .yemekler yenir söz siyasete gelir,işler yolundadır,lakin geveze papağan başlar rakip partiden övgü ile söz etmeye sizin parti dandik falanca parti iyi sizden daha iyi falan.bakarki genel başkan adamın papağanı rakip partiyi övüyor kusura bakmayın der,papağanınız bile diğer partiyi övüyor onun için sizi aday gösteremeyiz der çıkar gider.adam kızgınlığından yakalar papağanı doğru bahçedeki tavuk kümesine tavukların arasına atar.sabah olur.kümeste bir horoz olanca gücünle öter,kümesin kapısını açar ve sırayla bütün tavukları halleder,kümeste tavuk kaldımı diye eğilir içeri bakar,birde ne görsün tavuğa benzer kırmızılı yeşilli rengarenk bir şey kafasını uzatmış kendisine bakıyor,gel gel der geç bakalım sıraya,papağan şöyle bir silkinir,ulan yavşak der biz buraya orospuluktan gelmedik siyasetten geldik der......
EyüphanAydın
29.12.2009, 14:48
aliye öğretmen ödev vermiş. aliye 5 cümle yazacaksın demiş. ali babasına gitmiş:
-babacığım bana bir cümle söyler misin? demiş.babası da o sırada maç izliy ormuş.birden:
- gooooooooolll diye bağırmış.ali defterine yazmış.sonra annesine gitmiş.annesinin sana yağı kaybolmuş:
- sana sana sana demiş. ali defterine yazmış.abisine gitmiş.abisi tarzan filmi izliyormuş:
-ben tarzan demiş.ali defterine yazmış.ablasına gitmiş.ablası telefonda sevgilisiyle konuşuyomuş:
-bu gün olmaz şekerim yaarıın demiş.ali defterine yazmış.kardeşine gitmiş.kardeşinin oyuncak robotunun pili bitmiş:
-pilibitti pilibitti bozuldu demiş.eretesi gün aliyi öğretmen tahtaya kaldırmış. ali:
-gooooooooooooll diye bağırmış.öğretmen:
-bana mı dedin sen onu???????? demiş.ali:
-sana sana sana demiş.öğretmen:
-sen kendini ne zannediyosun? demiş.ali:
-ben tarzan demiş.öğretmen:
-seni disipline vereyim mi? demiş.ali:
-bu gün olmaz şekerim yaarıın demiş.öğretmen düşüp bayılmış.ali:
-PİLİBİTTİ PİLİBİTTİ BOZULDu!!!!!.... DEMİŞ.
EyüphanAydın
29.12.2009, 14:48
Ögretmen ögrencilere sordu: buradabir hayvan iskeleti var. söyleyin bakalınm, bu hangi hayvanın iskeletidir? Turgut cevap verir- ölmüşbir hayvanın iskeletidir.
EyüphanAydın
29.12.2009, 14:49
bir gün hoca bir sınav yapacaktı.herkez deli gibi çalışmıştı.Ama sınıfa girdiklerinde kalem kağıt deyil mikroskoplar vardı.Çocuklar şaşırdı ve hocalara hemen itirazlar başladı eeeee tabi sen nasıl karşılardınki?Çaresizce geçmişler mikroskobun başına hoca:
__Bu mikroskop aletinin içinde bir hayvan türünün bacağı var ve bu bacağın hangi hayvana ait olduğunu bulacaksınız dedi.
Sınıftan Can bu na şöyle cevap verdi ben gidiyorum anasını satıyım ya!!
hoca:
__Sen kimsin len kapıyı çarpıp çıkıyorsun?
Kapı biraz aralandı ve bir bacak çıktı söyle lan tanıdın mı beni söyle lan söyleeeee
dedi:)!!!
EyüphanAydın
29.12.2009, 14:49
Karne günüydü...Küçük çocuk okuldan döndü. Annesi; karnen nerede? diye sordu. Çocuk gülerek; arkadaşıma ödünç verdim,babasını korkutacak...
EyüphanAydın
29.12.2009, 14:49
Öğretmen matematik dersinde:
-Çocuklar, dedi, sayılar asla yalan söylemez. Örneğin bir adam bir tarlayı, on iki günde sürerse, on iki adam bir günde sürebilir. Buna benzer bir örnek de siz bulun bakalım.
Öğrencilerden biri kıs kıs gülerek parmağını kaldırdı:
-Örneğin bir vapur Atlantik Okyanusunu altı günde geçiyorsa, altı vapur bir günde, yüz kırk vapur bir saatte geçer...
EyüphanAydın
29.12.2009, 14:50
Öğretmen, Pole sordu:
-İki yüzlü kime derler?
Çocuk cevap verdi:
-Okula güler yüzle gelen öğrenciye derler efendim!
EyüphanAydın
29.12.2009, 14:50
Bir gözlem:
Üniversitenin ilk günü dekan bir sınıfa girdi ve Günaydın! dedi.
Sınıf hep birden
Günaydın, hocam! deyince,
A! Siz birinci sınıfsınız, dedi.
Sonra açıkladı:
Bir hoca sınıfa girip
Günaydın! dediğinde, hepsi, Günaydın, hocam! derse, birinci sınıftırlar; gazetelerini ortadan kaldırıp kitaplarını açarlarsa ikinci sınıftırlar; hocayı görmek için gazetelerinin yukarısından bakarlarsa üçüncü sınıftırlar; ayaklarını sıraya koyup gazetelerini okumaya devam ederlerse dördüncü sınıftırlar.
Hoca içeri girip Günaydın! dediğinde, bunu not alıyorlarsa master öğrencisidirler.
EyüphanAydın
29.12.2009, 14:51
Bir toprak ağası oğlunu üniversiteye göndermişti. Sene sonunda oğlu köyüne dönünce, merakla sordu baba:
-Oğlum kaçıncı oldun?
-İkinci, dedi delikanlı.
-Yazık emeklerime. Ben seni oraya birinci olasın diye göndermiştim.
İkinci yıl delikanlı çok daha fazla çalışır ve bu sefer gerçekten birinci olarak döner. Sonucu babasına söyleyince adam aksi aksi başını salladı ve hayıflanarak:
-Sen birinci oldun ha? Yazık! Demek o üniversite de üniversitelikten çıktı ha!
EyüphanAydın
29.12.2009, 14:51
Baba öfkeyle bağırıyordu: Rezalet! Kepazelik! Okulda iyice sermişsin. Hiç çalışmıyorsun.�
-Ama baba, o kadar çok ders yığılıyor ki, başarmak imkânsız.
-Ne demen imkânsız? Ben Türkçede imkânsız diye bir kelime bilmiyorum.
Babasının bu sözü üzerine, oğlu odadan çıktı. Banyodan dişmacunu tüpünü alıp döndü, tüpü masanın üzerine sıkıp boşalttı. Sonra seslendi:
-Haydi bakalım, doldur şimdi bu macunu tüpe!
EyüphanAydın
29.12.2009, 14:51
Öğretmen coğrafya dersini sona erdirmişti ki, bir çocuk parmak kaldırarak sordu:
-�Sahi, dünyamız günün birinde yok mu olacak, öğretmenim?�
-�Evet, çocuğum.�
Öğrenci bir an düşündü: �Peki, uçmakta olan uçaklar o zaman nereye inecekler.�
EyüphanAydın
29.12.2009, 14:52
Profesör, erkek beyninin, kadın beyninden aşağı yukarı yüz gram daha ağır olduğunu açıkladıktan sonra, kız öğrenciye bu farkın ne anlama geldiğini sordu. Doktor adayı genç kız güldü.
-�Beyinler arası farklılaşmada esas olan miktar değil, kalite farkıdır hocam...�
EyüphanAydın
29.12.2009, 14:52
Öğretmen öğrencilerden birine sorar:
-Cesaret neye derler?
Öğrencinin cevabı:
-�Bir şeyi bilmediği halde bir şey söyleyecekmiş gibi parmak kaldırmaya derler efendim.�
EyüphanAydın
29.12.2009, 14:53
Din dersinde öğretmen çocuklara, balinanın karnından sağ olarak çıkan Hazreti Yunus�un hikâyesini anlatıyordu. Çocukların şaşkın bakışları arasında onları daha fazla etkilemek için, �Bundan daha büyük mucize düşünebiliyor musunuz?� dedi.
Bir erkek çocuğu: �Evet öğretmenim. Hazreti Yunus�un, balinayı yutması daha büyük mucize olmaz mıydı?�
EyüphanAydın
29.12.2009, 14:53
İmtihanda hiç doğru cevap veremeyen öğrenciye kadın hocası:
-�Sana dedi, gözünün önünde kocaman bir sıfır veriyorum.�
-�Ama, öğretmenim ben buna lâyık değilim.�
-�Haklısın oğlum lâyık değilsin ama ne yapayım daha aşağısı yok.�
EyüphanAydın
29.12.2009, 14:53
Ressam Çallı İbrahim, kendisine Fransızca hitap eden garsonu azarladıktan sonra:
-�Ben, Paris�te bile lokantacılara, kahvecilere meyhanecilere Türkçe öğretmiş bir adamım.�
Arkadaşı sorar:
-�Nasıl şey öyle?�
Çallı omuzlarını silkeler:
-�Gayet kolay... Hepsine borç ederek.�
EyüphanAydın
29.12.2009, 14:53
- cocuklar simdi, ahiret gununde butun herkes tartilicak, sevaplari
gunahlarindan fazla olanlar sirat koprusunden gecerek cennete ulasicak
- hocam sirat koprusu nedir
- kil gibi ince kilic gibi keskin bir koprudur
- e nasil geciyoruzki biz ordan hocam? ayagimiz acir, duramayiz ustunde denge diye birsey var
herkes cehenneme duser boyle hocam.
- sevabi fazla olanlara o kopru boyle otoban gibi genis gelecek
-hocam sevabi fazla olanlar gecicekse kildan kopruye otobana ne gerek var? allah sevabi cok
olana gec desin gecsin, az olana cehenneme git desin gitsin, sanki itirazmi edicez koca Allaha
EyüphanAydın
02.01.2010, 00:23
Bir gün temel İstanbula gelmiş bi bakmış etraftan top sesleri geliyoo. Temel birisine sormuş neden top sesleri geliyor.Adam:Kraliçe elizabet geldi o yuzden demiş. Aradan 1'2 saat geçmiş ama hala top sesleri kesilmemiş.Temel yoldan geçen birine sormuş. Niye top sesleri geliyo demiş:Adam kraliçe elizabet geldi demiş.
Temel: ULAA BAŞIM ŞİŞTİ 2 SAATTİR Bİ KARIYI VURAMADILAR.
EyüphanAydın
02.01.2010, 00:23
Beşiktaş ekibi maç saatine yakın stada girerler.. stada takımdan ayrı gelen Sergen, takımın motivasonunun çok düşük olduğunu görür, suratlar asıktır,
- Ne oldu neden yüzünüz gülmüyor
diye sorar.
Takım arkadaşlarından biri,
- Ne olsun böyle bir takımla oynamak zorunda kaldığımız için
canımız sıkkın,
der..
Bunun üzerine Sergen:
- Pekala çocuklar, hadi siz gidin kadıköy'ü gezin, ben tek başıma
sahaya çıkar oynarım,
der..
Ve takım çocuklar gibi sevinerek stattan çıkıp Kadıköyü gezmeye giderler.. Maç başladıktan 10 dk sonra Beşiktaş takımı stada döner, skor; Beşiktaş 1 - Fenerbahçe 0.. e tabi bu durumda daha da bir keyiflenirler ve tekrar dışarı çıkar gezmeye başlarlar..
Maç bittikten sonra stada döndüklerinde, maçın 1-1 bittiğini görürler, FB
adına Ortega, 85. dakikada bir gol atmıştır.. Takım arkadaşları hemen
Sergen'e koşarlar ve onu coşkuyla tebrik ederler..
Ama Sergen üzgündür.
- Özür dilerim arkadaşlar, sizi mahçup ettim,
der.
- Olur mu öyle şey,
der Beşiktaş takımı,
- Sen koskoca bir takımla tek başına oynayıp yenilmedin, daha ne olsun..
- Ama,
der Sergen, 12. dakikada kırmızı kart görmüş olmam gerçekten benim
için utanç vericiydi.
EyüphanAydın
02.01.2010, 00:23
Adamın biri yolda bir çocuk görmüş. Adını sormuş. Çocuk tam adını söylicekken Dur Dur demiş adam. Ben tahmin edeyim senin adını. Sen sadece baş harfini söyle. Çocuk "Y" demiş. Adam başlamış saymaya.
-Yunus
-Hayır
-Yakup
-Hayır
-Yusuf
-Hayır
...
Adam sinirlenmiş. Başlamış kız isimlerini saymaya.
-Yeliz
-Hayır
-Yeşim
-Hayır
...
En sonunda kızan adam.
-Ne ulan senin ismin! demiş.
Sonra çocuk.
-Yamazan
EyüphanAydın
02.01.2010, 00:23
Gümrük kapısından bir İngiliz, bir Fransız, bir Türk geçmek için bekliyorlarmış. Gümrük görevlileri valizlerini kontrol etmeye başlamış. Önce İngiliz'in valizine bakmışlar. İçinden 7 adet don çıkmış. "Niye 7 tane?" diye İngiliz'e sormuşlar. O da "Haftanın yedi gün var. Hepsi için bir tane. Pazartesi, Salı, Çarşamba..." demiş. "Vay be! Helal olsun medeniyete, temizliğe bak adamlardaki." Sıra Fransız'ın valizine gelmiş. açmışlar bakmışlar 8 tane don. "7'yi anladık da niye 8?" diye sormuşlar. Fransız "Pazartesi, Salı, Çarşamba... Hergün için bir tane, bir tane de ne olur ne olmaz diye yedek aldım" demiş. "Vay be! Adamlardaki temizliğe medeniyete bak!" demiş görevliler. Sıra Temel'e gelince açmışlar bakmışlar tam 12 adet don. "Vay be! Ne varsa bizim insanımızda var. Şu medeniyete, şu temizliğe bak!" Sormuşlar "Neden 12 adet?" Bizimki cevap vermiş "Ocak, Şubat, Mart,......"
EyüphanAydın
02.01.2010, 00:24
Adamın biri arabasıyla şehirler arası yolda seyahat ederken trafik polisi durdurur.
"İyi Günler beyefendi, ehliyet ruhsat lütfen", der.
Adam: "Buyrun" der ve uzatır.
Trafik polisi bakar: "Yangın söndürücünüz var mı?"
Adam: "Var" der, gösterir.
Polis: "İlkyardım çantası?"
Adam: "Var" der, yine gösterir.
Polis: "Zincir" diye sorar, adam gösterir.
"Takoz?"
"Var."
"Çekme halatı."
"Var."
Polis dayanamaz:
- Mezdekenin kaseti der var mı lan?" der.
Adam güler "O da var" der, kaseti gösterir.
Polis:
- Tak o zaman teybe.
Adam takar, polis oynamaya başlar. Adam gülerek: "Memur bey, napıyosunuz" der.
Polis adama döner:
- Eşşek diilsin, bi yirmilik takarsın artık!
EyüphanAydın
02.01.2010, 00:24
İki deli hastanede oturuyorlarmıs,
Biri aniden kalkıp yürümeye baslamıs
Digeri:
-''Nereye'' diye sormus
-''Seni aramaya gidiyorum''
-iyi... Cabuk gel... bekliyorum
EyüphanAydın
02.01.2010, 00:24
Bir beden eğitimi dersinde öğretmen şimdi yere yatın emirini verir.Bisiklet ile bir yolda imiş gibi ayağınızı döndürün.Herkez harıl harıl yaparken Batuhan ayaklarını hareket ettirmez.öğretmen sorar yavrum sen niye yapmıyorsun der.Batuhan cevap verir.Ben yokuş aşağı bir yoldayım der.
EyüphanAydın
02.01.2010, 00:25
Adamın biri uçağa biner ve uçak ilerledikten sonra adamın canı su ister.Ve haotestesi çağırır hostes gelir.
-Buyrun efendim ne istediniz.
Adam 1 bardak su ister hostes suyu getirmeye gider ve bakarki su bitmiş pilotun yanına gider ve durumu anlatır pilot da derki.
-Kızım sen şişeye işe götür.
Hostesde çişini yapar ve götürür adam içip
-Oooh bee.Der
ve aradan birkaç dakika sonra tekrar hostesi çağırır ve yine su ister hostes tekrar pilota giderek durumu anlatır pilot
-Bu seferde erkek işesin.
Der ve erkek bardağa çişini yapıp adama götürür adam içip 'hımm! yapar. derki
-Bu suyun tadı biraz deyişik birazdan içtiyim daha güzeldi.
Host'ta şu cevabı verir
-Tabiki amca o kuyu suyu, bu boru suyu.
EyüphanAydın
02.01.2010, 00:25
Adamın biri yeni ulaştığı otele kaydını yaptırır.
Odasına girdiğinde masada bir bilgisayar görür ve karısına e-mail atmaya karar verir.
Fakat yazdığı mesajı farkında olmadan yanlış bir adrese gönderir....
Tam bu sırada farklı bir yerde kadın, kocasının cenaze töreninden evine yeni dönmüştür ve bilgisayarındaki maili görür,arkadaşlarından geldiğini düşündüğü maili okuyunca olduğu yere yığılıp kalır.
Odaya giren annesi yerde yatan kızını ve ekrandaki mesajı görür.
-Kime : Sevgili karıma
Konu : Yeni ulaştım.
Tarih : 16 Mayıs 2004 Benden haber aldığına şaşıracağından eminim. Burada bilgisayar var ve sevdiklerimize e-mail gönderebiliyoruz. Buraya yeni ulaştım ve kaydımı yaptırdım. Her şey yarın senin buraya geleceğini düşünülerek hazırlanmış. Seninle buluşmayı dört gözle bekliyorum. Umarım benim gibi sorunsuz bir yolculuk geçirirsin.
Not : Burası çok sıcak.
EyüphanAydın
02.01.2010, 00:25
Hakim sanığa sormuş:
-Uluslararası kaçakçılık suçu ile suçlanıyorsun. Tüm deliller aleyhine. Söyleyecek bir şeyin var mı?
Sanık boynunu bükmüş ve,
-Aman hakim bey, demiş.. Ben Fenerbahçeliyim. Uluslararası ne gibi bir faaliyetim olabilir ki?
EyüphanAydın
02.01.2010, 00:25
Bir gün Haydar isimli bir adam kız arkadaşıyla buluşmak için restorana gitmiş oturup kızı beklemeye başlamış bi bakmış ki 2-3 masa ileride Kadir İnanır gitmiş yanına
- Kadir ağabey bir imza alabilir miyim? demiş
Kadir İnanır:
- Tabi. demiş vermiş imzayı adam gitmiş oturmuş yerine bi kaç dakika geçmiş Haydar kalkmış yerinde
- Kadir ağabey birazdan kız arkadaşım gelecek geçerken bir selam verirmisin ya karizma olur. demiş
Kadir İnanır:
- Tamam olur.demiş
ardından adam dayanamamış kalkmış yerinden yine
- Kadir ağabey be yanımızdan geçerken selam verip iki muhabbet edermisin ya çok sağlam karizma yaparız demiş
Kadir İnanır:
- İyi tamam hadi geç otur yerine ben giderken uğrarım sizin masaya demiş.
Adamın kız arkadaşı gelmiş oturmuşlar muhabbet ederken Kadir İnanır gelmiş
- Haydar naber abi? demiş
Haydar:
- Kadir bi s*kt*r git ya....
EyüphanAydın
02.01.2010, 00:26
Sabah anne, oğlunun odasına girdi ve onu uyandırdı. "Haydi oğlum, uyan artık. Okula geç kalacaksın..." Oğlu, yarı açık gözlerle annesine baktı ve uykulu bir sesle "fakat anne, bugün okula gitmek istemiyorum" dedi. Anne, oğlunun isteğine karşı çıktı: "Okula neden gitmek istemiyormuşsun bakayım?" dedi. "İki ciddi neden söyle bana..." Oğlu bir yandan esnerken, bir yandan da annesini yanıtladı: "Okuldaki tüm öğretmenler benden nefret ediyorlar, biiir... Tüm öğrenciler de nefret ediyorlar, ikiii... Bu iki ciddi nedenim yeter mi, anne?" Annesi oğlunun nedenlerini geçerli bulmadı; "bunlar okula gitmemen için neden olamaz" dedi. "Şimdi hemen kal ve çabuk hazırlan..." Bu kez oğlu iki ciddi neden göstermesini istedi annesinden: "Sen de bana, okula kesinlikle gitmemi gerektirecek iki ciddi neden gösterebilir misin, anne?" dedi. Sabrı tükenme noktasına gelen anne, oğlunun üstündeki yorganı hızla çekti ve oğlunun istediği iki ciddi nedeni ondan sonra açıkladı: "Birinci ciddi neden, 52 yaşında koskoca bir adamsın..." dedi şöyle devam etti: "İkinci ciddi neden ise, sen okulun müdürüsün, oğlum..."
EyüphanAydın
02.01.2010, 00:26
Bir adam kitap okurken ölmüş.
Neden ?
- Satır başına gelmiş.
EyüphanAydın
02.01.2010, 00:26
3 bit bir gün bir kadının göbeğinde toplanmışlar. Bitlerden birisi demiş ki;
-Biriniz yukarı biriniz arka tarafa, ben ise aşağıya doğru gideceğim. Yarım saat sonra aynı yerde buluşalım ne gördüğümüzü birbirimize anlatırız demiş.
Yarım saat sonra buluşmuşlar.
Yukarı çıkan bit;
-Yukarıda 2 tane dağ vardı kocamandı çıka çıka bitiremedim, yoruldum geri döndüm.
İkinci bit;
-Ben ise koskocaman 2 dağ arasında sıkıştım kaldım, birde zort diye bir sesten sonra bir koku geldiki sormayın demiş.
Üçüncü bite sıra gelince eee sen niye böyle sırıl sıklamsın demişler başlamış anlatmaya.
-Aşağıya inince bir ormanın içinde kayboldum, derken karşıma kocaman bir yılan çıktı, neyseki bir mağra buldum ve içine saklandım, gitti geldi yakalayamadı, gitti geldi yakalayamadı derken bir süre böyle devam etti...
-Baktı olacak gibi değil tükürdü kaçtı pezevenk...!!
EyüphanAydın
02.01.2010, 00:26
Ahmet sarayın hizmetkarlarından biri.. Yıllardır Kraliçeyi görür ve onun gögüslerine hayran olurmuş.. Artık bir saplantı halini almış Kraliçenin gögüslerine dokunmak, öpmek.. Tüm cesaretini toplayıp harem ağasına açılmış..
- ''Bana sultanın memelerini koklat.. Ömür boyu biriktirdiğim bin altın senin'' demiş..
Harem ağasının aklı yatmış bu karlı işe.. Kenar mahallelerde tanıdığı bir simyacı, büyücü karışımı bir kadın varmış.. Ona gidip bir losyon hazırlatmış ve bu losyonu, sultanın o gün banyodan sonra giyecegi korsaya iyice sürmüş.. Sultan çıplak tenine korsayı takınca, losyon etkisini hemen göstermiş. Memeleri yanğın yeri gibi yanmaya başlamış..
Saray doktorları merhemlerle, ilaçlarla çare bulamamışlar.. Sultan acıdan, kaşıntıdan, yanmadan ölecek.. Harem ağası ortaya çıkmış ve padişaha;
- ''Saray hizmetkarlarından Ahmet, derdinize derman olabilir. Onun salyası, herşeye iyi geliyor. Tek çare, Ahmed'in dili Kraliçemizi ancak o kurtarır, eğer izin verirseniz'' demiş..
Padişah çaresiz çağırmış Ahmed'i hareme.. Ahmed bir saate yakın sultanla yalnız kalıp muradına ermiş... Ne var ki söz verdigi halde 1000 altını harem ağasına vermeye yanaşmamış..
- ''Bu olayı açıklarsan ikimizin de kellesi gider bunu göze alamazsın, Hadi bakalım, çek arabanı''.. demiş.
harem ağasına.. Çok kızmış harem ağası.. Öyle kızmış ki.. Ertesi gün aynı yakıcı losyonu padişahın, banyodan sonra giyeceği donuna iki kat sürmüş.....
EyüphanAydın
02.01.2010, 00:26
Temel askerligini yunan sınırında yapıyormuş.
Temel'in canı çok sıkılıyormuş.
Yunan'a bir ıslık çalmış elleriyle "Havacı mısın?" işareti yapmış,Yunan aldırmamış.
Bir ıslık çalmış elleriyle "Karacı mısın?" işareti yapmış, Yunan aldırmamış.
Bir ıslık daha çalmış "Denizci misin?" anlamında yüzme işareti yapmış, yunan aldırmamış.
Bir ıslık daha çalmış. El haraketi yaparak "Topçu musun?" demiş, yunan aldırmamış.
Bir ıslık daha çalmış "Gözcü müsün?" anlamında dürbün işareti yapmış, yunan aldırmamış.
Nöbetler degişmiş sıra yine Temel'le Yunan'a gelmiş.
Yunan'a hadi sınıra git demişler yunan da:
- "Ben oraya gitmem. Orada bir deli türk askeri var, bana hava kararınca yüzerek gelip sana bir koyacam gözlerin fırlayacak diyor.."
EyüphanAydın
02.01.2010, 18:56
Kurusun
Bir gün doktorlar, tımarhanede yaptıkları araştırmada en akıllı deliyi seçeceklermiş. Bir gün delilerden biri bahçede bulunan havuza düşmüş ve boğulmak üzereymiş. Delilerden biri havuza düşen arkadaşını kurtarmaya çalışmış. Bunu gören doktorlar arkadaşını kurtaran deliyi yanlarına çağırmışlar ve "seni en akıllı seçiyoruz" demişler. Doktorlardan biri: "Peki kurtardığın arkadaşını çağır da sana teşekkür etsin" demiş. Deli: "Gelemez ki!" Doktor: "Neden gelemezmiş?" Deli: "Çünkü kuruması için onu astım!"
EyüphanAydın
02.01.2010, 18:56
Hristiyan ve Yahudi
Roma'da dünyaca ünlü San Pietro Kilisesi'nde büyük bir pazar ayini... Görkemli bir dinsel tören.. Papa bile katılıyor. Koskoca meydan mahşer yeri gibi. Kilisenin içi de dışı da tıklım tıklım. Bu arada kilise kapısında iki adam özellikle dikkati çekiyor. Ikisinin de boynunda kocaman birer levha asılı. Birinde "Ben koyu bir Hristiyanım, lütfen bana yardım ediniz" yazılı. Ötekinde ise sadece "Ben koyu bir Yahudiyim" yazıyor. Tabii ki kiliseden çıkanlar Hristiyan olduğunu ifade eden adama yanaşıyorlar ve ellerini ceplerine atıp cömertçe bir şeyler veriyorlar. Yahudi olduğunu ifade eden adamda ise siftah yok. Bu arada kiliseden çıkan iyi niyetli biri "Yahudiyim" yazısı taşıyana sokuluyor. "Bana bak kardeş" diyor, "..dürüstlük iyi bir şey, ama binlerce Hristiyan kiliseden çıkarken, senin Yahudi olduğunu böyle aleni olarak ifade etmen kanımca hiç de akıllıca bir hareket değil. Bak kimse sana para da vermiyor zaten.. Bence çıkar o yazıyı boynundan, sen de şu Hristiyan gibi..." deyince; boynunda "Yahudiyim" yazılı adam "Hristiyanım" yazılı olana dönüp sesleniyor: - Heey! Salamon! Herife bak be! Gelmiş bize ticaret öğretiyor..
EyüphanAydın
02.01.2010, 18:56
Hristiyan ve Yahudi
Roma'da dünyaca ünlü San Pietro Kilisesi'nde büyük bir pazar ayini... Görkemli bir dinsel tören.. Papa bile katılıyor. Koskoca meydan mahşer yeri gibi. Kilisenin içi de dışı da tıklım tıklım. Bu arada kilise kapısında iki adam özellikle dikkati çekiyor. Ikisinin de boynunda kocaman birer levha asılı. Birinde "Ben koyu bir Hristiyanım, lütfen bana yardım ediniz" yazılı. Ötekinde ise sadece "Ben koyu bir Yahudiyim" yazıyor. Tabii ki kiliseden çıkanlar Hristiyan olduğunu ifade eden adama yanaşıyorlar ve ellerini ceplerine atıp cömertçe bir şeyler veriyorlar. Yahudi olduğunu ifade eden adamda ise siftah yok. Bu arada kiliseden çıkan iyi niyetli biri "Yahudiyim" yazısı taşıyana sokuluyor. "Bana bak kardeş" diyor, "..dürüstlük iyi bir şey, ama binlerce Hristiyan kiliseden çıkarken, senin Yahudi olduğunu böyle aleni olarak ifade etmen kanımca hiç de akıllıca bir hareket değil. Bak kimse sana para da vermiyor zaten.. Bence çıkar o yazıyı boynundan, sen de şu Hristiyan gibi..." deyince; boynunda "Yahudiyim" yazılı adam "Hristiyanım" yazılı olana dönüp sesleniyor: - Heey! Salamon! Herife bak be! Gelmiş bize ticaret öğretiyor..
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez] ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez])
Bir bilgeye sormuşlar:
"Efendim, dünyada en çok kimi seversiniz?
"Terzimi severim," diye cevap vermiş.Soruyu soranlar şaşırmışlar:
"Aman üstad, dünyada sevecek o kadar çok kimse varken terzi de kim oluyor?
O da nereden çıktı? Neden terzi?"
Bilge, bu soruya da şöyle cevap vermiş:
"Dostlarım, evet ben terzimi severim. Çünkü ona her gittiğimde, benim ölçümü yeniden alır. Ama ötekiler öyle değildir. Bir kez benim hakkımda karar verirler, ölünceye kadar da, beni hep aynı gözle görürler...
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez] ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez])
Genc bir cift, yeni bir mahalledeki yeni evlerine tasinmislar. Sabah kahvalti yaparlarken, komsu da camasirlari asiyormus. Kadin kocasina
' Bak, camasirlari yeterince temiz degil, camasir yikamayi bilmiyor, belki de dogru sabunu kullanmiyor.' demis.
Kocasi ona bakmis, hicbir sey soylememis, kahvaltisina devam etmis.Kadin, komsusunun camasir astigini gordugu her sabah ayni yorumu yapmaya devam etmis.
Bir ay kadar sonra, bir sabah, komsusunun camasirlarinin tertemiz oldugunu goren kadin cok sasirmis
'Bak' demis kocasina ' Camasir yikamayi ogrendi sonunda, merak ediyorum, kim ogretti acaba ?
''Ben bu sabah biraz erken kalkip penceremizi sildim' diye cevap vermis kocasi.
güzel bi fıkraydı eline sağlık teşekkürler paylaşım için.
sibelYILMAZ
04.01.2010, 10:32
güzellllllllll teşekkürler :D:D
aaaaaaaaaa harika bir paylaşım kardeşim çok teşekkür ederim payalaşım için sağol.
hee gı gendi camının kiri gormüyorda elin çamaşırına gusur buluyor sıracalı.
EyüphanAydın
04.01.2010, 10:42
Paylaşım
İçin
teşekkür
ederim.
sibelYILMAZ
04.01.2010, 10:43
Değişik ve güzel bir kıyaslama teşekkürler....
''Ben bu sabah biraz erken kalkip penceremizi sildim' diye cevap vermis kocasi
son cevap güzel olmuş.:)
altuntas58
09.01.2010, 13:50
5 para etmez
Bir sivassporlu taraftar ile bir 8 taşlı taraftar maça gitmek için taksi ye binerler bu arada sivassporlu taraftarı 8 talı sen beş para etmezsin der.diğeride ona karşılık verir asıl sen beş para etmezsin sonunda 4 eylül stadına gelirler. sivassporlu taksiciye sorar :
- ne kadar
taksici :
- 5 ytl
sivassporlu taraftar :
- peki bu olmasaydı kaç para alırdın ?
taksici :
- yine 5 ytl der...
sivassporlu taraftar 8 taşlıya döner ve der ki :
- gördün mü 5 para etmezsin...
EyüphanAydın
09.01.2010, 13:56
İ TURİST TRABZONA GELİR TEMELLE KARŞILAŞIR VE SORAR ;
BURANIN ERKEKLERİNDE NEDEN HEP BIYIK VAR TEMEK CEVAP VERİR ::: BİZ ÖNEMLİ BULDUĞUMUZ ŞEYLERUN ALTINU ÇİZERUZ DA =))))))))
altuntas58
11.01.2010, 12:47
Ayı neye basıp düşüyor
Adamın biri eski bir macerasını kahvede arkadaşlarına anlatıyordu.Macera şöyleydi:
-"Ben dağa çıkmıştım.Önüme bir anda kocaman bir ayı çıktı.Ben kaçmaya başladım.Ayı beni kovalıyor ve bana daha çok yaklaşıyordu.Ayı tam pençeyi yapıştırcak , kayıp düşüyordu.Bu 2-3 kez oldu böyle."
Kahve de oturan adamlardan biri şöyle dedi:
"Abi ben olsam altıma yapardım.
Adam cevap verir.
Sen neye basıpta düşüyor sanıyorsun!!!"
EyüphanAydın
11.01.2010, 13:12
lamba
temel yolda gördüğü eski püskü bir lambaya bir tekme sallar.Lamba10,20 metre ileriye gider ve lambanın içinden bir cin çıkar cin:dile benden ne dilersen!temel:özür dilerim
altuntas58
13.01.2010, 12:27
Pantolon
Öğretmen çocuğa sormuş,
'Oğlum elini pantalonun sağ cebine attın ve bir 10 milyon lira çıkarttın, sol cebinden de 5 milyon lira çıktı. Senin şimdi neyin var?
Öğretmen çocuğun '15 milyon liram var' cevabını vermesini beklerken Çocuk cevap vermiş
'Her halde üzerimde başka birinin pantalonu var!'
Pilot Temel
Pilot Temel telsize var gücüyle bagiriyordu :
- "Ula, sag motor bozuldu. Düseyrum, düseyrum. Meydey düseyrum. Kule düseyrum."
Kule hemen cevapladi :
- "Mesaj anlasildi. Yerinizi bildirin, yerinizi bildirin."
Temel gayet ciddi :
-"Pilot kabini, öndeki sol koltuk, pilot kabini, öndeki sol koltuk."
altuntas58
16.01.2010, 11:33
Erzurumlu bilgisayar kullanırsa
Bir işyerine bilgisayar ve stok programı satılır.
Teknik servis elemanı bilgisayarı işyerine kurduktan sonra stok programının kullanımı ile ilgili bilgi verir ve ayrılır.
Aradan bir iki saat geçer, işyerinden
telefon:
-"Kardeşim sizin anlattığınız gibi yapirem fakat program düzgün çalışmiir." Teknik servis elemanı sorar:
-"Nasıl yapıyorsunuz?"
-"Senin anlattığın gibi."
-"Hata ne?"
-"Yazdığım bilgiler kaydetmeme rağmen saklanmir."
-"İşlem basamaklarını tek tek anlatın."
-"Tamam" diyor ve başlıyor anlatmaya...
"Programı açirem. Malın adı bölümüne adını, adedi bölümüne adedini, birim fiyatını vb. yazirem.
Hepsini yazdıktan sonra senin anlattığın gibi kayıt bölümüne basirem.
Ekrana bir yazı geliyir: Kaydetmek ister misiniz? E/H yazısı çıkir.
Ben de diyirem Hee..."
Gazete
Temel bir dağ başında oturuyormuş ve en büyük zevki günlük gazete okumakmış fakat çok da tembel olduğundan ve gazete alabileceği tek yer, oturduğu dağın eteğindeki bakkal olmasından dolayı bu iş için hep Fadime’yi gönderirmiş.
Fadime bir gün bu durumdan sıkılmış ve pazartesi günü 7 tane o günün gazetesinden almış. Pazartesi günü bir gazete verip diğerlerini saklamış.
Ertesi gün Temel gazete isteyince bir önceki gün aldığı gazetelerden birini “Ben çıkıyorum” deyip işlerini hallettikten sonra çıkarıp vermiş. Bir sonraki gün de aynı şekilde yine Temel gazete istemiş.
Fadime yine işlerini halledip Temel’e gazeteyi vermiş. Perşembe günü de yine Temel gazete istemiş. Fadime yine vermiş. Akşama doğru Temel Fadime’yi çağırıp; “Fadime,” demiş. “Dünyada ne salak insanlar var; dört gündür aynı adam aynı yerdeki ağaca arabasını çarpıyor.”
Ölü Adam
3 Arkadaş yolda yürürlerken kestirme bir yol bulmuşlar.Bu kestirme yol mezarlıktan geçiyormuş.3 arkadaş mezarlıktan yürürken tak tak sesleri duymuş.
Hayalet olduğunu düşünen bu 3 arkadaş titreye titreye ilerlemeye devam etmiş.Biraz daha yürüdükten sonra ileri de bir taşa elindeki çekiçle vuran yaşlı bir adam görmüşler.Adamın yanına gelip:
- Amca ne yapıyorsun.Korkuttun bizleri.
Adam:
- Adımı yanlış yazmışlar da
kolsuz_kerim
28.01.2010, 19:50
Adamın bağırsakları bozulmuştu. Telaşla boş bir kabin buldu ve hacetini giderirken yan taraftan hoş bir ses duydu,
- MERHABA
- merhaba dedi birazda şüphe ile
- NASILSIN ?
- şimdi biraz daha iyiyim.
-NE YAPIYORSUN ?
-kakamı yapıyorum diye cevapladı. birazda tuvalette yapılabileceklerin az seçenekleri ile
-HAYATIM TELEFONU KAPAYALIM TUVALETTEKİ BİR GERZEK SANA SORDUKLARIMA CEVAP VERİYOR
altuntas58
28.01.2010, 20:14
cenaze namazı [#34502]
birgün temelin annesi ölmüş temele sormuşlar niye namaz kılmeysun temel ben cenaze namazı kılmasını bilmeyrum demiş 15 gün sonra kaynanası ölmüş temel en önde namaz kılıyomuş temele hani sen cenaze namazı kılmasını bilmiyordun demişler temel bu cenaze namazı deyildür bayram namazudur demiş.
altuntas58
28.01.2010, 20:15
cenaze namazı [#34502]
birgün temelin annesi ölmüş temele sormuşlar niye namaz kılmeysun temel ben cenaze namazı kılmasını bilmeyrum demiş 15 gün sonra kaynanası ölmüş temel en önde namaz kılıyomuş temele hani sen cenaze namazı kılmasını bilmiyordun demişler temel bu cenaze namazı deyildür bayram namazudur demiş.
Maçin bitiminden sonra herkes stadyumdan çikmak için kapiya hucum etti. Umut kolay yolu seçti ve duvardan atladi. Görevli seslendi
- Geldigin yerden çikamaz misin?
cevapladi : - Zaten öyle yapiyorum.
serhat_58
02.02.2010, 18:00
Kayseri`li bir adamın bir çocuğu varmış.
Bir gün çocuk babasından 500 bin istemiş.
Babası da ne 400 bin mi ne yapacaksın 300 bini,200 bin yetmez mi, al şu 100 bini der ve 50 bin lira verir.
gönlüm58
07.03.2010, 22:03
Adamın biri gazete okurken gazetede bir haber ilgisini çeker. Mutfakta olan hanımına bağırır;
— Hanım hanım gel! Bak gazetede ne yazıyor?
Kadın işini yarım bırakır gelir;
— Ne oldu?
— Bak diyor ki kadınlar günde ondörtbin cümle kuruyorlarmış, erkeklerde yedibin….Gördün mü bilim bile sizin ne kadar geveze olduğunuzu kanıtla...mış..
Kadın kocasına döner;
— Tabi, sizin gibi beyinsizlere bir lafı iki kere anlatırsak, sizin iki katı cümle kurulur...
Adam karısına döner ve şaşkın şaşkın;
— Ne dedin sen?
ihihii işine gelmemiş bey amcanın:D
güzel fıkraydı abla :D
Temel'in annesi ölmüş. Cenaze namazında bir kenarda duruyormuş. Soranlara: -Pen cenaze namazi kilmasini pilmeyrum" diyormuş. Bir müddet sonra kayınvalidesi ölmüş. Namazda Temel'i en ön sırada görenler: -Hani sen çenaze namazi pilmezdun? -Pu çenaze namazu tegil çi, payram namazu.
rüzgar79
07.03.2010, 22:42
benim adama anlatmam lazim bayilacak agzina saglik hasret
Serdar Yıldırım
12.03.2010, 09:05
Bir Keloğlan varmış. Bu Keloğlan'ın saçı yokmuş ama aklı çokmuş. Herkesle fikir yarıştırmayı sever, bunu bir oyun haline getirirmiş. Kendi köyü Alaca, komşu köyler Bulaca, Kulaca ve Suluca'da yapılan düğünlere davet edilir ve akıl-fikir yarışmalarında ilk sırayı kimselere bırakmazmış. Mümkün mü Keloğlan'la akıl-fikir yarıştırmak? Keloğlan sorusunu sordu muydu yarışmacılar dilsiz kesilirmiş.
Bulutlar yere inse, yer göğe çıksa, insanlar hangi katta bulunurlar?
Yanan bir ateşin dumanı görünmese bunu kim anlar?
Eller ayaklarla yer değiştirse yürümek nasıl olurdu?
Asıl adı İbrahim olan Keloğlan, zekasının çokluğuyla her zaman öğünen denizler padişahı ile akıl-fikir yarıştırmak için, yola çıkmış.
Keloğlan yolda iki adama rastlamış. Adamlar, hararetli bir şekilde tartışmaktaymış. Keloğlan bir süre adamların tartışmasını izledikten sonra, araya girmiş:
“ Durun ağalar, etmeyin, eylemeyin. Şu koca dünyada, bu dağ başında neyi paylaşamazsınız? “
Keloğlan’ın araya girmesiyle adamlar sakinleşmiş. Adamlardan biri, Keloğlan’a sormuş:
“ Arkadaş, nerelisin, adın ne? “
Keloğlan:
“ Şu dağın ardında kalan Alaca köyündenim. Herkes, bana Keloğlan der. Söyleyin bakalım ağalar, nereden gelir, nereye gidersiniz? Adınız nedir, bir öğrenelim. “
Adamlardan biri:
“ Keloğlan adını duymuşluğum vardı. Benim adım Hacivat, kardeşliğimin adı Karagöz’dür. “
“ Vay, Hacivat ve Karagöz!.. Ben de sizin adınızı duymuştum. Nükteli konuşmalarınızla etrafınızdakileri güldürürmüşsünüz “ diyen Keloğlan, iki ayrılmaz dostla kucaklaşmış.
Daha sonra Karagöz sormuş:
“ Keloğlan, sen köyünden çok uzaktasın. Nereye böyle? “
Bunun üzerine Keloğlan, olanı-biteni anlatmış ve sonunda, denizler padişahı ile akıl-fikir yarıştırmak için yola çıktığını söylemiş.
Keloğlan sözlerini tamamladıktan sonra Hacivat karşısına dikilmiş:
“ Be Keloğlan, sende hiç akıl yok mudur? Denizler padişahını ben de bilirim. Akıl-fikir yarışında beni yeneni altına boğarım der ama kimseye beni yendin, al bir çuval altını demedi, kimseyi altına boğmadı. O’nun boğdurması başka türlü. Cellâtlarının eline düşenin vay haline. “
Karagöz’ün de kızgınlıkta Hacivat’tan aşağı kalır yanı yokmuş:
“ Bre kellerin padişahı.. Biz Hacivat’la ikimiz senin emrindeyiz. Yeter ki, o kötü fikrinden vazgeç. Bak yirminde varsın, yoksun. Hayatının baharındasın. Gel gitme. “
Karagöz ile Hacivat uzun süre dil dökmüşler fakat Keloğlan’ı vazgeçirmek ne mümkün? Rüzgâr diyormuş da fırtına demiyormuş. Hayalin gerçeğe, masalın efsaneye karıştığı bir anlık zaman diliminde aniden Hacivat’ın yüz hatları gerilmiş, kaşları çatılmış ve konuşmaya başlamış:
“ Bak Keloğlan, hiç kimse kazanma ihtimalinin sıfır olduğu bir şans oyununa parasını, bir ölüm oyununa hayatını koymaz. Karagöz’le beni az buçuk tanıdın. Yalan nedir bilmeyiz, doğruluktan şaşmayız, sırrını sırrımız bilir, kimselere açmayız. Hayatını ortaya koyduğuna göre, bu Denizler Padişahı senin tanıdık veya akrabana mı bir zarar verdi? “
Hacivat’ın kararlı konuşması üzerine, çocukluğundan beri beynini kemiren sırrı, Keloğlan gözyaşları içinde anlatmaya başlamış:
“ Anam anlattıydı. Babamın adı Mehmet’miş. Köylüymüş ama çok zekiymiş. Ben küçük bir çocukken, babamın çok zeki olduğunu duyan denizler padişahı babamı sarayına akıl–fikir yarıştırmak için, davet etmiş. Gidiş o gidiş. Babamın kendinden daha akıllı olduğunu gören zalim, babamı boğdurtmuş. Ben şimdi gidip de, o zalimden babamın intikamını almaz mıyım? Bir de şöyle bir durum var. Dikkat ettim, halk arasındaki konuşmalarda padişah, kral, imparator, şah, sultan diyorlar, o kadar zalimler var ki aralarında. Zindanlar haksız yere işkence gören, karanlık ve nemli taş odalarda ömür törpüleyen insanlarla dolu. Olur mu böyle şey? Padişahın biri, ordusunu toplayıp, kendi halinde yaşayan, iyi insanlarla dolu bir ülkeye saldırıyor, yüzlerce, binlerce insanın ölümüne sebep oluyor. Sonra ne oluyor, ülkesine yeni topraklar kattı, topraklarını genişletti. Böyleleri büyük padişah, büyük kral namıyla anılıyor. Kızıl saçlı, kızıl sakallı bir korsan olan denizler padişahı da gelecekte büyük padişah olarak anılacaksa yazıklar olsun. “
Bunun üzerine Hacivat: “ Dediğin doğru, Keloğlan. Benim de dikkatimi çeker bu durum. Şu el yazması kitaplar. Yüzyıllar öncesinden kalanlar var. Tarih kitaplarında hep savaşlar var. Tarih, savaş demek olmamalı. Tarih kitaplarından savaşı çıkarın, geriye Karagöz ile Hacivat kalır. Öyle değil mi Karagöz’üm? “
Karagöz: “ Sen ne diyorsun, Hacivat? Bir savaşı sevmeyiz. İnsanlar neden bizi tarih kitaplarına yazsınlar. “
Onların aralarındaki bu konuşma su gibi akıp gitmiş. Daha neler konuşmuşlar, neler. Özellikle babasından bahsederken, Keloğlan’ın, yıllardır için için yana bir volkanken aniden patlaması, yüzyıllardır süregelen bir yanlışı doğruluyor nitelikte miymiş? Düşüncede bütünlük sağlamak, aralarında fikir birlikteliği kurmalarına neden olacak, Keloğlan’ın yanına Karagöz ile Hacivat’ı katacak, yakındaki bir çiftlik sahibi onlara üç at satacak, fazla eğlenmeden yola çıkılacak, aradan günler, haftalar geçecek, denizler padişahının ülkesine giriş yapılacak, deniz kenarında, sarp kayalıklar üstündeki zalimin sarayına varılacak ve hoş geldin, beş gittin huzura çıkılacakmış.
Artık Keloğlan, denizler padişahının huzurunda, Karagöz ile Hacivat salonun bir köşesinde seyirciler arasındaymış. Biraz sonra denizler padişahının davudi sesi salonda yankılanmaya başlamış:
“ Benimle akıl–fikir yarıştırmak için, gelen sen misin? Adın Keloğlan’mış. Saçı yok olanın aklı da yok derlerdi de inanmazdım. Aklın olsa, şu kadarcık halinle, benim gibi heybetli bir padişahın karşısına çıkar mıydın? “
Bu soruya Keloğlan şu cevabı vermiş: “ Padişahım, saçım yoktur ama aklım çoktur. Şu kadarcık değil de, bu kadarcık olsaydım, bu salona sığmaz, dışarı taşardım. “
Denizler padişahı, Keloğlan’dan böyle bir cevap beklemediği için, sağına, soluna bakınmış. Salondaki bütün başlar öne eğilmiş. Keloğlan ise, dimdik karşısında duruyormuş. Başı dik, alnı açıkmış. Cesurmuş. Sorulacak her soruya karşılık verebilecek gibi görünüyormuş. Denizler padişahı kaşlarını çatıp, Keloğlan’a doğru sert bir bakış fırlatmış. Keloğlan oralı olmamış.
Bunun üzerine denizler padişahı ayağa fırlarken, bağırmış: “ Rezil herif, hemen diz çök karşımda. “
“ Padişahım, olur mu? Bu bir yarışma. Benim işime karışma. Şartlar eşit olacak ki, tadı çıksın; Keloğlan’ın kel başında saç çıksın. Hem sen şimdi padişahlığı boş ver, bir soru sorayım da bana akıl ver. Bu elimde yok, bu elimde de yok. Ellerimde yok olan şeyin adı nedir? “
“ Bre densiz, bu ne biçim sorudur? Cellâtlar, alın bunu başımdan, koparın gövdesini başından. “
İki cellât gelmiş ve Keloğlan’ı kaptıkları gibi sarayın yer altı katlarında bulunan zindana götürmüşler.
Gece yarısı Karagöz ile Hacivat zindana inmiş ve Hacivat uzaktan akrabası zindancıbaşıyla görüşmüş. Keloğlan'ı salıvermesini, bu durumun kimse tarafından bilinmeyeceğini söylemiş. Hacivat'ın ricası ve verdiği on altın üzerine zindancıbaşı, Keloğlan ile Karagöz ve Hacivat'ı gizli bir geçitten saray dışına çıkarmış.
Zindancıbaşı: " Bak Keloğlan, yirmi yıldır bu zindandayım. Padişahıma isyan eden, karşı çıkan, düşman olan, boyun eğmeyen yüzlerce insanın hayatına son verdim. Şimdiye kadar bir kişi bile, bu zindandan sağ kurtulamadı. Hacivat'ın hatırına seni bırakıyorum. Eğer ki, bir daha bu zindana gelirsen, vay haline! Bir Hacivat değil, bin Hacivat gelse seni kurtaramaz, dedikten sonra, Keloğlan'ın ensesine öyle sert bir tokat vurmuş ki, onu toza, toprağa bulamış.
Zindancıbaşı gittikten sonra, Karagöz ile Hacivat, Keloğlan'ı kucakladıkları gibi oradan kaçırmışlar. Keloğlan günlerce ölümle cebelleşmiş. Gitmiş, gitmiş, gelmiş. Sonradan Keloğlan biraz kendine gelince sormuş: " Ne oldu? Neredeyim ben? "
Bunun üzerine Hacivat: " Dağda, bayırdayız, Keloğlan. Tam altı gündür kendini bilmeden yattın. Terledin, durdun. Zindancıbaşı gitmene izin verdi. "
Keloğlan: " Of, ensem! Ne biçim zindancıbaşıymış o. Enseme öyle bir tokat vurdu ki, tarifi imkansız. Sanki öldürmek için vurdu. "
Hacivat: " Tabi öldürmek için vurdu. Seni bıraktığını denizler padişahı bir duyarsa, zindancıbaşını en yüksek direğe astırır. Artık akıllan Keloğlan, babanın intikamını aldın. Bunu böyle kabul et. Denizler padişahının ülkesini terk et. Var git köyüne, evine. Kur düzenini rahat et. "
Daha sonra kendine gelen ve iyileşen Keloğlan'ı, Alaca Köyü'nün yakınlarına kadar getirmişler. Keloğlan'dan bir daha denizler padişahıyla uğraşmayacağı sözünü alan Karagöz ile Hacivat, Bursa'ya dönmüş.
Yazan: Serdar Yıldırım
rüzgar79
12.03.2010, 10:32
Bir Keloğlan varmış. Bu Keloğlan'ın saçı yokmuş ama aklı çokmuş. Herkesle fikir yarıştırmayı sever, bunu bir oyun haline getirirmiş. Kendi köyü Alaca, komşu köyler Bulaca, Kulaca ve Suluca'da yapılan düğünlere davet edilir ve akıl-fikir yarışmalarında ilk sırayı kimselere bırakmazmış. Mümkün mü Keloğlan'la akıl-fikir yarıştırmak? Keloğlan sorusunu sordu muydu yarışmacılar dilsiz kesilirmiş.
Bulutlar yere inse, yer göğe çıksa, insanlar hangi katta bulunurlar?
Yanan bir ateşin dumanı görünmese bunu kim anlar?
Eller ayaklarla yer değiştirse yürümek nasıl olurdu?
Asıl adı İbrahim olan Keloğlan, zekasının çokluğuyla her zaman öğünen denizler padişahı ile akıl-fikir yarıştırmak için, yola çıkmış.
Keloğlan yolda iki adama rastlamış. Adamlar, hararetli bir şekilde tartışmaktaymış. Keloğlan bir süre adamların tartışmasını izledikten sonra, araya girmiş:
“ Durun ağalar, etmeyin, eylemeyin. Şu koca dünyada, bu dağ başında neyi paylaşamazsınız? “
Keloğlan’ın araya girmesiyle adamlar sakinleşmiş. Adamlardan biri, Keloğlan’a sormuş:
“ Arkadaş, nerelisin, adın ne? “
Keloğlan:
“ Şu dağın ardında kalan Alaca köyündenim. Herkes, bana Keloğlan der. Söyleyin bakalım ağalar, nereden gelir, nereye gidersiniz? Adınız nedir, bir öğrenelim. “
Adamlardan biri:
“ Keloğlan adını duymuşluğum vardı. Benim adım Hacivat, kardeşliğimin adı Karagöz’dür. “
“ Vay, Hacivat ve Karagöz!.. Ben de sizin adınızı duymuştum. Nükteli konuşmalarınızla etrafınızdakileri güldürürmüşsünüz “ diyen Keloğlan, iki ayrılmaz dostla kucaklaşmış.
Daha sonra Karagöz sormuş:
“ Keloğlan, sen köyünden çok uzaktasın. Nereye böyle? “
Bunun üzerine Keloğlan, olanı-biteni anlatmış ve sonunda, denizler padişahı ile akıl-fikir yarıştırmak için yola çıktığını söylemiş.
Keloğlan sözlerini tamamladıktan sonra Hacivat karşısına dikilmiş:
“ Be Keloğlan, sende hiç akıl yok mudur? Denizler padişahını ben de bilirim. Akıl-fikir yarışında beni yeneni altına boğarım der ama kimseye beni yendin, al bir çuval altını demedi, kimseyi altına boğmadı. O’nun boğdurması başka türlü. Cellâtlarının eline düşenin vay haline. “
Karagöz’ün de kızgınlıkta Hacivat’tan aşağı kalır yanı yokmuş:
“ Bre kellerin padişahı.. Biz Hacivat’la ikimiz senin emrindeyiz. Yeter ki, o kötü fikrinden vazgeç. Bak yirminde varsın, yoksun. Hayatının baharındasın. Gel gitme. “
Karagöz ile Hacivat uzun süre dil dökmüşler fakat Keloğlan’ı vazgeçirmek ne mümkün? Rüzgâr diyormuş da fırtına demiyormuş. Hayalin gerçeğe, masalın efsaneye karıştığı bir anlık zaman diliminde aniden Hacivat’ın yüz hatları gerilmiş, kaşları çatılmış ve konuşmaya başlamış:
“ Bak Keloğlan, hiç kimse kazanma ihtimalinin sıfır olduğu bir şans oyununa parasını, bir ölüm oyununa hayatını koymaz. Karagöz’le beni az buçuk tanıdın. Yalan nedir bilmeyiz, doğruluktan şaşmayız, sırrını sırrımız bilir, kimselere açmayız. Hayatını ortaya koyduğuna göre, bu Denizler Padişahı senin tanıdık veya akrabana mı bir zarar verdi? “
Hacivat’ın kararlı konuşması üzerine, çocukluğundan beri beynini kemiren sırrı, Keloğlan gözyaşları içinde anlatmaya başlamış:
“ Anam anlattıydı. Babamın adı Mehmet’miş. Köylüymüş ama çok zekiymiş. Ben küçük bir çocukken, babamın çok zeki olduğunu duyan denizler padişahı babamı sarayına akıl–fikir yarıştırmak için, davet etmiş. Gidiş o gidiş. Babamın kendinden daha akıllı olduğunu gören zalim, babamı boğdurtmuş. Ben şimdi gidip de, o zalimden babamın intikamını almaz mıyım? Bir de şöyle bir durum var. Dikkat ettim, halk arasındaki konuşmalarda padişah, kral, imparator, şah, sultan diyorlar, o kadar zalimler var ki aralarında. Zindanlar haksız yere işkence gören, karanlık ve nemli taş odalarda ömür törpüleyen insanlarla dolu. Olur mu böyle şey? Padişahın biri, ordusunu toplayıp, kendi halinde yaşayan, iyi insanlarla dolu bir ülkeye saldırıyor, yüzlerce, binlerce insanın ölümüne sebep oluyor. Sonra ne oluyor, ülkesine yeni topraklar kattı, topraklarını genişletti. Böyleleri büyük padişah, büyük kral namıyla anılıyor. Kızıl saçlı, kızıl sakallı bir korsan olan denizler padişahı da gelecekte büyük padişah olarak anılacaksa yazıklar olsun. “
Bunun üzerine Hacivat: “ Dediğin doğru, Keloğlan. Benim de dikkatimi çeker bu durum. Şu el yazması kitaplar. Yüzyıllar öncesinden kalanlar var. Tarih kitaplarında hep savaşlar var. Tarih, savaş demek olmamalı. Tarih kitaplarından savaşı çıkarın, geriye Karagöz ile Hacivat kalır. Öyle değil mi Karagöz’üm? “
Karagöz: “ Sen ne diyorsun, Hacivat? Bir savaşı sevmeyiz. İnsanlar neden bizi tarih kitaplarına yazsınlar. “
Onların aralarındaki bu konuşma su gibi akıp gitmiş. Daha neler konuşmuşlar, neler. Özellikle babasından bahsederken, Keloğlan’ın, yıllardır için için yana bir volkanken aniden patlaması, yüzyıllardır süregelen bir yanlışı doğruluyor nitelikte miymiş? Düşüncede bütünlük sağlamak, aralarında fikir birlikteliği kurmalarına neden olacak, Keloğlan’ın yanına Karagöz ile Hacivat’ı katacak, yakındaki bir çiftlik sahibi onlara üç at satacak, fazla eğlenmeden yola çıkılacak, aradan günler, haftalar geçecek, denizler padişahının ülkesine giriş yapılacak, deniz kenarında, sarp kayalıklar üstündeki zalimin sarayına varılacak ve hoş geldin, beş gittin huzura çıkılacakmış.
Artık Keloğlan, denizler padişahının huzurunda, Karagöz ile Hacivat salonun bir köşesinde seyirciler arasındaymış. Biraz sonra denizler padişahının davudi sesi salonda yankılanmaya başlamış:
“ Benimle akıl–fikir yarıştırmak için, gelen sen misin? Adın Keloğlan’mış. Saçı yok olanın aklı da yok derlerdi de inanmazdım. Aklın olsa, şu kadarcık halinle, benim gibi heybetli bir padişahın karşısına çıkar mıydın? “
Bu soruya Keloğlan şu cevabı vermiş: “ Padişahım, saçım yoktur ama aklım çoktur. Şu kadarcık değil de, bu kadarcık olsaydım, bu salona sığmaz, dışarı taşardım. “
Denizler padişahı, Keloğlan’dan böyle bir cevap beklemediği için, sağına, soluna bakınmış. Salondaki bütün başlar öne eğilmiş. Keloğlan ise, dimdik karşısında duruyormuş. Başı dik, alnı açıkmış. Cesurmuş. Sorulacak her soruya karşılık verebilecek gibi görünüyormuş. Denizler padişahı kaşlarını çatıp, Keloğlan’a doğru sert bir bakış fırlatmış. Keloğlan oralı olmamış.
Bunun üzerine denizler padişahı ayağa fırlarken, bağırmış: “ Rezil herif, hemen diz çök karşımda. “
“ Padişahım, olur mu? Bu bir yarışma. Benim işime karışma. Şartlar eşit olacak ki, tadı çıksın; Keloğlan’ın kel başında saç çıksın. Hem sen şimdi padişahlığı boş ver, bir soru sorayım da bana akıl ver. Bu elimde yok, bu elimde de yok. Ellerimde yok olan şeyin adı nedir? “
“ Bre densiz, bu ne biçim sorudur? Cellâtlar, alın bunu başımdan, koparın gövdesini başından. “
İki cellât gelmiş ve Keloğlan’ı kaptıkları gibi sarayın yer altı katlarında bulunan zindana götürmüşler.
Gece yarısı Karagöz ile Hacivat zindana inmiş ve Hacivat uzaktan akrabası zindancıbaşıyla görüşmüş. Keloğlan'ı salıvermesini, bu durumun kimse tarafından bilinmeyeceğini söylemiş. Hacivat'ın ricası ve verdiği on altın üzerine zindancıbaşı, Keloğlan ile Karagöz ve Hacivat'ı gizli bir geçitten saray dışına çıkarmış.
Zindancıbaşı: " Bak Keloğlan, yirmi yıldır bu zindandayım. Padişahıma isyan eden, karşı çıkan, düşman olan, boyun eğmeyen yüzlerce insanın hayatına son verdim. Şimdiye kadar bir kişi bile, bu zindandan sağ kurtulamadı. Hacivat'ın hatırına seni bırakıyorum. Eğer ki, bir daha bu zindana gelirsen, vay haline! Bir Hacivat değil, bin Hacivat gelse seni kurtaramaz, dedikten sonra, Keloğlan'ın ensesine öyle sert bir tokat vurmuş ki, onu toza, toprağa bulamış.
Zindancıbaşı gittikten sonra, Karagöz ile Hacivat, Keloğlan'ı kucakladıkları gibi oradan kaçırmışlar. Keloğlan günlerce ölümle cebelleşmiş. Gitmiş, gitmiş, gelmiş. Sonradan Keloğlan biraz kendine gelince sormuş: " Ne oldu? Neredeyim ben? "
Bunun üzerine Hacivat: " Dağda, bayırdayız, Keloğlan. Tam altı gündür kendini bilmeden yattın. Terledin, durdun. Zindancıbaşı gitmene izin verdi. "
Keloğlan: " Of, ensem! Ne biçim zindancıbaşıymış o. Enseme öyle bir tokat vurdu ki, tarifi imkansız. Sanki öldürmek için vurdu. "
Hacivat: " Tabi öldürmek için vurdu. Seni bıraktığını denizler padişahı bir duyarsa, zindancıbaşını en yüksek direğe astırır. Artık akıllan Keloğlan, babanın intikamını aldın. Bunu böyle kabul et. Denizler padişahının ülkesini terk et. Var git köyüne, evine. Kur düzenini rahat et. "
Daha sonra kendine gelen ve iyileşen Keloğlan'ı, Alaca Köyü'nün yakınlarına kadar getirmişler. Keloğlan'dan bir daha denizler padişahıyla uğraşmayacağı sözünü alan Karagöz ile Hacivat, Bursa'ya dönmüş.
Yazan: Serdar Yıldırım
iyide bu fikra degilki masal güzel olmus ginede sagolasin
Gelin Kaynana
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez] ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez])
"Evde çıktı iki meydan savaşı,
Biri bitti, biri bitti bitecek.
Gelinle kaynana tuttu güreşi,
Biri yattı, biri yattı yatacak.
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez] ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez])
Ben de duyamadım sözün başını,
Gıcırdattı anam sıktı dişini,
Yerden kalkmayan o eğri kaşını,
Biri çattı, biri çattı çatacak.
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez] ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez])
Havayı sarınca savaş kokusu,
Başladı hanımın kuru sıkısı.
Denizli horozu gibi ikisi,
Biri öttü, biri öttü ötecek
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez] ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez])
Aracının dayak yemek kaderi,
Ara yere saldık yine pederi,
Garibi ortada ileri, geri,
Biri itti, biri itti itecek.
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez] ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez])
Çekilmiyor bunların gayri kahiri,
Terk eylesem derim köyü, şehiri,
Gizlice yemeğe fare zehiri,
Biri kattı, biri kattı katacak.
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez] ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez])
Ben giderim odun ile kömüre,
İkisi de bakmaz aşa, hamura,
İtişe kakışa varıp çamura,
Biri battı, biri battı batacak.
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez] ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez])
Kim demiş hanımın gözleri şaşı,
Üç yerden yarıldı anamın başı,
Gördünüz attığı son iki taşı,
Biri tuttu, biri tuttu tutacak.
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez] ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez])
Adım 112, ben de attım havamı,
Zor aldım elinden bakır tavamı,
Karakolda biter maçın devamı,
Biri gitti, biri gitti gidecek."
kimene58
30.04.2010, 16:45
Genç kız, sevgilisine telefon açmış...
- 'Tankut,' demiş, 'seni çok arzuluyorum, geceleri uyku uyuyamıyorum. Ne olur bu hafta sonu bize yemeğe gel. Seni annem-babamla tanıştırayım. Sonra benim odamda ders çalışıyor gibi yaparız '
Tankut ömründe hiçbir kızla yan yana gelmemiş , toy bir delikanlı...
Bir e...czaneye gitmiş... Babacan eczacıya;
'Bu hafta sonu önce bir aile yemeği, peşinden ateşli bir aşk yaşayacağım' demiş,
'Bu yüzden iyisinden bir kutu gerekenden istiyorum...
' Babacan eczacı gerekeni vermiş, oğlanın sırtını sıvazlayıp yolcu etmiş...
Tankut hafta sonunda bir büyük buket çiçekle kızın evinin kapısını çalmış...
Genç kız kapıyı açmış. Tankut'u doğrudan yemeğe almış...
Delikanlı çok mahçup biçimde masaya oturmuş. Kızın ana-babasının yüzüne şöyle bir baktıktan sonra başını önüne eğmiş...
Başlamış dua etmeye... Ancak dua bir türlü bitmiyor...
Kız sonunda dayanamamış, fısıltıyla:
- 'Ben senin bu kadar dindar olduğunu hiç bilmiyordum Tankut,' demiş...
Tankut adeta inlemiş:
- 'Ben de babanın eczacı olduğunu!
ömer yalcin
30.04.2010, 16:59
harika fikralar elinize saglik..
kimene58
01.05.2010, 10:05
Tilki ormanda nefes nefese kosuyormus. Karsisina cikan kaplumbaga:
-'Tilki kardes ne bu telas?'
-'Ormana maliyeciler gelmis' demis tilki. 'simdi bir bakarlar bende kurk, hanimda kurk, cocuklarda kurk, dunyanin vergisini yazarlar....'
Bunu duyan kaplumbaga telasla yurumeye baslamis.
Onu telasli goren leylek:
-'Hayrola kaplumbaga kardes ne bu telas?' diye sormus.
-'Maliyeciler ormanda' demis kaplumbaga. 'Bende ev, hanimda ev, cocuklarda ev, yakalanirsak dunya vergi alirlar.'
Leylek de hemen ucusa gecmis. Agaclarin uzerinden maymun seslenmis:
-'Leylek kardes, ne is? Bu ne acele?'
-'Vergi memurlari herkese ceza yaziyormus. Bende yazlik, hanimda yazlik, cocuklarda yazlik, vergi borcundan batariz...'
Maymun bunu duyar duymaz kosarak agactan agaca atlamaya baslamis. Sonra birden durmuş ve kendi keniden sormuş ;Ben Neden ve kimden kaciyorumki? diye.
- 'Benim kicim acik, hanimin kici acik, cocuklarin kici acik...Alacak bir sey bulamayacaklarına göre
kimene58
03.05.2010, 08:31
Osmanlının balkanlara dogru yeni yeni yayılmaya basladığı dönemde,
Yeniçeriler Balkanlarin iç kısımlarına dogru yavaş yavaş ilerken Balkan halkının
Osmanlı hakkındaki düşünceleri ve korkuları değişip evlerinden dişarıya çıkmaya
başlıyorlar.
Ozamana kadar böyle cengaverler görmemis olan halkın dikkatini
en çok yeniçerilerin göğüs kılları çekiyor ve bir yeniçeri ile halktan bir bayan
arasında şöyle bir diyalog geçiyor :
- Hiç böyle göğüs kılları görmemiştim bir tane hatıra olarak alabilirmiyim?
Yeniçeri :
- Vitrini bozma bacım depodan verelim!..
Maç Bileti
Hafta içi Temel le Dursun hafta sonu maça gitmek için anlaşır.
Temel
- Sen biletleri al gel ben sana parasını veririm
der.
Hafta sonu olur Dursun yüzü asık gelir bu arada da Temel ilk kez gideceği bir futbol maçı için heyecanlıdır. Temel Dursunu yüzü asık görünce sorar;
- Noldu Dursun
der.
Dursun
- Bi tane alabildim bu da şansa bilet kalmamış
der. Temel
- Şimdi nolucak
derken
Dursun
- Kura çekicez kim çıkarsa maça o gidecek maçtan dönünce de diğerimize maçı anlatıcak
der.
Kura çekerler ve Temel çıkar. Temel maça gitmiş gelmiştir.
Dursun
- Hadi anlat bakalım maçta noldu
der ve
Temel başlar ;
- Kısacık donları giyiyler kabaği ortaya koyiler tepiniyiler tepiniyiler kabak pazar torbasına girince gol gol diye bağriyiler demiş.....
Cesaret
Ögretmen ögrencilere sordu :
- Cesaret nedir?
Ögrencilerden birisi parmak kaldiriyordu. Ögretmen cevaplamasini istedi,
- Bir seyi bilmedigi halde, biliyormus gibi yapip, parmak kaldirmaya denir
ögretmenim...
temel dursun uçağa binmişler
temel çok korkuyomuş durmadan:
-ya bu uçak ikizkulelere çarparsa ya kafalama düşersek ya bi uçağa çarparsak demiş dursun da dayanamayıp:
-öf be temel sabahtan beri başımun etini yedun durdun da bak temelcum gerekirse en cüvenilir
ulaşım aracu uçaktur da demiş temelde:
-allah allah mademçi uçak en iyi araçtur yollarda niye araba kullanayiruk demiş
kimene58
04.05.2010, 09:29
Zeki Öğrenci:
Din dersinde öğretmen yeni başladığı sınıfında öğrenciyi kaldırmış...
- Adın ne senin evladım
- Kevser öğretmenim
- Ne güzel isim,Oku bakalım kevser suresini
- Öğrenci sureyi ezbere okumuş
- Aferin evladım, ağzına sağlık
- Senin adın ne evladım
- Fatih öğretmenim
- Çok güzel isim, Oku bakalım fatiha suresini demiş,
- Öğrenci ezbere okumuş
- Aferin evladım, ağzına sağlık..
-Öğretmen birde bakmış, bir çocuk masanın altına saklanmaya çalışıyor..
- Evladım kalk bakayım, adın ne senin demiş
- Yasin öğretmenim, ama arkadaşlar bana kısaca Süphaneke derler :)
vBulletin v3.8.3, Copyright ©2000-2025, Jelsoft Enterprises Ltd.