PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Rabbin sana ne darıldı, ne de seni bıraktı.


Nikbin
10.11.2009, 19:52
“Rabbin sana ne darıldı, ne de seni bıraktı” (DUHA-3)


Diyelim başınıza istemediğiniz bir olay geldi.Yıkık, perişansınız. Kimse ile görüşmek istemiyorsunuz. Çoğunluk size küsmüş gibi. Yalnızsınız..

“Herkes benden uzak, herkes bana kırgın” düşüncesi içinde çöküntü yaşıyorsunuz .Yalnızlığınızın karanlık mağarasına şu ayet bir güneş gibi doğuyor:


“Rabbin sana ne darıldı, ne de seni bıraktı” (Duha-3)

Kim kırılırsa kırılsın, kim darılırsa darılsın, kim terk ederse etsin Rabbim terk etmiyor, kırılmıyor ya ne gam! Bu ne büyük ferahlık değil mi?

-----------------------------------------




Alıntı

Nikbin
10.11.2009, 19:53
Başınızda ağır bir dert var. Sanki hiç bitmeyecek gibi geliyor. Sanki bu sorun hayatınızın sonunu hazırlıyor gibi. İşte o an ayet yetişiyor imdada:

“Demek ki, zorluğun yanında bir kolaylık mutlaka var! Zorluğun yanında bir kolaylık muhakkak var! ” (İnşirah-5/6)

Garantiyi veren Allah! Hem de ne garanti, her zorlukla beraber bir de kolaylık geleceği “mutlaka” ifadesi ile pekiştirilip ikna olalım diye iki kere tekrarlanıyor

Ayet; kolaylığın zorluk içinde saklı olduğunu, çözümün sorunda gizli olduğunu da fısıldıyor Bu manayı duymuş olan Niyazi Mısri(ks) şöyle demiş:

“Derman aradım derdime, derdim bana derman imiş”

-----------------------------------------




Alıntı

Nikbin
10.11.2009, 19:55
Yakup, oğlu Yusuf’u yitireli 40 yıl olmuş. Bedeni bu ıstıraba dayanamamış da gözleri kör olmuş. Ama hala ümit içinde evladını bekliyor .Kardeşler Mısır’dan kervanla dönünce: “Kervanda Yusuf kokusu alıyorum” demiş Yakup

Oğulları acı acı gülerek: “Baba, 40 yıl geçti, hala mı ümit, hala mı Yusuf? Geç bunları geç” demişler Yakup’un cevabı ümit dolu: “Allah ın rahmetinden ümit kesmeyiniz"

İçinde bulunduğunuz çukurdan çıkamayacak gibi hissediyorsanuz kendinizi İşte hem teselli hem ümit size:

“Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayan, çok merhamet edendir” (Zümer-53)

-----------------------------------------






Alıntı

Nikbin
10.11.2009, 19:58
Maddi sıkıntınız hat safhada Yoksul düştüğünüzü hissediyorsunuz.
İflas ettiniz .Sıfırı tükettiniz yani. Nasıl ayağa kalkarım düşüncesi içinde boğulurken ayet size yeni bir ümitveriyor:

“Eğer yoksulluktan korkarsanız, Allah dilerse lütfuyla sizi zengin kılar. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Tevbe-28 )

-----------------------------------------






Alıntı

Nikbin
10.11.2009, 19:59
Bir yakınınız ölümcül hastalıkla yatağa düştü. Doktorlar fazlaca ümit vermiyorlar. Çoğu kere Onu nasıl teselli edeceğinizi dahi bilemiyorsunuz. Gerçek ortada iken moral vermeye çalışmak sanki sahte davranmak gibi geliyor size Ciddi bir delil olmalı ki hastanıza siz de inanarak moral verebilesiniz. Eyyub Nebi var Kur’an’da Hastalıkların, dertlerin en ağırına müptela olmuş ama sıhhate kavuşmuş. Onun hali size dayanak oluyor:

“Kulumuz Eyyub u da an, o zaman Rabbine şöyle nida etmişti: “Bak bana, meşekkat ve acı ile şeytan dokundu! Ve ona, bütün ailesini ve beraberlerinde bir misli daha tarafımızdan bir rahmet olarak bahşettik ki, temiz akıllılar için bir ibret olsun (Sa’d-41/43)

-----------------------------------------






Alıntı

Nikbin
10.11.2009, 20:00
Olayları, gelişmeleri yorumlamakta, tavır belirlemekte zorlanıyorsunuz. Bazen her şey lehinize giderken, bazı dönemlerde de yığınla aleyhinize gelişmeler oluyor. Aslında Allah Sisteminde lehte yada aleyhte düzenlemeler söz konusu değil. Sadece olması gereken; olması
gerektiği en uygun vakitte gelişiyor.

Ama yine de bazı şeyleri yediremiyorsunuz kendinize Bir tutamak arıyorsunuz Ayet el veriyor size:

“Olur ki, siz bir şeyden hoşlanmazsınız; oysa o, hakkınızda hayırlıdır Olur ki, siz bir şeyi seversiniz; ama o, sizin hakkınızda bir fenalıktır.
Allah bilir, siz bilmezsiniz (Bakara-216)




Alıntı

Nikbin
10.11.2009, 20:01
Rabbimiz ALLAH (cc) Rasülümüz HZ MUHAMMED (sav) Kitabımız KUR’AN Yolumuz SIRAT-I MÜSTAKİM. Bizden bahtiyarı yok dünyada! Her ne olursa olsun, ne yaşanırsa yaşansın zafer ve başarı bizim. Bunu da kafadan söylemiyoruz, Kur’an konuşuyor:


“Vel Akıbetü lil Müttakin” (Kasas-83) yani :
“Akıbet(hayırlı son, güzel sonuç) Müttakiler (takvayı kuşananlar,korunanlar, inanca sarılanlar) içindir!



Alıntı

ömer yalcin
10.11.2009, 20:13
Sagol kardesim bu güzel paylasimdan ötürü,Allah razi olsun

goramaz
10.11.2009, 20:19
zaten o inanç olmasa ne dünyaya ne de içindekilere katlanırdım..

''LA TAHZEN! İNNELLAHE MEANA

Cley
10.11.2009, 20:30
Ve sen yine denendiğinde
Ve yine kalbin daraldığında
Ve yine bütün kapılar yüzüne kapandığında
Ve yine ne yapman gerektiğini bilemediğinde
Uzun uzun düşün
Ve hatırla Yaradanını!

Allah kuluna kâfi değil mi? Zümer-36

sandalli
10.11.2009, 20:38
Allah razı olsun sizlerden, içime, ruhuma serinlik, kalbime genişlik ve sevgi getirdiniz. Ne güzel bir paylaşım.

goramaz
10.11.2009, 21:02
Allah razı olsun sizlerden, içime, ruhuma serinlik, kalbime genişlik ve sevgi getirdiniz. Ne güzel bir paylaşım.

Aslında vahyin o hayata hayat veren nefesini her daim hissedebilsek...Sorun kalmayacak...üzüldüklerimize bakıyorum ; hepsi dünyalık..

Nikbin
11.11.2009, 11:46
Evet gerçekten insanın içini ferahlatıyor. :)
Allah hepinizden,hepimizden razı olsun.
Biz nankörlük yapsakta, bir dolu günah işlesekte "O" bizi hiç bırakmıyor.Ne güzel bişey ya =)
İnşAllah layık kullar oluruz.

seva
11.11.2009, 13:40
Rabbim! kalbimi tut,
etrafımı saran uçurumlara düşmemem için,
düşüncelerin oluşturduğu bilinmezlik denizinde kaybolmamam için,
nefsimin ve şeytanın gönlümü esir almaması için,
ellerimden tut Rabbim.
Rabbim!geçici ve boş şeylerle yorulan kalbimi Sevginle doldur
her şeye Senin sevginle bakabilmeyi öğret…
alıntıdır(ay ışığı)

HaZaN
11.11.2009, 14:31
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez]

Derdini anlatamamaktan yakınıyorsun,

Sesini duyuramamak canını yakıyor,

Varlığını hiçe sayanlara içerliyorsun.

Anlaşılamamak yüreğini kanatıyor...

Seni sen söylemeden anlayan biri olsaydı ne çok sevinirdin...

Yüreğini senin göğsüne koyan YARATICIN

yüreğinden geçenleri bildiğini bildiriyor sana.

Sen dile getirmesende içindeki sızıları,ruhunu kemiren pişmanlıkları

açık bir söz gibi duyuruyor sana...

Diyorki:

"Başkalarından sakladığını bildiğim gibi,

kendinden sakladıklarını da biliyorum..."

Seni en çok "O"anlıyor..

Sesini bir yükseltte öyle konuşalım demiyor.

Bir dilekçe yazda sonra değerlendirelim demiyor..

"RABBİN sana küsmedi"

"RABBİN seni terketmedi"

...

Her nekadar onu her terkedişinde ve geri dönüşünde..

Terketmek ihanet değilmiydi?

Verilmiş söz nerde?

Kalu belaların çınlamaz mı kulaklarında her ihanetinde...

KAlu bela,kalu bela,kalu bela..

Söz veriyorum,söz veriyorum,söz veriyorum..

Senin herdaim seveceğime

Söz veriyorum senin adına seveceğime..

Yozlaşmış sevgilerimizle yaptık ihanetimizi..

Sevmeyi bildikmi?

Sevmeyi becerebildikmi?

Maddeyi mi sevdik manayımı?

Sınırlı olan mıydı sevgiler?

Eller,yüzler,gözler..

Kimi zaman sözler..

Demişse kul bunlara kalu bela

İşte o zaman gelir kula bela..

Hayır hayır ben bunlara söz vermemiştim

Ben bunlara Kalu bela dememiştim..

Belki sevebilirim

Belki sevmeyi becerebilirim

Ama bu olacaksa seninle olacak

Kulağımda gelen her sesinde senin adın olacak

Senin adın anılacak..

O zaman bana zaten küsmezsin değilmi?

Kırılmazsın bana sevdim diye

Hayır kırılmazsın.

Çünkü;

Aslında onuda Senin için Sevdim...

Onu severken aslında Seni Sevdim...

O da Senin için sevdi..

Sevmek bu.

Verdiğim söz bu.

Sahi o da sevdimi?

Sahi o da söz vermişmiydi?

Sahi Kimdi o?

...

Kardelencicegi
11.11.2009, 15:36
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez] ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez])[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez] ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez])

“Derman aradım derdime, derdim bana derman imiş”

****************************** *************'

Olayları, gelişmeleri yorumlamakta, tavır belirlemekte zorlanıyorsunuz.
Bazen her şey lehinize giderken, bazı dönemlerde de yığınla aleyhinize gelişmeler oluyor.
Aslında Allah Sisteminde lehte yada aleyhte düzenlemeler söz konusu değil.
Sadece olması gereken; olması gerektiği en uygun vakitte gelişiyor.
Ama yine de bazı şeyleri yediremiyorsunuz kendinize.
Bir tutamak arıyorsunuz. Ayet el veriyor size:

“Olur ki, siz bir şeyden hoşlanmazsınız; oysa o, hakkınızda hayırlıdır.
Olur ki, siz bir şeyi seversiniz; ama o, sizin hakkınızda bir fenalıktır.
Allah bilir, siz bilmezsiniz. (Bakara-216)

Rabbimiz ALLAH (c.c.).. Rasülümüz HZ. MUHAMMED (s.a.v)..
Kitabımız KUR’AN.. Yolumuz SIRAT-I MÜSTAKİM...
Bizden bahtiyarı yok dünyada! ..
Her ne olursa olsun, ne yaşanırsa yaşansın zafer ve başarı bizim.
Bunu da kafadan söylemiyoruz, Kur’an konuşuyor:


“Vel Akıbetü lil Müttakin” (Kasas-83) yani :
“Akıbet(hayırlı son, güzel sonuç) Müttakiler
(takvayı kuşananlar,korunanlar, inanca sarılanlar) içindir!.

[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez] ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez])

Nikbin
11.11.2009, 16:43
Allah razı olsun kardeşler.