PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Derdin dermani Kur'an'i Kerim dir...


Kardelencicegi
07.09.2010, 00:20
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez] ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez])


Derdin dermani:Kur'an..

Diyelim basiniza istemediginiz bir olay geldi.
Yikik, perisansiniz...
Kimse ile görüsmek istemiyorsunuz.
Çogunluk size küsmüs gibi. Yalnizsiniz.
Herkes benden uzak, herkes bana kirgin
düsüncesi içinde çöküntü yasiyorsunuz.
...Yalnizliginizin karanlik magarasina...
su ayet bir günes gibi doguyor:
'Rabbin sana ne darildi, ne de seni birakti' (Duha-3)
Kim kirilirsa kirilsin, kim darilirsa darilsin,
kim terk ederse etsin
Rabbim terk etmiyor,
...kirilmiyor ya, ne gam! ..
...Bu ne büyük ferahlik degil mi? ..
Basinizda agir bir dert var...
Sanki hiç bitmeyecek gibi geliyor...
Sanki bu sorun hayatinizin sonunu hazirliyor gibi.
....Iste o an ayet yetisiyor imdada:
'Demek ki, zorlugun yaninda bir kolaylik mutlaka var!
Zorlugun yaninda bir kolaylik muhakkak var! ' (Insirah-5/6)
...Garantiyi veren Allah!..
.....Hem de ne garanti,
her zorlukla beraber bir de kolaylik gelecegi
mutlaka ifadesi ile pekistirilip ikna olalim
diye iki kere tekrarlaniyor.
Ayet;
kolayligin zorluk içinde sakli oldugunu,
çözümün sorunda gizli oldugunu da fisildiyor.
Bu manayi duymus olan Niyazi Misri(k.s) söyle demis:
.......'Derman aradim derdime,
..... derdim bana derman imis'
Maddi sikintiniz hat safhada....
Yoksul düstügünüzü hissediyorsunuz. ...
.......Iflas ettiniz..
.....Sifiri tükettiniz yani.
Nasil ayaga kalkarim düsüncesi içinde
bogulurken.....
ayet size yeni bir ümit veriyor:
'Eger yoksulluktan korkarsaniz,
ALLAH dilerse lütfuyla sizi zengin kilar..
Süphesiz ALLAH hakkiyla bilendir,
hüküm ve hikmet sahibidir.' (Tevbe-28 )
...Bir yakininiz ölümcül hastalikla yataga düstü.
...Doktorlar fazlaca ümit vermiyorlar.
...Çogu kere Onu nasil teselli edeceginizi
dahi bilemiyorsunuz.
....Gerçek ortada iken moral vermeye çalismak
sanki sahte davranmak gibi geliyor size.
....Ciddi bir delil olmali ki hastaniza
siz de inanarak moral verebilesiniz.
Eyyub Nebi var Kur'an'da...
Hastaliklarin, dertlerin en agirina müptela olmus....
..... ama sihhate kavusmus.
Onun hali size dayanak oluyor:
'Kulumuz Eyyub' da, o zaman Rabbine söyle nida etmisti:
Bak bana, mesekkat ve aci ile seytan dokundu!
Ve ona, bütün ailesini ve beraberlerinde bir misli daha
tarafimizdan bir rahmet olarak bahsettik ki,
temiz akillilar için bir ibret olsun. (Sad-41/43)
....Ama yine de bazi seyleri yediremiyorsunuz kendinize.
...Bir tutamak ariyorsunuz.
... Ayet el veriyor size:
'Olur ki, siz bir seyden hoslanmazsiniz;
oysa o, hakkinizda hayirlidir.
Olur ki, siz bir seyi seversiniz;
ama o, sizin hakkinizda bir fenaliktir.
Allah bilir, siz bilmezsiniz.' (Bakara-216)
Rabbimiz Allah, Rasülümüz Muhammed(s.a.v) ,
Kitabimiz Kur'an, Yolumuz Sirat-i Müstakim!
....Bizden bahtiyari yok dünyada!
....Her ne olursa olsun,
........ne yasanirsa yasansin zafer ve
......... basari bizim.
..........Bunu da kafadan söylemiyoruz,
Hz. Kur'an konusuyor



C)Alinti





[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez] ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez])

Salim58
07.09.2010, 01:43
Düşünsenize bir:

Hastalık olmasaydı sıhhatin ölüm olmasaydı hayatın yaşlılık olmasaydı gençliğin
yokluk olmasaydı varlığın kötü olmasaydı iyinin küfür olmasaydı imanın
cehennem olmasaydı cennetin karanlık olmasaydı aydınlığın çirkin olmasaydı güzelin kıymeti bilinir miydi ?

Hayat yolu dümdüz ve pürüzsüz olsaydı yürümek bu kadar cazip olur muydu ?
Her şey birbirinin aynısı olsaydı
öğrenmenin temel taşı olan merak tahrik olur muydu?
Tüm insanlar aynı planyadan çıkmış gibi birbirinin tıpkısı olsaydı
tanımak için küçük parmağımızı oynatmaya gerek kalır mıydı ?

Eğer her zorluğun yanında bir kolaylık her derdin bir dermanı
her ıstırabın bir bilgeliği her çekilen acının bir hasılatı
her musibetin bir nasihati her kederin bir bedeli olmasaydı
hayat yaşanmaya değer miydi ?

Hepsinden öte sabır bu kadar değerli olur muydu ?

Sabır Birçok kavram gibi kirlettiğimiz kargaşaya kurban ettiğimiz
içeriğini darmadağın ettiğimiz sonra da dönüp haksızlık ettiğimiz
muhteşem bir kavram

"Sabreden derviş muradına ermiş" gibi harika bir deyim
nasıl oldu da "Sabreden derviş sabrede ede gebermiş"
gibi soysuz ve hayasız bir lafa dönüştü ?!

Nasıl olacak ? Sabır kavramının zihnimizde uğradığı tahrif sonucu elbette

Sabır herkesin her istediğini "Hemen şimdi!" sloganıyla elde etmeye çalıştığı
acele ve ecele giden kendini bilmezler çağında "Asla vazgeçmem
zamanı gelinceye kadar beklerim" diyebilme kararlılığıdır

Şeyh Bedreddin Varidat'ında diyordu ki "Evme (acele etme)!
Unutma ki her yemişin bir mevsimi vardır: Sen de mevsimini bekle..!"

Yakıcı yaz güneşinin altında sabırla zamanını beklemeyi bilmeseydi
çağla şekerpare koruk kayısı kelek kavun olur muydu..?

Sabır omuzladığın mukaddes yükü götürürken rüzgar tersinden esmeye
başladığında geri dönmemek yükü atmamak yolu satmamak
yola yatmamaktır Sırtını yüke verip göğsünü rüzgara siper etmektir

Her rüzgarın bir ömrü her Nemrud'un bir İbrahim'i her Firavun'un bir Musa'sı
her kışın bir yazı her gecenin bir sabahı her derdin bir dermanı olduğunu unutmamaktır...

Sözün özü sabır direniştir Kur'an-ı Kerim " sabredenleri sever" derken
işte bunu demiş olur: direnenleri sever
Yine Kur'an "Ey iman edenler..! Sabredin" derken bunu demiş olur
Yani: Ey iman edenler..! Direnin..!

Hepsinden öte Asr Suresi işte bu nedenle "sabır" suresidir:

"Asra yemin olsun ki insanlık hüsrandadır...! Ancak iman edenler
salih amel işleyenler hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesna...!"

Son ayetin açılımı şudur:

Hakkı tavsiye etmenin bir bedeli vardır Çünkü siz hakikate tabi olup onu
tavsiye ettiğinizde varlığını yalana adayanlar ister istemez bundan rahatsız
olurlar Hakikat güneşinin doğuşundan rahatsız olanlar ülkeyi mağaraya çevirmenin yolunu ararlar...

Bu durumda hakikati savunmanın bir faturası vardır ve size bunu pahalıya ödetmeye çalışırlar
Ayetin son kısmı işte bunu söyler: Hakikati savunmanın bedelini ödemek
gerektiğinde de sabrı tavsiye edin
Hakikat üzerinde direnin ve asla geri adım atmayın...

Öyle ya hem hakkı savunacaksınız hem de başınız sıkışınca savunduğunuz hak siperini terk edip kaçacaksınız
Bu yakışır mı...? Günah işlemenin bile bir bedeli olsun da sevap işlemenin bir bedeli olmasın mı...? Kumarbazlar bile bir risk alırken hakikati savunanlar hiçbir
risk almasınlar mı...?

Hakikate olan sadakatiniz onun uğruna nereye kadar ne bedeli göze aldığınızla
orantılıdır Ne diyordu Kur'an:
"İnanıyorsanız üstün gelecek olan sizsiniz...!"
Düşünsenize bir:
Hastalık olmasaydı sıhhatin ölüm olmasaydı hayatın yaşlılık olmasaydı gençliğin
yokluk olmasaydı varlığın kötü olmasaydı iyinin küfür olmasaydı imanın
cehennem olmasaydı cennetin karanlık olmasaydı aydınlığın çirkin olmasaydı güzelin kıymeti bilinir miydi ?

Hayat yolu dümdüz ve pürüzsüz olsaydı yürümek bu kadar cazip olur muydu ?
Her şey birbirinin aynısı olsaydı
öğrenmenin temel taşı olan merak tahrik olur muydu?
Tüm insanlar aynı planyadan çıkmış gibi birbirinin tıpkısı olsaydı
tanımak için küçük parmağımızı oynatmaya gerek kalır mıydı ?

Eğer her zorluğun yanında bir kolaylık her derdin bir dermanı
her ıstırabın bir bilgeliği her çekilen acının bir hasılatı
her musibetin bir nasihati her kederin bir bedeli olmasaydı
hayat yaşanmaya değer miydi ?

Hepsinden öte sabır bu kadar değerli olur muydu ?

Sabır Birçok kavram gibi kirlettiğimiz kargaşaya kurban ettiğimiz
içeriğini darmadağın ettiğimiz sonra da dönüp haksızlık ettiğimiz
muhteşem bir kavram

"Sabreden derviş muradına ermiş" gibi harika bir deyim
nasıl oldu da "Sabreden derviş sabrede ede gebermiş"
gibi soysuz ve hayasız bir lafa dönüştü ?!

Nasıl olacak ? Sabır kavramının zihnimizde uğradığı tahrif sonucu elbette

Sabır herkesin her istediğini "Hemen şimdi!" sloganıyla elde etmeye çalıştığı
acele ve ecele giden kendini bilmezler çağında "Asla vazgeçmem
zamanı gelinceye kadar beklerim" diyebilme kararlılığıdır

Şeyh Bedreddin Varidat'ında diyordu ki "Evme (acele etme)!
Unutma ki her yemişin bir mevsimi vardır: Sen de mevsimini bekle..!"

Yakıcı yaz güneşinin altında sabırla zamanını beklemeyi bilmeseydi
çağla şekerpare koruk kayısı kelek kavun olur muydu..?

Sabır omuzladığın mukaddes yükü götürürken rüzgar tersinden esmeye
başladığında geri dönmemek yükü atmamak yolu satmamak
yola yatmamaktır Sırtını yüke verip göğsünü rüzgara siper etmektir

Her rüzgarın bir ömrü her Nemrud'un bir İbrahim'i her Firavun'un bir Musa'sı
her kışın bir yazı her gecenin bir sabahı her derdin bir dermanı olduğunu unutmamaktır...

Sözün özü sabır direniştir Kur'an-ı Kerim " sabredenleri sever" derken
işte bunu demiş olur: direnenleri sever
Yine Kur'an "Ey iman edenler..! Sabredin" derken bunu demiş olur
Yani: Ey iman edenler..! Direnin..!

Ne diyordu Kur'an:
"İnanıyorsanız üstün gelecek olan sizsiniz...!"

aysima58
07.09.2010, 02:14
elinize yüreğinize sağlık uşah duayı elden bırakanın vay haline rabbime hamd,ü senalar olsunki elhamdülillah müslümanım ve duamı dildende eldende hiç bırakmam yine rabbime hamd,ü senalar olsunki çocuklarımda öğrettiğim gibi dualarını bırakmazlar.

CemalettinDuydu
05.11.2010, 12:31
Kur'an-ı Kerim nazil olduğunda anlaşıldığı gibi anlaşılmaya ve tatbik edilmeye devam edilse idi, Asr-ı Saadet'in lezzetini duyabilir, yaşantıdan haz alınabilir, insanlık daha iyi durumda olabilirdi.

ece4858
05.11.2010, 12:53
bütün insanlar kalpleri kırman
kuranımız bütün dertlere derman
ALLAHtarafından yazıldı ferman
islamiyette başımız kurana bağlı

Kardelencicegi
05.11.2010, 16:42
Hüzün dalgası çarptıysa bir insanın yüreğine ya Mevlasını özlemiştir yada Mevlası onu...


[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez] ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez])



Mevlayı özleyen gönül ya hüznü bekler yada hüzündedir.
Bela, gam ve keder Mevlanın sevdiklerine gösterdiği kamçıdır.
Vurdukça kendine çeker...
İmam Rabbani