Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar

Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar (http://www.sivaslilar.net/forum/index.php)
-   Serbest Kürsü (http://www.sivaslilar.net/forum/forumdisplay.php?f=175)
-   -   Büyük Halk Ozanını Kaybettik (http://www.sivaslilar.net/forum/showthread.php?t=39600)

nene-hatun 25.09.2012 10:19

Büyük Halk Ozanını Kaybettik
 
Neşet Ertaş vefat etti. Ünlü halk ozanı 74 yaşında İzmir'de yoğun bakımda tutulduğu hastanede yaşamını yitirdi.
İZMİR’de özel bir hastanede 15 gündür kanser tedavisi gören Türk halk müziğinin usta sesi Neşet Ertaş, sabah saatlerinde hayatını kaybetti. Sanatçı dün yoğun bakıma kaldırılarak makinaya bağlanmıştı.

[U]ÜNLÜ OZANIN YAŞAM ÖYKÜSÜ[/U]

Babası saz ustası Muharrem Ertaş, annesi Döne hanımdır. Annesinin ölümünden babası ve kardeşleriyle birlikte sonra köyüne yerleşmişlerdir ve çocukluğu bu köyde geçmiştir. Ertaş, ilkokula gittiği yıllarda önce keman, sonra da bağlama çalmayı öğrendi. Babası Muharrem Ertaş ile birlikte yörenin düğünlerinde sazı ile çalıp sesi ile türküler söylemeye başladı. Ertaş, etkilendiği tek kişinin babası Muharrem Ertaş olduğunu söyler. Kendi ifadesi ile bunu şu şekilde ifade eder; "Babamla ben aynı ruhun insanlarıyız.". Sanat çalışmaları Neşet Ertaş, 1950'li yılların sonunda İstanbul'a gelerek ilk plağını "Neden Garip Garip Ötersin Bülbül" adı ile babası Muharrem Ertaş'a ait bir türküyle çıkardı. Halk tarafından çok beğenilen bu plağı ardından diğer plak, kaset ve halk konserleri takip eder. Daha sonra Neşet Ertaş Ankara'ya yerleşir. Burada yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle kardeşinin daveti üzerine Almanya'ya gider. Çocuklarının eğitimi ve sanatsal çalışmalarından dolayı uzun bir süre Almanya'da kalan sanatçı, 2000 yılında İstanbul'da verdiği konserle sahne hayatına geri dönmüştür.

Networker 25.09.2012 10:58

Cevap: Büyük Halk Ozanını Kaybettik
 
Allah rahmet eylesin, eserleri ile dilimizde kültürümüzde yaşasın..

Arif Coşkun 25.09.2012 11:47

Cevap: Büyük Halk Ozanını Kaybettik
 
[IMG]http://www.bidepo.com/images/36825nxzx.jpg[/IMG]

Hep sen mi ağladın hep sen mi yandın
Bende gülmedim yalan dünyada
Sen beni gönlünce mutlumu sandın
Ömrümü boş yere çalan dünyada

Ah yalan dünyada yalan dünyada
Yalandan yüzüne gelen dünyada

Sen ağladın canım ben ise yandım
Dünyayı gönlümce olacak sandım
Boş yere aldandım boş yere kandım
Rengi gönlümde solan dünyada

Ah yalan dünyada yalan dünyada
Yalandan yüzüne gelen dünyada

Bilirim sevdiğim kusurun yoğdu
Sana karşı benim hayalim çoğdu
Felek bulut oldu üstüme yağdı
Yaşları gözüme dolan dünyada

Ah yalan dünyada yalan dünyada
Yalandan yüzüne gelen dünyada

Ne yemek ne içmek ne tadım kaldı
Garip bülbül gibi feryadım kaldı
Alamadım eyvah muradım kaldı
Ben gidip ellere kalan dünyada

Ah yalan dünyada yalan dünyada
Yalandan yüzüne gelen dünyada

Neşet Ertaş


Çok değerli ve büyük ozanlardan biriydi. Aşık Veysel, Mahsunu Şerif gibi böyle ozanların yerleri kolay kolay dolmaz büyük bir kayıp. Allah rahmet eylesin ailesine ve sevenlerine sabır versin.

_DuMaN_58 25.09.2012 11:57

Cevap: Büyük Halk Ozanını Kaybettik
 
Allah rahmet eylesin, çok büyük bir üstad idi.

vicente58 25.09.2012 13:01

Cevap: Büyük Halk Ozanını Kaybettik
 
Allah rahmet eylesin,yeri doldurulamayacak birini kaybettik.

nene-hatun 25.09.2012 13:33

Cevap: Büyük Halk Ozanını Kaybettik
 
Neşet Ertaş hocamdı, ama ben başarısız öğrencisi
Neşet Ertaş’tan Gürbüz Evren’e öğüt: “Ben kafamdan geçenleri saza söyletiyorum, sen de kafandan geçenleri kaleme söyleteceksin”

Neşet Ertaş’ı ilk tanıdığımda 6 yaşımdaydım. Ankara’da, Cebeci Perşembe pazarının yanında, Dumlupınar Caddesi’nde oturduğumuz apartmanın altındaki dükkânlardan birisi de, Kırıcı Saz yapımeviydi. Halk müziğinin ünlü isimleri buraya gelir ve sazlarını, bağlamalarını, curalarını burada, Kenan ustaya yaptırırlardı. Mahallenin çocuğu olarak, bu dükkânın önünden hiç ayrılmaz, kimi zaman da saz, bağlama yapımında Kenan ustanın verdiği ufak tefek işleri yapardım. Ama hep elime saz almayı, öğrenmeyi, çalmayı isterdim.

Buraya gelen nice ünlü sanatçı arasında bana en çok yakınlık gösteren iki isim vardı. Özay Gönlüm ve Neşet Ertaş. Özay Gönlüm’ün elindeki o 3’lü sazın yapımında benim de emeğim vardı.

Saz çalma merakım, en çok Neşet Ertaş’ın dikkatini çekmişti. Hiç unutmuyorum, ilkokul ikinci sınıfa başladığım gündü. Eylül sıcağı vardı. Okul dönüşü, saz yapımevinin önünde oturmuş Neşet Ertaş’ı gördüm. Bu gün bile kulağımda olan o güzel Kırşehir, Çiçekdağı aksanıyla, “Yanıma gel Karaoğlan” dedi.

Koşarak gittim. “Madem bugün okulun ilk günü, gel sana biraz da ben öğretmenlik yapayım” dedi. Neşet Ertaş, çocukluğunda hep öğretmen olmayı istediğini, ancak yaşam koşullarının, ailesinin durumunun müsait olmamasından dolayı bunu yapamadığını üzülerek anlatırdı.

Yeni yaptırdığı bağlamayı bana uzattı ve “İlk kez sen tutacaksın bunu, tellerine sen vuracaksın” dedi ve “Aklına geldiği gibi vur tellere, sanki biliyormuşsun gibi çal” diye de ekledi.

Bağlamada bozuk düzen nasıl olur, akort nasıl yapılır, bağlama nasıl tutulur, bam teli nasıl boş bırakılır hep Neşet Ertaş’tan öğrendim. Saz evine her geldiğinde, yanına çağırır, o zamanlar 3 numara traşlı olan kafamı okşar, yeni bir şey öğretmeye çalışırdı.

Ankara’nın en iyi saz ustası Kenan Kırıcı ağabeyimin, “Bundan sazcı olmaz, boşuna uğraşma” demesine rağmen ilgisini eksik etmezdi. O zamanlar dikkat eksikliği vardı bende. Saz elimde, aklım başka yerlerde olunca, beceriksizlik ortaya çıkıyordu.

Karıncayı bile incitmeyen Neşet Ertaş bunu çoktan görmüştü. Cebeci Ortaokuluna başladığım yıldı. Müzik dersinden ikmale kalmıştım. Karnemi gösterdiğim Neşet Ertaş, “Üzülme, ben kafamdan geçenleri saza söyletiyorum, sen de kafandan geçenleri kaleme söyleteceksin Karaoğlan” dedi.

Sonra da,”Ne zaman istersen al eline sazı, aklına geldiği gibi vur tellere. Aman dikkat et, o sırada yanında kimse olmasın. Ama belli ki senin işin, düşünmek, yazmak olacak” dedi.

O günden sonra da, bakkaldan aldırdığı, artan paraya da Ankara gazozu içtiğim bir deftere, bugün dillerde olan birçok türküsünün sözlerini ilk kez bana yazdırdı. Hem de “Yaz kâtip” diyerek.

Sonra Almanya’ya gitti ve uzun süre göremedim. Paris’te öğrenci olduğum yıllarda, bir kez, Dortmund kentinde ziyaret ettim Neşet Hocamı.

Türkiye’de ise son olarak, sanırım 2 yıl önceydi, Altınpark’taki konseri öncesi ziyaret edip elini öptüm. İmzaladığım kitaplarımı hediye ettim. “3-5 parça dışında sazı yine çalamıyorum, ama güzel türkü söylüyorum. Kafamdakileri de kaleme söyletiyorum” dedim.

Beni en çok üzen ise çalıştığım Kanal B televizyonunda, adına Ergenekon denilen soruşturma kapsamında yapılan aramada, polislere çok yalvarmama rağmen odamdaki Neşet Ertaş CD’lerine el koyulup, adına delil zarfı denilen zarfa konulması oldu.

Nur içinde yat “Cennet mekân” Neşet Hocam. Dediğini yapıyor, “Kafamdakileri kalemime söyletiyorum”, dinleyenler fena değil dediği için de türküler söylüyorum. Kırıcı Saz Evinin önünde, yanına oturtup bana sarıldığın, üzerimde ilkokul önlüğü olan siyah beyaz fotoğrafı ve ilk kez sözlerini bana yazdırdığın türkülerinin olduğu defteri de saklıyorum.

Bir de, “Hep efendi ve saygılı ol. Çok ama boş konuşanlardan olma. Seni küçümseyenlerin aslında kendilerini küçümsediklerini unutma” öğütlerine uygun davranıyorum.

[B]Gürbüz Evren / Siyaset Bilimci[/B]

YILDIZDAĞ 25.09.2012 13:46

Cevap: Büyük Halk Ozanını Kaybettik
 
ALLAH rahmet etsin mekanı cennet olsun, Türkiye'ni başı sağ olsun.

Alibaba58 25.09.2012 15:31

Cevap: Büyük Halk Ozanını Kaybettik
 
Yeri doldurulamayacak büyük usta, mekanın cennet olsun. Nur içinde yat.

LaEdri 25.09.2012 16:52

Cevap: Büyük Halk Ozanını Kaybettik
 
Allah rahmet eylesin.
En büyük değerlerimizden olan türkülerimize inanılmaz katkı yaptı.Adı hep yaşayacak!

nene-hatun 25.09.2012 17:04

Cevap: Büyük Halk Ozanını Kaybettik
 
TÜRKÜLERİNİ AŞAĞILAYIP YASAKLADILAR

Yokluktan, yoksulluktan, fukaralıktan çok çekmişti...
Soytarıların paraya para demediği günlerde meteliğe kurşun atıyordu...
Televizyonun ve radyonun devlet egemenliğinde olduğu dönemlerde "batılılaşma" zannederek "tezek kokuyor bunlar!" diye aşağılayıp yasaklamışlardı türkülerini...


'Düğün şarkıcısı' diye küçümseyenlere "Ben düğünlere de giderim, içkili yerlere de... Çünkü her yerde 'insan' var" diyerek ders vermişti.
Sonunda düğünlerde bile çalmasına izin vermediler.
Dayanamadı. Terk etti Türkiye'yi...
Almanya'ya gitti....
Adı garip konmuştu bir kere, musibetler bırakmıyordu yakasını...
'Alamanya' yolunda trafik kazası yaptı. Alıp hapishaneye attılar.
Ne arayan oldu ne soran...
Bir tek Yaşar Kemal hatırladı onu...
Üzerinde "Bozkırın Tezenesine..." yazılı bir İnce Memed gönderdi hapishaneye...
O günden sonra adı Bozkırın Tezenesi kaldı ama tanıyanlar bilirdi ki o aslında garipti, garibandı.
Memlekette zulüm hakimdi o yıllarda...
İşkence tezgahları kurulmuştu.
Konuşmaya korkuyordu herkes...
Almanya'dan isyan etti: "Suçun sorumlusu ruhtur, vücudun günahı yoktur. Kıymayın insancıklara..."

"20 YIL ÖNCE AĞLARLARDI ŞİMDİ GÖBEK ATIYORLAR"

2 yıl önce Hasan Saltık'ın Unkapanı'ndaki ofisinde tanımıştım Neşet Abi'yi...
"İçme usta şu sigarayı artık" dedim.
Çattı kaşlarını, "Nasıl içmeyeyim bundan başka derdime ortak olanım yok ki" dedi.
Sonra inceden bir sitem etti: "Sen kalem tutan adamsın söyle bana, gençlerimize bir haller olmuş... 20 yıl önce gençler türkülerime ağlardı şimdiki gençler aynı türkülerde göbek atıyor."

"NEŞET'LE AŞIK OLUR, NEŞET'LE YUVA KURARSIN"

Herkes bilmez ama bilen iyi bilir...
Ve Neşet Ertaş bilenle bilmeyen bir olmaz...
İlk gençlik aşklarının yürek yakan sevdalarıyla usul gözyaşları döken delikanlılar, gencecik gelinlik kızlar bilir, tanır onu...
Bir kere değdi mi yüreğine artık Neşet'le büyürsün, Neşet'le aşık olur, Neşet'le yuva kurarsın, Neşet'le çocuğunu büyütür ve Neşet'le ölürsün.
Bozkırın Tezenesi'nin türküleri, aşka bulanmış gönüllerin marşıdır!

"GÜLÜŞÜ GÜLDEN GÜZEL ADAM"

GÖNÜLLERDESİN YÜCE OZANIMIZ

Candaş Tolga Işık


WEZ Format +2. ?uan Saat: 06:18.

Powered by: vBulletin. Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.


Copyright © - Bütün Haklar Sivaslilar.net'e aittir.