Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, AKP'ye açılan kapatma davasının Ergenekon operasyonu gibi olayların üzerini kapatmak amacıyla yapıldığını savundu.
Bakan Günay, önemli bir iddiayı da ortaya attı. Günay, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın belli çevreler tarafından dava açma konusunda zorlandığını öne sürdü. NTV Ankara Temsilcisi Murat Akgün'ün konuğu olan Bakan Günay, AKP ve MHP uzlaşmasını zamansız bulduğunu ve anayasa ile ilgili bir parti ile özel bir düzenleme yapmak yerine bütün parlamentoya sunmanın çok daha doğru olacağını belirtti.
İddianamenin 'özensiz' olduğunu vurgulayan Günay, iddianamede Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün isminin de olmasını eleştirerek, cumhurbaşkanının ancak 'vatana ihanet'le suçlanabileceğin hatırlattı. Günay, "Cumhurbaşkanının adının geçmesi iddianamenin özensiz olduğunu gösteriyor" dedi.
Önemli bir iddiayı da gündeme getiren Günay, şöyle dedi: "Çünkü ortaya çıkmış olan bu tartışmalar başka önemli tartışmaların önünü kesti. Bu yüzden özel düzenlemeler yapmayalım. Çünkü yeniden yeni tartışmalara vesile oluyor. Açıklıkla söylüyorum kastettiğim Ergenekon soruşturmasıdır. Olaylar öyle gelişti ve geliştirildi ki Sayın Başsavcı da yönlendirildi belki. Belki dava açma konusunda zorlandı. İnsanlar nihayet bir karar veriyor ama o kararı oluşturan bir çevre var, etkiler var, telkinler var. Bütün bunlar bizi başka gündeme doğru sürüklüyor."
Partisinin halkın büyük desteğini aldığını dile getiren Ertuğrul Günay; "Halka ve Hakk'a güveniyoruz" açıklamasını yaptı. Söz konusu dava ile, Ergenekon çetesinin ortaya çıkarılması ile ilgili çalışmaların önünün kesilmek istendiğine değinen Bakan Günay, yerel seçimlerin birkaç ay öne çekilebileceğini ayrıca gerekirse genel seçime gitmekten de parti olarak korkmadıklarını aktardı.
"TÜRKİYE'NİN AYAKLARI ÜZERİNDE DURMASINDAN HOŞLANMAYANLAR VAR"
Günay, Türkiye'nin çok ciddi bir ivme yakaladığını ancak Türkiye'nin ayakları üzerinde durmasından çok hoşlanmayan bir konjonktürün olabileceğine dikkat çekti. Türkiye'de başı açık ve başı kapalı olanların yan yana yürüdüğünü dile getiren Günay şunları dedi: "Türkiye'de inananla inanmayan iç içe yaşıyor. Türkiye'de böyle bir demokratikleşme, çoğulculaşma, süreci işliyordu. Fakat sürekli olarak bunu baltalamaya çalışan bir takım mekanizmalar var. Bu mekanizmalar seçimler öncesinde de oldu. Seçimlerden sonra da. Yakın tarihte Türkiye'de yapılmış darbelere övgülü cümlelerle örnek göstermeye çalışan ne yazık ki hukuk insanlarımız çıktı. Bütün bunlar belli çevrelerde bir telkin yaratıyor. Belli makamlarda bulunan insanları etkiliyor. Bir kişi bir kağıdı imzalıyor ama mesela ben bana gelen bir kağıdı benden önce kaç kişi imzalamış bakıyorum. Şimdi Yargıtay Başsavcısı'nın herhangi bir önemli görev adamının önüne de bir takım haberler kupürler dosyalar geliyor. Bu kararlar hepimizi etkiliyor. Benim kastettiğim buydu. Türkiye'nin ileriye gitmesinden rahatsız olan bazı çevreler ne yazık ki etkili bir takım yerlere kadar bu telkinlerini etkili hale getirebiliyorlar. İşçi, işveren, emekçi, siyasetteki aklı başında çevrelerin hepsi bunun Türkiye'ye yarar getirmediğini söylüyor. O zaman herkesin adım atarken, imza atarken öneri açıklarken bütün bunlara daha dikkatli bakması gerekiyor. Türkiye'nin istikrarı demokrasisine katkı mı yapıyoruz. Yoksa çıkmaz bir yolu bir kez daha tekrar mı etmeye çalışıyoruz. Ben çıkmaz bir yolun bir kere daha denenmiş olmasında üzüntü kaygı duyduğumu dile getirdim ve ne yazık ki etkilerin önemli yerlere kadar sızmış olmasından üzüntü duydum."
"DEMOKRASİDE SAVCILAR HAKEM DEĞİLDİR, GEREKİRSE GENEL SEÇİME GİTMEKTEN KORKMAYIZ"
Ertuğrul Günay, kapatma davasıyla gündeme gelen AKP'nin yeniden seçime gitme konusunda ise şunları dile getirdi: "Bütün bunlar varsayım. Ben hükümet üyesiyim bunlar somut olarak konuşulmuş noktalar değil. Müzakere konusu değil. Bir yıl içinde zaten yerel seçim var. Öne almak için Anayasa değişikliği gerekmez. Halka gitmek öne çekilecekse birkaç ay çekilebilir. Bir sakınca yok bunda. Ama sonuçta oraya gideceğiz millete soracağız. Türkiye çağdaş uygarlık düzeyinde ilerliyor mu ilerlemiyor mu? Türkiye iyiye, ileriye gidiyor mu gitmiyor mu? Halka soracağız. Demokrasilerde hakem halktır. Demokrasilerde hakem ne kuvvet komutanıdır ne validir ne savcıdır. Siyasetçi bile değildir. Siyasetçi de halka sorar. Eğer böyle bir zorlama yapılacaksa biz genel seçime gitmekten hiçbir zaman korkmadık korkmayız." Günay, AKP'nin kapatılması halinde ne olacağı yönündeki soru üzerine ise "Böyle bir kötü ihtimali üzerinde şu anda düşünmeyi gereksiz buluyorum" dedi.
"CHP'NİN TAVRI KENDİNE ZARAR VERİYOR"
Günay, söz konusu dava ile ilgili olarak muhalefetin tutumunu eleştirerek, "Hal bu ki tarihten ibret almış olmaları gerekir. Kim ki bu tür girişimleri desteklemiştir hepsi sonuçta zararlı çıkmıştır" dedi. Muhalefetin açıklamalarını "hissiz" bulduğunu dile getiren Günay, "Bu 50-60 yıllık demokrasi tarihinin siyaset yapan arkadaşlar hiç mi okumazlar hiç mi ibret almazlar. Partilerin parlamentodaki sayıları değil de başka çerçeveden bakmak gerekirse ÖDP Genel Başkanı fevkalade önemli bir açıklama yaptı. Ve gündem saptırma olayından o da bahsetti. Böyle doğru önemli tespit yapanlar da var. Genelde parlamentonun içindeki partiler de iktidar ve muhalefet ayrımında çok sert ve acımasız. Zaman zaman kendilerine zarar verici, CHP'nin tavrını ben biraz kendine de zarar verici olarak görüyorum. Bu tür olaylar karşısında toplum nasıl bir tavır alıyor asıl o önemli. Bu çerçevede toplumu daha bilinçlenmiş daha sağlıklı buluyorum. Daha demokrasiye sahip çıkar bir noktada görüyorum" şeklinde konuştu.
"CUMHURBAŞKANI GÜL SİYASİ YASAKLILAR İÇİNE GİREMEZ"
Günay, "Anayasa Mahkemesi'nden böyle bir karar çıkması durumunda Cumhurbaşkanı Gül siyesi yasaklılar arasına girecek mi?" sorusuna ise "Böyle bir şey olamaz" şeklinde yanıt verdi. "Bunu bir hata olarak" gördüğünü ifade eden Günay, "Genelkurmay Başkanı ile ilgili benzer bir suç duyurusu teşebbüsü vardı. Vahim bir biçimde hukuk organlarından tepki gördü. Burada ondan çok daha ağır bir durum var. Gerçekten hukuk açısından tepkiyle karşılanması gereken bir durum var" dedi.