Bu gece Mevlid Kandili. İnsanlığın kurtuluşu için gönderilen son ve en büyük Peygamber olan Hz. Muhammed'in (sav.) dünyayı teşrif ettiği bu mübarek gecede bütün üyelerimizin ve müslümanların dualarının kabul olmasını ve bu gecenin bütün insanlığın hayrına vesile olmasını diliyoruz.
Peygamber Efendimiz henüz dünyaya gelmeden önce, Cahiliyet çağında insanlık karanlıklar içerisinde bulunuyor, küfür, cehalet, vahşet hüküm sürüyordu. Bir kısım insanlar esir pazarında birer mal gibi satılıyor zayıflar kuvvetlilerin pençesinde inim inim inletiliyordu. Küfür ve şirk gönülleri karartmış, sosyal hayat bozulmuş, ahlakî değerler yozlaştırılmıştı. Kadınlara insani muamele yapılmıyor. Kız çocukları evlat olarak sayılmıyor ve utançlarından diri diri toprağa gömüyorlardı. Emeğin hakkı verilmiyordu.
İşte bu zamanda, bunalan beşeriyetin ufkunda ilahi bir nur doğdu. Rebi’ul evvel ayı’nın on ikinci gecesinde âlemlerin Efendisi iki cihan güneşi, İnsanlığın önderi, rehberi, Hz Muhammed Mustafa (s.a.v.) dünyaya geldi. İşte insanların “Cahiliyet devri” diye nitelendirdikleri bir zamanda Allah Teala
“Seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik” mealindeki ayetin sırrı daha iyi anlaşılacaktır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in doğumuyla dünya nurla doldu. Babası Abdullah onun doğumundan iki ay kadar önce öldüğünden biricik oğlunu göremedi. Hz Âmine böyle nur topu gibi bir çocuk dünyaya getirince, dedesi Abdulmuttalib, büyük bir ziyafet vererek sevgili torununa Muhammed adını koydu.
Atalarımız arasında böyle bir isim yoktu, bu ismi koymaktan maksadın nedir? Diye soranlara: Umarım ki onu gökte hak, yerde halk övecektir, diye cevap verdi. Bir fazilet güneşi ve hidayet meşalesi olan Peygamber Efendimizin doğumu Allah’ın bütün insanlara en büyük nimetlerinden biridir. Bu gecenin sabahı feyizli bir sabahtı. Nurlu bir devir açılmıştı.
Peygamber Efendimiz, Peygamberlikten sonraki hayatı ile örnek olduğu gibi, önceki hayatıyla da insanlara örnek olmuştur.
Muhammed’ül emin lakabını almıştı. Bundan dolayı en değerli eşyalarını hiç tereddüt etmeden ona emanet ediyorlardı. Haktan ve doğruluktan ayrıldığı hiç görülmemişti. Hatta Peygamberliğini ilan ettiği zaman ona iman etmeyenler bile ona “yalancı, yalan söylüyorsun” diyememişlerdi.
Onun doğumunu kutlamaktan maksat kandil gecelerine mahsus mevlit okutmaktan ibaret değildir. Asıl gaye:
“Allah’ı seviyorsanız bana uyun Allah’ta sizi sevsin, günahlarınızı bağışlasın” emri gereğince onu sevmek, hayatını örnek almak, yaşadığı ahlakı yaşamak, emir ve tavsiyelerine uymak, bütün güzel hasletlerde ona uyma azmini tazelemektir. Bu mübarek gecede büyüklerimizi ziyaret edelim. Onların gönüllerini ve hayır dualarını alalım. Muhtaçları, dul ve yetimleri gözetelim. Çocuklarımıza Allah’ın Resulünü ve güzel ahlakını anlatalım.
Kur’an okuyarak, kaza ve nafile namazları kılarak, Allah’ı bol bol zikrederek, Peygamberimize salât-ü selam getirerek bu geceyi ihya etmeye çalışalım.
Ey cennet yolunun öncüsü…
Ey Kevser ırmağının ulu hâkim’i.
Salât ve selam sana olsun.
Mevla cümlemizi Hz Muhammed (s.a.v.)’in izinde daim ve kaim eylesin.
Kaynak : Sivas İl Müftülüğü