Alıntı:
arifcoskun Nickli Üyeden Al?nt?
O zaman herşey komplo hiç bir haberi ciddiye almamak lazım,
herkes bildiğiyle kalsın ben haklıyım desin,sadece benim fikrim ve gazetem
doğrudur desin,kitap, dergi vs. de okumamak lazım ne gerek var hepsi komplodur zaten,boşuna para neden gitsinki.
araştımayada gerek yok ya komployla karşılaşırsak,
|
Arif abi,
Daha önce de bir yazımda bahsetmiştim. (H.Üzmezin konusuyla ilgili)
Demiştim ki :
''sizin ki yaparsa tu kaka,
bizim ki yaparsa cici, çok yaşa''
ve
''hizmetçi kırarsa : elin kırılsın;
hanımefendi kırarsa hayırdır inşallah''
anlayışının çok yanlış olduğunu söylemiştim.
Şimdi yine bu mantıkla, benim her zaman benimsediğim ve kendime ilke edindiğim şu sözüm :
''doğru papazdan da gelse kabul;
yanlış hocamdan da gelse ret''
gereği yukarıda saydığın bazı konular gerçekten olmuş ve denmişse,
kim olursa olsun, kim ne derse desin, tasvip etmem, onaylamam, kabullenmem mümkün değil.
Yanlışsa yanlıştır.
Şimdi,
F.Altaylı' nın programına çıkardığı bu kişiler de, gerçekten bu ifadeleri
komplosuz tezgahsız kullanmışsa
lanet olsun onlara...!
Yok eğer,
konu mankenleriyse hem onlara hem de
organizetörlerine gene
lanet okurum...!
Diğer bir yazında, bu konuyu
komplo olarak gören bir arkadaşımıza :
''bu ne pişkinlik'' demişsin.
Ne yani abi şimdi bu konularda bir komplonun farkında olanlara
pişkin mi
demek icap eder...?
Ben de bu konunun bir
komplo olduğuna inananlardanım...!
Ne yani abi,
böyle düşünmeye hakkımız yok mu ?
bu düşüncede olanları
pişkinlikle itham etmen ne derece akılcı olur?
Biz ne çiğler gördük,
biz ne pişkinler gördük,
biz ne düşkünler gördük be abi...!
Ben kendi adıma diyorum ki :
Ben bu tür konuların,
konu mankenli tezgahlar olduğunu idrak etmem,
pişkinliğimden değil;
daha önce defalarca izlediğimiz benzer
senaryoları ve filmleri çok gördüğümüzdendir.
Tekrar söylüyorum madem başörtülünün bu demeçleri çok önemseniyor da,
neden feryatlarına kulaklar, ekranlar, sütunlar hep kapalıydı.
Bu
başörtülüler, hiç mi başka laf etmediler ki onları bir kere olsun ekrana çıkarmadılar.
Ben söyleyeyim abi, benim üniversite dönemimde,
bizim sınıftan okul birincisi bir başörtülü kız bir keresinde canlı yayına çıkarıldı.
En gerçekçi ve can alıcı ifadelerini söylemeye başladığında ise
yayın kesildi ve
elektrikler kesildi yalanı uyduruldu.
İşlerine gelmemişti tabi ki...!
Sık sık sözünü kesmeye çalışan yaygaracı cenahın müdahalesine rağmen,
başörtülü arkadaşımızın, hatırlayabildiğim ifadelerden bazıları şunlardı :
- Biz
okumak istiyoruz,
- Biz herhangi
illegal bir örgütün mensupları değiliz,
- Biz herhangi bir
siyasi oluşumun da mensupları değiliz,
- Biz uzaydan da gelmedik, bizi
potansiyel suçlu görüp veya gösterip,
terörist muamelesi yapılıyor,
- Üniversite kapısından girişten itibaren, giriş görevlisinden,
öğretim görevlilerine kadar
gerici, yobaz, örümcek kafalı gibi aşağılayıcı laflara maruz kalıyoruz,
- Ben liseyi
il birincisi olarak bitirdim, fakültemi
derceyle kazandım ve şu anda
fakülte birincisiyim,
- Nasıl, sırf
kıyafetimden dolayı ben
örümcek kafalı görülüyorum ?
- Biz en doğal hakkımız olan bilim yuvalarında
eğitim görmek istiyoruz,
- Biz
ülkemize ve toplumumuza faydalı olabilecek bir meslek sahibi olmak istiyoruz,
- En doğal hakkımız olan
demokratik hakkımızı kullanarak okumak istiyoruz,
- Bu hakkımız neden engellenmek isteniyor ?
- Bu hakkımız neden gasp ediliyor ?
- Neden bu zulüm...? neden bu haksızlık..? Nerede insan hakları
- ağlayarak devam eden benzer ifadeler...vs...vs.
Tam 7 dakika süren bu açıklamalar,
elektrik kesildi diye yayına girmedi.
Karşıt görüşlü olanların tahrik edici, yaygaracı, suçlayıcı ve aşağılayıcı ifadeleri
ve
horoz döğüşü gibi olan bölümler aynen yayınlandı....!
Başörtülü arkadaşlarımızn küçük kırpıntılarla bir iki demeç te geçiştirildi.
(Ben de stüdyodaydım...!)
Arif abi,
bu anımı sizlerle paylaştım çünkü;
komplocu, yaygaracı ve tahammülsüz çarpık zihniyetler
bir kere de olsun, bu
masum kızlarımızın derdine kulak vermediler,
hep aşağıladılar, hep inançlarıyla, kıyafetleriyle alay edildiler,
hep hakaret, hatta
küfür bile işittiler...!
Bu başörtülüler, hiç mi mağdur olmadılar, hiç mi okuma hakları yok ?
Yazık be abi, hakikaten yazık...!
Lütfen bu yazdıklarımı
edebiyat kompozisyonu olarak değil;
şahit olduğum ve içim sızlaya sızlaya yazdığım, yüreğimi burkan bir serzeniş olarak değerlendirin.
Lütfen
ideolojik bakış açısıyla değil;
arı-duru ve nötr duygularla,
insan merkezli bir pencereden bakabilmeyi deneyelim...!
Arif abi,
bu sözüm sadece sana değil senin vesilenle tüm arkadaşlaradır...!