--->: Rabler Hegemonyası / ibretle okumalıyız
‘Kur'an'daki İslam’ adlı eserimizde açıklandığı gibi, hurafe ve uydurmalardan dini temizlemek için didinen birçok İslam bilgini, bid'atları (dine sonradan sokulan şeyler) savunmayı, dış gerekçesi ne olursa olsun, şirk saymışlardır. Bu konuda, muhteşem bir örnek olarak 13. yüzyıl fıkıh bilginlerinden Ebu Şâme'yi saygıyla anmalıyız.
Rabler hegemonyasında en çok işleyen yol, din temsilcisi sayılan kişilerin (haham, rahip, sahabî, imam, şeyh, mürşit, üstad, efendi, ahunt, seyyid vs.) rabler haline getirilmesidir. Kur'an, tam bu noktada, tevhidi şirk bataklığına çeken Ehlikitap kitleleri örnek göstererek insanlığı dikkatli olmaya çağırıyor:
"Hahamlarını ve rahiplerini Allah'ın yanına-yöresine konan rabler edindiler. Meryem’in Oğlu Mesih'i de öyle. Oysa kendilerine, biricik Tanrı olan Allah'a ibadet etmeleri emredilmişti." (Tevbe, 31)
Geleneksel aldatmacı zihniyetler bu ayette korkunç bir anlam kaydırması yaparak şöyle bir meal yaratmaktalar:
“Allah’ı bırakıp da.....rabler edindiler...”
Böyle bir çeviri tam bir saptırma ve tahriftir.
Kur’an asla böyle söylemiyor. Müşrikler Allah’ı asla bırakmadılar, O’nu asla inkâr etmediler. Yaptıkları, Allah’ı tepeye oturtup O’nun altına yedek ilahlardan bir panteon yerleştirmektir.
Ve işin bam teli de buradadır. Şirkin zulüm ve yıkımı buradan kaynaklanmaktadır. Din adına istismar ve aldatmaların omurgasında da bu vardır. Bu böyle olduğu içindir ki, Kur’an’ın din anlayışı adına şunu rahatlıkla söyleyebiliriz:
Açık ve katıksız bir ateizm veya dinsizlik, şirke bulaşmış sahte bir dinden daha iyidir, daha az tehlikelidir. Çünkü:
1. Din adına kimseyi aldatmak gibi bir namertliği yoktur,
2. Gerçek dine dönüş ümidini yok etmemektedir.
Kur'an, din temsilcilerinin rabler edinilmesindeki hesapçılığın maskesini düşürmekle kalmamış, bu hesapçılığın ‘Allah ve cennet’ yazılı pankartının sakladığı egoizmi de ortaya çıkarmıştır.
Nihayet Kur'an, din ve dindarlık adına söz söyleyen tüm kitleleri, örtülü bir şirkin pençesine düşmemeleri için saf ve berrak tevhide çağırıyor. Çağrının temel hedeflerinden biri de ‘insanın insanı rab edinmesinin önlenmesi’dir. İnsanlığa on beş asır önce iletilen şu birlik çağrısına bakın:
"Ey Yahudiler ve Hıristiyanlar! Bizim ve sizin aranızda aynı olan bir gerçeğe gelin: Yalnız Allah'a tapalım, ona hiçbir şeyi ortak koşmayalım, birbirimizi Allah'ın berisinden rabler edinmeyelim..." (Âli İmran, 64)
Bu ayetin inişi üzerine, Peygamberimize, "İnsanları Rabler edinmek nasıl olur?" diye sormuşlardı. Cevap, üzerinde olduğumuz konu bakımından ürperticidir. Şöyle diyor Hz. Peygamber:
"İnsanları rab edinmek, din adamlarının sözlerini Allah'ın sözleri gibi kabul etmekle vücut bulur."
Peygamberimize göre, din adamlarını rab edinmek onlara ‘rab’ deme şartına bağlı değildir. Onların haram dediğine haram, helal dediğine helal demek onları ilah edinmiş olmak için yeterlidir. (bk. Elmalılı Hamdi Yazır; Tefsir, 4/2512-2513)
__________________
zaman kısa, dünya herkese yeter, mühim olan insanlık
KANIMIZIN KIRMIZISI ALNIMIZIN AKIYLA SİVASSPORLUYUZ
|