Öncelikle bu paylaşımlar için
ero arkadaşımıza teşekkür ediyorum.
Ben de makaleler hakkındaki düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum :
İlk makalede :
Aleviler ile ilgili yazılanları bir temenni olarak görüyorum
ve ben de bu temennilere katılıyorum...!
İkinci makalede :
ismi geçen
Cemil İpekçi benim idolüm ve modelim olamaz...!
Ancak; bir çok kıvıranlardan daha düzgün biri diye biliyorum...!
Üçüncü makalede :
Hani
cincilik yobazlık değil miydi...?

Cinlerden ve cincilerden medet uman yobazlar yarıyolda kalırlar...!
Dördüncü makalede :
Çocuk yaştaki kızların başlarını örtmesinden rahatsızlık duyan
Bekir Coşkun' un o
coşkun gönlü,
''çocuk yaştaki kızlara dansöz kıyafeti giydirilmesinden'' de rahatsız mı acaba...?
Dansöz kıtafetleriyle yarışmalarda ve animasyonlarda kullanılmasından da
rahatsız oluyor mu acaba...?
Yoksa o
coşkun gönül birden
engin-dingin bir gönüle mi
bürünüyor acaba...?
Beşinci makalede :
Demokrasi bir rejim değildir; bir yönetim biçimi de değildir...!
Rejime giden bir
yoldur, rejimi şekillendiren bir
metoddur...!
Yönetimin ne olacağına karar verilmesi ve belirlenmesi için hazırlanan bir zemindir.
Demokrasi zemininde halk tercihini kullanır ve
Yönetimi belirler.
Yani daha öz ifadeyle Demokrasi, Sisteme giden sistematik bir metoddur.
Demokrasi ile Rejimin terminolojik bir kavram kargaşası içerisine sokularak;
istismar edilmesine kimsenin hakkı ve selahiyeti yoktur... olmamalı...!
... Ve aynı şekilde,
demoklesin kılıcı gibi sağa-sola pervasızca sallamaya da
hiç bir kimsenin ve hiç bir kuruluşun hakkı olamaz...olmamalı...!
Başka dinlerin, dindarlarının ya da dincilerinin bakış açısını bilmem ama;
Bizim dinimizdeki dindarların (dincileri reddediyorum),
Demokrasiden ve Cumhuriyetten rahatsızlık duyduklarını düşünmüyorum;
bilakis bu kavramlara
mukaddesat ölçeğinde değer verdiğini, savunduğunu ve sahiplendiğini düşünüyorum....!
Aksini iddia eden veya uygulayan varsa,
Şahıs olarak
Beni de bağlamaz,
Toplum olarak
Milletimizi de bağlamaz,
Din olarak
İslamı da bağlamaz...