Aşağıda Sivas Postası'ndan bir yazarın aynı konudaki benzer fikirleri bulunmaktadır:
Kızılırmak akar; Sivaslı Bakar
Yazar : Cihan Özmen
Bir şehre ait ne kadar doğal ve tarihi miras varsa, o şehir o denli şanslıdır. Bu şanslı şehirlerin başında da Sivas geliyor. Bu şansı kullanıp kullanamama konusunda elbette ki sıkıntılar mevcuttur. Var olan değerlerin iyi kullanılamadığından dolayı Sivas’ın küçüldüğü bir gerçek. Yakın ve uzak büyük şehirlere giden Sivaslılar, bin bir meşakkat içerisinde ekmeklerini temin etmenin peşindeler.
Bir takım kültür sanat etkinlikleri için Fransa’ya giden hemşehrimiz Mustafa Balel, oradaki gözlemlerinin bir kısmında bakın neler anlatıyor:
“Bordeaux’dayken kente hayat veren ve yakın zamana kadar burayı Fransa’nın en büyük liman kenti yapan Garonne nehri üzerindeki Taş Köprü’de gezinmek hoş bir duygu canlandırıyordu içimde. Kendimi dinleme, kafamdaki seslere kulak verme, gerekirse içimden de olsa onlara yanıt verme fırsatım oluyordu. Böyle düşünenlerin sayısı az olmamalı ki, köprüler hayli kalabalık.
Arasıra durup havanın ya da rüzgârın durumuna göre bazen yüz km kadar ötede döküleceği Atlas Okyanusu’na, bazen de kaynağına doğru akan dünyadaki ender akarsulardan biri olan Garonne’daki irili ufaklı gemilere, sayısız gezinti teknelerine ve kentin iki yakasında yükselen tarihi yapılara bakarken aklıma hemen suları akan, insanları bakan Türkiye, ardından da Sivas geldi. “Kentin böğründe, düz bir ovada sessizce geçip giden Kızılırmak, şu anda hazır etrafı da boşken neden küçük bir düzenlemeyle bir anda Sivas’ın kaderini değiştiren bir hazineye dönüşüvermesin? Neden, haritalarda, içinde gezinti teknelerinin yüzdüğü, etrafı sahil yolları, koşu parkurları, plajlar, kafeler, restoranlar, dinlenme alanlarıyla çevrili bir göl belirmesin ki?”
Yazar ağabeyimiz Mustafa Balel’in de belirttiği gibi Kızılırmak yeni bir anlayışla değerlendirilip, yıllardır boşu boşuna akmasına artık bir son verilerek, şehrin tarihi ve doğal güzelliğine dahil edilmeli.
Kanımca artık Sivas’ın, “Kızılırmak ve Kale Evleri” projelerini ele almasının vakti gelmiştir. Artık büyük projeler için de para bulunabiliyor. Bu değerlendirilmeli. Bu şehrin kurtuluşu ve göçün önüne geçilmesi için Kızılırmak’a mutlaka el atılmalı. Zaman büyük düşünme, bu düşüncenin hayata geçirilme zamanıdır…
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]