Ben 2007 seçimlerinden tanıyorum Güldal Hanım'ı bir aya yakın her günümüz birlikte geçti... Buradada bütün gün birlikteydik, bu kadar bilgi sahibi olmasına şaşırdım, hazırlanıp gelmiştir dedim ki muhtemelen öyledir, her konuda muhakkak yorum getirdi, susup dinlemedi, devamlı önerilerde bulundu... Kent Meydanını çok beğendi ama yeşilsizliğinden dert yandı, banklar var güzel ama bu insanlar nasıl oturuyor yazları burda dedi, sonra vali ile görüştü sanırım ve tanıdığım kadarı ile vilayete gidene kadar düşünmüş olacak ki balkonda bu öneriyi sundu, Sivas'ın anlamından yola çıkarak Meydanın yeşillik alanına belki (o kolon şeklindeki lambaların olduğu yolu göstererek) küçük havuzlar yapılarak 3 tane çınar dikilsin halk ileride o ağacın gölgesinde otursun, Hayat Ağacı simgesi madem bu ağaçlarda ileride turist bile çeker dedi... Şaştım kaldım ve heyecan duydum, çok güzel bir öneri dedim... Bunu sonra Doğan Ürgüp'e söyledi mi bilmiyorum onunla çay içtikleri sırada ben Çetinkaya Belediye başkanımızla sohbet ediyordum
(Bu arada Çetinkaya ilçe olmak için başvurmak üzereymiş, eğer olursa çok rahatlarız, gelişiriz dedi başkan)
Sonra konferansında o kadar çok şeyden bahsetti ki Sivas'ın, tabii ki Malik Bey'den brifing almıştır, bütün bir yolu arabayla geldiler ikisi Ankara'dan ama en sonunda Sivas'la ilgili sorulara cevap vermesi beni tabiri caiz ise dumura uğrattı, dedim kadın hakim... Yani soru gelince kızdım içimden "Kadın ne bilsin Sivas'ın bu sorununu" dedim ama çatır çatır cevap verdi Özal'ı Cer Atelyesini, Dikimevini örnek vererek ve çokta iddialı bir şekilde söz de verdi... Şimdi bu kadın kim ne derse desin en azından protokol yönünden Baykal'dan sonra ikinci... Bir Partinin ikinci adamı bu kadar rahat ve içten söz veriyorsa ben inanırım arkadaş, hele hele inandırıcılığını kaybetmemiş, karaktersiz bir vekil değilse...
Ayrıca yolda yürürken kadınların fotoğraf çekinmek istemesine olumlu bakmasına hiç terslemeden herkesle sohbet etmesi de çok güzeldi 50. yıldan vilayete yarım saatte yürüyebildik...
Son olarakta Kongre Binasının restorasyonu ve milli saraylara bağlanmasını kendisi önermiş aslında, gelip binayı da görünce aslında sinirlendi ve müdürü biraz fırçaladı diyebilirim... Asıl ilginç tarafı çok şaşalı olmasına ve restorasyonun aslına uygun olmadan işte varaklı kapılar, perdeler, tavanlar çok abartılı acaba o zaman lamba varmıydı buradaki siz avize asmışsınız gibi sözlerle biraz tersledi...
Her yönden çok verimli geçti... Malik Bey ile de spor tartıştık biraz, buraya da yazayım... Diyarbakır kararını sordu bana anlattım, tam olarak içeriğini açıkladım, neden düşürülmeliydi neden düşürülmedi, Trabzon maçını hatırlattım ve GS maçında 1-0 öndeyken sahaya girelim maçı tescil ettirelim dedim, güldü bir fırsat bulursam bu konuyu bu hafta mecliste konuşacam o yüzden sordum dedi... Sanırım benim anlattıklarım üzerinden bir konuşma yapacaktır... Yarın da arayıp bakın Diyarbakıra ceza verilmemesinin ilk meyvesi Antep maçında alındı Antep taraftarı sahaya girdi bunu da dillendirmesini rica edeceğim...
Son olarakta BOUN'a bir ekleme yapacağım, Duymamız mümkün değil zira Malik Özdemir'e ve Partisine "Sen Sivas için Türkiye için ne yaptın? Bir tek çivi çaktın mı?" diye soran Hamza Yerlikaya ve AKP il Başkanı Burhanettin Kuru'dan Sivas'ın geçmişi hakkında sözler beklenir mi? Sivas hakkındaki bilgisizliklerini ne kadar güzel gösteriyorlar... MHP il başkanı bu vekile Tarih kitabı yollamıştı
haklıymış... Ama en güzel cevabı yine Vekilimiz verdi "Bizim yaptıklarımızı satarak ayaktasınız, hem Sivas'ta hem Türkiye'de bizim yaptıklarımızı satarak, taşıyarak asıl Sivas'ın tabutuna çivi çakıyorsunuz farkında değilsiniz" demişti... Bu da o vatandaşa yeter bir de 4 Eylül stadındaki tezahuratlar...