Navigator
Kardelencicegi Şuan
Üyelik Tarihi: 27.10.2008
Yaş: 58
Mesajlar: 48.623
|
Cevap: ♥___Şeker Tadında___♥
Şeker Tadında Ömür
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
En “hayırlı” ayda olmak ne anlama geliyor sizce? Önce “hayır” ne ola ki?
Yaptığımız bir davranış neticesinde, bize yarar getirecek bir neticeye ulaşmak
diyebiliriz değil mi kısaca?
Bu ayda bizden istenilen davranış ise, nefsi terbiye etmek, oruç tutmak,
elini-dilini tutmak, hoşgörülü olmak, çevremize yardım etmek…
Bunları bir ay yapmakla bile hayırlara ulaşacaksak,
hakikaten bize çok büyük bir hayır sunulmakta.
Acaba gerçekte insan, bir davranışı otuz gün yaparak onu alışkanlık
haline getirebilir ve tüm yaşamına yayabilir mi?
Beklenilen bu olmasın sakın.
Benim alanım yemek, içmekle gelen şifa olduğuna göre,
oruç tutmayı irdelemek istiyorum.
Hep birlikte düşünelim biraz.
Oruç tutmanın bedene getirdiği yararları artık herkes biliyor.
Toksinler atılıyor, beden dinleniyor, hücrelerin yenilenmesine izin veriliyor.
Tabi gece boyu tıka basa yiyerek değil. Her şeyin bir adabı olmalı.
Orucu hakkiyle anladığımızda, yiyelim diye gökten inen bıldırcını bile
yaydığımız zehirli gazlarla, dünyanın üzerine tuz eker gibi ekilen
kimyasal ilaçlarla ve daha nice yollarla zehirlerken, aslında kendimizi
zehirlediğimizi yok saydığımızı unutmamak lazım.
O bıldırcını değil gün ışığında, gecenin en koyu karanlığında
bile yememek lazım.
Genetiği ile oynanmış, yani DNAsı değiştirilmiş sebzeler,
meyveler, hayvanlar soframızda yer alırken, bedenin toksinlerden
temizlenmesi ne mümkün?
Temiz gıda bulabilmek ise neredeyse imkânsızlaşıyor.
Artık kullanılmayan DDT insanın bulunmadığı kutuplarda bile tespit edilmiş.
Her şey hareket halinde biliyoruz.
“Burada kullandım ben bu ilacı sadece, sana gelmez!” diyemiyoruz…
Kaynağından çıkan her şey, her an, her yerde…
Peki, bizler bedenimize hayır getirecek/toksinlerinden arındıracak
bu orucu nasıl tutabileceğiz?
Öncelikle taze ve doğal ürünleri seçmeye gayret ederek.
Çok az seçenek varsa elimizde, sadece onları tüketeceğiz.
Beden bizim değil, bize emanet verildi ve emaneti veren onu korumamızı istiyor.
Hani bu dünyayı biz torunlarımızdan emanet aldık diyen
Kızılderili reisin sözleri ile bakarsak konuya, başka bir penceresi var bu işin.
Hormonlarla, GDOlu ürünlerle bozduğumuz bu bedenin genetiği,
gelecek nesillerde nasıl torunlar yaratacak dersiniz?
Torunlarımızdan emanet aldığımız bu bedenlere de hıyanet etmememiz lazım.
Bir ay sıksak dişimizi, bir ömre yetecek alışkanlıklar kazanacağız.
Ağzımızın tadı yerine gelecek, bedenimiz canlanacak, ışıyacak.
Murad olunan aç kalmamız değil; bedenimizi, ruhumuzu dinlendirmemiz.
Bedenimizi murad edildiği şekilde sağlıklı, ruhumuzu mutlu, zihnimizi akıllı kılmalıyız.
Aklı veren, yolu gösterirken, o yolda yürüyecek bacakların idaresini bize bırakmış.
Yoldaki güzellikleri görecek gözler ve derleyecek eller vermişken,
bugüne kadar aldığımız toksinler aklımızı karıştırmış olmalı ki hep karaları derliyoruz.
Sadece bir bayramlık şeker tadına değil, şeker tadında bir ömre ulaşmanızı diliyorum,
akıl ile gönül ile, sevgi ile…
Şifa ola!
C)Alinti.
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
Konu Kardelencicegi tarafından (08.09.2010 Saat 21:24 ) değiştirilmiştir..
Sebep: Arka Arkaya Mesajlar Yazdığınızdan Dolayı Flood Önleyici Devreye Girdi.
Mesajlar Sistem Tarafından Otomatik Olarak Birleştirilmiştir..
|