[gangster]

Sayın Hocam,
Yazınızın her harfine katıldığımı belirterek sonsuz teşekkür ediyorum.Emeğinize,kaleminize sağlık.
Makalenin temasını oluşturan kaygı ve eleştiriyi günler öncesinden ben ve benim gibi düşünen birçok Yiğido,gerek sosyal paylaşım sitelerinden gerekse taraftar forumlarından sayısız paylaşım yaparak Sivas halkına duyurmaya ve halkımızı bilinçlendirmeye çalıştık.Ancak yapılan uyarılar temenni olmaktan öteye gitmedi.Aslını sorarsanız işe yaramayacağı baştan belliydi ama işte...Bu "işte"nin cevabı ise uzun ve detaylı bir sosyo-psikolojik araştırma konusu olduğu takdirde tam olarak yanıt bulacaktır.Ancak bir sporsever olarak gözlem ve deneyimlerime dayanarak bir çözümleme yaptığımda sizin bu güzel yazınıza yardımcı olmak için birkaç maddeyi sıralayabilirim.
İlk sebebin,genelde seçim süreçlerinde kulaklarımızın aşina olduğu "futbol takımı tutar gibi parti tutma" tabirinde yattığını düşünüyorum.Çünkü bizim insanımız hem siyasi hem de futbol takımı tercihinde kendi dünyasında bir tabu oluşturarak buna dokunulmasını yasaklar,buna dokunanları ise "dönek" olarak niteleyip tiye alırken aslında kendisini de içinden çıkılmaz bir anaforun içine sürüklediğinin farkına varamaz.
Sadece futbola bakacak olursak,bu tabuların oluşmasında takımınızın kurulduğu günden bu zamana sportif başarı olarak sizi ne kadar tatmin etmesi ile o süreç içerisinde ki sosyal gereksinimlerin yakından ilişkili olduğunu düşünüyorum.Bir örnek ile somutlaştırmak gerekirse;Sivassporun ilk kurulduğu günlerde büyük sevgi ve rağbet görmesinin en büyük nedeni Türkiye'nin her yerinde olduğu gibi insanların sosyal aktivite olarak futbol ve sinemadan başka tercihinin olmamasıdır.(Futbolun hızla gelişmesi ve yaygınlaşması bir yana)Bunun yanı sıra görsel ve yazılı medya imkanlarının da kısıtlı olması İstanbul takımlarının popülaritesinin artmamasına neden olmuştur.Ne var ki Kayseri'de o elim olay yaşanmamış ve takımımız hak ettiği yere daha önceleri ulaşmış olsa idi belki daha farklı bir Sivasspor taraftar profili oluşmuş olacaktı.
Aynı mantık üzerinden ikinci bir örnek vermek gerekirse,bizimle aynı yılda bu yarışa başlayan Trabzonspor herhangi bir kazaya uğramadan 1.lige yükselme başarısını göstermiş,henüz Türk futbolunun yabancı futbolcularla bu kadar haşır neşir olmadığı,kulüpler arasındaki mali dengesizliklerin büyük uçurumlar haline dönüşmediği,kısacası futbolun endüstrileşmediği yılları iyi değerlendirmiş,taraftarlarını başka takımlara sempati duymama konusunda gereğince memnun etmiştir.Uzun yıllardır şampiyonluk özlemini çekmelerine rağmen oluşan bu çevre etkisi,adeta tersine işleyen bir merkez-kaç gibi taraftarı,kulübün etrafında toplanmaya sürüklemiştir.Nitekim şu an itibariyle şampiyonluğun kutlanmadığı tek vilayet olarak bunu açıkça kanıtlıyorlar.
Tabi bunların oluşmasındaki etkenler olarak da algılarımızın yönlendirilmesi ile birlikte futbolun bir sektör haline dönüşerek insanların hayatında önemli bir yer işgal etmesi gelmektedir.Günümüz itibariyle bile futbol sadece süper ligden ibaretmiş gibi lanse edildiğinden insanlar ister istemez kendilerini o platformda temsil edecek bir aday arayışına girerek bir kimlik yaratma zorunluluğuna yöneliyorlar.Haliyle başka bir takımın sempatizanı olup çıkıyorlar.
Değindiğiniz penye konusunda ise size ek olarak bende negatif bir eleştiri getirmek istiyorum.İlk olarak lisanslı ürün kullanımı konusunda bilinçli olmamız gerekiyor.Çünkü aldığımız en küçük ürün bile kulübümüze maddi olarak geri dönmekte ve maddiyat başarıya doğrudan etki etmektedir.Ancak kulüp bu konuda profesyonel düşünmeyerek ihtiyaçları karşılayamamaktadır.Birçok kulüp yüksek fiyattan satılan maç formalarının yanında düşük gelir seviyesine sahip taraftarlarına hitap etmek için düşük fiyatlardan taraftar formaları üreterek satışa sunuyor.Bu açıdan bakınca hemen hemen kümedeki rakiplerine göre en az kişi başı gelire sahip Sivas şehrinde bu uygulamanın daha gerekli olduğunun farkına yöneticilerimizin de varması gerektiği kanısındayım.
Bu kadar kelamdan sonra sonuç olarak Sayın Hocam,
daha fazla profesyonelleşmedikçe,
daha fazla sportif başarı elde etmedikçe
ve
daha fazla bilinçlenmedikçe
biz bu tür sahneleri daha çok kez yaşamaya alışmalıyız gibime geliyor.