Tekil Mesaj Gösterimi
Alt 15.08.2011, 18:18   #177
Reform
Usta Yiğido
 
Reform - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Reform Şuan Reform isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 28.12.2012 18:33

Üyelik Tarihi: 02.05.2010
Mesajlar: 654
Tecrübe Puanı: 620 Reform FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: Buyrun Görüntülü Canli Sohbete ;)

Alıntı:
_DuMaN_58 Nickli Üyeden Al?nt? Mesajı Göster
Hem diyorsun ki "bu şarlatanları niye dinliyorsunuz, izliyorsunuz" hem de "gerçi banane herkes istediği şeyi izler, dinler" diyorsun. Bir defa burda çelişkiye giriyorsun.

Allah neden sadece kitapları göndermekle kalmamış peygamberileri de göndermiş? İnsanoğlu kitapları okusun ordan öğrensin öğreneceğini dimi? Ama öyle olmuyor işte o iş. Birilerinin dini her zaman anlatması gerekir. Geçmişten günümüze kadar çok islam bilgini gelip geçmiştir. Sen ne kadar şarlatan desende insanlar dinini daha iyi öğrenmek için o insanları dinler.

ABD de yaşayan zaat Türkçe Olimpiyatlarının oluşmasını sağlayan zaattır. Yat kalk dua et bence.
Evvela dünyanın dört bir yanına kurulmuş olan bu okullar, sadece Türk insanının parası toplanarak kurulmuş okullar olsa da Türkiye’nin değil, ABD ve İngiltere’nin okullarıdır. Bu okulları ziyaret edenler gayet iyi hatırlayacaklardır: Bu okullarda Türkçe eğitim verilmez, Türkçe dersi vardır. Eğitim İngilizce ile yapılır. Türk Kültürü verilmez, yalnızca üç kuruşa çalıştırıldığı halde gıkını çıkarmayan ve hakikaten fedakâr olan öğretmenlerce aşılanmaya çalışılır.[1] Okullarda Türkçe derslerinin verilmesi onların Türkçe eğitim veren kurumlar olduğunu göstermez. Bazı devlet büyüklerimizin çok yakından bildiği İngiltere’deki casus okullarında da Türkçe bütün incelikleriyle öğretilmektedir. Türkçe Olimpiyatları adı verilen sınıfları vardır ve burada verilen Türkçe çok sınırlı bir Türkçedir. Diğer dersler İngilizce veya yerel dille verilmektedir. Okulların kütüphanelerine baktığınız zaman kitapların çoğunun İngilizce olduğunu görürsünüz. Okulların anaokulu bölümünde ise Türkçenin esemesi okunmaz. Okul binalarının, sınıfların son derece kaliteli olması, okulların Türkiye adına kurulmuş olması göğsümüzü kabartmıştır. Evet, ama İngilizceye ve İngiltere’ye, ABD’ye hizmet ettiğini de görmemek için kör olmak lazımdır.

Durum böyle iken bu okullardan pırıl pırıl Türkçe konuşan, Türkçe şarkılar söyleyen, oyunlar oynayan çocuklar nasıl yetişiyor diyeceksiniz. Doğru. Bin kişilik okuldan böyle on kişi yetiştirmek, bir eğitimci olarak söylüyorum, hiç de zor değildir. Bu çocuklar kendilerine ne verirseniz alabilecek zekâda zenginlerin ve bürokratların çocuklarıdır. Bu okullara fakir çocukları giremez. Seçkin çocuklardan özel bir ekip kurulmakta, önce kendi ülkesinde şatafatlı törenlerle birbirleriyle yarıştırılmakta, sonra kazanan Türkiye’ye gönderilmektedir. Türkiye’de bunlar bir kampa alınmakta, daha sonra da neredeyse il il dolaştırılmakta, her ilde bir başka kategorinin yarışması yapılıyormuş havasındaki uyduruk yarışmalarda güya yarıştırılmaktadır. Aslında söz konusu olan bir illüzyondur, aldatmadır. Binlerce kilometre uzakta oldukları halde bu kadar güzel Türkçe konuşmaları döktüğümüz gözyaşı miktarını artırmaktadır. Bu vesileyle bir taşla birçok kuş vurulmaktadır. Geldiği memleketin idarecilerinin gözü ülkesindeki yarışmada, kazanana ödüller verdirerek vs. ile Türkiye’deki toplantılarda ise, yandaş yapılmak istenen önemli şahsiyetler Jüri üyesi yapılarak, konuşma yaptırılarak, ödüller verilerek kandırılmaktadır. Bu büyük göz boyamaya ulusal ve yerel siyasetçiler çağrılmakta, geçmişte bazı dinî grupların “Gözyaşı Geceleri”nde olduğu gibi sular seller gibi gözyaşı akıtılması sağlanarak siyasetçilerin safları kazanılmakta, ustalarının boy göstermesi sağlanmakta, büyük ustaya bağlılıklarını ifade etmesine, pişmanlık duyanların ortaya çıkmasına zemin hazırlanmaktadır. Nitekim geçmiş yıllarda Bülent Arınç’ın gözyaşları dökerek bağlılık bildirdiği bu yarışmayı, bu yıl Mehmet Ali Şahin açmış, öncekilerin yaptığı gibi pek de örtülü olmayan bir şekilde Hoca efendiye bağlılıklarını dile getirme imkânını bulmuş, Atlantik’in ötesine övgüler yağdırmıştır. Ergenekon’dan zar zor sıyıran Mehmet Ağar da, pişmanlığını duyurma fırsatı bulmuştur. Asıl büyük kuş da bu yarışma vesilesiyle Hoca Efendi cemaatinin sağladığı maddi kazanç, manevi prestij olmaktadır. Bu hava, cemaat mensuplarının zenginlere yönelik düzenleyeceği toplantılarda paraya tahvil edilecektir. Hoca Efendi’nin geçmişte verdiği salya sümük vaazlarının da hangi amaca yönelik olduğunu bugüne bakarak kolayca tahmin edebilirsiniz.

Peki, binlerce kilometre öteden gelecek olanlar için ne gibi bir hazırlık yapıldığını biliyor musunuz? Evvela şunu söyleyelim. Türkçe Olimpiyatları için sadece devletten, Türk Tanıtma Fonundan alınan para 2 milyon TL civarındadır. Devletin ortaklıkları olan THY gibi kurumlardan alınan para da bir o kadardır. Altın, platin, gümüş, özel hediye sponsorlarının yanında her il için ayrı sponsorlar vardır. Yani en az devletten karşılığı yarışma için peşinen alınan para kadar ticaret erbabı soyulmaktadır. Milletin milyonlarca lirası alınırken iktidarla bir şekilde işi olan işadamları ayrıca soyulmaktadır. Yarışmaların yapıldığı belediyelerin, valiliklerin maddi ve manevi imkânları sonuna kadar sömürülmüştür. Basın üzerine maddi manevi baskılar kurularak saniyesi milyonları bulan yayınlar dâhil, bedava reklamlar yayınlatılmış, devlet milyonlarca vergi zararına sokulmuştur. Yetmemiş, Samanyolu okullarında ve yandaş dershanelerde salma çıkarılmış ve her veliye maddi ve manevi görevler verilmiştir. Ancak bu da hortumculara yetmemiştir.

Türkiye’de Türkçe yazılmış neredeyse tek bir levha ve tabela kalmazken Türkçe eğitim veren okullar İngilizce eğitim vermeye dönmüşken bu göz boyama gözümüze batmış, vicdanımızı sızlatmıştır. Gönlümüz böyle bir rezalete razı değildir. Çünkü haksızlık karşısında susan dilsiz şeytan değiliz. Allah, din adına, İslâm’ı, Türklüğü, Türkçeyi kullananları, Müslümanları Batı’nın kucağına oturtmaktan başka bir gayesi olmayan hain ve gafillerden korusun. Sorulması gereken soru “Bu değirmenin suyu nereden geliyor?” değil, o zaten belli; Türk Milletidir. Asıl sorulması gereken soru “Bu değirmenin suyu nereye gidiyor?” olmalıdır. Orhun Kitabelerindeki şu sözler hatırlanmalıdır: “Emeğimi kime veriyorum?”
Sözüm size, bize, hepimize...

Daha fazla bilgi isterseniz mevcuttur.

Kaynak: [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
Reform isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla