Cevap: Kemalist Diktatörlükmüş
Öncelikle fikir hürriyeti, ifade özgürlüğü denilen bir kavram var. Bundan haberdar olmak gerekir.
İfade özgürlüğü (ya da konuşma özgürlüğü) Birleşmiş Milletler tarafından İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde ilan edilen, birçok ülke tarafından kabul edilen bir haktır.
Elbette ülkeden ülkeye bu hak daha değişik uygulanabilir. Devletlerin otoritesinde yaşayan ülkelerde o devletin sansürleri uygulanabilir. Ancak liberal demokrasilerde de sansür değişik formlarda bulunabilir. (Nefret sözcükleri, müstehcenlik, v. b.)
Bunun akabinde gelen açıklayıcı "International Covenant on Civil and Political Rights" (Medeni ve Siyasi Haklara ilişkin Uluslararası Sözleşme) 19'uncu maddeyi şöyle açıklar:
Herkes engel olmaksızın fikirlere sahip olmalıdır.
Herkesin ifade özgürlüğü hakkı olmalıdır; bu hak, her türlü bilgi ve fikirleri sınır olmaksızın, sözlü, yazılı, basılmış, sanat veyahutta herhangi dilediği bir medya ortamıyla öğrenme, alma ve verme hakkıdır.
İş bu halde Altan Tan'ın çıkıp, geçmişteki bir dönem için diktatörlük demesi bir 'hak'tır. Katılırsınız, katılmazsınız böylebir hakkı var. Önce bu hakka saygı duymak lazım.
Tabii şimdi diyebilirsiniz ki adam fikrini söylemiyor, hakaret ediyor. Peki 'diktatör' sözcüğünün hakaret olduğunu kim söyledi? Kime göre, neye göre hakaret? Diktatör var, diktatör var. Fidel Castro da diktatördü, Kaddafi de, ama birisini halkı deli gibi sever iken diğerisini sopalarla öldürdüler. Önce diktatörlüğün bir yönetim şekli (iyi veya kötü) olduğunu kabul edip, sonra tavır almak gerekir. Burada bazı yorumları okudum, tam faşistçe. Neymiş ekmek yediği yerden kurşun da yermiş! Bak sen faşoya bak! Bu topraklar sadece tek bir kafanın tek bir zümrenin, tek bir milletin değildir, olamaz. Bu topraklar, Türklerin olduğu kadar, Kürtlerin, Ermenilerin ve başkalarının da topraklarıdır.
Şimdilik nokta.
__________________
|