Sayın BOUN,
Bir dikta rejimden demokratik hukuk devletine geçişi sağlayan bir lidere diktatör derseniz kamu düzeninin sağlıklı işlemini bozarsınız.
Bu söylemlerinizi de Evrensel hukukun 19. maddesindeki kişinin konuşma özgürlüğüne dayandırmaya kalkarsanız..
Birsi de (kıbrıslı) kalkar, toplum düzenini korumak amaçlı 29. maddenin 1 ve 2. bölümünü koyar önünüze.
Madde 29
1. Her şahsın, şahsiyetinin serbest ve tam gelişmesi ancak bir topluluk içinde mümkündür ve şahsın bu topluluğa karşı görevleri vardır.
2. Herkes, haklarının ve hürriyetlerinin kullanılmasında, sadece, başkalarının haklarının ve hürriyetlerinin gereğince tanınması ve bunlara saygı gösterilmesi amacıyla ve ancak demokratik bir cemiyette ahlâkın, kamu düzeninin ve genel refahın haklı icaplarını yerine getirmek maksadıyla kanunla belirlenmiş sınırlamalara tabi tutulabilir.
Toplum düzenini, refahını bozmak, bölmek, parçalamak amacı, emperyalizmin çıkarlarına hizmet eder. Halklar, değerleri ile oynanarak birbirine ötekileştirilebilir. Böyle bir faaliyet te, ne toplumun ahlakı ile ne de hukki olarak kabul edilemez. Tabi böyle bir yaptırım özünde demokratik, üniter, hukuk devletini korumak amaçlı olmalıdır.
***
Kaldı ki, siz de burada çelişkiye düşmüş;
"Peki 'diktatör' sözcüğünün hakaret olduğunu kim söyledi?" diyerek, sanki Altan TAN'ın Atatürk'ün devrimlerini ve yaptırımlarını övdüğünü, bunda hakkı da olduğunu ima etmeye çalışmışsınız.
TAN, Sizce Atatürk'ü övüyor mu, yoksa karalamaya mı çalışıyor?