Moderator
Cley Şuan
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 8.021
Tecrübe Puanı: 10 
|
Cevap: HER YER TAKSİM, HER YER DİRENİŞ.
Gazeteci Abdulkadir Selvi, Gezi
olaylarında saldırıya uğrayan başörtülü
kadının İstanbul Cumhuriyet
Başsavcılığı'na verdiği ifadeyi yayınladı.... Kulislerde Kılıçdaroğlu'nu n sesi çın çın çınlıyordu. CHP Lideri, öyle bir öfkeyle
konuşuyordu ki, Meclis'in öteki
ucundan duyulması için mikrofon
kullanmasına gerek yoktu. CHP Grubu'na göz attım, gaz maskesi
takmış bir grup, 'Her yer Taksim her yer
direniş' diye slogan atıyordu. Onları direnişleriyle baş başa bıraktım
ama Kemal Bey'e ilgisiz kalamazdım. Çünkü Kemal Bey, 'Camide içki içenler,
Kabataş'ta 10 aylık çocuğuyla
başörtülü kadını dövüp üzerine
işeyenler nerede' diye soruyordu. Bu sözleri işitince, CHP Lideri'nin
başörtülü bir kadına yapılan saldırı ve
cami işgali karşısındaki duyarlılığı ilgimi
çekti. Ama daha yazımın mürekkebi
kurumadan Kemal Bey'in, iki olaya da
inanmadığına ilişkin cümleler döküldü. 'Duyarlılık' adına sarf edilmemiş o
sözler. Tam tersine duyarsızlık örneği
olarak kullanılmıştı. CHP lideri hem kendisi inanmıyor hem
de iki çirkin örneği hatırlatan
Başbakan'ı da yalancılıkla suçluyordu. Ortaya yeni bir durum çıkmıştı. İki yalan iddia ve bu iddiaları dile
getiren yalancı Başbakan… Derin bir hüzün çöktü üzerime. İşte dedim insanlığın bittiği nokta
burası. 23 yaşında, 6 aylık bebek sahibi bir
anne saldırıya uğruyorsa, bunun dini,
milliyeti, başörtülüsü, başı açığı olmaz. Bir ibadethaneye giriliyor, orada adaba
mugayir şeyler yaşanıyorsa, bunun
camisi, kilisesi, havrası olmaz. Ben Kemal Bey'den ana muhalefet lideri
olarak, bunları kınamasını beklerdim. Hadi olmadı. Özgürlükleri dilinden düşürmeyen birisi
olarak, başörtüsünden dolayı saldırıya
uğrayan bir kadına saygı duymasını
isterdim. Kadın hakları denilince mangalda kül
bırakmayan bir partinin genel başkanı
olarak, kadına yönelik saldırıya tepki
göstermesini beklerdim. Kadın denilince başı açığıyla başı
kapalısı bizim için fark etmez, kadın her
haliyle saygıdeğerdir diye bir tavır
geliştirmesini isterdim. Hadi onları da geçtim. Kız çocuğu yetiştirmiş bir baba, torun
sahibi bir dede olarak, tartaklanan, yere
yıkılıp tekmelenen, aşağılanıp hakarete
uğrayan, üstüne işenen bir kadına
sahip çıkmasını beklerdim. Hadi onu da geçtim. İnsan olarak böylesine bir iğrençliğe
karşı sesini yükseltmesini isterdim. Ama olmadı. Demek ki insanlık bu kadar zormuş. Bunları yapmayan Kemal Kılıçdaroğlu
ne yaptı peki? 'Hani nerede kamera görüntüleri' diye
olayı çürütmeye çalıştı ki, sözün bittiği
yer işte burası. Kemal Bey, olayın gerçek boyutunu çok
mu merak ediyorsunuz. O zaman ben size Kabataş İskelesi'nde
saldırıya uğrayan başörtülü anne
Z.D.'nin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı
tarafından alınan ifadesinden bölümler
aktarayım. İfade konusunda bir tereddüdünüz
varsa, ifade metnini de göndereyim. Yine ikna olmazsanız başörtülü gelinin
kayınpederi Bahçelievler Belediye
Başkanı orada, gidin mağdur olan aile
ile görüşün. Yok ben bunların hiçbirini yapmam,
başörtülü gelinin değil, ona
saldıranların, üzerine işeyenlerin
yanındayım diyorsanız, ona bir şey
diyemem. Olay 1 Haziran Cumartesi günü Kabataş
İskelesi'nin önünde meydana geliyor. OLAY ANINI ŞÖYLE ANLATTI Z.D. 4 sayfadan oluşan, altında polis
memurları M.B ile Z.Ç'nin imzaları da
bulunan İstanbul Cumhuriyet
Başsavcılığı'na verdiği ifadede olayı şöyle anlatıyor: 'Eşkalini bildirmiş olduğum şahıs
yanıma gelip durdu, ani bir şekilde
benim başörtümü tutarak önce
yukarıya doğru kaldırdı ben ne
olduğunu anlamadan yüksek sesle,
'Tayyip'in …. Buldum beyler, gelin …' diye bağırmaya başladı. Elimin içinde
kızımın bulunduğu bebek arabasını
tuttuğumdan dolayı hızlı hareket
edemedim. Ancak kafamı çekerek
başörtümü bu kızın elinden kurtarmaya
çalıştım ancak başaramadım. Ben çabalamaya devam ederken kalabalık
grup içerisinden eşkalini göremediğim
erkek bir şahıs benim sol yanağıma
tokat attı, benim dengem
bozulduğundan dolayı bebek arabası
elimden kurtuldu, sırt üstü yere düştüm.' Devamını da yazacağım Kemal bey. Bazı yerleri üç nokta bırakacağım. Bazı
yerleri hiç yazmayacağım. Onlar
yaparken yüzü kızarmamış, siz onları
savunurken ne yaparsınız bilmem ama
ben okurken yüzüm kızardı. Sadece o
anneye ve bebeğe olan saygımdan dolayı bazı bölümleri üç nokta
geçeceğim. TEKMELEYİP KÜFRETTİLER 'Ben yerden kalkmaya bu şahıslardan
kurtulmaya çalıştıysam da çok kalabalık
olduğundan başaramadım. Şahıslar
beni tekmelerken, '********in evladı, o..
çocuğu, eşarplı kaltak, biz devrim
yapacağız kökünüzü kazıyacağız Türkiye'den, hayvan kaltak Tayyip'i de
seni de … … yollayacağız bu ülkeden
şeklinde yüksek sesle bağırıp hakaret
ettiler. Bana tekme vuruyorlardı.' 6 AYLIK BEBEĞE NE OLDU Kemal Bey ilginizi çeker mi bilmem ama
bir de 6 aylık bebek var. Z.D. ifadesinde o anda bebeğinin ne
olduğunu da anlatıyor. Siz annelik
duygularının ne olduğunu anlamazsınız
ama bu satırları eşiniz Sevim Hanım için
yazıyorum. Ne de olsa o da bir anne… 'Kalabalık arasından bebek arabasının
arkasında 28-30 yaşlarında, şişman
yapılı, kahverengi kıvırcık saçlı, beyaz
tenli, kahverengi gözlü, etli geniş
burunlu bir kişi bebek arabasını tutarak
sallıyordu, arabasının içerisinde kızım aşağı yukarı zıplıyordu. Kendimi bu
şahısların arasından alıp, çocuğumun
yanına gidemedim.' BAŞÖRTÜSÜNE İŞEYİN Kin ve nefret o denli gözlerini bürümüş
ki, Z.D. ifadesinde bunu da anlatıyor.
Kemal Bey ilginizi çeker mi bilmem ama
aktarıyorum: '3-4 kişi benim üzerime idrarlarını
yaptılar, tam bu esnada bir kadın
sesiyle, 'Başörtüsüne, başörtüsüne
işeyin' şeklinde bağırıyordu.' KORKUDAN SÜTÜM KESİLDİ Peki bu arada bebeğe ne oldu? 'Yerdem kalktım ve 3-4 metre ileride
bebek arabasının yanına gittim.6 aylık
kızım ağlıyordu. Sol ayak diz altında
küçük bir sıyrık vardı kanamıştı, yine
sol kolunda morluk vardı' İşte Kemal Bey, sizin savunmaya
çalıştığınız kişilerin yaptıkları bunlar… 6 aylık bebeğe ve savunmasız bir
anneye bunları yapanlar, eğer darbe
yapmayı başarsalardı, Başbakan'a ve
ailesine neler yaparlardı? 'Çapulcular' kadar size heyecan verir mi
bilmem ama son bir bölüm daha var. 'Yaşadığım korku neticesinde bebeğimi
emziremedim, sütüm kesildi, halen de
emzirememekteyi m' diyor genç anne. Dikkat ederseniz bu anlatımda bazı
bölümler kopuk. Onları yazamadım Kemal Bey, çünkü orada alçaklıklar var.
Ne dediğimi anladınız herhalde…
__________________
Edep ile gelen Saygı ile karşılanır
|