Tekil Mesaj Gösterimi
Alt 12.05.2016, 12:37   #5
cebe
Tecrübeli Yiğido
NO AVATAR
 
cebe Şuan cebe isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 17.08.2016 15:36

Üyelik Tarihi: 12.01.2009
Mesajlar: 245
Tecrübe Puanı: 580 cebe FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: ONOMASTİK ANALİZLER-1



1- Abraham, Doğu’nun diminutive şeklidir, “pet-name” de diyoruz. “MimiMeryem için pet-addır.

2- Hepsi, çalışma dairemde mevcut sözlüklerde yer alıyor. Sadece “oray” ve “şemi” sözcükleri benim elim-mahsulüdürler. “iyi isim” Türkiye’de taşınmaktadır.

3- Mizrah’ın h’si, burada gırtlak sesidir. Yabancı televizyonlarda Netanyahu’yu dinleyenler aşinadırlar, çok zaman boğulan insan sesi çıkarıyor. Tekrarlıyorum, parisien “r” en yakınıdır.
Arkadaşım İsak Galimidi’ye, Romanyot’tur, adını telaffuz etmesini söylemiştim; sonra, “hayır, gırtlak sesi,” ekledim ve İsak, “hayır, öyle söylersem İsraelli olurum ve olmam” dedi. Romanyotlar, bu topraklarda Seferat ve Eşkenaz’lardan önce vardılar.

Bu arada yanlış anlaşılmak istemem, henüz bu dilin başın¬dayım.
Ankara İlahiyatta Salih Akdemir Hocam ile telefonda ko¬nuşmuştuk, usta olduğunu duymuştum, bana öğretecekti, Ağustos 2014 başlarında aniden kaybettik. Yakınlarına başsağlığı dilekle¬rimi yazıyorum.

4- Mizrah, New York Times makalelerinde, bu haliyle kullanılıyor. “MizrahiDoğulu, Doğu Yahudisi, Itrak yahudisi ve doğrudan doğruya “yahudi” anlamlarına sahiptir.

Bilmeden olmaz, diller bilmeden ya da “Güneş Dil Teorisi” ile bilim ve analiz yapamayız. Şimdi, “İranlı profesöre matematik Nobeli” haberini analiz etmek istiyorum. Hanım Profesör, Meryem Mizrakhani’dir ve hem “Miryam” ve hem de “Meryem” olarak bilirler. Tevrat’a göre, Meryem, Musa ve Harun’un kız kardeşi oluyorlar ve soyadını “Doğudan” olarak anlayabiliriz. “Doğulu” da olabilir; aslını görmek undayım. Tabii Meryem Hanım Hocanın hakkıdır, ama kurulun seve seve ve kıvançla vermiş olduğundan kuşku duymuyorum. (Çünkü Nobel kurlu Yahudilerden oluşur, Türkiye’de de Karay Yahudi’si Orhan Pamuk’a verdiler. Cebe)

Doğu’nun (Perinçek) bir zamanlar “enişteleri,” kız kardeşi ile evliydi; evlendiği ailenin İbrani kökenli olduğunu da yazıyor ve kitaplarında var. doğru mu; cevabı şudur, hiçbir sakıncasını görmüyorum. Biz imparatorluk vârisiyiz, sefaradlardan önce burada romanyot’larvardılar. Bizden önce bu topraklarda yaşayan yahudilerdir; “Rumi” enin bir başka türüdür. Karıştık.

Esin Eden ile Nicholas Stavroulakis’in birlikte yazdıkları, Salonika:A Family Cookbook,Atina, 1997, öncü çalışmalardan birisidir ve yemek kitabı olmayı çok aşıyor. Stavroulakis’in şu paragrafı çok değerlidir: “Though Muslims, the Mamin were ethnically identifiable as Spanish and Jewish. No attemps were ever made to assume an identity other than that imposed by the teachings and mission of Sabetay. This gave to the sectarians an aura of mystery and presented a firmly closed door to any form of investigation.”Çok açıklayıcı ve güzel, müslümandırlar, ancak Ispanya’dan geldiklerini ve yahudi köklerini biliyorlar ve pek memnunlar. Sabetay’ın öğretisi ve misyonu, bu tarikat mensuplarına yetiyor; Kripto-yahudi değiller; yalnız sabetayizme bağlanmak, sabetayistlere bir hava veriyor, gizli diyemeyiz, ancak kapalılar.

Esin Eden, Şunu da not ediyor, “muhafazakâr bir aile değildik, dindar olduğumuz söylenemez, ancak annem yaşlandıkça, akşamları sessizce bir kenara oturur, Kur’an veya ağır dini kitaplar okurdu. Yılın ilk aylarında, birinde, süt kuzusu kesilirdi, haşlanır, tomates ve maydonoz ile sofra kurulur ve yerdik. Ailede herkes oruç tutmazdı, ancak hepimiz iftar yapardık.” Demek ramazanın bir ritüeli var.

Bir söz var, “gündüz müslüman, gece yahudi,” ancak, Eden Ailesinin gece de “müslüman” olduklarını görüyoruz.

Güzel, iki nokta var, Kuran ve Tevrat, birbirinden çok uzak değiller. İki, Selanik’te Mevlevi Tekkelerinde şeyhlerin çoğu sabetayisttiler. Bu cookbook’ta, resmi olan şeyhin, Profesör Emre Gönensay’ın dedesi olduğu ediliyordu; Profesör Gönensay, Çiller Hükümetinde Dışişleri dahi oldular.

Gönen, İbrani ve sabetayist geçmişi ile ünlü bir kasabadır, bu soyadına çok rastlıyoruz; yurt dışında da kullanıyorlar, bilmeyebilirler; biz, köklerini Gönene bağlama eğilimindeyiz. Disiplinimiz, budur. (Prof. Dr. Yalçın Küçük: Çıkış, s: 270-273)
cebe isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla