Warnung: Illegal offset type in [path]/includes/functions_post_thanks.php (Zeile 110)
Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar - Tekil Mesaj Gösterimi - EPİLEPSİ (SARA) HASTALIĞI ve DOSTOYEVSKİ'NİN ROMAN KAHRAMANLARI
Tekil Mesaj Gösterimi
Alt 15.01.2016, 09:58   #5
cebe
Tecrübeli Yiğido
NO AVATAR
 
cebe Şuan cebe isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 17.08.2016 14:36

Üyelik Tarihi: 12.01.2009
Mesajlar: 245
Tecrübe Puanı: 585 cebe FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: EPİLEPSİ (SARA) HASTALIĞI ve DOSTOYEVSKİ'NİN ROMAN KAHRAMANLARI

DOSTOYEVSKİ’DE "NÖBET ÖNCESİ" VURGULARI
(Tuhaf Sesler Duymak)
(Hayalet, cin, gaipten sesler, vb ile konuşmalar)

(Stepan Trofimoviç) “Zihnini kurcalayan türlü düşünceler içinde eve girdi, eline aldığı puroyla açık pencerenin yanına gitti, kımıltısız durdu, yorgundu, gökyüzünde parlak ayın çevresinden kayıp geçen tüy kadar hafif bulutları seyre daldığı bir sırada ansızın duyduğu hafif bir hışırtıyla titredi, başını çevirdi. Karşısında Vavara Petrovna’yı gördü./.../ Bunun bir düş olması olasılığına karşın, bütün ömrünce her gün bunun devamını, yani bu olayın çözülmesini isteyip durmuştu. Bunun böylece sona ermiş olmasına İnanmıyordu! “( Ecinniler, s: 16-17.) (Gerçekte Vavara Petrovna, Stepan Trofimoviç'in patronuydu ve bir malikhanede yaşıyordu, onun evine hiç gelmedi)

♦♦♦
(Raskolnikov)“Böylece uzun bir süre yattı. Arada sırada uyanır gibi oluyor ve o dakikalarda gecenin bir hayli ilerlemiş olduğunu fark ediyordu. Ama, kalkıp oturmak aklına gelmiyordu. Sonunda ortalığın gün ışığıyla aydınlandığı fark etti. Divanın üstünde, az önceki baygınlığından hala kendine gelmemiş bir halde, sırtüstü yatıyordu. Sokaktan korkunç ve acı birtakım çığlıklar ona kadar geliyordu. Zaten bu gibi çığlıkları, her gece saat ikiden sonra penceresinin altında duymaktaydı. Onu uyandıran da bu çığlıklar oldu: "Hah, işte sarhoşlar da meyhaneden dağılıyor, demek saat ikiyi geçiyor" diye düşündü. (Suç ve Ceza, I.cilt,s:139.) (Gerçekte çığlık atılmamıştı)
♦♦♦
Raskolnikov)“Korkunç bir çığlıkla gözlerini zifiri bir karanlığa açtı. Aman Allah’ım bu ne çığlıktı!.. Böyle doğal olmayan sesleri, böyle ulumaları, böyle çığlık ve diş gıcırdatmalarını, göz yaşlarını,böyle dayak ve küfürleri o ana kadar ne görmüş, ne de işitmişti! Böyle bir vahşeti, böyle bir öfkeyi göz önüne bile getiremezdi. Her an kalbi duracak gibi oluyordu, acı ile, dehşetle doğruldu, yatağında oturdu, dayaklar, çığlıklar, küfürler gittikçe artıyor ve şiddetleniyordu. İşte, birdenbire, büyük bir şaşkınlıkla ev sahibinin sesini tanıdı. Kadın uluyor, bağırıyor, hızlı hızlı, adeta anlaşılamayacak biçimde kelimeleri arka arkaya sıralayarak ve bir şeyler yalvararak sızlanıyordu. Herhalde artık dövmemeleri için yalvarıyordu. Çünkü merdivende onu insafsızca dövüyorlardı. Dayak atanın sesi, öfkeden, sinirden öyle bir hal almıştı ki, sadece bir hırıltı gibi çıkıyordu.
-Nastasya... Ev sahibesini neden dövdüler? Kadın dikkatle ona baktı.
Nastasya onu sessizce süzmekte devam etti, sonra yine sert ve kesin bir sesle :
-Ev sahibini kimse dövmedi, dedi." (Suç ve Ceza, I. Cilt, s: 175-177.)
♦♦♦
“...Adeta bir rüyada imiş gibi olduğu yerde duruyordu. Dudaklarında küçümseyici, biraz da bilinçsiz bir gülümseme uçuşuyordu. Nihayet kasketini aldı, sessizce odadan çıktı. Düşünceleri karmakarışıktı. Dalgın bir halde kapının önüne vardı. Birdenbire kalın bir ses: “Hah, işte kendisi, diye bağırdı.” Raskolnikov başını kaldırdı. Kapıcı, kulübenin kapısı önünde durmuş onu, esnaf kılıklı ufak tefek bir adama gösteriyordu./.../ Raskolnikov çok zor işitilen bir sesle: “Siz kimsizmniz? Nesiniz? Katil olan kim?diye mırıldandı.Beriki , daha etkili, daha iyi seçiklen bir sesle: Sen katilsin! dedi./.../ Nasıl olup da kendini sokakta bulduğunu anımsaması çok tuhafına gitmişti. Artık akşam iyice ilerlemişti, karanlık gittikçe koyulaşıyordu. Raskolnikov dalgın, tasalı bir halde yürüyordu: Belli bir amaçla sokağa çıktığım, bir şeyler yapmak, acele etmek gerektiğini çok iyi anımsıyor, ama bu şeyin ne olduğunu bir türlü anımsamıyordu."(Suç ve Ceza, I. Cilt, s: 387)
♦♦♦
Delikanlı (Raskolnikov) ansızın bir saatin çaldığını açıkça işitti. Ürperdi, kendine geldi, başını kaldırıp pencereye baktı. Saatin kaç olabileceğini tahmin ettikten sonra, sanki biri gelip kendisini divandan çekip koparmış gibi büsbütün aklını başına toplayarak, birdenbire yerinden fırladı. Parmaklarının ucuna basa basa kapıya gitti, yavaşça kapıyı aralayarak merdiveni dinlemeye başladı. Yüreği şiddetli çarpıyordu. Ama merdiven tamamıyla sessizdi; sanki herkes uykuya yatmıştı.Hiçbir hazırlık, hiçbir şey yapmadan, dünden beri böyle kendinden geçmiş bir halde uyuyabilmiş olması, ona tuhaf ve korkunç göründü. Oysa, belki de saat altıyı çalmıştı. Uykunun, uyuşukluğun yerini, birdenbire normal olmayan, hummalı, şaşkın diyebileceğimiz bir telaş almıştı.Rasskolnikov, delirdiğini sandı./.../Ama gaiyet açık bir şekilde duymuştu her şeyi. Herhalde, daha sonra kendisine sıra gelecekti.” (Suç ve Ceza, I. Cilt, s: 115)
♦♦♦
“Raskolnikov: "Bu sessizlik aydan ileri geliyordur, herhalde şimdi ay bir bilmece söylüyor olmalıydı" diye düşündü... Durmuş bekliyordu. Uzun uzun bekledi. Ayın sessizliği arttıkça, onun da yüreğindeki çarpıntı artıyor, hatta bir ağrı duymaya başlıyordu. Sessizlik bir türlü dinmiyordu. Ansızın sanki bir dal kırılmış gibi, bir an süren kuru bir çatırtı duyuldu. Sonra yine her şey sessizleşti. Uyanan bir sinek, birdenbire uçarak cama çarptı ve şikâyet dolu bir sesle vızıldadı.” (Suç ve Ceza, I.cilt, s: 392.)
♦♦♦
“Ortalık zifiri kararlıktı. O kadar ki eşyalar ancak, karanlık lekeler halinde, hayal meyal seçebiliyordu. Sividriğaylov, beş dakikadan beri dirsekleri pervaza dayalı, eğilerek, dışarısını seyrediyor, bu koyu karanlıktan kendisini alamıyordu. Gecenin ve karanlığın içinden bir top sesi gürledi, bunu bir ikincisi izledi. “Hah işte, işaret veriliyor, diye düşündü.” ( II cilt, 312)
cebe isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 27 Kullanıcı cebe'e Teşekkür Ediyor...