Tekil Mesaj Gösterimi
Alt 11.10.2009, 22:25   #1
cebe
Tecrübeli Yiğido
NO AVATAR
 
cebe Şuan cebe isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 17.08.2016 15:36

Üyelik Tarihi: 12.01.2009
Mesajlar: 245
Tecrübe Puanı: 580 cebe FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Komünizm=Siyonizm?-1

Ön Bilgi: İnternet’te gezerken Siyonizm, Nazizim ve Komünizm ideolojilerinin içiçe olduklarını -çok sağlam kanıtlara dayanarak- iddia eden ilginç bir makale buldum, belki okuyan olur diye siteye yüklüyorum.______________________________ _________________________

YAHUDİLİK, DÜNYA, TARİH VE BİZ

(http://cihanhakimiyeti.blogcu.com/Siyonculuk/)

Dr. Hakkı Açıkalın

Genelde, bir makâleye "Mâlesef" diye başlamamak lâzım, zira bu “esef”li kelime, içinde, bir boyun eğmişliği, nâçarlığı (bizim yeni Türkçeci entellektüellerimizin deyişiyle umarsızlığı), hattâ zavallılığı ve düşkünlüğü barındırıyor. Bazı şeyleri izah etmek için insanların kendilerini zorlamaları belli bir noktadan sonra imkânsızlaşır, yok illâ direnirlerse bu sefer komik duruma düşerler. İBDA Mimarına karşı 1999 yılından itibâren başlatılan akılalmaz tasfiye harekâtının altından da, burada şahsıma karşı yürütülen kapsamlı saldırı kampanyasının arkasından da “onlar” tutuyorlar.

Ne sosyalizm, ne faşizm, ne modernite, ne post-modernizm, ne liberalizm, ne bolşevizm, ne menşevizm, ne narodnizm, ne bilim, ne film, ne san’at, ne ekonomi, ne finans-kapital, ne psikiyatri, ne basın-yayın ne de başka bir etkinlik alanı “onların hâkimiyeti”nin dışında. Dikkat edilirse, “onlar da bu işin içinde” demiyorum, “onların hâkimiyeti altında” diyorum. Kuşkusuz, bu konuda herşeyi bu makâlenin içine sığdıramayız, bunun için hacimli bir kitaba gerek var ki, onu da yaptık zâten...

Bazı iktibaslarla başlayalım:

08. 02. 1920 tarihli, Sunday Herald gazetesinde bir değerlendirme:
"Abartıldığı düşünülmesin ki, Bolşevizm’in teorize edilmesinde, pratiğe dökülmesinde ve kurumlaşmasında uluslararası ve Rus yahudi gücünün öncülüğü tartışılmazdır. Sovyet kurumlarındaki Yahudi kadrolaşma dikkat çekicidir. İlginç olan bir şey de, karşı-devrim hareketlerinin başını çeken de Yahudiler’dir". Winston Churchill.
(Ne kadar ilginç; Türkiye’de ırkçılığın, dinciliğin ve bunların karşıtı solculuğun, komünistliğin, laikliğin, liberalliğin ve demokratlığın başındakileri istisnasız İbrani ırkından, cebe.)

Anne tarafından Ukrayna yahudisi olan Vladimir İlyiç (Ulyanoviç) Lenin şöyle der:

"En iyi devrimciler yahudiler’dir. En zekî Ruslar, ya yahudiler’dir yahut yahudi kanı taşıyanlardır". Dimitri Volkogonov; Lenin: A New Biography, s. 112

Harward Üniversitesi’nden, araştırmacı Wayne Mc. Guire şöyle diyor:
"Lenin, İsrail Dönüş Yasası’nın standartlarına uygun bir yahudi’ydi yani yahudi bir “généalogie”si (şeceresi) vardı. Lenin, yalnızca İsrail Dönüş Yasası’nın standartlarına uygun olmakla kalmıyordu, o aynı zamanda değerlerine oldukça bağlı bir yahudi’ydi de. Bu nedenle, Marksizm’in, Universalizm (Evrenselcilik) kabulüyle, radikal bir çelişki yaşıyordu. Bu bağlamda (Yahudiciliğinden dolayı), en entellektüel görevleri kasdî olarak yahudiler’e veriyordu. Lenin’in emri altında bulunan, güney ve batı Rusya avangard komünistlerinin % 50’si yahudi’ydi".

Bir diğer yahudi, Leon Bronstein Trotsky (Trokçi), 1937 yılında, Newyork Yahudi gazetesi, Daily Forward’a verdiği demeçte, yahudilik’le ilgili ipucunu şöyle belirler:

"Çürümüş burjuva toplum hayatı ne kadar uzun sürerse, anti-semitizm (yahudi karşıtlığı) her yerde aynı oranda artar".

Yahudilik ideolojisinin tarihi aslında bir “günahlar tarihi"dir. Uygulanan politikalar kan çanaklarında kotarılagelmiştir. Hele son 100 yıllık tarih âdeta ölümcül bir pandemi’ye (tüm dünyayı saran salgın) dönüşmüştür. “Siyâsî” nitelemesiyle tanımlanan Siyonizm’in kurucusu Theodore Herzl, 11 Haziran 1902 tarihinde, dünyanın en vahşî sömürge baronlarından Cecil Rhodes’a (Rodezya ismi bu namussuzun isminden mülhemdir) yazdığı mektubta şöyle der:

"Rica ederim efendim, programımı okuduğunuzu ve benimsediğinizi ifâde eden bir mektubu tarafıma gönderiniz. Kendinize, niçin size başvurduğum konusunda sorular sorabilirsiniz. Bunun sebebi, benim programımın sömürgeci bir program olmasıdır!".

Judaizm’in (Yahudicilik) hedefleri hem siyâsî, hem millî hem de dinî’dir. Bu durum hep Allah’a bağlanmış, İsrailoğulları’nın Allah tarafından ayrıcalıklı bir kavim olark taltif edildiği ve bu sebeble yahudilik için herşeyin mubah olduğu işlenmiş ve propaganda edilmiştir. Bu mefkûre, bütün dünya yahudilik ideolojisinin tamamen denetimi altına girmeden doymayacaktır. Bütün Grekler (Grek: Yahudi olmayanlar anlamında da kullanılmaktadır) tasfiye edilinceye dek bu hezeyanlı mücâdele sürecektir

Judaizm bir, "kollektif bencillik" kurumudur. Bu, putlaştırılmış milliyetçiliği bağrında yeşertmiştir. Böylece, yahudiliğin sesi, kanlı silahların ve katliamların sesi olmuş, bu durum sanki Torah hükmü (mukaddes kitab hükmü) gibi olmuştur. Sanıldığı ve iddia edildiği gibi bir “payen” (ilkel dinsiz) judaizm falan yoktur ortada, bilâkis tamamen dinî ve an’anevî metinlere sonuna kadar bağlı bir ideoloji apaçık ortadadır. Sion’da egemen olan, “Hukuk”un adâleti değil ve fakat “hukuksuzluk”un adâletidir. Bu, bir “evrim” de değildir, tam aksine geleneğin olanca yoğunluğuyla dünyanın üzerine bir kâbus gibi tekrar tekrar çökmesidir. Atrofi’ye (gerileme, büzüşme) uğrayan judaizm değil, onunla mücâdele etme iddiasındaki güç odaklarıdır. Bu Makkabizm’in (Makkabiler: savaşkan bir yahudi klanı) geleneğinden hiç de farklı değildir. O yüzden, İsrail ordu birlikleri, Lübnan’a, Filistin’e, Suriye’ye, Mısır’a girerken, “Bizler İbrahim’in askerleriyiz" diye slogan atmaktadırlar. (Bazı muhteremler de İbrahimî dinler arası diyalogdan bahsediyorlar). Süreç dünya toplumlarının, özellikle Müslüman toplumların “nihaî sıvılaştırılma-tüketilme” sürecidir. Bu söylediklerimizi Yahudi profesör, André Nehar şöyle doğruluyor:
"İsrail, dünyadaki ilâhî tarihin mükemmel bir işâretidir. İsrail dünyanın mihrakıdır, onun sinir sistemi, yüreği yani merkezidir"
.

Bu, megalomanik hezeyanlarla dolu ideolojinin temsilcisi olan yahudilikle insanî (barışçıl!) bir diyalog geliştirilebilir mi? Bilen varsa teklif etsin. Bu durum, basit aşiret milliyetçiliğinin ve yumuşak modernist milliyetçiliğin çok çok ötesinde, arkasına yüzlerce yahudi (olduğu varsayılan) peygamberini de alan devâsa bir ideolojik kavimciliktir. İşte bu yüzden, Kemalizm kolay kolay yıkılamıyor. Çünkü Judaizm’in bağrında kuluçkaya yatırılmış ve mükemmel tıpkı-basım olarak yumurtadan çıkmıştır. Eğer Kemalizm, faşizm olsaydı şimdiye kadar kapitalizm tarafından 1000 kere tasfiye edilirdi. Bu denenmiş ama becerilememiştir. Aynı şeyi sosyalizm (daha doğrusu Türkiye sosyalizmi) denemiş o da başaramamıştır, nihâyet Kürtler bunun için uğraşmışlar ama Kemalizm karşısında paramparça olmuşlardır. Apo, bunun farkına vardığında çok geçti. İllâki adlandırmak gerekirse, bunun adı “Kemalist Judaizm” olabilir. Hitler faşizmi denen şey en nihâyetinde Germen Aryanizm’inden başka birşey değildir, Judaizm’e göre, fakirin fakiri bir ideolojidir. Arkaplanı yoktur, kültürü, basit Teutone kültürüdür, grotesktir (kaba), inceliksizdir, san’atsızdır, felsefesizdir, yani ağaç diplerinden fışkıran bir ‘piç’ misâli. Demek ki, Hitlerizm’in arkasında onu kucaklayan bir ‘baba’ ideoloji olmalıdır! TC, millî burjuvazisi olmadan, işçi sınıfı olmadan, fabrikaları, üniversiteleri olmadan, kısaca kurumları olmadan ortaya çıktı. Hiçbir ilim adamı (Kemalistler dahil) bu durumu doğru dürüst izah edemezler ve ‘Bandırma Vapuru’na sığınırlar. Pozitivizm’in en yoğun yönlerini benimsemiş olan ‘bilimsel’ adamlar, iş TC’nin ihdasına gelince, ‘vapur’, ‘Kuvva-i Millîye’, Mustafa Kemal’in dehâsı vs. gibi ‘soyut’ ve ‘bilimsel’ olmaktan çok uzak kavramların arkasına gizleniyorlar. ‘Paradigma Ante’nin en büyük savunucularından biri olan Prof. Dr. Emre Kongar bunu itiraf ediyor ve TC’nin gelişiminin tersten olduğunu ve bunun ‘bilimsel’ açıklamasının olmadığını belirtiyor. Ama hiç kimse, sorulması gereken en yakıcı soruları sormuyor nedense; meselâ herkes, PKK’nin ve diğer tüm ‘yasadışı’ örgütlerin kasasındaki paranın nereden geldiği konusunda binbir yorum yapıyor: Kara para, uyuşturucu parası, haraç, vurgun, kaçakçılık, dış mihrakların yardımı vs. Kimse, bu paraların ‘hayırlı!’ yollardan elde edilmiş olabileceğine ihtimal vermiyor. Ama aynı soruyu, TC’nin kuruluş dönemi için sorduğumuzda, cevab yok, daha doğrusu afâkî cevablar, yastıkaltı paraları falan, filan. Yeniden sormalı: Türkiye Kurtuluş Savaşını kim yahut kimler finanse etmiştir? Hiç bekletmeden cevablayalım: Galata bankerleri, Manastır bankerleri, Selânik bankerleri, Paris bankerleri, Filistin yahudileri, Girit yahudileri, Rus yahudileri, Ukrayna yahudileri, Polonya yahudileri, İran yahudileri, Prusya hanedanı, Irak yahudileri, Yemen yahudileri, Fas kralı ve Fas yahudileri, Serez yahudileri! Kimse hoplayıp zıplamasın, bunun böyle olduğunu dünya âlem biliyor, en çok da yahudiler biliyor, İsrail biliyor.
Judaizm kendini bütün uluslararası normların, kanunların üzerinde görür ve bunu ikrâr eder. O, mitolojik verilerle beslenir, onlara dayanır. Onun için, filanca yahudi klanının, aşiretinin yasaları ve ölçüleri, âlemşümûl (“evrensel”) yasa maddelerinden çok daha önemli ve belirleyicidir.
Avrupa finansının (bankacılığının) doğuşu Rotschild ailesiyle olmuştur. Saatchi&Saatchi ailesi, Goldsmith’ler, Goldstein’lar, ABN’ler ve daha birçok aile, Avrupa ve dünya bankacılığının kurucuları ve hâl-i hazırda yürütücüleridir. Yine dünya bilimi, Sigmund Freud, Albert Einstein, Dimitri Velikowsky, Erich Fromm, İsaac Newton, Darwin vd., dünya edebiyatı, Leon Tolstoy, Franz Kafka, Marcel Proust, Bertold Brecht, Rosa Luxembourg, Samuel Beckett, James Joyce vd. de onların yönlendirmesiyle yürütülmüştür.

Almanya siyonistlerinin Nasyonal Sosyalistler’le içiçeliği çoğu insana anlaşılmaz gelmektedir ancak mekanizmayı kavramış olanlar için bundan daha alelâde bir şey yoktur. Bunun en önemli gayesi Filistin’de bir İsrail devleti kurmaktır. Bu güce angaje olmadan, kendi halkını harekete geçiremezsin, göçe zorlayamazsın. Onları huzursuz etmenin, oradaki hayat şartlarını ortadan kaldırmanın yolunu bulmalısın. Bunu sadece siyâsî propaganda metodlarıyla yürütemezsin, akîm kalır. Dolayısıyla, mahallî (“bölgesel”) güçle entegre olman gerekir hattâ o gücü kuşatıp ona perspektif vermen gerekir. Judaizm bunu yapmış ve son tahlilde başarılı olmuştur. Nazilere, yahudileri amme (“kamu”) fonksiyonu içeren işlerden atma objektifini sunmakla başlar işe, Siyonistler. Yani önce bir sürü işsiz, aç yahudi üretilir. Ondan sonra dönüp, onların arasından göze batanları tasfiye eder ve arkalarından da, oyunun kuralı gereği ‘Anti-Nazi’ propaganda yapar, tek yolun mukaddes topraklara dönmek olduğunu empoze eder. Bu meyanda, Naziler’den fazla Anti-İngiliz’dir.

Almanya Siyonist Federasyonu, 21 Haziran 1933 tarihinde Nazi Partisi’ne bir mektup gönderir:

"... Irk ilkesini ilân eden yeni devletin kuruluşunda, (yahudi) topluluğumuzu bu yeni yapıya adapte etmeyi temenni ediyoruz. Yahudi uyruğunu kabul etmemiz bizlere, Alman halkıyla ve onun ırkî ve millî gerçekleriyle daha açık ve daha samimî ilişkiler tesis etme izni verecektir. Bizler de, yahudi safkanlığını destekleme bağlamında karışık evliliklere karşıyız. Kimliklerinin bilincinde olan yahudiler olarak sadakat temelinde ilişkilerin yürüme ihtimalinin mevcudiyetine inanıyoruz. Pratik objektiflere ulaşılması için, Siyonizm, yahudilere tamamen düşman olan köktenci bir iktidarla işbirliği yapma konusunda yetenekli olabileceğini umar. Siyonizm’in gerçekleşmesi, mevcud Alman yönlendiriciliğine karşı ancak dışarıdaki yahudileri rahatsız edebilir. Aktüel anlamda, Almanya’ya karşı yürütülecek olan bir boykot, özünde Siyonist olamaz..." Herşey çok açık, hiçbir yoruma gerek yok.

Nazi teorisyeni Alfred Rosenberg (traji-komik ama o da bir yahudidir) şöyle der:

"Belli bir Alman yahudisi grubunun Filistin’e nakli bâbında, yıllık bir kontenjan belirlenmesi amacıyla Siyonizm’in etkin bir biçimde desteklenmesi gerekir".
SS’in resmî organı Das Schwarze Korps’un şeflerinden Reinhardt Heidrich, “Görünür Düşman” adlı makâlesinde şunları yazıyor:

"Yahudileri iki kategoriye ayırmak zorundayız: Siyonistler ve Asimilasyon partizanları. Siyonistler kesinlikle ırkçı bir anlayışı benimsiyorlar ve Filistin’e göç etmek ve orada kendi Yahudi devletlerini kurmak istiyorlar. En iyi temennilerimiz ve resmî irâdemiz onlardan yanadır".

Düşünün bakalım, örneğin tamamen ırkçı-şovenlerin yönetimi altında bulunan bir ülkede, karşı (düşman) ırktan bir örgütün bu denli kolay ve rahat hareket etmesi olacak şey midir? Daha müşahhas bir “kurgu” oluşturalım: Örneğin tamamen MHP’nin yönetimi altında bulunan bir Türkiye’de PKK’nin böyle bir mevkîde olması düşünülebilir mi? Hattâ yine örneğin MHP’nin, ‘bağımsız Kürdistan’ın kurulması için Türkiye alanındaki Kürtler’i Kürdistan’a taşımak için gönüllü olabileceğine akıl erdirebilir misiniz? Olmaz, velev ki, her iki taraf da böyle bir şeyi kabul etti, bunu organize edemezler, o denli güçlü bir kültür ve ideolojiden çok çok uzaktadırlar. İşte yahudiliğin farkı buradadır, o yapabiliyor, tereyağdan kıl çeker gibi...
Bulow Schwante, Reich’ın bütün diplomatik misyonlarına gönderdiği sirkülerde şöyle der:

"İdârî ölçüler bakımından, Almanya’daki Siyonist eylemliliğe karşı yönelmenin hiçbir mantığı yoktur zira Siyonizm, Nasyonal Sosyalizm’in, Almanya yahudilerini göç ettirmek konusundaki programıyla zıtlık içinde değildir"

Burada bir saptama yapmak gerekir. Siyonizm, bazılarının iddia ettiği gibi yahudiliğe uymayan bir ideoloji değildir. Benzetmek gerekirse, Yunan mitolojisinin baştanrısı Zeus ise, Siyonizm de savaş tanrısı Aris (Ares)tir. aralarında küçük anlayış farklarından bahsedilse bile, ikisi de aynı irâdenin temsilcileri ve Olympos meclisinin karar vericileridir. aralarındaki fark stratejik değil taktik anlayıştadır.
28 Ocak 1935 tarihinde, Bavyera Gestaposu polise şöyle bir sirküler geçer:

"Siyonist örgütün mensubları, eylemliliklerinde Filistin’e göçü özendirdiklerinden, asimilasyonist yahudi örgütlerinin mensublarına yapılan muameleye tâbî tutulmasınlar

Siyonizm-Nazizm eşdeyişle “Siyonazizm”le ilgili söyleyecek daha çok şey var ancak yukarıdaki misaller bile olayın içyüzünü göstermesi bakımından kâfîdir.
Rusya’daki komünist iktidarın içindeki yahudi rolü çok kritiktir. Ekim Devrimi’nden 1ay kadar önce, Lenin St. Petersbourg’da (Petrograd) gizli bir toplantı yaptı. Burada devrimci şiddetin süreç içinde nasıl uygulanacağı konuşuldu. Bu toplantıya katılanların 4’ü Rus, biri Gürcü, biri Leh, 6’sı ise yahudiydi.
Politik Büro (Politbüro) 7 kişiden oluşturuldu. Biri Rus (Bubnov), 6’sı ise yahudiydi (Lenin, Stalin, Trotsky, Sokolnikov, Zinoviev, Kamenev).

Petersbourg Sovyeti’nin -ki başkanı Trotsky’dir- Askerî Devrim Komitesi’nin 18 mensubu vardı. Bu komitenin, 8 mensubu Rus, biri Ukraynalı, biri Leh, biri Çerkes, 7’si ise yahudiydi.

Bolşevik MK’si 5 kişilik Devrim Askerî Merkezi oluşturdu. Mensublardan biri Rus (Bubnov), biri Leh, üçü yahudiydi (Stalin, Sverdlov, Uritsky).

Bolşevik Devrim’de, bütün lider figürler yahudi’ydiler. Tchitcherin iyi bir yardımcıydı, Litvinoff ve Lunacharsky’nin rolleri de önemliydi mutlaka ama Trotsky’nin, Zinoviev’in, Krassin’in veya Radek’in güçleriyle kıyaslanmaları mümkün değildi. Yine karşı-devrime karşı mücâdele rolünü üstlenen ÇEKA’nın yönetimi de yahudilerin elindeydi.

Aynı tarihlerde ABD’nin Rusya büyükelçisinin de bir yahudi olması ilginçtir: David R. Francis.
Yeni rejim, dünyada anti-yahudi duyguları en ağır cezalandıran rejim oldu. Uzun süre Sovyetler’de kalan ve bir Amerikan yahudisi olan yazar Frank Golder 1925 yılında şunları söylüyordu:

"Sovyet devriminin önderlerinin büyük bir çoğunluğu yahudi olduğu için kısa süre içinde Sovyet ordusunda, Rus halkı ve entellektüeller arasında ciddi bir anti-semitizm (yahudi karşıtlığı) başgösterdi"

Durumu, İsrailli tarihçi Louis Rapaport şöyle izah ediyor:

"Bolşevik Devrim’den hemen sonra birçok yahudi, yönetimdeki üst seviye rollerinden dolayı zafer sarhoşluğu içindeydiler. Lenin’in ilk Politbüro’su yahudilerin hâkimiyeti altındaydı".

Lenin’in yoldaşları, devrimin bütün yansımalarında önemli roller üstlendiler, bunlar arasında en kirli işler de vardı.

Yahudi tarihçi Salo Baron, sayısız yahudinin Sovyet gizli polisi ÇEKA’nın içinde bulunduğunu ve bunların birçok yasadışı infaz ve tasfiye operasyonuna katıldığını belirtiyor.

Bir diğer yahudi tarihçi, Leonard Shapiro şöyle diyor:

"Ukrayna’da gizli polisin % 80’i yahudilerden oluşuyordu"
Ünlü Rus matematikçi İgor Shafarevich (yahudi kökenlidir), yahudi icracıların ve infazcıların ‘Rusofobi’sinden bahsediyor:

"Onlar, Çar 2. Nikola’yı tasfiye ederken bunu bir âyin hâline getirmişlerdi. Bu âyin, yüzyıllarca süren Rus tarihinin sonunu sembolize ediyordu. İngiltere kralı I. Charles (1649) veya Fransa kralı 16. Louis’nin infazı (1793) buna benzetilebilir. Bu, aynı zamanda kompleksli bir etnik azınlığın sancılı bir eylemi olarak da kabul edilebilir"

Bu âyini en üst seviyede bizzat Lenin yönetmiştir. Çarın infazını gerçekleştiren Yakov Yurovsky’dir. Yerel Sovyet’in başkanı Beloborodov (Vaisbart)dur, Ekaterinburg’daki genel idârenin başındaki isim ise Shaya Goloshchekin’dir. Planlayıcı Sverdlov’dur. Sverdlov’u Almanya’dan Rusya’ya getiren yahudiler, Goloshchekin, Syromolotov, Safarov (Seferov), Voikov ve Yurovsky’dir. Ekibin tamamı yahudidir.

I. Charles ve 16. Louis örneklerinin verilmesinin sebebi, Devrim Mahkemesi’nin kendine yüklediği ‘Halk Mahkemesi’ rolünü vurgulamak içindir. Ancak, 2. Nikola ne yargılandı ne de savunmasına başvururldu. Bir gece, ailesi ve maiyetiyle birlikte gizlice ortadan kaldırıldı. Bu, normal bir infazdan ziyâde gangster tarzı bir infazdı. Beli ki, birşeylerden korkulmuş ve yargılamadan vazgeçilmişti.

Lenin ve Sverdlov niçin ‘Devrim Mahkemesi’ şovundan kaçınmıştılar? Çünkü, Nikola ve ailesi Rus halkının üzerinde hâlâ ciddi bir etkiye sahibti ve onun infazına izin vermeyecekti. Trotsky de -her ne kadar bu infazın karşısındaymış gibi görünüyorsa da- aslında yararlı ve gerekli olduğunu düşünüyordu:

"Kraliyet ailesinin infazı gerekliydi. Bu cezalandırmanın şiddeti herkese, acımaksızın savaşmaya devam edebileceğimizi gösterdi. Bu infaz düşmanın umutsuzluk hissini arttırdığı gibi bizim saflarımızı da güçlendirdi ve dönüşün olmadığını bir kez daha ortaya koydu. Ya tam zafer ya tam çöküş olacaktı. Lenin bunu çok iyi hissetti".

Rus yahudisi yazar Sonya Margolina, yahudilerin Bolşevik rejimi aşırı derecede destekleme rollerini, “Yahudiler’in tarihî bir günahı” olarak niteliyor. Yahudi komutanların, özellikle Goulag konsantrasyon kamplarında üst seviye rollerini ve yahudi komünistlerin Rus kiliselerinin sistematik imhâsında üstlendikleri vazifeyi vurgular. Daha da ileri giderek şöyle der:

"Bütün dünya yahudileri Sovyet iktidarını desteklediler ve her eleştiri ve muhalefet karşısında sessizliklerini korudular. Böylelikle, Bolşevizm’e karşı gelişen her hareket aynı zamanda bir yahudi karşıtlığını da beraberinde getirdi".

Eğer “Geçmiş” bir tâyin edici olarak kabul edilirse, birçok Rus, Margolina’nın dile getirdiği biçimde bir intikam duygusunun içindedir. Her hâl ve kârda, nasıl ki, ABD’deki Siyahlar’ın ve Yerliler’in Beyazlar tarafından kırıma uğratılması lânetleniyorsa, Yahudiler’in Rus halkına karşı ‘Sosyalizm’ maskesi altında yürüttüğü kıyım da lânetlenmiştir. ancak, daha da çarpıcı olan dünyanın bir ikinci Yahudi kıyımına (bu kez Ruslar tarafından) gebe olmasıdır.
Ekaterinburg katliamıyla ilgili olarak Kızılordu gazetesi şöyle yazar:

"Kollama ve acıma olmaksızın, ayırımsızca, yüzlerce yahut binlerce olan düşmanlarımızı öldüreceğiz, onları kanlarında boğacağız. Lenin ve Yuritsky’nin haysiyeti için burjuvazinin kanı oluk oluk aksın. Mümkün olduğunca daha çok kan"

Evet, aslında akması gereken kan Ruslar’ın kanı, akıtması gerekenler ise yahudiler. Yazının meâli bu! Tabiîdir ki, başkaları da, ‘yahudi kanı’ isteyecektir. Diyalektiğin A ve B tarafları gereği bıçak her iki tarafı da acımasızca kesmeye devam edecektir.

Alman araştırmacı Herman Fehst’e göre, 1918 yılı itibârıyla Bolşevik Parti MK’nin 15 mensubu vardır ve bunlardan 6’sı Yahudi’dir. Fehst bu bilgiyi yayınlanmış Sovyet kayıdlarına dayandırmaktadır. Bu 6 yahudi; Uritsky, Trotsky, Kamenev, Zinoviev, Sverdlov ve Sokolnikov’dur. (Herman Fehst, Bolschewismus und Judentum: Das Judische Element in der Fuhrerschaft des Bolschewismus-Berlin 1934, s. 68-72)

ABD’li Robert Wilton ise 1918 yılı itibârıyla Bolşevik Parti MK’nin 12 mensubu olduğunu ve bunlardan 9’unun yahudi olduğunu belirtiyor (R. Wilton, The Last Days of the Romanovs-IHR, 1993, s. 185)

1907 yılı itibârıyla Bolşevik Parti’nin % 10’u, Menşevik Parti’nin % 20’si yahudilerden oluşuyordu. (R. Pipes, The Russian Revolution-1990, s. 185-186)

Moskova Olağanüstü Komisyonu (ÇEKA veya VİÇEKA) toplam 36 âzadan oluşuyordu. 1’i Alman, 1’i Leh, 1’i Ermeni, 2’si Rus, 8’i Leton ve 23’ü yahudiydi.
Halk Komiserleri Konseyi (Sovyet Yönetimi) ise iki Ermeni, 3 Rus ve 17 yahudiden oluşuyordu.

Bolşevik devletin en önemli 556 şahsiyetinden 17’si Rus, ikisi Ukraynalı, 11’i Ermeni, 35’i Leton, 15’i Alman, biri Macar, 10’u Gürcü, üçü Leh, üçü Finli, biri Çek geri kalan 457’si ise yahudidir.

Bolşevik Parti MK’nin 12 mensubundan 10’u yahudidir: Lenin, Trotsky, Apfelbaum (Zinoviev), Lurie (Larine), Uritsky, Volodarsky, Rosenfeld (Kamenev), Smidovich, Sverdlov (Yankel) ve Nakhamkes (Steklov). İkisi ise Rus’tur: Krylenko ve Lunacharsky.

Diğer Rus sosyalist partilerinin kompozisyonu da farklı değildi.
Menşevikler (Sosyal Demokratlar): MK’nin 12 mensubundan 11’i yahudi.
Halkın Komünistleri: MK 7 kişi. 6 yahudi, 1 Rus.
Sosyal Devrimciler (Sağ Kanat): MK 15 kişi. 13’ü yahudi, 2’si Rus.
Sosyal Devrimciler (Sol Kanat): MK 12 kişi. 10 yahudi, 2 Rus.
Moskova Anarşistler Komitesi: MK 5 kişi. 4 yahudi, 1 Rus.
Polonya Komünist Partisi: MK 12 kişi. Hepsi yahudi.
Toplam 63 kişiden 56’sı yahudi.

Artık isimlerle konuşalım:

Sovyet Hükümeti eşdeyişle Halk Komiserleri Konseyi’nin (Sovnarkom) mensubları:

Başkan-V.İ. Lenin-Yahudi.
Dışişleri-G.V. Chicherin-Rus.
Milliyetler-Iosif Dzhugashvili İgnatashvili Stalin-Yahudi.
Tarım-Protian-Ermeni.
Ekonomi-Lurie (Larine)-Yahudi.
Gıda-A.G. Schlikhter-Yahudi.
Ordu / Askerlik-Leon Davidovich Bronstein Trotsky-Yahudi.
Devlet Denetimi- K. I. Lander-Yahudi.
Devlet Arazileri-A. Kaufmann-Yahudi.
Çalışma-V. Schmidt-Yahudi.
Sosyal Durum-E. Lilina (Knigissen)-Yahudi.
Eğitim-A. Lunacharsky-Rus.
İçişleri-Apfelbaum Radomylsky (Zinoviev)-Yahudi.
Sağlık-Anvelt-Yahudi.
Mâliye-I. E. Gukovs ve Sokolnikov-Yahudi.
Basın-Voldarsky (Goldstein)-Yahudi.
Seçimler-M. S. Uritsky-Yahudi.
Adâlet-I. Z. Shteinberg-Yahudi.
Mülteciler-Fenigstein-Yahudi.
Mülteciler-Savitch (yardımcı)-Yahudi.
Mülteciler-Zaslowsky (yardımcı)-Yahudi.

MERKEZİ İCRA KOMİTESİ

Y. M. Sverdlov (Solomon)-Başkan-Yahudi.
Avanesov-Bşk. Yrd. / Sekreter-Ermeni.
Bruno-Leton.
Breslau-Leton.
Babtchinsky-Yahudi.
N. I. Bukharin-Yahudi.
Weinberg-Yahudi.
Gailiss-Yahudi.
Ganzberg (Ganzbourg)-Yahudi.
Danichevsky-Yahudi.
Starck-Alman.
Scheinmann-Yahudi.
Erdling-Yahudi.
Landauer-Yahudi.
Linder-Yahudi.
Wolach-Çek.
Dimanshtein-Yahudi.
Encukidze-Gürcü.
Ermann-Yahudi.
A. A. Yoffee-Yahudi.
Karkhline-Yahudi.
Knigissen-Yahudi.
Rosenfeld (Kamenev)-Yahudi.
Apfelbaum (Zinoviev)-Yahudi.
N. Krylenko-Rus.
Krassikov-Yahudi.
Kaprik-Yahudi.
Kaoul-Leton.
Lenin-Yahudi.
Latsis-Yahudi.
Lander-Yahudi.
Lunacharsky-Rus.
Peterson-Leton.
Peters-Leton.
Roudzoutas-Litvan.
Rosine-Yahudi.
Smidovitch-Yahudi.
Stoutcka-Leton.
Nakhamkes (Stteklov)-Yahudi.
Sosnovsky-Yahudi.
Skrytnik-Yahudi.
Trotsky-Yahudi.
Teodorovich-Yahudi.
Terian-Ermeni.
Uritsky-Yahudi.
Telechkine-Rus.
Feldmann-Yahudi.
Fromkin-Yahudi.
Souriupa-Ukraynalı.
Tchavtchevadze-Gürcü.
Scheikmann-Yahudi.
Rosenthal-Yahudi.
Karakhane-Yahudi.
Rose-Yahudi.
Sobelson (Radek)-Yahudi.
Schlichter-Yahudi.
Schikolini-Yahudi.
Chkliansky-Yahudi.
Levine (Pravdine) -Yahudi.

SOVYET GİZLİ POLİSİ (ÇEKA) [sırasıyla GPU, NKVD ve KGB’ye dönüşmüştür]

F. Dzerzhinsky-Başkan-Yahudi.
Y. Peters-Bşk. yrd. Leton.
Chlowsky-Yahudi.
Kheıfıss-Yahudi.
Razmirovich-Yahudi.
Kronberg-Yahudi.
Khaikina-Yahudi.
Karlson-Leton.
Schaumann-Leton.
Leonovich-Yahudi.
Jacob Goldine-Yahudi.
Galperstein-Yahudi.
Knigissen-Yahudi.
Katzis-Leton.
Schillenkuss-Yahudi.
Janson-Leton.
Rivkine-Yahudi.
Bu kadar isim yetmez diyorsanız devam edelim:
Nikolai Bukharin (Anarşizm’in babası, Lenin’in akıl hocalarından).
Karl Marks (hem ana hem baba tarafından rabbidir, Marks’ın Yahudi Partikülarizm’i yerine Sosyalist Universalizm’i benimsediğini iddia edenler, onun akıl hocalarından Moses Hess’in ‘Roma ve Yeruşalim’ adlı kitabını mutlaka okusunlar).
Moses Hess (Marks’ın akıl hocalarından).
Solomon Lozowsky (Sovyet dışişleri bakanlarından).
Maxim Wallach (SSCB dışişleri bakanlarından).
Lazar Moisiewich Kaganovich (Stalin’in anti-Hristiyan propagandisti).
Mikhail Kaganowich (SSCB ağır endüstri şefi).
Rosa Kaganowich (Stalin’in eşi, Lazar’ın kızkardeşi).
Paulina Zhemchuzina (SSCB dışişleri bakanlarından Molotov’un karısı, KPMK mensubu).
Olga Bronstein (ÇEKA’nın yöneticilerinden, Trotsky’nin kızkardeşi, Kamenev’in karısı).
Genrikh Yagoda (ÇEKA şefi, Goulag toplama kamplarının teorisyeni).
Matvei Bermann (Goulag kurucularından).
Naftaly Frenkel (Goulag kurucularından, Türkiye’deki Frenkel ailesinin akrabasıdır).
Lev Inzhir (ÇEKA şefi).
Boris Bermann (ÇEKA şefi).
K. V. Pauker (ÇEKA şefi).
İsaac Babel (ÇEKA şefi).
Leiba Lazarowich Feldbin (ÇEKA şefi, İspanya iç savaşı sırasında istihbarat sorumlusu).
Yona Yakir (Kızılordu komutanlarından)
David Slutsky (ÇEKA şefi).
Yakov Yankel Kreiser (Kızılordu komutanlarından).
Shimon Khirvoshein (Kızılordu komutanlarından).
Dimitri Scmidt (Kızılordu komutanlarından).
Miron Chazkelewich Kızılordu komutanlarından).
Arseni Raskin (Kızılordu komutanlarından).
Grigori Shtern (Kızılordu komutanlarından).
Haim Fomin (Brest-Litovsk komutanı).
Sergei Eizenstein (Film yönetmeni).
Solomon Mikhoels (Propaganda komiseri).
Leonid Lukow (Kültür propagandisti).
Yuli Reismann (Kültür propagandisti).
Yevgeni Khaldei (Kültür propagandisti).
Samuel Augursky (Lenin’in başdanışmanı).
Lev Grigorowich Levin (Stalin’in baştabibi).
Itzik Solomonowich Feffer (ÇEKA şefi).
Abraham Sutskever (KPMK mensubu).
Mark Osipowich Reisen (KPMK mensubu).
Lev Leopold Trepper (İstihbarat büro şeflerinden, Hitler döneminde Almanya’da kurulan ‘Kızıl Orkestra’ adlı gizli Yahudi örgütünün kurucusu ve şefi. Hitler’in en yakınındaki isimleri manipüle ediyordu. Alman ordusunun Rusya’ya yürüyüşüne ilişkin istihbarat bilgilerini Stalin’e verdi).
Moshe Pijade (Yugoslav Komünist Halk Ordusu’nun komutanı, Tito’nun sağ kolu, Yugoslav parlamentosunun başkanlarından).
Jacek Rozansky (Polonya gizli polisinin kurucusu).
Julius Hammer (ABD komünist partisinin kurucularından).
Yossel Moshe Slovo / Joe Slovo (Güney Afrika Cumhuriyeti Komünist Partisi’nin eski genel sekreteri, Nelson Mandela’nın Ev Yönetimi Bakanı).
Rosa Luxembourg (Alman Sosyalist Hareketi’nin öncülerinden).
Vladimir Jirinowsky (Rusya Liberal Partisi’nin başkanı, kendisine İsrail tarafından biçilen ırkçı-faşist rolünü başarıyla oynuyor. 1983 yılından beri İsrail vatandaşı).
Boris (Baruch) Eltsine (Rusya eski devlet başkanı).
David Niven (Aktör).
Myriam Maccabee (Şarkıcı).
Deborah Kerr (Aktris).
Woody Allen (Aktör).
Rick Jacobson (Film yönetmeni).
David Carradine (Aktör).
Douglas Fairbanks (Aktör).
Harold Lloyd (Aktör).
Oliver Hardy (Aktör).
John Wayne (Aktör).
Ferdinand David (Alman müzik adamı).
Karl David Stegmann (Müzik adamı).
Franz Joseph Haydn (Avusturyalı ünlü müzik adamı).
Barbara Streisand (Aktris ve şarkıcı).
Nathaniel Parker (Aktör).
Avi Lerner (Aktör).
Martin Landau (Aktör).
Lee Marvin (Aktör).
Yehudi Menuhin (Kompozitör).
Elizabeth Taylor (Aktris).
Kirk Douglas (Aktör).
Michael Douglas (Aktör).
Tony Curtis (Aktör).
Minos Muchas (Yunanistan’ın en büyük müzik prodüktörü).
Serge Gainsbourg (Fransız şarkıcı).
Sammy Davis (Şarkıcı).
Aaron Copland (Klasik müzik ustası).
Chuck Norris (Aktör).
Arthur Kornberg (Sentetik DNA’nın bulucusu, 1995 Nobel Tıp Ödülü).
Mark Spitz (Ünlü yüzücü).
Pete Sampras (Ünlü tenisçi, babadan yahudi, anadan yunan).
Aaron Krickstein (Ünlü tenisçi).
Bobby Fischer (Ünlü satranççı).
Jerry Reinsdorf (Chicago Bulls basketbol ve Chicago White Sox baseball takımlarının sahibi).
Ab Pollin (Washington Bullets basketbol ve Capitals baseball takımlarının sahibi).
Bud Selig (Milwaukee Brevers baseball takımının sahibi).
Guy Forget (Ünlü tenisçi).
Johann Cruyff (Ünlü futbol adamı).
Isaac Ike Richmann (Philadelphia 76’ers basketbol takımının sahibi).
Leo Benhakker (Ünlü teknik direktör).
Israel Musegiewich Gelfant (Matematiğin babalarından).
Baruch Spinoza (Filozof).
David Hume (Filozof).
Michel Henry Levi (Filozof).
Walter Benjamin (Filozof).
Vladimir Jabotinsky (Yazar).
Raymond Aaron (Filozof).
Arnold J. Toynbee (Tarihçi, yazar).
Naum Chomsky (Filozof).
Daniel Day Lewis (Aktör).
Henry Silvermann (The Wall Street’in en büyük spekülatörü).
Bernard Nahum (Koç ailesinin teorisyeni).
Bill Gates (Microsoft’un sahibi).
Morton Abramowitz (ABD’nin Türkiye’deki eski büyükelçisi).
Abraham Lincoln, Bill Jefferson, Clinton, Yevgeni (Eugene) Primakov, Madeleine Allbright, James Rubin, William Cohen, Daniel Arap Moi (Kenya devlet başkanı), Franjo Tudjman (Hırvatistan eski devlet başkanı), Gli Gligorov (Mousi Mousigeyef-Makedonya eski devlet başkanı), Joachim Alberto (Mozambik devlet başkanı), Benjamin D’israeli (Britanya eski başbakanlarından ve Snobizm-Züppelik kurucusu), Benjamin Franklin, Emil Constantinescu (Romanya eski devlet başkanı), Leon Blum (Fransa eski başbakanlarından), Josef Antall (Macaristan eski başbakanı), Richard Holbrooke, Krienko (Rusya eski başbakanı), Konstantinos Smithis Aauris (yani Aaron-Harun), Yorgos Papandreu (anadan), Leon Gambetta, Boris Berezowsky ve daha binlercesi...
Son bir bilgi, "onlar"ın Türkiye’deki temsilcilerine İBDA Mimarının da aralarında bulunduğu birçok kişinin tasfiyesi emri verildi. Emri veren, “The Chief Rabbinate of the Orthodox Judaism-Orthodoks Judaizm Baş Rabbiliği”. Merkez olarak da Macaristan’ın Pecs şehri. Bu kadarı yeter, zaman herşeye hazır olma zamanıdır.

Konu cebe tarafından (11.10.2009 Saat 22:38 ) değiştirilmiştir..
cebe isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla