Warnung: Illegal offset type in [path]/includes/functions_post_thanks.php (Zeile 110)
Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar - Tekil Mesaj Gösterimi - Tarihte Türk –Yahudi Birlikteliği: EFENDİ-METRES İLİŞKİSİ-1
Tekil Mesaj Gösterimi
Alt 22.04.2016, 09:18   #5
cebe
Tecrübeli Yiğido
NO AVATAR
 
cebe Şuan cebe isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 17.08.2016 14:36

Üyelik Tarihi: 12.01.2009
Mesajlar: 245
Tecrübe Puanı: 583 cebe FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: Tarihte Türk –Yahudi Birlikteliği: EFENDİ-METRES İLİŞKİSİ-1

Evrensel Yahudilik (Siyonizm) Türkiye’yi İslamlaştırdı

Laik Toplumun Mistik Topluma Dönüştürülmesi

(Ne umuldu ve ne bulundu!)

Umulan:
“Mustafa Kemal, 1930 yılı: “Bir de, Türkiye Cumhuriyeti dahilinde, tüm tekkeler ve zaviyeler ve türbeler kanunla kapatılmıştır. Tarikatlar kaldırılmıştır. Şeyhlik, dervişlik, çelebilik, halifelik, falcılık, büyücülük, türbedarlık vesaire yasatıkr. Çünkü bunlar gericiliğin kaynakları ve cehaletin damgalarıdır. Türk milleti, böyle müesseselere ve onların mensuplarına katlanamazdı ve katlanmadı. “
•••
Bulunan:
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Bakanlar Kurulu’na medreselere yasal statü verilmesini önerdi. (Yani üniversite denkliği isteniyor)
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] Medreselere universite denkligi.html
•••
“Tedavi gördüğü hastanede dün yaşamını yitiren Nakşibendi tarikatının ileri gelenlerinden din adamı Ahmet Yaşar bugün son yolculuğuna uğurlandı. Cenazeye, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Şeref Malkoç, Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak ve yaklaşık 10 bin kişi katıldı. Ahmet Yaşar’ın cenazesi, namazın ardından Of İlçesi Ballıca Mahallesi mezarlığında toprağa verildi. [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
•••
Bediüzzaman Said Nursi'nin talebelerinden Mehmet Kırkıncı Hoca'yı son yolculuğuna 20 bin kişi uğurladı.( [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...])
MehmedKırkıncı, Din adamı, yazar. Nur Cemaati'nin önde gelen isimlerinden ve kanaat önderlerindendir. [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
•••
Mustafa Kemal, 1930 yılı: “Laiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Tüm yurttaşların vicdan, ibadet ve din özgürlüğü de demektir.

(Diyanet'ten yeni fetva: Ateistle evlenilmez, kestiği hayvanın eti yenmez. [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...])
(NOT: Son birkaç günün bu tür haberlerinden 1950’lerden günümüze binlerce, on binlerce örnek vardır)

Mitsel -Dinsel Toplum Oluşturma Kronolojisi

• Din dersleri 1933 'te okul programlarından çıkarıldı.

•1936 yılında Polonya Yahudi’si bir aileden gelen şair Nazım Hikmet, “Simavne Kadısı Oğlu Şeyh Bedreddin Destanı” adında bir şiir yayınlamıştır. Bu şiirde, 1415-1416 yıllarında Batı Anadolu ‘da “Börklüce Kıyamı” olarak da adlandırılan halk isyanın önderleri olan Şeyh Bedreddin, Börklüce Mustafa ve Torlak Kemal adındaki üç İbrani’nin hayatı anlatılır. Şeyh Bedreddin’in babasının adıİsrail’dir.

“Ben “Börklüce Kıyamı” diyorum, başında kırmızısı vardı, Bedreddin katıldı, yardımcısı Kemal’di, asıl adı Samuel’dir ve eski kaynaklarımızda, “Hud” Kemal veya “Hude” Kemal yazılmaktadır. Tam karşılığı “Yahudi Kemal” oluyor; köylüler ve halk, isimlerde kısaltmayı seviyorlar.Yahuda yerine “Huda” ya da “Hude” diyorlar; dil-bilim, bir ekonomi koludur, hep tasarruf ediyoruz ve en çok “alt” tabakaların tasarruf alışkanlığı var. ([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...])
•1936-1950 yılları arasında sadece Şeyh Bedreddin değil,Yunus Emre gibigeçmişin başka mistik kişileri de tolumun gündemine getirilmişlerdir;

“Neden, Yunus’un(Yunus Emre) indirildiği bir tarihte Nâzım Hikmet, Bedrettin’i çıkarma işini üzerine alıyordu? Mühim mesele buradadır, çünkü bu bir talihsiz iştir ve hiçbir yere sığmıyor. Aynı tarihte Necip Fazıl’a bir dergi çıkarmak üzere, İş Bankası’ndan ve bizzat Celal Bayar’ın eliyle, para verildiğini de tespit etmiş du¬rumdayız. Bunları, bir de, kısa bir zaman sonra, Mevlevi dergâhların sadık bendesi Hasan Âli Yücel’in işbaşı yapması izliyordu; demek ki tarikat kapılarının açıldığı bir dönemdir. Ama resmen kapalı gösteriliyordu; resmi tarih, “kapalı” yazıyordu. Öyleyse, bu Destan, estetik ve akılcılık planında olmasa da, gerçekten tarihi ve menkibevi’dir. (Prof. Dr. Yalçın Küçük: Atamanoğlu Fatih, s:131)

•Nacip Fazıl Kısakürek, Adnan Menderes hükümetleri döneminde (1950’li yıllar) “ Büyük Doğu Gazetesi” için örtülü ödenekten 140 000 lira verilmiştir ve bunu için Yassıada’da yargılanmıştır.
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]

• 14 Mayıs 1948’de İsrail Devlet’i kurulmuş, 21 Mayıs 1948 tarihinde İmam Hatip Yetiştirme Kursları açılmıştır.


• İsrail’in kuruluşundan hemen sonra, 28 Haziran 1949’da, Necip Fazıl Kısakürek'in öncülüğünde “Büyük Doğu Cemiyeti” kurulmuştur. Bu cemiyetin kurucu üyelerinden biri de AbdurrahimZapsu’dur. Bu kişi Kürt Talebe Ümit Cemiyeti (Tikva:Ümit pasajı. Bkz: [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...])
ve Kürt Teali Cemiyeti'nin de kurucusudur. Said-i Nursi'nin talebesidir. AbrurrahimZapsu'nun Şeyh Said İsyanı'nın iki numaralı ismi olduğu belirtilmektedir. Bu yüzden sürgün yemiş, hapis yatmıştır. Abdurrahim Zapsu, ilk Kürt isyanını çıkaran Bedirhan Aşireti lideri Bedirhan Paşa'nın torunlarından Arusî şeyhi M. Aziz Çınar ( Hüseyin Feyzullah'ı siyasete itekleyen şeyh) 'ın kızı Hidayet Hanımla evlenmiştir.( [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]) Bu evlilikten üç çocuğu olmuştur. Kızı Hale, Musa Anter'le evlenmiştir. Oğlu Mustafa Pertev, 'Masey Ferguson' traktörlerinin Türkiye'deki imalatçısı Uzel ailesinin kızı Gaye Uzel ile hayatını birleştirmiştir. Bu evlilikten Cüneyt Zapsu doğmuştur. Ailenin büyük oğlu Aziz Zapsu, BİM’in yönetim kurulu başkanıdır. BİM‘in, Yasin El Kadı, Mehmet Fatih Saraç (Alo Fatihçiğim…)ve Mohammed Omer A. Zubair‘in ortak olduğu, kuruluş sözleşmesini Yasin El Kadı adına Tayyip Erdoğan’ın da avukatı olan Faik Işık’ın imzaladığı Caravan Dış Ticaret ve İnşaat Limited Şİrketi’ne para yatırdığı ortaya çıkıyordu. BİM’in büyük ortağı ise Amerika merkezli Yahudi sermayesinin başarılı finans şirketlerinden Merrill Lynch. BİM’in yönetim kurulunda AKP’lilerin ağabeyi Korkut Özal, Cüneyt Zapsu, terörist Yasin El Kadı, George Bitar, M. P. Kassamali Merali, Ekrem Pakdemirli, Başbakan Tayyip Erdoğan’a kızının kına gecesini evinde yapacak kadar yakın olan Nakşibendi tarikatı’nın önemli isimlerinden Mustafa Latif Topbaş yer alıyordu.([Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]

Büyük Doğu: Arz-ı Mevut’un Örtüsü Mü?

İsrail Devleti’nin hazırlık çalışmaları, Beyoğlu Abraham Paşa apartmanında, İngiltere'nin İstanbul Elçisi Sandison tarafından 1882 yılında kurulan “Cercle d'Orient” adındaki kulüpte(yeni ismiyle Büyük Kulüp) yapılmıştır. Fransızca bir terim olan Cercled'Orient, "Doğu çevresi” veya "Şark çemberi” anlamlarına da gelir. ‘Cercle d'Orient’ adındaki kulübün kurucusu olan İngiltere'nin İstanbul Elçisi Sandison, aynı zamanda Beyoğlundaki "Grand Orient Mason Locası (Büyük Doğu Mason Locası)”nın da kurucusudur. 1930'lu yılların başlarında Circled'Orient'in adını değiştirme konusu gündeme geldi. Toplantı tutanakları Türkçe ve Fransızca olarak yazıldı. Ve 1936 yılında "Büyük Kulüp' adını aldı. İşte böyle mitolojik bir anlamı olan Abraham (Hz. İbrahim) apatmanında ve “Büyük Doğu” kulübünde hazırlık çalışmaları yapılan ve 1948 yılında kuruşunu ilan eden İsrail Devleti’ni, tanıyan ilk Müslüman ülke Türkiye’dir.

• 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Milli Türk Talebe Birliği’nin (MTTB) kuruluşunun 100. yılı nedeniyle hazırlanan belgeselde geçmiş yıllarda yaşadığı öğrenci kavgalarını anlattı. TRTBelgesel'de bugün başlayacak “Büyük Doğu’nun Atlıları” belgeselinde Gül, üniversitede okurken kantinde sıkıştırılıp alnına silah dayandığını söyledi.
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]

• 1933 yılında –öğrenci azlığı nedeniyle- okul programlarından çıkarılan din dersleri (Sünni İslam öğretisi) 1949’da ilköğretim programlarına "seçmeli ders" olarak yeniden konuldu.

•”İsmet İnönü, hükümeti, Demokrat Partiye, Celal Bayar’a iktidarı teslim etmek istiyordu; uzun olmayan bir zaman sonra, geri alır, hesap budur. 14 mayıs 1950 tarihinde, iktidar değişti ve muhalefetteki İsmet Paşa’nın Cumhuriyet Halk Partisi, ezanın restore edilmesine itiraz etmedi ve “kemalist” saylavların bir kısmı, o şifalarda “kemalist” sözü pek kullanılmıyordu, restorasyon için oy kullandılar.”(Prof. Dr. Yalçın Küçük: Çıkış,s: 244)

•. Muhalafet artıyordu; Bayar-Menderes, Kürtler ile yobazizmi aynı anda ileri sürdüler. Tarikatçı ve Kürtçü Said-i Nursi’yi dolaştırmaya çıkardılar, Şeyh Said'ir kızı tarafından torunu, Melik Fırat’ı, 22 yaşında milletvekili yaptılar.(Prof. Dr. Yalçın Küçük: Çıkış,s: 244)
•17 Ekim 1951 günü Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri’nin onaylamasıyla İmam Hatip Okulu açma kararı yürürlüğe girmiştir. Kararnameye göre 7 ilde birer İHO açılmıştır. İHO, 1954-1955 öğretim yılı sonunda ilk mezunlarını verdikten sonra 3 yıllık lise kısmı da açılmıştır. Böylece 4+3=7 yıllık bir ortaöğretim kurumu haline gelmiştir.Prof. Dr. Y. Küçük, bu uygulama için; “Bu, sabetayizmin, aynı zamanda, anti-laik vektörü olması anlamına geliyordu. Şimdi en islamist akımların da sabetayist denetim altında olduğunu görüyoruz. “

•16 Haziran 1950 tarihinde Ezan yeniden Arapça okunuşuna döndürüldü. 5 Nisan 1946 tarihlerinde Amerikan Missouri Savaş Gemisi İstanbul’a geldi./…/ Boğaza yaklaşırken, yoksul insanlarımız, kendilerini denize attılar, pek büyük sevinçle karşıladılar. Bu, cumhuriyetin, bağımsızlığı bırakıp, Amerikan kampına girişinin bayramıdır, artık “vale” oluyoruz. Bağımsızlığımızı vermeyi, bayram saymaya, başlıyoruz. Harp Gemisi, hediye olarak, Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Münir Ertegün’ün (cenazesini getirdi. Daha önce vefat etmişti, mezardan çıkarıp, taşıdılar. /…/ Dinselleşme planında yaptıkları ise ölçüsüz olmuştur, bir, ilkokullara din dersi koydular ve bir de ilahiyat fakültesi açtılar; İmam-Hatipler’e giriş yapmayı ihmal etmediler. Ordu için, askerin din kitabını kabul ettiler; restoratör İnönü, burada da durmadı ve Sebilülreşatçı Şemsettin Günaltay’ı başbakan yaptılar./…/ Dokunmadıkları bir tek ezan kaldı, Türkçe söyleniyordu, “Tanrı uludur, Muhammed Allah’ın kulu” ve bunu Arapçalaştırma işini, Demokrat Parti iktidarına bıraktılar. Ve Bayar-Menderes iktidarının ilk işi budur; yalnız, artık CHP genel başkanı İsmet İnönü, oylamada, CHP grubunu serbest bırakıyordu, reddedenler çok azdılar ve çoğu ezanın Arapçaya çevrilmesi lehinde oy kullandılar. (Prof. Dr. Yalçın Küçük: Çıkış,s:21,122.) (NOT: Missouri Savaş Gemisi, 2. Dünya Savaşı’nda yenilen Japonya’nın teslim anlaşmasını imzaladığı gemidir. Münir Ertegün, ABD’de müzik sektörünün büyüklerinden olan Ahmet Ertegün’ün babasıdır. Türkiye’de bir yılbaşı gecesinde okuduğu 3 şarkı için 2 trilyon para ödenen Tarkan (Tarkan Tevetoğlu) adlı İbrani soytarıyı ‘star’ yapan bu müzik şirketidir. Tevet, Temmuz’dan geliyor. 1967 yılında Arap-İsrail Savaşı’nda Sina çölünde İsrail tank birliğinin en önündekinin adı Tevet’dir.. Kısacası, baba, oğul ve soytarıları saf kan İbrani’dirler..)

•17 Nisan 1940 yılında kurulan “Köy Enstitüleri”, -Prof. Dr. Yalçın Küçük ve gazeteci/yazar Soner Yalçın’a göre- Sabetaycıların kurduğu Demokrat Parti döneminde 27 Ocak 1954'te kapatılmıştır.

•1933 yılında okul programlarından çıkarılan din dersleri (Sünni İslam öğretisi) 1956’da ortaöğretim programlarına "seçmeli ders" olarak yeniden konuldu.

• 1967 yılından sonra, yani Dünya Yahudiliği’nin Arap ordularını 6 gün gibi kısa bir sürede bozguna uğratarak İsrail’in geçici değil, kalıcı bir devlet olduğunu kanıtladıktan sonra –İsrail’in güvenliğinin bir unsuru olarak-Türkiye toplumunu , tıpkı Filsitin toplumuna uyguladığı gibi, laik yapıdan Sünni topluma dönüşmesine hız verildi; İmam-hatip lisesleri ve İlahiyat fakültelerinin hem okul, hem de öğrenci sayısı hızla çoğaldı.

İHO sayısı 1970-1971 döneminde 72’ye çıktı.

•22 Mayıs 1972’de(12 Mart 1971 askeri darbesinden hemen sonra) yayımlanan bir yönetmelikle, İmam Hatip Okulları ortaokuldan sonra 4 yıl eğitim veren bir meslek okulu haline getirildi.

•1973 yılında, o güne kadar İmam Hatip Okulları olarak anılan okullara İmam Hatip Liseleri (İHL) adı verildi. 1974’te 29 yeni İHL açıldı ve böylece okul sayısı 101’e çıktı. 1976’da kız öğrenci alınmaya başladı. 1975-1978 döneminde 230 yeni İHL açıldı.

•12 Eylül 1980 darbesinden sonra, “Dinsiz Atatürkçülük bu ülkeye çok kötülük eti, buna izin veremeyiz” diyen Kenan Evren yönetimi yönetimi tarafından Temel Eğitim Kanunu’nun 32. maddesinde yapılan bir değişiklikle İHL mezunlarının üniversitelerin tüm bölümlerine gidebilmesine olanak tanındı. Türkiye’de 2008 yılında 456 olan imam hatip lisesinde, yüzde 60’ı kız öğrenci olmak üzere, halen 135 bin öğrenci mevcut ve İmam hatip okullarından mezun olanların sayısı 2 milyonun üzerinde idi. (Hürriyet Gazetesi, 16.07.2008.)

•12 Eylül 1980 darbesinden sonra 1982 Anayasası’nın 24. Maddesi ile ilk ve ortaöğrenim kurumlarında din dersi zorunlu dersler arasına girdi.

Prof. Dr. Yalçın Küçük ve Soner Yalçın’ın baktırdıkları pencereden bakılınca; Köy Enstitüleri’nin kapatılması, yerlerine “din dersi” adı altında –İslam Dini’nin Sünni yorumu dışında- hiçbir dine yer vermeyen derslerde İslam’ın en katı yorumu olan Sünniliğin öğretilmesi ve ritüellerinin (tesettür, namaz, oruç, vb) uygulanması ve uygulamayanların cezalandırılması gibi günlük hayatı kapsayan pratikler lokal bir durum değil, evrensel tezlerin hayata geçirilmesi olduğu çok açık görülür. Hem Filistin’de ve hem de Türkiye’de asıl dinselleşme (Sünni iktidar tekniği) 1967 yılından sonra görülecektir. Prof. Küçük’e göre, bugün dinsellikten şikayetçi olan ve arada bir irticaya karşı bildiriler yayınlayan Türk Silahlı Kuvvetleri, aslında bugünkü siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel yapının planlayıcısı, yapıcısıdır.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin zoruyla , ülkeye görülmemiş bir dinsellik giydirdiler. Daha önceden başlamıştı, ancak, eylülist rejim (12 Eylül 1980 askeri cuntası), dincilikte, ölçü tanımıyordu, yaşadık. Düzen, insanını değiştirmek ve edilgen yapmaya muhtaçtı, başka yol bulsaydı öyle yapardı ve dinsellik tek yol göründü. Neden-sonuç ilişkisini kuramayan, akıl yürütme kabiliyetini yitirmiş bir halka ihtiyaç vardı; bu halkın sürüleşmesi demektir. Türk Silahlı Kuvvetleri, bunu "kurtuluş" sayıyordu ve saymayanları tasfiye ettiler. Din eğitimi veren okulları, islamı ve diğer dinleri öğretmek için değil, halkı, bilgisizleştirmek için açtılar. Bilgisizleştirmede kütle üretimi için en iyi fabrikaları bulduklarına inandılar. Bunun, kemalizm’in sonu olduğunu biliyorlardı ve tereddüt etmediler.” (Prof. Dr. Yalçın Küçük, Gizli Tarih, s: 284-285.)

Böylece İrtica, 40 yılık çok partili dönemde yapamadığı atılımı “12 Eylül dönemi”nde gerçekleştirebilmiştir. Önceleri irticai çalışmalar gizli-örtülü yapılırken, 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra gizliliğe gerek kalmamıştır; görünürde Türk Milliyetçiliği ama gerçekte İbrani Milliyetçiliğinin- Yalçın Küçük’e göre Siyonizm’in- Türk siyaset alanına uzanması olan “”Türk-İslam Sentezi ideolojisi açıktan Türkiye toplumuna dayatılmıştır.

Eylülist ve Yobazist Darbeler, Kürtleri ve yobazları harekete getirdiler. Cumhuriyete düşmanlık yapıyorlar. Şehirdeki Kürtler yobaz oldular ve heykel kırıyorlar. (Prof. Dr. Yalçın Küçük: Çıkış, s:244.)

• Eğitim-Sen’in Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) Antalya’da devam eden 19’uncu Milli Eğitim Şurası’nda açıkladığı rakamlara göre, imam hatip liselerindeki öğrenci sayısı 2002-2003 eğitim-öğretim döneminde 71 bin iken 2014-2015 eğitim-öğretim yılında 474 bine yükseldi.İmam hatip liselerinin sayısı da 11 yılda 450’den708’e çıktı.[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]

• Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) Antalya’da devam eden 19’uncu Milli Eğitim Şurası’na katılan Eğitim Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca’nın aktardığı araştırmada elde edilen bulgular şöyle:

- MEB kesin bir rakam vermese de, 2012-2013 döneminde 730 ilköğretim okulu imam hatibe dönüştürüldü; sayı bu yıl 940’a çıktı;
- İmam hatiplerdeki öğrenci sayısı 1995-1996 eğitim-öğretim döneminde 515 bin civarındaydı; sayısı 2002-2003 eğitim-öğretim döneminde 71 bine kadar gerilemişken, bu yıl 474 bine kadar çıktı;

- 2012-2013 eğitim-öğretim yılında 730’u bağımsız, 369’u imam hatip lisesi bünyesinde toplam 1099 imam hatip ortaokulu vardı; 2013-2014 eğitim-öğretim yılındaysa sayı yükseldi. Bugün, 945’i bağımsız, 410’u imam hatip lisesi bünyesinde toplam 1355 imam hatip ortaokulu bulunuyor;

- Benzer bir artış, imam hatip liselerinde de yaşanıyor. Buna göre, MEB, 2010-2011 eğitim-öğretim yılından itibaren Türkiye genelinde 1477 genel liseyi dönüştürmeye başladı; Türkiye genelinde 952 anadolu imam hatip lisesi, 1355 imam hatip ortaokulu var.

2003’ten bu yana değişim
Eğitim Sen’in derlemesine göre, imam hatip liselerindeki son 10 yılın değişimi şöyle:
- 2003’te 450 lisede 71 bin 100 öğrenci;
- 2004’te 452 lisede 90 bin 606 öğrenci;
- 2005’te 452 okulda 96 bin 851 öğrenci;
- 2006’da 453 okulda 108 bin 64 öğrenci;
- 2007’de 455 lisede 120 bin 668 öğrenci;
- 2008’de 456 lisede 129 bin 274 öğrenci;
- 2009’da 458 okulda 143 bin 637 öğrenci;
- 2010’da 465 lisede 198 bin 581 öğrenci;
- 2011’de 493 okulda 235 bin 639 öğrenci;
- 2012’de 537 lisede 268 bin 245 öğrenci;
- 2013’te 708 okulda 380 bin 771 öğrenci;
- 2014’te 952 lisede 474 bin 96 öğrenci.
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]

İmam-Hatip mezunlarındaki artışİlahiyat Fakülteleri’nde de gözleniyor. Örneğin, 2008 yılında kontenjanları 2-3 kat arttırıldı. Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK), ÖSS’den önce lisans ve önlisans programlarında kontenjan artırımına gitmesi en çok ilahiyat fakültelerinin işine yaradı. ÖSYM’nin dün internet sitesinde yayımladığı "2008-ÖSYS Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu"nda yapılan artışlar, bölümlerin kontenjan sayılarına yansıtıldı.Buna göre yıllardır kontenjan artışı yapılmadığından yakınan ilahiyat fakültelerinde rekor bir artış yapıldığı görüldü. 2007’de 30 olan Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi kontenjanı bu yıl 300’e çıkarıldı. Üniversite Geçen yılki kontenjan/Bu yılki kontenjanlar: AnkaraÜniversitesi:140/250, Atatürk Üniversitesi :30/60, Cumhuriyet Üniversitesi: 2040, Çanakkale Üniversitesi :30/40, Çukurova Üniversitesi: 20/60, Dicle Üniversitesi: 20/20, Dokuz Eylül Üniversitesi: 70/130, Erciyes Üniversitesi: 30/300, Fırat Üniversitesi: 20/60, Harran Üniversitesi: 20/80, Hitit Üniversitesi: 20/150, İstanbul Üniversitesi: 95/120, K.Maraş S. İmam Üni.:20/40, Marmara Üniversitesi: 100/350, 19 Mayıs Üniversitesi: 20/20, Rize Üniversitesi: 20/80, Sakarya Üniversitesi: 30/140, Selçuk Üniversitesi: 30/180. S.Demirel Üniversitesi: 20/120,
Uludağ Üniversitesi: 30/280.( Hürriyet Gazetesi, 16.07.2008.)

• Diyanet İşleri Başkanlığı istatistiklerine göre, Türkiye'de 84 bin 684 cami bulunuyor.
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]

Yıllar itibariyle Diyanet’in harcama tutarları şöyle (Eski TL ile katrilyon):

2006: 1 milyar 452 milyon 773 bin TL
2007: 1 milyar 770 milyon 444 bin TL
2008: 2 milyar 99 milyon 603 bin TL
2009: 2 milyar 552 milyon 878 bin TL
2010: 2 milyar 733 milyon 107 bin TL
2011: 3 milyar 392 milyon 977 bin TL
2012: 4 milyar 254 milyon 371 bin TL
2013: 4 milyar 971 milyon 485 bin TL
2014: 5 milyar 705 milyon 467 bin TL
2015: 6 milyar 37 milyon 744 bin TL

Diyanet İşleri Başkanı: 'Bütçemiz kısıtlı, daha çok kaynak lazım'
Diyanet İşleri Başkanlığı, Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık’ın yanı sıra 12 bakanlığı geride bırakan bütçesine karşın "bütçe imkânlarının kısıtlı olmasından" yakındı.

2016’nın ilk ayında 687 milyon 894 bin liralık harcama yapan Diyanet’e, geçen yılki 5 milyar 700 milyon liralık bütçesi yetmedi. 700 milyonluk ek ödenek tahsis edilen başkanlığın yıl sonu harcamaları 6 milyar liraya dayandı. 2016’da 6 milyar 482 milyon 979 bin liralık bir bütçe tahsis edilen başkanlığın yılın ilk ayında bütçesinin yüzde 10’undan fazlasını harcaması nedeniyle bu yıl da ek ödenek talebinde bulunması bekleniyor.

BÜTÇEDE BİRİNCİ SIRADA
BirGün'den Nurcan Gökdemir'in haberine göre Cumhurbaşkanlığına 434 milyon, Başbakanlığa 1 milyar 99 milyon lira ayrılan 2016 yılında, Diyanet İşleri Başkanlığı 6 milyar 482 milyon 979 bin liralık bütçe ile aralarında Bilim ve Sanayi, İçişleri, Kültür ve Turizm, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Gençlik ve Spor ile Dışişleri Bakanlıklarının da bulunduğu 12 bakanlıktan daha fazla bütçe ödeneği aldı.Milli İstihbarat Teşkilatı da 1 milyar 636 bin 803 liralık bütçesi ile Diyanet İşleri Başkanlığı’nın gerisinde kaldı.

DAHA ÇOK KAYNAK İSTEDİLER
Buna karşın Diyanet İşleri Başkanlığı faaliyet raporunda, bütçe imkânlarının kısıtlılığının sorun yarattığı ileri sürüldü. Bütçenin çoğunluğunun personel giderlerini karşıladığı belirtilen faaliyet raporunda, şunlar kaydedildi:

“Hizmetlerimizi yerine getirirken karşılaştığımız en önemli sorunlarımızdan biri de, kısıtlı bütçe imkânlarıdır. Geniş bir coğrafyada 120 binin üzerinde personelle Anayasal ve yasal görevlerimizi tam anlamıyla ifa edebilmemiz için güçlü mali kaynaklara sahip olmamız gerekmektedir. Bu itibarla, hizmetlerimizi etkili bir şekilde sunabilmemiz için, bütçeden Başkanlığa ayrılan kaynakların imkânlar doğrultusunda artırılmasının, Başkanlığın karşılaştığı bazı olumsuzlukları azaltacağı inancındayız.’’

DİYANET'E BÜTÇESİ HİÇ YETMEDİ!
Diyanet İşleri Başkanlığı 2006 ve 2015 yılları arasındaki 10 yılda da başlangıç ödeneğini her yıl aştı. 2006-2015 yılları arasındaki 10 yıllık dönemde toplam başlangıç ödeneği 32 milyar 902 milyon 103 bin TL iken toplam harcama 34 milyar 970 milyon 849 bin TL’ye çıktı. 10 yıllık dönemde Diyanet İşleri Başkanlığı, başlangıç ödeneğinden toplam 2 milyar 68 milyon 746 bin lira fazla harcama yaptı.
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]

(Devam edecek)
cebe isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 8 Kullanıcı cebe'e Teşekkür Ediyor...