Halkın oyuyla iktidara gelen Ak Parti'yi seçimle deviremeyeceklerini anlayanların iyice zıvanadan çıktıklarını gördük.
Akılları sıra Tahrir denemesi yaptılar. Bu saçmalığın sonu 2007'deki Cumhuriyet mitingleri saçmalığından beter olacak. O zaman halk bu miting saçmalığına %47 ile cevap vermişti ama bu kez belki de daha fazlası ile cevap verecek.
Bu bir haftalık süreçte her türlü çirkinliği gördük, yabancı basına yalan haber servis edenler mi dersin, attıkları tweetlerle Türkiye'de katliam var diyenler mi dersin, İstanbul yanıyor diyenler mi dersin?
Ama tabii dışardakiler de, içeriden servis edildiği haliyle yutmuyor bu yalanları. Birkaç gün evvel Cnn International'ın Taksim'den yaptığı canlı yayında şahit olduğum ilginç diyalog şu şekilde idi:
Stüdyodaki spiker soruyor: Oradaki protestocuların temsil gücü nedir? Halkın ne kadarını temsil ediyorlar?
Taksim'deki muhabir yanıtlıyor: Aslında Erdogan muhafazakar halkın yüzde 50'sinden fazlasının oyunu almış bir lider. Şu an arkamda gördüğünüz küçük grup ise dinsiz azınlığa mensup (vallahi aynen böyle dedi, "secular" ifadesi yani)
Özetle dışardan bakanlar içerideki olayı çözmüş. Ak Parti'ye sempati ile bakan %58'lik kitle dışındaki kitle on buçuk yıldır, halk tarafından tercih edilmemenin, halk tarafından dışlanmanın neticesinde, ülke yönetiminden ve karar mekanizmalarından dışlanmış olmanın acısıyla saldırıyor. Sonuç ne peki?
Hadi hükumet bugün seçim kararı aldı, üç ay sonra sandığa gittik. Oy oranları üç aşağı beş yukarı aynı olmayacak mı? O halde kendinizi sessiz çoğunluğa böyle mi anlatacaksınız, vurarak, yıkarak, yakarak?