|
SİTE ANA SAYFA | Galeri | Kayıt ol | Yardım | Ajanda | Oyunlar | Arama | Bugünki Mesajlar | Forumlar? Okundu Kabul Et |
Şiirler Burada yazmış olduğunuz şiirleri yazabilirsiniz. |
![]() |
|
Seçenekler | Arama | Stil |
![]() |
#1 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dilsad Hatun Şuan
![]() Son Aktivite: 29.10.2010 20:09
Üyelik Tarihi: 27.12.2008
Mesajlar: 4.441
Tecrübe Puanı: 1117
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() “ Ağla Mamak!...Sızla Mamak!...
Mümkün değil mümkün değil Ağlamamak... Sızlamamak...” “Gül diktiğin bahçede Sana tuzak kurdular. Şerbet sunduğun tasta Geri zehir verdiler... “ “Sustum artık Zakilere bu yeter. Çok bağırdım Dinleyen varsa eğer: Gül bahçelerimi gör de Baharımı anla... “Bir elime güneş’ i Bir elime ay’ ı verseler; İşte sana bu dünya Sonsuz nimet deseler... Vallahi vazgeçmem Bana verilen şu Hak Dava’ dan Ya bu yolda can verip Ya ‘Hedef’e varmadan...” “Hazinenin anahtarını sana verdim Belki sen ulaşırsın biz ulaşamasak da ...” SORULAR Geçmişten geleceğe uzanan Bir yolun neresindeyim ? Daha hangi dağ ve engelli yollardan Çıplak ayaklarla gideceğim ? Bu gün bir son yoksa bir başlangıç mı ? Daha kaderin hangi çilesini öreceğim ? Uzak uzak yollar çizgi çizgi önümde Tercihi kader mi yapacak ben mi vereceğim ? Kanımı göz yaşımı istikbalimi yıllarımı Ben kimden isteyeceğim ? Maznun mu masum muyum ? Hesabını Allah’a Allah’a Allah’a vereceğim. ZİNDAN VE HAYALLER Zindanmış bu karanlık oda Ne gam ! Bana imanımın ışığı yeter... Ellerim mi kelepçelenmiş arkasından ? Tutsak edilemez ya düşünceler ! Paslı kilit ve demirlerle çevrili Olsa da odam Sınır tanımaz hayaller... BENZERLİK Bahar gelmiş ak topraklar yeşermiş Ak gönülde doğan ümitler gibi. Yükseklerde donan karlar erimiş Sabrın karşısında zulümler gibi. Çağıl çağıl sular akar dağında Türlü çiçek açmış yurdun bağında Kuzular meleşir yayla çağında Güzel yarınları müjdeler gibi. Meyveye dönüştü nar çiçekleri Bahara işaret kar çiçekleri Ufukta boy verir nur çiçekleri Ülkümün güneşi doğuyor gibi. Tomurcuklar patlamanın çağında Bülbül gonca bekler gönül bağında Bahardan habersiz yurt ocağında Mahkum bahar bekler bülbüller gibi. GÜL VE SABIR Gül gül açmış tabanlar Güller suya hasret Güle tuz suya ateş Direnmek hayata eş Kurumuş dudaklar Bir damla suya hasret Su vücutta buz Karar ver ve sus Karanlık bak ufuklar Gözler ışığa hasret Gözde kırmızı tülbent Düşün diren ve sabret Bağlı tavanda kollar Vücut sıcağa hasret Titre ceryan gereği Direnç gelin çiçeği Bitti beden direnci Bir baygın ana hasret Ruh bedenin gerçeği Direnç iman ölçeği “Gençliğim?” dedim “Ver!” dediler. “İstikbalim?” dedim “Yok!” dediler. “Kanım?” dedim “Dök!” dediler. “Canım?” dedim “Milletin” dediler. Sevdim !... “Suçtur !” dediler. Ve Çığlıkla yarıldı karanlık Sevgimi Çarmıha gerdiler... GÜZEL ÇOCUK Cemal ve Muhsin’e /10 Şubat 1986 Bir tomurcuk nasıl açar Sen de öyle açıyorsun. Allı morlu güller gibi Etrafa renk saçıyorsun. Hele dik durmayı başar Başlayacak bir koşucuk Değişiyorsun Güzel Çocuk... Bilmediğin bu dünyaya Bilmem nasıl bakıyorsun. Yumuk yumuk gözlerinle Gülücükler döküyorsun. Hele biraz tanı şöyle Dağıtmazsın mavi boncuk Değişirsin Güzel Çocuk... Ömürler de mevsim gibi Yeşillenir solar bir gün. Ana baba kardeş nine Kucak kucak dolar bir gün. Bu mevsim de çabuk geçer Şurda kaldı bir oyuncuk Değişiyorsun güzel çocuk... Billur bardakta su gibi Saf ve temiz duruyorsun. Renklerle dolu alemi Kendin gibi görüyorsun. Gece doğan ay gibi Dağıt etrafa mutluluk Değişme sen Güzel Çocuk... Bakarsın ki alem başka Seyredersin şaşa şaşa. Hayatta ne çirkinlikler Yolun keser koşa koşa. Çağır sende güzel aşka Duyma kimseye burukluk Değişme sen Güzel Çocuk... Sen bilmezsin bu dünyada İhtiraslar kinler de var. Aman düşmesinler yana Sevgiye açılan kollar. Gönüllere giden yolda Sevgi topla soluk soluk Değişme sen Güzel Çocuk... Vatanbayrak aşkıyla yan Allah için olsun sevdan Halk içinde Hakk’ı ara Daima sen Hakk’a dayan. Bahar geldi renkli rüyan Solmasınlar uçuk uçuk Değişme sen Güzel Çocuk... Ağlarsın vatan bağında Gülbelki gülmez yüzüne. Aç diye yüz sürersin de Diken batırır özüne. Çile çekümitle bekle Bir gün açar o tomurcuk Değişme sen Güzel Çocuk... Her şeyi var eden Allah’tan En güzel bir numunesin. Unutma ki sen ruhunla Meleklerin üstündesin. Bizi bize hatırlatan Tanrı’dan armağan çok Değişme kal aman Çocuk! Değişme kal aman Çocuk! BIRAK ve BAK “Ne olurdu”ları bırak Sil banda yazdıklarını doğru yanlış. Örseleme alın yazılarını Olan olmuş... Dönme geri ileri bak Giden gitmiş ! Bak ufukta bir güvercin Dalış yapıyor boşluğa. Coşsun içinde sevincin Kavuşuyor sonsuzluğa... AZİZ OL Haziran 1985 (Aziz Amca’nın vefatı) Sağnak sağnak rahmet iner Yağmur aziz su azizdir. Duyduk ki Hakk’a yolcu var Giden yolcu Can Aziz’ dir... Boyun büktük kalktı eller Dua aziz söz azizdir. Rahman’ dan rahmet umulur Yüce Mevla çok azizdir. Erenler Hakk’ a çağırır Bu yol azizler yoludur Mahşerde divan kurulur Aziz olanlar kurtulur... GÖRSÜNLER Yalnızlığınıza aldanmayın Bu çileli yolda Göz yaşlarınızı sevgi pınarı yapın Akıtın göklerinize Karşılık beklemeden sevin Sevin birbirinizi Ta ki ayrık otları kavrulsun Yansın sevgi ateşinizde Her gün biraz daha yeşersin Kırılan dallarınız Gönül gölgesinde Durmadan dallarınızı koparsalar da Siz çınar olun sarılan gövdelerinizle Artık ulaşamasınlar Yeni filizler verin yükseklerde Gölge olsun pençe pençe yapraklarınız Dipten sürecek yeni sürgünlere Dökülsün kabuklarınız bakmayın Tırnaklayan hoyrat ellere Özsuyunu akıtın siz kesilen dallarınızın Karışıp yeni bir toprak yayılsın yere Aşı yapın yeni sürgünlerden Birbirinizin kesik gövdesine Karışsın özünüz özünüze Bir renk çeşnisi kaplasın Ufukları güneşin aydınlığında İlahi Nizam’ ın ormanını görsünler Yarınları yansıtan dallarınızda Köklerinizle öyle sarın ki arz kabuğunu Bu ormanda Bir tek ulu çınarı Ülkü çınarını görsünler ÇAĞRI /Bulgaristan Türklerine İthaf/ Nisan 1985 Sen gittin ayrılık rüzgarı içimi dağlar Bahar dolu kırlarda şimdi bir hazan ağlar. Bahçemde güller soldu açmıyor tomurcuklar Bu öyle bir sonbahar ve gözümde yaşlar var. Papatyalar buruşmuş artık sen yoksun diye Kara dumanlar çökmüş o yemyeşil vadiye. Sensizliğin engeli bağladı tüm hayatı Koşmuyor yele karşı yarışan gönül atı. Bize göz kırpan mehtap şimdi artık bir kaçak Kara yel döndürüyor her şeyi salkım saçak... Kubbe-i elvan’ımı kaplamış kızıl örtü Ne çağlayanlarda var ne göklerde gürültü. Camiler boş ezansız semalarsa matemli Rahmete hasret kaldım sen buradan gideli. Yeter artık sevdiğim çektirdiğin bu cefa Beklemek kader mi ki yoldan gelmedin hala? Aldığım nefesimdin hayatımdın canımdın Kalmadı güzelliklergüzellik sultanımdın. Ay’ım gün’üm doğmuyor ardından gitti gider Sensiz dünya zindan suna boylum gel yeter... Bir şafak müjdesi ol gel gülelim yeniden Taç yapayım başına peygamber çiçeğinden. Gel artık mor sümbülle dolsun karlı dağlarım Açılsın meydan yeri çekilsin halaylarım. Kopuzlarda destanım söylesin dilden dile Kavim - kardaş kavuşsun tel örgüsüz bir il’e. Yıllardır bağrımın sıcağında sakladığım Benim gibi aşkından yanan solan bayrağım Dalgalansın yurdumun üstünde dileğince Nur içinde parlasın hilalim gündüz gece... Bir şafak müjdesi ol gel gülelim yeniden Rodop’ta ve Kafkas’ta Tibet’te ve her yerde Parçalansın ufkumda gerili kızıl perde. Dirilsin steplerde ezan sesi yeniden Gel benim Hürriyetim! Ayrı yaşanmaz senden... “GÜN” DUYGULARI Şehadetinden 5 yıl sonra Rahmetli Gün SAZAK’ ın ardından 1985 Mamak O gün gün batarken akşamın kızıllığında Gündüzde gün aradık güne giden yollarda. Herkese rahmet gibi ışıklar saçan “GÜN”e Bir kızıl namlu çevirdi kıpkızıl eller yine. Kapandı Ayrancı Yokuşu’nda yollarımız Gün battı Gün’le birlikte karardı dünyamız. Kan düştü Mayıs’ın şiirsel sessizliğine Dudaklar kıpırtılı koştuk hastanelere. Teselli aradık nafile koridorlarda Ve gerçeği zorladık sorduk sorduk bir daha. Yana düştü bahara açılan bileğimiz Ateş düştü acıyla burkuldu yüreğimiz. Yükselen tekbirlerle sanki birer yürektik Vakar ve sessizlikte senden güzel örnektik... Omuzlarda bir bayrak gibiydin temiz ve saf Binlerce ülküdaşın ardında dizildi saf saf İmamın sorusuna ta yürekten bağırdık Senin iyiliğini biz nasıl sayacaktık ! Duayla yıkadık kefenledik o güzel bedeni Müşfik bir sıcaklıkta ak toprak sardı seni. Çelebi halinle gönüllerde “Gün Ağabey”din Gün gibi aydınlık ve gün gibi abideydin. İnsanlık idealin ne kadar da büyüktü Sevgi dolu kalbine bir damlacık kin yüktü. Canım Gün Ağabey’im! Ardınca yaslar tuttuk Ağladık yeminler ettik ve çabucak unuttuk... Çünkü seni anlamayacak kadar küçüktük Has bahçede gülistan viranede göçüktük. Anlamamak... Seni kaybetmekten daha acı Anla Mamak! Kalbimiz “Gün”ümüzün muhtacı... “GÜN” DUYGULARI Şehadetinden 5 yıl sonra Rahmetli Gün SAZAK’ ın ardından 1985 Mamak O gün gün batarken akşamın kızıllığında Gündüzde gün aradık güne giden yollarda. Herkese rahmet gibi ışıklar saçan “GÜN”e Bir kızıl namlu çevirdi kıpkızıl eller yine. Kapandı Ayrancı Yokuşu’nda yollarımız Gün battı Gün’le birlikte karardı dünyamız. Kan düştü Mayıs’ın şiirsel sessizliğine Dudaklar kıpırtılı koştuk hastanelere. Teselli aradık nafile koridorlarda Ve gerçeği zorladık sorduk sorduk bir daha. Yana düştü bahara açılan bileğimiz Ateş düştü acıyla burkuldu yüreğimiz. Yükselen tekbirlerle sanki birer yürektik Vakar ve sessizlikte senden güzel örnektik... Omuzlarda bir bayrak gibiydin temiz ve saf Binlerce ülküdaşın ardında dizildi saf saf İmamın sorusuna ta yürekten bağırdık Senin iyiliğini biz nasıl sayacaktık ! Duayla yıkadık kefenledik o güzel bedeni Müşfik bir sıcaklıkta ak toprak sardı seni. Çelebi halinle gönüllerde “Gün Ağabey”din Gün gibi aydınlık ve gün gibi abideydin. İnsanlık idealin ne kadar da büyüktü Sevgi dolu kalbine bir damlacık kin yüktü. Canım Gün Ağabey’im! Ardınca yaslar tuttuk Ağladık yeminler ettik ve çabucak unuttuk... Çünkü seni anlamayacak kadar küçüktük Has bahçede gülistan viranede göçüktük. Anlamamak... Seni kaybetmekten daha acı Anla Mamak! Kalbimiz “Gün”ümüzün muhtacı... DOST DEDİĞİN “Diyorlar ki: Dostun sana Ya faydası ya zararı olmalı...” Bilmeli: Dost dediğin akıp giden hayata Renk çeşnisi verecek hoş bir nefes katmalı. Bazen meçhul bir sevda ya bir gaye uğruna Fırtınalı boralı bir şeyler yaşatmalı. Bazen de çekip seni o kendi dünyasına Başını kapısından içeri uzatmalı... Dost denir mi seninle gülene ağlayana Ağlayınca güldürüp gülünce ağlatmalı. Gün gelir de gidersen gelmezler diyarına Aramalı sormalı... Ayrılığı tatmalı. Kaderiniz fırlatsa ikinizi bir yana Yokluğunda anmalı yanmalı sızlatmalı... Çöllere düşmüş ise gönül verip Leyla’ya Seni yanında bulup ellerini tutmalı... Eğer muhtaç olursan bir lokma bir hırkaya Sofranda kuru ekmek tuzu katık olmalı. Yahut içten gelerek dertle pişmiş aşına Alnının teri ile birkaç tas su salmalı. Söz gelimi yılanlar akıtsa zehri sana Dost dediğin hemence bir panzehir bulmalı... Kaderin düşürmüşse seni kara zindana Yaşadığın hayatı o da zindan bilmeli. Cellatlar takar olsa yağlı ipi boynuna Geride kalanlara bir arka dağ kalmalı. Atılırsa cesedin kimsesiz mezarına Taşını doğrultacak bir vefası olmalı... Birileri bir cephe bir harp açmışsa sana Sadece Allah için yalın kılıç dalmalı... Çıkmışsanız birlikte bir istikbal yoluna Seni yaya bırakıp o bir ata çıkmalı. Bir gün ortak ederek kendi acılarına Belalara sokmalı ve başını yakmalı. Dayanmalı her daim sabır gerek nazına Bazen iltifat edip bazen başa kakmalı... Dost denir mi efendim öyle kupkurusuna ! Birazcık bulaşmalı ve birazcık kokmalı. Hakkı hukuku vardır bir dostun bir dostuna Dost kalpler birbirine dostça dostça akmalı. Göçerse birden bire erişip de o ana Ödenecek senetler bonolar bırakmalı... Dost dediğin kişinin anlayacağın sana Ya faydası olmalı ya zarara sokmalı... SEVGİLİ ÜLKÜM Geçmişi bıraktım geleceğe bakıyorum Sabit ve kararlı... Dökülmüş tavandaki her çizgiden Uzun uzun yollara gidiyorum. Gözlerim ufuklarda kaybolmuş Saatlerce ranzamda uzanıyorum... Ne fazla ne eksik iki metrekareden Hücrem Dar mı geniş mi anlamıyorum. Gezsem de iki adım yatsam da Ben burada kalıyorum. Ne geçmişin muhasebesi ne haldeki zulüm Ben ümit dolu geleceği düşünüyorum... Benim ülküm madde mi ki! Taş demir ve duvarlarla çevriliyorum; Zulmün en koyu karanlığında Maverada yaşıyorum... Bakıyor bir sonsuzluğa gözlerim Karanlığı yırtarcasına Ümitlerim yol yol açılıyor Birleşiyor bir mercekte; Ufkumdaki sevgiliyi resm ediyor Kalbimdeki şekil ve renkleriyle Benimle bütünleşiyor... Sensiz her karanlık Aydınlık sensin. Seninle görüyorum her şeyi Senden ayrı düşünemiyorum... Ümidim hayalim sevgili ülküm Sen bensin ben senim Seni varlığım sayıyorum. Seni sevmek suç olsa da Aşkımı dünyaya haykırıyorum... ![]()
__________________
"ATAM IZINDEYIZ" 1453! Konu Dilsad Hatun tarafından (24.07.2009 Saat 15:37 ) değiştirilmiştir.. Sebep: Arka Arkaya Mesajlar Yazdığınızdan Dolayı Flood Önleyici Devreye Girdi.Mesajlar Sistem Tarafından Otomatik Olarak Birleştirilmiştir.. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#2 |
Usta Yiğido
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdurrahman 58 Şuan
![]() Son Aktivite: 17.06.2016 17:24
Üyelik Tarihi: 15.06.2006
Yaş: 36
Mesajlar: 4.132
Tecrübe Puanı: 1129
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Emeğine sağlık gönüldaşım.Allah razı olsun
__________________
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] EZAN DİNMEZ DİYEN,BAYRAK İNMEZ DİYEN,ŞEHİT ÖLMEZ DİYEN BİRİLERİ VAR ...!!! |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#3 |
Moderator
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Salim58 Şuan
![]() Üyelik Tarihi: 11.05.2009
Yaş: 59
Mesajlar: 59.381
Tecrübe Puanı: 10
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
Yazıcıoğlu’nun “Anama Mektup” başlıklı şiiri şöyle; Bugün sekiz mayıs ‘Anneler Günü’ Hatırlanıp kucaklanıyormuş anne ve sevgi Kalplerde şefkatle tam koca bir gün Hatırlanıp kucaklanıyormuş anne ve sevgi. Ben seni bugün hatırlamadım anne Sana karşı sevgim aynıydı yine Benim sevgim sığmaz ki öyle bir gün’e Bir ömür de olsa doyamam sevgine. Her an ruhumu ısıtır sıcaklığın Seni düşünmek bile doyumsuz zevk Acısı derin senden uzaklığın Sensin benim dünyama ışık ve renk… Özledim ışıl ışıl sevgi dolu gözlerini Ne güzeldi göğsüne yaslanıp öyle ağlamak Ellerimle yırtardım o gül yüzlerini Zevk verirdi nasırlı ellerinde hırpalanmak. Yine arıyorum dostluk dolu o yüzün Hep ben muhtaçtım sana yine muhtacım Aşkımı, sevgimi gösteremedim bir gün Saçlarım ağarsa da hep sana muhtacım
__________________
Asil İnsan İdare Eder, Aciz İnsan Şikayet Eder, Basit İnsan İftira Eder, Dürüst İnsan Sabreder... |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#4 |
Navigator
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kardelencicegi Şuan
![]() Üyelik Tarihi: 27.10.2008
Yaş: 58
Mesajlar: 48.623
Tecrübe Puanı: 5494
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() DOST DEDİĞİN
“Diyorlar ki: Dostun sana Ya faydası ya zararı olmalı...” Bilmeli: Dost dediğin akıp giden hayata Renk çeşnisi verecek hoş bir nefes katmalı. Bazen meçhul bir sevda ya bir gaye uğruna Fırtınalı boralı bir şeyler yaşatmalı. Bazen de çekip seni o kendi dünyasına Başını kapısından içeri uzatmalı... Dost denir mi seninle gülene ağlayana Ağlayınca güldürüp gülünce ağlatmalı. Gün gelir de gidersen gelmezler diyarına Aramalı sormalı... Ayrılığı tatmalı. Kaderiniz fırlatsa ikinizi bir yana Yokluğunda anmalı yanmalı sızlatmalı... Çöllere düşmüş ise gönül verip Leyla’ya Seni yanında bulup ellerini tutmalı... Eğer muhtaç olursan bir lokma bir hırkaya Sofranda kuru ekmek tuzu katık olmalı. Yahut içten gelerek dertle pişmiş aşına Alnının teri ile birkaç tas su salmalı. Söz gelimi yılanlar akıtsa zehri sana Dost dediğin hemence bir panzehir bulmalı... Kaderin düşürmüşse seni kara zindana Yaşadığın hayatı o da zindan bilmeli. Cellatlar takar olsa yağlı ipi boynuna Geride kalanlara bir arka dağ kalmalı. Atılırsa cesedin kimsesiz mezarına Taşını doğrultacak bir vefası olmalı... Birileri bir cephe bir harp açmışsa sana Sadece Allah için yalın kılıç dalmalı... Çıkmışsanız birlikte bir istikbal yoluna Seni yaya bırakıp o bir ata çıkmalı. Bir gün ortak ederek kendi acılarına Belalara sokmalı ve başını yakmalı. Dayanmalı her daim sabır gerek nazına Bazen iltifat edip bazen başa kakmalı... Dost denir mi efendim öyle kupkurusuna ! Birazcık bulaşmalı ve birazcık kokmalı. Hakkı hukuku vardır bir dostun bir dostuna Dost kalpler birbirine dostça dostça akmalı. Göçerse birden bire erişip de o ana Ödenecek senetler bonolar bırakmalı... Dost dediğin kişinin anlayacağın sana Ya faydası olmalı ya zarara sokmalı...
__________________
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | Arama |
Stil | |
|
|
![]() |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Bir Dava Adamı Muhsin Yazıcıoğlu | fırtına110 | Sivas şiirleri | 1 | 15.06.2009 15:48 |
MUHSİN YAZICIOĞLU | kayaturan58 | Sivas şiirleri | 9 | 05.06.2009 14:45 |
Türk Solundan Yazıcıoğluna Çirkin Saldırı. | sivaslıgenç | Serbest Kürsü | 66 | 24.05.2009 16:57 |
Muhsin Başkana Son Görev | Sivaslilar.Net | Anasayfa Haberler | 16 | 01.04.2009 17:21 |