Forum - Ana Sayfa Takvim S?k Sorulan Sorular Arama

Zurück   Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar > DİN BÖLÜMÜ > Menkıbeler & Dini Hikayeler
SİTE ANA SAYFA Galeri Kayıt ol Yardım Ajanda Oyunlar Bugünki Mesajlar

Menkıbeler & Dini Hikayeler (Menkıbeler & Dini hikayeler burada)



Son 15 Mesaj : Atatürk'ün Çocukluğu'na Ait Hikayeler           »          Şehzade Osman           »          Hatıra defteri           »          Antilop İle Akrebin Dostluğu           »          Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 2           »          Sitemizin Ozanları           »          SEVDİM İŞTE....           »          NEFRET ETTİM İŞTE!!!!!           »          AFORİZMALAR (SAÇMALAMLAR)-1           »          SEÇKİNLER/SEÇİLMİŞLER DÜNYASI           »          Hatalarımızdan Dersler Alabilmek Ümidiyle.           »          Araf Suresi 172-173. Ayetler.( Ben Sizin Rabbiniz Değil Miyim)           »          İnancımızı Kullananların Artık Tuzağına Düşmeyelim.           »          ULAŞ-Yapalı           »          TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR PAYLAŞIMAZ
Cevapla
 
Seçenekler Arama Stil
Alt 16.03.2009, 18:55   #1
MeLody58
Usta Yiğido
 
MeLody58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
MeLody58 Şuan MeLody58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 02.06.2015 17:15

Üyelik Tarihi: 02.08.2008
Mesajlar: 2.608
Tecrübe Puanı: 886 MeLody58 COK SEVILEN BIR KISIMeLody58 COK SEVILEN BIR KISIMeLody58 COK SEVILEN BIR KISIMeLody58 COK SEVILEN BIR KISI
Standart Hz Vahşi için inen 3 ayet

HEPİNİZ "Vahşi"yi bilirsiniz. Adını duymuşsunuzdur veya en azından belleklerden silinmeyen ve müthiş bir yapım olan "Çağrı" filminde onu izlemişsinizdir. O bir köledir ve iyi mızrak atar. Siyah renkli olan bu köle "Uhud" harbinde Hz. Hamza’yı sinsice takip eder. Görevi bu. Aslında kölelikten kurtulma yolunda bu. Hz. Hamza’yı şehit ederse hürriyetine kavuşacak.

Vahşi, Uhud meydanında saatlerce Hz. Hamza’yı kollar. Mızrağı atacağı ortamı bekler. Nihayet karşısına çıkamadığı Hz. Hamza’yı uzaktan attığı mızrakla şehit eder. Hz. Hamza, Hz. Peygamber’in hem amcası hem de sütkardeşiydi.

Hz. Hamza’yı şehit eden "Vahşi", ismine uygun bir şekilde Hz. Hamza’nın karnını ve göğsünü bıçakla parçalar ve iç organlarını Uhud’un kumlarına döker. Daha kötü ve iğrendiren şeyler de yapar. Ama kalem bu kadarını yazabiliyor. Ötesini yazamıyor.

* * *

Uhud sonunda Hz. Peygamber, şehitleri ve yaralıları dolaşır. Kendisi de yaralıdır. O gün çok ağlar. Hele Hz. Hamza’nın başındayken belki ilk kez hıçkırıkları yükseldi. Sadece Hz. Hamza’yı kaybedişine değil, tek başına kaplan avına çıkabilecek kadar yürekli olan bu insana yapılana tahammül edemez. Hatta orada yemin eder, ben de yetmiş kişiye misliyle karşılık vermeye müsaade edeceğim, diye. Ama hemen akabinde inen ayetler bu karşılığı yasaklar (İbni Sa’d, et-Tabakat 3, 5, 13, 14).

İnen ayetler, aşırı gitmeyi yasaklayan ayetlerdir (Neml, 126). Hz. Peygamber bundan dolayı sabretmiş, daha sonra kefaret ödemiştir (İbni Sa’d, et-Tabakat, el Kübra’e, 3, 5, 11). Aslında sadece bu olay Kuran-ı Kerim’in vahiy ürünü olduğunun en açık belgesidir. "Allah’ın Aslanı" olarak anılan Hz. Hamza ve benzerleri hakkında "Allah’ın yolunda öldürülenleri ölü sanmayın" (Ali İmran, 169) ayeti iner.

Aslında bu yazıda anlatacağım konu, bu ayrıntıdan sonraki satırlardır. Ama sanıyorum baştaki satırlar olmasaydı şimdi yazacaklarım tam anlaşılamayabilirdi. Hz. Hamza’nın katili olan "Vahşi", sonradan Müslüman olmak istediğini fakat "şirk yapanların, katillerin ve zinakárların" azaba uğrayacağı şeklindeki ayetlerden korktuğunu iletir. Vahşi’nin hakkında üç ayet arka arkaya iner (Belli bir zaman içinde).

Olay şöyle gelişir: Uhud harbinde Peygamber Efendimizin amcası Hz. Hamza’yı (RA) şehit eden Vahşi, Resulullah Efendimize, "Ben Müslüman olmak istiyorum. Ama Kuran’da ’Ve onlar ki Allah’ın beraberinde diğer bir ilaha dua etmezler, Allah’ın haram kıldığı nefsi haksız katleylemezler ve zina yapmazlar. Her kim de bunları yaparsa ağır cezaya çarpar’ (Furkan, 6) ayeti beni İslam’dan men ediyor. Zira ben sayılan bu üç günahın hepsini yaptım. Benim için bir tövbe imkánı var mı?" diye Mekke’den bir mektup yazdı.

Bunun üzerine Furkan Suresi’nin, "Ve her kim tövbe edip de salih amel işlerse o muhakkak Allah’a makbul olarak döner" mealindeki 71. ayeti kerimesi nazil oldu. Peygamber Efendimiz (SAV) bu ayeti kerimeyi Vahşi’ye yazıp gönderdi.

Vahşi, "Bu ayette iyi amel yapma şartı var. Ben iyi işleri, amelleri belki yapamayabilirim. Başarılı olabilir miyim bilmiyorum" diye bir mektup daha yazdı.

Bunun üzerine, "Doğrusu, Allah kendine şirk koşulmasını mağfiret etmez, ondan berisini dilediğine mağfiret buyurur" (Nisa Suresi, ayet 4) mealindeki ayeti kerime nazil oldu. Peygamber Efendimiz, bu ayeti kerimeyi de Vahşi’ye yazdı.

Vahşi tekrar, "Bu ayeti kerimede de Allahu Teala dilediğine mağfiret eder şartı var. Allah (CC) beni bağışlamayı diler mi, dilemez mi bilmiyorum" diye yazınca, "Ey nefisleri üzerinde israfta bulunmuş kullarım! Allah’ın rahmetinden ye’se (ümitsizliğe) düşmeyiniz. Şüphe yok ki, Allah günahların hepsini mağfiret eder. Muhakkak ki o çok gafur ve rahimdir" (Zümer Suresi, ayet 53) mealindeki ayeti kerime nazil oldu.

Resulullah Efendimiz, bu ayeti kerimeyi de Vahşi’ye bildirdi. Vahşi bu ayeti kerimede hiçbir şart bulamadı ve Medine-i Münevvere’ye gelip Müslüman oldu.

* * *

Hz. Hamza (RA) gibi bir insanı şehit eden bir köleye, insan olduğu için verilen değer. Bu kişi hakkında tam üç ayet iniyor ve Hz. Peygamber, Vahşi’ye engel olmuyor, olamıyor. Çünkü vahiy inince, aradan perdeler, aracılar ve talepler kalkar. Yüce Allah konuşur, emreder. Bu olaydan sonra Vahşi, bizim için Hz. Vahşi’dir. Sahabidir. Saygıyla anılır. İşte bu kadar, ötesi yok.

Bu olay insanlık için başlı başına bir ibret vesikasıdır.
MeLody58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 16.03.2009, 19:10   #2
MeLody58
Usta Yiğido
 
MeLody58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
MeLody58 Şuan MeLody58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 02.06.2015 17:15

Üyelik Tarihi: 02.08.2008
Mesajlar: 2.608
Tecrübe Puanı: 886 MeLody58 COK SEVILEN BIR KISIMeLody58 COK SEVILEN BIR KISIMeLody58 COK SEVILEN BIR KISIMeLody58 COK SEVILEN BIR KISI
Standart Cevap: Hz Vahşi için inen 3 ayet

Bize bu imkanı veren Yüce Allah(cc)'a hamd, Alemlerin efendisi
Hz.Muhammed (sav)'e, onun aile ve ashabına salat ve selam olsun !
Bütün peygamberlere ve Allah dostlarına da selam olsun !
Bütün mü'min kardeşlerimizede selam olsun !
MeLody58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 16.03.2009, 19:59   #3
MeLody58
Usta Yiğido
 
MeLody58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
MeLody58 Şuan MeLody58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 02.06.2015 17:15

Üyelik Tarihi: 02.08.2008
Mesajlar: 2.608
Tecrübe Puanı: 886 MeLody58 COK SEVILEN BIR KISIMeLody58 COK SEVILEN BIR KISIMeLody58 COK SEVILEN BIR KISIMeLody58 COK SEVILEN BIR KISI
Standart BİR SOFİNİN HİKAYESİ



--------------------------------------------------------------------------------

Gaflet içinde geçen hayatının dönüm noktası olmuştu Tövbe-i Nasuh.
Sofi henüz yeni tarikat almış günahlarından arındığını,kaderinde temiz bir sayfa açıldığını hissediyordu sanki....

Elini uzattığı vekilin aslında kimin eli olduğunu düşünüyordu. Söylerken ürpermişti o cümleyi...
".....Seyda Hz.'ni kendime Mürşid kabul ettim."
Merak ediyordu kendisinin elinden tuttuğu Mürşidini, Suretini,Cemalini...
Gün geçtikçe bu merak tarifi imkansız bir hal almaya başladı. İçinde birşeyler değiştiğinin farkındaydı Sofi. O'nu görmek arzusu kaplamıştı tüm bedenini. Sanki biri " Hadi" dese kuş gibi
uçup konacaktı O Gül'ün bahçesine. Dua...Dua....

Ve birgün tövbe aldığı Vekilden haber geldi. Vuslat vakti gelmişti..Müthiş bir heyecan kaplamıştı Sofiiyi..Sanki bedenini ateşlere atmışlar da o da haberin sarhoşluğuyla hiçbirşey hissetmiyor gibi.Sanki kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu....Ağladı..Titredi... Şükretti.
Zor olmuştu birkaç gün beklemek ama nihayet Sevgili'ye kavuşma vakti gelmişti.
Sofi sünnet üzere evden çıkmadan gusül abdesti alıp iki rekat namaz kıldı.
Niyetim allah rızası için,Allah'ın dostunu görmeye gitmektir. Rabbim sen utandırma diye dua etti..Yola koyuldular.

Otobüs Sofilerle dolmuş adeta bir bayram havası vardı otobüste... Sofi şaşkın ama halinden memnundu...Daha önce hiç böyle bir yolculuk yapmamıştı...İlahiler....Sohbe tler....Namaz molaları...Muhabbetten yada sevinçten ağlayanlar...Söylenen ilahilerden etkilenip cezbelenenler...Rabıtaya girib kendinden geçenler....
Yolculuk devam ederken görevli vekil ilk defa gidecek olanlara ziyaret adabını anlatıyor.
Sofi pür dikkat olmuş vekili dinliyor...İyice anlamıştı...
Ama yollar bitmiyor...Uzadıkça uzuyor.....Yol kısaldıkça Sofinin sabrı kısalıyor...
Ah bitmiyor yol sanki otobüs geri geri gidiyordu.Sofi hep düşüncede..Yola çıktık ama acaba oraya varabilecekmiyim...Ya gidemeden başımıza bir kaza gelirde O'nu görmeden ölürsem..
Yada gittik farzedelim..Ya oraya varınca Sultanım bana himmet etmezde herkes nazarla yanarken ben sönmüş mum gibi olursam..Bir ara boşluğa düştü sofi...Gözlerinden sicim gibi yaşlar boşaldı..Öyle ağlıyordu ki Sofi, onun bu ağlayışını gören yolcu kafilesi kendilerini tutamayıp onlarda ağladı...Otobüsten hasret ve yanık kokuları yükseliyordu sanki....
Sofi yolculuk bitene kadar bu hal üzere sebat etti...

Nihayet yol Adıyaman il sınırına vardı. Tabelayı gören Sofinin kalp atışları da hızlanmıştı..
Durak durak ilerliyorlardı Menzil'e....Yol uzadı, uzadıkça uzadı...Kahta'ya vardıklarında artık Sofide derman kalmamıştı. Ağlamaktan şişmiş gözleri her durağa acaba burası Menzil'mi diye bakmaktan yorgun düşmüştü.

Veeeeeeeee...
Beklenen an gelmiş sonunda Sultanın köyü görünmüştü. CAminin minaresi, beyaz kubbeler....Markadın parlayan ve sanki bir elması andıran işlemelri...Sofiyi cezbetmişti bu görüntüler. Otobüs iyice yaklaştı herkeste bir telaş, kavuşmanın vermiş olduğu bir heyecan vardı.Sofiler kendini kaçırırcasına atıyorlardı otobüsten Sofi köyün güzelliğinin sarhoşluğundan kurtulamamıştı daha...Şaşkın şaşkın bakıyordu telaşlanan sofilere biraz da acemiliğin vermiş olduğu bir hava vardı üzerinde.
En son O indi otobüsten önce bir şöylece baktı etrafını iyice süzdü çok beğenmişti Menzil köyünü.her taşını selamladı kalb dili ile.
Kapının önünde iki görevli karşılıyordu gelen kafileleri....Sofinin şişmiş gözlerini gören görevliler hemen sarılıp hoşgeldiniz dediler...Nerelerdesiniz biz de sizi bekliyorduk....
Sofi bir anlam verememişti...Sadece bakmakla yetindi görevlilere...

İçeri girdiğinde kalabalık başını döndürdü...Hemen görmek istiyordu Sultanını....O güzeller güzelini...Ama kafileyi kaybetmemek için onların peşinden gitti...Hemen şükür namazı kılıp şükretti Allah 'a (c.c.)

İkindi ezanı henüz okunuyordu...

Daha sonra görevli sofilerin sesi duyuldu...

" Sofileeeeeerrr. Seyda Hz. camiye teşrif edecekler.Herkes yerini alsın kurbanlar .Haydiiiiiiiii"

Sofi birdenbire toparlanıp adeta bir yıldırım gibi fırladı. Abdestini tazeledi kafileyi unutmuştu bile...herkes gibi O da görmek için sabırsızlanıyordu Sultanını...En iyi görebileceği biryerden yer tutmuştu kendine.....Ezan bitmişti....
Ve sofiler pür-adab.... Herkes 25 Estağfirullah çekip kalbini bağlamıştı Rabıta-ı Şerif'e kimbilir ne sesler yükseliyordu o gönüllerden ve hepsini duyuyordu Allah'ın izniyle Sultan..
Sofi de diğerleri gibi Rabıta da idi.
Sesler kesildi....Kocaman bir sessizlik....Adeta herkes birbirinin nefes alıp- verişini duyuyor.....
Adeta kalbler yerinden çıkacak gibi atıyor...Sofi kalbten yalvarıyor....

Gel artık Gel......Gel artık Ey Gönlümün Sultanı.....Gel de bitir hasreti....
Nazarını esirgeme bu günahkardan...

Ve....

Sultan görünür kapıdan....O an bütün yürekler durmuş...O an hiçbirşey akılda yok...
O an aşığın yandığı andır.
Allah'ım O ne güzelliktir....O ne nurdur akan yüzünden....O ne emsalsiz endamdır Ya Rabbi..
Yürekler uçtu..Gönüller sarhoş oldu...Gelen Asrın evliyası...GElen Gönüller Sultanı...
Gelen Allah 'ın Dostu Sultan Abdulbaki hazretleri....

Yürürken Gül-i Muhammedi, okudu kalblerden geçeni tek tek...Kimine nazar lutfeyledi..Kimini imtihana sevk etti...Bizim sofi bakalmıştı Sultana aaaaahhhhhhhh dedi. Biliyordum ama şimdi daha iyi anladımki O hakikaten Allah (c.c.) dostudur.
Peygamber s.a.v.'in dediği gibi " gerçek Allah dostları o insanlardırki baktıkları zaman size Allah'ı hatırlatırlar"
Sofi de öyle olmuştu önünden geçerken Sultanlar Sultanı...Derinden Aşk ile Allah demeyi bilmişti kalbi.Namaz bitmişti...Sofi de bitttiiiiii.
Giderken Seyda Hz. evine arkadan masumane bakışı vardı...Gözyaşlarıyla arkadaş olmuştu sanki...Daha sonra hatme, Tövbe-i Nasuh, akşam namazı, rabıta, adab derken sofi iyice yorulmuştu.
Ama uyku ne gezeeeeeeeeerr...Gece olmasını bekledi o vakte kadar Kur'an okudu...namaz kıldı...Sonra dayanamayıp attı kendisini Sultanın kapısına....ağladı ağladı...Görevlilere yalvardı açın ne olur kurban...Ne olur açın Sultanımı göreyim...Ne olur izin verin...
Görevli olmaz kurban dedi..Buna izin yoktur...
Sofi artık öyle olmuş ki...SAnki biri dese Seyda için ölürmüsün? Sofi oracıkta canını verecek gibi..
Yalvarışlar....Yakarışlar....S ultan'ın defalarca kapanan kapısı...Reddetmekten vazgeçmeyen görevli Sofiler....
Sofi dayanamayıp başını yaslıyor Sultanın kapısına...Herkes yerinde...adablar yapılmış...
Kimsecikler yok görünürde...Bir Sofi bir de karanlık gökyüzü...
Kalbten çekti tek tek 25 kere Estağfirullah.....Bağladı kalbini Sultan'ın kalbine...
Yalvardı hal diliyle gönüller Sevgilisine...
"Sultanım...beni bana bırakma...Ne olur acı bu garib Sofinin haline...Ne olur lutfet huzuruna kabulü..Şu gecenin karanlığından daha da çok benim içimdeki karanlık...Lutfet de Nur'unla aydınlansın bu kararmış gönül...." Yalvardı....Yalvardı...Yalvard ı...Bu hal üzere ne kadar kaldı bilinmez...Bir zaman sonra Sultan'ın kapısı aralandı...
Görevli Sofi gülümseyerek Gel dedi..Bu akşam Sultanın kapısında uyuyacaksın...
Sofi bir ara kendinden geçer gibi oldu...Sonra kendini toparladı..Bismillah deyip adımını attı içeri...
Daha girmeden Gül kokusu sardı her yerini...
Ağlayan Sofiye baktı görevli...Eline bir yastık birde battaniye tutuşturdu ve onu..Sultan'ın kaldığı odanın önüne getirdi.
Dedi ki; Sofi ne mutlu sana sen bu gece burada uyuyacaksın...Ama sakın adabsızlık etme..Sultanın kapısına dokunma...
Sofi başını öne eğerek peki dedi...Görevli gitti...Sofi ne yapacağını şaşırmıştı..
Evet içeri girdi ama Sultanı göremiyordu ki..Şükür deyip serdi battaniyesini yere yastığına koydu başını çekiniyordu Sofi iki büklüm olmuştu adeta...Bir ara dalmıştı Sofi....
Uyku ile uyanıklk arasında bir halde bir ses duydu...
"Ya Rabbiiiiiii Affet....."
Sofi aldırmadı önce...Başını koydu tekrar yastığa tam dalacaktı ki; yine O ses
"Allah 'ım affet...affet Allah 'ım...."
Sofi birden irkildi...Hemen toparlanıp doğruldu...İyice kulak verip dinledi...

" Ya Rabbiiiiiii. Affet affet Sofilerimi Allah'ım....Onları bağışla..Sen affedicisin Sofilerimi affet Allah 'ım"

Evet...
Bu ses Sultan'a aitti...Ağlayan O'ydu...Gecenin bir yarışı aşk ile yandığını sanan Sofi bile uyumuşken uyumayan Allah Dostu idi....
Ya Rabbiii. Sofilerimin günahlarını bağışla...Onları affet Allah'ım...

Bunu duyan Sofi hemen ayağa kalktı. Kapıyı açıp Sultan'ın eteğine yapışmak istedi..Amaaa ne yüzle.....
Gözyaşları oluk oluk akıyordu...Hıçkırıklar boğazına düğümlendi....
Bu hale daha fazla dayanamayan Sofi kendini menzilin yanlız ve sessiz avlusuna attı...
Kimsecikler yoktu etrafta...SAnki taş, yer,, Gök , Menzilin esen rüzgarı bile Affet diye ağlıyordu...
Sofi küçüldü, küçüldü, Bir taş olmak istedi....Toprak olmak istedi...
Çaresiz dizleri üstüne çöküp kaldırdı başını gökyüzüne...
Açtı ellerini Kainat'ın sahibine...
Yalvardı hıçkıra hıçkıra....
Söyledi tekrar Tövbe-i Nasuh'un sözlerini..

Ya Rabbiiiiiii...
Ben pişmanımmm...
Bütün yapmış olduğum günahlardan ben pişmanımmmmmm...
Keşke yapmasaydııımmm...
İnşAllah bir daha yapmayacağım...
Allah'ım sen beni ve bütün sofileri affet...
Gecenin bir yarısı herkes gaflet içinde uyurken, bizim affedilmemiz için ağlayan Dost'unun kapısına bizi layık et...
Bizi affet Dost'unu ağlattığımız içinn..Biz onun gözünden dökülen bir damla yaşa değmeyiz...
Bizi affet Allah 'ım...Sultanımızı başımızdan eksik etme....

Dedi ve yığılıverdi yere...
Kendine geldiğinde Görevli bir sofi ona bakıyordu.
hayırdır kurban iyimisin ne oldu böyle sana...
Sofi cevap verdi...
Elhamdulillaaaaaaahhh. Yaşadığım süre içinde hiç bu kadar iyi olduğumu hatırlamıyorum...

Sultanımın dediği gibi Allah c.c. bizi affetsin....

Alıntı




Allah bu yazıyı yazan kardeşimizden razı olsun
gerçekten RABBİM O KAPIYA LAYIK EYLESİN bütün sofileri inş Amiinnn
MeLody58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 16.03.2009, 21:47   #4
barikat58
Usta Yiğido
 
barikat58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
barikat58 Şuan barikat58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 06.04.2016 17:19

Üyelik Tarihi: 03.01.2007
Mesajlar: 15.450
Tecrübe Puanı: 2222 barikat58 FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: Hz Vahşi için inen 3 ayet

hz vahşi daha sonra peygamberimizin karşısına gelerek müslüman olur peygamberimiz onu affeder ama vahşiye bir rica da bulunur daha bana gözükme der.çünkü çok sevdigi amcasını hatırlar hep
barikat58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 16.03.2009, 22:27   #5
baran_07
Yiğido
NO AVATAR
 
baran_07 Şuan baran_07 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 10.05.2009 00:01

Üyelik Tarihi: 12.02.2009
Mesajlar: 126
Tecrübe Puanı: 612 baran_07 FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: Hz Vahşi için inen 3 ayet

Vahşî, Hz. Hamza'nın Bedir savaşında öldürdüğü Tuayme'nin kardeşinin oğlu olan Cübeyr bin Mutim'in kölesi idi. Habeşli olduğu için, el ile ok ve mızrak atmakta usta idi. Uhud savaşında, Cübeyr buna demişti ki:
- Hamza'yı öldürürsen seni azat ederim!

Daha o zamanlar müslüman olmakla şereflenmemiş olan Ebu Süfyan'ın hanımı Hind de, babasının ve amcasının intikamı için, Vahşî'ye mükâfat vâd etmişti.

Niçin lanet etmiyorsunuz?

Vahşî, Uhud'da taş arkasına pusuya girip, yalnız Hz. Hamza'yı gözetirdi. Hz. Hamza sekiz kâfiri öldürüp, saldırırken, Vahşî mızrağını atarak, onu şehit etti. Sonra, gidip durumu Hind'e haber verdi. Hind sevinip üzerindeki zinetlerin hepsini Vahşî'ye verdi. Daha da vereceğini söyledi.

Uhud savaşında Peygamberimiz birkaç kâfire bedduâ etmişti. ''Vahşî'ye niçin lanet etmiyorsun'' dediklerinde, buyurdu ki:

- Miracda, Hamza ile Vahşî'yi kolkola, birlikte cennete girerlerken görmüştüm!

Hicretin sekizinci yılında, Mekke fethedildiği gün, Vahşî, Mekke'den kaçtı. Bir zaman uzak yerlerde kaldı. Sonra pişman olup, Medine'de mescide gelip, selam verdi. Resulullah efendimiz selamını aldı. Vahşî dedi ki:

- Ya Resulallah! Bir kimse Allaha ve Resulüne düşmanlık yapsa, en kötü, en çirkin günah işlese, sonra pişman olup temiz iman etse, Resulullahı canından çok seven biri olarak, huzuruna gelse, bunun cezası nedir?

Resulullah efendimiz buyurdu ki:

- İman eden, pişman olan affolur. Bizim kardeşimiz olur.

- Ya Resulallah! Ben iman ettim. Pişman oldum. Allahü teâlâyı ve Onun Resulünü herşeyden çok seviyorum. Ben Vahşî'yim.

Resulullah efendimiz, Vahşî adını işitince, Hz. Hamza'nın şehit edilmiş hâli gözünün önüne geldi. Ağlamaya başladı.

Niçin affetmiyorsun?

Vahşî, öldürüleceğini anlayarak kapıya yürüdü. Eshab-ı kiram kılıçlarına sarılmış, işaret bekliyordu. Vahşî, ''Son nefesimi alıyorum'' derken, Cebrail aleyhisselam geldi. Allahü teâlâ buyurdu ki:

- Ey sevgili Peygamberim! Bütün ömrünü puta tapmakla, kullarımı bana düşman etmeye uğraşmakla geçiren bir kâfir, bir kelime-i tevhid okuyunca, ben onu affediyorum. Sen, amcanı öldürdü diye Vahşî'yi niçin affetmiyorsun? O pişman oldu. Şimdi sana inandı. Ben affettim. Sen de affet!

Herkes, ''Öldürün!'' emrini beklerken, Resulullah efendimiz buyurdu ki:

- Kardeşinizi çağırınız!

Kardeş sözünü işitince, saygı ile çağırdılar. Peygamber efendimiz Vahşî'ye, ''affolunduğunu'' müjdeleyerek buyurdu ki:

- Fakat, seni görünce dayanamıyorum, elimde olmadan üzülüyorum.

Hz. Vahşî, Resulullahı üzmemek için, bir daha yanına gelmedi. Mahcup, başı önünde yaşadı. Aynı mızrak ve okla yalancı peygamber Müseyleme'yi öldürdü ve büyük hizmet etti. Hz. Osman zamanında vefat etti.
baran_07 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 16.03.2009, 22:29   #6
baran_07
Yiğido
NO AVATAR
 
baran_07 Şuan baran_07 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 10.05.2009 00:01

Üyelik Tarihi: 12.02.2009
Mesajlar: 126
Tecrübe Puanı: 612 baran_07 FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: Hz Vahşi için inen 3 ayet

selamun aleyküm;
Allah c.c. razı olsun..çok etkileyiciydi gerçekten...Hz. Hamza (r.a)'ın şehit edilmesiyle ilgili Celaleddin Ada'nın "Uhud" adlı ilahisi de konuyu çok güzel anlatıyor..Dinlemediyseniz tavsiye ederim acizane..Selametle kalın..Allah'a emanet olun..



UHUD..

Uhud dağına sancak dikilmis
Cümle Sahabe saf saf dizilmis
Allah bir deyu kilic çekilmiş
Yanar yüreğim gülmezem gayrı
Rabbimin emri böyle yazilmis
Yanar ciğerim gülmezem gayrı



Kızgın çöllerde bir fidan kopmuş
En önde Hamzam cenge tutuşmuş
Şehid olmuş da kumlara düşmüş
Yanar yüreğim gülmezem gayrı
Tam yetmiş aslan, toprağa düşmüş
Yanar ciğerim gülmezem gayrı



Ebu Bekirin, Habeş Bilalin
Gözleri yaşlı tüm Sahabenin
Hamzasiz kalmiş Gül Peygamberim
Yanar ciğerim gülmezem gayrı
Gülleri solmus Can Peygamberin
Yanar cigerim gülmezem gayrı



Kızgın çöllerde bir fidan kopmuş
En önde Hamzam cenge tutuşmuş
Şehid olmuş da kumlara düşmüş
Yanar yüregim gülmezem gayri
Tam yetmiş aslan topraga düşmüş
Yanar ciğerim gülmezem gayrı



Can Hamzalar can
Can Mushabim can
Can Hamza kurban gülmezem gayri

Celalettin Ada
baran_07 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 16.03.2009, 22:31   #7
baran_07
Yiğido
NO AVATAR
 
baran_07 Şuan baran_07 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 10.05.2009 00:01

Üyelik Tarihi: 12.02.2009
Mesajlar: 126
Tecrübe Puanı: 612 baran_07 FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: Hz Vahşi için inen 3 ayet

HAMZA İBN ABDULMUTTALİB (r.a)

(Hz. HAMZA)



Hz. Peygamber'in amcası, Şehidlerin efendisi.

Künyesi; Ebn Ya'la veya Ebû Ammâre; Lakabı; Esedullah (Allah'ın Aslanı)dır. Babası Abdulmuttalib, annesi Hâle'dir.

Hz. Hamza, Peygamberimizin amcalarının en küçüğüdür. Doğumdan bir kaç gün sonra, Peygamberimizi emziren Ebû Lebeb'in câriyesi Süveybe daha önceleri Hz. Hamza'yı da emzirmiş olduğundan, Hamza Peygamberimizin süt kardeşi idi.

Hz. Hamza, orta boylu, güçlü kuvvetli, heybetli, onurlu bir sahabîdir. Hz. Hamza (r.a) iyi bir avcı, keskin nişancı, Kureyş'in en şereflilerindendir. Mazlumlara yardım etmeyi seven cesur bir savaşçıydı. Av dönüşü evine gitmeden Ka'be'yi tavaf edecek kadar kutsal kabul ettiği değerlere saygılı, karşılaştığı şahıslara selâm verip sohbet etmesini seven mürüvvetli bir insandı. Onun gençlik dönemine ait bilgilerimiz yok denecek kadar azdır (İbnu'l-Esîr, İsdit'l-Gâbe, II, 52).

Peygamberimiz yakınlarına İslâm'ı tebliğ etmiş olmasına rağmen, Hz. Hamza henüz müslüman olmamıştı. Ebû Cehil'in Peygamberimize yaptığı bir hakaret sonucunda müslüman olmuştur. Peygamberimiz bir gün Safâ tepesinde iken Ebû Cehil ve arkadaşları onun yanına gelirler. Ebû Cehil Peygamberimize hakaret eder. Abdullah b. Cüdâ'nın câriyesi bu olayı seyredin av dönüşü Kabe'ye uğramayı âdet edinen Hz. Hamza'ya anlatır. Hz. Hamza, eve gitmeden Ebû Cehil'in yanına uğrayarak elindeki yayı Ebû Cehil'in kafasına çalar, başını yaralar ve hakaret eder. Bir gün sonra da Allah Rasûlünün yanına giderek (Bi'set'ten iki yol sonra) müslüman olur.

Hz. Hamza'nın müslüman olması Peygamberimizi çok sevindirmiştir. Onun İslâm'a girmesiyle müslümanlar güçlendi. Müşrikler rahatsız oldular.

Mekke müşrikleri, hicretten sonra da rahat durmadılar. Peygamberimizin ve müslümanların Medine'den çıkarılması için Abdullah b. Übeyy, Hazreç ve Evs kabilesi müşrikleriyle ilişki kurdular. Müslümanların hac yollarını da kapadılar.

Müşriklerin gözlerini korkutmak, Şam ticaret yollarını keserek onları sıkıntıya düşürmek gerekiyordu. Peygamberimiz bu amaçla Hz. Hamza'yı Sifu'l-Bahr'a gönderdi. Otuz kişilik bir kuvvetle Hz. Hamza belirtilen yere vardı. Müşriklerin kervam Sifu'l-Bahra gelmişti. Kervanda Ebû Cehil de bulunuyordu. Üçyüz kişilik bir kuvvetleri vardı.

Hz. Hamza, müşriklerle çarpışmak istiyordu. Yanında bulunan müslümanlar da aynı duyguyu yaşıyorlardı.

Henüz müşrik olan Mecdi b. Amr b. Cühenî bu iki grubun arasına girdi. Hem müslümanlarla hem de müşriklerle görüştü. Sonunda iki tarafı çarpışmaktan vazgeçirdi.

Bundan Sonra Hz. Hamza'yı Bedir savaşında görüyoruz. Bedir savaşında Utbe, Vefid, Şeybe meydana çıktılar. Çarpışmak için er dilediler. Hz. Hamza, Şeybe ile çarpıştı. Bir hamlede Şeybe'yi öldürdü. Daha sonra Utbe'yi ve Tuayma b. Adiyy'i öldürdü.

Hz. Hamza, Bedir savaşında kahramanca savaştı. Allah ve Rasûlünün hoşnutluğunu kazandı.

Bedir savaşında Hz. Hamza (r.a)'nın etkinliği ileri boyutlara ulaştı ve müşriklere karşı amansız bir savaş verdi. Hârisû't-Temîmî, HzHamza'nın Bedir'deki durumunu anlatan bir rivayetinde şöyle diyor: "Hamza b. Apdülmuttalib(r.a)'in, Bedir savaşında üzerinde, deve kuşu olan kim" diye sordu. "Hamza b. Abdulmuttalib" diye cevap verildi. O müşrik: "Ne yaptıysa O bize yaptı" diye mırıldandı" (M. Yusuf Kandehlevi, Hadislerle müslümanlık, ll, 553).

Hz. Hamza, Bedir Savaşını mütekaib Kaynukoğulları gazvesine katıldı.

Peygamber Medine'ye geldiğinde Yahudilerle anlaşma yapmıştı. Yahudiler, Bedir savaşını müslümanların kazanmasını hazmedemediler.

"Siz savaşın ne demek olduğunu bilmeyen adamlarla çarpıştınız" dediler. Savaş için fırsat kollamaya başladılar.

Kaynuka gazvesi'nin genel sebebi bir kadına karşı yapılan terbiyesizliktir. Kadıncağız bazı eşyalarını Kaynuka pazarında sattıktan sonra bir kuyumcuya giriyor. Kuyumcu yahudi kadının eteğinin alt kısmını üst kısmına bir dikenle iğneliyor. Kadıncağız ayağa kalktığında üzeri açılıyor. Utanıyor, sıkılıyor, feryat ediyor, çevresinden yardım istiyor. Kadının yardımına koşan müslümanlar Yahudiyi öldürüyor. Yahudiler de müslümanın başına üşüşüyorlar ve onu şehid ediyorlar.

Öldürülen müslümanın akrabaları Peygamberimizden yardım istiyorlar. Bunun üzerine-Peygamberimiz Yahudilerden antlaşmanın yenilenmesini istedi. Yahudiler Peygamberimizin bu isteğini reddettiler.

Bu olay üzerine Peygamberimiz beyaz sancağım Hz. Hamza'nın eline verip Kaynukaoğullarının üzerine gönderdi. Kaynukaoğulları Yahudileri bekledikleri yardıma kavuşamayınca teslim olmak zorunda kaldılar.

Bedir savaşı'nın acısını unutmayan Kureyşliler yeniden savaş için hazırlığa başladılar. Bir yıl önceki kervanın gelirini savaş için harcamaya karar verdiler. Savaş için değişik müşrik kabilelerden yardım isteyerek büyük bir kuvvet oluşturdular.

Bu kez de Kureyş'in kadınları da katılacaktı. Bedir Savaşı'nın bozgunla bitmesi sebebiyle müşrik kadınlar erkeklerini suçluyorlardı. Bedir'in matemini tutarak erkekleri savaşa teşvik ediyorlardı.

Cübeyr b. Mut'i'nin Vahşi adında Habeşli bir kölesi vardı. Bu köle harbe (Habeşlilere özgü bir mızrak) atmakta oldukça maharetli idi. Hz. Hamza, Cübeyr b. Mut'im'in amcası Tuayma b. Adiyy'i Bedir savaşında öldürmüştü. Cübeyr, amcasının acısını unutmamıştı. Kölesi Vahşi ile konuştu. Hz. Hamza'yı öldürmesi şartıyla kendisini serbest bırakacağını bildirdi.

Peygamberimiz, Medine'nin içinde kalmayı, savunma savaşı yapmayı düşünüyordu. Bedir Savaşı'na katılmayanlar düşmanla yüz yüze gelmek, Medine dışında savaşmak istiyorlardı. Peygamberimiz Ashabın bu tavrı karşısında Medine dışında savaşılmasına karar verdi.

Hz. Hamza'da Medine dışında savaşılmasına taraftardı. Hattâ Peygamberimize "sana, kitabı indirmiş olan Allah'a yemine eder, and içerim ki, bu kılıcıma Medine dışında Kureyş müşrikleriyle çarpışmadıkça yemek yemeyeceğim" demişti.

Hz. Hamza Cuma günü oruçlu idi. Cumartesi müşriklerle karşılaştığı zaman da oruçlu bulunuyordu.

Peygamberimiz, sabahleyin "Rüyada, meleklerin, Hamza'yı yıkadıklarını gördüm" diye buyurdu. Uhut bölgesine varıldı, orduya savaş düzeni verildi. Kureyş'in birinci bayraktarı Talha b. Ebî Talha, Hz. Ali tarafından, ikinci bayraktarı Osman b: Ebî Talha da Hz. Hamza tarafından öldürüldü. Sancaktarların ölmesi Kureyş'i şaşkına çevirdi. Sarsıldılar, sendelediler. Halid b. Velid'in saldırıları da sonuç vermedi: Müşrikler, kaçışmaya başladılar. Hz. Hamza Uhud günü "ben Allah'ın Arslanıyım" diyerek kıhç salladı. Sâfvân, Hz. Hamza'yı savaşırken görüyor, "Ben, bugüne kadar kavmini öldürmeye onun kadar hırslı bir kimse daha görmedim" buyuruyor. Uhud savaşında müşriklerin çoğunu Hz. Hamza öldürmüştür.

Kureyşliler bozguna uğrayıp kaçmaya başlayınca Peygamberimiz tarafından görevlendirilen okçular yerlerini bırakmaya başladılar. Birbirlerine "ne duruyorsunuz? Allah, düşmanı bozguna uğrattı. Siz de, müşriklerin ordugahına giriniz. Kardeşlerinizle birlikte ganimet toplayınız" dediler. Diğer bir kısmı bu teklife itiraz ettiler. "Siz Rasûlullah'ın: Bizi arkamızdan koruyunuz! Sakın yerinizden ayrılmayınız! Bizim öldürüldüğümüzü görürseniz de yardımımıza koşmayınız! Ganimet topladığımızı görürseniz de, bize katılmayınız! Bizi arkamızdan koruyunuz" buyurduğunu bilmiyor musunuz?" dediler.

Okçular, komutanları Abdullah b. Cübeyr'i dinlemediler; "ganimetten nasibimizi alacağız" diyerek yerlerini terkettiler. Abdullah b. Cübeyr'in yanında çok az bir kuvvetin kaldığını gören Halid b. Velid bu fırsatı değerlendirmek istedi. Kuvvetlerini bir araya topladı, okçuların üzerine yürüdü. Abdullah b. Cübeyr, kendilerine doğru bir kuvvetin geldiğini görünce arkadaşlarına dağılmamalarını söyledi. Müslüman okçular, üzerlerine gelen Kureyş müşriklerini ok yağmuruna tuttular. Okları bitinceye kadar kahramanca savaştılar. Abdullah b. Cübeyr, okları bitince mızrağı ile savaştı. daha sonra kılıcını kınından sıyırdı. Şehid düşünceye kadar çarpıştı. Diğerleri de aynı şekilde savaştılar. Kureyş'in süvarileri insanlığa yakışmayan bir davranışla Abdullah b. Cübeyr'in karnını deştiler, barsaklarını döktüler.

Okçuların yerlerini bırakması, kalan kısmının şehid edilmesiyle müslümanlar gâfil avlandılar. Hem arkadan, hem önden kuşatıldılar. Müslümanlar şaşkınlıkla birbirlerine kılıç sallamaya başladılar.

Hâris b. Amr kızı ile Utbe'nin kızı Hind de Hz. Hamza'yı öldürmesi için Vahşi'yi. teşvik ediyorlardı. Vahşi, açık dövüşmekten korkuyor, gizli dövüşmeyi tercih ediyordu.

Vahşi, Uhud Savaşındaki durumu şöyle açıklıyor: "Halk arasında Ali'yi aradım. Çok uyanık, girişken, çevik, çekingen ve etrafına çok bakınan bir adamdı. Kendi kendime:"benim aradığım adam bu değildir" dedim. O sırada Hamza'yı gördüm. Halkı kasıp kavuruyor, kesip biçiyordu. Fırsat kollamak için kayanın arkasına gizlendim. Bir ara Şiba'b. Ümmü Emmâr "var mı benle çarpışacak bir yiğit' diyerek meydan okuyordu. Hamza ona: "Allah ve Rasûlüne sen misin meydan okuyan' dedi. Göz açtırmadan, bacaklarından vurdu yere serdi. Sel suları arkalarına eriştiği sırada ayağı kayıp düşünce mızrağımı fırlatıp attım; böğründen vurdum."

Hz. Hamza'yı Şehid eden Vahşi daha sonra bir kenara çekilir. Hind üzerindeki takılarını çıkarır Vahşi'ye verir. Hz. Hamza'nın yanına gelen Hind, onun burnunu, kulaklarını keser, cesedine işkence yapar, hatta ciğerini bile çiğneyerek parçalar.

Vahşi müslüman oluşunu anlatırken: "Mekke'nin fethinden sonra Mekke'ye gelerek Rasûl-i Ekremi gördüm. Bana dedi ki: "Sen Vahşi misin?" Ben cevap verdim: "Evet" Hamza'yı sen mi öldürdün? buyurdular. "Öyle oldu" dedim. Bunun üzerine Allah Rasûlü buyururdular ki: "bana yüzünü göstermemen mümkün mü? Ben de çıkıp gittim. Rasûlullah'ın vefatından sonra yalancı peygamber Müseyleme ortaya çıktı. Belki bu herifi öldürürüm de günahımı öderim, diye düşündüm. Müslûmanlarla birlikte Yemâme'ye gittim ve bildiğiniz gibi Mûseyleme'yi öldürdüm (Sahihi Buharî, V, 36, 37).

Allah Rasûlünün Hz. Hamza'ya derin bir sevgisi vardı. Bu sevgiden dolayı elinde olmayarak "Vahşi"ye karşı olumsuz bir tutum içinde olmaktan da çekiniyordu. Bu sebeple de Vahşi'yi görmek istememişti.

Peygamberimiz, Hz. Hamza'nın şehit olduğunu öğrenince onun başı ucuna gelir ve dua eder. Hz. Hamza, kız kardeşi Safiyye'nin getirdiği bir hırka ile kefenlendi. Peygamberimiz, amcası Hamzâ'nın cenaze namazını kıldırdı. Hz. Hamza, Uhud'a defnedildi.

Hz. Peygamber'den iki veya dört yaş büyük olan Hamza, öldürüldüğünde elli yedi yaşında idi. Hz. Peygamber (s.a.s) öldürülen her şehid ile beraber Hamza'nın namazını tekrarlamış; o gün yetmiş iki defa onun cenaze namazını kıldırmıştır. Hz. Peygamber (s.a.s)'in ilk cenaze namazı kıldığı şehidin de Hz. Hamza olduğu söylenmiştir. Hz. Hamza'nın eşi, çocukları Medine'de olmadığı için şehâdetine ağlanmamış bunu gören Hz. Peygamber "Hamza'nın niye ağlayanları yok" buyurmuştur. Bunu duyan Ensâr önce Hamza için sonra kendi şehidleri için ağlamaya başlıyorlar. Tarihçi Vâkıdî (V. 207/223) benim zamanıma kadar bu adet devam etmekteydi diye naklediyor (İbnü'l-Esir, Usdü'l-Gâbe, II, 51, 55).

Hz. Hamza, bir gün Peygamber Efendimize gelerek Cebraîl (a.s)'ı asli yapısıyla görmek istediğini bildirdi. Peygamberimiz, Hz. Hamza'ya "O'nu görmeye dayanabilir misin?" diye sordu. Hz. Hamza, "Evet, dayanabilirim" diye cevap verdi. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz "otur, öyleyse" buyurdular. Cebrail (a.s.) müşriklerin Kâbe'yi tavaf edecekleri zaman elbiselerini üzerine koymakta oldukları kütüğe indi. Peygamberimiz Hz. Hamza'ya "Kaldır gözünü, bak" dedi. Hz. Hamza'ya bakıp, Cebrail'in zebercede yeşil cevhere benzeyen ayaklarını görünce bayıldı. Arkasının üzerine düştü. Bu olayı İbn Sa'd Tabakat'ında anlatmaktadır.

Hz. Hamza Peygamber (s.a.s)'den şu hadisi rivâyet etmiştir: "Şu duayı hiç bırakmayın; "Allahümme inni es'eluke bismike'l-a'zam ve rıdvânıke'lekber" (İbn Esîr, Usdü'l-Gâbe, II, 55).[/b]
baran_07 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 17.03.2009, 10:38   #8
seva
Usta Yiğido
 
seva - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
seva Şuan seva isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 31.08.2010 20:51

Üyelik Tarihi: 04.02.2008
Yaş: 40
Mesajlar: 15.375
Tecrübe Puanı: 2198 seva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz sein
Standart Cevap: BİR SOFİNİN HİKAYESİ

Alıntı:
MeLody58 Nickli Üyeden Al?nt? Mesajı Göster


gerçekten RABBİM O KAPIYA LAYIK EYLESİN bütün sofileri inş Amiinnn


Bu kapıda öğrendiğim en önemli şeylerden bir tanesi "Hiç bir şeye talip olmamak" oldu. Senin için hayırlı olan sen "istemeden verilen" dir

allah razı olsun
Allahım bizleri bu büyük kapıdan ayırmasın, bu kapıya layık olanlardan eylesin...



SULTANA_KURBAN...


Menzil yolu Allah (cc) yolu
Menzil’e gelin sofiler
Çatmadan hayatın sonu
Menzil’e gelin sofiler . . .

Kurtuluş burda Kur’an’la
Kalpler aklanır İmanla
Yollar açılır duâyla
Menzil’e gelin sofiler . . .

Üç minareli camiye
Koşun namaza 1 Hutbeye
İkindi vakti hatmeye
Menzil’e gelin sofiler . . .

Bir tabak çorba içmeye
Küçük kabe’de gezmeye
İslamlığıu öğrenmeye
Menzil’e gelin sofiler . . .

Burda gölge eder bulut
Burda şaha kalkar umut
Burda insanlık çok mazbut
Menzil’e gelin sofiler . . .

Seyyid Saki’nin yüzüne
Ehl-i Beyt’lerin özüne
Resulallah’ın sözüne
Menzil’e gelin sofiler . . .

Lokman HAMİTOĞLU
__________________
Allahım gönlümde olanı hakkımda hayırlı eyle,
Hakkımda hayırlı olana gönlümü razı eyle.


[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]


CANDA ÖZÜR OLMAZ...
seva isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 17.03.2009, 10:50   #9
seva
Usta Yiğido
 
seva - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
seva Şuan seva isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 31.08.2010 20:51

Üyelik Tarihi: 04.02.2008
Yaş: 40
Mesajlar: 15.375
Tecrübe Puanı: 2198 seva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz sein
Standart Cevap: Hz Vahşi için inen 3 ayet

Allah razı olsun Rabbım veripde azdıranlardan etmesın bızı alan el degılde veren elden olmamız dilegı ıle
__________________
Allahım gönlümde olanı hakkımda hayırlı eyle,
Hakkımda hayırlı olana gönlümü razı eyle.


[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]


CANDA ÖZÜR OLMAZ...
seva isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 17.03.2009, 11:23   #10
MeLody58
Usta Yiğido
 
MeLody58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
MeLody58 Şuan MeLody58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 02.06.2015 17:15

Üyelik Tarihi: 02.08.2008
Mesajlar: 2.608
Tecrübe Puanı: 886 MeLody58 COK SEVILEN BIR KISIMeLody58 COK SEVILEN BIR KISIMeLody58 COK SEVILEN BIR KISIMeLody58 COK SEVILEN BIR KISI
Standart Cevap: Hz Vahşi için inen 3 ayet

Bu Kadar Bilinçli gençlerimizin olması ne kadar güzel bişey degilmi hepinizden ayrı şeyler ögreniyoruz Allah Razı olsun Bizleride Hz Vahşiyi Affettigi Gibi affettin Yüce Mevla...
MeLody58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesaj?n?z? De?i?tirme Yetkiniz Yok

BB Code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
SIVAS FİRMALARINI NE KADAR TANIYOR doganay Sivas Şirketleri, Sivas Firmaları 395 11.05.2012 16:32
HZ.ADEM (A.S) haythuyt Peygamberler Tarihi 0 01.09.2008 09:50
Cennetle Müjdelenen Sahabeler WåñTêd_øØ7 Muhtelif konular 10 19.06.2008 12:56
Müziğin Dindeki yeri ve Hadis-i Şerifler bayatlı kenan58 Dini sohbet 2 31.05.2008 14:20


WEZ Format +2. ?uan Saat: 09:55.


Powered by: vBulletin. Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

Copyright © - Bütün Haklar Sivaslilar.net'e aittir.