Kaza Hakkında Bilinmeyenler

[Sivaslilar.Net]

Geçen hafta BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve baraberindeki 5 kişinin hayatını kaybettiği helikopter kazası İHA muhabiri ismail Güneş'in kaza anında kayıtta olan kamerasının çözümlenmesi ile daha değişik bir boyut kazanacak.

Helikopterin üç bölümde olduğu,pilot ve yanında yolculuk eden,arka bölümde karşılıklı ikişer kişilik bölümün olduğu ve kuyruk tarafına doğru boşluktan meydana son bölüm olarak ayrılmakta.

Şimdilik [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] ailesine mensup makine mühendisi arkadaşların bu konu üzerinde,kaza bölgesinden gelen resimler ışığında yapılan çalışmaları neticesinde,helikopterin Çağlayancerit'ten havalandıktan sonra, kuzey dogu istakimetinde, saatte 40 km. hız,47 dakikalık uçus mesafesi sonucunda,kaza mahaline ulaştığı, Keş Dağı eteklerinde 2000 mt. irtifada uçtukları, Keş Dağı'nın biraz geride kalan DÖNGEL köyünden başlamak üzere, kuzey doğu istikametinde rakımın sıfır metre baz alındığında, kaza mahalinden 500 metre aşağıdaki ufak kayalık tepenin 2000 mt. rakımda olduğunu, bu tepeyi gören pilot Kaya İstektepe'nin, sisinde etkisi ile karşısındaki dağın tepesini, yol aldığı mıntıkadaki dağın ZİRVESİ olduğu varsayımı ile düz yol alarak tam dağın ortasına çarptığı üzerinde durmaktadır.


-Dağa bir duvara çarpar gibi çarpan helikopter, üç parçaya bölünmüştür.Birinci parça, ön tarafta pilot ve yanındaki yolculunun, tam koltuk hizasından ayrılarak koptuğu,
-İkinci parçanın ise, orta kısmı teşkil eden ve dört yolcunun yolculuk ettiği Muhsin Başkan,Sivas İl Başkanımız Erhan Bey, İha muhabiri İsmail Güneş ve dördüncü kişi bulunmaktadır.
-Üçüncü, yani kuyruk kısmı ise bu bölümden çarpmadan sonra yerle buluştuktan itibaren, üst kısmında bulunan pervaninde çalışır vaziyette olmasından dolayı, hemde ekseni etrafında dönerek kopmaya zorlaması neticesinde koparak, aşağıya doğru takriben 25-30 metre arasında kaymıştır.
Kuyruk kısmı kopmadan evvel pervanenin ekseni etrafında dönmesi nedeni ile, bu kısımda bulunan helikopter parçaları etrafa uçuşmuştur.


Çağlayancerit'ten helikopter havalanırken,helikopterden seçmene el sallayan Muhsin YAZICIOĞLU'nun istikamet doğrultusunda sol taraf en arka bölümde olduğu,o bölümde Sivas İl Başkanımız Erhan Bey ve İha muhabiri İsmail Güneş ile beraber bir kişinin olduğu varsayımı ile bu kısımda bulunanların kaza oluş anından sonra hayatta kalma ihtimalleri en yüksek kişiler olduğu zira kazanın hemen ardından İha muhabirinin 112 ile görüşmesi onun hayatta olduğunu, konuşma esnasında bilgi aldığı Erhan Bey'in sağ olduğu,kaza mıntıkasından 20 metre mesafe doğu istikametine yol aldığı beyan edilen Muhsin Bey'inde (Adli tıptaki teşhisde Muhsin Bey'in hayati bir travmaya mahsur kalmadığı, sol çenesinde ve sağ bögründe zedenlenme olduğu, kesinleşmemiş ölüm raporunda ise donma neticesi, ilk adli tıp raporu dahilinde değerlendirildiğinde) sağ olarak kazadan çıktıklarıdır.


Olayı bu aşamaya kadar yakından takip eden sitemiz, herbir ayrıntıyı sizlerle tarafsız bir gözlem ile paylaşmayı ilke edinirken, bazı konuların yargı aşamasında olduğundan yeni çıkan tüm bilgileride zamanla sizlerle paylaşacağız.


İlk olarak ise İha Muhabiri İsmail Güneş'in kaza anında kayıtta olduğu tahmin edlip, savcılık tarafından incelenmeye alınan kamerası haberini Türk basınına düşmeden sizlerle bu haberi paylaşmak istedik.
Türkiye'yi yasa boğan korkunç kazadan 117 saat sonra cesedine ulaşılan gazeteci İsmail Güneş'in kamerası ve dijital fotoğraf makinası, "içerisinde delil olabileceği" gerekçesiyle' Cumhuriyet Savcılığına gönderildi. Güneş'in, Yazıcıoğlu ile havada bir röportaj yaptığı, kazanın da kayıttayken yaşandığı iddia edildi. İHA muhabirinin, habercilik refleksiyle kaza sonrası yaşananları kamerasına kaydettiği belirtildi. Kaset çözümlemesi yapıldıktan sonra kazayla ilgili birçok karanlık nokta aydınlanmış olacak.

[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]. Editörü Özel Haber

[barikat58]

İNŞALLAH DEDİĞİNİZ GİBİ KAMERA O ANDA ÇALIŞIYORDUR VE KAZANIN NASIL OLDUGU VE NEDEN OLDUGU HAKKINDA BELKİ BİŞEYLER ORTAYA ÇIKAR.MED AİR DEN AÇIKLAMA GELDİ ELT CİHAZININ ANTENİ KIRILMIŞ ONDAN ALINMAMIŞ.PEKİ HELİKOPTER DÜŞÜNCE BU CİHAZIN BİYERLERİ KIRILACAKSA HİÇ TAKMASINLAR MADEM

ÖTE YANDAN PİLOTUN UÇUŞ DEFTERİNE ELT CİHAZI BOZUK DİYE DURUM BELİRTTİĞİ YAZILIYOR GAZETELERDE ÖYLE BİR DURUM VARSA MED AİR BUNUN FATURASINI NASIL ÖDEYECEK

[seva]

anlatııkları korkunç bide gözümüzün önüne getirilse :(

[Sabiha Serin]

Herşeyden önce sitemizin bu konudaki ilgisi ve duyarlılığını kutluyorum.

Bu konuda elbette delil olmadan hüküm vermemiz uygun olamaz.
Yasalar gereğini yerine getirecektir.

Ancak şunu hepimiz anladık ki İsmail Güneş telefon ile konuştuğunda Erhan beye soru sordu ve cevabını aldı, demekki o an oda sağdı. İkinci, merak ettiğim İsmail beyin telefon daki son sözü eğer yanılmıyorsam "Bu adam kim ya" idi. Orada tanımadığı kim vardı ki öyle dedi..Oysa hepside tanıdığı kişilerdi.

Ancak şu gerçek vardır ki eğer canı gönülden kurtarma çalışması yapılsaydı
şu an belkide hayatta olacaklardı. Şahsen herkesi olduğu gibi beni de kahreden budur. Anında va zamanında her türlü olanak sağlanarak ve fedakarca uğraşılsaydı canlarımız şu an yaşıyor olabilirdi. Kazanın olduğu ilk gün öğlenden sonra saat 16.00 da çalışmaya ara verilmeyecekti. Onların orada üşüyüp donacağı hiçmi düşünülmedi. Bu ülkemiz bu kadarmı aciz, hani bilim, hani teknoloji nerde. Yazık demekki bilim ve teknolojide daha bir arpa boyu yol bile gitmemişiz. Boşuna tv lerde ülkemizde ilerleme ile ilgili nutuk atmasınlar daha.Türkiye'de olduğu kadar hangi ülkede insan sağlığı bu kadar ucuz acaba..
O kadar üzgünüm ki 6 tane can göz göre göre ölüme terkedilmiştir. Günlerdir onları kaybettiğimizemi ağlıyayım,ihmal edildiğinemi, çok üzgünüm çok.
.ACIMIZ BÜYÜK

TEMENNİM BİR AN ÖNCE GERÇEKLERİN ÇÖZÜME KAVUŞMASIDIR.
6 TANE CANLARIMIZ BEYAZ KARLAR ÜZERİNDE SAĞ OLDUKLARI HALDE DÖNMAYA TERKEDİLMESİNE TAHAMMÜL EDEMİYORUM VE DAHA ÇOK İKİ KAT AĞLIYORUM. BU İHMALLİK GERÇEĞİ BİZ ÖLSEKTE TORUNLARIMIZ TARAFINDAN DA YILLAR SONRA KONUŞULACAKTIR..MEĞER NE KADAR SEVERMİŞİZ ONLARI.
NEDEN GEÇ ANLADIK NEDEN. SAĞLIĞINDA BİLMEDİK DEĞERLERİNİ SİZİ BİLMEM AMA BEN BU KONUDA KENDİMİ AFFETMİYORUM.BU DERECE SEVGİMİN OLACAĞINI HİÇ AMA HİÇ TAHMİN ETMEMİŞTİM.
AKRABAMA DAHİ BU KADAR AĞLADIMMI ACABA.DAHA BİR MÜDDET SANIRIM GÖZLERİMİZDEKİ BUĞU KURUMUYACAKTIR.
MEKANLARI CENNET OLSUN.

MUHSİN YAZICIOĞLU VE DİĞER CANLARIMIZ SİZLER ÖLMEDİMNİZ KALBİMİZDE YAŞAYACAKSINIZ....

İŞTE DUYGULARIM İŞTE ONLARA GÖZYAŞLARIM İLE YAZDIĞIM ŞİİRLERİM



SİVASLI YİĞİDO CAN MUHSİN


Sivas, Elmalı’dan bir hilal doğdu,
İnsanlığın gülü oldu Yiğido'm.
Kin nefret düşmanlık ne varsa boğdu..
Yoldaşların yolu oldu Yiğido'm.

Bilerek yaşayıp, büyük düşündü,
Karanlığa ışık, şafakta gündü,,
Gönülde alperen, evrende ündü..
Sevenlerin eli oldu Yiğido'm.

Türkiye’me üstün hizmet isterdi,
Varını yoğunu ortaya serdi,
Bedel istendiyse.. canını verdi..
Al Bayrağın yeli oldu Yiğido'm..

Bir dön de baksana, dağ taş ağlıyor,
Sivaslılar yaslı, yürek dağlıyor,
Türkiye Sevdası, Muhsin çağlıyor,
Milyonların seli oldu Yiğido'm.

Sivaslı Efsane Sabiha adım,
'' Özlüyorum '' diye diye ağladım.
Alperen'im için kara bağladım..
Hilallerin gülü oldu Yiğido'm


Sivaslı Efsane Şair
SABİHA SERİN/ SİVAS
sabiha_serin@mynet.com





MUHSİN YAZICIOĞLU


Elmalı köyünde bir güneş doğdu,
Sivas’a kol kanat oldu Yiğidom.
Alperen Muhsin’im yas ile boğdu
Geç tanıyan saçını, yoldu yiğidom.

Sivas Şarkışla’dan duyuldu şanın
Özledi akraban, evladın kanın,
İsminle duyulan o dostluk yanın,
Sayfalar şiirle doldu yiğidom.

Üzdüler boşuna bitmedi çilen,
Kadrini kıymetin az oldu bilen,
Kan aktı gözünden olmadı silen,
Büyük Birlik ülkün oldu yiğidom.

Türkiye’me hizmet gerekir derdin,
Varını yoğunu yoluna serdin,
Bu büyük davada canını verdin
Sensiz açmaz güller soldu yiğidom.

Keş dağında acep, dedin mi anam!
Kimseler gelmedi, bu derde yanam,
Sanki yanımızda, gelecek sanam,
Sivas’ta gözyaşı boldu yiğidom.

Bakamam meydana, dağ taş ağlıyor,
Sivas’ımız yaslı, yürek dağlıyor,
Cadde; sokak, her yer Muhsin çağlıyor,
Her yer resmin ile doldu yiğidom

Adam gibi adam dedik biz sana,
Yürekler köz oldu bak yana yana
Geride bıraktın yaşlı bir ana
Bu nasıl bir gidiş yoldu yiğidom.

Karlar üstü çiçek, gül, izlerin var,
Hemşerim olmadan gelir mi bahar,
Kardelen misali dünya bana dar
Gündüzümüz gece oldu yiğidom.

Böyle bir can daha var mı Sivas’ta,
Nasıl çok sevmişiz hepimiz yasta,
Nurlar içinde yat, ruhun Sivas’ta,
Kabrine duamız doldu yiğidom.

Sivaslı Efsane Şair
SABİHA SERİN/ SİVAS
sabiha_serin@mynet.com

[Kardelencicegi]

Degerli Sabiha Serin Hanimefendi .
Siirlerin icime isledi ((((
Paylasimin icin tsk ederim.
Emeginize, Yüreginize, ellerinize saglik.

[Siyahnur]

Kazanin ilk gününden itibaren herkes arama ekiplerine ve yetkililere yogunlasti.. neredeyse Teknik konuda hic bi haber yapilmadi.Bu helikopter neden düstü, bi arizasi varmiydi ,bakimlari tammiydi ? kimse bu konularda soru sormuyor !?

Anteni kirilmis (!) tzzz ...Elt cihazi bu durumda calismicaksa hangi durumda calisacak ?
Helikopter parcalanip, herkes öldükden sonra mi ?

Oysa Thy ucagi düsünce, civata bilgilerine kadar Dogan grubu medyasi tarafindan haberlestirilmisti.

Aklima tek sey geliyor...cünkü Med Air Aydin Dogan in damadina ait!

[goramaz]

evet bu olayın tamamen tarafsız bir şekilde sorgulanması gerekiyor.
kabul etmek gerekir ki ihmal ve kasıt çok fazla...
bir çocuk bile bisikletiyle çukurlu çamurlu yola girmez, peki pilot 0 görüş mesafesiyle nasıl o dağlık alana girer.
peki aslı astarı olmayan ve kurtarma çalışmlarını sekteye uğratan '' şuan yaralılar hastaneye kaldırıldılar'' haberleri neyin nesiydi ve kim çıkardı bu haberleri üstelik vali ve cumhurbaşkanı ağzından..

haber 7 kaynaklı bu haberi sizlerle paylakmak istedim:
İKİNCİ EŞREF BİTLİS OLAYI MI?
Kulislerde sarsıcı bir bilgi dolaşıyor “Muhsin Yazıcıoğlu ETÖ davasında gizli tanık idi”



Sayın Yazıcıoğlu sonsuzluğun sahibine kavuştu. Ehl-i necattan olduğu çok aşikar olan Muhsin Yazıcıoğlu’na Allah’tan rahmet diliyorum.

Helikopter kazasını ilk duyduğumuzda ve ilk haberlerde genelde doğal süreçleri düşündürdü. Fakat ciddi ihmallerin ortaya çıkması ve kazadan 10-15 gün önce yakın dostu Sayın Ali Bulaç’a verdiği bazı bilgiler zihinleri karıştırdı.

Özellikle şu bilgi çok önemli ve gözden kaçıyor. Yazıcıoğlu Sayın Bulaç’a “Bazı şeyleri seçimden sonra açıklayacağım” diyor. Benzer konuşmaları Uğur Mumcu da yapmıştı, akıbeti biliyoruz. Ergenekon davasında gizli tanık iddası doğru ise savcıların yapacağı daha çok iş var demektir.

Bakımsız bir helikopter, seyahat edilmeyecek hava şartları, verilen yanlış koordinatlar, telefon eden İHA muhabirinin ‘Kim bu yahu’ sözü, muhabirin kamerasının kaybolması soru işaretleri olarak dikkati çekiyor.

Açıklayacağı şeyler muhtemelen bugünün Ergenekon süreci ile ilgili değildi. Zaten adı hiç geçmiyordu.

Çünkü MHP’li dostları gibi kendisi de 12 Eylül 1980’den ders çıkarmıştı. O günün Ergenekon yapılanması tarafından acımasızca kullanılmıştı. 7 sene hapis yatıyor, çoğu da hücre hayatı şeklinde idi. Gördüğü bir gerçek vardı, 17 yaşındaki çocuğun yaşını büyütüp idam eden katil ve zalim zihniyete yaptığı yanına kar kalmıştı.

Yazıcıoğlu davasından vazgeçmemişti ama demokratik süreçlere inandığı için azim ve kararlılığını devam ettiriyordu.

Devletin kutsallığına inanmıştı...?

Bu benim tahminim. Bugün nasıl ‘ayışığı, sarıkız’ varsa o günlerde de ‘günışığı, karakız’ vardı. Bütün bunları bilen az sayıdaki kişilerden birisi idi.

Bugün nasıl ergenekon çetesi varsa o günlerde de benzer yapılanma vardı. Yazıcıoğlu bunları biliyordu konuştuğu zaman duvar çökebilirdi.

Ülkücü çizgi devleti kutsallaştıran ve yücelten bir çizgidir. Bu özelliği nedeniyle devletin pekçok yanlışına göz yuman bir anlayışı mevcuttur.

Devlete yönelik kutsal saygı sonucu yanlışın devam etmesine neden olduğunu gördü. Yazıcıoğlu samimiyetinin ve dürüstlüğünün etkisi ile konuşmaya karar vermiş olabilirdi.
Zaten açıkça söylediği belirtildi.

Bu konu üçüncü veya dördüncü Ergenekon dosyası kapsamında, Eşref Bitlis paşanın dosyasına benzer bir dosya gibi ciddiye alınmalıdır.

Artık bilenler konuşmalı,‘Devleti yıpratmamak’ retoriği arkasında kirli işler çevirenlerin yaptıkları mahallenin namusunu korumaya kalkan sahte kabadayıya benziyor. Mahalleyi yıpratmayalım diyenler aslında ‘benim kirli işlerimi saklayın’ diyorlar, değil mi?

Dürüst siyasetçiler, Devlet Bahçeli, Mehmet Ağar, Erkan Mumcu artık konuşmalılar, cuntacılar yargılanmalı, darbe hukuku değişmeli, söz değil uygulamaya ihtiyacımız var artık.

Hastalıklı dokuları temizlememek gerçekte devleti yıpratır. Devlet zaafları olan bir şahs-ı manevidir ve hiçte kutsal değildir, dokuları temizlenmelidir.

[Arif Coşkun]

Sabiha Serin Nickli Üyeden Al?nt?

Herşeyden önce sitemizin bu konudaki ilgisi ve duyarlılığını kutluyorum.

Bu konuda elbette delil olmadan hüküm vermemiz uygun olamaz.
Yasalar gereğini yerine getirecektir.

Ancak şunu hepimiz anladık ki İsmail Güneş telefon ile konuştuğunda Erhan beye soru sordu ve cevabını aldı, demekki o an oda sağdı. İkinci, merak ettiğim İsmail beyin telefon daki son sözü eğer yanılmıyorsam "Bu adam kim ya" idi. Orada tanımadığı kim vardı ki öyle dedi..Oysa hepside tanıdığı kişilerdi.

Ancak şu gerçek vardır ki eğer canı gönülden kurtarma çalışması yapılsaydı
şu an belkide hayatta olacaklardı. Şahsen herkesi olduğu gibi beni de kahreden budur. Anında va zamanında her türlü olanak sağlanarak ve fedakarca uğraşılsaydı canlarımız şu an yaşıyor olabilirdi. Kazanın olduğu ilk gün öğlenden sonra saat 16.00 da çalışmaya ara verilmeyecekti. Onların orada üşüyüp donacağı hiçmi düşünülmedi. Bu ülkemiz bu kadarmı aciz, hani bilim, hani teknoloji nerde. Yazık demekki bilim ve teknolojide daha bir arpa boyu yol bile gitmemişiz. Boşuna tv lerde ülkemizde ilerleme ile ilgili nutuk atmasınlar daha.Türkiye'de olduğu kadar hangi ülkede insan sağlığı bu kadar ucuz acaba..
O kadar üzgünüm ki 6 tane can göz göre göre ölüme terkedilmiştir. Günlerdir onları kaybettiğimizemi ağlıyayım,ihmal edildiğinemi, çok üzgünüm çok.
.ACIMIZ BÜYÜK

TEMENNİM BİR AN ÖNCE GERÇEKLERİN ÇÖZÜME KAVUŞMASIDIR.
6 TANE CANLARIMIZ BEYAZ KARLAR ÜZERİNDE SAĞ OLDUKLARI HALDE DÖNMAYA TERKEDİLMESİNE TAHAMMÜL EDEMİYORUM VE DAHA ÇOK İKİ KAT AĞLIYORUM. BU İHMALLİK GERÇEĞİ BİZ ÖLSEKTE TORUNLARIMIZ TARAFINDAN DA YILLAR SONRA KONUŞULACAKTIR..MEĞER NE KADAR SEVERMİŞİZ ONLARI.
NEDEN GEÇ ANLADIK NEDEN. SAĞLIĞINDA BİLMEDİK DEĞERLERİNİ SİZİ BİLMEM AMA BEN BU KONUDA KENDİMİ AFFETMİYORUM.BU DERECE SEVGİMİN OLACAĞINI HİÇ AMA HİÇ TAHMİN ETMEMİŞTİM.
AKRABAMA DAHİ BU KADAR AĞLADIMMI ACABA.DAHA BİR MÜDDET SANIRIM GÖZLERİMİZDEKİ BUĞU KURUMUYACAKTIR.
MEKANLARI CENNET OLSUN.

MUHSİN YAZICIOĞLU VE DİĞER CANLARIMIZ SİZLER ÖLMEDİMNİZ KALBİMİZDE YAŞAYACAKSINIZ....

İŞTE DUYGULARIM İŞTE ONLARA GÖZYAŞLARIM İLE YAZDIĞIM ŞİİRLERİM



SİVASLI YİĞİDO CAN MUHSİN


Sivas, Elmalı’dan bir hilal doğdu,
İnsanlığın gülü oldu Yiğido'm.
Kin nefret düşmanlık ne varsa boğdu..
Yoldaşların yolu oldu Yiğido'm.

Bilerek yaşayıp, büyük düşündü,
Karanlığa ışık, şafakta gündü,,
Gönülde alperen, evrende ündü..
Sevenlerin eli oldu Yiğido'm.

Türkiye’me üstün hizmet isterdi,
Varını yoğunu ortaya serdi,
Bedel istendiyse.. canını verdi..
Al Bayrağın yeli oldu Yiğido'm..

Bir dön de baksana, dağ taş ağlıyor,
Sivaslılar yaslı, yürek dağlıyor,
Türkiye Sevdası, Muhsin çağlıyor,
Milyonların seli oldu Yiğido'm.

Sivaslı Efsane Sabiha adım,
'' Özlüyorum '' diye diye ağladım.
Alperen'im için kara bağladım..
Hilallerin gülü oldu Yiğido'm


Sivaslı Efsane Şair
SABİHA SERİN/ SİVAS
sabiha_serin@mynet.com





MUHSİN YAZICIOĞLU


Elmalı köyünde bir güneş doğdu,
Sivas’a kol kanat oldu Yiğidom.
Alperen Muhsin’im yas ile boğdu
Geç tanıyan saçını, yoldu yiğidom.

Sivas Şarkışla’dan duyuldu şanın
Özledi akraban, evladın kanın,
İsminle duyulan o dostluk yanın,
Sayfalar şiirle doldu yiğidom.

Üzdüler boşuna bitmedi çilen,
Kadrini kıymetin az oldu bilen,
Kan aktı gözünden olmadı silen,
Büyük Birlik ülkün oldu yiğidom.

Türkiye’me hizmet gerekir derdin,
Varını yoğunu yoluna serdin,
Bu büyük davada canını verdin
Sensiz açmaz güller soldu yiğidom.

Keş dağında acep, dedin mi anam!
Kimseler gelmedi, bu derde yanam,
Sanki yanımızda, gelecek sanam,
Sivas’ta gözyaşı boldu yiğidom.

Bakamam meydana, dağ taş ağlıyor,
Sivas’ımız yaslı, yürek dağlıyor,
Cadde; sokak, her yer Muhsin çağlıyor,
Her yer resmin ile doldu yiğidom

Adam gibi adam dedik biz sana,
Yürekler köz oldu bak yana yana
Geride bıraktın yaşlı bir ana
Bu nasıl bir gidiş yoldu yiğidom.

Karlar üstü çiçek, gül, izlerin var,
Hemşerim olmadan gelir mi bahar,
Kardelen misali dünya bana dar
Gündüzümüz gece oldu yiğidom.

Böyle bir can daha var mı Sivas’ta,
Nasıl çok sevmişiz hepimiz yasta,
Nurlar içinde yat, ruhun Sivas’ta,
Kabrine duamız doldu yiğidom.

Sivaslı Efsane Şair
SABİHA SERİN/ SİVAS
sabiha_serin@mynet.com

Tek kelimeyle çok güzel bir şiir, çok etkilendim Sabiha Hanım, Elinize yüreğinize sağlık. Acımız çok büyük. Allah başta ailesine, yakınlarına ve tüm sevenlerine sabırlar versin. Mekanı cennet olsun.

[ramazan_d]

ben bunun bir suikat kurbanı olduğunu düşünüyorum çünkü ısparta uçak kazası bile şüpheli biz türk halkı olarak bu uçak veya helikopter ve trafik kazasında yaşamını yitiren adnan kahveci ve recep yazıcıoğlunun trafik kazaları aydınlatılmasını istiyoruzzzzz bu gibi kazaları bize yutturmasınlarrrrrrrrr

[ofgurleyuk78]

Bu kadar duyarsızlık ve ihmalden sonra o kamera kayıtlarını da açıklamazlar.