Türk'üm Diyenler Bi Okuyun Derim....

[Kibrisli]

çılgın_türk Nickli Üyeden Al?nt?

Turgut Özakman'ın "Şu çılgın Türkler" kitabı yanlı bir kitaptır hala savunurum bunu arkasında kaynaklar olması yada anlatılanların belgelere dayanıyor olması yanlı olduğu gerçeğini değiştirecek bir unsur değil. kaynaklarını o açıdan konuşan kişilerin kaynaklarından almıştır o kadar basit... ben kaynaklar yanlış demiyorum yanlı yazılmış diyorum ....

diğer konuda inönünün savaş kazanmasına benim diyeceğim bişey yok büyük komutan... ama can dündarından kitaplarında yazan bir gerçek varki ATATÜRKLE araları son zamanlarda hiç iyi değildi ve siyasi konularda inönünün ülkeye zarar vereceğini biliyordu bunu NUTUK un şimdiki kaynaksız baskılarında değil gerçek baskılarındada görebiliriz.... ayrıca inönü nün mecliste bir konuşması vardır amerika bizim müttefikimizdir diye... ayrıca rahmetli Atatürk'ün ömrünün son 7-8 yılında ismet inönüyü sofrasına dahi oturtmayarak tamamen dışladığını unutmamak lazım. milli şef paraya kendi resmini bastırarak belki bunun intikamını aldı kim bilir...

şunuda unutmamak lazım milli şef zamanında atatürkün özellikle kapattırdığı mason localarıda açıldı amerikan okullarıda açıldı vs. vs. vs.

ama sana hak veriyorum anlatmak istenilenin sadece bir parçasını anlattığımız bu forum ortamından bunları tartışmak ne kadar doğru ki....

Sevgili Gardaşım, eğer kitap elinde varsa en arkasını açıp belgelere bak lütfen, belgelerin büyük bir çoğunluğu başka kitaplardan alıntı değil direk tarihi belge ve bilgilere dayalıdır, dönemin gazeteleri, Halide Edip gibi, Yakup Kadri gibi o dönem Atatürk'ün en yakınlarındaki ve Afet İnan gibi, Sabiha Gökçen gibi daha sonra Atatürk'ün en yakınlarındakinin Atatürk'ün anlattıklarından alıntılanmıştır.

Atatürk'ün İsmet Paşa ile arası 1937 Şubat'ında bozulmuştur nedeni ise o dönem Atatürk'ün hastalık nedeni ile asabileşmesidir, buna kimse anlam verememektedir çünkü hastalığı bilinmemektedir Atatürk'ün, o tarihlerde Atatürk Orman Çiftliğinin harcamaları çoktur ve Nyon Antlaşması konusunda Atatürk'le ters düşmüşlerdir ve 25 Ekim 1937'de Atatürk Başbakanlığı bırakmasını istemiştir. Araları kötü olsa Atatürk neden mal varlığının bir kısmını İnönü'nün çocuklarına bıraksın ki??? Nutuk'un bende 7 nüshası var en yenisi 2008 basımı en eskisi 1954 basımı (Menderes Dönemi) orada da böyle birşeyden bahsetmiyor hatta bahsetmesi imkansız çünkü Nutuk 1927 yılında okunmuştur yani bahsini yaptığımız yıldan tam 10 yıl önce. İsmet Paşa'nın Amerikancı olduğu iddiası doğru değildir, o konusmayı biliyorum, Atatürk'ün de ABD için buna benzer sözleri dönem dönem olmuştur, İsmet Paşa'da dönem itibari ile böyle sözler söylemiş olabilir bu TSK'yı ABD'ye teslim ettiğini göstermez, ABD'ye teslimiyetçilik (her konuda) Menderes'tedir. İnönünün Atatürk'ün ölümünden önceki son 7-8 yıl masasına çağırılmaması da yalandır zira İnönü'nün günlüklerinde kendi el yazısı ile O masada olanlardan, alınan kararlardan bahsedilir (1937 yılı sonu dahil, zaten bu masalar 1938 başında son bulmuştur hastalığından ötürü) Milli Şefin resimlerinin paraya basılması konusuna gelince bunu kendisi açıklamıştır. Osmanlı kültüründen gelen bir millet, her yeni padişahta yeni para pasılması geleneği var,nedeni de iktidar değişimini ülkenin en ücra yerinde duyurmaktır, hata var mıdır evet belli bir zamandan sonra geri dönüş olabilirdi Atatürk resimli paralara.

Mason Localarına gelelim Atatürk sadece Mason Localarını Kapatmamıştır, Türk Ocakları dahil tüm dernekler kapatılmıştır, amaç devlet destekli Halk Evlerini geliştirmektir,Atatürk'ün masonları odasından kovması olayında kuşkular vardır zira Atatürk'ü iyi incelerseniz bahsi geçen konuşma üslubu onunkine hiç uymaz ayrıca bunu ilk yazan kişi de herhangi bir belge ortaya koymamıştır, kulaktan dolma ondan bundan duyduklarını ya da kendi hayal dünyasında kurduklarını yazmıştır,mason localarının kapatılması ile ilgili herhangi bir kanun yoktur ortada sadece Mustafa Kemal'in emri vardır, oysa Atatürk'ün değişmez bakanları bile masondur iki büyük şehrin valisi masondur, localar Türkiye'deki en parlak dönemini yaşamaktadır. Hatta Mason localarının kapatıldığını ilan eden ve en üst düzeyde talep geldiğini söyleyen dönemin iç işleri bakanı Şükrü Kaya'dır ve O'da masondur. Masonları odasından kovduğunu ilk söyleyen İbrahim Arvas dönemin Van Mebusudur ve Atatürk'le hiç bir yakınlığı yoktur ayrıca olayı yaşamış gibi anlatırken Mim Kemal Öke'nin en önde gittiğini ve Atatürk'ün hışmına asıl uğrayanın o olduğunu söyler ancak Mim Kemal Öke Atatürk'ün daha sonraları da Özel doktorluğunu yapmıştır, şimdi yıkılın karşımdan, yahudi uşakları dediği bir adamı sizce O doktor olarak tutar mıydı? Beni Türk hekimlerine emanet edin derken neden yahudi uşağı dediği birisini ömrünün sonuna kadar doktoru olarak görevde tutsun ki? Bu genel bilgilerden sonra gelelim İsmet Paşa'nın geri açmasına, ortada kanun olmadığından Mason Locaları İstanbul Valiliğine yaptıkları başvuru sonucu ortada bir kanun olmadığını, kanunsuz kapatıldıklarını iddia etmişler ve dava açıp kazanmışlardır, bu durumda Meclisten yeni bir kanun geçirip kapalı kalmasına uğraşan İsmet Paşa Celal Bayar ve önde gelen bazı vekiller tarafından engellenir, ancak İsmet Paşa izin vermekle birlikte bir cinlik yapmış ve açılmalarına izin verildiğine dair bir kanun çıkarttırmamıştır, 1-2 sene sonra kapatmaktır amacı ancak 1950'de iktidarı kaybeder ve Celal Bayar 1952'de Locaları yasallaştıran kanunu çıkarttırmıştır meclisten. Bahsettiğim tarihleri karşılaştırarak mantığın doğruluğunu kontrol edebilirsiniz. İsmet Paşa nın Atatürk ile arasındaki bir ihtilafta bu mason bakanlar yüzündendir, şimdi bir çok alternatif tarihçi İsmet Paşa'yı kötü göstermek için "Atatürk'ün değişmez bakanlarını tasfiye etti" demektedir, oysa kontrol edebilirsiniz sadece Mason Bakanları kabinesine almamıştır. Çünkü son yıllarda Atatürk'ün çevresini çok saran bu bakanlar İsmet Paşa'ya karşı Paşa'yı doldurmuştur (bu fikrini günlüğüne yazmıştır İsmet Paşa) ve sıkı durun, Atatürk'ün ölümünde bu adamların parmağı olduğunu düşünerek kendisinden uzak tutmaya uğraşmıştır.

Yabancı okullar konusuna gelelim, 1924-1925 yılları arasında Toplam 87 yabancı okul vardır, 1928-1929 yılları arasında 81'e düşmüş, CHP'nin ideolojik alt yapısının artık oturum tamamen Kemalizm'le yönetildiği dönemler olan 1932-1933 yıllarında Türk öğrencilerin Laik ve milli bir eğitimden geçemeyebilecekleri kaygısı ile yabancı okullara gitmesi yasaklanmış bundan dolayı da öğrecisiz kalan yabancı okulların sayısı 72'ye 1937-1938 yılları arasında ise 45'e düşmüştür, Atatürk'ün ölümünden 2 yıl sonra 1940 istatistiklerinde ise toplam 32 okul vardır. Öğrenci sayısı ile 1928 yılında 6500 iken 1940 yılında 5700'e inmiştir. 1961 Anayasasının 21. maddesi herkesin bilim ve sanatı serbestçe öğrenme öğretme hakkı vardır cümlesini içermektedir ve 1965'de Süleyman Demirel başbakanlığındaki Hükümet döneminde yasal düzenlemeler yapılarak devlet denetiminde olmaları halinde yabancı okulların açılamasına izin verilmiştir.

Valla ansiklopedik bilgi gibi oldu aslında konusulmaz diyordumda baya baya istediklerimiz anlatılabiliyormuş,tabii senin bunları kontrol etmen ikna olmanı sağlayacaktır bu konularda umarım yazdıklarımı araştırırsın, Vahidettin konusu çok hassas bir konu ön yargılar çok o konuda o bakımdan ben bir iddiada bulunmak istemediğimden burada tartışmamızın doğru olmadığını düşündüğümden yazmıyorum birşey ancak dediğim gibi Nutuk bu konuda tek kaynaktır zaten onun okunması yeterlidir.

Saygılar sunarım yarın cevap vermedğini görürsem mesaj atıp okumanı sağlıcam çünkü bayağı uğraştım

[yerliturkuaz]

almina_58 Nickli Üyeden Al?nt?

Kardeşim sen öyle bir cümle kullanmışsın ki zaten yazının tamamını okumaya gerek yok batırmışsın.Peki kardeşim sana birşey soracam.Mustafa Kemal' e 9.ordu müfettişi görevini kim verdi??

Bakın ben yazımda sadece bir konuya takılıp kalmayın demiştim ama bakıyorumda bir konuya takılıp kalıyorsunuz yazının ne anlatmak isrtediğine bakın diyorum sadece ve de Kıbrıslı abimizin yazdıklarınada bir göz atın derim....

[LaEdri]

Tüm tartışmaları bırakın şunu okuyun.Mehmet Akif'i bile neredeyse Allah'a isyan eden bu dizeleri yazdıran günlerden geçtik..Vay be!


Ya Rab Bu Uğursuz Gecenin Yok Mu Sabahı?

Yâ râb, bu uğursuz gecenin yok mu sabâhı?
Mahşerde mi bîçârelerin, yoksa felâhı!
Nûr istiyoruz... sen bize yangın veriyorsun!
Diyoruz... boğmaya kan gönderiyorsun!
Esmezse eğer bir ezelî nefha, yakında,
Yâ rab, o cehennemle bu tûfan arasında,
Toprak kesilip, kum kesilip Âlem-i islâm;
Hep fışkıracak yerlerin altındaki esnâm!
Bîzâr edecek, korkuyorum, cedd-i hüseyn'i,
En sonra, salîb ormanı görmek harameyn'i! ...
Bin üç yüz otuz beş senedir, arz-ı hicaz'ın
Âteşli muhitindeki sûzişli niyâzın
Emvâci hurûş-âver olurken melekûta?
Sönsün de, ilâhi, şu yanan meş'al-i vahdet,
Teslis ile çöksün mü bütün âleme zulmet?
Üç yüz bu kadar milyonu canlandıran îman
Olsun mu beş on sersemin ilhâdına kurban?
Enfâs-ı habisiyle beş on rûh-u leimin,
Solsun mu o parlak yüzü kur'an-ı hakim'in?
İslâm ayak altında sürünsün mü nihâyet?
Yâ rab, bu ne hüsrandır, ilâhi, bu ne zillet?
Mazlûmu nedir ezmede, ezdirmede mânâ?
Zâlimleri adlin, hani öldürmedi hâlâ!
Câni geziyor dipdiri... can vermede mâsûm!
Suç başkasınındır da niçin başkası muhkûm?
Lâ yüs'ele binlerce sual olmasa du kurbân;
İnsan bu muammalara dehşetle nigeh-bân!

Eyvâh! beş on kâfirin îmanına kandık;
Bir uykuya daldık ki: cehennemde uyandık!
Mâdâm ki, ey adl-i ilâhi yakacaktın...
Yaksaydın a mel'unları... tuttun bizi yaktın!
Küfrün o sefil elleri âyâtını sildi:
Binlerce cevâmi' yıkılıp hâke serildi!
Kalmışsa eğer bir iki mâbed, o da mürted:
Göğsündeki haç, küfrüne fetvâ-yı müeyyed!
Dul kaldı kadınlar, babasız kaldı çocuklar,
Bir giryede bin ailenin mâtemi çağlar!
En kanlı senâatle kovulmuş vatanından,
Milyonla hayâtın yüreğinden gidiyor kan!
İslâm'ı elinden tutacak, kaldıracak yok...
Nâ-hak yere feryâd ediyor: âcize hak yok!
Yetmez mi musâb olduğumuz bunca devâhi?
Ağzım kurusun... yok musun ey adl-i ilâhî!

Mehmed Âkif Ersoy

[çılgın_türk]

kıbrıslı hocam eline sağlık büyük bir özenle yazmışsın ... zaten biz hallettik konuyu seninle artık burda atışmanın bir manası yok bu konuda... saygılar bizden....

[almina_58]

yerliturkuaz Nickli Üyeden Al?nt?

Bakın ben yazımda sadece bir konuya takılıp kalmayın demiştim ama bakıyorumda bir konuya takılıp kalıyorsunuz yazının ne anlatmak isrtediğine bakın diyorum sadece ve de Kıbrıslı abimizin yazdıklarınada bir göz atın derim....

Kardeşim sana bir örnek vericem.Konunun dışına çıkacam ama biraz kusura bakmazsın artık.

Şimdi bir işe gireceksin başvuruda bulunmak için senden cv ni istiyorlar.Orada sen herşeyi yazdın fakat cinsiyet olarak normalde erkeksin ama yanlışlıkla bayan olarak yazdın.Şimdi bu başvuruda bulunduğun yer bu cv yi geçerli sayar mı.Saymaz dimi kardeşim.

O yüzden bazı şeyleri yazarken dikkat etmelisin.Ucunun nereye dokunduğunu bilmelisin.Tüm yaptığın yorum bana göre tek bir cümlen ile mahvolmuş.

Ayrıca Kıbrıslı kardeşim de gördüğüm kadarıyla gayet okumuş bilgili,kültürlü bir insan.Zaten bizler türk gençleri olarak her zaman araştırmalıyız,okumalıyız,tek tip bilgilerle hayatımızı,ufkumuzu daraltmamalıyız.Ama kıbrıslı kardeşimin söyledikleri de tabi kendi görüşüdür kendini bağlar.Herkese SAYGILAR...

[Kibrisli]

Yiğiter Nickli Üyeden Al?nt?

Tüm tartışmaları bırakın şunu okuyun.Mehmet Akif'i bile neredeyse Allah'a isyan eden bu dizeleri yazdıran günlerden geçtik..Vay be!


Ya Rab Bu Uğursuz Gecenin Yok Mu Sabahı?

Yâ râb, bu uğursuz gecenin yok mu sabâhı?
Mahşerde mi bîçârelerin, yoksa felâhı!
Nûr istiyoruz... sen bize yangın veriyorsun!
Diyoruz... boğmaya kan gönderiyorsun!
Esmezse eğer bir ezelî nefha, yakında,
Yâ rab, o cehennemle bu tûfan arasında,
Toprak kesilip, kum kesilip Âlem-i islâm;
Hep fışkıracak yerlerin altındaki esnâm!
Bîzâr edecek, korkuyorum, cedd-i hüseyn'i,
En sonra, salîb ormanı görmek harameyn'i! ...
Bin üç yüz otuz beş senedir, arz-ı hicaz'ın
Âteşli muhitindeki sûzişli niyâzın
Emvâci hurûş-âver olurken melekûta?
Sönsün de, ilâhi, şu yanan meş'al-i vahdet,
Teslis ile çöksün mü bütün âleme zulmet?
Üç yüz bu kadar milyonu canlandıran îman
Olsun mu beş on sersemin ilhâdına kurban?
Enfâs-ı habisiyle beş on rûh-u leimin,
Solsun mu o parlak yüzü kur'an-ı hakim'in?
İslâm ayak altında sürünsün mü nihâyet?
Yâ rab, bu ne hüsrandır, ilâhi, bu ne zillet?
Mazlûmu nedir ezmede, ezdirmede mânâ?
Zâlimleri adlin, hani öldürmedi hâlâ!
Câni geziyor dipdiri... can vermede mâsûm!
Suç başkasınındır da niçin başkası muhkûm?
Lâ yüs'ele binlerce sual olmasa du kurbân;
İnsan bu muammalara dehşetle nigeh-bân!

Eyvâh! beş on kâfirin îmanına kandık;
Bir uykuya daldık ki: cehennemde uyandık!
Mâdâm ki, ey adl-i ilâhi yakacaktın...
Yaksaydın a mel'unları... tuttun bizi yaktın!
Küfrün o sefil elleri âyâtını sildi:
Binlerce cevâmi' yıkılıp hâke serildi!
Kalmışsa eğer bir iki mâbed, o da mürted:
Göğsündeki haç, küfrüne fetvâ-yı müeyyed!
Dul kaldı kadınlar, babasız kaldı çocuklar,
Bir giryede bin ailenin mâtemi çağlar!
En kanlı senâatle kovulmuş vatanından,
Milyonla hayâtın yüreğinden gidiyor kan!
İslâm'ı elinden tutacak, kaldıracak yok...
Nâ-hak yere feryâd ediyor: âcize hak yok!
Yetmez mi musâb olduğumuz bunca devâhi?
Ağzım kurusun... yok musun ey adl-i ilâhî!

Mehmed Âkif Ersoy

Evet sevgili Gardaşım, Akif bu şiiri 1913 yılında Osmanlı'nın halinden duyduğu üzüntüden dolayı yazmıştır, aradan yıllar geçer Türkiye Cumhuriyet'inde de dinini istediği gibi yaşayamayacağını düşünür ve Mısır'a yerleşir, orada yıllarca kalır ve sonunda bir arkadaşına yazdığı bir mektupta şu cümleler dikkat çeker:

"Mısırda onbir yıl kaldım. fakat onbir saat daha kalsaydım artık çıldırırdım. sana içtenlikle fikrimi söyleyeyim mi insanlık da milliyetçilik de müslümanlık da hürriyetçilik de Türkiye'de.Eğer varsa Allah benim ömrümden 10 sene alıp Mustafa Kemal'e versin."

Saygılar...

Bu arada hakkımdaki düşünceleriniz için teşekkür ederim, hemşehirlilerimin beni böyle onurlandırması çok mutlu etti tekrar teşekkürler.... Benim şahsi görüşlerimdir tabii ki ama kafadan atma fikirler değildir, bahsettiğim tarihlerde olan olayları araştırabilir gerekirse belgeleri ile karşılaştırabilirsiniz, bu belgelerden ortaya çıkacak başka bir mantık yoktur.

[Kibrisli]

sultansehir Nickli Üyeden Al?nt?

ingiliz savaş bakanı churcill ki sonradan ülkesine başbakan oldu bu adam hatıralarında Sultan vahdettinin atatürk'e kendi parasından para verdiğini fakat bunu bildikleri halde yakalayamadıklarını yazıyor. nedenini de padişahın desteğiaçıkca değil el altından veriyor olması diye açıklıyor. Sonun da da ekliyor zaten hiçbir osmanlı padişahından vatanını satmasını beklemiyorduk öyle de oldu vahdettin beş parasız öldü diyor. Adam giderken bir kuruş para almıyor aslında topkapiyigezenler bilir ne değerli taşlar var ikisini alsa yanına tamam veya italya ya sürüldükten sonra gelen teklifleri değerlendirse tamam ama o vatan kurtuldu ya diyor kendini önemsemiyor.
Atatürk diyor ki tarihini bilmeyen milletin geleceği olmaz doğru diyor. Ama nedense bize yanlış öğretiyorlar tarihimizi emin olun hiçbir Osmanlı padişahı bu milleti utandıracak birşey yapmamıştır.

Churchill'in 1. Dünya Savaşı ile ilgili bir kitabı yok ama başka bir kitapta olabileceği düşüncesi ile Curchill Vakfına bu konuyu sordum, herhangi bir kitapta ya da bahsettiği bir yerde böyle birşey var mıdır diye, çünkü İngilizler'den gelen, ardın da Almanlardan gelen paraları kabul etmeyen Atatürk değil midir?
Erzurum'dan Sivas'a giderken tekeri patlayan arabaya yeleğini saran kim? Aynı yolda yiyecekleri sadece peynir, zeytin ve kuru ekmekten ibarettir. Su başında rastladıkları köylüler de torbalarından birkaç baş kuru soğan ikram etmişlerdir (Mazhar Müfit Kansu-Erzurum’dan ölümüne kadar Atatürk’le beraber-1937-1941). Padişahtan o kadar para alan bir Paşa neden böyle bir yolculuk yapar? Ben size sorarım doğru bile olsa Churchill gibi bir Türk Düşmanına mı inanırsınız Mazhar Bey gibi Atatürk'ün en yakınındaki insanlardan birisine mi???

Saygılar...

[barikat58]

Dağda üç Beş domuz Sürüsü
Tutturmuş Bir Kürdistan Türküsü
Eline Almış Bayrak Diye Bir Masa örtüsü
Satsan Beş Para Etmez Ne Dirisi Ne De ölüsü
Soyu Soysuz Olan Sensin Toprak Senin Neyine
İte itlik Yapıp Kafa Tutma Beyine
Anlasa Dediğimi Sokaktaki Köpek Ağlar Haline
Duy Ulan Soysuz Ne Mutlu Türk'üm Diyene!!!

[yerliturkuaz]

Kibris`li abimiz guzel bir arastirma yapmis dediginiz gibi tarihi arastirip ogrenmek gerekiyor bizim gibi koklu bir tarihi olan milletin tarihini de iyi bilmesi gerekir diye dusunuyorum...

[Kibrisli]

sultansehir Nickli Üyeden Al?nt?

ingiliz savaş bakanı churcill ki sonradan ülkesine başbakan oldu bu adam hatıralarında Sultan vahdettinin atatürk'e kendi parasından para verdiğini fakat bunu bildikleri halde yakalayamadıklarını yazıyor. nedenini de padişahın desteğiaçıkca değil el altından veriyor olması diye açıklıyor. Sonun da da ekliyor zaten hiçbir osmanlı padişahından vatanını satmasını beklemiyorduk öyle de oldu vahdettin beş parasız öldü diyor. Adam giderken bir kuruş para almıyor aslında topkapiyigezenler bilir ne değerli taşlar var ikisini alsa yanına tamam veya italya ya sürüldükten sonra gelen teklifleri değerlendirse tamam ama o vatan kurtuldu ya diyor kendini önemsemiyor.
Atatürk diyor ki tarihini bilmeyen milletin geleceği olmaz doğru diyor. Ama nedense bize yanlış öğretiyorlar tarihimizi emin olun hiçbir Osmanlı padişahı bu milleti utandıracak birşey yapmamıştır.

Merhabalar Churchill Vakfından attığım epostaya cevap geldi aynen koyuyor ve
Türkçe'ye çeviriyorum...


Ben Yazdımki:


Hi,

I want to ask something about Churchill's memories.
Someone says that, Churchill says in some book which was written by Churchill: Ottoman empire last Sultan Vahidettin gave money to Mustafa Kemal and English Government knew that but could do nothing about it. And Churchill
adds that "We couldn't think about that the Ottoman's Sultans is not treacherous" is it true or not. Or this things are any book which was written by Churchill or his memories?

Burak İNAN



Türkçesi:

"Merhabalar, Size Churcihill'in anıları ile ilgili bir soru sormak istiyorum.
Birisi bana Churchill'in kendisinin yazdığı bir kitabında: Osmanlı Sultanı Vahidettin'in Mustafa Kemal'e para verdiğini ve İngiliz Hükümetinin'de bunu bildiğini fakat birşey yapamadığını söylemiş ve eklemiştir "Osmanlı sulanlarının hain olmadığını bilemezdik" bu doğru mu ya da değil mi? Veya böyle bir şey Churchill'in yazdığı bir kitapta ya da anılarında var mı?

Burak İNAN



Cevabı veren adam bu Vakfın birinci yöneticisi, ben e-postayı başka birisine attım ancak o kişi konuyu editörlerine ilettiğini onun daha iyi cevap verebileceğini söyledi, bu cevap mesaj attığım gün geldi ancak editör sanırım araştırmalardan dolayı biraz geçikti, bugün geldi. Editör bana verdiği cevabı 5 kişiye de iletmiş aynı anda. Merkezden gelen cevap:




Richard M. Langworth CBE
Editor, The Churchill Centre

Dear Burak İNAN
The phrases "Ottoman's Sultan" (and "Sultans"), "Sultan/Sultans was
treacherous" and "Sultan's treacherous/treachery) do not come up in digital
scans of 50 million words by and about Churchill including all his published
works, letters, speeches and papers. Also, i didn't touch, thing like that. (Osmanlı Sultanları, hain sultanlar ve sultanların hainlikleri gibi ifadeler Churchill tarafından yazılmış mektup, konuşma, belge yada çalışmaları ve hakkında yazılanları kapsayan 50 milyonluk arşivimizde mevcut değildir. Ayrıca bende böyle birşeye raslamadım.)

However, Churchill greatly admired Mustafa Kemal, the great Turk who had
adopted his own principles of “summits” and compromise with ancient foes.
From my book, chapter 20, "People," page 321:
Mustafa Kemal
The tears which men and women of all classes shed upon his bier were afitting tribute to the life work of a man at once the hero, the champion,and the father of modern Turkey. During his long governmentship a policy of admirable restraint and goodwill created,for the first time in history, most friendly relations with Greece.
1938, 15 DECEMBER. (“NEW LIGHTS IN EASTERN EUROPE,” EVENING STANDARD; repritned in STEP BY STEP, 297.)

(Ne varki Churchill Atatürk'e büyük saygı duymaktadır, Büyük Türk kendi pirensiplerini zirveye taşımış ve eski düşmanları ile uzlaştırmıştır. Kendi kitabımdan Bölüm-20 sayfa 321 (Burda biraz reklam yapmış

Mustafa Kemal
Her sınıftan kadın ve erkeğin gözyaşlarının onun tabutuna sızması bu büyük kahramana, üstün niteliklere sahip bir lidere ve modern Türkiye’nin Ata’sına layık bir dışavurumdan başka bir şey değildir. O'nun uzun yönetimindeki etkin politikası ve tarihte ilkkez Yunanistanla dostane ikişkiler kurup iyi niyet yaratması taktire şayandır. 15 Kasım 1938.("Doğu Avrupada yeni ışıklar", Evening Standart (İngilterenin en önemli gazetelerinden);Tekrar basımı STEP BY STEP, s.297)


Adamın e posta adresi: richard@langworth.name
Buda Vakıftan başka birisinin adresi: preed@winstonchurchill.org dileyen doğrulayabilir...

Yani, Churchill Sultan Vahidettin'in ne hain olduğunu söylemiştir ne de hain değildir demiştir. Konu hakkında herhangi bir yorumu yoktur, Churchill hakkındaki dünyanın en önemli kurumu olan Churchill vakfı editörü bunu söylüyor. Şimdi Lütfen ben bu kadar uğraşmışken siz de Vahidettin'in Atatürk'e para verdiğine dair bu görüşe nerden vardınız? Ya da böyle başka bir iddianız var mı? Vahidettin'in Atatürk'e para verdiğine dair bir tek belge gösterebilir misiniz?Yani bırakın Churchill'i zaten ben onu referans edinmiyorum herhangi bir başka Türk ya da yabancı tarihçinin elle tutulur bir belgesini ya da iddiasını gösteriniz. Cevapları Nutuk'ta yazıyor yanlız onu şimdiden söyleyeyim

Bu konularla ilgili tek kaynak kendimiziz arkadaşlar, lütfen ama lütfen tarih konusunda alternatif tarihçilere inanmayınız, kendiniz araştırınız, benim alanım Tarih değil turizm ama ben kendi tezimi bile Türkiye'nin Turizm Tarihi konusu üzerine yapıyorum, sadece tarihi iyi öğrenmek amacım, bir ilki gerçekleştirmek. Bu tezi araştırırken yakın tarihimizle ilgili Tarih kurumunda, milli kütüphanelerde eski belgelerle çok içli dışlı oldum, yeni yeni şeyler öğrendim, sizde yapabiliyorsanız yapın, şehirlerinizdeki kütüphanelere gidin, İstanbuldakiler Beyazıta, Ankaradakiler Turizm Bakanlığı yanındaki Miili Kütüphaneye, Tarih Kurumuna, İzmirdekiler Opera Salonu yanındaki milli kütüphaneye gidin, hiç birini yapamıyorsanız bir markete gidin, bir kitapçıya gidin NUTUK alın, Atatürk'ten öğrenin Kurtuluş Savaşını, çünkü en iyi bilen ve en akıcı anlatan O bu büyük savaşımızı.

Saygılar....