Forum - Ana Sayfa Takvim S?k Sorulan Sorular Arama

Zurück   Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar > Serbest Alan > Serbest Kürsü
SİTE ANA SAYFA Galeri Kayıt ol Yardım Ajanda Oyunlar Bugünki Mesajlar

Serbest Kürsü Serbest Konular



Son 15 Mesaj : Atatürk'ün Çocukluğu'na Ait Hikayeler           »          Şehzade Osman           »          Hatıra defteri           »          Antilop İle Akrebin Dostluğu           »          Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 2           »          Sitemizin Ozanları           »          SEVDİM İŞTE....           »          NEFRET ETTİM İŞTE!!!!!           »          AFORİZMALAR (SAÇMALAMLAR)-1           »          SEÇKİNLER/SEÇİLMİŞLER DÜNYASI           »          Hatalarımızdan Dersler Alabilmek Ümidiyle.           »          Araf Suresi 172-173. Ayetler.( Ben Sizin Rabbiniz Değil Miyim)           »          İnancımızı Kullananların Artık Tuzağına Düşmeyelim.           »          ULAŞ-Yapalı           »          TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR PAYLAŞIMAZ
Cevapla
 
Seçenekler Arama Stil
Alt 16.04.2009, 13:33   #31
besyo_cu
Usta Yiğido
 
besyo_cu - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
besyo_cu Şuan besyo_cu isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 30.11.2015 22:13

Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 2.884
Tecrübe Puanı: 987 besyo_cu SITEMIZE IŞIK ŞACIYORbesyo_cu SITEMIZE IŞIK ŞACIYORbesyo_cu SITEMIZE IŞIK ŞACIYORbesyo_cu SITEMIZE IŞIK ŞACIYORbesyo_cu SITEMIZE IŞIK ŞACIYOR
Standart Cevap: Türk Solundan Yazıcıoğluna Çirkin Saldırı.

Bravo nede güzel yöneticlik yapıyorsun! Hitap şeklın ne kadarda güzel ne kadarda örnek olucu nitelikde...

Buraya yorum yazmak için illa herkes senın gibimi düşünmek zorunda bir üye olarak yorumunu şiddetle kınıyorum.
__________________
www.sivasspor.com
besyo_cu isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 16.04.2009, 13:56   #32
Kibrisli
Usta Yiğido
 
Kibrisli - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Kibrisli Şuan Kibrisli isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 15.04.2015 04:22

Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 4.738
Tecrübe Puanı: 1170 Kibrisli TAM BIR BEYEFENDIKibrisli TAM BIR BEYEFENDIKibrisli TAM BIR BEYEFENDIKibrisli TAM BIR BEYEFENDI
Standart Cevap: Türk Solundan Yazıcıoğluna Çirkin Saldırı.

Alıntı:
berat.demir Nickli Üyeden Al?nt? Mesajı Göster
Bana bak haddini bil çek git başımdan. Solcu değilmiş, Solcunun önde gidenisin. Sen anca solcu değilim diye kendini kandırırsın başka kimseyi değil. Sola en ufak bir eleştiri geldiğinde hopluyorsun. Ben sağcıyım hem de sapına kadar. Burada sen milleti o ideolojik düşüncelerini aşılama. Sivas ta geldiğimiz nokta çok açık. Seçimlerde Sivas % 88 sağa kaymıştır ve bunu kabullenemiyorsunuz. Ama mecbur sizin için acı olan gerçeği kabulleneceksiniz. Sivas ta BBP ye ve Muhsin Yazıcıoğlu na oy veren kesim sağ kesimdir soldan kesinnikle BBP ye oy kayması yoktur dediğimde inanmamıştın, milleti yanıltmaya çalışmıştın soldan da oy geldi diye ama aç YSK nın sitesini ve gör soldan BBP ye oy gelmiş mi gelmemiş mi. Sandık sandık baktım ve kesinnikle oy kayması yok. En güzel ispatı da Şarkışla Sivrialan köyüdür. Şarkışla da bile soldan BBP ye oy kayması olmamış. Köy köy, mahalle mahalle buraya istatistikleri de aktarabilirim.
Alparslan Türkeş Kıbrıs doğumlu, Sivas Pınarbaşı nüfusuna kayıtlı başbuğdur. Bilip bilmeden konuşup durma. Pınarbaşının tarihini iyi öğren ondan sonra konuş. Daha geçen rahmetlinin mezarına Pınarbaşından toprak getirip döktüler. Alparslan Türkeş sapına kadar Sivaslıdır. Kimsenin gücüne gitmesin. Alparslan Türkeş in Kıbrıs ta doğduğu ev müzedir ama Alparslan Türkeş Sivaslıdır.
Adam gibi konuş, haddini bil. Deniz Gezmiş i gelip de Sivas a yamamaya çalışma. Ailesi memur olarak Sivas a gelmiş o kadar. Onun dışında Deniz Gezmiş üniversite yıllarında Ankara da yetişmiştir ve hatta Ankara doğumludur. Biri Gürünlü ama Sivas la ne alakası vardı onu iyice araştırmak lazım. Ne insanlar varki Sivas ta doğmuş 5 yaşında Sivas tan ayrılmış 35 sene Sivas a gelmemiş, hatta ve hatta kütüğünü bile Sivas tan almış. böylelerini Sivaslı saymıyoruz biz.

Şarkışla

Şarkışlaya düşürmesin oy
Allah sevdiği kulunu
Gemerekte çevirmişler
Deniz Gezmiş'in yolunu
Gece Elmalıda kalmış
Amancılar iyi solmuş
Uzatmalı iyin biri
Yusuf'u gafletle vurmuş
Dağların olayıydım
Okur-yazar olaydım
Deniz mahkemeye düşmüş
Avukatı ben olaydım
Yusuf mahkemeye düşmüş
Avukatı ben olaydım

Bu türküyü solcular yazmış. Saklanmaya çalıştılar ama saklanamadılar. Halkın ihbarı sonucu yakalandılar. Sivas tan solcu çıkmıştır ama hangi solcu lider Sivaslıdır diye sokakta sorsan kimseden cevap alamazsın.

Aşağıdakiler de Sivasımızın yetiştirdiği değerli alimler.

Sağlam tarihi dokusunu “Gölyerinden su eksik olmaz” atasözünü teyit edercesine, Selçuklu, Ertana, Danişmentli ve Osmanlı bileşkesi ile meydana getirdiği bir medeniyet beşiği olan Sivas, yetiştirdiği büyük şairler, bilim ve devlet adamları itibariyle, verimli bir beldedir.


Ahi Emir Ahmed (1244)

Eldeki bilgilere göre H.660 veya 662 yıllarında doğduğu tahmin edilen Ahi Emir Ahmed muhtemelen Horasan'lıdır. Daha sonra Anadolu topraklarına intikal ederek önce Bayburt'ta yerleşmiş, sonra Sivas'ta karar kılmıştır.

Esnafı manevi bakımdan disipline eden Ahilik mektebinin önemli temsilcilerinden olan bu kişinin vakıf kayıtlarında tam ismi “Ahi Emir Ahmed Bin Zeynül-Hacc” olarak belirtilmiştir.

Halen Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından onarılan Sivas merkezinde Öğretmenevi yanında bulunan türbesinde yatmaktadır.

Ebu Abdullah Ali Bin Mehmed Es-Sivasi (.....–1302)

Erdemli bir insan olup hekimliği ile şöhret bulmuştur. Selçuklu Emirlerinden “Yeşbek” namına yazdığı “Kitab-ı İksir-il Hayat Fi Telhis-i Kavaid-il Muacelat” ismindeki hekimlikle ilgili eserin ön sözü Arapça, esas bilgiyi ihtiva eden kısmı Farsçadır. “Akd-ül Cem'an” adlı eserde yazılı olduğu gibi Emir Yeşbek Amasya'da Selçuklu saltanatına bağlı olarak hüküm süren Tacüddin Altun-baş'ın Atabeyi olup, Hicri 718'de çıkan bir karışıklıkta katledilmiş ve çocukları Mısır'a kaçmıştır.

Kadı Burhaneddin Ahmed (1345–1398)

Kendi saltanatı zamanında yazılan (Bezm-ü Rezm) adlı eserde belirtildiği üzere aslen Oğuzların Salur boyundan olan Kadı Burhaneddin Ahmed, Hicri 745 tarihinde dünyaya gelmiş, erdemli bve bilgin bir zat olmasına rağmen hükümet ve siyaset arzusu başını belaya uğratmıştır. Sivas Hükümdarı olarak “Emir Kadı” namıyla şöhret bulmuş, yakın çevresinde başladığı tahsilini Mısır'da tamamlamıştır. Kıymetli telif eserleri şunlardır:

Bir nüshası Ayasofya Kütüphanesi'nde bulunan Arapça “İksir-üs Saadat-ı Fi Esrar-ı İbadat” ile “Telvih” adlı esere “Tercih” ismiyle yazdığı yorumdur. Ayrıca; Arapça, Farsça, Türkçe şiirleri vardır. Divanının tek nüshası Londra Kütüphanesi'nde bulunmaktadır.

Hicri 800 yılında Akkoyunlu Aşireti ile yaptığı kavgada öldürülmüştür. Sivas'ta kendi adıyla anılan mahalledeki türbede yatmaktadır.



Ahmed Bin Abdullah Es-Sivasi (.....–1384)

1384 yılında vefat eden Ahmed Bin Abdullah, bilgin ve erdemli bir zat olup, hekimlik yapmıştır. (İksir-üs-sade, Et-Tercih, Şerh-üt Tenkih) önemli telif eserlerinin yanında bir de Divan'ı bulunmaktadır.

Ahmed Bin Mahmud Es-Sivasi (....–1387)

Sivas'ta doğmuş ve Hicri 803'de vefat etmiştir. Dini ilimler sahasında tanınmış olup, önemli telif eserleri şunlardır. (Risalet-ün Necat), (Riyad'ul İrhad), (Şerh-u Feraiz-u Sıraciye), (Uyun-u Tefasir).

Kemaleddin İbn-i Hümam Es-Sivasi (1374-1445)

Fatih devri ulemasından olup, H.790 yılında doğmuş ve 861 yılında vefat etmiştir. Mensubiyeti itibariyle Sivaslıdır. Dedesi Sivas'tan İstanbul yoluyla Mısır'a göç etmiştir. Tam ismi Kemaleddin İbn-i Hümam El-İskenderi Es-Sivasi'dir.

İlimdeki yüksek payesi sebebiyle sağlığında “Şeyh-uş Şuyuh” (şeyhlerin şeyhi) lakabıyla anılmış olup birçok eseri bulunmaktadır.

Şehabüddin Ahmed Es Sivasi (....–H.860)

Tefsir bilginidir. Sivas'ta doğmuş ve beldesi alimlerinden öğrenimini tamamlamıştır. Hicri 860 tarihinde burada vefat etmiştir. (Ayasluğ) istasyonundan Kuşadası'na giden eski şosenin sol tarafındaki tarlalar içerisinde gömülüdür. Çeşitli konularda birçok eseri vardır.

Hüsrev Bin Mehmed Es-Sivasi (....-1470)

(Molla Hüsrev) adıyla şöhret bulan, Hüsrev Bin Mehmed, Sivas-Tokat arasında iskan edilen Türkmenlerden Arsak Kabilesine mensuptur. Hicri 886 yılında İstanbul Kadısı iken vefat etmiş ve naaşı Bursa'ya nakledilerek Zeyniler Semtindeki kendisinin yaptırdığı medrese yakınlarında defnolunmuştur. Birçok konuda eserleri mevcuttur.


İbrahim Bin Hasan Es-Sivasi Et-Tennuri (....-1471)

Hicri 887 yılında vefat eden ve Ebrahim Tennuri namıyla şöhret bulan bu zat, Türk tasavvufunda önemli yeri olan “Güzar-ı Manevi” adlı eseri tasnifiyle şöhrete ulaşmıştır. Konya'da Mevlana Sarı Yakub'dan ders almış, tahsilini tamamladıktan sonra Akşemseddin (K.S)ya kapılanmıştır. Gülzar-ı Manevi adlı el yazması eseri bazı kütüphanelerde mevcuttur.

Molla (Mehmed) Hüsrev (....-1480)

Din bilgini. Sivas'ta medrese öğrenimi gördükten sonra Edirne'ye geldi. Müderrislik yaptı. Edirne Kadısı, sonra da Rumeli Kazaskeri oldu. II.Murad döneminde Varna Savaşına katıldı. İstanbul'un alınışından sonra kadı olan Hızır Bey ölünce onun yerine getirildi. Daha sonra şeyhülislam oldu. Birçok öğrenci yetiştiren Hüsrev molla şiirle de uğraştı. Fıkıha, usule ve tefsire ilişkin yapıtları vardır.

Hasan Paşa (...-1566)

Kanuni devri vezirlerinden olan Hasan Paşa Sivas'lıdır. Kapıcı başı iken 1561 yılında Yeniçeri Ağası olmuş, 1562 yılında Rumeli Valiliği'ne tayin edilmiştir. 1566 yılında vefat etmiştir.

Muharrem Es-Sivasi (....-1584)

Şemseddin-i Sivasi'nin büyük biraderidir. 1584 tarihinde Zile'de vefat etmiştir. En önemli eseri Nahivden (Fevaid'i Ziyaiyye)'dir.

Kendi el yazısı ile yazdığı (Hidaye) nüshası Nuru Osmaniye Kütüphanesi'ndedir.

Behram Paşa (16.YY.)

Sivas'a büyük hizmetleri olan Behram Paşa, Osmanlı Saray Mektebi Enderundan yetişmiştir. Sultan II.Selim B.Murad Han'ın zamanı idaresinde çalışkanlığı ve kabiliyeti ile yükselmiştir. Kurşunlu Çifte Hamamları ile hemen bu hamamların yanında olan ve kendi adıyla anılan Behrampaşa Hanı'nı yaptırmıştır. 1549 yılında Diyarbekir, daha sonra Bağdat Beylerbeyliği yapmıştır. En son görevi olan Rumeli Beylerbeyliği esnasında vefat etmiştir.

Ali Ağa Camii'ni yaptıran ve bu camii mezarlığında gömülü bulunan Mustafa Bey de Behram Paşa'nın oğludur.

Feyzullah Bin Şemseddin Ahmed Es-Sivasi (...-1616)

Din bilginidir. Sivas'ta doğmuş ve Hicri 1032 yılında vefat etmiştir. İbn-i Malik'in “Şerh-ul Mesabıh” adlı eserine (Ziya-ül Mesabıh) adıyla bir yorum yazmıştır.

İsmail Bin Sinan Es-Sivasi (....-1632)

Din bilginidir. Hicri 1048 yılında Sivas'ta öldü. Klasik dini ilimleri Abdülmecid Sivasi'den tahsilen öğrendi. (Feraid) ismindeki Mülteka Şerhi ile (Risalet-Üs-Sagir vel-Kebir) başlıca eserlerindendir. Feraid'in bir nüshası Ayasofya Kütüphanesinde bulunmaktadır.

Abdülmecid Bin Muharrem Es-Sivasi (1563-1639)

Din bilginidir. Sultan III.Mehmed'in davetine uyarak İstanbul'a gelmiştir. Hicri 1049 yılında vefat etmiş ve Eyüp'de Nişancı Dergahına defnedilmiştir. Şiirlerinde “şeyhi” mahlasını kullanırdı. Telif eserleri basılmamış ancak, el yazısı ile çoğaltılmıştır. Birçok konuda eserleri bulunmaktadır.

Abdulkerim Bin Abdullah El-Vaiz Es-Sivasi (....–1633)

Din bilginidir. Sivasta doğdu ve Hicri 1049 yılında öldü. El-Camü-n-Nüfus adlı telif bir eseri vardır.

Recep Sivasi (....-1640)

Şemseddin-i Sivasi'nin (K.S) kardeş çocuğu ve damadı olan bilgin bir zattır. Eserleri basılmamış olup, yalnız (Necm'ül Hüda Fil Menakib-I Şelh-i Şemseddin Ebi Sena) adlı eseri basılmıştır.

Abdülahad Sivasi (....-1645)

Hicri 1061 yılında vefat etmiştir. (Muhabbet-ül-abdi lirabbihi, divan-üs Soffiyye, Şurutu-talebil-İlmin-Nafi) adlıtelif eserlerindendir.

Sems-i Semseddin Ahmed Es-Sivasi (1520-1597)

Din bilginidir. Tokat'ta bulunan Arakiyyecizade Şemseddin Efendi'den ders aldı. Tahsilini İstanbul'da tamamladı. Hicri 1006 tarihinde vefat etti. Sivas Meydan Camii avlusunda bulunan türbesinde gömülüdür. Birçok alanda eserleri bulunmaktadır.

Sivaslı Müftüoğlu (....-1748)

Hicri 1161 yılında vefat etmiştir. (Ayn-ül-Hayat) adlı eseri bulunmaktadır.

Numan Efendi (Sarı Hatipzade) (....-1768)

Devrin bilgin ve erdemli kişilerinden Şeyh Ahmed Efendi'nin oğlu olan Müftü Numan Efendi, Sivas'ın Sarı Hatip Oğulları ailesine mensuptur. Konağı, yaptırdığı çeşmesi ve

kütüphanesi Ulu Camii'nin batısına düşmektedir. Hicri 1182-Miladi 1768 yılında vefat etmiş kütüphanesi ile çeşme arasındaki aile kabristanına defnedilmiştir.

Büyük Türk Halk Musikisi sanatkarı ve derleyicisi Muzaffer SARISÖZEN'de Sarıhatipoğulları ailesine mensup olup, Müfti Numan Efendi'nin torunlarındandır.

İvazzade Halil Paşa (....-1804)

Sadrazam İvaz Mehmet Paşa'nın oğlu. Babasının yüksek makamından dolayı çabuk ilerledi. Mirahur, Çavuşbey Tütün gümrüğü emini, Sadaret kethüdası, Rumeli Valisi, Hatin muhafızı oldu. Sadrazamlığa getirildi. (1769) Serdar-ı ekrem sıfatı ile Rus Savaşlarına katıldı. Kartal Sahrasında bozguna uğradı. Önce vezirliği alındı. Filibe'ye sürüldü. Sonra affedilerek Eğriboz, Bosna, Selanik ve nihayet Sivas Valiliğine getirildi. 1777 yılında vefat etti.

Mur Ali Baba (....-1804)

Halk arasında Mor Ali Baba namıyla tanınan Mur Ali Baba'nın asıl adı Mehmed b.ahmed'dir. Kerkük Türkmenlerindendir. Hicri 1301 (1804)de vefat etmiştir. Mur Ali Baba Camiisinin bulunduğu yerde gömülüdür. Tenbih-üs-salikiyn adlı basılmamış el yazması bir eseri bulunmaktadır.

Sıdkı Efendi (Sıdkı-i Sivasi) (1809-1865)

Divan Şairi. Yağcızade Ömer Sıdkı Efendi, 1809 tarihinde Sivas'ın Ferhat Bostanı Mahallesi'nde doğdu. İyi bir öğrenim gördü. 1833 yılında nüfus katibi idi, 1838 de Sivas Nüfus Mukayyiti oldu. 1839 da bu görevine “erbab-ı reşid ve fetanetten olduğu” gerekçesiyle Hafik ilçesi Görmaşlı Aşireti Nüfus mukayyitlikleri de eklendi. Bu sırada adından bahsedilirken Ömer Sıdkı Beyefendi denilmektedir. Fakat ömrünün sonlarına doğru Sıdkı Efendi olarak anıldı. Bir görevi de, avlusunda Kanuni Sultan Süleyman'ın oğlu Şahzade Beyazıt ve torunlarının gömülü bulunduğu Melik Acem Zaviyesi'nin türbedarlığı idi. Sıdkı Efendi kudretli bir divan şairidir. Henüz 28 yaşında iken Erzurumlu Emrah'ın takdir ve hayranlığını kazanmıştı. Gazellerinde çok başarılı olan Sıdkı, düşürdüğü tarihlerde ise çok ağdalı bir dil kullandı. Şiirlerine yazmalarda ve eski cönklerde rastladığımız Sıdkı-i Sivasi'nin elimize ulaşan az sayıdaki koşmaları devrin modasına uyarak yazdığı düşünülebilir. Koşmaları da gazelleri gibi başarılı olup dili Osmanlı kalem efendisine yakışır biçimdedir. Tapşırmalı şairlerle şiirleri karıştırılan Sivaslı Sıdkı'nın en çok Tarsuslu Sıdkı ile şiirleri karıştırılmıştır.

Abdülkadir Gulami (1854-1886)

Mur Ali Baba'nın büyük oğludur. H.1273 yılında Sivas'ta doğmuştur. İlk tahsilini babasından ve Altınoğlu Mehmed Efendi'den aldığı derslerle tamamlamıştır. Takiben Sivas'ın o zaman en meşhur ulemasından olan “Ehramizade hacı Mehmed” Efendi'den diploma almıştır.

Sivas'ın ilk Milli Eğitim Müfettişlerindendir. Sivas, Amasya, Tokat, Çorum ve Şebinkarahisar'ın merkez ve mücavir alanlarında ilk resmi okulların açılmasında da öncülüğü ve büyük hizmetleri olmuştur.

Gulami'nin H.1291 yılında “Matbay-ı amire” tarafından basılmış bir “Divanı” vardır. “Tac-ül muhakkıkiyn ve Mirc-ıl-müştakiyn” adlı eserleri basılmamıştır.

Babasından dört yıl sonra 1889 yılında vefat etmiştir.


Fazlullah Moral (1878-.....)

Mur Ali Babanın torunu ve Gulami Abdulkadir Efendinin oğludur. 1878 yılında Sivas'ta doğmuştur. Babası gibi güzel yazan bir şair olan Fazlullah Moral'ın şiirleri didaktik bir hususiyet gösterir. Mutasavvıf bir aile ocağında yetiştiği için eserlerinde tasavvufi ve ahlaki görüşler yer almıştır.

Meslek hayatında Amasya, Tokat, Urfa, Mardin, Şebinkarahisar ve Sivas Lisesi'nde, Sivas Öğretmen Okulu'nda Türkçe, Arapça, Farsça, Mantık ve Felsefe dersleri okutmuş, Sivas Dar'ül Hilafe Medresesi'nde uzun müddet müdürlük yapmıştır.

Bu kültürel hizmetlerin yanında Erzurum Kongresi'ne Sivas temsilcisi olarak katılmak suretiyle de vatanın kurtuluşuna vesile olan çalışmalara katılmıştır.

Nüzhet Efendi (Deli Nüzhet Sivasi) (....–1888)

Devrinin önde gelen ediplerinden erdemli bir kişi olan Nüzhet Mehmet Efendi, Sivas'ta doğmuştur. Matbuat Müdürlüğü ve benzeri bir çok devlet gürevinde bulunmuş, 1888 yılında Sivas'ta vefat etmiştir.

Edebiyat kurallarını ihtiva Mana-yı Kitab) en önemli eseridir.

Abdulkadir Bin kör Ali (....-1894)

Sivas'ta doğmuş ve Hicri 1310 yılında vefat etmiştir. Türkçe şiirlerini kapsayan bir Divan-ı bulunmaktadır.

Halil Rıfat Paşa (....-1907)

29 Aralık 1882 yılında Sivas Valiliği'ne atanmıştır. Bölge itibari ile eyalet merkezi olan ve dört sancağı bulunan Sivas'ta Halil Rıfat Paşa bilhassa yol, içme suyu, okul, tarım ve orman alanlarında unutulmaz hizmetler yapmıştır. Trabzon-Canik (Samsun) Elazığ-Malatya-Hasan Çelebi sınırına kadar 410 kilometrelik Bağdat yolunu yaptırmış bu yol üzerinde 314 köprü ve 829 menfez inşa etmiştir. Çamlıbel'e kendi parası ile bir çeşme yaptırmıştır. Tokat-Niksar Ünye'ye kadar olan 76 kilometrelik şoseyi, ayrıca Kelkit Irmağı üzerinde 630 metre uzunluğunda 41 gözlü Hamidiye adlı köprüyü ve bunlar dışında 55 köprü ile 32 menfez inşa ettirmiştir. Yozgat-Çorum sınırına kadar 63 kilometre yol açtırmış ve köprüler yaptırmıştır. Merzifon-Osmancık İlçesi arası yolu 59 kilometrelik bir şose ile bağlattırmıştır. Şebinkarahisar'dan Trabzon ve Giresun illerine kadar, 64 kilometrelik bir yol ile Sivas-Hafik-Zara-Koyulhisar -

Mesudiye ve Ordu illerine kadar 212 kilometrelik şose, 92 köprü, 300'den fazla menfez yaptırmıştır. Ayrıca Sivas'ın kasabalarının ve bir çok köyün yollarını inşa ettirmiştir. Yol davasındaki şu sözü tarihe geçmiştir. “Gidemediğin yer senin değildir”

Bütün bu hizmetleri sonunda Sivas'tan görev icabı ayrılarak İzmir'e tayin olmuş ve 1907 yılında vefat etmiştir.

Vali Muammer Bey (1874-)

1874'de İstanbul'da doğmuştur. Mülkiye mezunudur. Fransızca, Arapça, Farsça ve Ermenice dillerini bilirdi. Memuriyete 1899'da Sivas Vilayet Maiyet Memurluğu ile başlamıştır. 1902'de Hafik Kaymakam vekilliği yapmış, aynı yıl Kangal Kaymakamlığı'na atanmıştır. 1908'de bu tarihte Sivas'a bağlı olan Aziziye Kaymakamlığına getirilmiş, 1909'da Kayseri Mutasarrıflığına terfi etmiş, 1911'de Adana Valiliğine oradan Konya Valiliğine, 1913'de Sivas Valiliğine atanmıştır.

Vali Muammer Bey 1923 yılında Sivas milletvekili seçilmiştir.

İhramcızade İsmail Hakkı Efendi (1880-1969)

1880 yılında Sivas'ta doğmuştur. Dedelerinin Kabe'nin ihramını değiştirmek gibi bir görevi olduğundan aile isimleri “İhramcızade” olmuştur.

Ulu Camiyi onarması, birçok köye su getirmesi, köprü ve 27 adet çeşme yaptırması önemli hayır işlerindendir. 1969 yılında vefat etmiştir.

M.Samih Fethi (1886-)

Mehmet Samih Fethi, 1886 yılında Sivas'ta doğdu. Sivas'ın Alaaddin Paşalar ailesine mensuptur. Samih Fethi muntazam bir öğrenim gördükten sonra Sivas lisesi'nde Tarih ve Coğrafya öğretmeni olarak görev yapmıştır. MeşhurTurhan Tan ve Bedia Tan'ın babasıdır.


Hayri LÜTFULLAH (1889–1930)

Sığırcızade Hayri Lütfullah adı ile tanınır. 1889 yılında doğmuştur. Hukuk Fakültesine devam etmiştir. Kuvvetli bir yazar ve şairdir. Belediye reisliği de yapmış, Kızılırmak gazetisinde makaleler yazmıştır. 1930 yılında ölmüştür.

Mehmet Şükrü AKKAYA (1894-1971)

Yazar, dilbilimci. Orta öğrenimini Kuleli Askeri Lisesi'nde tamamladı. Harbiye mektebindeki öğrenimi sırasında orduya alındı. Çanakkale Savaşı'na katıldı. 1927'de askerlikten ayrılarak dil ve tarih öğrenimi için Almanya'ya gitti. Türkiye'ye döndüğünde Türk Dil Kurumu uzman üyesi oldu. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde doçent olarak görev aldı. 1959'da emekliye ayrıldı

Bu ve bunun gibi nice alimler Sivas ta yetişmiştir. Sivas Türk İslam dünyasının önemli merkezlerindendir. Selçuklu nun başkenti, Osmanlı nın eyalet merkezi, Türkiye Cumhuriyetinin temellerinin atıldığı bir ildir. Sivas a bugün gidip görün her tarafı tarihi medrese, cami doludur. Kendinizi manevi bir iklimde hissedersiniz. Her tarafı evliya kabirleriyle doludur. İhramcızade İsmail Hakkı Toprak hazretlerinin iklim dünyasıdır Sivas. Şemsi Sivasi hazretlerinin yurdudur.
Kim kimin başına sarılıyor Allah aşkına?? Gelmişsin bana cevap veriyorsun ondan sonra git başımdan asıl sen git başımdan... Ben ne yazsam cevap veriyorsun, kendinde görev ediniyor gibi, Alparslan Türkeş Sivas doğumludur diyorsun birisi gerçeği söyleyince Kıbrısta doğmuş ama Pınarbaşılıdır diyorsun... Ailesi 1860'ta Kıbrıs'a göçmüş sonra 1933'te geri gelmiş ve TC vatandaşlığı almış kökenleri Pınarbaşı olduğu için oraya kayıtettirmişlerdir Pınarbaşı o tarihte Kayseri ili sınırlarındadır ve geldiklerinde Pınarbaşına değil İstanbul'a yerleşmişlerdir... Alparslan Türkeş Kıbrıs'ta yetişmiş İngiliz Sömürgesi ve Vatan hasretinden ötürü ilk milliyetçilik duyguları orada ortaya çıkmıştır... Hiçbir zamanda Sivas'lıyım dememiştir... Kayseri'li olduğunu her fırsatta bastırarak söylemiştir...
Solcunun önde gidenisin diyorsun... Ben ideolojimi sola oturtamıyorum Allah vermeye sen dışardan bakıp benim ideolojimi sola oturtuyorsun... NE zaman sola laf atsak çıkıyorsun diyorsun... Bak kardeşim yazdıklarımı iyi oku benim bu başlık altına... Burada da solcular Muhsin Yazıcıoğlu'na laf atmış ben karşı çıkmışım o zaman bu yazdıklarımdan sağcı olduğum mu çıkıyor??? Abdullatif Şener Bey'in partisinde bir iki pürüz dışında çalışırım hatta en önde diyorum sağcı olduğum mu ortaya çıkıyor??? Denizlispor maçında Üşüyüroz Donuyoruz Bizde Senin Gibi Yiğidoyuz diye tezahurat yaptım sağcı olduğum mu ortaya çıkıyor??? Sen sapına kadar ideolojilerin içerisinde erimiş kaybolmuş vicdanın yokolmuş... Sen sapına kadar sağcı olabilirsin ben de sapına kadar Kemalist'im ve benim ideolojimi siyasi yelpazede bir yere oturtamazsın çünkü hem sağdan hem soldan faydalanıp Türkiye'ye ve Türk milletine uygun diğer ideolojilerden bağımsız ve yerel bir ideoloji olarak Atatürk tarafından ortaya konmuştur??? Senin ideolojinin sağcılığın ya da liberalliğin kökeni nerden geliyor??? Yada solcu, sosyalistlerin veya sosyal demokratların ideolojisi nerden geliyor??? Hepsinin kökleri dışarda benimki milli... MİLLİ.... MİLLİ
Şimdi gelmişiz yine seçimlere ve CHP'den oy kayıp kaymamasına... Bu başlık ile ne alakası var??? Kaldıki o konuda birbirimize ne söylesek boş taban tabana nedenleri ile zıt düşünüyoruz... Ben hala kaydığını iddia ediyorum.... CHP belediyesi Sivas'ta yokken 2 belediye almıştır 2 belediyeyi de kıl payı kaçırmıştır... Bu bir gerçekliktir... Oy oranları önemli değildir??? AKP asıl oy kaybına uğramıştır... Oylar akılla değil Vicdanla atılmıştır... Hem soldan hem sağdan oylar vicdanla atılmıştır... Sonucunda da Halk AKP'ye diğer illerde olduğu gibi sarı kart çıkartıp hele bir dur demiştir... oylarınıda sosyal adalet, sosyal demokrasi ve Milliyetçiliğe vermiştir...

"Deniz Gezmiş i gelip de Sivas a yamamaya çalışma. Ailesi memur olarak Sivas a gelmiş o kadar. Onun dışında Deniz Gezmiş üniversite yıllarında Ankara da yetişmiştir ve hatta Ankara doğumludur. Biri Gürünlü ama Sivas la ne alakası vardı onu iyice araştırmak lazım." demişsin...
Deniz Gezmiş 1 yaşında Sivas'a gelmiş 16 yaşında Sivas'tan ayrılmıştır... 23 yıllık hayatının 15 yılını Sivas'ta geçirmiştir... Sonra Ankara'ya değil İstanbul'a taşınmışlardır (Tayin nedeni ile) Lise'yi orada okumuş ve Ankara'da değil Üniverssiteyide İSTANBUL'da okumuştur...

Biri dediğin Hüseyin İnan Gürünlüdür ki bu konu hakkında bir bilgin yoktu benim yazdıklarımı okuyunca demekki araştırma gereği duymuş ve öğrenmişsin... Ve daha da araştırmak gerek demişsin... Yine de ben sana yanlış bilgilenmeyesin diye bilgi vereyim... Gürün'ün Bozüyük köyü doğmludur... Bazı kaynaklar Kayseri der ama Kayseride böyle bir köy yoktur bu köy Gürün'e bağlıdır... Sivas'la ne alakası vardır demişsin... Söyleyeyim Göçmemiştir... İlkokul ve ortaokulu Sivas'ta okur Lise'ye Pınarbaşına gider... Sonra ODTÜ'yü kazanır ailesi Sivas'ta kalır hatta Dayısının evinde yakalanır... Öyle göçmek gitmek kütük aldırmak felan yok sapına kadar öz ve öz Sivas'lıdır...22 senelik hayatının 15 Senesini devamlı,daha sonrada Lise ve üniversite zamanında da bizler gibi tatillerini Sivas'ta geçirmiştir.. Benimde soyaddaşımdır...

"Ne insanlar varki Sivas ta doğmuş 5 yaşında Sivas tan ayrılmış 35 sene Sivas a gelmemiş, hatta ve hatta kütüğünü bile Sivas tan almış. böylelerini Sivaslı saymıyoruz biz. " diyerek ve bir site yöneticisi olarak kaç kişiyi itham altında bıraktığını biliyor musun? Ayrıca böylelerini Sivas'lı saymıyoruz biz diyorsun ama Kıbrıs doğmulu ve Pınarbaşı kütüklü Alparslan Türkeş'i Sivas'lı sayıyorsun bu da ayrı bir konu... Keşke Sivas'lı olsaydı ben Muhsin Yazıcıoğlu'ndan nasıl gurur duyuyorsam ondan da gurur duyardım... Ayrıca Kıbrıs'ta Alparslan Türkeş'in evinide çok ziyaret etmişimdir her geleni de götürmüşümdür ziyarete onu da söylemeden geçemeyeceğim...

Ben kimseyi Sivas'a yamamıyorum... Deniz Gezmiş Türkiye tarihinde önemli liderlerden birisidir... Tanınan sevilen birisidir... Kimisinin lideri değildir, fikirdaşı değildir ama kabullenmiştir sempati ile bakar.. O bakımdan Sivas'ta yetişmesinden onur duyarım... Muhsin Yazıcıoğlu Sivas'lıdır Türkiye tarihinin önemli liderlerinden birisidir... Tanınan sevilen birisidir... Kimisinin lideri değildir, fikirdaşı değildir ama kabullenmiştir özellikle ölümünden sonra sempati ile bakılan birisidir...

Şarkışla Türküsü ağıttır... Türküdür yazılmıştır yapacak birşey yok... Orada Sivas'ın adını kullanması Sivas'ı küçük mü düşürüyor ki tartışalım bu konuyu...

Ayrıca altta yazdığın kişiler sadece senin değil benimde atalarımdır ama üzüntü verici bir olay var Aşık Veysel'i yazmamışsın...

Son olarak benimle daha yumuşak tonda konuş... Hani insanlara diyorsun ya bana böyle sert konusursan tepkim de sert olur diye... Aynı şey benim içinde geçerli....

Kendine iyi bak Gardaşım... Saygıyı elden bırakmadan konuşalım... Hani şu Karayolları Bölge Müdürlüğü kapanıyor haberinin altında yazdığımız yorumlar gibi, orda atışmamız gibi daha dikkatli olalım siteyi de germeyelim...
__________________
TÜRKİYE İÇİN AB'YE HAYIR

üzä kök tänri basmasar, asra yir telinmeser, Türk budun ilingin törüngün kim artatı udaçı erti?

Konu Kibrisli tarafından (16.04.2009 Saat 14:10 ) değiştirilmiştir..
Kibrisli isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 16.04.2009, 14:01   #33
besyo_cu
Usta Yiğido
 
besyo_cu - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
besyo_cu Şuan besyo_cu isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 30.11.2015 22:13

Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 2.884
Tecrübe Puanı: 987 besyo_cu SITEMIZE IŞIK ŞACIYORbesyo_cu SITEMIZE IŞIK ŞACIYORbesyo_cu SITEMIZE IŞIK ŞACIYORbesyo_cu SITEMIZE IŞIK ŞACIYORbesyo_cu SITEMIZE IŞIK ŞACIYOR
Standart Cevap: Türk Solundan Yazıcıoğluna Çirkin Saldırı.

Benim yazdıgımı anlamaktan ne kadar da uzaksın ben sana yanlış yazıyorsun düşüncen yanlış mı yazmışsım tekrar okumanı tavsiye ederim. Ben hitap şeklinden dolayı yazdım ben normal üyeyim sen yöneticisin aramızda hitap farkı olması gerekır ? İmam cemaat ilişkisi bilmem anlatabildım mi ?

Genelde Misafir girişi yapanlar ve bazı üyeler genelde sacede yöneticilerin yazdıklarını okur. Sizler yönetici olarak diğer üyelere hitap olarak örnek olmanız gerekmektedir.

Yorumlarımı özelliklede Osman bey için yazdıklarımı bilıyorsan demekki görüşümü az cok biliyorsun. Bu yuzden tekrar yazmakda fayda görüyorum ben senın yorumuna değil hitap şeklinden dolayı o şekilde yazdım bilmem anlatabildim mi ?
__________________
www.sivasspor.com
besyo_cu isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 16.04.2009, 14:03   #34
Kibrisli
Usta Yiğido
 
Kibrisli - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Kibrisli Şuan Kibrisli isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 15.04.2015 04:22

Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 4.738
Tecrübe Puanı: 1170 Kibrisli TAM BIR BEYEFENDIKibrisli TAM BIR BEYEFENDIKibrisli TAM BIR BEYEFENDIKibrisli TAM BIR BEYEFENDI
Standart Cevap: Türk Solundan Yazıcıoğluna Çirkin Saldırı.

Alıntı:
berat.demir Nickli Üyeden Al?nt? Mesajı Göster
Kınarsan kına. Kınadın diye argümanlarımı yazmayacak değilim. Benim fikirlerim de seni hiç alakadar etmez. Sana da sormam yazı yazarken. Ben de seni kınıyorum. Onun bana olan hitabına bakmadan, görmeden taraflı bir şekilde cevap yazmışsın. Bana yavlı mavlı konuşmaları iyi öğren şunu bunu diye konuşmaları çok hoş dimi. Ben bu tür siyasi konularda cevap yazarken yönetici sıfatımla değil kendi öz fikirlerimle yazarım. Senin de yorumlarını biliyorum sana olan eleştirilere cevap vermiyomusun. Özellikle de Sami Aydın Osman Seçilmiş meselerinde nasıl da sert cevaplar yazdığını çok iyi biliyorum. Sanki herkes senin gibi düşünmek zorundaymış gibi.

Benim gibi düşünmek zorunda olsa cevabını silerdim olur biterdi. Ben onu yapmadım ve asla da yapmam. Onun Sivas hakkındaki düşünceleri kendini bağlar benimkiler beni. O bana nasıl cevap verdiyse aynı şekilde cevap verdim.

Zaten çok yakında yoğun işlerimden dolayı sanal alemi bırakmayı düşünüyorum. Bu 2 ayı geçmez zannedersem. Size de hayırlı forumlar diliyorum.
Evet sana öyle cevap vermiş olabilirim... Ama senin yazdıkların görünüşte sanki çok düzgünmüş gibi olsada içinden Asılmış bu delikanlılara ve benim söylediklerime kin fışkırır gibi... Sen sakin olmadan ben olamam... Bak başka insanlarda benle ters düşünmüş yazmış kimisi destek vermiş yazmış... neden sen gelene kadar kimsenin üslubu bozulmadıda senin yazdıklarına cevap verilirken bozuldu?? Hiç düşündün mü her tartışmada da böyle oluyor...
Burdada Osman doğru düzgün bir şekilde seni kınadığını söylüyor verdiğin cevaba bak gardaş... Daha sakin ol... Senin düşüncende birisi ile tartışırken iyisin hoşsun birisi ters birşey yazınca hemen parlıyorsun...
__________________
TÜRKİYE İÇİN AB'YE HAYIR

üzä kök tänri basmasar, asra yir telinmeser, Türk budun ilingin törüngün kim artatı udaçı erti?
Kibrisli isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 16.04.2009, 15:20   #35
seva
Usta Yiğido
 
seva - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
seva Şuan seva isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 31.08.2010 20:51

Üyelik Tarihi: 04.02.2008
Yaş: 39
Mesajlar: 15.375
Tecrübe Puanı: 2158 seva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz sein
Standart Cevap: Türk Solundan Yazıcıoğluna Çirkin Saldırı.

Muhsin Yazıcıoğlu, 1954 yılında Sivas'ın Sarkışla ilçesi Elmalı Köyü'nde bir çiftçi ailesinin oğlu olarak doğdu. İlk ve orta öğrenimini Şarkışla'da yaptı.

Yüksek öğrenimini yapmak üzere 1972'de Ankara'ya geldi. Üniversite tahsilini, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi'nde tamamladı.

1968'de cemiyet (dernek) çalışmalarına başladı. Şarkışla'da Genç Ülkücüler Hareketi'ne katildi. Ankara'ya geldikten sonra ise, Ülkü Ocakları Genel Merkezi'nde görev yapmaya başladı. Sırasıyla; Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcılığı ve Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yaptı. (1977-78).

1978'de faaliyete geçen Ülkücü Gençlik Derneği'nin kurucu Genel Başkanı oldu. 1980 yılına kadar MHP'de Genel Başkan Müşavirliği görevinde bulundu.

12 Eylül 1980'de yapılan askeri darbenin ardından, MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası sanığı olarak cezaevine konuldu. 5,5 yılı hücrede olmak üzere 7,5 yıl Mamak Cezaevi'nde kalan Muhsin YAZICIOĞLU, 7,5 yıl cezaevinde kaldığı bu davadan herhangi bir ceza almadı.

Cezaevinden çıktıktan sonra, mağdur olmuş ülkücülere ve onların ailelerine yardim amacıyla kurulan Sosyal Güvenlik ve Eğitim Vakfı'nın başkanlığını yaptı.

1987'de arkadaşları ile birlikte MÇP'de siyasete girdi. MÇP'de Genel Sekreter Yardımcılığı görevinde bulundu.

1991 genel seçimlerinde üç partinin oluşturduğu ittifak bünyesinde, milletvekili adayı oldu. “O, inançlarınızı Meclis'e taşıyacak” sloganıyla, Sivas'tan milletvekili seçildi.

1992 yılı Temmuz ayında, “içinde bulunduğu partinin siyasi anlayışıyla uyuşamadığı için” bir grup arkadaşı ile birlikte MÇP'den ayrıldı. 29 Ocak 1993 tarihinde Büyük Birlik Partisi kuruldu ve bu partinin Genel Başkanlığına seçildi.

24 Aralık 1995'te yapılan erken genel seçimlerde ANAP-BBP ittifakından 20. Dönem Sivas milletvekili olarak, yeniden meclise girdi. 28.02.1996 tarihinde ANAP'tan istifa ederek, BBP'ye döndü.

26 Nisan 1998'de yapılan 3. Büyük Kurultay'da, 8 Ekim 2000 tarihinde yapılan 4. Büyük Kurultay'da, 2 Haziran 2002 tarihinde yapılan 1. Olağanüstü Büyük Kurultay'da,20 Temmuz 2003 tarihinde yapılan 5. Olağan Büyük Kurultay'da,30 Nisan 2006 tarihinde yapılan 6. Olağan Büyük Kurultay'ta ve 15 Nisan 2007 2.Olağanüstü Büyük Kurultayda tekrar BBP Genel Başkanlığına seçilmiştir.

22 Temmuz Erken Genel seçimlerinde BBP'nin seçimi protesto etmesi sebebiyle partisinden istifa ederek Sivas'tan bağımsız milletvekili adayı olup 23. dönem milletvekiliğine seçilmiştir.Daha sonra BBP'ye katılarak TBMM'de Büyük Birlik Partisi Sivas Milletvekili olarak BBP'yi Meclis'te temsil etmiştir.19 Ağustos'ta yapılmış olan BBP'nin 3.Olağanüstü Büyük kurultayında tekrar Genel Başkan olmuştur.

Muhsin YAZICIOĞLU, evli ve iki çocuk babasıdır.

BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun ideolojisini, hayatla değil ama çizgisi sapanlarla mücadelesini kaleme alan Zaman yazarı Mümtaz'er Türköne, kendi kaleminden Yazıcıoğlu'nu anlattı.

İşte bugün Zaman gazetesindeki köşesinde yer alan Muhsin Başkan yazısı;

Türkiye'nin açık duran temiz sayfalarından biriydi. Onun arkasından yazmak ve bu sayfanın kapandığına şahit olmak çok zoruma gidiyor. O bizim gençliğimizin lideriydi. Hep, hem bizden, hem de bizden fazla biriydi. Kendimizi onda bulduk ve onunla temsil ettik.

O bizim yüreğimiz, bizim duruşumuz, bizim sesimizdi. Zaman zaman korksak da, o bizim hiç geri adım atmayan cesaretimizdi. Dünya telaşı ile yalpalarken, o cetvelle çizilmiş gibi dümdüz yolunda ilerleyen gölgemizdi. Hiç eğilmeyen başımız, hiç zedelenmeyen onurumuzdu. Zamanla biz onu yalnız bıraksak da, o bizden hiç vazgeçmedi.

O bizim Muhsin Başkan'ımızdı.

1976 yılının Eylül ayının başlarıydı. Siyasal'da yeni öğrencilerin kayıtları devam ediyordu. Dev-Yol, fakültenin girişine masayı kurmuş, gelenleri zorla derneğe kaydediyor, haraç alıyordu. Bize selam verip kayıt yaptırmaya gidenlerden birkaçını da sıkıştırmışlar. Sorumluluk bendeydi. Yardım istedim. Site Yurdu'nda iki kişi beni buldu. Mütevazı ama çok kararlı görüneni benimle konuştu. Muhsin Yazıcıoğlu ile ilk karşılaşmamdı. İki saat sonra, kulaktan kulağa yayılan, iki kişinin Siyasal'ı bastığı ve iki metre boyundaki Sedat'ın herkesin ortasında adamakıllı dayak yediğine dair inanılması güç bir rivayeti dinliyordum. Birkaç gün sonra burnu bantlı Dev-Yol liderini görünce ben de bu hikâyeye inandım. Bu anekdotu, 70'li yılların Muhsin Başkan'ını resmetmek için aktardım. O yıllarda onu tanıyan herkes, size benzer hikâyeler anlatacaktır.

Sonra Genel Merkez'de beraber çalıştık. Bizim genel başkanımız olmuştu. Doğuştan lider özelliklerine sahipti. Şiddetin tırmandığı yıllarda zirvedeki adamlardan biriydi; ama sükûnetini ve sağduyusunu hiç kaybetmedi. Olanlardan hepimiz sorumluyduk; ama irade bize ait değildi. Çaresizlik içinde güvenecek bir dal arıyorduk. Hepimiz ona güvenirdik. Hepimiz ona inanırdık. Bizi yarı yolda bırakmayacağını, bize yanlış yaptırmayacağını bilirdik.

O yıllarda, ülkemizin ciddi bir tehdit altında olduğuna inanmış ve aynı davaya gönül vermiştik. Ama siyaset ideolojik saflığı bozuyordu. Partinin gündelik siyasete endeksli tutumu ile bizim "kesin inançlı" tavrımız sık sık çatışıyordu. Eleştirilerimiz "Albay"a kadar çıkmasa da, 77'de sayıları artan milletvekillerini hedef alabiliyordu. Çok sert restleşmeler yaşadık. Muhsin Başkan bu sürtüşmeler boyunca dimdik durdu. Onun desteğiyle Ülkü Ocakları bünyesinde daha muhafazakâr ve daha toplumcu bir çizgi giderek netleşmeye başladı. Manzara dışardan göründüğü gibi değildi. O yıllarda da sonra da bizim tek liderimiz Muhsin Başkan'dı.

Cezaevinde geçirdiği 7,5 sene zarfında ve sonrasında da bizim liderimiz olmaya devam etti. Hepimiz ona "Türkeş'in halefi" gözüyle bakardık. Aksini düşünen de çıkmazdı. Ne var ki liderler haleflerden hoşlanmıyorlar. Türkeş, yakın çevresini sürekli değiştirerek yoluna devam eden bir politikacı idi. Muhsin Başkan'ı değil ama, onun yakın arkadaşlarını çembere aldı. Muhsin Başkan, kendisine güvenenleri yarı yolda bırakmamak uğruna MHP'den ayrılmak zorunda kaldı. Ayrılırken geride geçmişten intikal eden bir şey bırakmadı, hepsini aldı yanında götürdü.

Politikada farklıydı. Hep gerekli esnekliği gösteremediğini, kişiliğinden ve prensiplerinden ödün vermediğini düşünmüşümdür. Politika saf inançla yürümüyor; Muhsin Başkan hesap değil, gönül adamıydı. Politikanın içine taşıdığı kendi dünyasının bu toplumdaki karşılığını, evvelki akşam Büyük Birlik Partisi Genel Merkezi önünde endişe içinde ağlayan gençlerin yüzünde gördüm. Galiba onu tanıyanların, hepimizin yüzü öyleydi.

İnsanın içinde bir şeyler ağırlaşıyor ve kopuyor. Kopan bedeninizden, yüreğinizden, beyninizden veya geçmişinizden bir parça değil. Her şeyinizin iyi ve güzel yanlarına dair çok esaslı bir şey. Özünüze dair.

Son dakikalarında, o helikopterde herkesi nasıl sakinleştirdiğini, nasıl kaya gibi metin durduğunu gözümde canlandırırken, bizler niye darmadağın oluyoruz?

Ah başkanım ah; bize kaybettirdiğinin ne olduğunu bir bilseydin.

Mümtaz'er Türköne/ZAMAN

BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun ideolojisini, hayatla değil ama çizgisi sapanlarla mücadelesini kaleme alan Zaman yazarı Mümtaz'er Türköne, kendi kaleminden Yazıcıoğlu'nu anlattı.

İşte bugün Zaman gazetesindeki köşesinde yer alan Muhsin Başkan yazısı;

Türkiye'nin açık duran temiz sayfalarından biriydi. Onun arkasından yazmak ve bu sayfanın kapandığına şahit olmak çok zoruma gidiyor. O bizim gençliğimizin lideriydi. Hep, hem bizden, hem de bizden fazla biriydi. Kendimizi onda bulduk ve onunla temsil ettik.

O bizim yüreğimiz, bizim duruşumuz, bizim sesimizdi. Zaman zaman korksak da, o bizim hiç geri adım atmayan cesaretimizdi. Dünya telaşı ile yalpalarken, o cetvelle çizilmiş gibi dümdüz yolunda ilerleyen gölgemizdi. Hiç eğilmeyen başımız, hiç zedelenmeyen onurumuzdu. Zamanla biz onu yalnız bıraksak da, o bizden hiç vazgeçmedi.

O bizim Muhsin Başkan'ımızdı.

1976 yılının Eylül ayının başlarıydı. Siyasal'da yeni öğrencilerin kayıtları devam ediyordu. Dev-Yol, fakültenin girişine masayı kurmuş, gelenleri zorla derneğe kaydediyor, haraç alıyordu. Bize selam verip kayıt yaptırmaya gidenlerden birkaçını da sıkıştırmışlar. Sorumluluk bendeydi. Yardım istedim. Site Yurdu'nda iki kişi beni buldu. Mütevazı ama çok kararlı görüneni benimle konuştu. Muhsin Yazıcıoğlu ile ilk karşılaşmamdı. İki saat sonra, kulaktan kulağa yayılan, iki kişinin Siyasal'ı bastığı ve iki metre boyundaki Sedat'ın herkesin ortasında adamakıllı dayak yediğine dair inanılması güç bir rivayeti dinliyordum. Birkaç gün sonra burnu bantlı Dev-Yol liderini görünce ben de bu hikâyeye inandım. Bu anekdotu, 70'li yılların Muhsin Başkan'ını resmetmek için aktardım. O yıllarda onu tanıyan herkes, size benzer hikâyeler anlatacaktır.

Sonra Genel Merkez'de beraber çalıştık. Bizim genel başkanımız olmuştu. Doğuştan lider özelliklerine sahipti. Şiddetin tırmandığı yıllarda zirvedeki adamlardan biriydi; ama sükûnetini ve sağduyusunu hiç kaybetmedi. Olanlardan hepimiz sorumluyduk; ama irade bize ait değildi. Çaresizlik içinde güvenecek bir dal arıyorduk. Hepimiz ona güvenirdik. Hepimiz ona inanırdık. Bizi yarı yolda bırakmayacağını, bize yanlış yaptırmayacağını bilirdik.

O yıllarda, ülkemizin ciddi bir tehdit altında olduğuna inanmış ve aynı davaya gönül vermiştik. Ama siyaset ideolojik saflığı bozuyordu. Partinin gündelik siyasete endeksli tutumu ile bizim "kesin inançlı" tavrımız sık sık çatışıyordu. Eleştirilerimiz "Albay"a kadar çıkmasa da, 77'de sayıları artan milletvekillerini hedef alabiliyordu. Çok sert restleşmeler yaşadık. Muhsin Başkan bu sürtüşmeler boyunca dimdik durdu. Onun desteğiyle Ülkü Ocakları bünyesinde daha muhafazakâr ve daha toplumcu bir çizgi giderek netleşmeye başladı. Manzara dışardan göründüğü gibi değildi. O yıllarda da sonra da bizim tek liderimiz Muhsin Başkan'dı.

Cezaevinde geçirdiği 7,5 sene zarfında ve sonrasında da bizim liderimiz olmaya devam etti. Hepimiz ona "Türkeş'in halefi" gözüyle bakardık. Aksini düşünen de çıkmazdı. Ne var ki liderler haleflerden hoşlanmıyorlar. Türkeş, yakın çevresini sürekli değiştirerek yoluna devam eden bir politikacı idi. Muhsin Başkan'ı değil ama, onun yakın arkadaşlarını çembere aldı. Muhsin Başkan, kendisine güvenenleri yarı yolda bırakmamak uğruna MHP'den ayrılmak zorunda kaldı. Ayrılırken geride geçmişten intikal eden bir şey bırakmadı, hepsini aldı yanında götürdü.

Politikada farklıydı. Hep gerekli esnekliği gösteremediğini, kişiliğinden ve prensiplerinden ödün vermediğini düşünmüşümdür. Politika saf inançla yürümüyor; Muhsin Başkan hesap değil, gönül adamıydı. Politikanın içine taşıdığı kendi dünyasının bu toplumdaki karşılığını, evvelki akşam Büyük Birlik Partisi Genel Merkezi önünde endişe içinde ağlayan gençlerin yüzünde gördüm. Galiba onu tanıyanların, hepimizin yüzü öyleydi.

İnsanın içinde bir şeyler ağırlaşıyor ve kopuyor. Kopan bedeninizden, yüreğinizden, beyninizden veya geçmişinizden bir parça değil. Her şeyinizin iyi ve güzel yanlarına dair çok esaslı bir şey. Özünüze dair.

Son dakikalarında, o helikopterde herkesi nasıl sakinleştirdiğini, nasıl kaya gibi metin durduğunu gözümde canlandırırken, bizler niye darmadağın oluyoruz?

Ah başkanım ah; bize kaybettirdiğinin ne olduğunu bir bilseydin.

Mümtaz'er Türköne/ZAMAN

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, ''Terör örgütü, silahını bırakması gerekir, ama Türkiye ile pazarlık yaparak değil, kendi adına dolaylı pazarlık yaptırarak değil'' dedi.

Seçim çalışmalarını memleketi Sivas'ta sürdüren Muhsin Yazıcıoğlu, Sivas Adliye Sarayı'nda Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Alkan'ı makamında ziyaret etti. Sivas Baro Başkanlığında avukatlarla görüşen Yazıcıoğlu, daha sonra İl Seçim Müdürlüğünü ziyaret etti.

Adliye çıkışında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Yazıcıoğlu, seçim çalışmaları çerçevesinde dün Erzurum ve Bayburt'ta 9 açık hava toplantısı yaptıklarını, bugün de Sivas'ta ziyaretlerde bulunduklarını kaydetti.

Yaptıkları araştırmalara göre partisinin Sivas Belediye Başkan adayı Doğan Ürgüp'ün etrafında bir bütünleşmenin göründüğünü ifade eden Yazıcıoğlu, ''29 Mart seçimleri Sivas'ta inşallah yeni bir dönemin başlangıcı olacak, bir değişim ve dönüşüm tarihi olacak. Bunu şu anda görüyorum'' diye konuştu.

CUMHURBAŞKANI GÜL'ÜN BAĞDAT ZİYARETİ

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Irak'ın başkenti Bağdat'a yaptığı ziyaretle ilgili görüşleri sorulan Yazıcıoğlu, ''Bu ziyaret elbette çok önemli, çok yönleriyle tartışılacak bir ziyaret'' dedi.

Yazıcıoğlu, şöyle devam etti:

''Sayın Cumhurbaşkanı'nın orada kullandığı bazı kavramlar, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin şu ana kadar yürüttüğü dış politikaya ters birtakım açıklamalar yapıldı. Bu anlaşılıyor ki, Türkiye artık bir makas değiştirme noktasına gelmiş gözüküyor, buradan o çıkartılıyor. Bu makas değiştirmenin, Türkiye'nin bütünlüğüne, gelecekte Orta Doğu'da lider olma özelliğine inşallah gölge düşürmez. Ancak ayaküstü konuşulmayacak kadar çok önemli gelişmelerin olduğunu görüyorum. Bu gelişmeler içerisinde en önemlisi Irak'ın kuzeyindeki yeni yapılanmayı kabul etmeyen Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin en üst düzeyde bir kabul noktasına geldiği şeklinde görülebilir, böyle yorumlanabilir, bunun önümüzdeki süreçte çok tartışılacağını düşünüyorum. Sayın Cumhurbaşkanı'nın orada kullandığı kavramlar herhalde seçim öncesinin yeni malzemesini oluşturacak. Her dönemde seçime çok kısa bir süre kala böyle üst düzey bir tartışma yaratmak suretiyle seçimlerdeki halkın sorunlarının da unutturulması sağlanıyor. Eğer sadece bu amaçla bir gündem oluşturmak üzere yapılmışsa bile üzerinde çok tartışılacak diye düşünüyorum.''

TALABANİ'NİN TERÖR ÖRGÜTÜ PKK İLE İLGİLİ SÖZLERİ

Irak Devlet Başkanı Celal Talabani'nin terör örgütü PKK için, ''Ya silah bırakacaklar, ya da topraklarımızı terk edecekler'' şeklindeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine, Yazıcıoğlu, ''Evet, şimdi terör örgütü PKK'nın silah bırakmasının karşılığında Türkiye'nin herhangi bir devletle, herhangi bir örgütle bir pazarlığa oturması, Türkiye için çok büyük bir zafiyet doğurur'' diye konuştu.

Yazıcıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Terör örgütü, silahını bırakması gerekir, ama Türkiye ile pazarlık yaparak değil, kendi adına dolaylı pazarlık yaptırarak değil. Eğer terör örgütü adına birileri Türkiye ile pazarlığa oturuyorsa, önümüzdeki süreçte Türkiye çok daha ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalır. Onun için teröriste 'teslim ol' çağrısı yapılır, terör örgütüne 'silahı bırak ve teslim ol' denir. Onun ötesinde pazarlıkla terör önlenemez, pazarlıkla önlemeye çalışırsanız kısa bir süre sonra çok daha farklı bir üslup ve farklı bir yaklaşımla yeniden üstünüze gelir ve bunu da görürsünüz. Elbette terör örgütü silah bırakacak, teröristler teslim olacaklar, ama bunu bu sokağın çıkmaz sokak olduğunu görerek, terörle sonuç alınamayacağını anlayarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin yasalarına teslim olmak suretiyle silahını bırakmalıdır.''

Açıklamasının ardından Küpeli Köyü Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'nin Kepenek Caddesi'nde bugün açılışı gerçekleştirilen hizmet binasına geçen Yazıcıoğlu, burada MHP Merkez Yönetim Kurulu üyesi Mustafa Mit, MHP Sivas Belediye Başkan adayı Ziyaettin Başkan ve Merkez İlçe Başkanı Ragıp Özkan ile karşılaştı.

Dernek binasında bulunan bir kişinin ''Başkanım bu birlikteliği alkışlasak olmaz mı?'' şeklindeki sözleri üzerine, binada bulunanlar Yazıcıoğlu, Mit ve beraberindekileri alkışladı.

Dernek başkanı Yalçın Deniz'den dernek hakkında bilgi alan Yazıcıoğlu, daha sonra seçim çalışmalarına esnafı ziyaret ederek devam etti.
__________________
Allahım gönlümde olanı hakkımda hayırlı eyle,
Hakkımda hayırlı olana gönlümü razı eyle.


[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]


CANDA ÖZÜR OLMAZ...

Konu seva tarafından (16.04.2009 Saat 15:34 ) değiştirilmiştir.. Sebep: Arka Arkaya Mesajlar Yazdığınızdan Dolayı Flood Önleyici Devreye Girdi.Mesajlar Sistem Tarafından Otomatik Olarak Birleştirilmiştir..
seva isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 16.04.2009, 15:53   #36
Kibrisli
Usta Yiğido
 
Kibrisli - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Kibrisli Şuan Kibrisli isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 15.04.2015 04:22

Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 4.738
Tecrübe Puanı: 1170 Kibrisli TAM BIR BEYEFENDIKibrisli TAM BIR BEYEFENDIKibrisli TAM BIR BEYEFENDIKibrisli TAM BIR BEYEFENDI
Standart Cevap: Türk Solundan Yazıcıoğluna Çirkin Saldırı.

Alıntı:
berat.demir Nickli Üyeden Al?nt? Mesajı Göster
Arkadaş ben ne diyorum : ilk önce o yavlı mavlı konuştu, ilk önce o öğren de gelli konuştu ve sen bana uyarı yapıyorsun. O ilk önce başlattı ama sen sadece bana eleştiride bulundun. Bu da senin ne kadar olaya tarafsız baktığını gösteriyor. Oraya yazmışsın herkes senin gibi düşünmek zorunda mı diye. Değil tabi ki. İlk mesajım da ben onun yazılarında yanlış gördüğüm şeyleri yazdım o da bana yavlı mavlı konuştu. Okumadan ahkam kesme istersen. Ben senin de onun da ne demek istediğini çok iyi anladım merak etme. Ben kendi argümanlarımı yazdım ilk mesajımda ona onun yaptığı gibi yav git be BERAT şeklinde bir lafım olmadı. ( bu hitabı işine gelmediği için görmüyorsun değil mi). Ama bana cevabını okudun dimi. Adeta çileden çıkmış gibi. Bana diyor kin kusuyorsun diye. Benim ilk mesajımda kin kusar gibi bi tavır yoktu. Ancaaak ne zaman ki bana yazılan cevaba baktım, hitap tarzına baktım iş değişti. Kusura bakma da cevabını da elbette alacaktı. Benim hiç bir mesajımda da sola hakaret asla yoktur. Sol da bir ideolojik yoldur ve saygı duyarız, benimsemeyiz ayrı mesele. Sol harekete de hakaret etmeyiz.Şimdi sen de bu hitaplarını görmeden veya görmemezlikten gelerekten bana cevap yazmışsın.

Ayrıca arkadaş diyor ki sen gelmeden gerilim olmadı. Ben takip ettim konuyu ve sonradan müdahil oldum ortam gerilmeye başladığı an devreye girdim. Devreye girmemdeki amaç da yanlış bilgilerdi ve beni kesip doğrasalar yine o ilk mesajımı yazardım, çünkü konu başka mecraya gelmişdi. Ama tekrar ediyorum bana nasıl hitap tarzı olursa aynı hitapla cevap veririm.

Dikkat edersen bana yazdığı hiç bir kelimeyi, cümleyi, hitabı da silmedim silmem de. Yazarken bir emeği var çünkü. Sadece onun değil hiç bir üyenin mesajını silmem.

Pınarbaşı Sivas tan 1926 yılında ayrılmıştır. Rahmetli Türkeş de 1917 yılında dünyaya gelmiştir ve kütüğünde 9 yıl Sivas yazmıştır. Bu bilgiler rağmen hala inat edip druyorsun Sn Kıbrıslı. Pınarbaşı Sivas tan 1926 yılında ayrılmıştır.
Gardaş tamam bak söylediğin bir mantıktır karşı değilim ama o öyle değil... Alparslan Türkeş'in ailesi 1860'ta Padişah buyruğu ile Kıbrıs'a sürülmüştür... Daha sonra da 1933'te dönmüşlerdir... Pınarbaşı 1926'da Sivas'tan ayrılmıştır Türkeş ailesi Türkiye'ye 1933'te gelmiştir... Geldiklerinde de kütüklerini Pınarbaşına yazdırmışlardır aile kökleri orda olduğundan... Yani... Türkeş doğduğunda değil (yani 1917) Türkiye'ye göçtüklerinde kütükleri yazılmıştır (1933) ayrıca O'nun Sivas'lı olduğunu ilkkez duyuyorum, keşke doğru olsa ama ne yazık ki değil... Ayrıca bırak Alparslan Türkeş'i babası bile Kıbrıs'ta doğmuştur...
__________________
TÜRKİYE İÇİN AB'YE HAYIR

üzä kök tänri basmasar, asra yir telinmeser, Türk budun ilingin törüngün kim artatı udaçı erti?
Kibrisli isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 16.04.2009, 17:18   #37
seva
Usta Yiğido
 
seva - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
seva Şuan seva isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 31.08.2010 20:51

Üyelik Tarihi: 04.02.2008
Yaş: 39
Mesajlar: 15.375
Tecrübe Puanı: 2158 seva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz seinseva kann auf vieles stolz sein
Standart Cevap: Türk Solundan Yazıcıoğluna Çirkin Saldırı.

solcular ve sağcılar arasında benim dikkat çektiğim

sağcılar yaparım, yapacağım derken solcular yapmazsın, yapamazsın derler.
sağcılar, sağ gösterip sol vururken; solcular, sol gösterip sağdan vurulurlar.

solcular, sağcılara "faşist" der.
sağcılar, solculara "anarşist" der.

türkiye bağlamında, sağcılar "ben sağcıyım" sözünü pek öne çıkarmazlarken; solcularda bunun aksi bir eğilim söz konusudur genelde. solcu olmayı bir marifet saymak genel bir eğilimdir.


ayrıca kendini solcu sayan apayrı kesim vardır ki, bu da sanırım ancak türkiye'de görülebilecek bir durumdur. "ulusalcılık" altında solculuk yaptığını iddia eden bu kesim dinin toplum hayatındaki görünürlüğünü azaltmayı solculuk adleder. hem batıcıdırlar, hem de batı karşıtıdırlar. hem halkçı olduklarını iddia edip hem de halkın değerlerine tepeden bakabilirler. hem halkı eğitme iddiasına soyunurlar, hem de eğitim hakkının çeşitli nedenlerle kısıtlanmasına alkış tutarlar. bu kesim genelde CHP'ye oy verir (her CHP'li böyle demek değildir). CHP sol bir parti olmaktan artık epey uzak bir "sol" parti olduğu için bu durumun farkında olanlarsa, buna sadece bir yerleriyle güler.


Tabi herkes için geçerli değil...
__________________
Allahım gönlümde olanı hakkımda hayırlı eyle,
Hakkımda hayırlı olana gönlümü razı eyle.


[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]


CANDA ÖZÜR OLMAZ...
seva isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 16.04.2009, 17:43   #38
Arif Coşkun
Moderator
 
Arif Coşkun - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Arif Coşkun Şuan Arif Coşkun isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 10.05.2016 18:12

Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 61
Mesajlar: 27.868
Tecrübe Puanı: 10 Arif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende Zukunft
Standart Cevap: Türk Solundan Yazıcıoğluna Çirkin Saldırı.

Sağcısı da, solcusu da, bu ülkenin evladı hepside bu ülkenin vatandaşı. Bu sadece Türkiye için geçerli birşey değil dünyanın her ülkesinde sağ, sol kavramları geçerlidir yaşanır.
Burada sen sucusun ben bucuyum kısır tartışma kalp kırmaktan başka hiç birşey kazandırmaz kimseye. Ayrıca solcu olmakta, sağcı olmakta suç değildir. Aşık Veysel'imiz ne demiş ? "Koyun kurt ile gezerdi fikir başka başka olmasa" Elbetteki fikirler başka, başka olcak. Standart insan tipi zaten olmaz o zaman doğrular bulunamaz !!!
Sağ ile sol kavramlarını biribirinden ayıran şey sadece solun emeğin yanında sağ'ın sermayenin yanında yer aldığı söylenir. Aradaki fark zıtlılıkta bundan kaynaklanır, bunu iyi araştırın tüm dünyada böyledir.
Şucu, bucu neci olursa olsun önce insan olsun. Saygı, sevgi seviyesiz bir insanın neci olursa olsun hiç bir önemi yoktur !!!
__________________
"Dilin düşüncenden önce haraket etmesin"
Arif Coşkun isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 16.04.2009, 17:47   #39
Kibrisli
Usta Yiğido
 
Kibrisli - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Kibrisli Şuan Kibrisli isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 15.04.2015 04:22

Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 4.738
Tecrübe Puanı: 1170 Kibrisli TAM BIR BEYEFENDIKibrisli TAM BIR BEYEFENDIKibrisli TAM BIR BEYEFENDIKibrisli TAM BIR BEYEFENDI
Standart Cevap: Türk Solundan Yazıcıoğluna Çirkin Saldırı.

Alıntı:
seva Nickli Üyeden Al?nt? Mesajı Göster
solcular ve sağcılar arasında benim dikkat çektiğim

sağcılar yaparım, yapacağım derken solcular yapmazsın, yapamazsın derler.
sağcılar, sağ gösterip sol vururken; solcular, sol gösterip sağdan vurulurlar.

solcular, sağcılara "faşist" der.
sağcılar, solculara "anarşist" der.

türkiye bağlamında, sağcılar "ben sağcıyım" sözünü pek öne çıkarmazlarken; solcularda bunun aksi bir eğilim söz konusudur genelde. solcu olmayı bir marifet saymak genel bir eğilimdir.


ayrıca kendini solcu sayan apayrı kesim vardır ki, bu da sanırım ancak türkiye'de görülebilecek bir durumdur. "ulusalcılık" altında solculuk yaptığını iddia eden bu kesim dinin toplum hayatındaki görünürlüğünü azaltmayı solculuk adleder. hem batıcıdırlar, hem de batı karşıtıdırlar. hem halkçı olduklarını iddia edip hem de halkın değerlerine tepeden bakabilirler. hem halkı eğitme iddiasına soyunurlar, hem de eğitim hakkının çeşitli nedenlerle kısıtlanmasına alkış tutarlar. bu kesim genelde CHP'ye oy verir (her CHP'li böyle demek değildir). CHP sol bir parti olmaktan artık epey uzak bir "sol" parti olduğu için bu durumun farkında olanlarsa, buna sadece bir yerleriyle güler.


Tabi herkes için geçerli değil...
Çok hoş ve Büyük oranda doğru bir tanımlama olmuş.... Küçük oranda doğru olmadığını düşündüğüm kısımları yazarak tartışma yaratmayayım şimdi
İşte bende bu yüzden ne sağcıyım ne solcu... Ben Cumhuriyet değerlerini ve Halkın öz değerlerini göz önünde bulundurarak Atatürk ilke ve devrimlerini savunan bir Türk genciyim... Önceliğim Türklüktür (Irk olarak değil)...
CHP'de aslında İnönü'nün ilk dönemleri dahil, 40'ların sonuna kadar böyle bir partiydi...Hele hele Ecevit zamanında tüzüğündeki "Parti Kemalist bir Partidir" terimi çıkartılmış yerine Demokratik Sol ve Sosyal Demokrasi terimi eklendğinden beri Kemalizm çizgisinden kaymış başta halkı çok kucaklasa da şimdi uzak kalmıştır... Dünya da sağ partiler para babalarını,elitleri ve jakobenleri kucaklarken sol partiler ezilmiş halkı, köylü ve işçiyi temsil eder... Türkiye de ise Elitleri kendisini sol olarak gören CHP köylü ve eğitimsiz kesimi AKP temsil ediyor... Bunun büyük bir nedeni Türkiye'de dinin siyasete bulaştırılması olabilir... Türk Halkının maneviyatı buna uygun olduğundan kullanılıyor ne yazık ki...
DSP'de 1 sene CHP'de ise 4-5 sene çalıştım... Nedeni bu partileri benimle aynı düşüncedeki arkadaşlarla buluşup birleştirebileceğim düşüncesiydi... CHP'de ise parti içerisinde yükselip gençleştirme ve Sosyal Demokrasi'nin reddi ile yeninden Kemalist bir parti yapmaktı... Ama olmayacağını anlayınca da oy kazanmaları için enerjii harcamak istemedim...
Bunları açıklama gereği duydum çünkü bana solcu felan gibi yaftalar yapıştırılıyor....
Zaman gazetesinin de dediği gibi "Yaftalamadan Düşünün" demek geldi birden içimden
__________________
TÜRKİYE İÇİN AB'YE HAYIR

üzä kök tänri basmasar, asra yir telinmeser, Türk budun ilingin törüngün kim artatı udaçı erti?
Kibrisli isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 16.04.2009, 18:13   #40
titizyiğido
Usta Yiğido
 
titizyiğido - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
titizyiğido Şuan titizyiğido isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 02.06.2012 23:55

Üyelik Tarihi: 03.06.2008
Yaş: 44
Mesajlar: 1.270
Tecrübe Puanı: 714 titizyiğido BU GIDISLE COK MESHUR OLACAK
Standart Cevap: Türk Solundan Yazıcıoğluna Çirkin Saldırı.

Alıntı:
seva Nickli Üyeden Al?nt? Mesajı Göster
solcular ve sağcılar arasında benim dikkat çektiğim

sağcılar yaparım, yapacağım derken solcular yapmazsın, yapamazsın derler.
sağcılar, sağ gösterip sol vururken; solcular, sol gösterip sağdan vurulurlar.

solcular, sağcılara "faşist" der.
sağcılar, solculara "anarşist" der.

türkiye bağlamında, sağcılar "ben sağcıyım" sözünü pek öne çıkarmazlarken; solcularda bunun aksi bir eğilim söz konusudur genelde. solcu olmayı bir marifet saymak genel bir eğilimdir.


ayrıca kendini solcu sayan apayrı kesim vardır ki, bu da sanırım ancak türkiye'de görülebilecek bir durumdur. "ulusalcılık" altında solculuk yaptığını iddia eden bu kesim dinin toplum hayatındaki görünürlüğünü azaltmayı solculuk adleder. hem batıcıdırlar, hem de batı karşıtıdırlar. hem halkçı olduklarını iddia edip hem de halkın değerlerine tepeden bakabilirler. hem halkı eğitme iddiasına soyunurlar, hem de eğitim hakkının çeşitli nedenlerle kısıtlanmasına alkış tutarlar. bu kesim genelde CHP'ye oy verir (her CHP'li böyle demek değildir). CHP sol bir parti olmaktan artık epey uzak bir "sol" parti olduğu için bu durumun farkında olanlarsa, buna sadece bir yerleriyle güler.


Tabi herkes için geçerli değil...
valla bu yazı bu konuya kapak olur bence......
__________________
CESARETİN BİTTİĞİ YERDE
ESARET BAŞLAR.......................
titizyiğido isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesaj?n?z? De?i?tirme Yetkiniz Yok

BB Code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
TÜRK DESTANLARI-1 (OĞUZ DESTANI) Abdurrahman 58 Diğer Konular 1 04.01.2009 20:00
Türk Olmak KAFKASKAR Serbest Kürsü 31 03.01.2009 19:35
Türk Ordusuna Övgüler selocan58 Serbest Kürsü 0 24.12.2008 05:40
TÜRK BOYLARI fertelliyim Arşiv 1 30.05.2008 16:05
VATANIN AMACI NE? bayatlı kenan58 Arşiv 19 14.03.2008 18:05


WEZ Format +2. ?uan Saat: 23:00.


Powered by: vBulletin. Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

Copyright © - Bütün Haklar Sivaslilar.net'e aittir.