Forum - Ana Sayfa Takvim S?k Sorulan Sorular Arama

Zurück   Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar > Serbest Alan > Köşe Yazıları
SİTE ANA SAYFA Galeri Kayıt ol Yardım Ajanda Oyunlar Arama Bugünki Mesajlar Forumlar? Okundu Kabul Et

Köşe Yazıları Köşe Yazarlarının Yazıları



Son 15 Mesaj : Atatürk'ün Çocukluğu'na Ait Hikayeler           »          Şehzade Osman           »          Hatıra defteri           »          Antilop İle Akrebin Dostluğu           »          Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 2           »          Sitemizin Ozanları           »          SEVDİM İŞTE....           »          NEFRET ETTİM İŞTE!!!!!           »          AFORİZMALAR (SAÇMALAMLAR)-1           »          SEÇKİNLER/SEÇİLMİŞLER DÜNYASI           »          Hatalarımızdan Dersler Alabilmek Ümidiyle.           »          Araf Suresi 172-173. Ayetler.( Ben Sizin Rabbiniz Değil Miyim)           »          İnancımızı Kullananların Artık Tuzağına Düşmeyelim.           »          ULAŞ-Yapalı           »          TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR PAYLAŞIMAZ
Cevapla
 
Seçenekler Arama Stil
Alt 11.02.2008, 18:15   #21
abircan
Usta Yiğido
 
abircan - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
abircan Şuan abircan isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 21.01.2015 10:55

Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 3.258
Tecrübe Puanı: 1012 abircan COK SEVILEN BIR KISIabircan COK SEVILEN BIR KISIabircan COK SEVILEN BIR KISI
Standart --->: BİRCAN'DAN KÖŞE YAZILARI

'Atatürk ikinci derece peygamber'
Timur Selçuk: "Yaradan hiç bir ulusa böyle iki Mustafa armağan etmedi"

11.02.2008 00:13

Müzisyen Timur Selçuk'tan tartışılacak sözler: "Yaradan hiç bir ulusa böyle iki Mustafa armağan etmedi. Mustafa Kemal benim için ikinci dereceden peygamberdir”


Uzun bir süreden sonra sahnelere geri dönen Timur Selçuk, hem müzik dinlemeyi bilmeyenleri hem de hükümeti her zamanki sert üslubuyla eleştirdi: “Şu anki hükümet, ülkenin inançlarını yıpratıyor. Türbanı ulaşmak istediği yolda bir araç olarak kullanıyor.”

Türk sanat müziğinin efsane bestekarı Münir Nurettin Selçuk’un oğlu, müzik adamı Timur Selçuk’la buluşmak için Taksim Sıraselviler’deki Çağdaş Müzik Merkezi’nde buluşuyoruz. Fotoğraflarını çektiğimiz sırada piyano başında verdiği mini resital Timur Selçuk’u herkesin canlı dinlemesi gerektiği inancımı kuvvetlendirdi. Tabii hiçbir yerde konser vermiyor olması da bu takibi zorlaştırıyor. En son 1974’de verdiği konserden sonra ilk defa geçen hafta Erol Evgin’in ısrarlarıyla The Plaza Otel’de bulunan Sky Bar’da üç gün canlı performans sergileyen Timur Selçuk, hem kendi şarkılarını hem de babası Münir Nurettin Selçuk’un şarkılarını seslendirdi. Aldığı güzel tepkiler ve ısrarlar nedeniyle Mart ayında yeniden canlı performans yapacağını söyleyen Timur Selçuk’la sohbetimiz Türkiye’nin en büyük bestekârlarından Münir Nurettin Selçuk anılarıyla başlıyor ve türbana kadar gidiyor.


* 34 yıl aradan sonra ilk defa sahneye çıktınız. Neden sahneye çıkmıyordunuz ve fikrinizi ne değiştirdi?
1970’lerin ortalarında ülkenin siyasi durumu beni sahnelerden uzaklaştırmıştı. Kıbrıs çıkartmasıyla birlikte bir daha sahne almadım. Geride bıraktığım dinleyiciler Yaşar Kemal’in söylediği gibi “O güzel insanlar, o güzel atlara bindiler, gittiler ve bir daha dönmediler...” Artık o sadık, müzik dinlemeyi bilen insanlar yoktu etrafta. Geçen hafta gördüm ki o insanlar güzel atlarıyla dönmüşler.


* Nasıl bir dinleyici kitlesi vardı ve sizin ruh haliniz nasıldı?
Ben çok heyecanlıydım, aradan geçen 30 yılı aşkın bir süredir böyle bir şey yapmamış olmak ister istemez beni heyecanlandırdı. Tabii bir de 70’ime merdiven dayadığımı düşünecek olursak, iki saat boyunca sahnede olmak beni yorar diye düşünmüştüm ama hiçbir problem yaşamadım. Dinleyicilerim arasında çok yaşlılar da vardı, çok gençler de. 80 yaşını aşkın bir adam eşiyle birlikte geldi ve babamın eserlerini dinlemek için geç vakitlere kadar kaldı. Bu benim için büyük bir onurdur.


* Yeniden sahne alacak mısınız?
Sahnede olmak değil ama geç saatlere kadar ayakta olmak ve ertesi gün kalkıp derse gitmek beni yoruyor. Tabii yaşlandık artık, bünye eskisi gibi dinamik değil. Ama Mart ayı için konuştuk, bir aksilik çıkmazsa arada bir böyle programlarla dinleyiciyle buluşmak lazım.


* Müzik piyasasında “Babasının eserlerini kimseye söyletmeyen zor adam” olarak anılıyorsunuz. Neden izin vermiyorsunuz?
Münir Baba, kendi şarkılarını öğrencilerine seçerek verirdi. Üsluba önem veren bir adam olduğundan ölümüne yakın dönemde de maddi manevi çok zorluklar yaşadı ama kendi bilgisinden de hiç geri adım atmadı. Babam, sanatçı olmadığı halde eserini doğru okumadığı için Mustafa Kemal’i azarlamıştı. Böyle bir adamdan bahsediyorsunuz. Eğer bu şekilde sahip çıkmazsam yattığı yerden bana beddualarını eksik etmezdi. Ben de babamın isteklerini yerine getiriyorum. Zaten gece kulüplerinde konserlerde bu şarkıların içine ediliyor, bunlara bir yasaklama getirmiyoruz. Albüme basılacak olan eserler konusunda çok hassas davranıyorum. Belge olarak kalacak olan albümlerde bir yanlış yapılacak olursa, ondan sonra gelecek olan şarkıcı bir yanlış daha yapacak. Buna müsaade edemem.


* Babanızın Mustafa Kemal’le ilişkileri nasıl bozuldu?
Yine Türk Sanat Müziği icra ederken Mustafa Kemal de eşlik edecek olmuş, Münir Baba da Mustafa Kemal’e sinirle dönerek; “Ya siz söyleyin ya da bırakın ben söyleyeyim” demiş. Münir Baba bu konuda taviz verecek bir adam değildir; karşısında kim olursa olsun. Tabii Mustafa Kemal bu duruma kırılıyor ve iki yıl kadar küs kalıyorlar. Ama sonra Mustafa Kemal, Münir Baba’nın hassasiyetinin ne olduğunu kavradığında yanına çağırıyor ve sohbetlerine kaldıkları yerden devam ediyorlar.


* Maddi zorluklardan bahsettiniz, teliflerden para kazanabiliyor musunuz?
Hayır, en son Mesam’dan 15 YTL telif geldi! Gazinolarda milyarlarca liraya şarkılar türküler söyleyenler bir lira para ödemiyor. Benim bir tek Münir Nurettin şarkısıyla, sizi helikopterle bulunduğunuz yerden alıp buraya getirebiliyor olmam lazım.

* Babanızın da sizin de hep yurt dışı konserleri ve eğitimleri oldu. Hiç yurt dışında yaşamayı düşündünüz mü?
Ben bu soruya babamla olan bir diyaloğumla cevap vermek istiyorum. Hastalığının son dönemlerinde eşyalarına bakınırken Paris Operası’ndan tenor olması için gönderilmiş mektubu buldum. Üstelik bir hayli yüksek meblağteklif edilmiş. Babamın yanına gittim; “Babacım size zamanında böyle teklifler yapmışlar neden kabul etmediniz” diye sordum. Bana; “O zaman kim Münir Nurettin olacaktı oğlum” dedi. Ben de bu sözünden yola çıkarak ülkemi bırakmayı hiç düşünmedim.


* Peki Münir Nurettin Selçuk sizin eserlerinize nasıl yorumlarda bulunurdu?
1970’li yıllarda Paris’ten döndüm. Şan Sineması’nda konserim oldu, babam da izlemeye geldi. Konser bittiğinde daha terim soğumadan, sert bir üslupla ilk söylediği şey şu oldu: “Besteciliğin konusunda çok gelişmişsin ama bestelerini ses sanatçısı olarak icra edecek olgunlukta değilsin. Şan dersleri alman gerekir” Bugünkü başarımı babamın o sözlerine borçluyum .


*Sizce Münir Nurettin Selçuk yeteri kadar değeri bilinen bir sanatkâr oldu mu?
Türk insanı Münir Baba’nın 21’inci yüzyıl müzik tarihinin mihenk taşı olduğunu, aydınlanma sürecinden sonra anlayacaklar ama ben o dönemi göremeyeceğim. Bir defasında yine Paris’ten babamın konseri için döndüğümde konser salonunun yarısının boş olduğunu gördüm. Babama dönüp: “Paris’te verdiğin konserleri düşününce bu salondaki boşluğu bir tülü anlayamıyorum, nerede dinleyicilerin” diye sordum. Çok sakin ve mütevazı tavrıyla: “Oğlum beni aradıkları gün, onlar da beni bulamayacak” demişti.


“Hükümet siyasi zafer için türbanı, yani kadını öne sürüyor”

Timur Selçuk’un Hz. Muhammed’i ve Mustafa Kemal’i hep aynı cümlede buluşturması bir hayli tepki görmüştü. Selçuk; “Mustafa Kemal benim için ikinci dereceden peygamberdir” diyor ve devam ediyor: “Yaradan hiçbir ulusa böyle eşsiz iki ‘Mustafa’ armağan etmemiştir. Birisi ilahi Hz. Muhammed Mustafa diğeri ise devrimci Mustafa Kemal Atatürk’tür. Yedi düvele kafa tutan, Kurtuluş Savaşı’nı yapan Mustafa Kemal! Ben iki Mustafa’yı gönüllerinizde bir tutun, bunları çarpıştırmayın, birbirine kırdırtmayın, bunlar sizlerin yaşam kaynağınız, çağdaşlığa gitme yolundaki en büyük yakıtınız ve desteğiniz derim. Bu da hem solcu hem de sağcı arkadaşlarım tarafından yadırganıyor! Yadırganabilir ama ben buna inanıyorum.” Bugünkü hükümet ve türban konusunda ise şunları söylüyor: “Abdullah Gül, Tayyip Erdoğan benim kardeşimdir, aynı toprakların insanlarıyız, ama nasıl kardeşlerimdir; görüşlerini ve uygulamalarını paylaşmadığım kardeşlerimdir. Dine yaklaşım açılarını hiç doğru bulmuyorum, hatta ülkenin inançlarını yıpratıyorlar. Allah ‘Tebliğ et, baskı yapma’ der. Türban konusuna gelecek olursak; aydınlanma kadından başlayacak ve bu toplumu kadınlar şaha kaldıracak ama önce kadınların aydınlanması gerekiyor. Bakın etrafınıza, hükümet siyasi zafer için türbanı, yani kadını öne sürüyor, PKK terör örgütü kadın ve çocukları silah altına sürüyor, uyuşturucu satmak isteyenler kadını kullanıyor. Kadınlarımız kendine çeki düzen versin ve artık uyansın. Türban ulaşılması gereken yolda bir araç olarak kullanılıyor.”


Vatan
__________________
zaman kısa, dünya herkese yeter, mühim olan insanlık
KANIMIZIN KIRMIZISI ALNIMIZIN AKIYLA SİVASSPORLUYUZ
abircan isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 11.02.2008, 18:27   #22
abircan
Usta Yiğido
 
abircan - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
abircan Şuan abircan isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 21.01.2015 10:55

Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 3.258
Tecrübe Puanı: 1012 abircan COK SEVILEN BIR KISIabircan COK SEVILEN BIR KISIabircan COK SEVILEN BIR KISI
Standart --->: BİRCAN'DAN KÖŞE YAZILARI

Nevzat Yalçıntaş `ters`ten çaktı...
Eski AKP milletvekili Nevzat Yalçıntaş, eski rektör Kemal Alamdaroğlu ile birlikte Habertürk TV`de Erol Mütercimler`in hazırlayıp sunduğu "Aynanın Arkası" adlı programa katıldı. Yalçıntaş`ın yaptığı "türban" yorumu izleyenleri şaşırttı..

MUHAMMET KUTLU `nun haberi


Yalçıntaş , Habertürk Televizyonu ’nda Türban konusunda ilginç değerlendirmelerde bulundu…


Yalçıntaş : “Türban sorunu, ABD tarafından Türkiye ’ye bir nifak olarak sokulmuştur”


Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş , Habertürk Televizyonu ’nda Erol Mütercimler ’in hazırlayıp sunduğu “Aynanın Arkası ” adlı programa katıldı. İstanbul Üniversitesi Eski Rektörü Kemal Alemdaroğlu ile birlikte, Mütercimler ’in gündemdeki üniversitelerde türbana izin verilmesiyle ilgili Anayasa değişikliğine ilişkin sorularını yanıtladı.


Prof. Dr. Yalçıntaş , programda son derece şaşırtıcı değerlendirmelerde bulundu. Başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, AK Partili yöneticilere yakınlığıyla bilinen Yalçıntaş , türban sorununun 12 Eylül darbesiyle birlikte, Amerikalı uzmanlar tarafından Türkiye ’nin gündemine sokulduğunu iddia etti.


Yalçıntaş , Amerikalı uzmanların, dönemin Türkiye yönetiminde söz sahibi olan askeri yetkililere, İran devrimine gidilen aşamada, Humeyni yanlılarının, Şah Rıza Pehlevi ’ye bağlı askerlerin karşısına çarşaflı kadınları sürdüklerini, bu yüzden askerlerin gösterileri engellemekte elinin kolunun bağlı kaldığını belirterek, türban konusunda kesinlikle taviz verilmemesini salık verdiklerini anlattı.


Gösterilerde ve izinsiz yürüyüşlerde, önde yürüyen çarşaflı kadınları gören askerlerin, belki de anneleri, kız kardeşleri olabileceği endişesiyle silah kullanmaktan kaçındıklarını kaydeden Yalçıntaş , Erol Mütercimler ’in büyük takdirini kazanmış göründü.


Aslında, sorunun İran ’da ayrı, Türkiye ’de ayrı sonuçları olduğunu anlatmaya çalışan Yalçıntaş , verdiği örneği Erol Mütercimler ’in türbanın sakıncalarına örnek olarak algılamasına da itiraz etmedi.


Erol Mütercimler , “Siyasiler, bu yanlıştan dönmeli değil mi hocam? Eğer yanlıştan dönerlerse Türkiye kazanır değil mi hocam ?” şeklinde Yalçıntaş ’ı türban konusundaki Anayasa değişikliği ısrarından vazgeçilmesi yönünde açıklama yapmaya yöneltmeye çalıştı.


Ancak Yalçıntaş , bu anlama gelebilecek şeyler söylemekten kaçındı.


Erol Mütercimler ’in neredeyse gözlerini yaşartan açıklamalar yapan Yalçıntaş , “Konu Türkiye ’ye bir nifak gibi sokuldu. Bir kördöğüşüne dönüştü. Herkes geçmiş dönemleri suçladı niye halledemediler diye. Nifak, fitnedir, adam öldürmekten daha kötü bir şeydir. Amerikalılar, türbanı bir fitne olarak gündemimize koydular. Belki de onların önerdiği, Türkiye ’nin şartlarına uymuyordu. Bizim askerlerimize, Amerikalıları ikna etmek düşerdi. Bizim şartlarımızı onlara anlatmak düşerdi. Ama yapmadılar sanıyorum …” şeklinde son derece ilginç açıklamalarda bulundu.
__________________
zaman kısa, dünya herkese yeter, mühim olan insanlık
KANIMIZIN KIRMIZISI ALNIMIZIN AKIYLA SİVASSPORLUYUZ
abircan isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 11.02.2008, 18:53   #23
Arif Coşkun
Moderator
 
Arif Coşkun - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Arif Coşkun Şuan Arif Coşkun isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 10.05.2016 19:12

Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 61
Mesajlar: 27.868
Tecrübe Puanı: 10 Arif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende Zukunft
Standart --->: BİRCAN'DAN KÖŞE YAZILARI

TARİHTEN DERS ALMAK

Araştırmalar Türklerin devlet kurma meziyetini M.Ö. 10 bin yıllarına kadar uzatıyor. M.Ö. 1200 yılında kurulan Çu devletinin bir Türk devleti olduğu biliniyor. Devlet kurma, devlet olabilme yeteneğimiz tartışılmaz. Güneşin doğduğu yerden, battığı yere kadar dünyanın bir çok yerinde devletler kurmuşuz. Türk devletlerini savaş meydanlarında yenilgiye uğratarak yıkan hiçbir kuvvet bu güne kadar görülmemiş. Çinli, Rus, Hinli, Acem, Arap, Avrupalı, Afrikalı Türk’lere direnememiş. Çin setti, Haçlı seferleri, Bizans surları bile Türkleri durduramamış.

Türk devletlerinin yıkılış sebeplerine baktığımız zaman ise şaşırtıcı sonuçlara ulaşıyoruz. Türk tarihi incelendiğinde çoğu devletin iç çekişmeler veya başka bir Türk boyu tarafından yıkıldığını görmekteyiz. Düşmanlar güç kullanarak yok edemedikleri Türk devletlerinde hanlara, hükümdarlara gelin vermişler. Şehzadeleri de kendi kızlarıyla evlendirmişler. Ülkeyi yönetenler örf ve geleneklerinden uzaklaştırılmaya çalışılmış, çeşitli saray entrikalar ile taht kavgaları çıkarılmış, şehzadeler birbirini boğazlar hale getirilmiş. Bununla birlikte ülke içersinde yaşayan farklı kimliklerdeki insanlar etnik, dinsel, sosyal, kültürel yönleriyle kışkırtılarak isyanlar çıkartılmış. Kardeşi, kardeşe kırdırmışlar. El altından ‘’Düşmanımın düşmanı, dostumdur’’ mantığı ile karşı olanlara destek verilmiş. Amaç kışkırt, böl, parçala, yok et. Ne acıdır ki bunda da başarılı olmuşlar.

Önce küreselleşen dünyamıza bir bakalım. Son yüzyılda iki dünya savaşı yaşandı, insanlar öldü. Savaşın izlerini yok etmek ve ülkelerin yeniden yapılanması için bedeller ödendi. Savaşta birbirlerini acımasızca yok etmeye çalışanlar ne hayret ki şimdi dost oldu. ABD ile Japonya ve Rusya ilişkilerine bir bakın. Almanya ile Fransa ve İngiltere ilişkilerine bir bakın. Bunlar değil miydi 1940’lı yıllarda birbirleriyle savaşan, birbirini boğazlayan. ABD’nin Hiroşima ve Nagazaki’ye attığı atom bombası ile 300 bin masum insanın öldürülmesi, milyonlarca yahudinin nazi toplama kamplarında yok edilmesi, ne çabuk unutuldu. Ne oldu eski düşmanlara, düşmanlıklara?

Şimdi de bu bilgiler ve tecrübeler ışığında dünyamızdaki mevcut en büyük Türk Devleti olan ülkemize bir bakalım. Yüce insan Atatürk Osmanlının kalıntıları üzerinde bir Cumhuriyet inşa etti. Atatürk bu Cumhuriyeti öyle sağlam temeller üzerine kurdu ki, yıkılması imkansız. Üstüne de ‘’Ey Türk gençliği! birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir’’ ve ‘’Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır’’ diyerek, hepimize bu Cumhuriyeti koruma, kollama ve yaşatma görevi verdi. Geçen hafta Amerika da bir Internet sitesi ‘’Tekrar dünyaya gelmesini istediğiniz bir kişi, sizce kim olmalı?’’ diye bir anket düzenledi. 200 bin oy kullanılan ankette %89 ile Atatürk’ün birinci çıktığını kaçımız biliyor? Bu büyük insanın kurduğu, bu büyük Cumhuriyet normal koşullarda yıkılmaz, yok edilemez. Bunu herkes biliyor. Ama, bir çok ülke her ne hikmetse bu Cumhuriyetin var olmasını istemiyor. Yok etmeyi düşünmese bile güçlü ve lider bir ülke olmasını hazmedemiyor. Bunun için de tarih boyunca yaptıklarını işte yine yapıyorlar. Etnik, dinsel, sosyal, kültürel kavramları kaşıyorlar. Ülkemizi bölmek, parçalamak zayıf düşürmek amacıyla kardeşi, kardeşe vurdurmaya çalışıyorlar. Entrikalar, ihanetler, arkadan vurmalar, sinsi planlar diz boyu.

Cumhuriyetçiler, İslamcılar. Türbancılar, türbana karşı olanlar. Aleviler, Sünniler. Terör örgütüne canlı kalkan olmaya gidenler, karşı çıkanlar. Askerden medet umanlar, askere karşı olanlar. Neden bu tezgaha düşüyoruz. Ne oldu bize. Biz bu ülkenin vatandaşları değil miyiz? Neyimiz eksik, fazla olan ne. Bu Cumhuriyet için beraber savaşmadık mı. Bu ülke için canını verenlerin kökeni, mezhebi olur mu. Amaç ne. Nereye sürükleniyoruz. Bunları düşündünüz mü hiç?

Emperyalizm kol geziyor. Düşmanlarımız bıyık altından gülüyor, zafer çığlıkları atıyor.

Bunu ne zaman göreceğiz, ne zaman fark edeceğiz?

Ben bu ülkeyi ve halkımızı çok seviyorum. Ama, bu gidiş iyi bir gidiş değil. Bunu da görüyorum. Ey Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Cumhuriyetin temel değerlerine, bu ülkenin birliğine, coğrafyasına sahip çık ve kıymetini bil. Tarih boyunca kurulan Türk devletlerinin yıkılışı gibi bu cumhuriyetin de yok edilmesine, tarihin tekerrür etmesine izin verme.

Yöntem aynı, amaç aynı.

Ama, sonuç aynı olmasın…
__________________
"Dilin düşüncenden önce haraket etmesin"
Arif Coşkun isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 15.02.2008, 16:05   #24
Arif Coşkun
Moderator
 
Arif Coşkun - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Arif Coşkun Şuan Arif Coşkun isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 10.05.2016 19:12

Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Yaş: 61
Mesajlar: 27.868
Tecrübe Puanı: 10 Arif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende ZukunftArif Coşkun hat eine strahlende Zukunft
Standart --->: BİRCAN'DAN KÖŞE YAZILARI

Serdar Akinan'dan şok analiz!!!
"Bir grup, bir başka gruptan siyasi bağımsızlığını kazandığında, yani yeni bir devlet kurulduğunda, günümüzde insanların yaptığı ilk iş, bir anayasa hazırlamaktır." Serdar Akinan yazıyor...

Kanlı olacak...

Sevgili arkadaşlar, siz çok ciddi bir kavram kargaşası yaşıyorsunuz.

Yasayla anayasayı karıştırıyorsunuz.

411 adet elin kanla yazılmış bir temel metni; bir felsefeyi "sorunsuz" değiştirebileceğini varsayıyorsunuz.

Felsefeci İoanna Kuçuradi'nin anayasa kavramına getirdiği tanıma bir bakalım mı önce?

"Bir grup, bir başka gruptan siyasi bağımsızlığını kazandığında, yani yeni bir devlet kurulduğunda, günümüzde insanların yaptığı ilk iş, bir anayasa hazırlamaktır."

"Siyasal bir birim olarak devletin iç yapısı ya da anayasası, başka bir deyişle belirli bir devlette devletin nasıl kurulduğu, çeşitli devlet tipleri arasındaki farkı oluşturur."

"Bu rejim farkından daha temel bir farktır ve aynı rejimin farklı ülkelerdeki işleyişini de etkiler."

Anlamadınız mı?

Peki bir de şöyle anlatayım... Sevgili bir üstadım toparlamış...

ABD Anayasası: 1775-1783 arası kolonyal İngiliz güçlerine karşı verilen uzun ve kanlı bir savaştan sonra kabul edilmiştir. En önemli değişikliklerin başında gelen köleliğin kaldırılması ise ( 13th amendment) iç savaş ile gerçekleştirilebilmiştir.

İngiliz Anayasası: Hemen İngiliz Anayasası diye bir şey yok ki demeyin. Evet, İngiliz Anayasası'nın kökenleri Magna Carta (1215)' ya dayanır ve onun üzerine kuruludur. Şekil yönüyle de Yahudilerin Talmud'unu çağrıştırır. Yazılı olmayan, geleneğe ve tarihe bağlı kurallar sistemi. Ancak biraz tarih bilenler de bilir ki, bugünkü İngiliz yasaları, Cromwell'in I. Charles'a karşı ayaklanması (1642-1650 arası; ilk burjuva devrimi olarak da kabul edilir) sonucunda, daha sonra II. Charles'a kabul ettirdikleri Habeas Corpus (1679)'a dayanır. Bunlar da kapı gibi yazılı kurallardır. Yani İngiliz Anayasası vardır ama diğerlerine benzemez. Bu savaş da epey kanlı olmuştur.

Fransız Anayasası: Söylemeye gerek yok herhalde: 1789 Fransız devrimi. Kan mı dediniz?

Japon Anayasası: (1947) General Mc Arthur neredeyse kendi elleriyle yazmıştır bu anayasayı. Hiroşima ve Nagazaki epey ikna edici olmustur sanırım.

Alman Anayasası: (1949) Müttefikler dikte ettirmişlerdir.

İtalyan Anayasası: (1949) Müttefikler dikte ettirmişlerdir.

Rus Anayasası: (1993) Yeltsin'in tankların üstündeki görüntüleri hâlâ gözlerimizin önündedir sanırım. Diğer yandan onu önlemeye çalışanlar da hapsi boylamıştır. Kelleleri uçmadıysa, bunu Kızıl Ordu'nun saf değiştirmesi ve kanlı bir yönetim değişimine yol açmamış olmasına borçludurlar.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası: (1924) Kurtuluş Savaşı; (1960) askeri darbe, (1982) askeri darbe... Üç anayasa da epey bir kan üzerine inşa edilmiştir, değişik nedenlerden olsa da...

Şimdi bu işbirlikçi arkadaşlar anayasamızın "laiklik" taşını kaldırıp atıyor.

Ne tarihten, ne felsefeden, ne sosyolojiden ne de laftan anlıyorlar...

ABD ve İngiltere bunlara, "Yürü koçum kim tutar seni..." dedi ya...

Oysa kurucu felsefe ile oynuyorsun...

Kılıç çekiyorsun.

Kime?

88 yıl önce bu toprakları o Müslüman katillerine vermeyenlere...

Müslümanların katilleriyle işbirliği yapan sen değil misin?

Bu adamlar 88 yıl önceki aynı katiller değil mi?

Masalarında hâlâ o haritalar dolaşmıyor mu?

Yanlış yaptınız.

Mertçe; karşımıza çıkarak; "Kemalizmi yıkacağız, manda olacağız..." diyerek ve delikanlı gibi kan dökerek yapmadınız.

Öte mahallenin itlerini arkanıza alıp kaçak güreştiniz.

Şimdi adam seçiyorsunuz... Yanınızda üç tane Neo-İslamcı, dört tane eski solcu aydın... Karşınızda şahsiyetsiz bir muhalefet, üniformalarını hızla epriten bir üst yapı...

O 411 el "gerçekte" kaç kişiyi temsil ediyor? Göreceğiz...

Söz bitmiştir.

Kansız olmaz.

Ben demiyorum... Tarih diyor.
Serdar Akinan/Akşam
__________________
"Dilin düşüncenden önce haraket etmesin"
Arif Coşkun isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 06.03.2008, 15:18   #25
abircan
Usta Yiğido
 
abircan - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
abircan Şuan abircan isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 21.01.2015 10:55

Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 3.258
Tecrübe Puanı: 1012 abircan COK SEVILEN BIR KISIabircan COK SEVILEN BIR KISIabircan COK SEVILEN BIR KISI
Standart İran'da da böyle başladı

İran'da da böyle başladı 6 Mart 2008


H.Hakan KABAHASANOĞLU/GİRESUN, (DHA)



Artık bu olay mahalle baskısı boyutunu aştı.
Anadolu'nun her yerinde lokantaların içki ruhsatları iptal ediliyor.
Spor kulüpleri için çıkarılan ‘alkol yasağı’ bahane edilerek birçok eğlence merkezi için kapatma kararı veriliyor.
Bu tabloya her gün yenisi ekleniyor.
İşte son örnek...
Giresun'da zabıta, Paljda isimli filmin afişini sansürleyerek kaldırdı.
Benzeri olaylar daha önce de yaşanmıştı...

İŞTE SANSÜRÜN FOTOĞRAFLARI

DAHA ÖNCE BUNLAR YAŞANMIŞTI

- İSTANBUL:
Havaalanında mayo krizi

- ANTALYA:
Heykel, halkı ikiye böldü

- GAZİANTEP:
Sergide kadın figürlerine çaputla sansür

Giresun Belediyesi zabıta ekipleri, belediye binası karşısındaki panoda yer alan film afişini, müstehcen olduğu gerekçesiyle kaldırttığı iddia edildi. Belediye Başkanı ve Zabıta Müdürü ise ise konudan bilgileri olmadığını söyledi.

Geçen hafta Sinema Best ve G-CITY sinemalarında vizyona giren ‘Plajda’ filminin afişleri, biri Belediye hizmet binasının karşısında bulunan Atapark olmak üzere kentin 3 noktasındaki panolara asıldı. Ancak afişlerden belediye binası karşısında olanı, belediye zabıtasının isteği üzerine dün akşam kaldırıldı. Zabıta ekiplerinin dün akşam sinemaya gelerek afişlerin kaldırılmasını istediklerini anlatan Sinema Best yetkilisi Serdar Işık, “Zabıta memurları halkın afişi şikayet ettiğini, belediyenin tam karşısında olması nedeniyle de Belediye Başkanı Hurşit Yüksel’in talimatı olduğunu söylediler. Biz de dün gece bu afişi kaldırmak zorunda kaldık. Diğer 2 panodaki afişler ise duruyor. Kültür Bakanlığı’nın izni ile basılan afişe bu kadar tepki gösterilmesini anlayamadık” dedi.

BAŞKAN: HABERİM YOK

Giresun Belediye Başkanı AKP’li Hurşit Yüksel ise konu hakkında bilgisi olmadığını ve böyle bir talepte bulunmadığını söyledi. Zabıta Müdürü Mehmet Yılmaz da, konudan bilgisi olmadığını belirterek, “Böyle bir talimat verildiğini hatırlamıyorum. Ancak mesai saati dışında nöbetçi müdür oluyor. O talimat vermiş olabilir” diye konuştu.
‘Plajda’ adlı film her iki sinemada bir hafta daha gösterime devam edecek.
__________________
zaman kısa, dünya herkese yeter, mühim olan insanlık
KANIMIZIN KIRMIZISI ALNIMIZIN AKIYLA SİVASSPORLUYUZ
abircan isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 06.03.2008, 15:19   #26
abircan
Usta Yiğido
 
abircan - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
abircan Şuan abircan isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 21.01.2015 10:55

Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 3.258
Tecrübe Puanı: 1012 abircan COK SEVILEN BIR KISIabircan COK SEVILEN BIR KISIabircan COK SEVILEN BIR KISI
Standart --->: İran'da da böyle başladı

iRAN ISLAM DEVRIMINI YASAYAN IRAN'LI FELSEFE OGRETMENININ KALEMINDEN



Sevgili Turkiyedeki dostlarim ve kardeslerim,



Devrim sirasinda devrim muhafizlari tarafindan once tecavuz edilip, daha sonrada ipe gonderilen cok sevgili kiz kardesim Mehtab'in anisina...



Bu mektubu sizlere yazmamdaki neden bizim 30 sene kadar once yasadigimiz o talihsiz ve karanlik gunun Turkiye icinde yaklasiyor oldugunu gormem ve bundan daha derin olarak kalbimde hissetmem oldu. Turban yasasinin mecliste onaylandigi tarihin Iran islam devriminin oldugu gune denk gelmesi kalbimde bunun ilahi bir gucten gelen uyari fisegi oldugu hislerini uyandirdi ve bu mektubu kaleme almaya karar verdim. Biliyorum hepiniz kalbinizde karanligin otoritesini hissettiniz. Karanlik otorite gelmeden hissettirdi yaklastigini.



Iran Islam devriminden 1 hafta kadar once Turkiye'ye gecen, uzun bir sure burada yasayan ve daha sonra Kanada'ya iltica eden ve halihazirda bu ulkede felsefe ogretmenligi yapan bir Iranliyim. Ataturk'un aydinlik Turkiyesini cok seviyorum ve yuregim kan aglayarak Iran'da 'O gun' gelmeden onceki olaylarin sanki bir tekrarini sinemada izliyor gibi Turkiye'de goruyorum. Yobaz karanliginda hunharca katledilen kiz kardesim anisina sizlere

yalvariyorum ki, sakin olmaz demeyin! Sakin Turk Ordusu oldugu surece olamaz demeyin cunki asagida anlatacagim gibi o gun geldiginde tum

ordularin eli kolu baglanabilir. Bizim ailemiz Iran'da laik, sol goruslu ve aydin bir aile idi. Devrimden 1 ay once bize bile soyleseler idi 1 ay sonra durum bu olacak diye biz bile guler gecerdik, 'delimisin?' diye sorardik belki de. Belki de derdik ki 'Sah'in bu guclu ordusunu nasil yeneceklerde

Seriat karanligini getirecekler?'.



Sizlere once Iran Islam devriminin nasil gelistigini kisaca anlatmak istiyorum cunki Turkiye'deki gelismelerle cok buyuk benzerlikler mevcut.



IRAN ISLAM DEVRIMINI BASARIYA GOTUREN AYAKLAR:

1-Buyuk kesimi fakirlesen halk dincilerin pencesine dustu. Bu halk yiyecek, giyecek gibi ufak yardimlarla onlarin safina cekildi. Beyinleri yikandi ve

fakirliklerinin temelinde kirli ve dinsiz rejim oldugu benliklerine yazildi. Aclikla bogusan halk bu cehaletin pencesine kolaylikla dustu ve rejime dusmanlasti. (COK FAKIRLESEN TURK HALKINADA AYNI SEYLER YAPILIYOR)

2-Hep demokrasi ve ozgurluk dendi. Humeyni devrimi yapana kadar hep demokrasi ve ozgurluk vaad etti. Bu sekilde bir cok sol goruslu insanlarida

kendi saflarina cekti. Bu insanlar devrim akabinde ipe giden ilk insanlar oldu. (TURKIYE'DE HEP DEMOKRASI VE OZGURLUK DIYORLAR)

3-Emir komuta zincirinde yapilanmis olan din adamlari halki kontrol altina aldi. (BASI ABD'DE YASAYAN MALUM TARIKAT'IN YAPILANMA BICIMI OLAN 'ABI' YAPILANMASI BU EMIR KOMUTA SEKLIDIR VE DEVRIMIN EN ONEMLI AYAKLARINDAN

BIRISI BU EMIR KOMUTA YAPILANMASIDIR. BU EMIR KOMUTA YAPILANMASI DEVRIMIN HALK ORDUSUDUR VE DEVRIM SIRASINDA BU EMIR KOMUTA COK KISA ZAMANDA COK BUYUK KITLELERE EGEMEN OLUR.)

4-Kargasa ve kaos ortaminda askeri Kislalar basildi. Ellerinde Kur'an ile kislalar ele gecirildi. (BU AYAGA COK DIKKAT EDELIM CUNKI DEVRIM SIRASINDA TURK SILAHLI KUVVETLERINI ELE GECIRMENIN EN ANAHTAR AYAGI BUDUR.)

Turk silahli kuvvetleri bildigim kadari ile 600-800,000 kisiden olusan bir kuvvetdir. Yanliz unutulmamasi gereken gercek bu ordunun ancak %0.1(Binde Bir) lik bir bolumu rejimin muhafizidir. Yani harb okullarinda egitim gormus subaylar ancak bu kadardir. Geri kalan %99.99 er rejim muhafizi

degildir. Onlar emirlere gore hareket eden vucut parcalaridir. Beyin olan ise az sayidaki subaylardir. Iran devriminde kargasa ve kaos ortaminda

kislalari basan yobazlarin ellerinde Kur'an ile erleri gecerek direnen subay ve komutanlari katlettiler. Burada kilit nokta ellerinde Kur'an ile harekete gecen buyuk halk kitlelerine karsi erlerin silah kullanmakta zorlanacagi gercegidir. Zaten kullansalar bile cahil ve beyni yikanmis halk oyle bir kudretle kislalara saldirmistirki sonunda kislalar teslim alinmistir. O askerin actigi ates sonucu halktan cok olen olmustur ama sonucta bir noktada erler silah birakmak durumunda kalmislardir. Erin kendi basina alacagi savas insiyatifi dusmana karsidir. Ama buyuk kitleler halinde ve ellerinde kur'an larla uzerine gelen kendi halkina karsi bu kararliligi gostermesi mumkun olamaz. Yani er buna bir noktadan sonra direnmez yada direnemez. Cunki o er karsisindakinin karanlik bir devrim yapacak olan insanlar oldugunu bilecek bilincte de degildir, kaybedecegi aydinligin ne oldugunu da. Bunu bilecek olan sadece subaylardir. Ve kanlarinin son damlasina kadar savasacak olanlarda bu konuda aydinlanmis Turk subaylaridir. Ama yukarda bahsettigim uzre onlar ordunun sadece ve sadece en fazla binde birini teskil ederler. Yani devrimin asil savunucusu Turk ordusunun tumu degildir, sadece subay kademesidir ve erlerin durdugu ve etkisizlestirildigi noktada o subay kademesinin yok edilmesi kolay olacaktir. Iran'da ordu bu sekilde etkisiz hale getirilmistir. 'Er dusman isgali durumunda durmaz ve etkisizlestirilemez, sonuna kadar da savasir, ama buyuk bir kudretle gelen kendi halki karsisinda durabilir.'



Su asamada aldiklari bu buyuk ivme ve arkalarindaki cok buyuk gucler ile onlari normal yollardan durdurmak cok zor olacaktir. Ve bunlarin durdurulmadan hareket edecegi her gun ivme ve guclerini artiracak ve isi zorlastiracaktir. Silahli kuvvetler ne kadar erken hareket ederse o kadar iyi olur. Sonra gec olabilir. Silahli kuvvetlerin su veya bu neden ile eli kolu bagli ise ki oyle gorunuyor bu durumda silahli kuvvetler 'O GUN' geldiginde kislarini nasil muhafaza edeceginin planini cok iyi yapmalidir. Cunki kilit bu noktadir. Silahli kuvvetler etkisiz hale getirelemedigi muddetce devrim basariya ulasamaz. Bu nedenle her askeri kislaya normal erlerin haricinde kislalari kaninin son damlasina kadar savunacak 'OZEL CUMHURIYET DEVRIM MUHAFIZLARI BIRLIKLERI' olusturulmali ve bunlarin boyle buyuk bir halk hareketine karsi erlerden once devreye girip, erler

saskinliklarini uzerlerinden atana kadar catismaya girmeleri saglanmali ve burada kazanilacak vakit ile gerideki subaylar erlerin dagilmasinin onune

gecmelidir. Yani ordunun esas gucu ve govdesi olan erlerin kontrolu kesinlikle kaybedilmemelidir. Iran ordusunun boyle bir hazirligi olmadigi icin gafil avlandi.



Olusturulacak olan 'OZEL CUMHURIYET DEVRIM MUHAFIZLARI BIRLIKLERI' yobazlar ile catisirken, erlerde uzerlerindeki saskinligi atacaklar ve subaylarin organizasyonu ile catismalara destek vereceklerdir. Olusturulacak 'OZEL CUMHURIYET DEVRIM MUHAFIZLARI BIRLIKLERI' cok ozel egitilmeli ve de Ataturk'e ve devrimlerine cani pahasina savunacak sekilde inanmis olmalidirlar. Aksi halde basarisizlik kacinilmazdir. Cunki en son Lubnan'da gordugumuz uzre davasina inanmis bir kac yuz Hibullah Militani dunyanin en iyi ordularindan birisi olan israil ordusunu agir zaiyatlarla yenilgiye ugratti.



Sevgili dostlar ve kardesler, elimden geldigince sizleri bilgilendirmeye calistim cunki aydinligi savunmak durumunda olan sizler Iran'in gectigi bu

karanlik tuneli anlamak durumundasiniz. Iran'in bu aci tecrubesi sizlerin uyanik olmasi icin bir sans olur umarim. Asagidaki birinci linkte Iran'in

devrimin hemen oncesi goruntuleri ile hemen sonrasi goruntulerini bulacaksiniz. Orada goreceginiz uzre Iran devrim oncesi belki su anki Turkiye'den bile daha modern. Yani olmaz, olmaz demeyin. Ikinci linkte ise Devrim lideri Humeyni'ye kadinlarin siir okumasi. O linki vermemin nedeni ise o koltukta bir gun bugun ABD'de ikamet eden malum cemaatin basi olan sahsin oturabilecegi ihtimalidir. Aci ama sanki tarih tekerrrur ediyor.



[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
__________________
__________________
zaman kısa, dünya herkese yeter, mühim olan insanlık
KANIMIZIN KIRMIZISI ALNIMIZIN AKIYLA SİVASSPORLUYUZ
abircan isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 06.03.2008, 16:01   #27
LaEdri
Usta Yiğido
 
LaEdri - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
LaEdri Şuan LaEdri isimli Üye şimdilik offline Konumundadır

Üyelik Tarihi: 12.06.2006
Mesajlar: 6.011
Tecrübe Puanı: 1259 LaEdri TAM BIR BEYEFENDILaEdri TAM BIR BEYEFENDILaEdri TAM BIR BEYEFENDILaEdri TAM BIR BEYEFENDILaEdri TAM BIR BEYEFENDI
Standart -->: İran'da da böyle başladı

yaşasın iran!!!!!!!!

......................
__________________
Hani o, babasına ve kavmine, “Ne bu tapınıp durduğunuz heykeller?” demişti.(Enbiya-52)
LaEdri isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 06.03.2008, 16:18   #28
bodyguard
Yeni Yiğido
 
bodyguard - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
bodyguard Şuan bodyguard isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 21.04.2009 14:30

Üyelik Tarihi: 09.09.2005
Mesajlar: 8
Tecrübe Puanı: 0 bodyguard FAZLA SÖZE GEREK YOKbodyguard FAZLA SÖZE GEREK YOK
Standart --->: İran'da da böyle başladı

islamiyetten cokmu korkuyorsun abircan????
bodyguard isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 06.03.2008, 16:42   #29
abircan
Usta Yiğido
 
abircan - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
abircan Şuan abircan isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 21.01.2015 10:55

Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 3.258
Tecrübe Puanı: 1012 abircan COK SEVILEN BIR KISIabircan COK SEVILEN BIR KISIabircan COK SEVILEN BIR KISI
Standart --->: İran'da da böyle başladı

Alıntı:
bodyguard Nickli Üyeden Al?nt? Mesajı Göster
islamiyetten cokmu korkuyorsun abircan????
hiç insan yaratandan korkarmı, ama bazı yarattığı yaratık bile sayılamacaklardan korkarım, Allah'tan ve onun kutsal kitabı kuran'dan korkarmı
ben korkmam,

benim korkum onun arkasına sığınıp insanlara baskı eziyet tecrit bazan ölüme götüren uygulamalardan korkarım, domuz bağından korkarım, meydanlarda asılmaktan korkarım, kendi muta nikahı yapıp tek anlık ilişkiye girip boşayan , ama güya kendince zina yaptı denilen kadını taşlayandan korkarım, dört kadınla yaşamı kendine hak görenden korkarım, faiz haram deyip bankalarda milyon dolarları olandan korkarım, kredi kartı kullanandan korkarım, din adına yolsuzluk , haksızlık adam kayırmacılık yapandan korkarım, mezhepcilik yapandan korkarım, kafatasçıdan dar ümmetçi kafadan korkarım,
kısaca yobazdan korkarım elbet, çünkü ben 93 te sivas kültür merkezinde öümden kurtuldum
sen korkmazmısın
__________________
zaman kısa, dünya herkese yeter, mühim olan insanlık
KANIMIZIN KIRMIZISI ALNIMIZIN AKIYLA SİVASSPORLUYUZ
abircan isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 06.03.2008, 16:50   #30
58Taraftar
Yeni Yiğido
NO AVATAR
 
58Taraftar Şuan 58Taraftar isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 03.06.2009 14:07

Üyelik Tarihi: 25.02.2007
Mesajlar: 15
Tecrübe Puanı: 0 58Taraftar FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart --->: BİRCAN'DAN KÖŞE YAZILARI

ya ben bu köse yazilarina okumadan önce bir baktim iki baktim....baktim ve gördüm hepsi HÜRRIYET gazetesinden alinma...siz abonesiniz galiba bu hürriyet gazetesine
zaten yazilarin HÜRRIYET gazetesinden olmasi herseyi acikliyor...okumaya bile gerek yok
58Taraftar isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir)
 
Seçenekler Arama
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesaj?n?z? De?i?tirme Yetkiniz Yok

BB Code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


WEZ Format +2. ?uan Saat: 06:41.


Powered by: vBulletin. Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

Copyright © - Bütün Haklar Sivaslilar.net'e aittir.