|
SİTE ANA SAYFA | Galeri | Kayıt ol | Yardım | Ajanda | Oyunlar | Arama | Bugünki Mesajlar | Forumlar? Okundu Kabul Et |
Hertelden Her Telden Muhabbet Burada |
|
Seçenekler | Arama | Stil |
14.03.2012, 07:01 | #1 |
Usta Yiğido
Azizem_58_58 Şuan
Son Aktivite: 03.09.2014 12:12
Üyelik Tarihi: 13.09.2011
Yaş: 33
Mesajlar: 952
Tecrübe Puanı: 573
|
Sevdiğim Hİkayeleri Sizlerle PAYLAŞMAK İstiyorum..
Bundan yüzyillar önce deniz aşırı, çok güzel bir ülke varmış. Tabi her masalda oldugu gibi bu masalda da o ülkenin bir kralı ve tabii ki bir de prensesi varmis. Prenses dünyalar güzeli bir kızmış. Kral ona bakılmasını yasaklamış, her Gün dolaşmak için saray muhafızları ile sarayın dışına çıkacağı ilan edildiginde halk eğilir ve gözlerini kapatır, ya da evlerine kaçışırmış. Onu görmenin bedeli ölümle cezalanmakmış. Günlerden bir gün yine prenses dolaşmak için çıktığında; fakir bir köylü delikanlı herşeyi göze alarak başını kaldırmış ve prensesle göz göze gelmişler... O an fakir delikanlı prensese inanilmaz bir aşkla tutulmuş. Prensesin derin bakışlarının da boş olmadığını düşünmüş ve günlerce uyuyamamış. Fakir delikanlı ölümü bile göze almak pahasına, prensesi bir kere daha görmek için uğraşmış durmuş. Bu arada güzel prenses de onu tutulmuş onun zarar görmemesi için günlerce kendini saraya kapatmış. Sonunda dayanamayan fakir delikanlı her şeyi göze alarak gizlice sarayın bahçe duvarına tırmanmış ve prenses ile bir kere daha göz göze gelmişler. Fakir delikanlı hemen duvardan atlamış ve prensesle konuşacağı anda saray muhafızlarına yakalanmış. Kralın karşısına çıkarılan delikanli ölümle cezalandırılacağını bildiğinden krala prensese duydugu aşkını anlatmış. Kral ölüm emrini vereceği anda prensesin yalvarışlarına dayanamayarak delikanlıya başka bir ceza vermeyi kabullenmiş. Hemen bir gemi hazırlattıran kral, gidilebilecek en uzaktaki adaya bir fener yaptırmış ve fakir delikanlıyı da o adada yanlız yaşamaya mahkum etmiş... Aradan bir kaç Ay geçmesine rağmen prensesi unutamayan delikanlı prensese olan aşkını kağıtlara dökmüş ve martılara anlatmaya başlamış... Artık bütün martılar fakir delikanlının prensese olan aşkını anlamış ve yazdığı mektupları prensese götürmeye başlamışlar... zamanla prensesin de yazmış olduğu mektupları fakir delikanlıya götüren martılar aracılığı ile iki gencin arasındaki aşk iyice büyümüş. Ta ki... Bir sabah sarayın bahçesinde kahvaltı yaparken prensesin odasının penceresine ağzında bir mektupla konan martıyı kralın görmesine dek. Tabii korkulduğu gibi olmamış... Martıların bile aracı olduğu İki gencin arasındaki büyük aşkı anlayamadığı için kendisinden utanmış ve ağlayarak kızına sarılan kral, hemen bir gemi göndertip fakir delikanlıyı getirtip kendisi ile evlendireceğini söylemiş. Buna duyunca çok mutlu olan prenses hemen delikanlıya bir mektup yazmış ve olanları anlatmış. Bu arada mektubu götürmek için bekleyen martıya da tüm martıların düğünlerine davetli olduğunu söylemiş. Buna çok sevinen martı mektubu bir an önce ıssız adaya götürmek için yola çıkmış. Tam yolu yarılamışken yanından geçen bir kaç martı arkadaşına haber verip hepsinin düğüne davetli olduğunu söylemek için gagasını açtığında mektubu düşürmüş. Tüm martılar hep birlikte mektubu aramaya başlamışlar. Fakat bir türlü bulamamışlar... Bu arada prensesten mektup alamayan aşık delikanlı, yazmış olduğu mektupları göndermek için bir tek martı bile bulamamış... Biraz ilerisinde uçuyorlar fakat yanına gitmiyorlar ve mektubu ariyorlarmış... Prensesin kendisini artık unuttuğunu, istemediğini, martıların da onun için yanına gelmediğini sanan delikanlı üzüntüsünden sonunda kendisini fenerden kayaların üzerine atarak intihar etmiş. Olanlardan habersiz kralın gemisi adaya vardığında fakir delikanlının soğuk bedeni ile karşılaşmışlar... İşte o gün bugündür, martılar o mektubu ararlar. Mektubu bulup, o inanılmaz sevgiyi geri getirebileceklerine, her şeyi düzelteceklerine, inanarak hep denizler üzerinde uçuşup dururlar.
__________________
"İnsanlara akılları ölçüsünde söz söyleyiniz." (Hz Muhammed) |
14.03.2012, 09:12 | #2 |
Tecrübeli Yiğido
sensetik Şuan
Son Aktivite: 17.03.2016 12:55
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 204
Tecrübe Puanı: 721
|
Cevap: Sevdiğim Hİkayeleri Sizlerle PAYLAŞMAK İstiyorum..
güzelmiş...devamını bekliyoruz ama
__________________
Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker! Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer. Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid'i... Bedr'in arslanları ancak bu kadar şanlı idi. |
15.03.2012, 07:08 | #3 |
Usta Yiğido
Azizem_58_58 Şuan
Son Aktivite: 03.09.2014 12:12
Üyelik Tarihi: 13.09.2011
Yaş: 33
Mesajlar: 952
Tecrübe Puanı: 573
|
Cevap: Sevdiğim Hİkayeleri Sizlerle PAYLAŞMAK İstiyorum..
aynı sokakta oturuyorduk adı esrarengizdi herkes onun hakkında birşeyler söylerdi hepsi nedensiz kirli sakalları vardı kahverengi gözlü ve kumraldı ben nefret ederdim ama mahallenin bütün kızları ona hayrandı hiç kimseyle konuşmazdı sadece gelip giderdi başı öne eğik,hep dalgındı,farklıydı gece boyunca hep lambası yanardı bir gün onunla yolda karşılaştık çok güzel bir yüzü vardı bakışları sanki içimi eritiyordu o an kalbimi söküp atasım geldi. çünkü ilk defa laf dinlemiyordu. o bakışları,o gözleri gönlüme işledi. artık uyumak yerine onun evini izliyordum onunla karşılaşabilmek için saatlerce kapıda beklerdim. bir akşam yine onu yolda gördüm. bir dakika bakarmısın dedim acelem var küçüğüm dedi.'KÜÇÜĞÜM' sanki bana aramızdaki yaş farkını anlattı. eve gidip ağladım.o gece karar verdim artık onunla konuşmayacaktım ertesi gün eve girdiğini gördüm hemen gittim kapıyı çaldım kapıyı açtı:ne var KÜÇÜĞÜM DEDİ. adımı bile söylemeden sadece seni seviyorum dedim konuşmadan koşarak evden ayrıldım daha sonra bir ay evden çıkmadım bir gün kızlarla mahallede oturuyorduk sirenler içinde bir ambulans geldi ambulanstan acele acele inenler hızla onun evine girdiler bütün mahalle onun evine girdik seyre daldık,birkaç dakika sonra sedyeyle dışarı çıkardılar önümden geçerken bende seni küçüğüm dedi donup kaldım herkes bana bakıyordu eve doğru koşmaya başladım gözyaşlarım durmadan akıyordu. evde annemler ondan bahsediyordu ailesi yokmuş okumuş sevdiği bir kız varmış ama kaçtığı gün ölmüş bir süre sonra yine sevmiş ama ne yazıkki o da ölmüş kimi sevdiyse ölüm ayırmış sanki onun sevdiği azrailin ölüm fermanıymış bazen hiç nedensiz bir kağıt bir kalem bir de fotoğraf varmış bir de ölmek için dua ediyomuş intihar edip hastaneyi aramış polisler evin duvarında KÜÇÜĞÜM YAZISINI BULMUŞLAR KÜÇÜĞÜM SENDE ÖLME YAZIYORMUŞ!!!! bir gün kızlarla mahallede oturuyorduk
__________________
"İnsanlara akılları ölçüsünde söz söyleyiniz." (Hz Muhammed) |
20.03.2012, 07:02 | #4 |
Usta Yiğido
Azizem_58_58 Şuan
Son Aktivite: 03.09.2014 12:12
Üyelik Tarihi: 13.09.2011
Yaş: 33
Mesajlar: 952
Tecrübe Puanı: 573
|
Cevap: Sevdiğim Hİkayeleri Sizlerle PAYLAŞMAK İstiyorum..
Tokadı Basmadan Önce... Gençadam, evinin alt katında marangozluk yapıyordu. Kapı ve pencere konusunda uzmandı. Fakat plâstik pencereler yaygınlaşınca, ahşap olanlara rağbet azaldı. Bu yüzden işler iyi gitmiyordu. Üstelik de çocukları büyümüş, biri hariç okula başlamıştı. Masrafları artınca, yanındaki kalfasına yol verdi. İşe biraz daha erken koyulur, yardımcıya ayırdığı parayı, çocukların harçlığına katardı. Adam, bir gün çalışırken, elektrik kesildi. Ve uzun süre beklediği halde gelmedi. Aksi gibi, o akşam üzeri teslim etmesi gereken birkaç pencere vardı. Boş kalmayı sevmezdi. Planyayı yağladı, talaşları süpürdü. Biraz dinlenmek için eve çıkarken, sigortaya göz attı. Eğer yanılmıyorsa, bu iş normal değildi. Biri gelip sigortayı kapatmış olmalıydı. Şalteri kaldırınca, atölye aydınlandı. Tahminleri doğru çıkmıştı ama, bu işe bir anlam veremiyordu. Şaka dese, böyle bir şaka yapılmazdı. Kendisini kıskanacak bir düşmanı da yoktu. İşe koyulduğunda, yine aynı şey oldu. Ama bu sefer suçluyu görmüştü. Oğlu, evden atölyeye bağlanan merdiveni sessizce inmiş ve sigortayı kapattığı sırada, babasını karşısında bulmuştu. Adam, on yaşına gelmiş bir çocuğun böyle bir haylazlığını affedemezdi. Bütün günü, onun yüzünden mahvolmuştu. Bir kere yapmış olsa, ses çıkartmazdı. Ama tekrarlaması, hangi yönden bakılırsa bakılsın, büyük hataydı. Saçlarından yakalayıp sıkı bir tokat attı. Her şey onun iyiliği içindi. Belki vurduğu tokat, serseri olmasını engellerdi. Adam, oğlunun gözyaşlarını görmezden geldi ve eve çıktıktan sonra, eşine dert yanarak: - Bu çocuğun, okulda kimlerle düşüp kalktığını bilmemiz lazım!.. dedi. Eğer serbest bırakırsak, başımıza büyük dertler açacak!.. Adam, bir süre düşündü. Sonunda da en kolay yolu buldu. Oğlunun hiç aksatmadan tuttuğu günlüğünde, arkadaşlarına ait ip ucu olmalıydı. Eşi istemese de, ona kulak asmadı ve çocuğunun günlüğünü okumaya başladı. Oğlu, en son sayfada: "Bu gece kötü bir rüya gördüm!.." yazmıştı. "Atölyede çalışırken, babamı elektrik çarpıyordu. Allah'ım onu koru!.. Ben elimden geleni yapacağım!.."
__________________
"İnsanlara akılları ölçüsünde söz söyleyiniz." (Hz Muhammed) |
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | Arama |
Stil | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Şuanda Ne Dinliyosunuz...? | PusatBjk58 | Forum oyunları | 17875 | 16.06.2014 20:28 |
Yalnız bir Opera | tatli-dilli | Aşk şiirleri | 141 | 17.12.2012 01:26 |
bilgisayarla iLqili 100 konu.. | selocan58 | Bilgisayar ve İnternet Dünyası | 3 | 04.07.2009 15:32 |
İşte Peygamber Efendimiz'den altın tavsiyeler: | seva | Dini sohbet | 0 | 08.11.2008 02:18 |
Ağlamak İstiyorum Ağlamak | ErdalGüler | Arşiv | 2 | 29.09.2007 21:12 |