Warnung: Illegal offset type in [path]/includes/functions_post_thanks.php (Zeile 110)

Warnung: Illegal offset type in [path]/includes/functions_post_thanks.php (Zeile 110)

Warnung: Illegal offset type in [path]/includes/functions_post_thanks.php (Zeile 110)

Warnung: Illegal offset type in [path]/includes/functions_post_thanks.php (Zeile 110)

Warnung: Illegal offset type in [path]/includes/functions_post_thanks.php (Zeile 110)

Warnung: Illegal offset type in [path]/includes/functions_post_thanks.php (Zeile 110)

Warnung: Illegal offset type in [path]/includes/functions_post_thanks.php (Zeile 110)
SERBEST KÜRSÜ (GENEL) - Sayfa 26 - Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar
Forum - Ana Sayfa Takvim S?k Sorulan Sorular Arama

Zurück   Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar > Serbest Alan > Serbest Kürsü
SİTE ANA SAYFA Galeri Kayıt ol Yardım Ajanda Oyunlar Arama Bugünki Mesajlar Forumlar? Okundu Kabul Et

Serbest Kürsü Serbest Konular



Son 15 Mesaj : Atatürk'ün Çocukluğu'na Ait Hikayeler           »          Şehzade Osman           »          Hatıra defteri           »          Antilop İle Akrebin Dostluğu           »          Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 2           »          Sitemizin Ozanları           »          SEVDİM İŞTE....           »          NEFRET ETTİM İŞTE!!!!!           »          AFORİZMALAR (SAÇMALAMLAR)-1           »          SEÇKİNLER/SEÇİLMİŞLER DÜNYASI           »          Hatalarımızdan Dersler Alabilmek Ümidiyle.           »          Araf Suresi 172-173. Ayetler.( Ben Sizin Rabbiniz Değil Miyim)           »          İnancımızı Kullananların Artık Tuzağına Düşmeyelim.           »          ULAŞ-Yapalı           »          TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR PAYLAŞIMAZ
Cevapla
 
Seçenekler Arama Stil
Alt 14.01.2010, 23:34   #251
Bahar_dali
Yeni Yiğido
NO AVATAR
 
Bahar_dali Şuan Bahar_dali isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 06.05.2010 23:58

Üyelik Tarihi: 14.01.2010
Mesajlar: 8
Tecrübe Puanı: 0 Bahar_dali FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: SERBEST KÜRSÜ (GENEL)

Yinede ilgin icin tesekkür ederim Ayten abla. Insallah bilen birileri yardimda bulunurlar
Bahar_dali isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 2 Kullanıcı Bahar_dali'e Teşekkür Ediyor...
Alt 14.03.2010, 22:39   #252
sandalli
Usta Yiğido
 
sandalli - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
sandalli Şuan sandalli isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 21.04.2016 19:58

Üyelik Tarihi: 20.02.2006
Mesajlar: 38.277
Tecrübe Puanı: 4499 sandalli ist jedem bekanntsandalli ist jedem bekanntsandalli ist jedem bekanntsandalli ist jedem bekanntsandalli ist jedem bekanntsandalli ist jedem bekannt
Standart Cevap: SERBEST KÜRSÜ (GENEL)

A benim bahtiyarim,
Gönülde tahti yârim,
Yüzünde göz izi var,
Sana kim baktı yârim.


Anlayana çok güzel bir mesaj, toplum olarak nerden nereye geldiğimizin değerlendirmesini size bırakıyorum.
__________________
Yağmurlar Islanıyor
sandalli isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 4 Kullanıcı sandalli'e Teşekkür Ediyor...
Alt 06.05.2010, 23:54   #253
bilal kose
Usta Yiğido
 
bilal kose - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
bilal kose Şuan bilal kose isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 16.02.2015 15:33

Üyelik Tarihi: 18.11.2008
Yaş: 50
Mesajlar: 27.062
Tecrübe Puanı: 3267 bilal kose BU GIDISLE COK MESHUR OLACAK
Standart Cevap: SERBEST KÜRSÜ (GENEL))

Alıntı:
ommy Nickli Üyeden Al?nt? Mesajı Göster
Sultanın eşleri *


Bir zamanlar büyük ve güçlü bir sultan varmış, muktedir sultanın dört eşi
varmış. Sultan en çok dördüncü eşini sever, ona özen gösterir, bir dediğini
iki etmezmiş.


Bu en çok sevdiği eşi günün her saatinde yanında, gözünün önündeymiş, sultan
ondan ayrılmayı aklının ucundan geçirmezmiş. Yüreği ve merhameti geniş olan
sultan, üçüncü eşini de severmiş. Ancak nedense bu eşinin günün birinde
kendisini terk edebileceğinden korktuğu için, onu çok kıskanır, üzerine
titrermiş. Öyle de olsa, ona sahip olduğu için gurur duyar, başkalarına
tanıtmaktan özel bir zevk alırmış.


Her sözü ferman olan sultanın ikinci eşine olan sevgisi ve ilgisi de AZ
değilmiş. Kendisine karşı her zaman iyi ve sabırlı davranan eşi, NE zaman
bir derdi olsa daima yanında olur, ona destek verirmiş. Birinci ve ikinci
eşinin kendilerine özgü özellikleri var; AMA sultan en çok kendini üçüncü
eşinin yanında huzurlu ve güvende hissedermiş.


Sarayın kraliçesi, hanım sultan olan kudretli hükümdarın birinci eşiymiş.
Onu en çok seven, karşılık beklemeden sadakat gösteren, sağlığına ve
hükümranlığına en büyük katkıyı sağlayan bu eşi olmasına rağmen sultan,
birinci eşiyle pek ilgilenmezmiş. Farkında olup olmadığı bile kuşkuluymuş.
Oysa o DA hep yanında dolaşır, gölgesi gibi bir an olsun sultanı yalnız
bırakmazmış.


Her ölümlü (fani) gibi sultanın DA bir gün vadesi dolmuş, artık dünyada
yiyeceği lokma, alıp vereceği nefes kalmamış. Ölümcül bir hastalığa
yakalanmış. Kesin olarak öleceğini anlamış. Öldükten sonra yapayalnız
kalmaktan çok korktuğu için, eşlerinden hangisinin ölüm yalnızlığını kendisi
ile paylaşmak isteyebileceğini öğrenmek istemiş.


En çok sevdiği dördüncü eşine, ölüm yolculuğunda kendine eşlik edip
etmeyeceğini sormuş. Aldığı cevap kalbine bıçak gibi saplanmış. Herkesten
çok sevdiği, üzerinde titrediği eşi kısa ve net olarak, "Hükümdarım, mümkün
değil." diye cevap vermiş. Üzülmüş, sarsılmış AMA yine de ümidini yitirmeden
üçüncü eşine sormuş: "Hayatım boyunca seni sevdim, sen benimle birlikte
ölmeyi Kabul eder misin?" Üçüncü eşi de, hiç tereddüt etmeden, "Hayır, hayat
çok güzel. Sen ölünce ben yeniden evleneceğim." diye cevaplamış. Sultan
adeta yıkılmış, ölüm acısı gibi bir acının at kalbine saplandığını
hissetmiş. Çarnaçar ikinci eşine dönmüş ve, "Her zaman yanımda oldun, beni
hiç yalnız bırakmadın, NE zaman yardım istesem elini uzattın, kendimi senin
yanında hep güvende hissettim, ölüyorum. Tek başıma bu yolculuğa çıkmak
istemiyorum, bana eşlik eder misin?" İkinci eşinden de şu cevabı almış:
"İsterdim; AMA bu konuda sana yardımcı olamam. Senin için yapabileceğim tek
şey, sana mezara kadar eşlik etmektir. Senin için yas tutacağımdan DA emin
olabilirsin; AMA elimden başka şey gelmez!"


İlk üç eşine karşı hayatı boyunca cömert davranan, sevgisini, ilgisini hiç
eksik etmeyen sultanın durumunu, uğradığı derin hayal kırıklığını tahmin
edebiliriz. Aklına birinci eşi gelmiş; AMA ona sormamış. Hem üç eşinden
aldığı olumsuz cevaplardan hem de zaten ömrü boyunca ona gerektiği, hak
ettiği ilgiyi göstermediğinden ona sormaya cesaret edememiş. Ama birinci eşi
her şeyin farkında, ilk üç eşten aldığı cevapları duymuş. Yatağının ucuna
ilişmiş, büyük bir sevgi ve metanetle, "Sultanım, ben yanındayım, nereye
gidersen git seninle olurum, seni takip ederim." demiş. Sultan, çok
şaşırmış, üzülmüş, içini derin bir pişmanlık duygusu kaplamış. Yakınarak ve
utanarak: "Keşke bir şansım daha olsaydı, sana hakkını verirdim." demiş.


Gerçek hayatta hepimiz dört eşi olan bir sultanız: Dördüncü eşimiz
bedenimizdir; güzel görünmesi için NE kadar zaman, kaynak ve çaba harcarsak
harcayalım öldüğümüzde bizi terk edecektir. Üçüncü eşimiz sahip olduğumuz
servetimiz ve statümüzdür. Ölür ölmez başkalarının eline geçer. İkinci eş
ailemiz ve dostlarımızdır. Tüm sorunlarımızı onlarla paylaşırız, ölünce
bizim için gözyaşı dökerler; AMA bizimle ahirete gelmezler. Birinci eşimiz
ise ruhumuzdur. Kıssadaki sultan gibi gafillerden isek onu ömrümüz boyunca
ihmal ederiz.







KÖLE AYAZ VE SULTAN

Bir zamanlar Ayaz adli bir köle varmis. Taktir bu ya, köle bir gün Sultan Mahmud'un kölesi olmus.
Sultan, köleyi tasidigi asil karakteri sebebiyle cok sevmis.
Derken Sultan'in öylesine itimadini kazanmis ki, bütün sultanligin haznedâri tayin edilmis ve en kiymetli ve zarif mücevherler, taslar ona emanet edilir olmus.

Bu gelismeyi gören saraylilar ise durumdan pek rahatsiz olmuslar.

Hasetleri ve kibirleri yüzünden, sözüm ona basit bir köleye böyle bir mevki verilmesini ve kendi rütbelerine cikarilmasini bir türlü hazmedememisler.
Bu duygular icinde, özelikle Sultan yakinlardaysa ondan gün gectikce daha cok sikayet etmeye baslamislar ve asil ruhlu kölenin itibarini zedelemek icin ellerinden geleni yapmislar.

Bir gün Sultanin huzurunda bir saraylinin bir diger sarayliya söyle dedigi duyulmus:

"Köle Ayaz'in sık sık hazineye gittigini biliyor musun?
Aslinda her gün gidiyor;
hatta izinli günlerinde bile gidip orada saatlerce kaliyor.
Onun mücevherlerimizi caldigindan adim gibi eminim"

Sultan kulaklarina inanamamis.

"Isin aslini kendi gözlerimle görmeliyim"
demis.

Böylece o da hazine dairesine gidip Ayaz'i gözlemek istemis. Duvara kücük bir delik yaptirip, icinde olanlari seyretmeye hazirlanmis.
Ayaz hazine dairesine bir daha ki sefer geldiginde Sultan disarida beklemeye koyulmus. Kölenin sessizce iceri girdigini, kapiyi kapattigini ve sandiga gittigini görmüs.


Köle Ayaz, sandigin önünde diz cökmüs, kapagi usulca kaldirmis ve icinden bir sey cikarmis. Orada sakladigi kücük bir bohcaymis bu. Bohcayi öpmüs alnina koymus ve sonrada acmis.
Icinden cikan köleyken giydigi yirtik pirtik bir elbise! Iste köle Ayaz, sarayli giysilerini çikarmis bu elbiseyi giymis ve sonra aynanin karsisina gecmis.

Kendi kendine:

"Daha önceleri bu elbiseyi giydigin zamanlar kim oldugunu hatirliyor musun? diye sormus.
"Bir Hictin sen.

Hepsi,... hepsi satilacak bir köleydin ve Allah, Sultanin eliyle sana rahmetinden belki de hic hak etmedigin nimetler lutfetti.
Iste Ayaz, simdi burdasin, ama asla nereden geldigini unutma!
Cünkü mal mülk insanin hafizasini ucurur, unutuluslara sürükler.
Simdi sen de, nimetce senden asagi olanlara kibirle bakma ve daima hatirla Ayaz,... hatirla!

Sandigi kapatmis, kilitlemis ve sessizce kapiya dogru yürümüs.
Hazine dairesinden cikarken birden Sultanla yüzyüze gelmis.
Sultan gözlerini Ayazin yüzüne dikmis dururken, yanaklarindan asagi yaslar süzülüyormus ve bogazi öyle dügümlenmis ki, konusmakta güclük cekmis.

"Bugüne kadar mücevherlerimin hazinedâriydin, ama simdi... Kalbimin hazinedârisin.
Bana benim de önünde bir hic oldugum kendi Sultanimin huzurunda nasil davranmam gerektigini ders verdin




Affet Babacığım
Evlendiğinden beri evinde kalan babası yüzünden eşiyle sürekli tartışıyordu. Eşi babasını istemiyor ve onun evde bir fazlalık olduğunu düşünüyordu. Tartışmalar bazen inanılmaz boyutlara ulaşıyordu. Yine böyle bir tartışma anında; eşi, bütün bağları kopardı ve "Ya ben giderim, ya da baban bu evde kalmayacak" diyerek rest çekti... Eşini kaybetmeyi göze alamazdı.

Babası yüzünden çıkan tartışmalar dışında mutlu bir yuvası, sevdiği ve kendini seven bir eşi ve birde çocukları vardı. Eşi için çok mücadele etmişti evliliği sırasında. Ailesini ikna etmek için çok uğraşmış ve çok sorunlarla karşılaşmıştı. Hâlâ onu ölürcesine seviyordu.

Çaresizlik içinde ne yapacağını düşündü ve kendince bir çözüm yolu buldu. Yıllar önce avcılık merakı yüzünden kendisi için yaptırdığı kulübe tipi dağ evine götürecekti babasını. Haftada bir uğrayacak ve ihtiyacı neyse karşılayacak,böylelikle eşiyle de bu tür sorunlar yaşamayacaktı.

Babasına lâzım olacak bütün malzemeleri hazırladıktan sonra yatalak babasını yatağından kaldırdı ve kucakladığı gibi arabaya attı. Oğlu Can, "Baba bende seninle gelmek istiyorum" diye ısrar edince onu da arabaya aldı ve birlikte yola koyuldular.

Karakışın tam ortalarıydı ve korkunç bir soğuk vardı. Kar ve tipi yüzünden yolu zor seçiyorlardı. Minik Can, sürekli babasına "Baba nereye gidiyoruz ?" diye soruyor ama cevap alamıyordu. Öte yandan; nereye götürüldüğünü anlayan yaşlı adamsa gizli gizli gözyaşı döküyor oğlu ve torununa belli etmemeye çalışıyordu.

Saatler süren zorlu yolculuktan sonra dağ evine ulaştılar. Epeydir buraya gelmemişti. Baraka tipindeki dağ evi artık çürümeye yüz tutmuş, tavan akıyordu. Barakanın bir köşesini temizledi hazırladı ve arabadan yüklendiği yatağı oraya itina ile serdi.Sonra diğer malzemeleri taşıdı en son da babasını sırtlayarak yatağa yerleştirdi.

Tipi, adeta barakanın içinde hissediliyordu. Barakanın içinde fırtına vardı adeta. Çaresizlik içinde babasını izledi. Daha şimdiden üşümeye başlamıştı.Yarın yine gelir bir yorgan ve birkaç battaniye getiririm diye düşündü.

Öyle üzgündü ki, dünya başına göçüyor gibiydi. O, bu duygular içindeyken babası, yüreğine bıçak saplanmış gibiydi. Yıllarca emek verdiği oğlu tarafından bir barakaya terk ediliyordu. Gururu incinmişti, içi yanıyordu ama belli etmemeye çalışıyordu. Minik Can ise olanlara hiçbir anlam veremiyordu. Anlamsızca ama dedesinden ayrılacak olmanın vermiş olduğu üzüntüyle sadece seyrediyordu.

Artık gitme zamanıydı. Babasının yatağına eğildi, yanaklarını ve ellerini defalarca öptü.Beni affet der gibi sarıldı, kokladı. Artık ikisi de kendine hakim olamıyor ve hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Buna mecburum der gibi baktı babasının yüzüne ve Can'ın elini tutup hızla barakayı terketti. Arabaya bindiler.

Can yola çıktıklarında ağlamaya başladı, neden dedemi o soğuk yerde bıraktın diye. Verecek hiçbir cevap bulamıyordu, annen böyle istiyor diyemiyordu.

Can: "Baba, sen yaşlandığında ben de seni buraya mı getireceğim?" diye sorunca dünyası başına yıkıldı. O sorunun yöneltilmesiyle birlikte deliler gibi geri çevirdi arabayı. Barakaya ulaştığında "Beni affet baba." diyerek babasının boynuna sarıldı. Baba oğul sıkı sıkı sarılmış çocuklar gibi hıçkıra hıçkıra ağlıyorlardı.

Oğlu: "Baba beni affet! Sana bu muameleyi yaptığım için beni affet!" diye hatasını belli ediyordu...Babası oğlunun bu sözlerine en anlamlı cevabı veriyordu..."Geri geleceğini biliyordum yavrum. Ben babamı dağ başına atmadım ki, sen beni atasın... Beni bu dağda bırakamayacağını biliyordum.


paylasim icin cok tesekurler anlam kazanan hikayeler
bilal kose isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 4 Kullanıcı bilal kose'e Teşekkür Ediyor...
Alt 12.06.2010, 23:23   #254
YILDIZDAĞ
Usta Yiğido
 
YILDIZDAĞ - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
YILDIZDAĞ Şuan YILDIZDAĞ isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 10.06.2016 11:50

Üyelik Tarihi: 11.02.2010
Mesajlar: 1.257
Tecrübe Puanı: 640 YILDIZDAĞ FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Ayasofya'nın Sırrı Çözüldü

Dayanıklılığı ile asırlara meydan okuyan Ayasofya'nın harcında, Dişbudak ağacı yaprağının kaynatılarak kullanıldığı ortaya çıktı.

Dünya'dan ve Türkiye'den birçok bilim adamının araştırmalarına konu olan, her yıl milyonlarca turistin görmek için akın ettiği Ayasofya'nın gizli kalmış bir sırrı daha gün ışığına kavuştu. Ayasofya'nın bahçesinde yükselen "Dişbudak" ağaçlarının 1500 yıllık şaheserin ömrüne ömür kattığı ortaya çıktı.

Habertürk gazetesinin haberine göre; Dr. Mimar Hasan Fırat Diker, 500 yıllık el yazmalarında karşılaştığı bilgiden yola çıkarak, yaptığı araştırmada 1500 yıl önce inşa edilen Ayasofya'nın harcında dişbudak ağacı yaprakları kaynatılarak elde edilen sıvının kullanıldığını tespit etti.

Bilimsel laboratuarlarda yapılan karışımlar ve dayanıklılık testleri, dişbudak yaprağı suyuyla karılan harcın diğer karışımlardan 2.5 kat daha dayanıklı olduğunu gösterdi.

İki yıldır bu konu üzerine araştırmada bulunduğunu söyleyen Diker, çalışmasını şöyle anlattı:

"Topkapı Sarayı arşiv uzmanlarından Sevgi Ağca'nın Türkçe'ye çevirdiği yazma eserlerin satır aralarında Ayasofya'nın inşası aşamasında 'Lisan-ül Asafir' ağacının yaprağının suda kaynatıldığı ve elde edilen sıvının kireçle karıştırılarak harç olarak kullanıldığı anlatılıyordu. Yine aynı yazmalarda bu karışımla hazırlanan harcın kuruduğunda taştan daha sert bir özelliğe sahip olduğu naklediliyor. Çalışmamıza bu bilgiler ışık tuttu."

DİŞBUDAK'IN YAPRAKLARINDAN HARÇ YAPTIK

Dr. Diker Osmanlıca ve Batı dillerinde yazılmış kitap ve sözlüklerde "Lisan-ül Asafir" ifadesinin "Dişbudak" ağacı anlamına geldiğini belirledi. Diker, laboratuvar ortamında sürdürdüğü çalışmayı şöyle açıkladı:

"İstanbul'da birçok yerde bulunabilen Dişbudak ağaçlarından yapraklar toplanıp kaynatıldı. Elde edilen sıvı harç karışımlarında su yerine kullanılarak dört ayrı örnek oluşturuldu. Ahşap kalıplar içinde 1 ay bekletilmesi sonucu betonlaşan bu harçlar basınç deneylerine tabi tutuldu. Dişbudak ağacının yapraklarından elde edilen sıvının karıştırıldığı harçların diğerlerinden 2.5 kat daha dayanıklı ve bağlayıcı özellikleri olduğu tespit edildi. Sadece kireç ve dişbudak yaprağının suyu kullanılarak, betondan daha sağlam ve hafif bir malzeme elde edildi.

Bu yeni bilgi bizlere Ayasofya'nın çözülmeyi bekleyen nice gizemlerinden birinin daha kapısını açabilir. Nitekim 16'ncı yüzyıldan kalma yazma eserler üzerinden hareketle yaptığım çalışma sonrasında çok olumlu sonuçlar elde etmiş olduk."
YILDIZDAĞ isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 3 Kullanıcı YILDIZDAĞ'e Teşekkür Ediyor...
Alt 13.06.2010, 01:04   #255
aysima58
Usta Yiğido
 
aysima58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
aysima58 Şuan aysima58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 07.12.2015 01:23

Üyelik Tarihi: 19.03.2010
Mesajlar: 12.478
Tecrübe Puanı: 1759 aysima58 FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: SERBEST KÜRSÜ (GENEL)

çok teşekkür ederim bilal kardeşim eline kalbine sağlık güzel öyküydü.sağol.
aysima58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 2 Kullanıcı aysima58'e Teşekkür Ediyor...
Alt 10.12.2010, 20:33   #256
aktassa
Usta Yiğido
 
aktassa - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
aktassa Şuan aktassa isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 24.04.2016 21:30

Üyelik Tarihi: 13.10.2010
Mesajlar: 1.194
Tecrübe Puanı: 610 aktassa FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: SERBEST KÜRSÜ (GENEL)

Arkadaşlar selamlar.
Forumun yenisiyim.
Ama maalesef vatani görevimi yapmak üzere aranızdan 5 aylık bir süre için ayrılıyorum.
Acemi birliğim ;
1'İNCİ DZ. ER. EĞT.A.K.LIĞI
İSKENDERUN HATAY'da Kısa Dönem Deniz Er olarak yapacağım inşallah.
Eğer ki fırsat bulur da internete girersem size usta birliğimi de söylerim.
Kolay gelsin...
aktassa isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 3 Kullanıcı aktassa'e Teşekkür Ediyor...
Alt 10.12.2010, 23:18   #257
goramaz
Usta Yiğido
 
goramaz - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
goramaz Şuan goramaz isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 07.08.2022 02:47

Üyelik Tarihi: 06.07.2008
Mesajlar: 7.310
Tecrübe Puanı: 1306 goramaz BU GIDISLE COK MESHUR OLACAK
Standart Cevap: SERBEST KÜRSÜ (GENEL)

Güle güle git güle güle gel kardeşim
__________________
Hoştur bana senden gelen, Ya hil'at ü yahut kefen, ya goncagül ya da diken, kahrın da hoş lütfun da hoş.
goramaz isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Yukarıdaki Mesaj için Yandaki 2 Kullanıcı goramaz'e Teşekkür Ediyor...
Alt 11.12.2010, 11:09   #258
aktassa
Usta Yiğido
 
aktassa - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
aktassa Şuan aktassa isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 24.04.2016 21:30

Üyelik Tarihi: 13.10.2010
Mesajlar: 1.194
Tecrübe Puanı: 610 aktassa FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: SERBEST KÜRSÜ (GENEL)

Teşekkür ederim.
Allah'a emanet olun..
aktassa isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 28.05.2012, 18:48   #259
vicente58
Usta Yiğido
 
vicente58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
vicente58 Şuan vicente58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 26.01.2015 15:08

Üyelik Tarihi: 11.02.2010
Yaş: 40
Mesajlar: 712
Tecrübe Puanı: 586 vicente58 FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: SERBEST KÜRSÜ (GENEL)

Size ne oldu Milli Eğitim?

Sivas il olarak sporda ne yazık ki hak ettiği payı alamıyor. Bunu tesis veya araç gereç bakımdan söylemiyorum. Allah’a şükür Sivas tesis olarak Türkiye’nin bir çok ilinden daha ileride. Yapımına hızla devam edilen “ Muhsin Yazıcıoğlu Spor kompleksi”de bittiğinde,Sivas herhalde tesis açısından Türkiye’nin sayılı illerinden biri konumuna gelir..Benim burada eleştirdiğim konu,bu kadar fazla spor tesisi olmasına rağmen,Sivas’ın spor müsabakalarına ev sahipliği yapma konusunda son derece zayıf olması..Altı çizilmesi ve üzerinde ciddiyetle durulması gereken konu budur! Çünkü,bir ilde ne kadar çok etkinlik yapılırsa,o kadar fazla hareketlilik olur. Buda tanıtım demek,ekonomi demek.
Geçmiş yıllarda Sivas’ta bu mevsimde çok sayıda okul maçları olurdu,bu yüzdende yüzlerce öğrenci ve aile Sivas’a gelirdi. Futbol Federasyonunda yapılamayanı Milli Eğitim yapıyordu ve Sivas’a çok sayıda Basketbol,voleybol,futbol ve masa tenisi gibi dallarda grup veya final maçları veriliyordu.Ama ne yazıkki,bu yıl Milli Eğitim’de bu konuda fazla bir şey yapmadı. Doğrusu bunun nedenini çok merak ediyorum,eğer Milli Eğitim Müdürlüğünden bir yetkili açıklama yaparsa bunuda sizlerle paylaşırım.
Bu günlerde futbolda bolca Play-Off maçları oynanıyor,hatta bir çoğu bitti bile. Bunlardan hiç birisi Sivas’ta oynanmadı. Sadece U19 takımlarının grup maçları yapıldı. Oysa, seyircilerinde olduğu çok sayıda terfi maçları vardı. Mesela,Zara’nın Giresun’da oynadığı 3.lige terfi final maçları. Son maçta en az Zara ve Sivas’tan bin kişi Giresun’a gitti,bir o kadarda Refahiye’den de gelmişti.
Sivas ne yazık ki bu konuda çok geride. Var olan tesislerin hakkını veremiyor. Bundada en büyük suç kesinlikle Sivas futbolunun başına bulunanlardadır. Bu isimler sevdiğim ve saygı duyduğum isimler,ama bu konuda üzerlerine düşeni yapmadıkları için eleştirmek durumundayım. Türkiye’nin bir çok şehrinde,hatta bunların içinde ilçelerde var, Play-Off maçları veriliyor da,Sivas’a neden verilmiyor? Demek ki istenmesi bilinmiyor!
Dediğim gibi önceki yıllarda Milli Eğitim kanalıyla çok sayıda etkinlik yapılıyordu ve bir yerde bu açık kapanıyordu.
Ama şimdi Milli Eğitim’de uyuyor!
Tıpkı futbolun başındakilerin uyuduğu gibi…

Abdullah YİĞİT spor@hurdogan.com

[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
__________________
BİR İŞİ;
BİLEN YAPAR,
AZ BİLEN AKIL VERİR,
BİLMEYEN ELEŞTİRİR,
YAPAMAYAN ÇAMUR ATAR.
vicente58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir)
 
Seçenekler Arama
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesaj?n?z? De?i?tirme Yetkiniz Yok

BB Code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
MERKEZ ÇAYGÖREN KÖYÜ (CİRİN) iozgur Köylerimiz (Sivas Köyleri) 1367 26.05.2012 09:25
Çarşaflı partililer CHP rozetlerini iade etti ErdalGüler Dünya ve Türkiye'den Haberler 31 24.05.2011 10:07
Sivas, bize Başkan'ımızın emaneti H_Turan Röportajlar 0 27.05.2009 19:32
Sivas Bize Başkanımızın Emaneti Sivaslilar.Net Anasayfa Haberler 10 16.04.2009 17:23


WEZ Format +2. ?uan Saat: 08:16.


Powered by: vBulletin. Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

Copyright © - Bütün Haklar Sivaslilar.net'e aittir.