|
SİTE ANA SAYFA | Galeri | Kayıt ol | Yardım | Ajanda | Oyunlar | Bugünki Mesajlar | Arama |
Divriği Divriği İlçesi ve Köyleri |
|
Seçenekler | Arama | Stil |
19.05.2007, 08:30 | #1 |
Usta Yiğido
Serd@r Şuan
Son Aktivite: 08.03.2023 14:27
Üyelik Tarihi: 06.11.2005
Yaş: 46
Mesajlar: 1.997
Tecrübe Puanı: 891
|
DİVRİĞİ-Dikmeçay
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...][Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
Nüfusu: 117 İle Uzaklığı: 220 km İlçeye Uzaklığı: 48 km
__________________
๑۩۞۩๑ TÜRKiYE ๑۩۞۩๑
|
09.06.2008, 06:44 | #2 |
Yeni Yiğido
denizzz Şuan
Son Aktivite: 09.06.2008 07:32
Üyelik Tarihi: 25.04.2008
Mesajlar: 4
Tecrübe Puanı: 0
|
--->: DİVRİĞİ-Dikmeçay
Evet burası benim köyümm daha önce gittim ama köy büyük resimdeki kadar küçük bir köy degil
|
22.09.2008, 20:49 | #3 |
Usta Yiğido
seva Şuan
Son Aktivite: 31.08.2010 20:51
Üyelik Tarihi: 04.02.2008
Yaş: 39
Mesajlar: 15.375
Tecrübe Puanı: 2153
|
--->: DİVRİĞİ-Dikmeçay
Yakın Zamana kadar çok büyük göç hareketlerine maruz kalmıştır dolayısıyla Türkiyede eğer o köylerde bu işe değer vermiş bir aile, sulale yoksa yazılı kağıt tutma geleneği olmuyor.Ve insanların geçmişle bağları kopuyor. Bunu Bütün Köylerde de görmek mümkün, Çünkü Türkiyedeki büyük talihsizlikte, Osmanlı döneminde devlete ait hiçbir okul yoktur.Devlet okul açmıyordu.Ancak 1860 'dan sonra devlet okul açmaya başladı.Halk Okuma yazma bilmiyorki insanların okumamasından dolayı kim kayıt tutacak ezberinde bir iki nesil olan bilgiler devam ediyor daha sonra Ahmet Efendi bilir, Mehmet Efendi bilir oda ölünce kimse bir şey bilmiyor.Bizim geçmişte köklerimiz farklı.Bunda Osmanlılar çok suçu var.Çünkü Okul açmadı, okuma yazmayı öğretmedi.Sözlü Kültür olarak kaldı.Ailelere ait bilgiler onlarda o yaşlı kişiler ölünce ortada hiçbir şey kalmadı.Özellikle bizim köylerin durumu dahada vahim.Bizim Köylerde halkın ekonomik durumu iyi olmadığı için mezartaşı kültürüde yok.
Bazı yerlerde ölenin geçmişi mezar taşlarına kısa hikayeleri yazılırdı.Bazı yerlerde görüyoruz.Onu, işe şunla geldi, şunla oldu, şunda kaldı gibi, şu sülalede evlendi, falancanın kızını aldı, önemli özelliğini belirten bilgilerdi olurdu mezar taşlarında.böyle bir yazılı gelenekte bizde yok.bir diğeri ise Osmanlının okullaşmaması , avrupanın okur yazar kitlesinin olmayışı, yazılı tarihi geçikmiştir.Bir diğeride anadolu sürekli ekonomik çalkantılardan ötürü Anadolu'da Osmanlı döneminde haksızlıklardan adaletsizlikten dolayı Anadolu'dan çok insan çıkmıştır.İnsan öne çıktıkça insanlar sürülüyordu.Bugün buradasın yarn başka bir yerde.burada başka bir faktör vardır.Göçer toplumluk.Hayvancılıktı asıl bizim işimiz, hayvanlar nerede otlarsa oraya götürüyorduk.onun için sürekli yer değiştiriyorduk.Burada yazılı kültürün oluşmasında bir engel teşkil etmiştir.bütün bu nedenle bizim geçmişe ait bağlar kopmuştur.Ve biz bilmiyoruz kim olduğumuzu, nereden geldiğimizi, kısaca unutulmuşuz.Yani Geçmişe ait sağlıklı bir şey bulmak mümkün değil. Birde bizimle ilgili bir handikap daha var, İşte o dağ bağlarına ekime uygun olmayan yerleşim neticesinde, can korkusu nedeniyle, dedelerimiz yerleşmişler.Çünkü Divriği ulaşımı çok güz olan bir yerdir.Yakın zamana kadar karayolu bile yoktu.Divriği'de böyle saklanmış çok yüksek bir platodur.Ve çok derin vadileri vardır.İnsanlar yolda geçmediği için orada padişahın zulmünden korunabilmiştir.Dolayısıyla bir sığınma yeri olarak belirlenmiştir.Ama zamanla ormanları kesmişler yok etmişler.O Tarlalarda eğimli olduğu için toprak kaybolmuştur.Kayboldukça ürün değer düşmüş, üretilen miktar azalmış, nufüsta artmış, bu arada yetmemeye başlayınca süreli göç vermeye başlamış.Dolayısıyla o göç nedeniyle oradaki kültürden uzaklaşmak anlamına gelince oda bir kayba yol açmış.Biz bu konuda kayıp taraftayız.Bizim ait bilimsel bir şey oluşturmak mümkün değil. Yusuf ASLAN Malatya'dan geldiğimiz söyleniyor isede, Arguvan'a nereden geldiğimiz daha da önemlisi Arguvan'da kaç sene kalındığı bilinmiyor.Arguvan'a nereden gelindiği de önemli, Ali GÜNDÜZ Bize anlatılan büyüklerimiz tarafından beş kardeş Arguvan'dan geldiği, Biri ise geri döndüğü, kalan Dört kişi Çamşıhta ağaların marabası olarak yaşamlarını sürdürdükleri, giderekte bu bölgeye yerleştikleri, bu süreçte Çamşıh ağalarının icar istemeleri sonuçu Ağaların bu isteklerine karşı çıkınca durum, Kangal Ağasına intikal ediyor.Çamşıh Kangal'a bağlı olduğu için Osmanlı'da Paşa olan Osmanbey duruma elkoyarak Çamşıh Ağaları ile Eşkeye yerleşenle arasında Senetler imzalanarak bir bedel ödenmesi sonuçu yerleşim alanı haline gelmiştir.O Dönemde okuma yazma bilen bir tek kişi Mılla Haydo'nun adı geçmekte.Okuma yazma biliyor olması ağalar ile Senet meselelerinde Mılla Haydo 'nun önemli bir yeri var.Bu bilgilerden yola çıkarak köyümüzün 200 Yıllık Tarihi vardır diyebiliriz.Örneğin Sincan'ın Hükümet kayıtlarında yeri var.Sincan 1863' te Divriği Beylerine verilmiş Bu bölgeler Sincan Çalısı.Sincan Bu çalılardan ibaret.Dağları otlak oluşu buraya çobanları yerleştirmişler, hayvancılık yapalım demişler, Şuandaki Sincan evlerinin olduğu yerdeki çalıları temizleyerek ve orada elde ettikleri büyük ağaçları kızılderelilerinki gibi aynı o şekilde keresteleri dizerek kale meydana getirmişler. Kim var bunun içerisinde, usta var marangoz var, duvar ustası var, çobanlar var, böyle başlamış bu tarih.150 Sene çıvarı çünkü bunların hepsi Ağaların Beylerin yerleri.Buraya Ağaların ve Beylerin hizmetlisi olarak geliyorsunuz, yani seni topraklarla birlikte alıp satabiliyor.
__________________
Allahım gönlümde olanı hakkımda hayırlı eyle, Hakkımda hayırlı olana gönlümü razı eyle. [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] CANDA ÖZÜR OLMAZ... |
22.09.2008, 20:49 | #4 |
Usta Yiğido
seva Şuan
Son Aktivite: 31.08.2010 20:51
Üyelik Tarihi: 04.02.2008
Yaş: 39
Mesajlar: 15.375
Tecrübe Puanı: 2153
|
--->: DİVRİĞİ-Dikmeçay
Dikmeçay köyünün kendisine özgün bir yemek çeşidi olmamasına rağmen buz gibi sularıyla yapılan ayranı,tereyağı ve tandır üstünde yapılan ekmek ve diğer hamur işi börekleri çok güzeldir.Tümüyle doğal yiyecekler çok sağlıklıdır. Bir zamanlar halı tezgahlarında çok küçükde olsa halı dokunurdu.Koyunların yünüden eğirme ile yapılan çorap kazak yapılırdı. Ayrıca köylerde yapılan kış yarısı , birlikteliği sağlamak ve yanlızlığı ortadan kaldırmak için düzenlenen geleneksel bir eğlenceydi.Köy düğünleride yörenin önemli etkinliklerinden birisiydi. Dikmeçey köyünü insanlarının ziyaret ettikleri adak yerleri vardır. Bu ziyaret yerlerinde köylüler dilek tutar kurbanlar keserler.Bunlar dan bazıları Ahmet baba, Tebit hızır,Topardıç dır.
__________________
Allahım gönlümde olanı hakkımda hayırlı eyle, Hakkımda hayırlı olana gönlümü razı eyle. [Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...] CANDA ÖZÜR OLMAZ... |
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
|
|