ÇANAKKALE MESAJLARI !

[Sivaslilar.Net]

Sivas Valisi Sayın Veysel Dalmaz ve Sivas Belediye Başkanı Sayın Sami Aydın Çanakkale Zaferinin 93. Yıldönümü ve Şehitler Günü dolayısıyla birer mesaj yayımladılar.

Vali Veysel Dalmaz Mesajında :

''Türk tarihine altın harflerle yazılan Çanakkale Zaferi’nin 93’üncü yıldönümünü kutlamanın onur ve gururunu yaşamaktayız.


Dünya tarihinde önemli bir dönüm noktası olan Çanakkale Zaferi; Milli Mücadelenin ilk meşalesinin tutuşturulduğu ve Türk Milletinin vatan ve millet sevgisinin doruğa ulaştığı bir kahramanlık destanı olmuştur. Kahraman Mehmetçiğimizin elde ettiği bu zafer ile Türk Milletinin tarihin hiçbir döneminde esareti kabul etmediği ve şartlar ne olursa olsun tek vücut halinde vatan müdafaasını yaptığı tüm dünyaya bir kez daha gösterilmiştir.


Çanakkale Zaferi, askerlerine “Ben, size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum” diyen Ebedi Başkomutan Atatürk’ün, vatan uğruna canını seve seve feda eden 250 bin şehidimizin, on binlerce gazimizin ve bir milletin topyekûn zaferidir.


Aziz şehitlerimiz yattıkları yerlerde şunu iyi bilmelidirler ki Türk milleti kutsal vatan topraklarını ve şanlı bayrağını, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da en kutsal emanet olarak muhafaza edecektir.
Bu ulvi duygularla, başta Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları olmak üzere, Türk Milleti’nin bölünmez bütünlüğü uğruna hayatlarını feda eden aziz şehitlerimizi, ebediyete intikal eden ve hayatta olan kahraman gazilerimizi rahmet ve şükranla anıyor saygılarımı sunuyorum. '' dedi.

Başkan Aydın, yaptığı açıklamada;

'' Kanının rengini bayrağımıza, canının azizliğini vatanımıza vermiş olan şehitlerimiz; bu kutsal değerlerimizin korunmasını, savunmasını ve ilelebet yaşatılmasını bizlere emanet etmişlerdir. Bu kutsal emanetin bekçileri olan bizler, onları gönüllerimizde yaşatarak, emanetlerine her şart altında sadık kalacağız.

Yüzyıllar süren fetihler döneminden sonra kendi topraklarımızı savunmak için verdiğimiz ilk savaş olma özelliğini de taşıyan Çanakkale muharebeleri, 1. Dünya Savaşı'nın en önemli ve hassas bölümünü teşkil eder.

Kurtuluş Savaşı için büyük bir moral dayanağı olan Çanakkale Savaşı, zor durumdaki ordumuzu zafere taşıyan Mustafa Kemal gerçeğini ortaya çıkarmış, milletimizi, O'nun önderliğinde birleştirerek milli mücadele ruhunu harekete geçirmiştir.

Çanakkale Destanı, dünyanın en büyük ordusuyla Çanakkale'yi geçmek isteyen düşman kuvvetlerine karşı Türk evlatlarının vatan sevgisi ve inançla dolu göğüslerini siper ederek kazandıkları eşsiz bir zaferdir.

Bağımsızlığımızın ve devletimizin itibarının, tükenmez kaynağının gücüne, en iyi örnek olarak tarihimizde onurla parlayan Çanakkale Zaferi'nin, özellikle genç nesillere iyi anlatılması, ecdadımıza borcumuz olduğu gibi, geleceğimizin de teminatıdır. Aziz milletimizin bu onurlu mirası aynı inançla yarınlara taşıyacağına güvenim sonsuzdur.

Mukaddes vatan toprakları için canlarını seve-seve vererek bir ulusun kaderini değiştiren, vatanımızı, istiklalimizi, sarsılmaz imanları ve eşsiz cesaretlerine borçlu olduğumuz aziz şehitlerimize minnet borcumuz tükenmez. Bu kutsal emanetin bekçileri olan bizler, onları gönüllerimizde yaşatarak, emanetlerine her şart altında sadık kalacağız.

Çanakkale Zaferi'nin 93. yıldönümünde, Büyük Önder Atatürk'ü, Çanakkale şehitlerimizi ve milletimizin şehitlerine şükran ve minnet duygularının bir ifadesi olan Şehitler Günü münasebetiyle bugüne dek vermiş olduğumuz tüm aziz şehitlerimizi saygı ve şükranla anıyor, yüce Allah'tan rahmet diliyorum. Ruhları şad olsun. Kahraman gazilerimize ve aziz milletimize saygılarımı sunuyorum, “dedi

[Abdurrahman 58]

TÜM TÜRK GENÇLİĞİ OLARAK; ÇANAKKALEDE BİZİM İÇİN TÜRKİYE İÇİN VATANIN NAMUSU İÇİN, GÖZÜNÜ KIRPMADAN, YAŞINA, ARDINDA BIRAKTIKLARINA BAKMADAN ,KURŞUNU BİTTİYSE MIZRAĞIYLA ,MIZRAĞI KIRILDIYSA İMAN DOLU GÖĞSÜYLE DÜŞMANA ÇANAKKALEYİ DAR EDEN MEHMETLERİN EMANETLERİNE İLELEBET SAHİP ÇIKACAĞIMIZA ŞEREFİMİZ VE NAMUSUMUZ ÜZERİNE AND İÇERİZ!!!
EMANETİNİZ ŞEREFİMİZDİR
RUHUNUZ ŞAD OLSUN...

EY ŞEHİD OĞLU ŞEHİD İSTEME BENDEN MAKBER
SANA AGUŞUNU AÇMIŞ BEKLİYOR PEYGAMBER.

[altuntas58]

Çanakkale Zaferi'nin 93. yıldönümünde, Büyük Önder Atatürk'ü, Çanakkale şehitlerimizi ve milletimizin şehitlerine şükran ve minnet duygularının bir ifadesi olan Şehitler Günü münasebetiyle bugüne dek vermiş olduğumuz tüm aziz şehitlerimizi saygı ve şükranla anıyor, yüce Allah'tan rahmet diliyorum. Ruhları şad olsun. Kahraman gazilerimize ve aziz milletimize saygılarımı sunuyorum,

[Abdurrahman 58]

ÇANAKKALE GEÇİLMEZ!
ÇANAKKALE GEÇİLMEZ!
ÇANAKKALE GEÇİLMEEEEEZZZZZZ!!!!!!!!!!!!! !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

[izmirliyiğido]

BÜTÜN ŞEHİTLERİMİZİN RUHU ŞAD OLSUN
ÇANAKKALE GEÇİLMEZ

KİM BU CENNET VATANIN UĞRUNA OLMAZ Kİ FEDA

[Abdurrahman 58]

izmirliyiğido Nickli Üyeden Al?nt?

BÜTÜN ŞEHİTLERİMİZİN RUHU ŞAD OLSUN
ÇANAKKALE GEÇİLMEZ

KİM BU CENNET VATANIN UĞRUNA OLMAZ Kİ FEDA

KİM BU CENNET VATANIN UĞRUNA OLMAZKİ FEDA
ŞÜHEDA FIŞKIRACAK TOPRAĞI SIKSAN ŞUHEDA!
CANI,CANANI,BÜTÜN VARIMI ALSINDA HÜDA
ETMESİN TEK VATANIMDAN BENİ DÜNYADA CÜDA
MEHMET AKİF ERSOY

[arikarinkuchi]

bu vatan için
göğsünü siper eden
bu yüce askerlerimize
sonsuz şükranlarımızı sunarız
bizler şuan buralardaysak
bağımsız bir ülkeysek onlar sayesinde oldu
ruhları şad olsun

[navruz58]

şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyor onlari cok seviyoruz en büyük asker bizim asker

[nedim can]

ÇANAKKALE ŞEHİDLERİNE



Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?

En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi,



- Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya -

Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya,



Ne hayâsızca tahaşşüd ki ufuklar kapalı!

Nerde - gösterdiği vahşetle "Bu: bir Avrupalı"



Dedirir - yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,

Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yahut kafesi!



Eski Dünya, Yeni Dünya, bütün akvâm-ı beşer,

Kaynıyor kum gibi, tûfan gibi, mahşer mahşer.



Yedi iklîmi cihânın duruyor karşında;

Ostralya'yla beraber bakıyorsun: Kanada!



Çehreler başka, lisanlar, deriler, rengârenk.

Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.



Kimi Hindû, kimi Yamyam, kimi bilmem ne belâ...

Hani tâûna da züldür bu rezil istîlâ!



Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-u asil,

Ne kadar gözdesi mevcûd ise hakkıyla sefil,



Kustu Mehmed'ciğin aylarca durup karşısına;

Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.



Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz...

Medeniyet denilen kahpe, hakîkat, yüzsüz.



Sonra mel'undaki tahrîbe müvekkel esbâb,

Öyle müthiş ki: eder her bir mülkü harâb.





Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;

Beriden zelzeleler kaldırıyor a'mâkı:



Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;

Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.



Yerin altında cehennem gibi binlerce lâğam;

Atılan her lâğımın yaktığı: yüzlerce adam.



Ölüm indirmede. gökler, ölü püskürmede yer;

O ne müthiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...



Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,

Boşanır sırtlara, vâdîlere sağnak sağnak.



Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,

Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.



Veriyor yangını, durmuş da açık sînelere,

Sürü hâlinde gezerken sayısız tayyâre.



Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...

Kahraman orduyu seyret ki bu tehdîde güler!..



Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;

Alınır kal'a mı göğsündeki kat kat imân?



Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrından râm?

Çünkü te'sis-i ilâhî o metîn istihkâm.





Sarılır, indirilir mevki-i müstahkemler,

Beşerir azmini tevkîf edemez sun'-ı beşer;



Bu göğüslerse Hüdâ'nın ebedî serhaddi;

"O benim sun'-ı bedîim, onu çiğnetme!" dedi.



Âsım'ın nesli... Diyordum ya... Nesilmiş gerçek:

İşte çiğnetmedi nâmûsunu, çiğnetmeyecek.





Şühedâ gövdesi, baksana, dağlar, taşlar...

O, rükû olmasa dünyâda eğilmez başlar,



Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor;

Bir hilal uğruna, yâ Rab, ne Güneşler batıyor!



Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!..

Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.



Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhîd'i...

Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi...



Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?

"Gömelim gel seni târîhe!" desem, sığmazsın.



Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb.

Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.



"Bu, taşındır" diyerek Kâbe'yi diksem başına;

Rûhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;



Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ nâmiyle,

Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmiyle,



Ebr-i nîsânı açık türbene çatsam da tavan,

Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan;



Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına,

Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,



Türbedârın gibi tâ haşre kadar bekletsem;

Gündüzün fecr ile âvizeni lebrîz etsem;



Tüllenen mağribi, akşamları, sarsam yarana...

Yine birşey yapabildim diyemem hâtırana.





Sen ki, son ehl-i salîbin kırarak savletini;

Şarkın en sevgili sultânı Selâhâddîn'i,



Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayrân...

Sen ki, İslâmı kuşatmış, boğuyorken husran;



O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;

Sen ki rûhunla berâber gezer ecrâmı adın;



Sen ki a'sâra gömülsen taşacaksın... Heyhât!

Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...



Ey şehîd oğlu, şehîd isteme benden makber,

Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber.

[nedim can]

ŞEHİTLER ABİDESİ İÇİN



Gök kubbenin altında yatar, al kan içinde,

Ey yolcu, şu toprak için can veren erler.

Hakk'ın bu velî kulları taş türbeye girmez,

Gufrâna bürünmüş, yalınız Fâtiha bekler.

Tüm şehitlerimizi rahmetle anıyor,şükranlarımızı sunarak saygı ile önlerinde eğiliyorum...

Nedim POLAT..........