Sivas Ağıtı

[leblebi82]

SİVAS AĞITI

Gardaş itin öliyim möhürlendi rızgımız
Gırıldı çoluh-çocuh
Söylemesi ayıp emmeee,nööörek işde
Kaç gündür acuh

Vallah alayımız dertle yummuşuh
Sabah-akşam soframızda bir guru ekmek
Haram olsun gursağımız sıcah çorba gördüyse
Haram olsun yediysek bir parça sucuh

Düşün!Nasıl doyaruhh biz sofrada on gaşuh
Nasıl ısınuruh bu Suvaz ayazında...
Ev desen ev döööl oturduğumuz
Gışın ölü damı,yazın alaçuh

İş gelir elimden hani üçbuçuh
Kime vardıysam bahdım ağızsız dilsiz duvar...
Galdım mı ortalarda bir başıma sahapsuz
Nasıl Sıvazluysah,nasıl gardaşuh?

Aklım fikrim hepten garmagaruşuh
Böler uykularımı pavluka düdükleri
Bak hamam utancımdan yüzüne bebelerim
hohlayamam ellerine,yanaklarına artuh.

Oturup ağlasam almaz yakuşuh
Düşerim sedire elsüz-ayahsuz
Bizimki çocuhları avutmaya çalışır
Elinde birkaç aşuuh...

Gardaş itin öliyim möhürlendi rızgımız
Gırıldı çoulh çocuh
Söylemesi ayıp emmeee,nööörek işde
Kaç gündür acuh.

Yavuz Bülent BAKİLER

[leblebi82]

Sivas ile ilgili şiirleri burda toplayalım. Konu bütünlüğü bozulmasın. Kalabalık olmasın hem de.

[Abdurrahman 58]

TAM BİR KÖYLÜ SİVASLIYI ANLATIYOR.ALLAH YARDIMCILARI OLSUN.

[recosan58]

SİVAS'A METHİYE

Hayran oldum baharına yazına,
Açar gonca arasından uzanır gider
Dağlar arasından uzanır gider
İnişli çıkışlı yolu SİVAS'ın

Traktör tarlalarda çalışır
Ak kuzuya kara kuzu karışır
Oğul gelin babasına danışır
Öpülür büyüğün eli SİVAS'ın

Sivas yayla dereler dağların ardı,
Atamız burada kongre kurdu
Ozanlar diyarı aşıklar yurdu
Çalar ince ince teli SİVAS'ın

Tohum eker ovasına düzüne
Yiğitleri sadık olur sözüne
Laf söyletmez gelinine kızına
Bükülmez bileği, beli SİVAS'ın

Koyunu, kuzusu yaylada otlar
Biner koçyiğitler şahlanır atlar
Düğünler kurulur silahlar patlar
Bol olur kaymağı balı SİVAS'ın

Okur cahil kalmaz şehiri, köyü,
Pınarlardan akar soğuktur suyu
Bir mecliste durur çobanı, beyi
Kibir, benllik gütmez dili SİVAS'ın

Beş vakit namazda camiler dolar,
Yaradana kulluk etmeyi diler
Yaşıyor bağrında ulular, pirler
Cennete uzanır yolu SİVAS'ın

Kazam Şarkışla, Sivas'tır ilim,
Seni methetmekten durmuyor dilim,
Biraz acı değer rüzgarın, yelin,
Yurdagül kölesi, kulu SİVAS'ın

Yurdagül ERDOĞAN

[serkanka58]

bana göre en çok yorum yapılan forum olması lazım
ozanlar diyarı memleketimize bu yakışır
kanımca!!!!

[ceylankimya]

KIZAMIKTAN ÖLEN BEBEKLER





Olay Sivas Gazibey Köyünden Bir hemşerimizin üç çocuğunun da aynı zamanda kızamık hastalığına yakalanması, gerekli tedavinin yapılamaması ve koca karı ilaçlarıyla tedavi edilmeye çalışılması sonuçta çocukların ardı ardına ölmesi üzerine yakılmış ağıttır.

Kızamıktan kızarıyor yüzleri
Öksürükten dumanlanmış gözleri
Çiçek toplamaya saldık kızları
Derdi büyük yerden gelen Mevlüd’üm
Tomurcuk gül iken solan yavrular

Mevlüdüm de beş bebeğin gökçeği
Dağlarda bitirmiş türlü çiçeği
Kızların eline verdik bıçağı
Çiçek toplamaya saldık bibisi

Olmaz olsun kızamığın sarısı,
Etti bebekleri derdin delisi,
Yeter Mevla’m beş bebeğin birisi,
Derdi büyük yerden gelen Mevlüt’üm,

Bakın Mevlüdüm’ün ela gözüne,
Çiçek düşmüş oylum oylum yüzüne,
Yazık olmuş Sadullah’ın kızına,
Üç bebekten ayrılması güç olur.

Mevlüd’üm de beş bebeğin tellisi
Kızamıkta çocukların kennisi
Duysa ağlar mola Hacı Emmisi
Dedi büyük yerden gelen Mevlüd’üm

Rüştüm de can veriyor ağırdan
Kara bağam de su istiyor pınardan,
Mevlüdümün gönlü geçmiş davardan,
Hani kuzusuna karşı varmıyor.

Biri Karabağ de,biri Rüştü,
Ciğerimin başı yandı da pişti,
Olmaz olsun Kelal gilin tarlası,
Yine mi bu gün bize düştü.

Gara Rüştüm sarı bağam,
Aman eller hani ne oldu,
Olmaz olsun Çongar da ki kıran,
Değdi poyraz bize doldu.

Tolu düşmüş ağ odanın içine
Hani mevlam bebeklerin suçu ne
Hele bakın ırak giden göçüne
Derdi büyük yerden gelen bebekler

[ceylankimya]

AYŞE GELİNİN TÜRKÜSÜ



Yakın akrabalarından aynı köyde yaşayan hemşerimizin genç yaşta doğum yaparken vefat eden eşi Ayşe için yakılmıştır. Ölen çocuğu birlikte aynı tabutta yıkanıp birlikte kefenlenerek defnedilmiştir.


Akşamdan yanına vardım,
Tanı gelin Ayşe tanı,
Ebesiz oğlan doğurmuş,
Tabutta yunuyor kanı,

Öllüğünü eleyeyim mi?
Bebeğini beleyeyim mi?
Öyle loğusa mı yatar,
Başına eşarp dolayayım mı?

Olmaz olasıca anam,
Sen mi ördün beliğini,
Ecel derdine uğramış,
Alamıyor soluğunu,

Babasının adı Ruşen,
Bu yıl desteler perişan,
Karalara koysak nişan,
Küser mi ola gelin Ayşem,

Tarlamızın başı otlu,
Zaten gardaş firgatlı,
Beş köyü dolandık,
Bulamadık Ayşe adlı.

[serkanka58]

gardaş allah kimseyi böyle acılarla imtihan etmesi beni çok etkiler böle durumlar

[ceylankimya]

BEKÇİ MEHMEDİN (HÜRÜNÜN MEMEDİN) TÜRKÜSÜ





Gazibey Köyü ile Harun Köyü arasında uzun süren bir arazi kavgası yaşanmıştır. O dönemde aslen Gazibey Köyünden olmasına rağmen Başka bir köyün koyun çobanı olan bir kişinin (Hakkı POLAT) Gazibey Köyünün arazi sahasına koyun sürüsünü otlatmak için getirince Gazibey Köyü nün bekçileri olaya müdahale etmiştir. Ancak yanlışlıkla biri diğerini vurmuştur. Bu ağıt onun üzerine yakılmıştır.



Soyha dokuzlu boşanmış,

Nasıl yazı nasıl kader,

Gelin eşine iyi bak,

Kostandıklar muayene eder.



Çobanlar da bizim köylü,

İfadeye dizilmişler,

Bekçi bekçiyi vurur mu?

Gazeteye yazdırmışlar.



Hatıç bacın seni arıyor,

Aslan gardaş noldu diye,

Çobanlar ifade vermiş,

Kazayınan oldu diye.



Kara Tepe yığın bitmiş,

Ayrı ayrı hisse etmiş,

Başı pınar önü çayır,

Yiğit yoklamaya gitmiş.

[ceylankimya]

leblebi82
Sivas Ağıtı
Gardaş itin öliyim möhürlendi rızgımız
Gırıldı çoluh-çocuh
Söylemesi ayıp emmeee,nööörek işde
Kaç gündür acuh
...

Yavuz Bülent BAKİLER

Gardaş valla çok güzel bi şiir...