Forum - Ana Sayfa Takvim S?k Sorulan Sorular Arama

Zurück   Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar > DİN BÖLÜMÜ > İslami Konular > Allah Azze ve Celle
SİTE ANA SAYFA Galeri Kayıt ol Yardım Ajanda Oyunlar Arama Bugünki Mesajlar Forumlar? Okundu Kabul Et



Son 15 Mesaj : Atatürk'ün Çocukluğu'na Ait Hikayeler           »          Şehzade Osman           »          Hatıra defteri           »          Antilop İle Akrebin Dostluğu           »          Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 2           »          Sitemizin Ozanları           »          SEVDİM İŞTE....           »          NEFRET ETTİM İŞTE!!!!!           »          AFORİZMALAR (SAÇMALAMLAR)-1           »          SEÇKİNLER/SEÇİLMİŞLER DÜNYASI           »          Hatalarımızdan Dersler Alabilmek Ümidiyle.           »          Araf Suresi 172-173. Ayetler.( Ben Sizin Rabbiniz Değil Miyim)           »          İnancımızı Kullananların Artık Tuzağına Düşmeyelim.           »          ULAŞ-Yapalı           »          TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR PAYLAŞIMAZ
Cevapla
 
Seçenekler Arama Stil
Alt 17.10.2009, 17:35   #11
gülrüba
Usta Yiğido
NO AVATAR
 
gülrüba Şuan gülrüba isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 05.11.2010 12:11

Üyelik Tarihi: 15.10.2009
Mesajlar: 894
Tecrübe Puanı: 619 gülrüba FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: Esmâü'l Hüsnâ Yazıları

Esmâü’l Hüsnâ Yazıları (11)


El-Mütekebbir"
Ululuk sahibi, her şeyde ve her hadisede büyüklüğünü gösteren.


“Ululardan ulusun sen
Mevcudattan âlisin sen
Yardımcı dost, velisin sen
Der kullar “Ya Mütekebbir”
(Musa Tektaş)


Yücelerin yücesi ulu Allahım,
Rabbim,
Ezberlenmiş günler devrile devrile akarken sonsuzluğa doğru, senin ülkene doğru, endişeliyim, korku doluyum. Yorgun ve kederli yüreğimin tesellisi kalmadı dar-ı dünyada. Dudaklarım sükuta yıkandı. Şehirlerin karanlık ve üşüten sularında titremekteyim. Acizliğim beni ürkütmekte. Yalnızlığımın çaresi, kimsesizliğimin kimsesi sensin. Ötelerin ötesinden, senin gül kokulu ülkenden rahmet yağmurları beklemekteyim. Beni gördüğünü bilerek; boyun büküp senden af ve yardım diliyorum, ellerim açık, boynum bükük halimi sana arz ediyorum.
Bütün ufuklarımda sen varsın...
Her adın ruhuma ayrı bir sihir...
Rüyalarımda sen, dualarımda sen varsın bir...
Kabul buyur Yâ Mütekebbir...



Büyüklükte yoktur eşin
Der diller “Ya Mütekebbir”


Sen Rabbisin kurdun kuşun
Der filler “Ya Mütekebbir”


Yâ Mütekebbir,
Yücelerin yücesi Rabbim,
Zamanın etiketi üzerinde “çabuk geçer” yazıyor. Her biten gün tabutlara saklanıyor. Ömrümü azaltıyor her gün batımı. Hicap duyuyorum gelmeyen güne. Bir rüyayı andıran bu dünya gurbetinde bin başlı bir hüzün yağmalıyor aklımı, yaralı yüreğimi. Senin göklerinden gelen gül kokulu bir şefkatin ellerinde huzura kanmak istiyorum Yâ Rabbi... Bir uçtan bir uca senin büyüklüğündür gözlerimi kamaştıran. Emsalsiz büyüklüğün, azametin, hikmetin karşısında eğiliyorum, yüz sürüyorum mihrabına... Kabul buyur beni.
Bütün ufuklarımda sen varsın.
Her adın ruhuma ayrı bir sihir.
Rüyalarımda sen, dualarımda sen varsın bir...
Esrarlı dergahına kabul buyur, Yâ Mütekebbir.


Emsalsizdir yüceliğin
Bilinemez niceliğin
Devriyle nüh-u feleğin


Der yeller “Ya Mütekebbir”


Alemlerin Rabbi olan Allahım,
Merhametini bildirdin. Merhameti senden öğrendim. Şefkatini gösterdin mucizelerinle. Şefkati senden öğrendim. Azametini de gösterdin. Büyüklüğünü gördüm. Ululuğunun sınırsızlığını gördüm. Esrarın karşısında dilim tutuldu. Bir daha bildim ki cümle kainat senin emrindedir. Sen ol! dersin, olur. Sen dilemezsen olmaz. Her şey göklerden gelen karar üzredir. Cehaletimi bağışla Allahım...Karnesi kırıklarla dolu bir kulunum. Bütün imtihanlarım kötü geçiyor. Beni amel defteri geçer olandan kıl. Nefsimin ordularına beni mağlup ettirme Allahım.
Bütün ufuklarımda sen varsın.
Her adın ruhuma ayrı bir sihir.
Rüyalarımda sen, dualarımda sen varsın bir...
Dergahına kabul buyur, Yâ Mütekebbir.

Adını zikreden bulur

Hürmetlere layık olur


Gördüğü an mahbub olur
Gönüller “Ya Mütekebbir”


Efendim,
Ulu Sultanım,
Söz ki ucu bileylenmiş bir bıçak gibi deliyor bağrımı. Teselli vermiyor gönlümün hazanına.. “Bir geldi mi derin ölüm uykusu/Biter bu dünyanın dedikodusu…” diyen Hayyam bile bencileyin kederli, mahzun değil. Bir minyatür gibi çaresizim dünya suretinde. Senin büyüklüğün karşısında ne denli küçük olduğumu öğreniyorum.. Ey benim ebedi sevgilim. Sen bir sultan, ben kulunum Allahım... Bir çerağım, yanarım kapında. Muhacir defterinden sil beni. Nisan yüreğime bir ışık düşür göklerinden. Aydınlat karanlıklarımı. Nefsime terk etme beni Allahım.
Bütün ufuklarımda sen varsın.
Her adın ruhuma ayrı bir sihir.
Rüyalarımda sen, dualarımda sen varsın bir...
Dergahına, esrarlı dergahına kabul buyur Yâ Mütekebbir.


Zatında izzetle değer
Gurur kula tuzak meğer
Karşında boynunu eğer
Tüm güller “Ya Mütekebbir”


Ey Sevgili,
En sevgili,
Yâ Mütekebbir,
Şerha şerha yarılmış gönüllerimizin çatlaklarına göklerinden nurani rahmetler düşür Allahım. Kainatın sahibisin, ulusun, yücesin. Her şey senin emrindedir. Her şey durmaksızın seni tespih eder. Büyüklüğün şüphe götürmez Allahım. Senden başka sevgili görmez gözümüz bizim. Her daim seni anar özümüz bizim. Kalu Bela’dan beri durduğumuz sözdür sözümüz bizim.
Bütün ufuklarımda sen varsın.
Her adın ruhuma ayrı bir sihir.
Rüyalarımda sen, dualarımda sen varsın bir...
Dergahına, esrarlı dergahına kabul buyur Yâ Mütekebbir.

__________________
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
gülrüba isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 17.10.2009, 17:36   #12
gülrüba
Usta Yiğido
NO AVATAR
 
gülrüba Şuan gülrüba isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 05.11.2010 12:11

Üyelik Tarihi: 15.10.2009
Mesajlar: 894
Tecrübe Puanı: 619 gülrüba FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: Esmâü'l Hüsnâ Yazıları

Esmâü’l Hüsnâ Yazıları (12)



El-Halik"
Her şeyin varlığını ve geçireceği halleri takdir eden, yaratan, yoktan vareden, büyüklükte eşi olmayan.



Takdirinle âlemleri
Sen yarattın sen Yâ Hâlık
Hayy eyledin bedenleri
Can yarattın can Yâ Hâlık
( Musa Tektaş)


Ey Sevgililer sevgilisi,
Ey yerlerin ve göklerin sultanı ulu Allahım,
Kalem-i dil ile çizmek dilerim gönlümün ahvalini. Derunumda senin hasretin, derya-yı gam içre süzülmekteyim. Kainatın üzerine düşen nuruna yandım. Felek, hâk hâk diye dönerken, geceler gündüze, gündüzler geceyle visale ererken, şaşkınlığım bir tufana dönüşür. Senin nurun, senin merhametin sinmiş el attığım her şeye. Çeker beni beni kendine.
Göklerinin en fevkinde nurundan bir deniz var.
Her müminin kalbinde, esrarından bir iz var.


Felekler aşkınla döner
Yıldızlar hep yanar söner


Ay gökyüzündeki fener
Gün yarattın gün Yâ Hâlık



Ey alemlerin rabbi olan Allahım,
Ey Hâlık,
Yaradanım,
Sen ol! dedin oldu cümle mahlukat, hizaya girdi kainat. Âdem’in çocuklarına armağan ettin bütün güzellikleri. Eşref-i mâhlukat dedin. Altı günde bütün kainat zuhur etti. Ademin yurduna nurundan ışıklar, rahmetler sundun. “Sen olmasaydın, cümle kainatı yaratmazdın’ dediğin Muhammet Mustafa’yı göklerin ve yerin ışıldayan yıldızı gibi nurunla aydınlattın, halife kıldın kullarına. Can verdin , ruh verdin her maddeye. Ol! dedin toprağın bağrına kendinden bir ruh kattın.
Cümle kainatında binbir çeşit feyiz var...
Her müminin kalbinde esrarından bir iz var.



Halkeyleyip de Âdemi
Dedin “seçtim halifemi”


Altı günde yer-gök Cem’i
“Kün” yarattın “Kün” Yâ Hâlık


Yâ Hâlık,
Ey Sevgili,
En Sevgili, Sultanım, yoktan var eden, padişahlar padişahı olan büyük Allahım,
Esrar-ı dil zarımı sana bildiriyorum. Bir sen biliyorsun gizlerimi, tövbelerimi, çıkmazlarımı, kahırlarımı, sevgimi, sevgisizliğimi, iyiliğimi, kötülüğümü bir sen biliyorsun Rabbim. Beni riya denizlerinde bırakma Allahım. Riya dalgalarında savrulanların arasından çek çıkar beni. Senden ümit kesmem. Sen ümidimin tek ışığı, tek dergahısın. Kanayan yüreğime derman ver Allahım. Sen dilersen her şey olur. Senin her şeye gücün yeter Allahım.
Sen ümit dergahısın, dergahında tövbekar kullarına karşılıksız temyiz var,
Her müminin kalbinde esrarından bir iz var.



İsmini anan her baba
Zikrinle erer sebebe
Hemi erkek hem kız bebe
Kan yarattın kan Yâ Hâlık



Ey Alemlerin Efendisi Yüce Allahım,
Sultanım,
Yâ Hâlık,
Dünya gurbetinde mahzur kalmış ruhuma bir serinlik ver ulvi rüzgarından, kuşat beni...Bahtıma düşen her emrine uymaya hazırım. Dilfirip düşlerime inayet, kalbimin karasına nihayet, ne düşerse bahtıma, Peygamber sünnetinden, sirayet ver Allahım. Bana bin yürek gerek. En zorlu düğümlerin çözüldüğü bir yürek ver Yâ Hâlık. Şirazesi bozuk caddelerin üzerinde ben yürüyorum, zaman yürüyor. Kutlu şehirler arıyorum seyrek sepirdek yollarda. İbrişim kapılar gerek bana. Bu sırlı kapılardan yol ver sana varayım. Yüreğimin yasıyla feryatlar koparayım.
Gittiğimiz her yolda senin efsunundan binlerce nurlu remiz var...
Her müminin kalbinde esrarından bir iz var.


Yerin göğün tüm katları
Dolu dolu hikmetleri
Devirdin bütün putları
Din yarattın din “Yâ Hâlık”


İki cihan padişahı olan ulu Allahım,
Her şeyin mühendisi olan Yâ Hâlık,
En sevgilim,
Bu azgın kalabalıklar içinde bir tarafım hep eksik, yarım. Uykularım firari. Hesaplarım yanlış çıkıyor. Şehirler en karanlık çağlarını yaşıyor. Kisra’nın şehirlerini inşa ediyor zamane mühendisleri. Büyüleniyor dimağlar. Bir ortaçağ simyacısı gibi büyüleniyor büyücünün kendisi bile. Şirazesi bozulmuş sözün. Senin yarattıkların, yarattım diyorlar ürettiklerine. Ruhumuzu öğüten bu kentlere nurundan bir ışık ver Allahım. Aydınlat karanlık kentlerimizi, evlerimizi. Sen ol! dersin olur. Senin her şeye gücün yeter...
Yarattığın her şeyde senden efsunlu bir giz var...
Her müminin kalbinde esrarından bir iz var.

__________________
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
gülrüba isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 17.10.2009, 17:36   #13
gülrüba
Usta Yiğido
NO AVATAR
 
gülrüba Şuan gülrüba isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 05.11.2010 12:11

Üyelik Tarihi: 15.10.2009
Mesajlar: 894
Tecrübe Puanı: 619 gülrüba FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: Esmâü'l Hüsnâ Yazıları

Esmâü’l Hüsnâ Yazıları (13)


El-Bâri"
Allahu Teâla’nın güzel isimlerinden. Yaradan, yoktan var eden. Yarattıklarını farklı şekiller ve özelliklerle birbirinden ayıran. Her şeyin âza ve cihazını birbirine uygun yaratan.




Yarattığı her varlığa
Şekil verendir “Yâ Bâri”
İnsana tefekkür mantık
Akıl verendir “Yâ Bâri”
(Musa Tektaş)
Bismihi,
Ey her şeyin sahibi olan kudretli Allahım,
Alemlerin Rabbi olan Sultan Allahım,
Çiçeği arıyla buluşturan, sineği kanadına, bulutu rûzigara, toprağı yağmura muhtaç kılansın. Yeri göğe, tanyerini güneşe, balığı denize, denizi ummana, derdi dermana bağlayansın. Aşığın maşuku, gurbetin sılası, hasretin vuslatı, her çiçeğin başka bir rayihası var. . Senin hikmetinden sual olunmaz biliriz. Sen ol derken öz uykudaydı... Her şey senden var oldu, seninle özünü buldu. Bütün varlığım senindir Yâ Râb, hasretlerdeyim, yüreğim bitap. İnşirah kalbe yakışır... Kalbime huzur ver Sultanım...
Bunca güzelliğinin meftun eden bin yanı var.İhtişamın kalbimde coşturur beni Ey Yâr,
Tenasübün şahikasını gizliyor bütün kainat.
Kudretin, ihtişamın ruhuma dolmuş...
Her şey birbirine ne güzel uymuş.


İsmini anan borçlular
İşini tatlıya bağlar


Makam mansıp, bahçe bağlar
Ukûl verendir Yâ Bâri”


Sevgilisin,
Müminin en sevdiğisin,
Rahman’sın, Rahim’sin, Kuddus’sün, Selam’sın... Eşyanın sırrına erişim, başka alemleri görüşüm, sonsuzluğunun efsunuyla Ummanlarına girişim sendendir. Senin esrarındır sana meftun oluşum.. Mavinin en derininde ebedi sonsuzluk alıyor gözlerimi Rabbim. Yüreğimin güvertesinde gemilerin var. Her bir gemin, benim bir tarafımı sana getiriyor. Dolandığım tozlu yolların çalısıyım, dikenleri batıyor ruhuma her gece.. “Dünya bir büyülü gurbet bağlanma ona” diyor tüm dikenler. Ruhumu güneş gibi saran nurunu kalbime sarıyorum, sarınıyorum. Kışı bahara dönüştüren, dalı yaprağı yeşerten, dorukları çiğdemlerin menziline gark eden sensin Allahım. Tenasübün şahikasını gizliyor bütün kainat.
Bunca güzelliğinin meftun eden bin yanı var.İhtişamın kalbimde coşturur beni Ey Yâr,
Tenasübün şahikasını gizliyor bütün kainat.
Kudretin, ihtişamın ruhuma dolmuş...
Her şey birbirine ne güzel uymuş..


Salih amel işleyene
İyi şeyler düşleyene


İsmi ile başlayana
Vekil verendir “Yâ Bâri”



Yâ Bâri,
Kalbimin ışığı olan büyük Allah’ım,
Dünyanın kıyısında bekleyen bir yolcuyum. Âdemdeki külli hâl üzre gaflet uykularından uyanmak diler yüreğim. Alemleri bende saklayan Rabbim, cihanı bende toplayan... Bir celsede beni ben yapan, beni merhametinin menziline düşüren ey sevgili, göklerinin kapılarında beklemekteyim. Dualarım dudaklarımda yorgun düştü. Ruhumu aşkınla kopçalayan dualarımı, kabul buyur Allahım. Kalbime hüzün veren sultanım, perişanlığım dillenirken... Göz uykudaydı.. Her şeyi birbirine denk düşüren rabbim, benim de aklımı, ruhumu vuslat sevinciyle birbirine kat. Beni hayat ırmağında yalnız bırakma. Başka Ummanlara akmasın yüreğim, göklerini benden esirgeme Allahım. Üzerinden güneş batmayan kainatından bir katreyim. Düşür Ummanlarına dalayım.
Bunca güzelliğinin meftun eden bin yanı var. İhtişamın kalbimde coşturur beni Ey Yâr,
Tenasübün şahikasını gizliyor bütün kainat.
Kudretin, ihtişamın ruhuma dolmuş...
Her şey birbirine ne güzel uymuş.


Beri kılar tehlikeden


Düşmez hastalığa beden
Kul olursa isyan eden
Sekîl verendir “Yâ Bâri”


Yâ Bâri,
Tek tapındığım, tek inandığım, tek yandığım,
Ey Sevgili,
Büyük Allah’ım,
Bir semaver gibi yanan yüreğime senin ülkenden ilah-i rabbaniye yağmurları düşür. “Seyreyle güzel Kudret-i Mevla’m neler eyler” diyen sözlerin bendesiyim. Sana sığındım, sana inandım, sana geldim... Hiçbir nesneyi eşsiz bırakmayan büyük Allahım,
Bizi de sensiz, sessiz ve kimsesiz bırakma. Bir mine çiçeğinin, yaseminin,ıtırın, yarpuzun, sümbülün ne güzel ve özel kokusu var. Cümle kainat, ne kadar muhteşem, ne kadar hayret verici. Bu kadar renk cümbüşü içinde bu nizam ve intizamın senin göklerinden gelen bir efsunu var. Sensin bunca olmazı olur kılan. Güle bülbülü, aşıka maşuku ne güzel yakıştıran...
Bunca güzelliğinin meftun eden bin yanı var.İhtişamın kalbimde coşturur beni Ey Yâr,
Tenasübün şahikasını gizliyor bütün kainat.
Kudretin, ihtişamın ruhuma dolmuş...
Her şey birbirine ne güzel uymuş.


İmtihan için felâket
Zikredene yoktur âfet
Belalardan korur elbet
Makul verendir “Yâ Bâri”


Yâ Bâri,
Kalbimin ışığı olan büyük Allah’ım,
Sözlerim şahidimdir. Hünkar yürekli sözcüklerdi dualarımı sana getiren. Muhacir kuşlar gibi uzaklardaydım onca yıl. Bir güz mevsiminde yollar kapanmadan senin ülkene doğru yola çıktım Allahım. Beni kara kışın hışmından koru. Baharlara geçit olsun aylar, günler, haftalar. Güvercin bakışlı dualarımı, günde beş vakit senin göklerine salıyorum. Kabul buyur Allahım. Dilim susmasın, yüreğim pusmasın bir yatsı namazında. Karanlık göklerdeki yıldızlar şehrayini seni tespih ederken, aşkının cezbesiyle seccademden savrulayım...
Bunca güzelliğinin meftun eden bin yanı var. İhtişamın kalbimde coşturur beni Ey Yâr,
Tenasübün şahikasını gizliyor bütün kainat.
Kudretin, ihtişamın ruhuma dolmuş...
Her şey birbirine ne güzel uymuş.
__________________
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
gülrüba isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 17.10.2009, 17:38   #14
gülrüba
Usta Yiğido
NO AVATAR
 
gülrüba Şuan gülrüba isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 05.11.2010 12:11

Üyelik Tarihi: 15.10.2009
Mesajlar: 894
Tecrübe Puanı: 619 gülrüba FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: Esmâü'l Hüsnâ Yazıları

Esmâü’l Hüsnâ yazıları (14)


El Musavvir
Varlıklara suret veren, tasvir eden; onları en güzel şekilde tertip edip, en güzel surette şekillendiren.

Kimisini kıldın veli
Kimisine dendi deli
Sana inanmayan kulu
Pelesenk ettin “Yâ Musavvir”
(Musa Tektaş)

Rabbim,
Ulu Allahım,
Ne zaman masmavi gökyüzüne baksam, ne zaman başımı kendimden yana çevirsem bir esrarlı fısıltı usulca kalbime yol buluyor. Küme küme beyaz bulutların ötelerine ayarlı gözlerimin ışığı, kalbime yol bulan duygularımın özü sendendir. Bir çekirdekten bin orman yaratan, bin bir çiçeğe bin bir renk giydirip süsleyen sensin. Denizin rıhtımı kamçılayan vuruşlarında, rüzgarın dalları yaprakları bir musıki ahengiyle sallayışında senin efsunun var. Kumruların dilindeki yusufçuk şarkısında, nilüfer desenli gölün sızıldayan kamışlarında senin ezgin var.
İnsanın mayasını aynı, huyunu ayrı ayrı sen diledin, sen verdin.
Beni sana yakın eyle Allahım...
Sen şüphesiz her şeyi bilensin, görensin.
Bir damlayı can ve insan eyleyensin.
Kapına geleni sultan eyleyensin...

İnsanları farklı farklı
Renk renk ettin “Yâ Musavvir”
Kimisini Avrupalı

Frenk ettin “Yâ Musavvir”

Alemlerin Rabbi olan yüce Sultanım,
Herşeyi birbirine müsemma yaratan ulu Allahım,
Senin dergahının kapısı her dem açık. Her dem bütün yollarının ucu bize dokunur. Bütün denizlerin sana akar, bütün yıldızlar sana bakar. Ol, dedin oldu cümle kainat. Her şey senin.Senin gül kokulu desenlerinin her ilmeğinde bin sır gizli. Her giz bin giz saklar içinde. Senin bize giydirdiğin desenlerin içinden sıyrıldık dünyalık telaşlarla. Bütün eksileri, bütün yarımları ve bütün noksanları kuşandık, bilemedik.. Bizi yarımlarımızla, eksilerimizle, kusurlarımızla affeyle Allahım. O ilk halimizi, “Kâlu Belâ” iklimini kuşanalım yeni baştan. İzin ver, nasip eyle,
Kirlenmemiş, bozulmamış mayamıza geri dönelim Allahım.
Menekşe kokulu bir sürur düşür yüreklerimize.
Sen şüphesiz her şeyi bilensin, görensin.
Bir damlayı can ve insan eyleyensin.
Kapına geleni sultan eyleyensin...

Münezzehsin noksanlıktan
Her şeyi var ettin yoktan
Bizi de bir başka ırktan

Bir Türk ettin “Yâ Musavvir”


Ey Sevgili,
En Sevgili olan Yâ Musavvir,
Sen şüphesiz her şeyi bilensin, görensin. Bir damlayı can eyleyen, bir saatin kadranına sıkıştırılmış zamanı an eyleyensin. Mekan ve zaman senin için anlamsız. Kapına geleni şan eyleyensin.” Bî vefadır dar-ı dünya kimseyi şad eylemez “ denen dünyayı han eyleyensin. Geldik gidiyoruz diyen bir nakaratız hayatın feracesinde. An be an beklenen güzel ölümü gözlerimize nihan eyleyensin. Buz tutmuş gecelerin ayazında senden gelecek nurdan şıklar beklemedeyiz.. Güneşi seherde tan, kainata vatan eyleyensin... iniltisi göklere çıkan cana himmetinle derman eylesin. İnkara düşmüş yürekleri, sıkıp sûzan eyleyensin. Dilediğini o an gerçek kılansın. Gördüğüm bütün güzelliklerin kusursuzluğu karşısında ürperiyoruz. Gözlerimize nehirler boşalıyor.
Sen şüphesiz her şeyi bilensin, görensin.
Bir damlayı can ve insan eyleyensin.
Kapına geleni sultan eyleyensin...

Bir damlayı can eyledin
Yarattın insan eyledin
Kimi kalbi mühürledin
Kimi senk ettin “Yâ Musavvir”

Rabbim,
Ey ulu sultanım,
Sevgili Allahım,
Hiç yoktan varolduğumu ve beni türlü nimetlerle zengin kıldığını biliyoruz. Şükür çiçeklerini demet demet sunuyorum kapına. Kabul buyur Allahım. Eksiklerim, yarımlarım, günahlarım var. Huzurundayım ve utanıyorum. Rahmetinin sağanağından beslenen ümît ve korku arasındayım. Üşüyorum. Davut’un esrarlı ilahileri, Musa’nın Yed-î Beyzâsı, İsa’nın kıvrılan Âsası gibi senden gelen her şeye ürperiyorum. Masmavi göklerin derinlerine uzanan minarelerin şerefesine dokunuyor güvercin yüreğim. Uçup sana gelmek diliyor. Senden gizli olmayan halimi sana anlatmaya, senden gelen, senden olan sözlerimi söylemeye utanıyorum. Sen bana ne kadar yakın, ben sana ne kadar uzağım Allahım?
Beni sana yakın eyle Allahım...
Sen şüphesiz her şeyi bilensin, görensin.
Kapına geleni sultan eyleyensin.

İsmin anan olmaz eyri
Bulurlar hıfz ile hayrı
Herkesin yükünü ayrı
Denk denk ettin “Yâ Musavvir”


Ey Sevgili,
En Sevgili olan Yâ Musavvir,
Sen dilediğini veli, dilediğini âli eyleyensin. Kendimden sana iltica ettim Allahım. Ağyar ve masivanın elem ve kederinden sana sığındım. Senin mücerret nasihatın, müşahhas acılara dönüştü cehaletimin azgın ellerinde. Emirlerini unutan hıfzım bana eza ve ceza getirdi. Bin musibet belgeli yüreğimin kuytularında. İbadet ve taat ile neşveli olmayan yürekleri har, sana gelen yollarda gezinmeyeni zar eyleyensin. Heva- hevesine düşeni nar eyleyensin.
Beni sana yakın eyle Allahım...
Sen şüphesiz her şeyi bilensin, görensin.
Kapına geleni sultan eyleyensin
__________________
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
gülrüba isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 17.10.2009, 17:39   #15
gülrüba
Usta Yiğido
NO AVATAR
 
gülrüba Şuan gülrüba isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 05.11.2010 12:11

Üyelik Tarihi: 15.10.2009
Mesajlar: 894
Tecrübe Puanı: 619 gülrüba FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: Esmâü'l Hüsnâ Yazıları

Esmâü’l Hüsnâ yazıları (15)


El GAFFAR
Günahları çok örten, mağfireti çok olan, kullarının günahlarını pek çok bağışlayan.

Kulunu görüp gözleyip
Kusurlarımız düzleyip
Günahlarımız gizleyip
Affeyle bizi “Yâ Gaffar”
(Musa Tektaş)

Ey sevgili,
En sevgili,
Ey rahmeti bol olan Allahım,
Asırlık günahlarımın gölgesinde ellerimi sana doğru açtım. Her tarafı karlı iki dağ arasındayım. Zaman buruk, günahlarımın terkisinde. Yüreğimde utancım düğüm düğüm. Bir kör hafızım, günahlarını sayıklayan. Esmeyi unutmuş bir rüzgarım, seherin nazlı sarkacında. Kabuslara uyanan bir rüyayım, uykuların orucunda. Günah sularının arkında devrile devrile akıyorum. Umudum sensin.
Güvendiğim tüm dağlardan çekildim.
Sana sığındım Allahım, sana inandım, sana güvendim...
Mağfiretine muhtaç bu yürek, böylesine zor zamanda...

Günah ettik kusur ettik
Affeyle bizi “Yâ Gaffar”
Aklı nefse esir ettik
Affeyle bizi “Yâ Gaffar”

Rahman olan, Rahim olan, sultan olan büyük Allahım,
Rabbim,
Bahtımın yıldızı bildiğim her şey karanlıklara gark etti garip ruhumu. Aşka mayalanan bütün sözler ya tutarsa umudunu taşımadan unutuldu. Dilsiz gecelerin mecnunu olan yüreğimi kahreden günahlarım, ayaklarımda bağ oldu. Bu gülmemiş dudaklara, esrarından bir çamça su ver. Bir ırmağım, günahlarımın arkından akıyorum sana doğru. Beni bağışlayan, beni affeden Ummanlarına al Allahım. Ruhum elemli, gözlerim nemli sana geldim. Kapına geldim. Kutsal sularının sürgün nilüferiyim...Beni rahmet sularından ayırma. Beni koparma dalımdan. Kovma ülkenden. Merhamet et bu mahzun kuluna, merhameti bol olan Allahım.
Sana sığındım Allahım, sana inandım, sana güvendim...
Rahmetine sığındım böylesine dar zamanda.


Fırsat verdin mü’minlere
Gözümüzü dikme yere
Tövbe ettik yüz bin kere
Affeyle bizi “Yâ Gaffar”


Ey büyük Allahım,
Rabbim,
Ağır bir hüznün kollarında havf ve reca arasındayım. Bütün umudum senin göklerinden gelecek rahmet yağmurlarında. Bir çölüm, senden mağfiret yağmurları bekleyen. Günahlarımın utancında mahzun bir kulunum. Bütün kusurlarımızı biliyorsun. Gök kubbenin altında nefsimize nasıl kul olduğumuzu, nasıl utançtan kuleler yaptığımızı biliyorsun Allahım. Her şey sana ayan. Her şey senin yörüngende. Davetinin pusulalarını şaşırdık. Ayrık otları bitti yollarımızda. Bütün yollar senin kapına çıkarken unuttuk, bilemedik. Gönlümdeki ümit sarayı yıkılmadan sana geldim. Senden ümit kesmem, kesmedim...
Tövbe sularında yıkanan günahlarımın utancında senden af diliyorum.
Vade bitti ömür tükendi sana geliyorum. Merhamet et bu mahzun kuluna, mağfireti bol olan Allahım.
Sana sığındım Allahım, sana inandım, sana güvendim...
Mağfiretine sığınağım böylesine kor zamanda.

Sınır yoktur rahmetine
Ol Muhammed ümmetine
Habibinin hürmetine
Affeyle bizi “Yâ Gaffar”

Yâ Gaffar,
Ey Alemlerin Rabbi olan Allahım,
Ebedi bahçelere giden yolların yolcusu olmak diler yüreğim. Bir kuş olmak diler, mavi göklerinin en derininde. Başkentine doğru uçmak diler... Nasip eyle Allahım. Senin şefkatinin, senin merhametinin sınırı yoktur. Senin mağfiretinin tartısı yoktur. Kendimizden umudu kesmişiz. Umudumuz bir ilahi Rabbaniye yağmurunda. Bizi bağışla, affet. Bizim utandığımız, bizim unuttuğumuz, unutmaya çalıştığımız hatalarımızı, günahlarımızı bir karanlık geceyle kapatan Allahım. Bütün rezilliğimizi, rüsva olmuş hallerimizi bizden saklayan Rabbim. Ululuğun, şefkatin, merhametin, cömertliğin karşısında gözlerim akan bir sebil. Nedametin ellerinden tutan mağfiretin bir köz düşürdü yüreğime. Şefkatinin esrarından ürperiyorum. Gözlerim ufukta seni düşünüyorum...
Vade bitti ömür tükendi sana geliyorum.
Sana sığındım Allahım, sana inandım, sana güvendim...
Ruhuma bir ışık ver, böylesine hor zamanda.

Mağfiretle erdir nûra
Düşürme bizleri nâra
Pişman olduk günahlara

Affeyle bizi “Yâ Gaffar”


Ey büyük Allahım,
Ey Sevgili, sevgililer sevgilisi,
Varlığımı bilinmezlik toprağına gömmek, yeniden kulun olmak, yeniden neşv ü nema bulmak umudundayım. Gömülmeyen şey nabit olmaz diyor erenler. Ruhumun aynası bin bir yerinden kırık... Cilası dökülmüş. Kalbime ve ruhuma nurundan bir lahza bahşet. Bahşet ki kapına gelmeye yüzüm olsun Ey Sevgili. Senden ümidimi kesmem, kesmedim... İbadet ve taat ile tanışmayan yüreklerin ölümünden yüreciğimi koru Allahım... Affa layık olmasak da. Nedametin ateşinde yanıyoruz. Bağışla bizi. Sen Rahman’sın, Rahim’sin... El Gaffar’sın... Nurundan katıp yarattığın cümle kainatın misafirlerini nurunla bağışlayıp affedensin. Sana hamd ü senalar olsun. Senden gelen rahmeti düşlüyorum...
Şefkatinin esrarından ürperiyorum.
Vade bitti ömür tükendi sana geliyorum.
Sana sığındım Allahım, sana inandım, sana güvendim...
Günahlarımı affet, hatalarımı affet, kusurlarımı affet....
Böylesine ar zamanda, böylesine zor zamanda...



__________________
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
gülrüba isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 17.10.2009, 17:40   #16
gülrüba
Usta Yiğido
NO AVATAR
 
gülrüba Şuan gülrüba isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 05.11.2010 12:11

Üyelik Tarihi: 15.10.2009
Mesajlar: 894
Tecrübe Puanı: 619 gülrüba FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: Esmâü'l Hüsnâ Yazıları

Esmâü’l Hüsnâ yazıları (16)


El Şekûr
Kullukları kabul edici, az amele çok sevap veren, şükrü kabul edip çok ihsan eden, şükredilen

“Verip sıfatı ismeti
Resulün zat-ı Ahmet’i
Ol Habibin Muhammed’i
En şâkir eden “Ya Şekûr””
(Musa Tektaş)

Yâ Şekûr,
Rabbim,
Rahman ve rahim olan büyük Allahım,
Beni rahmetinin feyzinle donattın, sevdiklerine kattın. Cehaletimin büyüklüğü karşısında ne kadar lütufkarsın Rabbim. Şu yanlışlarıma, çirkinliklerime ne kadar merhametlisin. Sen bana ne kadar yakın ben sana ne kadar uzağım. Senin fazlın ve rahmetin ne kadar fazla Allahım. Senden başka iltica ettiğim yoktur. Bana verdiğin bu hayat için, sevdiklerimi bana sevdirdiğin için, beni onlara sevdirdiğin için sana şükürler olsun Allahım.
Ezel ve ebed sensin...
Aşk sensin, sevgili sen...
Ey sevgilim, sevgilimiz sana şükürler olsun.

İtaat eden kullara
Teşekkür eden “Ya Şekûr”
İsmini anan dillere
Hem zikir eden “Ya Şekûr”

Yâ Şekûr,
Efendimiz,
Alemlerin rabbi olan Allahım,
Senin tecellin yüreğimde boy veriyor. Zaman, senin esrarını yüzüme yüzüme vuruyor. Senin ihsanın mahcubiyetimi kırbaçlıyor. Heybemin terkisi acziyetim ve günahımın yüküyle gün be gün ağırlaşmakta... Ben talep ve arzu etmeden lütfunla cömert olansın. Lütfun karşısında ürperiyorum. Yüreğimin bütün ağırlığıyla sana şükrediyorum. İlah,i sana bağlanmışım, sana gelmişim. Bu kulundan iltifatını kesme Allahım. Rüsvalığım beni aşmışken, nefsim beni yerden yere vururken benden lütfunu ve keremini esirgeme Allahım...
Ezel ve ebed sensin...
Aşk sensin, sevgili sen.
Ey sevgilim, sevgilimiz sana şükürler olsun.

Hakka uyanları öven
Mükafat vererek seven
Üstünden balâyı savan
Hoş fikir eden “Ya Şekûr”




Rabbim,
Ulu Sultanım,
Güneşin aydınlığı, pınarın akışı, nilüferin gölün yanağına tutunuşu senin eserindir. Bütün karanlığın aydınlığı, hüznün sevinci, derdin dermanı sendendir. Öylesine cömertsin kuluna. Öylesine lütûfkârsın yarattığına, can verdiğine. Cümle kainatı kusursuz tek tek sever korursun. Biz bir tek sevenimizi terk ederken, sen cümle kainatı lütfunla âbad edersin rabbim. Göğün en mavisi, ırmağın en gümrahı senin adını zikrederken biz aciz, biz günahkar, biz vefasız kulların verdikleri sözden cayarlar. Gaflet desenli uykulardan uyandır bizi. Rahmetinin denizinde yüzdüğümüz Allahım... İçinde olduğumuz denizinin farkına varan mâhiler gibiyiz.
Ezel ve ebed sensin...
Aşk sensin, sevgili sen.
Ey sevgilim, sevgilimiz, sana şükürler olsun.

Yıldızdaki hızlı akış
Ceylandaki güzel bakış
Kâinatı nakış nakış
Hakk dokur eden “Ya Şekûr”



Kirli bir ırmağa döndü bu dünya. Akar olduk ırmağın yanağından. Bereket yağmurlarınla yıka bizi, akla. Biz biz değiliz artık. Kirli ve dolaşık uçurumlarda çok yorulmuşuz. Bizi şefkatinle giydir, sar yaralarımızı. Bir fetret zamanında duyulmuyor sesi, ulu yürekli erenlerin... Bir ses düşür yüreğimizin susuzluktan çatlamış mazgallarına. Bir ses ki yeni baştan ürpertsin içimizi. Aşka gelsin mahremi esrarımız.Yeni baştan essin gönlümüzün şükran meltemi. Bir bahar gibi, bir cemre gibi, düşsün yüreğimize, şükür çiçeği. Bir şimal rüzgarı tarasın dağılan, bozulan, düğüm düğüm olan, şükrün saçlarını. Tel tel aksın yürekten yüreğe.
Şükür çiçek açsın seccademizde.
Ey Rabbim,
Ezel ve ebed sensin...
Aşk sensin, sevgili sen.
Ey sevgilim, sevgilimiz, sana şükürler olsun.

Aşkla açtıran gülleri

Şevkle coşturan selleri
Seher vakti bülbülleri
Şâd şakır eden “Ya Şekûr”


Yâ Şekûr,
Yâ Gaffar,
Yâ Rahman,
Sana inandım, sana sığındım, sana güvendim. Aşkına dilenci bu yürek. İnsan olmak... İnsan olduk, insan kimdir bilemeden. Hata yaptık, günah sularında yutkunduk, boğulduk pişmanlığın zirvelerinde. Kulluğumuzu unuttum, kesretin yalancı şavkında. ... Gaflet uykusuna yattı kör yüreğimiz. Sonunda bildik ki bize bir sen, yar imişsin. Aşkına dilenci imiş deli yüreğimiz. Rüsvalığımıza lütfunla, yoksulluğumuza kereminle cevap veren Allahım. Sana geldik. Kapında dilenciyiz. Yalvarıyoruz. Bize Şekûr olan adınla kerem et Allahım...
Ey Rabbim,
Ezel ve ebed sensin...
Aşk sensin, sevgili sen.
Ey sevgilim, sevgilimiz sana şükürler olsun.
__________________
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
gülrüba isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 17.10.2009, 17:43   #17
gülrüba
Usta Yiğido
NO AVATAR
 
gülrüba Şuan gülrüba isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 05.11.2010 12:11

Üyelik Tarihi: 15.10.2009
Mesajlar: 894
Tecrübe Puanı: 619 gülrüba FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: Esmâü'l Hüsnâ Yazıları

Esmâü’l Hüsnâ Yazıları (17)


El Kahhâr
Her şeye her istediğini yapacak surette galip ve hâkim, cezayı hak edenleri hak ettikleri cezaya çarptırıp, kahredeceğini bildiren Yüce Allah’ın bir ism-i şerifidir.

“Kahrında hoş lutfunda hoş
Kılma bizi aman bî-hoş
Gönlümüze nurlu nakış
Mühr eden sensin “Yâ Kahhâr”
( Musa Tektaş)

Bismihi,
Rabbim, Ulu sultanım,
Beni kahreden günahlarımla sana yöneldim. Gözlerimde dinmeyen yaş yüreğimde derin bir telaş. Bulanık sularda dolanıp dolanıp huzuruna geldim. Keşke, senin güvenli berrak sularının yanağına konan bir nilüfer çiçeği gibi beyazın en beyazından bir yüreğim olsaydı da sana hiç utanmadan gelebilseydim. Ruhumun gemileri senin rıhtımının güzelliklerini hiç unutmasaydı keşke. Kötülüğü tanımasaydı yüreğim, riya ve kini bilmeseydi. Bir eski zaman masalı gibi hep masum kalabilseydim. Bir ikindinin serin dalına huzur taşıyan bir meltem gibi esip dursaydım senin ülkene. Ucu cennet olan şükür ipine tutunabilseydim keşke. Merhametinin billur gözelerine sığınsaydım. Gözyaşlarıyla ummanlar devşiren bir tövbenin şafağı olabilseydim.
Yâ Kahhâr,
Divanına geldim, aff dilemeye...
İflas ettim, tükendim, dilim dönmez söylemeye...


Yâ Kahhar,
Ey büyük sultanım,
Hayatım, her dizesinden dem a dem bir günah kasidesinin bestelendiği canhıraş iniltilere gark olmuş yıllar yılı...Sen dilersen Nemrut ateşlerde günahlarımı yandırır, sonra onları rüzgarın dokunduğu bir mum gibi söndürürsün. Meğer ki gönlüm bu kesret vadisinde çölün bağrındaki seraba tutunmuş bir hülya imiş. Yanıbaşımda bir umman dururken şaşı gözüm yıllar yılı bir serabın hayaline aldanmış. Alınyazımı kendi elleriyle düğümlemiş nefsim. Keşke Karani yürüyüşlü bir serüven olsaydım Yemen Ellerinde. Hep sana yürüseydim hiç usanmadan. Dünya Şeyh Küşteri’nin beyaz perdesiymiş meğer. Çok geç anladım. Yalandan ne oyunlar oynamışız ne yalanlar söylemişiz bahtımızı kahreden. Şimdi ne serüvenler yazılı amel defterimin kahırlı yapraklarında.
Yâ Kahhâr,
Divanına geldim, aff dilemeye...
İflas ettim, tükendim, dilim dönmez söylemeye...

“Rahmetin gazabı geçti”
Müslüman tarafın seçti
Canlar ab-ı hayat içti
Nehr eden sensin “Yâ Kahhâr”


Sultanım,
Ey Sevgili,
En sevgili,
Azalıyor ömür yaprağı gün be gün. Zamanın azgın ellerinde rüzgarda uçuşan yapraklar gibi savruluyorum. Oysa zaman denen sır senin ellerinde dürülü. Biliyorum. Sen kuluna merhametsin, şefkatsin, rahmetsin, gaffarsın. Seni bilmeyen azgın kullara Kahhâr’sın. Kahhâr adın dizlerimi titretse de senden ümit kesmedim. Kesemem. Yüreğim Havf ve reca arasında bir med cezir sarmalı. Senin affın da güzel kahrın da Allahım. Ey bütün güzelliklerin oluş sebebi olan Güzeller Güzeli. İşte karşındayım. Hakir ve zelil olduğum sana ayandır. Bütün rüsvalığımla divanına geldim. Zaaf dolu varlığım, dermansız dizlerim ve titreyen ellerim senden af diler, bağışlanmak diler.
Yâ Kahhâr,
Divanına geldim, aff dilemeye...
İflas ettim, tükendim, dilim dönmez söylemeye...


Yâ Kahhâr,
Ey önünde diz çöktüğüm,
Şefkatinin ve merhametinin bir lütfu olarak bize bahşettiğin bu eşsiz dünya gülşenini saffetimizle koruyamadık ve şehvetimizle zindan eyledik kendimize. Gönlümüz bu yerde kilitli kaldı. Ezel ve ebed avlusunda sana verdiğimiz sözümüzden caydık. Fanilik ırmağının billur sularını kirlettik... Güzel olan her şeyi kötülüğün azgın sularına kattık. Kanatlanamadı ruhumuz senin eşsiz iklimine. Hayatımızı, içi boş arzuların hayallerinin peşine takıp sürükledik. Kötülüğün cemresi düştü gönüllerimizin gizli mahzenlerine. Gönül ki senin evindi ve ondan başka hiçbir yere sığamayacağın tek mekan. Günahımız çoktur sultanım. Görmeyi göz ile, söylemeyi dil ile sandık. Yanıldık, bilemedik. Kendimizi kandırdık. Bizim suçumuz büyük, ama senin merhametinin kanatları her şeyden daha büyük. Bizi bağışla Allahım.
Yâ Kahhâr,
Divanına geldim, aff dilemeye...
İflas ettim, tükendim, dilim dönmez söylemeye...


Yenilmeye bir tek galip
Her şeyden kuvvetli gelip
Gökkubeye ışık salıp

Mihr eden sensin “Yâ Kahhâr”

Yâ Kahhâr,
Rabbim,
Merhametli sultanım,
Bu yakarışım derd-i derunumun senin lütufkâr makamına bir arzuhalidir. Keremine ne kadar da muhtacım bu dar zamanda. Ne tam olabildim ne de yarım bu fani dünyada. Şimdi yerden yere vuran bir tufan savuruyor gönlümü. Bir çölden diğerine sürgün olduğum bu demlerde bir yağmur serinliğine hasret yüreğim. Bir muştunun huzur huzmelerini arıyor gözlerim. Bir ikindi vaktinde bir davetiye almak senin makamından...Ve yeşermek solmamacasına.
Korkuyorum senden korkmayanlardan.
Sana sığınıyorum. Kalbini karartan, ruhunu daraltan iki yüzlülerden sana sığınıyorum. Senden af dileyenlere rahmetinle kerem et, kahrını gizle. Sana doğru koşanları şefkatinle affet. Kapına gelenleri cömertliğinle rahm et. Sana şirk koşanlara, senin sevgili kullarına zulmedenlere bu dünyayı cehennem et, kahrını izle. Kararan ufuklarımızı nurunla temizle.
Yâ Kahhâr,
Divanına geldim, aff dilemeye...
İflas ettim, tükendim, dilim dönmez söylemeye...


__________________
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
gülrüba isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 17.10.2009, 17:44   #18
gülrüba
Usta Yiğido
NO AVATAR
 
gülrüba Şuan gülrüba isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 05.11.2010 12:11

Üyelik Tarihi: 15.10.2009
Mesajlar: 894
Tecrübe Puanı: 619 gülrüba FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: Esmâü'l Hüsnâ Yazıları

Esmâü’l Hüsnâ Yazıları (18)


El Vehhâb

Kullarına hiçbir karşılık gözetmeksizin tekrar tekrar ve çok çok bağışlarda bulunan. Sonu gelmeyen bağışların sahibi.

Kullarına atiyyen bol
Nimetin boldur “Yâ Vehhâb”

Kalbimizi lutfun ile
Rahmetin doldur “Yâ Vehhâb”
(Musa tektaş)

Ey sevgili,
Ta ezelden beri hüsnüne hayran olduğum ey ulu Allahım,
Rabbim,
Şu arzın ve semanın en büyük destanını yazan kudretinin önünde, ruhum handan, rayihalar içinde. Kainatın her zerresini istifademize sunan cömertliğinin önünde, sonsuz rahmetinin önünde bir nun gibi eğiliyorum Allahım. Yedi kat semanı kerem edip bütün güzellikleriyle bize ihsan eden cömertliğin karşısında ne kadar kayıtsız kalmış ruhumuz. Sen cömertsin biz nekes. En cahil-i nadanı ihsanınla ârif kılan sensin. Sensin müminin en büyük sultanı. Bir iyiliğimize karşılık bin adımlık ihsan bahşeden rabbim, mahrem-i esrarımıza ne sırlar fısıldarsın şefkatinle de gözlerimiz görmez olmuş kulaklarımız sağır.
Ey İhsan Sahibi Efendimiz,
Cömertliğinle parıldar inci, yakut ve mercan
Eşsiz nurunla aydınlanır dünya denen zindan.



Ey Vehhâb,
Ey sevgili Sultanım,
Yüceliğinin ürpertisiyle bütün kainatın hayrete gark olduğu her dem bize türlü türlü mucizeler, türlü türlü sevinçler bahşettin. Cennet bahçelerinin içindeki yeşilden zümrütler taktın ruhumuzun desensiz gerdanlarına. Çatlamış dudaklarımıza bir ab-ı Kevser sundun bengisu pınarlarından. Serinledik. Bütün uzuvlarımıza bin gayret libasları bahşettin kahrımızı gizlesinler diye. Karanlıklarımıza göz, hiçliğimize öz verdin. En büyük mükafatı bize bahşettin Rabbim. İnsanı yarattıklarının en şereflisi olarak taçlandırdın. Melekleri bile kıskandıracak kadar ihsanlar bahşettin biz vefasız kullarına. Sana şükürler olsun rabbim.
Ey İrfan Sahibi Efendimiz,
Bin ihsanı lütfederek handan ettin gedânı
Rayihâlar saçsın diye bize sundun gül-i reyhanı.

Sonu veren ilki veren
Süleyman’a mülkü veren
Gül hazinen yediveren
İhsanın güldür “Yâ Vehhâb”


Ey Sevgili,
En sevgili,
Bir tek sözüyle âlemi yoktan var eden Allahım,
Eşkıya baskınlarının ruhumuzu işgal ettiği bu demlerde, sana ne kadar da muhtacız. Bu han içinde birbirimizden sakladığımız nice kederlerimiz var. Kimsecikler derman olamadı ruhumuzun karasına, kalbimizin yarasına. Ya Hû’lara karışan sesimize eşlik eden ney sesleriyle inildeşmede ruhumuz. Sen ilâhımızsın biz senin günahkar kulların. Sen efendimizsin biz senin gedânız. Sen hep cömertsin biz hep yoksuluz Allahım. Halimizi gör ve bağışla rabbim. Bize bütün cömertliğini bahşetmişken sensizliğin tülleriyle kaplanan dünyada ruhumuz yine yoksullaştı. Asıl yoksulluk içimizde biliyoruz rabbim. Asıl yoksulluk içimizde. Gözü ve gönlü doymayan bu yoksullar ordusuna cömertliğinin en büyüğünü yeniden bahşet Allahım. Bize şükür denen en büyük zenginliği bahşet ki seccadelerimiz yeniden çiçek açsın. Bahşet ki dünyalığı zenginleşirken gözü ve gönlü kararan biz biçarelerin yürekleri yeniden nura doysun Allahım.
Ey Furkan Sahibi Efendimiz,
Şükür bilmez yoksullar yağmalardı her ânı
Rahmetin kuşatmasaydı halk ettiğin kervanı.

Dünyada ismin ananlar
Şerefe erişen canlar
Zikrinde ruhlar bedenler
Zikreden dildir “Yâ Vehhâb”

Allahım,
Nisyanlarımız ve isyanlarımız bizi çok kereler uçurumların derin tereddütlerine sürükledi. Elimizden tutmasan dua ve tövbe sağanaklarından bi nasip kalacağız. Bu teferruat ve tereddütler dünyasında savrulan ruhumu rahmetinle, ihsanınla, merhametinle sar kucakla. Şefkatinin göğsünde uyut ve büyüt Allahım. Bilirdim ki ben bir nokta, sen sonsuzluk, ben bir hiç, sen herşey, ben bir damla, sen umman, ben bir kimsesiz, sen kimsesizliğimin kimsesi. Ben ben ben diye sıraladığım sözcüklerin gözümün en kalın perdeleri olduğunu çok geç anladım. Arsızlığın ve açgözlülüğün kirli ırmağında çırpınırken benlik canavarının ruhumu nasıl kuşattığını geç farkettim. Gözlerim nasıl küçüldü de senden başka bir şeyin olmadığını göremedim. Şükür ipinin ucunu bırakışım bu yüzdenmiş meğer. Biçare gönlümün tufanlara gark oluşu da. Çok geç farkettim.
Ey mizan Sahibi Efendimiz,
Lutfunla tamir eyle şu kalb-i virânı
Sen ki âşık-ı sadıkların derdinin dermanı.


Yâ Vehhâb,
İsmine hayran olduğum,
İsminle handan olduğum Rabbim,
Kalbimin hânesini dâr-ı dîdâr eyleyen efendim. Rahmeti bol, ikramı sonsuz olan büyük Allahım. Senin engin cömertliğinin karşısında utancımdan kahrolmaktayım. Keder denizinin kıyısında bir sağanağa tutulmuş kalbim senden af diler. Bu handa bir mecaza takılan ruhum senin ihsan ummanının ortasında senden af diler. Ey güzelliğin ülkesi, ey cömertliğin ve lutfun denizi beni de rahmet denizine kat. Bir nisan yağmuruyla arındır günahlarımdan. Ey Kalbimin şifrelerini düzenleyen Allahım! Bozulan ahengimi kudretli ellerinle yeniden düzenle. Beni ruhuma üflediğin nefesin saffetinden ıraklaştırma. Zaman ve mekandan geçip içimdeki sonsuzluğa yürüyecek dermanı benden esirgeme. Seccadem çiçek açsın, baharlar yolum olsun. Bir kutlu yoldan senin ülkene gelen bir yolcu kıl beni Allahım.
Ey Derman Sahibi Efendimiz,
Dünya bir mecaz ben ki bir seyyah-ı mihmanı
Sensin efendim sen kainatın en sevgili sultanı.

__________________
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
gülrüba isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 17.10.2009, 17:45   #19
gülrüba
Usta Yiğido
NO AVATAR
 
gülrüba Şuan gülrüba isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 05.11.2010 12:11

Üyelik Tarihi: 15.10.2009
Mesajlar: 894
Tecrübe Puanı: 619 gülrüba FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: Esmâü'l Hüsnâ Yazıları

Esmâü’l Hüsnâ Yazıları (19)


El Rezzak
Cenâb-ı Mevlâmızın güzel isimlerinden biri. O'nun rızık veren, bol bol, hak edilenden fazlasıyla rızıklandırdığına işaret eden ism-i şerifidir.


Ruhlara manevi gıda


Kapısın açar “Yâ Rezzak”
Rızkı yaratan ol Huda
Kuluna saçar “Yâ Rezzak”
(Musa Tektaş)


Ey rahmeti bol olan büyük Allahım,
Ey ol! deyince olduran, Alemlerin Rabbi olan,
Ey sevgililer sevgilisi Mevlam,
Senin rahmetin, bereketin üstüme yağarken, senin okyanusun beni çağırırken, senin ırmakların aşk aşk diye akarken; benim görmeyen körlüğüm, benim duymayan gafletim, bütün iyi yanlarımı kahrediyor. Hayatın içinden dokunduğum her yerde, her şeyde senin mührün var. Bire bin katan, azı çok eden, yoğu var eden sensin. Sensin beni hayat merdiveninde yürüten, bana nice güzellikler katan, sevgiler, aşklar bahşeden. Göğün yağmurlarını iplik iplik, çatlamış toprağın bağrına indiren sen, yeni doğmuş bebeği anne göğsünde büyüten sensin. Sensin ruhumun ışığı. Tükenmeyen aydınlığı. Bitmeyen nuru...
Ey Sevgili,
Yâ Rezzak,
Sağlık sıhhat diler, el açar, her inanmış can...
Esrarınla çoğaltırsın Ey Ulu sultan...



Her kulun yüzün güldürür
Başağa ürün doldurur
Kimi bire bin kaldırır
Ekinler biçer “Yâ Rezzak”


Rabbim,
Sultanım,
Gönüllerimizin sahibi ey Ulu Serdarım,
Buğday başaklarındaki her tanenin gideceği adresi bilen ve onu dilediğine nasipleyen esrarının tesirinde, aklım naçar kaldı. Bir karıncanın rızkını bile unutmadan veren, onun bütün ömür haritasını en incesine gözetleyen ululuğun karşısında titriyor yüreğim. Gurubun ufukta temaşasıyla kendini ağaçların dallarına vuran garip serçelerin, ibibiklerin, üveyiklerin rızkını teslim eden şefkatinin karşısında ürperiyorum. Gözlerim ab-ı revan olup düşüyor yollarına. Senin bana verdiklerini, ödememin bir karşılığı yok biliyorum. Karşılık beklemeden verensin. Her aczimizi görensin Rabbim. Çöl olmuş ruhumuza Hızır peygamber kavlince, gümrah ırmaklar akıtansın... Sen karanlığımızda ufkumuza doğan nurlu bir Tan’sın.
Ey sevgili,
Yâ Rezzak,
Mal mülk diler, el açar her inanmış can...
Şevketinle çoğaltırsın Ey Ulu Sultan...



Rızka kefilsin inandım
Manevi gıda muradım
Hayat suyun yudum yudum
Her canlı içer “Yâ Rezzak”




Rabbim,
Bahtımın hiç solmayan Ulu Güneşim,
Ey rahmeti bol olan Allah’ım,
Çiçek olup yerden fışkıran nice nebat, kuş olup uçup giden her kanat, senin melteminle can buldu, çoğaldı. Sen istemesen yerden bir zerre kalkmaz. Senin bilgin dışında bir karınca bile var olmaz. İlahi kudretinle yazdığın bu kainat bilmecesini çözmeye gücümüz yok, bilgimiz yok. İstediğin yere kadar bildiklerimiz. Seni bildik, sana taptık, sana kul olduk, çok şükür. Tan yüzlü duaların hakkına, kadim elif hakkına, nun ve sad hakkına bizi kulluğundan düşürme Allahım. Bize yazdığın nasibimizi kesme. Bizi menzilinden ayırma. Merhametinin ülkesinden, şefkatinin rıhtımından bizi ayırma. Bir gül-i reyhan olsun aramızdaki yollar.
Seni bildik, sana taptık, sana kul olduk, çok şükür...
Bizi çoğalt, bizi kulluğumuzla çoğalt ki sana gelmeye yüzümüz olsun.
Şükür duamız, zikir mayamız olsun.
Hayır diler, iman diler, ar diler her can
Şefkatinle çoğaltırsın, Ey Ulu Sultan.


Rızık kulu arar elbet
Kulun aradığı cennet
Nasibi olmayan bedbaht
Emrinden kaçar “Yâ Rezzak”

Rabbim,
Yâ Rezzak,
Sevgili Allah’ım,
Aklımızı, fikrimizi, zikrimizi sen nizam ve intizamınla düzenledin. En şerefli olan ismi sen bize bahşettin. Rızıkların en büyüğü olan aklı, bize ihsanınla bağışladın. Bizi insan kıldın. Mahlukatın en şereflisi ilan ettin bizi. “Okuttun dersini hatt u hâlin, öğretip harfini hâ vü dâlın”... Manevi nasibimi bana münasip kıldın. Mürşidim oldun gönül evimde. En büyük rızk bildiğim vicdan denen meleği koydun içime. Ya bu rızkım olmasaydı ben ne olurdum? Sana şükürler olsun. Utanma, edep, cömertlik, sabır, ilim, kaygı, tevazu, marifet, iffet gibi rızıkların en büyüklerini verdin Allahım. İşte bu rızıklarınla doydum, büyüdüm, insan oldum, sana geldim. Sana şükürler olsun, ihsanın bol olsun Rabbim.
Akıl diler, ar diler, sabır diler inanmış her can...
İhsanınla çoğaltırsın Ey Ulu Sultan...


Yarattığın yerde gökte

Hepsi sana ibadette
Hem dünyada hem ahrette
Eyleme nâçar “Yâ Rezzak”



Ey Allahım,
Yâ Rezzak,
Ey Kainatın Efendisi olan, En Sevgili,
Hiç kimse, hiç kimsenin rızkına sahip olamaz diyen irsal-ı mesel üzre bildim ki bir kuş bile diğer kuşun rızkını almıyormuş. Bunu koruyan bir ulu makam varmış yüceden. Senin verdiğin rızkının sahibini de koruduğunu bilirim. Yazılan kader üzredir nasibimiz. Kaderi zorlamak faydasız. Her kuluna giydirdiğin rızkının kumaşı o kadar geniş ve bol ki... Bir giymeyi bilseler, daha nice elbiseler çıkacak o kumaştan der gibi cümle kainat. Aç gözlü insanın şerrinden sana sığındım Allahım. Bu kullarını ıslah et. Yok sandıkları rızklarını ziyadeleştir. Ancak bugün varız diyor içim. Bütün verdiklerin ve vereceklerin için sana şükürler olsun Allahım. Bir akşam daha geliyor. Bu biten gün için, bugün bana nasip ettiklerin için sonsuz şükürler Rabbim.
Ömür diler, hayır diler inanmış her can
Rahmetinle çoğaltırsın Ey Ulu Sultan.
__________________
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
gülrüba isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 17.10.2009, 17:45   #20
gülrüba
Usta Yiğido
NO AVATAR
 
gülrüba Şuan gülrüba isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 05.11.2010 12:11

Üyelik Tarihi: 15.10.2009
Mesajlar: 894
Tecrübe Puanı: 619 gülrüba FORUMLARA KATILIMI BIRAZ DAHA ARTABILIR
Standart Cevap: Esmâü'l Hüsnâ Yazıları

Esmaü'l Hüsnâ Yazıları (20)



El Fettâh
Allah’ın ismi şeriflerinden birisi de ‘El-Fettâh’ olup, anlamı; kapalı olan her şeyi inayetiyle açan, her zorluğu hidayetiyle gideren İlâhi Zât demektir.

Zamanların Fâtihisin
Lutfile nusret edensin

Mü’mini cihanda muhsin
Seçen sensin “Yâ Fettâh”
(Musa Tektaş)

Yâ Fettâh,
Ey büyük Allah’ım,
Sabahın ılık rüzgarı, hanemize koşarken, uzaklara hicret eden ak mintanlı gün, tepelerin üzerinden aşarken, vadilerin üzerinden devrile devrile akan berrak sular ırmağından taşarken ben ellerimi açtım, sana geldim. Kapına geldim. Üzerime kapanmış sandığım ihsan kapına geldim. Hüznün sarkacında asılı duran kederli yüreğimi sana getirdim. Yüreğim senin inayetinle durulmak ister. Sen merhametinin sığınağına geldim, uyumaya, durulmaya ve yeniden doğrulmaya... Ağır ağır yükleri taşıtmayan, belalı sulara girdiğimde boğulmama geçit vermeyen sensin. Kalbimi onaran sen.Tüm hüzünlerimi bıraktım zehrin avuçlarına, geldim. Kalbim, anahtarı sen de olan huzur kapısından içeri girmek diler. Bütün pişmanlığım, bütün kederim ve sana olan aşkımla geldiğim kapını, engin lütfunla aç Rabbim. Aç ki senin ikliminin sırrına ereyim, senin ateşinle yanayım.
Şükürler sana Rabbim, şükürler olsun...
Nurunla, rahmetinle muhabbetler saçansın...
Kilitli kapıları ihsanınla açansın.


Bize bütün kapıları
Açan sensin “Yâ Fettâh”
Zaferlerin ayetlerde

Geçen sensin “Yâ Fettâh”


Ey sevgililer sevgilisi,
Ey gönüller Fatihi,
Yâ Fettâh,
Beni mahzun koyan, beni kesretin zincirlerine vuran, beni zehriyle uyutan kıskanç zamanın ellerinden düşüp sana iltica etmişim... Mülteciyim kapında Ey Sevgili... Dilenciyim, gönül gözü topal. Aşkına dilenciyim, mahzun koyma Yâ Fettâh... Beni kapıların arkasında bırakma. Hayırlı kapıların açılsın yüzüme, taze günlerin avucunda bir sarmaşık olayım her dem sana açılan, her dem seni zikreden. Bir kapıyı kapatıp bin kapıyı açan Allah’ım. Bir şerri, musibeti, bin hayra bağlayan, ummadıklarımı, düşünemediklerimi, bilemediklerimi esrarınla kalbime düşüren Rabbim. Mültecinim kapında, uzak seferlerden gelmişim, kabul buyur, aç nurlu ikliminin kapılarını sonuna kadar. Aç ki bir gül gibi katmerleşip açayım her seherde Hu Hu, diyerek.
Şükürler sana Rabbim, şükürler olsun.
Nurunla, rahmetinle muhabbetler saçansın...
Kilitli kapıları ihsanınla açansın.



Sultanım,
En sevgili,
Ey Sevgili,
Şimdi vakitlerden tan vaktidir. Camilerde sabah ezan-ı şerif okunuyor. Ezanın kutlu sesi açıyor yüreğimin perdesini. Esrarlı bir saba açıyor gönlümün kapısını, sızıyor ta derinlere. Ürperiyor ve sana uyanıyorum. Bir el dokunmuş yüreğime saba tadında. Gözlerim buğulanıp yağıyor nisan’a inat. Hiçliklere inat. Menekşeler, ıtırlar boy veriyor yüreğimin bahari toprağında. Kimselerin ayak basmadığı gönlümün sessiz kırlarında, bin kır çiçeği açıyor her dem seni anan... Kokular getiriyor, saba rüzgarı çok uzaklardan el değmemiş... Kelebek kanatlı bir düş görüyorum ve düşüyorum peşine. Beni sana getiriyor. Düşlerimi hayra yor Rabbim. Asrın cehenneminden iltica ediyorum rahmetinin saadet kapısına. Çalıyorum, çalıyorum, bir daha çalıyorum... Mültecinim diyorum kapınızda ey Sevgili... Ve bana açılıyor ümidimin kapıları... Giriyorum ardıma hiç bakmadan.
Şükürler sana Rabbim, şükürler olsun...
Nurunla, rahmetinle muhabbetler saçansın...
Kilitli kapıları ihsanınla açansın.


Tutunduk Hakk dallarına
Düştük cihad yollarına

Nimetini kullarına
Saçan sensin “Yâ Fettâh”


Ey Ulu Allah’ım,
Sultanım,
Yâ Fettâh,
Yâ Rezzak,
Nurun, şefkatin ve merhametinle içi kararmış, ruhu daralmış müminin kalbini aç. Yeniden fethet... Yeniden fethet insanlığı Rabbim. Unutulmuş ve unuttuğumuz ne varsa, hepsini yeni baştan düşür yüreğimize. Cihat aşkı, taşısın bizi asrı saadet ülkesine. Dilde, elde, fikirde, zikirde bir fetih süruru yakalasın bizi. Zamanın kifayetsizliği yetmezmiş gibi, çağa yenik düşmüş kalplere, cihetsiz kalmış aşklara, şehnaz faslına dönüşmüş hayatlara ummanından bir katre düşür. Vaktin elinde umarsız, aşksız, imarsız kalmış gönüllere, hislere inşirah ver. Mevsimlerin üzerine düşmüş hastalıklı güz şarkılarını yarıda kes Allahım. Baharlar gelsin, yeşilden bir zümrüt insin dallarımıza. Kara kışın karsız geçen kasvetinde kaçırdık ruhlarımızın gül mevsimini. Açsın gönlümüzde yine peygamber kokuşlu İstanbul gülleri. Şirazesi kaçmış gül mevsimlerine, kara gözlü menekşelere, yasemin kokulu günlere inşirah ver Allahım...
Şükürler sana Rabbim, şükürler olsun...
Nurunla, rahmetinle muhabbetler saçansın...
Kilitli kapıları ihsanınla açansın.



Fethi mübin inancıyla
Coşturup iman gücüyle
Küfrü fethin kılıcıyla
Biçen sensin “Yâ Fettâh”


Yâ Fettâh,
Yâ Rezzak,
Ey Hünkâr-ı ezel,
Feth-i Mübin duygusunu kattığın yürek şehirleri şimdi zulmün elinde biçâre. Hicret ve niyetimiz senin için, senin ikliminin ellerine varmak için. Dünya ki bir zindan-ı bela, çah-ı gam u mihnettir. Bizi geçir bu dünya dehlizlerinden Rabbim. Bize, hayırlı kapılar aç, girelim asr-ı saadet bahçesine. Bir ashap şenliği başlasın gönlümüzde. Bize hayırlı günler nasip et Rabbim, erelim nice haftalara, aylara, senelere. Bize hayırlı rızklar bahşet yüce ihsanınla, derelim başakları rahmet dolu tarlalarımızı. İhsanını bizden esirgeme Allahım. Senin İhsan denizinde bir mâhi gibiyiz. Bize varlığımızı hatırlat Rabbim. Bizi bize unutturma. Aklımızı, ruhumuzu, fikrimizi aç Allahım.
Şükürler sana rabbim, şükürler olsun...
Nurunla, rahmetinle muhabbetler saçansın...
Kilitli kapıları ihsanınla açansın.
__________________
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
gülrüba isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir)
 
Seçenekler Arama
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesaj?n?z? De?i?tirme Yetkiniz Yok

BB Code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Esma-ül Hüsna ile Tedavi seva İslami Konular 5 15.04.2009 17:30
Duvar Yazıları _DuMaN_58 Eglence 48 12.09.2008 10:54
AŞK-I HÜSNA seva Arşiv 0 26.06.2008 16:14
Kamyon Yazıları Yarışması _DuMaN_58 Komik Resimler 4 11.06.2008 12:57
Matematikçilerin Araba Arkası Yazıları :):) serkanka58 Arşiv 1 04.02.2008 13:03


WEZ Format +2. ?uan Saat: 15:28.


Powered by: vBulletin. Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

Copyright © - Bütün Haklar Sivaslilar.net'e aittir.