2011 Sivas'ın yılı olmalı

[Sivaslilar.Net]

Sivas’ın silkinerek ölü toprağını üzerinden atması ve 2011 yılında istemeyi bilmesi, istediğini de yıllara yaymadan koparıp alabilmesi gerekiyor.

Yaklaşık 30 bin üyesi bulunan Esnaf Odaları ile yaklaşık 5 bin üyesi bulunan Ticaret ve Sanayi Odası işin başında olmalı. Bilimsel konularda ise sessizliği bir kenara bırakması gereken Cumhuriyet Üniversitesi kendine gelmeli.

Sivas, 2010 yılında kurumlar arası koordinesizlik yorumları ile gündeme geldi. Kurumlar arası birlik ve beraberlik sağlanamaması, ilin kayıplar vermesine neden oldu. Şehrin zarar görmemesi için Sivas’ın en büyük ihtiyacı birlik ve beraberlik. İlimizin beklenen birlik ve beraberliğini 2011 yılında sağlaması ümit ediliyor. 2011’in Sivas’ın yılı olması bekleniyor.

Darendeliler Sivaslı olarak görülüyor. Darendeli olan Vali Ali Kolat da Sivaslı olarak nitelendiriliyor. Kolat da Sivas’tan biri gibi hareket ediyor, göreve geldiği günden bu yana yaptığı çalışmalar da bunu doğruluyor.

Vali’nin bir Sivaslı gibi olması, Rektörün Sivaslı olması için seçimler öncesinde baskı yapıldıktan sonra rektörlük koltuğuna sonunda bir Sivaslının oturması, Belediye Başkanının Sivaslı olması, her bakanlıkta Sivaslı bir müsteşar ve yardımcısının olması Sivas için büyük şans, bu şans 2011’i Sivaslıların yılı yapmaya yeterli.

STK’lar ise elini taşın altına koymalı. 2011 yılında sessiz sedasız olunmamalı, STK’lar kurumları çalıştırmalı. Özellikle yaklaşık 30 bin üyesi bulunan Esnaf Odaları ile yaklaşık 5 bin üyesi bulunan Ticaret ve Sanayi Odası işin başında olmalı. Bilimsel konularda ise sessizliği bir kenara bırakması gereken Cumhuriyet Üniversitesi kendine gelmeli. Üniversitenin çay satarak, kantin işleterek ve bir nevi otopark değnekçiliği yaparak para kazanmayı bırakması Sivas ile ilgili kararlarda, sunulan projelerde söz sahibi olması, şehrin önünü açması gerekir.

Kaçak Sivaslılar kaçak güreşmemeli, devletten gelmeyecek fabrikanın peşinde koşmamalı.”Ben icra makamı değilim” diyerek kimse kendini kenara çıkarmamalı, adeta topu taca atarak el çekmek yerine tüm gücünü kullanarak önce içeride sonra dışarıdaki Sivaslılarla planlı bir şekilde sorunları birer birer aşmalı.

Artık herkes bir yer, bir yatırım, bir proje için farklı dillerden konuşmak yerine tek bir ağızdan Sivas’a yakışır, en uygun, hızlı çözümlü çalışmalara bir an önce başlamalı. İş öncelikle rektör, TSO ve esnaf odalarına düşerken bu mekanizma içinde siyasiler şehirden alacakları gücü Ankara’da kullanmalı. Artık Sivas istemeyi bilmeli, istediğini de yıllara yaymadan koparıp alabilmeli.

Şehri ilgilendiren her konuya aynı oranda katılım sağlaması gereken bu isimlerin birbirlerine kulak vermesi ve ortak paydada buluşması bekleniyor. Üzerine ölü toprağı serilmişçesine durgunluk içerisinde olan Sivas’ın her anlamda canlılığını sağlaması bekleniyor.

Kaynak: Sivaspostası

[Arif Coşkun]

Bu yazıyı okuyunca nedense Nasrettin Hoca'nın bir fıkrası geldi aklıma.

Nasrettin Hoca bir gün eşeğine biraz fazla ağır çuvalını yüklemek isterken, çuvalı zorluyor kaldıramıyor. Geri doğruluyor.
-Ahhhhhhh gençlik ahhh diyorr.
Şöyle bir etrafına bakınıyor, bakıyorki kimse yok.
-Hadi ordan gençkken ne idinki şimdide ne olasın


Şimdi onun gibi geçmişimiz geleceğimizin teminatı olmalı, ne yapabildik geçmişte mevcut olanlarda bir bir elden gitti. Ne yazıkki sahipsizleri oynuyoruz. Doğru dürüst bir birlik yok sahiplenen yok en büyük eksiğimiz bu. Bunlar giderilmediği sürece daha çok üzüleceğe benziyoruz. Yarınlar yinede umut olsun, hayırlısı olsun diyelim.

[burak5866]

hiç sanmıyorum kişiler değişmediği sürece beyinler dğeişmediği sürece 100 yılda geçse sivas değişmez hatta bu kişilerle daha da kötüye gider.