Forum - Ana Sayfa Takvim S?k Sorulan Sorular Arama

Zurück   Sivas - Sivaslilar.Net - Sivashaber - Sivasforum - Sivasların En Büyük Buluşma Merkezi - Yiğidolar > Serbest Alan > Diğer Konular
SİTE ANA SAYFA Galeri Kayıt ol Yardım Ajanda Oyunlar Arama Bugünki Mesajlar Forumlar? Okundu Kabul Et

Diğer Konular Diğer konular. Yukarıda bulamadığınız konular hakkında burada yazabilirsiniz.



Son 15 Mesaj : Atatürk'ün Çocukluğu'na Ait Hikayeler           »          Şehzade Osman           »          Hatıra defteri           »          Antilop İle Akrebin Dostluğu           »          Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 2           »          Sitemizin Ozanları           »          SEVDİM İŞTE....           »          NEFRET ETTİM İŞTE!!!!!           »          AFORİZMALAR (SAÇMALAMLAR)-1           »          SEÇKİNLER/SEÇİLMİŞLER DÜNYASI           »          Hatalarımızdan Dersler Alabilmek Ümidiyle.           »          Araf Suresi 172-173. Ayetler.( Ben Sizin Rabbiniz Değil Miyim)           »          İnancımızı Kullananların Artık Tuzağına Düşmeyelim.           »          ULAŞ-Yapalı           »          TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR PAYLAŞIMAZ
Cevapla
 
Seçenekler Arama Stil
Alt 27.02.2008, 17:56   #101
abircan
Usta Yiğido
 
abircan - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
abircan Şuan abircan isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 21.01.2015 10:55

Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 3.258
Tecrübe Puanı: 1012 abircan COK SEVILEN BIR KISIabircan COK SEVILEN BIR KISIabircan COK SEVILEN BIR KISI
Standart --->: ANNEMİN YALNIZCA BİR GÖZÜ VARDI

kemalettin tuğcuyu aratmayan bu hikayeler çok güzelll
__________________
zaman kısa, dünya herkese yeter, mühim olan insanlık
KANIMIZIN KIRMIZISI ALNIMIZIN AKIYLA SİVASSPORLUYUZ
abircan isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 27.02.2008, 18:03   #102
_DuMaN_58
Navigator
 
_DuMaN_58 - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
_DuMaN_58 Şuan _DuMaN_58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 04.02.2016 21:29
Tournaments Won: 3

Üyelik Tarihi: 20.08.2006
Yaş: 32
Mesajlar: 9.619
Tecrübe Puanı: 10 _DuMaN_58 SITEMIZE IŞIK ŞACIYOR_DuMaN_58 SITEMIZE IŞIK ŞACIYOR_DuMaN_58 SITEMIZE IŞIK ŞACIYOR_DuMaN_58 SITEMIZE IŞIK ŞACIYOR_DuMaN_58 SITEMIZE IŞIK ŞACIYOR_DuMaN_58 SITEMIZE IŞIK ŞACIYOR
Standart -->: ANNEMİN YALNIZCA BİR GÖZÜ VARDI

Gerçekten çok güzel bir hikayeydi Ellerine sağlık
__________________
[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
_DuMaN_58 isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 27.02.2008, 18:06   #103
fatoş_yvz
Usta Yiğido
 
fatoş_yvz - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
fatoş_yvz Şuan fatoş_yvz isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 27.05.2010 15:19

Üyelik Tarihi: 05.02.2008
Mesajlar: 1.356
Tecrübe Puanı: 727 fatoş_yvz FAZLA SÖZE GEREK YOKfatoş_yvz FAZLA SÖZE GEREK YOK
Standart --->: Ders veren Hikayeler

iLk hikaye gercekten çok guzeLdi emegine sagLık paylaşm için teşkkürLer...
__________________

hayaT Ne qaRip b!R vaRsıN bir yok......
fatoş_yvz isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 01.03.2008, 13:27   #104
fertelliyim
Usta Yiğido
 
fertelliyim - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
fertelliyim Şuan fertelliyim isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 02.10.2011 18:21

Üyelik Tarihi: 12.12.2007
Yaş: 50
Mesajlar: 1.253
Tecrübe Puanı: 722 fertelliyim BU GIDISLE COK MESHUR OLACAK
Standart ÇOBAN VE AĞAÇ

Yaşlı çoban sürüsünü otlatmak için yaylaya çıktığında tepeye yakın bir elma ağacının altında dinlenir ve eğer mevsimiyse, onunla konuşarak: "Hadi bakalım evladım, derdi. Bu ihtiyarın elmasını ver artık". Ve bir elma düşerdi, en güzelinden, en olgunundan. Yaşlı adam sedef kakmalı çakısını çıkartarak onu dilimlere ayırır ve küçük bir tas yoğurtla birlikte ekmeğine katık ettikten sonra, babasından kalan Kur'an'ını okumaya koyulurdu.

Çoban, bu ağacı yirmi yıl kadar önce diktiğinde sık sık sular, bunun için de büyükçe bir güğüme doldurduğu abdest suyundan geriye kalanı kullanırdı. Elma ağacının kökleri, belki de bu sularla kuvvet bulmuş ve kısa sürede serpilip meyve vermeye başlamıştı. Çoban o zamanlar henüz genç sayıldığından şöyle bir uzandı mı en güzel elmayı şıp diye koparırdı. Fakat aradan geçen bunca yıl içinde beli bükülüp boyu kısalmış, ağacınkiyse bir çınar gibi büyüyüp göklere yükselmişti. Ama boyu ne olursa olsun, ağaç yine de yavrusu değil miydi? Onu bir evlat sevgisiyle okşarken :

"Ver yavrum, derdi, gönder bakalım bu günkü kısmetimi." Ve bir elma düşerdi hiç nazlanmadan, yıllar boyu hiçbir gün aksamadan.

Köylüler, uzaktan uzağa gözledikleri bu hadiseyi birbirlerine anlatıp yaşlı çobanın veli bir zât olduğunu söylerlerdi.

Yaşlı adam, ağacın altında dinlenip namazını kıldığı bir gün, yine elmasını istedi. Ancak dallar dolu olmasına rağmen nedense birşey düşmemişti. Sonra bir daha, bir daha tekrarladı isteğini. Beklediği şey bir türlü gelmiyordu. Gözyaşları, yeni doğmuş kuzuların tüylerini andıran beyaz sakalını ıslatırken, ağacın altından uzaklaşıp koyunların arasına attı kendini.

Yavrusu, meyve verdiği günden bu yana ilk defa reddediyordu onu. İhtiyar çobanın beli her zamankinden fazla bükülmüş, güçsüz bacakları da vücudunu taşıyamaz olmuştu. Hayvanlarını usulca toplayıp köye doğru yöneldiğinde, aşağıdaki caminin her zamankinde daha nurlu minarelerinden yankılanan ezan sesiyle irkildi birden. Yeniden doğmuştu sanki çoban. Birşey hatırlamıştı.

Çocuklar gibi sevinerek ağacın yanına koştu ve ona şefkatle sarılırken :


"Canım" dedi, hıçkırıp ağlayarak.


"Benim güzel evladım, mis kokulum. Şu unutkan ihtiyarı üzmeden önce neden söylemedin, bu günün Ramazan'ın ilk günü olduğunu ?"
__________________
<<Ömür Dediğin Bir Gündür O da Bu Gündür...>>
"Her Kim Hakkımda Ne Düşünürse Allah İki Katını Versin"

[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
fertelliyim isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Alt 05.03.2008, 01:15   #105
Sweetgirl
Usta Yiğido
 
Sweetgirl - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Sweetgirl Şuan Sweetgirl isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 02.05.2015 00:50

Üyelik Tarihi: 13.08.2005
Mesajlar: 3.307
Tecrübe Puanı: 1033 Sweetgirl kann auf vieles stolz seinSweetgirl kann auf vieles stolz seinSweetgirl kann auf vieles stolz seinSweetgirl kann auf vieles stolz seinSweetgirl kann auf vieles stolz seinSweetgirl kann auf vieles stolz seinSweetgirl kann auf vieles stolz seinSweetgirl kann auf vieles stolz seinSweetgirl kann auf vieles stolz sein
Standart --->: Hikayeler/Kıssadan Hisseler

ÜÇ EVLAT

Üç kadın çeşme başında toplanmış konuşuyorlardı.Az ötede ihtiyarın biri oturmuş, kadınların çocuklarını methetmelerini dinliyordu.

Kadınlardan biri: -Benim oğlum öyle marifetlidir ki, hiç kimse bu konuda onunla boy ölçüşemez...Tam bir cambazdır o! İp üzerinde bir yürüse de görseniz.

Diğer kadın heyecanla atılarak: -Benim oğlumun sesini bilseniz, dedi.Tıpkı bir bülbül gibi şakır.Yeryüzünde hiç kimsenin böyle bir sesi yoktur.Allah vergisi bu...

Üçüncü kadın susup duruyordu.Diğerleri sordular: -Sen çocuğunu niye övmüyorsun? Nesi var ki? -Çocuğumun çok üstün bir tarafı yok ki...Ne diye durup dururken öveyim onu.

Kadınlar kovalarını doldurup yola koyuldular.İhtiyar adam da peşleri sıra yürümeye başladı.Kadınlar ağır kovaları taşımakta güçlük çektikleri için ara sıra duruyor ve dinleniyorlardı.Sırtları ağrı içindeydi. Bu sırada çocukları onları karşılamaya çıktı.

Birinci çocuk hemen elleri üzerinde havaya kalkmış, çeşitli marifetler gösteriyordu.Kadınlar gözleri hayretten büyümüş haykırdılar:

-Aman ne kabiliyetli çocuk!.. İkinci çocuk altın gibi bir sesle öyle güzel şarkılar söyledi ki, kadınlar gözleri yaşlarla dolu hayranlıkla dinlediler onu... Üçüncü çocuk koşarak geldi, annesinin elinden kovayı aldı ve eve kadar taşıdı.

Kadınlar ihtiyara dönüp: -Bizim çocuklarımız hakkında ne diyorsun, dediler. İhtiyar şaşkınlıkla: -Çocuklarınız mı? Dedi. Onları bilmem. Yalnız biri vardı, annesinin elinden kovayı alıp eve taşıdı. Onu çok beğendim...
__________________
GÜLÜ SEVEN DIKENINE KATLANIR



Sweetgirl isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05.03.2008, 02:50   #106
bulutum
Yasaklı
NO AVATAR
 
bulutum Şuan bulutum isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 09.09.2008 22:14

Üyelik Tarihi: 19.07.2007
Mesajlar: 265
Tecrübe Puanı: 0 bulutum Maalesef Forumlarda cok az yorum yapıyor.
Standart --->: Hikayeler/Kıssadan Hisseler

Sinirlendiğinizde bu öyküyü hatırlayın

Adam yeni kamyonuna bakmak için evinden çıktığında, üç yaşındaki oğlunun gayet mutlu bir biçimde elindeki çekiçle kamyonunun kaportasını mahvettiğini görmüş.

Hemen oğlunun yanına koşmuş ve çocuğun eline çekiçle vurmaya başlamış. Biraz sakinleşince oğlunu hemen hastaneye götürmüş. Doktor, çocuğun kırılan kemiklerini kurtarmaya çalıştıysa da elinden bir şey gelmemiş ve çocuğun iki elinin parmaklarını kesmek zorunda kalmış. Çocuk ameliyattan çıkıp gözlerini açtığında, bandajlı ellerini fark etmiş ve gayet masum bir ifadeyle, “Babacığım, kamyonuna zarar verdiğim için çok üzgünüm.” demiş ve sonra babasına şu soruyu sormuş: “Parmaklarım ne zaman yeniden çıkacak?” Babası eve dönmüş ve hayatına son vermiş...

Birisi masaya süt döktüğünde ya da bir bebeğin ağladığını işittiğinizde bu öyküyü hatırlayın. Çok sevdiğiniz birine karşı sabrınızı yitirdiğinizi anladığınızda, önce biraz düşünün. Kamyonlar onarılabilir, ama kırılan kemikler ve incinen duygular hiçbir zaman onarılamaz; genellikle kişiyle performansı arasındaki farkı göremeyiz. İnsan hata yapar. Hepimiz hata yaparız. Fakat öfkeyle ve düşünmeden yapılan şeyler, insanı sonsuza kadar rahatsız eder. Harekete geçmeden önce durun ve düşünün. Sabırlı olun. Anlayış gösterin ve sevin.

Ailem dergisinden
bulutum isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05.03.2008, 02:52   #107
bulutum
Yasaklı
NO AVATAR
 
bulutum Şuan bulutum isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 09.09.2008 22:14

Üyelik Tarihi: 19.07.2007
Mesajlar: 265
Tecrübe Puanı: 0 bulutum Maalesef Forumlarda cok az yorum yapıyor.
Standart --->: Hikayeler/Kıssadan Hisseler

Bir ev tapusu

Meşhur velilerden Habib-i Acemî (k.s.) (ö. M:739) zamanında, benzeri görülmemiş şöyle bir hadise yaşanmıştır:

Horasanlı bir adam, evini on bin dirheme satarak, ailesiyle Basra’ya geldi.

Oradan hacca gidecekti. Habib-i Acemî’yi buldu ve ondan şöyle bir

istekte bulundu: “Ben eşimle hacca gidiyorum. Şu onbin dirhem parayı

al da, Basra’da benim için uygun bir ev alıver.”

Horasanlı ve eşi Mekke’ye doğru yola koyuldu. O günlerde ise Basra’da müthiş bir kıtlık ve açlık başgösterdi. Habib-i Acemî hazretleri ise elindeki emanet

parayla gıda maddeleri alıp, sahibinin hayrına muhtaçlara dağıtmak

zorunda kaldı.

Adamın rızası olmazsa, parasını geri verecekti.

Horasanlı, hac dönüşünde kendisine ev alınıp alınmadığını sordu. Habib-i Acemî dedi ki: “Rabb’imden sana Cennet’te bahçeli bir ev alıverdim!”

Adam bu durumu eşine haber verdi. Kadın buna memnun oldu, fakat evin tapusunu da istedi. Horasanlı bu isteği iletince, Habib-i Acemî ona şöyle bir senet yazıp

eline verdi: “Bismillah.. Bu senet, Habib’in Horasanlı için Rabb’inden

aldığı evin tapusudur.

Allahu Tealâ bu evi Horasanlı’ya verecek ve Habib’i de

borcundan kurtaracaktır...”

Bu senedi aldıktan sonra adamcağız ancak kırk gün daha yaşadı. Ölmek üzereyken, bu tapu senedinin kefenine konulmasını vasiyet etti. Öyle yaptılar.

Bir zaman sonra da kabrinin üzerinde, bir levhaya parlak bir yazıyla yazılmış

şöyle bir yazı buldular:

“Habib Ebu Muhammed’in falan Horasanlı için on bin dirheme aldığı evin beratıdır. Rabb’i, Habib’in istediği evi Horasanlı’ya verdi ve Habib’i de borcundan kurtardı.”

Habib Hazretleri bu yazıyı alıp okuyunca, levhayı öperek ve ağlayarak dostlarının yanına koştu: “Bu Rabb’imin bana olan beratıdır!” diye sevincini ifade etti.

(Ebu Nuaym, Hilyetü’l-Evliyâ (Beyrut, 1997), 6/162;

Tarih-u Medînet-i Dimaşk, 12/54-55)
bulutum isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05.03.2008, 02:53   #108
bulutum
Yasaklı
NO AVATAR
 
bulutum Şuan bulutum isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 09.09.2008 22:14

Üyelik Tarihi: 19.07.2007
Mesajlar: 265
Tecrübe Puanı: 0 bulutum Maalesef Forumlarda cok az yorum yapıyor.
Standart --->: Hikayeler/Kıssadan Hisseler

“Razı olduğun şeyi istiyorum”

Dualarda Cenab-ı Hakk’tan bize O’nun yolunda olma aşkı ve şevki vermesi istenebilir. Bununla birlikte, müminin dualarında,

“Senin sevdiğin ve razı olduğun şeyi istiyorum” demesi daha iyidir.

Mümin, sonunu bilmediği, arkasında hayır mı var, şer mi var kestiremediği isteklerde bulunmamalıdır. İnsanın kendi arzu ve isteklerinden uzaklaşıp

Rabbinin emir ve istekleri içinde eriyip gitmesi çok önemlidir ve işte manevî terakki de budur.
bulutum isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05.03.2008, 02:55   #109
bulutum
Yasaklı
NO AVATAR
 
bulutum Şuan bulutum isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 09.09.2008 22:14

Üyelik Tarihi: 19.07.2007
Mesajlar: 265
Tecrübe Puanı: 0 bulutum Maalesef Forumlarda cok az yorum yapıyor.
Standart --->: Hikayeler/Kıssadan Hisseler

Ah o elma olmasa...

O gün hava iç bayıltır. Gök kirli sarı, zemin çatlak çatlaktır. Genç yolcu Dicle kenarında mola verir. Bir ara suyun bir elmayı kendine doğru getirdiğini görür. Gayri ihtiyari uzanıp yakalar.

Elma serin suda döne döne sertleşmiş, kütür kütür bir şey olmuştur. Bu davetkâr meyveye dayanamaz, dişleyiverir. Derken, “Ya bu elma sahipliyse?” diye düşünür. Sorar soruşturur, sahibini bulur. Boynunu bükerek “Ben bir hata işledim efendim.” der, “Elmalarınızdan yedim. N’olur hakkınızı helâl edin.” Adam bir muzdarip gence, bir ucu ısırılmış elmaya bakar. Sonra aklına ne gelir bilinmez, kaşlarını kaldırır. “Helalleşmek öyle kolay mı?” der, “Yanımda çalışmalısın!” Genç ağlamaklı:

- Benim Kûfe’ye gitmem gerek.

- Kûfe’de ne yapacaksın?

- İlim okuyacaktım.

- Onu elmayı ısırmadan önce düşünecektin. Mahşerde hesaplaşmak istemiyorsan kollarını sıva.

Delikanlı “Pekâlâ” der. Günlerce elma toplar, dallarda bir tek elma bile kalmayınca bahçe sahibinin karşısına çıkar. “Müsaade etseniz de gitsem.” der. Adam babacandır, hoş sohbettir, lâkin söz gitmekten açılınca birden değişir. “Bahçeyi kotardık; ama tarlalar duruyor.” der... Adam on gram elma için delikanlının bir yılına ipotek koyar. Taş taşıtır, kerpiç kardırır, çatıyı aktartır. Gün gelir yapılacak iş kalmaz. Genç bir kez daha huzura çıkar. Adam “Şimdi sana hakkımı helâl edebilirim.” der, “Ama son bir şartım var.”

- Söyleyin yapayım.

- Benim kör, topal bir kızım var. Onu alırsan anlaşabiliriz.

- Tamam, kâbul ediyorum.

... Delikanlı müstakbel hanımının bulunduğu odaya girince gördüğüne inanamaz. Karşısında dünyalar güzeli bir hanım durmaktadır. “Bir yanlışlık olmalı.” deyip dışarı çıkar. Kayınbabası ile karşılaşırlar. Adam “Dön geri” der, “Senin hanımın odur. Kör diyorsam harama bakmaz, topal diyorsam harama basmaz. Ben yıllardır ‘Ona, onun gibi bir efendi nasip eyle’ diye dua ediyorum. Yüce Rabb’im kısmetimizi ayağımıza gönderdi. Seni gördüğüm gün kararımı vermiştim.”

Bu güzel ailenin nur topu gibi bir oğulları olur. Küçük çocuk emeklerken heceler, yürürken okur. 4 yaşında Kur’an’ımızı hatmeder, derken hafız olur. Annesi “Aslında bu yaşa da kalmazdı; ama...” der, “Ah, o elma olmasa.” Bu çocuk Kûfe âlimlerine reis olur,İmam-ı Âzam Ebu Hanife derler adına.


Ailem dergisinden
bulutum isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05.03.2008, 09:20   #110
fertelliyim
Usta Yiğido
 
fertelliyim - Ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
fertelliyim Şuan fertelliyim isimli Üye şimdilik offline Konumundadır
Son Aktivite: 02.10.2011 18:21

Üyelik Tarihi: 12.12.2007
Yaş: 50
Mesajlar: 1.253
Tecrübe Puanı: 722 fertelliyim BU GIDISLE COK MESHUR OLACAK
Standart --->: Hikayeler/Kıssadan Hisseler

Alıntı:
bulutum Nickli Üyeden Al?nt? Mesajı Göster
Sinirlendiğinizde bu öyküyü hatırlayın

Adam yeni kamyonuna bakmak için evinden çıktığında, üç yaşındaki oğlunun gayet mutlu bir biçimde elindeki çekiçle kamyonunun kaportasını mahvettiğini görmüş.

Hemen oğlunun yanına koşmuş ve çocuğun eline çekiçle vurmaya başlamış. Biraz sakinleşince oğlunu hemen hastaneye götürmüş. Doktor, çocuğun kırılan kemiklerini kurtarmaya çalıştıysa da elinden bir şey gelmemiş ve çocuğun iki elinin parmaklarını kesmek zorunda kalmış. Çocuk ameliyattan çıkıp gözlerini açtığında, bandajlı ellerini fark etmiş ve gayet masum bir ifadeyle, “Babacığım, kamyonuna zarar verdiğim için çok üzgünüm.” demiş ve sonra babasına şu soruyu sormuş: “Parmaklarım ne zaman yeniden çıkacak?” Babası eve dönmüş ve hayatına son vermiş...

Birisi masaya süt döktüğünde ya da bir bebeğin ağladığını işittiğinizde bu öyküyü hatırlayın. Çok sevdiğiniz birine karşı sabrınızı yitirdiğinizi anladığınızda, önce biraz düşünün. Kamyonlar onarılabilir, ama kırılan kemikler ve incinen duygular hiçbir zaman onarılamaz; genellikle kişiyle performansı arasındaki farkı göremeyiz. İnsan hata yapar. Hepimiz hata yaparız. Fakat öfkeyle ve düşünmeden yapılan şeyler, insanı sonsuza kadar rahatsız eder. Harekete geçmeden önce durun ve düşünün. Sabırlı olun. Anlayış gösterin ve sevin.

Ailem dergisinden


Paylaşım için çok teşekkür ederim gercekten ders verici ibret alınacak bir hikaye

Benimde Allah bağışlarsa 2 tane evladım var bırak birşeyi kırmasını tabiri yerindeyse Dünyayı yaksa umrumda değil yeterki CAN larına bir zarar gelmesin bu dünyada sahip olduğum ve olabileceğim en değerli hazinemdir onlar. Yavrularım yok ise bende yokum Yüce Rabbim sağlıklı ve uzun ömür versin Amin
__________________
<<Ömür Dediğin Bir Gündür O da Bu Gündür...>>
"Her Kim Hakkımda Ne Düşünürse Allah İki Katını Versin"

[Üye Olmayanlar Linkleri Göremez. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
fertelliyim isimli Üye şimdilik offline Konumundadır   sendpm.gif Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir)
 
Seçenekler Arama
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesaj?n?z? De?i?tirme Yetkiniz Yok

BB Code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


WEZ Format +2. ?uan Saat: 11:42.


Powered by: vBulletin. Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

Copyright © - Bütün Haklar Sivaslilar.net'e aittir.