|
SİTE ANA SAYFA | Galeri | Kayıt ol | Yardım | Ajanda | Oyunlar | Bugünki Mesajlar | Arama |
Diğer Konular Diğer konular. Yukarıda bulamadığınız konular hakkında burada yazabilirsiniz. |
|
Seçenekler | Arama | Stil |
06.01.2009, 19:42 | #1 |
Usta Yiğido
*AHISKALI* Şuan
Son Aktivite: 16.04.2014 12:59
Üyelik Tarihi: 10.09.2008
Mesajlar: 843
Tecrübe Puanı: 659
|
İSLAMIN BAYRAKTARI:TÜRKLER!!!
Türk, bütün varlığı ve heyecanı ile islamiyete koşarken hasretle beklediği
dine kavuşmanın mutluluğunu yaşamıştır. "Allah’tan başka ilah yoktur" diyen, "cihad" emri ile "alplik ruhunu" besleyen, öte yandan "hak yolda" alimlerin akıttığı mürekkebi, şehid kanından daha mübarek bulan islamiyet, kısa zamanda Türk’ün ruhunu keşfetmekle kalmamış, Türk’ü yeniden Türk’e buldurmuştur. S. AHMET ARVASİ Türkler ve İslamiyet İslamiyeti kabul etmeleriyle birlikte millet olma sürecini tamamlayan Türkler kısa sürede islamiyeti bir "dünya dini" haline getirmiş,hakimiyeti altında olsun ya da olmasın tüm müslüman azınlıkları koruyup kollama görevini üstlenmişlerdir. Tarihte hiçbir millete nasip olmayacak kadar köklü ve güçlü imparatorluklar kuran Türk Milleti, bu gücünü hiç şüphesiz İslam dininden almıştır Dünya Tarihinin Dönüm Noktası Türkler’in İslam dini ve müslüman Araplarla tanışmasına vesile olan "Talas Savaşı"ndan Çin Ordusu karşısında zorlanan Müslümanların yardımına Türk süvarileri yetişmiştir. Savaşı izleyen Karluk beyinin emriyle savaş alanına giren Türk süvarileri karşısında neye uğradıklarını şaşıran Çinliler Talas Savaşı’nda yenilgiye uğramışlardır. Bu savaşın ardından islamiyet Maveraünnehr’de kalıcı hale gelmiş ve Türkler de uzun zaman Çin tehlikesinden kurtulmuşlardır. Bölgeye adım atan Müslüman Araplar, Türklerin yüksek ahlaklarını, idarecilik ve savaştaki üstün meziyetlerini yakından tanıma imkanı bulmuşlardır. Bu savaş sonucunda, Türklerin islamiyete girmesiyle bu dinin kısa sürede bir "dünya dini" olacağı inancı doğmuştur. Türklerin müslüman Arapları, Arapların da Türkleri tanımasına neden olan "Talas Savaşı" dünya tarihi için bir dönüm noktası olmuştur. Talas Savaşı’nın ardından kitleler halinde islam dinine geçen Türkler, iddia edilenlerin aksine hiçbir zorlama ile karşılaşmamışlardır: "Türkler, İslamiyeti samimi olarak, kendi istekleriyle, hiçbir zorlama ve dış baskı olmaksızın kitle halinde kabul edince, tarihlerinin yeni bir devresine ayak basmış oluyorlardı… Türkler müslüman olmak suretiyle Türklüklerini kemale erdirmiş, adeta tamamlamışlardı." (Yılmaz Öztuna, Türk Tarihinden Yapraklar, s.47) Türklerin İslam Dünyasındaki Liderliği İslamiyeti kabul eden Türkler "İlahi Kelimetullah" davası uğruna tüm dünyaya Türk-İslam adalet ve hoşgörüsünü götürmekle kalmamış, hakimiyeti altında 30’dan fazla din ve ırktan insanı koruyup kollamayı kendisine vazife bilmiştir. Türkler İslam dünyasının önderlik görevini ilk olarak Selçuklu Devleti zamanında kazanmışlardı. Selçuklu devleti ve onun mirası üzerine korulan Osmanlı Devleti, sınırları içerisinde olsun ya da olmasın islam ülkelerine yapılan saldırıları kendi ülkesine yapılan bir saldırı olarak kabul ediyordu. Yavuz Sultan Selim Mısır’da hüküm süren Memlüklü Devleti’ne son vermesi üzerine islam dünyasının önderliği manevi olarak da Türklere geçti ve tüm islam dünyasının başkenti İstanbul oldu. Mısır’ın ardından Kuzey Afrika ülkeleri de birer birer Osmanlı sınırlarına dahil edildi. İspanyol işgaline uğrayan Cezayir’e çıkarma yapan Barbaros Hayrettin Paşa bölge halkının sevgi gösterileriyle karşılandı. Türklerin Cezayir’e adım atışıyla birlikte İspanyolların ve İspanyollarla işbirliği içerisinde bulunan Cezayirli yöneticilerin halka yapmış oldukları zulüm son buldu.Cezayir’le birlikte Tunus, Fas, Libya, Irak, Körfez Ülkeleri ve Yemen’de Osmanlı topraklarına dahil edildi. Türkler hakimiyeti altındaki topraklarda hiçbir zaman emperyalist bir yaklaşım içerisinde olmadı. Özellikle halkı müslüman olan ülkelerdeki insanlar, her alanda Türklerle eşit haklara sahipti. Arap halkları İslamiyete yapmış oldukları hizmetlerden dolayı Osmanlı Sultanlarına ve Türklere büyük sempati duyuyorlar ve "kavmi necip" olarak isimlendiriyorlardı. 4. yüzyıl Türk idaresi altında yaşayan Araplar, her türlü iç ve dış saldırıya karşı güven içinde bir yaşam sürdüler. 19. asırda bölgedeki doğal kaynaklara göz diken Batı ülkelerinin kışkırtmalarıyla Arap ülkelerinde esen bağımsızlık rüzgarı iddia edilenin aksine huzur ve güven ortamı sağlamadı. "Türkler Arap ülkelerinde sömürgecidir" iddiasıyla Arapları kışkırtılan Batılı güçler, 2. Dünya Savaşı sonuna kadar bu ülkeleri emperyalist çıkarları doğrultusunda kullanmışlardır [/color][/font][/b]
__________________
...zamansız şehre dönmek... |
06.01.2009, 22:11 | #2 |
Yiğido
HAYALKAFE Şuan
Son Aktivite: 22.01.2013 21:24
Üyelik Tarihi: 03.08.2005
Mesajlar: 136
Tecrübe Puanı: 699
|
Cevap: İSLAMIN BAYRAKTARI:TÜRKLER!!!
sahipsiz bıraktık şimdi mazlumları yazıklar olsun
__________________
...VAKİTSİZ BİR SONBAHAR AKŞAMINDAYIM... |
06.01.2009, 22:23 | #3 |
Usta Yiğido
*AHISKALI* Şuan
Son Aktivite: 16.04.2014 12:59
Üyelik Tarihi: 10.09.2008
Mesajlar: 843
Tecrübe Puanı: 659
|
Cevap: İSLAMIN BAYRAKTARI:TÜRKLER!!!
malesef bir zamanlar selçuklu himayesinde osmanlı adaletinde sahiplendiğimiz kardeşlerimizin şimdiki halleri içler acısı utanç duyulacak bir vaziyet
__________________
...zamansız şehre dönmek... |
Konuyu Toplam 1 Üye Okuyor. (0 Kay?tl? Üye Ve 1 Misafir) | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
ISLAM'IN ŞARTLARINDAN ZEKAT HAKKINDA BİLGİLER | seva | İslamın Şartları | 1 | 13.09.2008 22:40 |